2 temmuz 2012 saat: 16.30 tarihi itibariyla facedeki kastamonu türkçesi topluluğu tarafindan yapilan derleme sözlüğü (not: düzenlemeler daha sonra yapilacaktir.)
?= Bezir yağı yaparaken at koşularak döndürülen taşın ismi ne acaba. Sahilliler olsa bilirler aslında bunu. İnebolulu olunca bilmeniz lazım. Bezir yağı yaparken At koşarak taşın çevrildiği bir düzenek var onun adı nedir bilirseniz yazarmısınız lütfen?
?= ecünnü :
?= Küçükkken elimizle yaptığımız arabalar vardı. Dört tekerli, bir nevi skoter dediklerinden; adı neydi? Tornet’in dışında?
?= Marsuk,
=? Atların üzerine örtülen örtü neydi? Bürde mi? Buna benzer bir şeydi?
=? Bir de tabut üzerine örtülen örtü vardı, Kastamonu'ya özgü. Belki de kadın cenazeleri için kullanılan olabilir, ilginç bir isimdi... Bilen var mı?
a gız şu tuzu verümüsün (tuzu verirmisin )
Aarı= Yönünde, doğru, tarafa, o tarafa, o yöne, dolayı, o yüzden, o sebepten Arkadaşlar, bu kelime ile ilgili örnek cümleler kurabilir misiniz? Aarı kelimesinin birçok anlamı karşımıza çıkabilir.
Aaa: Ağa ("a" harfi uzatılarak) / Kastamonu
Aaç: Ağaç ("a" harfi uzatılarak) / Kastamonu
Aaba: Ağa - Baba ("a" harfi uzatılarak) / Cide
Aba: Abla / Kastamonu, Taşköprü, İhsangazi, Araç ve sahil ilçeleri Aba, apla = Abla
Aakuru git, avkuru git=Düz git (Akaru, Akuru=Yokuş değil, yanlamasına, yan (daha çok bizim boyalı tarafında kullanılır) akuru akuru gel= yan yan gel anlamında) AYKURU GİT = Çapraz bir şekilde düz gitmek değil mi? ağkuru gitmek= yan yan çapraz gitmek anlamında Alkuru git= düz, paralel git (Okçular / Araç / Ahmet Kılavuz)
Aaanıñ=Abisinin
Aasınıñ, Ağasınıng= Abisinin, Ağabeysining; öğ aaasınıg şu şapgaları herflerin üstüne neyle goyasun ben beceremeyon öğğ,
Aba yeninden atmak: (söz) Karın lapa lapa yağması / Taşköprü
Ababara: Kestane kebabı / İnebolu
Abalamak: 1. Çocuğun emeklemesi ya da emekleyerek yürümeye başlaması. / Kastamonu 2. Abalamak: Yeni elbiseler giydirmek. / Kastamonu – İhsangazi
Abana: Suyun bol olduğu yer, ana su / Abana
Abar: Haber / Kastamonu
Abarii: Şaşma ve korku durumunda kullanılan bir ünlem. ("i" harfi uzatılarak) / Cide
aba : 1. abla; 2. kalın kumaş palto, Aba: Kaba, büyük, bo, Aba= Kalın palto, kalın yünlü kumaştan dikilen palto
Ababora: Çizilip fırında kebab olan kestane.
abanmak : bir şeyin üzerine kapanmak, yüklenmek
Abasının: ablasının, ablacım ( Hoş geldin abasının)
Abaz= Uzun yüzlü, iri yarı
abdeslik : el ayak yıkama yeri
Aber: Getir
abey : ağabey
Abıçmak = Binmek, insanın sırtına binmek
Abrul-abril: Nisan ayı. 'Kork abrulun beşinden, öküzü ayırır eşinden'.
abuksapuk : saçma sapan
Acama nalbant Gôğur eşeğinde oğrenü=Atasözü
Acamı= Acemi, Acamı Dana, Acemi dana-Uslu öküz: Çifte çubuğa yeni koşulmaya başlanmış danalara acemi dana, artık işi iyice öğrenmiş öküzlere de uslu öküz denir.
