3784. Bölüm Nuh (a.s)
Kur’an:
“And olsun ki Nuh’u kavmine gönderdik. “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin, O’ndan başka ilâhınız yoktur; doğrusu sizin için büyük günün azabından korkuyorum” dedi.” 1
“Onlara Nuh’un başından geçenleri anlat: Kavmine, “Ey kavmim! Eğer durumum, Allah’ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa ki ben Allah’a güvenmişimdir.” 2
Bak.Hud suresi, 25-48. Ayetler; Enbiya suresi, 76, 77. Ayetler; Mu’minun suresi, 23-30. Ayetler; Şuara suresi, 105-122. Ayetler; Ankebut suresi, 14,15. Ayetler; Saffat suresi, 75-82. Ayetler; Zariyat suresi, 46. Ayetler; Kamer suresi, 9-17. Ayetler; Tahrim suresi, 10. Ayet; Nuh suresi, 1-28. Ayetler
-
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Gönderilen ilk Peygamber Nuh’tur.”3
-
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Nuh’un (a.s) şeraiti Allah’a tevhit, ihlas ve ortak koşmadan ibadet edilmesi idi ve bu da insanların üzerinde yaratıldığı fıtratın bizzat kendisidir. Allah, Nuh’dan (a.s) ve Peygamberlerden, kendisine ibadet edeceklerine ve ona bir şeyi ortak koşmamalarına dair söz aldı. Onu namazla, iyiliği emretmeyle, haram ve helallerle mükellef ve memur kıldı. Hudut ve miras hükümlerini ona farz kılmadı. Nuh’un şeriati bundan ibaretti.”4
-
İmam Bakır (a.s), Allah-u Teala’nın, “Ona çok az kimse iman etti” ayeti hakkında şöyle buyurmuştur: “Onlar seksen kişi idiler.”5
-
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Adem (a.s) ve Nuh arasında hepsinin de Peygamber olduğu on baba fasılası vardı.”6
-
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Peygamberlerin ilki Adem’dir. Ondan sonra Nuh’tur, onların arasında ise on baba fasılası vardır.”1
-
Ebu Umame Bahili şöyle diyor: “Bir şahıs şöyle arzetti: “Ey Allah’ın Resulü! Acaba Adem’de Peygamber miydi?” Peygamber şöyle buyurdu: “Evet, o da Allah’ın kendisiyle konuştuğu bir Peygamber idi.” O şahıs şöyle arzetti: “Onunla Nuh arasında ne kadar fasıla oldu?” Peygamber şöyle buyurdu: “On asır.” O şöyle arzetti: “Nuh ve İbrahim arası ne kadardı?” Peygamber şöyle buyurdu: “On asır” O şahıs yine şöyle arzetti: “Ey Allah’ın Resulü! Peygamberlerin sayısı kaçtır?” Peygamber şöyle buyurdu: “Yüz yirmi dört bin Peygamber.” O şahıs yine şöyle arzetti: “Ey Allah’ın Resulü! Onların kaç kişisi mürsel (gönderilmiş) idi?” Peygamber şöyle buyurdu: “Bir çoğu, üçyüz onbeş kişi.”2
-
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Nuh (a.s) hurma çekirdeğini ektiğinde oradan geçen kavmi kendisine gülerek alay ettiler ve şöyle dediler: “Şimdi de ağaç dikiyor!” Sonunda ağaç büyüdü, büyük ve yüksek bir hurma ağacına dönüştü. Nuh onu kesti ve traş etti. Bu defa da kavmi şöyle dedi: “Şimdi de marangozluk ediyor.”Nuh sonra da onları birleştirdi ve bir gemi yaptı. Yine kavmi yanından geçerken güldü ve şöyle dediler: “Şimdi de çölde gemiciliğe başlamış.”Sonunda da Nuh gemi yapma işini (başarıyla) sona erdirdi.”3
-
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Allah Nuh’u kırk yaşında gönderdi. O tam dokuz yüz elli yıl kavmini davet etti ve insanlar çoğalıncaya kadar da tufandan atmış yıl sonrasına kadar hayatta kaldı.”4
-
