1- İsar (Fedakarlık)



Yüklə 1,89 Mb.
səhifə63/76
tarix17.01.2019
ölçüsü1,89 Mb.
#98598
1   ...   59   60   61   62   63   64   65   66   ...   76

Rivayet Bahsi


Durr’ul-Mensur’da, bir yolla Enes’ten, Mücahitten ve Sudiy’den ve bir kaç yolla da İbn-i Abbas’tan iki davalı kimsenin Davud’a (a.s) müracaatı rivayetlerdeki farklılıklarla nakledilmiştir. Kumi de onun bir benzerini kendi tefsirinde rivayet etmiştir. El-Arais ve diğer kitaplarda da bu rivayet edilmiştir. Mecme’ul-Beyan’ın sahibi, bu rivayetin özetini şöyle yazmıştır:

“Davud, çok namaz kılıyordu.” Bir gün şöyle dedi: “Allah’ım! İbrahim’i benden üstün kıldın ve onu kendine Halil edindin. Musa’yı benden kıldın ve onunla konuştun.” Allah şöyle buyurdu: “Ey Davud! Biz onları seni denemediğimiz şeylerle denedik. Eğer istiyorsan seni de deneyeyim.” O şöyle buyurdu: “Beni de dene.” Bir gün Davud mihrabındayken, aniden bir kuş düştü, Davud onu yakalamak istedi, ama o kuş mihrabın bir deliğine uçtu. Davud onu yakalamak için delikten içeri baktı. Aniden gözü bedenini yıkamakta olan Urya b. Hayyan’nın hanımına ilişti. Ona aşık oldu ve onunla evlenmeyi kararlaştırdı. Bu yüzden Urya’yı savaşlardan birine gönderdi ve de ona içinde Sekine’nin bulunduğu sandığın önünden hareket etmesini emretti. O da böyle yaptı ve öldürüldü.

Urya’nın iddeti sona erince, onunla evlendi, onunla yattı ve Süleyman dünyaya geldi. Bir gün mihrabındayken, iki erkek onun yanına geldiler. Davud ürktü, o ikisi şöyle dediler: “Korkma, biz iki davalıyız. Bizden biri diğerine zorbalık yapmıştır.” Sonunda şöyle buyurdu: “Onlar azdırlar.” Sonunda o iki adamdan biri dostuna baktı ve güldü. Davud o ikisini Allah’ın iki davalı şeklinde yanına gönderdiğini böylece onu, mahkum ve hükmünün hatalı olduğundan haberdar kılmak istediğini anladı. Davud tövbe etti ve o kadar ağladı ki, göz yaşlarından, otlar bitti.”

Daha sonra Mecme’ul-Beyan’ın sahibi şöyle diyor –ve çok da güzel diyor-: Ba hadisin doğru olmadığı hususunda hiçbir şüphe yoktur. Zira böyle bir şey insanı adaletten düşürür. Nasıl mümkündür ki Allah’ın vahyinin eminleri kendisiyle yaratıkları arasındaki elçileri olan ilahi Peygamberler, şehadeti kabul edinmeyen kimsenin sıfatlarına sahip olabilir ve insanlar onların sözlerini işitmekten ve kabul etmekten kaçacağı bir duruma düşebilir.

Şöyle diyorum: Bu hikaye Tevrat’tan alınmıştır. Şu farkla ki Tevrat’taki ifadeler daha çirkin ve kırıcıdır. Ama islami rivayetlerde biraz düzeltilmiştir.

Tevrat’ta özetle şu şekilde yer almıştır: “Ve ikindi vakti vaki oldu ki Davud yatağından kalktı ve kıral evinin damı üzerinde geziyordu. Yıkanmakta olan bir kadını damdan gördü ve kadının bakışı çok güzeldi. Ve Davud adam gönderip kadın hakkında soruşturdu. Ve biri şöyle dedi: “Bu kadın Hitti Uriyan’ın karısı Eliamın kızı Batşeba değil mi?” Ve Davud ulaklar gönderip onu getirtti ve kadın onun yanına geldi ve murdarlığından tathir edilmiş olduğundan Davud onunla yattı ve kadın evine döndü ve gebe kaldı ve Davud’a haber gönderdi ve, “ben gebe kaldım” dedi.

