01.01.2016
إِنَّا أَرْسَلْنَاكَ شَاهِدًا وَمُبَشِّرًا وَنَذِيرًا
Peygamberlere İman
Aziz Müslümanlar!
Peygamberler Alemleri Yaratan Allah’ın (c.c.) varlığının delillerindendir. Yüce Yaratıcı’nın varlığını ve birliğini en net üslup ve açıklama ile insanlara aktaran seçilmiş mübarek insanlar Peygamberlerdir.
İnsanlığın atası olan Adem (a.s.), aynı zamanda ilk Peygamberdir. Yeryüzünü Allah’ın (c.c.) kanunlarıyla yaşanabilir, saadetli ve bereketli bir dünya haline getirebilmek gayesiyle vazifelendirilmiş ilk Peygamberdir. Adem safiyullah ile başlayan ve ahir nebi Hz. Muhammed (s.a.s.) ile tamamlanan Peygamberler silsilesine iman etmek her Müslüman’a farzdır. Onların yaşadıkları gibi yaşamak, öğrettiklerini yaymak, Hakk davasına ve yoluna tabi olmak her Müslüman’ın görevidir.
İslam akidesinde tüm Enbiya’ya inanmak, hürmet etmek ve tabi olmak Hakk buyruğudur. Kim ki peygamberlerden herhangi birine inanmaz ve ona muhalif söz beyan ederse o kişi hakikat yolundan çıkmış ve batıla mahkum olmuştur.
Aziz mü’minler!
Allah (c.c.) tarafından, insanlar arasından en zeki, dürüst, gayretli, emin ve günahsız kişilerden, seçilen Peygamberlerin amacı doğruyu ve yanlışı bizlere va’z etmektir. Onlar; var edenin Allah (c.c.) olduğunu, dünyaya Alemlerin Rabbi’ne kulluk için gönderildiğimizi, dünyanın geçici, ahiretin ise asıl olduğunu ve bir gün nasıl yoktan var edildiysek aynı şekilde kıyametle fani hayatın bitip hakiki aleme rücu edeceğimizi bizlere hatırlatmak gayesiyle vazifelendirilmişlerdir. Peygamberler inanlara; Allah’ın mükafaatlarını müjdelemek, inkarcılara ve nasihatleri küçük görenlere de elem verici azabı bildirmek görevini yüklenmiştir. Hiçbir Peygamber bir insanı zorla imana getirememiştir. Allah (c.c.), Kuran-ı Kerim’de “sen onlar üzerinde zorlayıcı değilsin”1 “kim iman ederse kendi iyiliğine, kim de inkar ederse kendi zararına”2 “sen insanların vekili değilsin”3 buyurarak; iman ve küfür tercihini insanlara bırakarak Peygamberlerin vazifesinin tebliğ olduğunu bildirmiştir.
Aziz Kardeşlerim!
Peygamberler yeryüzünün en çilekeş insanlarıdır. Sırf Allah (c.c.) rızası için geceli gündüzlü insanları hakk yoluna davet etmişlerdir. Hem de hiçbir ücret ve dünyalık almadan. Zaman zaman hakaretlere, iftiralara, açlığa, psikolojik ve maddi zulümlere, boykotlara maruz kalmışlar, hatta sürgüne bile gönderilmişlerdir. Sırf insanlar; düşmanları olan şeytanın ve nefislerinin yolundan gitmesinler ve Allah’ın (c.c.) emirlerinden çıkmasınlar diye bu çileye razı olmuşlar. Yeryüzünün en mübarek insanları onlar olmalarına rağmen inkarcılar, Allah’ın (c.c.) elçilerine savaş açmışlar.
Kıymetli Mü’minler!
Şunu unutmayalım ki; her kim Allah’ın elçilerinin izinden giderse hayra ve saadete erer. Rıza-i Rahmana ulaşır. İnsan-ı kamil olur. Eşrefi mahluk olur. Her kim de Nebilere asi olursa küfre ve hüsrana düçar olur. İki dünyasını da kaybederek bunca nimetleri veren Allah’ın (c.c.) huzurunda rezil rüsvay olur.
Muhterem kardeşlerim!
Akil insana yakışan, Rabbine güzel kul olabilmek için aydınlığa ve rahmete ulaştıran kutlu Peygamberlerin yolundan gitmektir. İmanı layıkıyla korumaktır.
De ki ey Muhammed: Biz seni (ve bütün nebileri) bir şahit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.4
Veysel KILIÇ
STOCKHOLM/RİNKEBY CAMİİ İMAM-HATİBİ
Dostları ilə paylaş: |