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Nuh ikibin beşyüz yıl yaşadı. Sekiz yüz elli yılını Peygamberlikten önce geçirdi, dokuz yüz elli yılını ise kavmini davet etmekle geçirdi. İki yüz yıl ise gemi yapmakla meşgul oldu. Gemiden indikten ve suyun inmesinden sonra da beşyüz yıl yaşadı. Bu müddet boyunca, şehirleri yapmaya ve çocuklarını oraya yerleştirmeye koyuldu. Daha sonra da güneşte oturduğu bir sırada ölüm meleği yanına geldi ve şöyle buyurdu: “Selam olsun sana!” Nuh onun selamına cevap verdi ve şöyle buyurdu: “Niçin geldin ey ölüm meleği?” O şöyle buyurdu: “Senin canını almaya geldim.” Nuh şöyle buyurdu: “İzin verirsen, güneşten gölgeye geçeyim.” Azrail şöyle dedi: “Olur.” Nuh (a.s) gölgeye gitti ve sonra şöyle buyurdu: “Ey ölüm meleği! Dünyada yaşadığım bu ömür, sanki güneşten gölgeye gittiğim kadardı. Şimdi görevini yerine getir.” İmam Sadık (a.s) daha sonra şöyle buyurdu: “Bunun üzerine ölüm meleği Nuh’un canını aldı.”1
Nuh’un Kıssası Hakkında Birkaç Bölümde Kur’an, Rivayet ve Tarihi Bilgiler
Nuh Destanına İşaret
Nuh’un adı, Kur’an-ı Kerim’de kırk küsür yerde yer almıştır ve bu ayetlerde detaylı veya detaysız bir şekilde, Nuh’un kıssasına işaret edilmiştir. Ama bu kıssanın hiçbir yerinde, tarihi bir hikaye metoduyla soyuna, ailesine, tarihine, doğum yerine, sükunet ettiği yere, gelişip büyüdüğü yere, işine, ömrüne, vefatına ve şahsi hayatıyla ilgili diğer işlerden hiç birine işaret edilmemiştir. Zira Kur’an iyi ve kötü insanların tarihini yazan tarihi bir kitap olarak inmemiştir. Gerçekte Kur’an bir hidayet kitabıdır. İnsanların saadet sebebi olup kendilerine apaçık gerçekleri beyan etmektedir. Böylece de onların amel etmelerini, dünya ve ahiret hayatında mutlu olmalarını sağlamaktadır. Bazen de Allah’ın kulları arasındaki kanun ve sünnetini açığa çıkarmak için, bazı Peygamberlerin, kavimlerin ve milletlerin kıssasına işaret etmektedir. Böylece de ilahi inayete şamil olanlar ve Allah’ın yücelik başarısına erişenler, bundan ibret alsınlar ve diğer insanlar için de hüccet tamamlansın.
Nuh’un (a.s) destanı, Kur’an surelerinin altısında detaylı bir şekilde yer almıştır ki bu sureler şunlardır: A’raf suresi, Hud suresi, Mü’minun suresi, Şuara suresi, Kamer suresi ve Huh suresi. Elbette hepsinden daha detaylısı Nuh suresidir ve tam 25 ayette (25 ila 49. Ayetlerde) bu kıssaya işaret edilmiştir.
Nuh’un (a.s) Kur’an’daki Kıssası Nuh’un Peygamber Olarak Gönderilişi
Adem’den (a.s) sonra insanlar, bir ümmet olarak, oldukça sade ve insani fıtrata dayalı bir hayat yaşadılar. Daha sonra aralarında büyüklenme ruhu ortaya çıktı. Yavaş yavaş, bir grubu diğer grup üzerinde egemenlik kurdu. Onlardan bazıları diğer bazılarını rableştirdi. Bu büyüyen, yeşeren, meyve veren ilk çekirdek idi ve meyvesi de putperestlikten ve şiddetli sınıfsal çatışmalardan, güçlülerin zayıfları sömürmesinden, güç sahiplerinin diğerlerini köleleştirmesinden ve toplumda çekişmelerin ve sürtüşmelerin meydana gelmesinden başka bir şey değildi.
İşte bu yüzden Nuh (a.s) zamanında yer yüzünde büyük bir fesat ve bozgunluk vücuda geldi. İnsanlar tevhit dininden ve toplumsal adalet kanunundan ayrıldılar. Putlara ibadet etmeye koyuldular. Münezzeh olan Allah bu putlardan sadece, ved, suvaa, yegus, yeuk ve nesr putlarının adını (Nuh suresinde) anmıştır. Toplumdaki sınıflar, hızla birbirinden uzaklaştı, evlat ve servet sebebiyle güç elde eden kimseler, zayıfların hakkını çiğnedi, zorbalar elinin altındaki kimseleri sömürmeye koyuldu ve onlar üzerinde istedikleri şekilde egemenlik kurdular. (Hud ve Nuh sureleri)
İşte bu şartlarda, Allah-u Teala Nuh’u (a.s) kitap ve şeraitle insanlara Peygamber olarak gönderdi. O da müjde ve korkuyla onları münezzeh olan Allah’ı birlemeye, Allah’ın sözde ortaklarını bir kenara itmeye ve kendi aralarında eşitlik ve adalete riayete davet etmiştir. (Bakara, 213)
Dostları ilə paylaş: |