Mecme’ut-Teymi şöyle diyor: “İmam Ali (a.s) her Cuma beyt’ul-malı süpürüyor, orada iki rekat namaz kılıyor ve şöyle buyuruyordu: “Böylece beyt’ul-mal kıyamet günü benim hakkımda tanıklık etsin.”6
Mecme’ut-Teymi şöyle diyor: “İmam Ali (a.s) beytulmalı süpürüyor, sonra orada namaz kılıyor ve beytulmalde Müslümanların hiçbir malını saklı tutmadığı için kendisi hakkında beytulmalın tanıklık etmesini istiyordu.”1
Mecme’ut-Teymi şöyle diyor: “İmam Ali (a.s) Cuma günü beytulmalı süpürüyor, oraya su serpiyor, orada iki rekat namaz kılıyor ve şöyle buyuruyordu: “İki rekat namaz, kıyamet günü benim için tanıklık ediniz.”2
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Dostum Allah Resulü (s.a.a) beytulmalden hiçbir şeyi yarın için elinde tutmuyordu. Ebu Bekir de aynen bunu yapıyordu. Ama Ömer bu konuda defterler düzenlemeyi ve malları bir yıldan diğer bir yıla stok etmeyi düşündü, tasarladı, lakin ben dostum Allah Resulü’nün yaptığını yapacağım.”
Ravi Zehhak b. Müzahim şöyle diyor: “Ali (a.s) cumadan cumaya bağışta bulunuyor ve şöyle buyuruyordu: “Bu benim topladığım meyvedir, içinde iyileri de vardır. Oysa her meyve toplayan kimsenin eli kendi ağzına gider (topladığı şeyi kendisi yer.)”34
Abdurrahman b. Eclan şöyle diyor: “Ali (a.s) tahıl ürünlerini, hardalı, kimyonu ve benzeri şeyleri de halk arasında bölüştürüyordu.”5
Şa’bi şöyle diyor: “Ben gençler arasında bir genç olarak Kufe’nin Rehbe bölgesine gittim. Aniden Ali’yi (a.s) iki altın ve gümüş kümesi arasında dururken, elinde kılıç olduğu bir halde, halkı ondan uzaklaştırdığını, sonra da mala geri döndüğünü, onu insanlar arasında paylaştırdığını gördüm. Öyle ki Beytülmalden hiçbir şey geriye kalmadı ve eli boş olarak evine geri döndü. Ben babamın yanına gittim ve şöyle dedim: “Bu gün insanların en iyisini mi yoksa en ahmakını mı gördüm bilemiyorum?” Babam şöyle buyurdu: “Oğulcağızım! Kimi gördün?” Ben şöyle dedim: “Müminlerin Emiri Ali b. Ebi Talib’i gördüm ve şöyle böyle yapıyordu.” Olayı babama anlattım. Babam ağladı ve şöyle dedi: “Oğulcağızım! Sen insanların en iyisini görmüşsün.”1
Zazan şöyle diyor: “Kanber ile birlikte, Ali’nin (a.s) yanına gittim. Kanber şöyle dedi: “Ey müminlerin Emiri! Kalk senin için bir hazine biriktirdim.” Ali (a.s), “Ne hazinesi?” diye buyurdu. O şöyle dedi: “Benimle geliniz.” Ali (a.s) kalktı ve onunla evine gitti. Gözü altın ve gümüşten kadehlere ilişince şöyle dedi: “Ey müminlerin Emiri! Siz var olan her şeyi bölüştürdünüz, ben bunları sizler için biriktirdim.” Ali (a.s) şöyle buyurdu: “Benim evime büyük miktarda ateş atman daha iyiydi.” Sonra kılıcını çekti, o torbaya vurdu, içindeki altın ve gümüş kadehler yarıya veya üçte birine bölünerek etrafa dağıldı. İmam Ali (a.s) daha sonra şöyle buyurdu: “Bunları birkaç parçaya bölüştürünüz.” Bunun üzerine denileni yaptılar. Ali (a.s) da bu beyti okudu: “Bu elimle topladığım meyvelerdir, içinde iyileri de vardır, oysa her meyve toplayan kimsenin eli kendi ağzına gider.
Ey beyazlar (gümüşler)! Başkalarını kandırınız. Ey sarılar (altınlar)! Başkasını kandırınız.”2
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ali (a.s) mal getirdi, ölçenler ve altını tartanları karşısına oturttu. Altın ve gümüşten kümeler oluşturarak şöyle buyurdu: “Ey kırmızılar ve ey beyazlar! Kızarın ve beyazlayın ve benden başkasını kandırın.
Bu benim elimle topladığım meyvelerdir, içinde iyileri de vardır, oysa her meyve toplayan kimsenin eli kendi ağzına gider.”3
Ebu Salih Semman şöyle diyor: “Ali’yi (a.s) beytülmale girerken gördüm. Orada bir şey gördü ve şöyle buyurdu: “Bunun insanların ihtiyacı olduğu halde burada olduğunu görmeyeyim.” Daha sonra da onun bölüştürülmesini, beytülmalın süpürülmesini ve su serpilmesini emretti. İmam daha sonra orada namaz kıldı veya uyudu.”12
Müminlerin Emiri (a.s) Beytulmalı bölüştürdükten sonra, oranın süpürülmesini emretti, daha sonra orada namaz kıldı ve namazında şöyle buyurdu: “Allah’ım! Ameli ortadan kaldıran günahtan sana sığınırım! Senin gazabını ve hışmını hızlandıran günahlardan sana sığınırım! Duanın icabetine engel olan günahlardan sana sığınırım! İsmet ve temizlik perdesini yırtan günahlardan sana sığınırım! Pişmanlık getiren günahlardan sana sığınırım! Nasip ve payın önünü alan günahlardan sana sığınırım.”3
3766. Bölüm
Yöneticilere Beytülmali Koruma Hususunda Riayet Etmelerinin Yakıştığı Şey
İmam Ali (a.s), valilerine yazdığı bir mektubunda şöyle buyurmuştur: “Kalemlerinizin ucunu inceltiniz, satırları birbirine yakın yazınız, benim için konuları detaylı yazmaktan sakınınız, sözün özünü ve özetini yazınız. Fazla konuşmaktan sakınınız. Zira Müslümanların malı zarar ve ziyana tahammül etmez.”4
3767. Bölüm
Malların En Kötüsü
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Malların en kötüsü münezzeh olan Allah’ın hakkının ödenmediği maldır.”5
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah Tebareke ve Teala bir grubu mezarlarından diriltir, onların elleri boyunlarına bağlanmış olur. Öyle ki onlarla parmak ucu kadar bir şey dahi kaldıramazlar. Beraberlerinde de onları şiddetle kınayan ve şöyle diyen melekler vardır: “Bunlar az bir hayrı (malı) bile verilen çok hayırdan (maldan) esirgeyen kimselerdir. Bunlar Allah’ın kendilerine bağışta bulunduğu, ama onların o mallarda Allah’ın hakkını ödemediği kimselerdir.”1
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Malın en kötüsü, Allah yolunda infak edilmeyen ve zekatı verilmeyen maldır.”2
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Malların en kötüsü sahibine bir fayda vermeyen maldır.”3
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Malların en kötüsü kınamaya sebep olan maldır.”4
Bak. Ez-Zekat, 1581, 1582. Bölümler; Vesail’uş Şia, 6/25, 6. Bölüm