Acans (Ajans)= Haber(Acansları diynediñmi öğğ boğuce)
Acaplamak = Ayıplamak
Acar= Sağlam, dinç
ACELEG=Bu sözcüğün son harfi konuşma dilinde meçhul.ör:geliyog, gelmiyog mu?gitmiyog mu?
acı : ekşi
Acılı= Yaslı, matemli
Acımuk: Aşılanmamış meyva ağacı. Yabani meva ağacı
âcuk : Acuk, ecük= 1. Azıcık, biraz 2. Yabani elma acuk : yabani elma cinsi meyve
Acumuk= Ot tohumu
Acuza= Bakımsız, zayıf, çelimsiz (Acize’den)
Aç kôpek hurun yıkar= İşi bozuk, geliri olmayan kişi, çıkış noktası bulamayınca herşey yapabilir anlamında
Açkı= Ağaç kilidin ağaç anahtarı
adak : bir dileğin yerine getirilmesi için allah’a adanan kurban vb.şeyler
Adamakıllı: Saygılı?
adamlıklı, adamılıklı = Hatır sayan, saygıda kusur etmeyen, hatırnaz, adamluklu : hatır sayan , saygıda kusur etmeyen
Adıyaman= Şeftali
Afur ( Ahır) : Damlarda veya ahırlarda hayvanları yem ve samanlarını koymak için yapılmış oluklar. AFUR=Damda hayvanlara özel tahta yada betondan yapılmş ot ,yem verilen bölme
Afur= 1. Hayvan yemliği, dam ya da ahırlarda hayvan yemlerinin veya samanın konulduğu bölüm 2. Afur=kültabağı anlamına da kullanılır. bizim bildiğimiz afur...hayvan yemliği olarak kuLLANILIYORDU. afur : ahırlarda hayvanlara yem konulan yüksek yer,Afur, Ahırda hayvanın saman yem yemesi için yapılan bölüm.
Agitmek(a e’ye yakın)= Alıp gitmek, alıp yanında götürmek
agnızığa keşkek=?
Ağ= Donun iki bacak arası kısmı
Ağarmak= 1. Aydınlanma 2. Ağarma, beyazlanma, aklanma "Gün ağarayken gakduk, çifte gittük."Ağarmak= Aydınlanmak, olgunlaşmak
Ağda= Çok şekerli su
Ağdumak= Ağırlığı bir tarafa vermek
Ağguş ve Döş ne olabilir? Ağguş kollar-kucak bildiğim kadar Abeyim. Döş iise bağır canevi anlamında. Emin değilim.
ağıl : davar ahırı Ağıl: Etrafı, ağaç germeçlerle çevrili hayvan barınağı. Daha çok yazları kullanılır. Kelimenin kökü yine Orta Asya'ya dayanmaktadır ; Ağul = köy anlamında kullanılmaktadır..Hatta şehir kurallarına uygun hareket etmeyene "ağuldan mı geldin" derler..)
Ağıncak= Merdiven
Ağır basması=Gece rüyasında cin peri gibi yaratıklar tarafından korkutulma. Uykuda nefes alamama
Ağır bastırmak= Ağırlığını koymak, düğün gibi bir işten vazgeçirmeye çalışmak, vaz geçirmek için ağır şartlar ileri sürmek
ağırbasma : uykusu gelme
Ağırminya = Kalabalık, değerli, taşınmaz ev
Ağızlık= Suyolu kavşağı
Ağızlık=sigara filtresi gibi çeşitli maddelerden yapılan eşya