Ve Uriyanın karısı kocası Uriyanın öldüğünü işitti. Ve kocası için dövündü ve yası geçince Davud gönderip onu evine aldı ve onun karısı oldu ve ona bir oğul doğurdu fakat Davud’un yaptığı şey Rabbin önünde kötü idi.

Ve Rab Nasanı Davud’a gönderdi ve yanına gelip ona dedi: Bir şehirde biri zengin ve diğeri fakir iki adam vardı. Zengin adamın pek çok koyunları sığırları vardı ve fakir adamın satın almış ve beslemiş olduğu küçük bir dişi kuzudan başka bir şeyi yoktu ve kuzu onun yanında kendisi ile ve çocukları ile beraber büyümüştü. Ve lokmasından yer, tasından içerdi ve koynunda yatardı. Ve kendi kızı gibi idi. Ve zengin adama bir yolcu geldi ve kendisine gelen yolcuya hazırlamak için kendi koyunlarından ve kendi sığırlarından almağa kıymadı. Fakat fakir adamın kuzusunu aldı ve yanına gelen adam için onu hazırladı. “Ve o adama karşı Davud’un öfkesi çok alevlenip Nasan’a dedi: Hay olan Rabbin hakkı için bunu yapan adam ölüm oğludur ve bu şeyi yaptığı ve acımadığı için kuzuyu dört kat ödeyecektir.”

Ve Nasan Davud’a dedi: “O adam sensin. Rab şöyle diyor: İşte kendi evinden sana karşı kötülük çıkaracağım ve senin gözlerinin önünde karılarını alıp komşuna vereceğim ve bu güneşin gözü önünde o senin karılarınla yatacak. Çünkü sen gizlice yaptın, fakat ben bu şeyi bütün İsrailin karşısında ve güneşin karşısında yapacağım.”

Davud Nasan’a dedi: “Rabbe karşı suç ettim.” Ve Nasan Davuda dedi: Rab da senin suçünu sildi, ölmeyeceksin. Fakat küfretmek için bu işle Rabbin düşmanlarına büyük fırsat verdiğinden dolayı sana doğan çocuk da mutlaka ölecektir ve Nasan evine gitti. Ve Rab Uryanın karısından Davuda doğan çocuğu vurdu ve çocuk hastalandı ve yedinci gün öldü. Ondan sonra Urya’nın karısı Davud için bir çocuk daha doğurdu ve onun adını Süleyman koydu.”1

Uyun-u Ahbar’ir-Rıza kitabının “Rıza’nın (a.s) Memun’un yanında oturması ve din ve inanç sahipleriyle tartışması” babında ise şöyle yer almıştır: “İmam Rıza (a.s) İbn-i Cehm’e şöyle buyurdu: “Hz. Dâvud’a (a.s) gelince, sizden öncekiler bu konuda ne diyorlar?”

İbn-i Cehm söyle dedi: Dediklerine göre Dâvud (a.s), mihrabında namaz kılmakta iken şeytan, kuşların en güzeli kılığında ona göründü. Dâvud (a.s) namazını bozarak kuşu yakalamak için ayağa kalktı. Kuş avluya çıktı, Dâvud (a.s) da onun arkasından dışarı çıktı, kuş daha sonra damın üzerine uçtu, o da damın üzerine çıktı. Derken kuş, Urya bin Hannan’nın evine uçtu. Dâvud (a.s) kuşun gittiği yere bakınca gözü yıkanmakta olan Urya’nın hanımına ilişti; onu o halde görünce aşık oldu. Öte yandan Dâvud, Urya b. Hannan’ı bir savaşa göndermişti. Derken savaş komutanının Urya’yı Tabut’un1 önüne geçirmesi için ona bir mektup yazdı. Komutan da Urya’yı öne geçirdi. Fakat o müşriklere galip oldu. Bu durum Dâvud’a çok ağır geldi. Yine Urya’yı tabutun önüne geçirmesi için bir mektup daha yazdı. Komutan Urya’yı tekrar öne geçirdi ve Urya da öldürüldü. Derken Dâvud (a.s) da onun hanımıyla evlendi.