ağkuru gitmek=yan yan çapraz gitmek anlamında OLMUŞ BİR VAKIA Samsunlu bir Manav Boyalı Pazarına gidecektir. Yayla yoluna sapıp döne dolana olan çıkış bir süre sonra içine şüphe düşürür. Yolu kaybettim hissinde olan Manav bulduğu ilk köyde yol tarifi soracaktır. Bu düşünceler içinde Susuz Yaylasına kadar gelir. Arabayı durdurup Susuz'lu hemşehrimize meramını anlatır. Susuz'lu hemşehrim; - Ağa dayı ; A ğ k u r u, y a n p e y l i gidecen. Boyalı Bazarı orda. Cevapla yola çıkan Sansunlu Manav biraz yol aldıktan sonra düşünmeye başlar.Ağkuru ne demek? Yanpeyli ne demek. Bunları düşüne düşüne bulur BOYALI Pazarının yolunu. SANSUNLU MANAV DÜŞÜNMÜŞ DÜŞÜNMÜŞ KENDİNE CEVAP BULAMAMIŞ ONA CEVABI SİZ VERİN AĞKURU=Yukardan aşağı demek. YANPEYLİ= Yanpeyli, yan tarafı peyleyip, kenarı takip ederek gideceksin demek oluyor galiba... Samsunlu arkadaşıma sordum. YANPEYLİ - yan taraftan gitmek, YAN PEYLİ YOLUN ÜZERİNDEN AV(Ğ)KURU-YANPEYLİ=ikisi de yan-yandan demek. Bu kelimeler kullanılırken el ile de tarif ya da yön göstermek gerekiyor. Farklı bilgisi olan arkadaşların katkılarını bekliyoruz AV(Ğ)KURU YOL SIRA ANLAMINA GELİYOR TARİFTE, YAN PEYLİ YOLUN ÜZERİNDEN , HEHŞEHRİM; "YOL SIRA VE YOLDAN AYRILMADAN" DEMEK İSTİYOR
Ağlamuk: Çapucak ağlayan
Ağlancı= Çabuk ağlayan
ağlo= kıyı yapımında kullanılan uzun ağaç
Ağmak = sarkmak, Atın veya eşeğin yükü; biya ağdı (bir yana, tarafa sarktı, yıldı) – ağmak :1.eğilerek yayılmak, 2.tırmanmak, Ağmak= Eğilmek, akmak, yönelmek, Ağdurmaç, çöğdürmeç gibi bir tekerleme de vardır.
ağnamak : anlamak
ağnamıyo : anlamıyor
Ağnanmak = Sırtüstü yatıp hareket etmek (Özellikle eşekler için kullanılır diye biliyorum) Ağnanmak, ananmak= Yatıp yuvarlanmak, At, eşeğin yatıp kendi ekseninde iki yana yuvarlanması, Ağnanmak: Yatıp yuvarlanmak
AĞNASANA=Anlasana
AĞNAŞMAK=Anlaşmak
Ağnatmak=Anlatmak
Ağrı, Aarı= Doğru, ordan geçerek
Ağrı= Verem
Ağrına gitmek = gücüne gitmek
Ağsak= aksak
Ağşam: Akşam
AĞU= zehir ya da acı anlamında kullanılır. Ayrıca çok soğu olduğunu anlatmak için hava avu-ağu gibi de denir./
Ağuç, Oğuç=Avuç
Ağuz, Avuz= 1. Doğum yapmış mısmıl hayvanın ilk sütü (Bir nevi antibiyotik ve bağışıklığı güçlendiren ilaç gibi olduğu için küçük çocuklara yedirilmek üzere konu komşuya dağıtılır) ağuza avuz denir araç ilçesinde, 2. Buzağılayan hayvanın ilk sütünden yapılan tatlı.
Ağzıña sıçrayında gelsin=Hayret etmek
Ahcuk, ecük= Azıcık, biraz
Ahır: Havanlar için, müstakil olarak yapılmış barınak. Dam.
Ahırı= Sadece
Ahlat: Armuta benzeyen, armuttan iyice küçük meyva.
Ahraz .Geri zekalı,Ahraz= Dilsiz, konuşamayan, ancak el işaretiyle anlaşabilen
Akana: Yenge (Tosya)
AKARET,AKARET GİBİ: Kalabalık anlamına gelir..
Akaru, Akuru= Yokuş değil, yanlamasına, yan (daha çok bizim boyalı tarafında kullanılır)akuru akuru gel=yan yan gel anlamında (Aakuru git, avkuru git=Düz git) ağkuru gitmek=yan yan çapraz gitmek anlamında
Akça= Beyaz, ak
Akıldene, Akıldane = Akıl hocası, akıl veren, yerine göre ükela
Akılgari= Küçük vadi
AKILSUZ: Akılsız
Akıtmak= İşemek
Akkuyruk: Kuyruğunun uç kısmındaki tüyleri beyaz olan sığır.
Aklığa dene = Akıllı ol anlamında
Aklığa dene ve = Akıllı ol
Akman= Temiz, pak
Aktarmak= Devirmek, çift sürme türü
Akurmak= Havlamak
Akuru-dokuru= Enine boyuna
Akyavaş= Durgun
Ala (sığır):Tüyleri yere yer siyah - beyaz olan sığır.'İnsanın alası içinde, sığırın alası dışında'.
Alabekine= Tüm gücüyle, hırsla
Alabele, alabula= Alaca (Siyah-Beyaz renkli) karışık renkli
ALABİLDÜĞÜNE, Alabekine= Bütün gücüyle, sonuna kadar anlamındadır.
Alaf = Hayvan yiyeceği, yemi, ot alaf : ateş,hayvan yiyeceğiALAF: Alev.
alaflamak : 1.ateşlemek , 2.silahı ateşlemek, 3.hayvana ot saman vb yiyecek verme
ALAF YERMEYA: Ayırt Etmeya ' Mesela bazı hayvanlar katık yer saman yemez bazıları ayırt etmez bu durumda bizim hayvanlar ayırt etmez yani alaf yermeya denir'
alagarga : 1. saksağan, 2.iddiaya giren iki kişinin arasında üçüncü kişinin faydalanması
alak : tarla ,bahçe içinde ki tahtadan yapılmış kulübe,Alak= Bostan Beklenen Kulübe
Alamiyon= aleminyum
Alarmak= yüzün kızarması,kızarmak Kızarmak, olgunluk belirtisi
alaş : daha çok beyazı olan karışık renk, Alaş= Karışık renkli
Alavuz= Çabuk yanan ateş
Alavuzlamak= hafif ateşe tutmak, ısıtmak?, azıcık pişirmek?...
Alaz= Hafif Ateş
Alazlama= Hafif ateşte yakma, kızartma
alber : getir
Alemzahmet= Gökkuşağı
Algar: Bıldırcın yakalamaya yarayan uzun saplı fileli av aracı
Alı yeşili solmasın şeklinde bir beddua duymuştum, içeriğini tam olarak bilmiyorum.
Alışmak, alıştırmak= Ateşi tutuşturmak
Allaseñ: Allah aşkına
ALMA= Elma
Almıssım= Araç taraflarında "almışım" yerine "almıssım" derler,cümlede kullanalım,(giyinmissim,ötebete almaya yanpeyli yanpeyli çarşudan yağa gidiyon,bağa ööcük izin veng) anadığız deymi:))))
Alnın çatı: Alnın ortası
Alnın şakı : Alnın ortası? Tepesi olabilir mi?Alnıñ şakına= Alnın ortasına, çıkıntısına anlamına kullanılıyordu galiba. (Ama sufatınga derken yüz mü kastediliyordu? sıfatına evet yüzüne anlamında)
Altıma gaçudum= Altıma kaçırdım gibi..
altıparmak : boyuna kalın çizgili üçetek,saman atmaya yarayan büyük yaba
Altıyı beşten kertmek= palavra atmak, yüksekten atıp tutma.
Altucu= Netice
Altun=altın
Aluç= Yabani meyve
ALUVEMEK=Alıvermek, almak
amaskene : erik çeşidi (köçekli yöresi)
AMEDEN= ?
amel : ishal
amıca : amca
Amruk= Heves
Amrukmak = birdenbire hevese gelmekAmrukmak= İmrenmek, heveslenmek
âna(mak)= anlamak
anaç : işin kurnazlığı yönünde usta olan,Anaç=Kurnaz, işin kurnazlığını öğnrenmiş
anadamaya, anatamaya=anlatamıyor
Anadut dirgen= Üç ya da daha fazla parmaklı dirgen, Anadut= Üç dallı sapı toplamaya, kağnıya veya yığın'a atmaya yarayan alet. anadut : üç parmaklı deste atmaya ,sap toplamaya yarayan araç ANADUT=Üç parmaklı ,tahtadan yapılmış,tarladaki ekinleri arabaya,traktöre atmak,yüklemek için kullanılan alet
Anakız: Kastamonu yöresine özgü,mercimek ve pirinçle yapılan bir çeşit çorba. ......
Anamak= Anlamak, İşin aslını öğrenmek, duymak Şu kullanım da doğru mu Araç Türkçesine göre?(Anayan anayan da yazmadan duramayan.)
Ananmak, A(ğ)nanmak: Eşeğin külde kendi ekseni etrafında iki yana yuvarlanıp keyif yapması
Anâsır= soydan, geçmişten (genellikle aile geçmişinden gelen) huy, davranış, fiziksel özellik. Anasır=Irsi
anaşılmaya=anlaşılmıyor
anatamaya, anadamaya=anlatamıyor
anca : ancak
Angaz= enkaz, harabe, ormanda kendiliğinden yıkılarak çürümeye yüz tutmuş ağaç . ( Küre)
Angız, anız= Anız, ekin kökü
Angut= salak:))
añız : ekin biçildikten sonra köke yakın kalan kısım
Añızıña keşkek= ne demekdü? Acap !! heh dedüğün gibi, tamam ,doru dediñ filen anlamlarında değilmiydi.
Anih-ayanih= Şaşkınlık ifadesi
ANŞA=AYŞE. Çatladığ mı gız...Neydeli güneşi gödük,bağa gidecöz...!!)
anteri : gömlek
Apaz, Hapaz= Avuç apaz-hapaz : avuç içi, avuç
Apış arası= Bacak arası
Apışmak= şaşırmak 1. Kalakalmak, 2. Şaşkınlıktan kalakalmak, 3. Bacakları açık kalmak.
Apla: Abla
Aplak: 1. Parlak, körpe, 2. Tembel
apsut: ağaç tekerleğin kollarına bağlanan ağaç kütük
Apşak, Apışak= Bacakları açık yürüyen
Aptes= Abdest
Apteslik, abdeslik, epdesik: abdestlik, abdest alma yeri, Kastamonu merkezinde epdesik dediğiniz kelime abdeslik veya abdestlik olarak kullanılıyor. Buradaki e sesi a ile e arasında bir ses. Bu sesi karşılamak için inceltmeli e harfini " ê" kullanmayı teklif ediyorum. êbdêslik: abdest alma yeri, olarak sözlüğümüze girebilir mi? épdésik diye kullanıyoruz biz (Cide)
Apuk sapuk= Saçma sapan
Araba urganı= , Biçilmiş arpa, buğday vb.ni öküz arabaları ile taşırken, bu yükü bağlamak için kullanılan "gaş urganı"ndan daha kalın ve uzun urgana denir.
Arak: Çalma
Araklamak= Çalmak
Aralaşmak= uzaklaşmak.
Arap Şalgamı= Kara yer elması
Ardık (Ardak)= Sert Ağaç
ardılmak : 1.yaslanmak ,tutunmak 2. Ardılmak= Zorlanarak ileri veya yükseğe uzanmak.
Argaç= Bez dokunurken kullanılan iplik, ARGAŞ=Dokuma tezğahı
arık : tarla içinde pulluk yada kürekle yapılan bölümler Ark = küçük kanal,kanaletArk: bahçeleri sulamak için açılan küçük kanallar, Bahçede sebze için, tarlada sürüm için ayrılan bölümler.
Arıklı= Bir arıklıya bir doruklu diye biliyorum ben o atasözünü Ben bir anıklıya bir tunuklu diye bir atasözü hatırlıyorum mesela.
Arılık= Arı kovanlarının konulduğu bölüm
Arın (Alın?)=? 1. Tepenin ucu 2. Gözün, kaşların üstü
Ark=? Küçük su yolu
arkalayı : gıyaben ,arkasından
Arpacuk: Göz kapaklarının birleşme noktalarında meydana gelen iltihabi bir hastalık
Arpalık= Evin arkasındaki gübreli alan.
artuk : sofrada yada yendikten sonra kalan yiyecek artığı Artuk= Artık olmuş, artmış yemek, su veya ekmek. 1. Sofrada kalan ekmek parçası veya bir kısmı içilmiş içecek 2. Geriye kalan
Artuk= Her hangi bir şeyden arta kalan kısım,daha çok yemeklerle ilgili kullanılır..
Aru=arı
Aruca= temiz
Aruk (Arık?)= Zayıf
Aruklamak= Zayıflamak
Asba çıkası= bağa o dedüğünden vememişle asba çıkası göbelle:)) Aspa çıksın
asba çıkasıca, şişe galasıca , asba çıkasıca,boynu bükülesice,canı çıkasıca vs demek oluyor,
Asba çıksın: Olmaz olsun veya ah etme diye kullanılan bir cümledir ASBA ÇIKSIN-BUBA ÇIKSIN sert muhalefet, beğenmeme ve bir şeyin zararının faydasından fazla olacağına inanarak karşısındakini iknaya gayret etme ifadeleri. İçerisinde sitem-kırgınlık ve kızgınlık ta barındırıyor. "Öğ bırak asba çıksın, onuñ yapduğu işden hayır mı çıkar...-Buba çıksın baña bırak şunu, her şeyi kepêze ettiñ..."Aspaçıksın, Asbaçıksın, = olmaz olsun
Assah, Asah, Essah, Esah= Sahi, gerçek
ASSAH= Sahi, gerçek
Aşağı gitmek : Hastalığın günden güne ilerlemesi.
Aşam= Akşam, Aşam gel oturuz(akşam gel otururuz)
aşermek-aşyermek : kadıların hamileliklerinin ilk aylarında değişik yiyecekleri istemesi
aşlak : elma ağacı fidanı, fidan
Aşmak= Dananın ineği döllemesi
aşulamak: Haşlamak= (Dün baççadan koparduğum kelemi haşulayıp yavan sarma saracayın.)
AŞUMAK= Devirmek aşumak= yıkmak. Şartoğsun depüğü vurunca aşurun:)
Aşyermek= Aşermek, gebe iken yiyeceklere tiksinti ve aşırı istek duyma
Ata lire=Tam cumhuriyet altını
ataş......ateş
ATAYOLLUK = BAŞLIK PARASI, Binnaz Hanımın eklediği bu kelime çok önemli; Atayolluk, Türklerde Ata'ya verilen önemin bir göstergesi. Babannemin Ata Bey adında bir akrabası vardı. Ata, Türkistan Türçesi'nde Baba anlamına geliyor. Ata, aynı zamanda soy anlamına geliyor.
Atgu= Atkı, daha çok kadınların soğuk havalarda veya şehre giderken başörtülerinin üzerine örttükleri, omuzlarını da kaplayan örtü için kullanılır.
Av(ğ)kuru= ağkuru gitmek=yan yan çapraz gitmek anlamında OLMUŞ BİR VAKIA Samsunlu bir Manav Boyalı Pazarına gidecektir. Yayla yoluna sapıp döne dolana olan çıkış bir süre sonra içine şüphe düşürür. Yolu kaybettim hissinde olan Manav bulduğu ilk köyde yol tarifi soracaktır. Bu düşünceler içinde Susuz Yaylasına kadar gelir. Arabayı durdurup Susuz'lu hemşehrimize meramını anlatır. Susuz'lu hemşehrim; - Ağa dayı ; A ğ k u r u, y a n p e y l i gidecen. Boyalı Bazarı orda. Cevapla yola çıkan Sansunlu Manav biraz yol aldıktan sonra düşünmeye başlar.Ağkuru ne demek? Yanpeyli ne demek. Bunları düşüne düşüne bulur BOYALI Pazarının yolunu. SANSUNLU MANAV DÜŞÜNMÜŞ DÜŞÜNMÜŞ KENDİNE CEVAP BULAMAMIŞ ONA CEVABI SİZ VERİN AĞKURU=Yukardan aşağı demek. YANPEYLİ= Yanpeyli, yan tarafı peyleyip, kenarı takip ederek gideceksin demek oluyor galiba... Samsunlu arkadaşıma sordum. YANPEYLİ - yan taraftan gitmek, YAN PEYLİ YOLUN ÜZERİNDEN AV(Ğ)KURU-YANPEYLİ=ikisi de yan-yandan demek. Bu kelimeler kullanılırken el ile de tarif ya da yön göstermek gerekiyor. Farklı bilgisi olan arkadaşların katkılarını bekliyoruz AV(Ğ)KURU YOL SIRA ANLAMINA GELİYOR TARİFTE, YAN PEYLİ YOLUN ÜZERİNDEN , HEHŞEHRİM; "YOL SIRA VE YOLDAN AYRILMADAN" DEMEK İSTİYOR.
Avanak ıslatan= İnce ince, uzun süreli yağmur.
avanak otu : sigara
avara, avare : boş,işsiz güçsüz,avare
Avgun= Gubur=çukur denmiş ama, evlerde pis su gideri için bir avguna bağlı taş veya tahtada açılmış su deliği. Gubur: İç Anadolu Bölgesinde foseptik çukur için de kullanılıyor. Avgun= Kanal, Üstü kapalı taşlarla yapılmış lağım yolu.
Avkuru Avkuru= Yan yan, yanlamasına doğru.
Avkuru= Kastamonu, taşköprü ağzında yanlamasına demektir. AYKURU GİT = Çapraz bir şekilde düz gitmek değil mi?
Avlağa-Avlağı= Evin yanındaki küçük tarla.
Avlo, Avloo= Tarla bahçe kenarlarına, direk dikkerek, hatıl; denilen iki tarafı yontulmuş uzun kalasların direklere çivi ile çakılarak, kapatılmasına denir. Avlo=çit Avlo= 1. Uzun sırık, 2. Tarla bahçe çevresindeki çit.
AVLOO=GEREN= TARLANIN ETRAFINI KAPATMAYA YARAYAN UZUN SIRIK***
avlu-havlu : evlerin altındaki boşluk
Avnuklamak= ? Tek tek yere düştü anlamında." Kar avnukladı!" Hiç duymuş muydunuz?
Avu, ağu= zehir, avu gibi=Çok akıllı ve hareketli
avu..avulamak. zehir..zehirlemek...AVU=Zehir, çok seri çalışan kişi...
avu-ağu : zehir
avuz : 1.yeni yavrulamış ineğin ilk sütü, 2. Bu ilk sütden yapılan tatlı
Ayağı ağır= Gebe
Ayağın yörü gitmek: Kimsenin haberi olmadan, sapasağlamken ortadan kaybolmak.
ayaklık: sokak kapısı eşiği,ayakkabılık
Ayaksınmak= Zahmet Etmek
ayakyolu: hela
ayana, ayanam: ay anne, ay ana (Hayret ifadesi)
ayanguru: ayakta kendiliğinden kurumuş ağaç
ayaz: 1. Serinlik, rüzgar 2. soğuk rüzgar
Aydaş(Kırkbasmas)ı= Aynı ayda doğan çocukların kırkı çıkmadan görüştürülmemesi
AYDAŞ= GELİŞMEMİŞ KAFASI BÜYÜK ÇOCUK aydaş: 1. zayıf ,cılız çocuk 2. Aynı ayda doğanlar
Aygitmek, êgitmek= Alıp gitmek
aygutlu= Yoğurdun içine çeşitli otlar(Darakladı vs.)konularak tarhana karılması öncesi oluştururulan maya.(Darakdalı olacak?)
Ayıtlamak= Ayıklamak, Temizlemek
Ayıtleşmemek= ? Takılıp kalmak, bulunulan yerden ayrılmamakta direnmek (Bu kelimeyi Ata Erdoğdu'nun sözlüğünden gördüm ve ayırtlaşma gibi bir kelimemiz de var mıydı diye sorma ihtiyacı hissettim. Doğrusu nedir? Tanım doğru mu? Ayırlaşmamak da var mıydı?
aymak: kendine gelmek ,sonradan hatırlamak , Aymak= Aklı başına gelmek
AYNAM= Şaşırma sözü (Ay Anam!)
Ayocuna= Ayak ucuna (Biraz zorlama ile yanı başına?)
Ayoğlanım,agızım.....oğlum ve kızım.
ayrak, ayrık, Ayruk (otu): Çimene benzeyen bir çeşit ot. Bu ayruk otu tarlalarda ekini 'boğar', çift sürerken öküzü yorar idi. ayruk:bir çeşit ot
Ayrık, ayrak, Ayruk (otu): Çimene benzeyen bir çeşit ot.Bu ayruk otu tarlalarda ekini 'boğar', çift sürerken öküzü yorar idi. ayruk:bir çeşit ot
Ayruk (otu), ayrak, ayrık : Çimene benzeyen bir çeşit ot.Bu ayruk otu tarlalarda ekini 'boğar', çift sürerken öküzü yorar idi. ayruk:bir çeşit ot
Ayu peçüğü(poçuğu)=ayı yavrusu
Azar= Sert söyleme, azarlama işi
azarmuk: azarlama işi
Azık çentesi= sığıra giderken içine azık konulan çantanın adı neydi? valla biz oga azık çentesi derdük
azık:çobanların yada yola gidenlerin sırtlarına sardıkları yiyecek Azık= Yola veya hayvan otlatmaya gidenlerin yanına aldığı yiyecek
AZINA SIÇIRAYIN= Şaşırma anlarında kullanılır.(Azına sıçırayın Hasancuk nedivemiş öğle gibi)AZINA SIÇRAYIN: Çok şaşırmak, İnanmakta zorluk çekmek
azından gavut çıkmaya= ağzından herhangi bir söz,kelime çıkmaması,suskunluk.
azınsımak: az bulmak, az bulduğunu hissettirmek, hareketleriyle bunu belli etmek
Azıtmak= Yaşlı, istenmeyen köpek ve kediyi evden uzağa bırakmak. Azdırmak olarak geçiyor bazı bölgelerde (Maraş, İçel..)
Azman= Büyük, iri
Azu= kağnı arabasını iğ, denilen tekerleğin bağlandıgı kısımı sabitleyen, bir kağnıda 4 adet olarak bulunan ağaçtan yapılmış sistem
B.k püsürük: Eften püften,önemsiz.(Beni b.k püsürük işlerinen uğraşduma)
BAÇÇA,BACCA= Bahçe
Baçça= Bahçe
Badadiye =ahşap evlerde kullanılan bir duvar örme usulü.
Badavra= İnce tahta yı bilmiyorum. Saçakları örttükleri lambiri benzeri özel ince tahtalar var ki bunlara "bedavra" deriz.Kiremit yerine kullanılırdı.
badı ...ördek veya kaz. Badı=2 tane çatal ağaçtan yapılan, çatal kısımlara ayak konularak yürünen bir oyun-oyuncak, tahta bacak cambazlara benzer. badı: kaz
Badılcan = patlıcan
Bağarsuk, Boğarsuk, Boğursak= Listede "boğursak" kelimesini gördüm. Kastamonu merkez ve civarında "bağarsuk" olarak kullanılan kelime bağırsak anlamındadır. Bağırsak=genelde "boğarsuk" olarak söylenir. boğursak= kelimesini gördüm. Kastamonu merkez ve civarında "bağarsuk" olarak kullanılan kelime bağırsak anlamındadır.Boğursak=bağırsak
Bağdatıya, bağdatya= ahşap evlerde duvarların sıvanmadan önce ince çıtalarla çevrilmesi mi acaba? Doğrudu. İnce tahta gibi hatırlıyorum. Bağdatıya : eski evlerde yığma yapı konutlarda ki odaları bölme islemi öncelikle 8*8 veya 10*10 keresteler ıle yapılır ve uzerine ince bır çıta çakılır. Daha sonra da sıva yapılır sıvanın ıcınede kecın konulur. Kecın sıvanın dusmemesı ıcın cıtalarda sıvanın duvar ıcıne dusmemesı ıcındır. Bu ıslemde kullanılan cıtaya bagdatiye çıtası ve bu işe de bağdatiye duvar denilir.
Bağır= Göğüs (Göğsünü bağrını şeklinde kullanıldığına göre göğüsten farklı bir anlamı olmalı değil mi? Mesela göğüsün biraz altı gibi... Ne dersiniz?)
BAĞIRDAK=beşiklerde bebeklerin düşmemesi için sarılan sargı*** beşikte bebeği saran genişçe kuşak.. Bağrdak=bardak
BAHALI=Pahalı
bakacak: ahşap köy evlerinin salonlarında penceresiz ,camsız sokağa bakılan yeri, küçük bakonumsu yer...bakacak=pencere boşluğu, duvar hizasından az geride, genellikle açık pencere yeri gibi hatırlıyorum.
Bakal : Av kuşu
Bakla, pakla= Fasülye
Bakraç, barkaç (?): su taşınan kova, helkek,
Bal sağmak-Arı sağmak= Bal hasadı
Balarmak=? Kilo almak (Çocuklarda)
Baldıran= Zehirli bir bitki
Ballıca kirazı, deşti kiraz=aşısız kiraz
Bamı dedin?=Bana mı dedin?
Dostları ilə paylaş: |