Ravi diyor ki; İmam Rıza (a.s) eliyle alnına vurarak şöyle buyurdu: “İnna lillah ve inna ileyhi raciûn! Siz Allah’ın peygamberlerinden birine namazı hafife almayı nispet verdiniz. Öyle ki, kuşun peşinden koşmak için namazını bozdu, diyorsunuz. Sonra da ona fuhşu nispet verdiniz, daha sonra da cinayeti!

İbn-i Cehm: Ey Resulullah’ın torunu! O halde Hz. Dâvud’un hatası neydi?

İmam(a.s): Vay haline! Dâvud (a.s), Allah’ın kendisinden daha bilgili birisini yaratmadığını sandı. Bundan dolayı Allah azze ve celle iki meleği onun yanına gönderdi. Derken onlar mihraba sıçrayarak (duvardan çıkıp Dâvud’un ibadet ettiği yere inerek) şöyle dediler: “. . . Biz iki hasımız. İçimizden birimiz, diğerinin hakkına tecavüz etmiştir, aramızda adaletle hükmet, hakkı aşıp adaletten çıkma ve bizi dosdoğru yola sevk et. Şüphe yok ki şu, benim kardeşimdir, doksan dokuz koyunu var ve benimse bir tek koyunum; böyleyken onu da bana ver dedi ve konuşmamızda beni alt da etti.” (Sâd/22-23) Burada Hz. Dâvud, acelede bulundu ve hakkında dava açılan kişinin zararına hükmederek şöyle dedi: “Senin koyununu, kendi koyunlarına katmak istemekle gerçekten de zulmetmiş sana.” (Sâd/24) Hz. Dâvud, (gerekli olduğu halde) iddiada bulunan şahıstan bir şahit ve delil istemedi. Ayrıca aleyhinde iddia edilen şahısa “Bu konuda sen ne diyorsun?” Diye de sormadı. İşte Hz. Dâvud’un hatası bu hakimlik usulü hakkındaki hata idi, sizin düşündüğünüz gibi değil. Allah Teala’nın şöyle buyurduğunu duymadın mı: “Ey Dâvud, biz seni yeryüzünde halife kıldık, artık insanlar arasında adaletle hükmet ve dilediğine uyma. . .” (Sâd/26)

İbn-i Cehm: Ey Resulullah’ın torunu! Peki, Hz. Dâvud’un Urya ile olan hikâyesi nasıldır?” diye sordu.

İmam Rıza (a.s) şöyle buyurdu: Hz. Dâvud (a.s)’ın zamanında, bir kadının kocası öldüğü veya öldürüldüğünde o kadın artık hiçbir zaman için evlenmezdi. Allah (c.c)’ın, ilk olarak kocası ölmüş kadınla evlenmesini mübah kıldığı kimse Hz. Dâvud (a.s) idi. İşte Hz. Dâvud (a.s) Urya öldürüldüğünde iddeti geçtikten sonra onun hanımıyla evlendi. Urya hakkında halka ağır gelen şey, işte budur.”

Emali’is-Seduk’ta ise kendi senediyle İmam Sadık’ın (a.s) Alkame’ye şöyle buyurduğu yer almıştır: “Bütün insanların rızayetini elde etmek ve dillerinin önünü almak mümkün değildir. Davud’a (a.s) da bir kuşun peşice yola düştüğünü, gözü Urya kadına iliştiğini, ona aşık olduğunu (o kadına ulaşmak için de) eşini, öldürülmesi için sandığın önünden hareket ettirdiğini ve sonunda onun eşiyle evlendiğini isnat etmediler mi?”1







502. Konu
En-Nubuvvet(2)

Nübüvvet(2)

Özel Nübüvvet

21-Süleyman (a.s)


  • Bihar, 14/64, Ebvab-u Kıses-u Süleyman (a.s)

  • Bihar, 14/130, 10. Bölüm; Ma Evha ila Süleyman (a.s)

  • Kenz'ul-Ummal, 11/496, Süleyman (a.s)










Yüklə 1,89 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   59   60   61   62   63   64   65   66   ...   76




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin