Birinci Madde
Yerkürenin üzerinde belirlenen ve varsayılan daireleri ve kutupları
bildirir.
Ey aziz, malum olsun ki, astronomlar feleklerdeki işleri zabt için, âlem
küresi üzerinde ispat ettikleri dairelerden ve kutuplardan sekiz daire ve
kutup yerküre üzerinde de belirleyip, varsaymışlardır. Ta ki onlarla
yerdeki işleri dahi zabtetmiş olurlar.
İki kutbun birisi, kuzey kutbudur. Bunun karşısı, güney kutbudur. sekiz
dairenin dördü büyük, dördü küçüktür. Büyü dairelerin evvelkisi ekvator
dairesidir. İkinci burçlar dairesidir. Üçüncüsü ufuk dairesidir. Dördüncüsü
gün yarısı dairesidir. Nitekim yukarıda açıklanmıştır. Küçük dairelerin
ikisi dönence daireleridir. ikisi burçlar kutbu daireleridir. Bu sekiz
dairenin beşi paraleldir ki, her ikisi arasında bulunan uzaklı eşittir. Üçü
eğiktir ki, birbiriyle kesişirler. Bunların ikisi yani ufuk dairesiyle
günyarısı dairesi, yerküre üzerinde çizilmeyip; ayrı ve yer değiştirici
konulmuştur. Diğerleri, küre üzerinde çizilmiştir ve sabittir.
Ekvator dairesi, yerküre üzerinde bir büyük dairedir ki, büyük feleğin
kuşağı olan güneşitleyici dairenin yüzeyinde bulunup; senede iki defa
güneş, kendi batısal hareketiyle üzerine geldikte, birçok yerlerde gece ve
gündüz eşit olur. Burada güneş feleğinin hareketi eşit ve düz olduğundan
buna: Hatt-ı üstüva (ekvator) derler. O iki vakit, güneşin iki eşitlik
noktasına (21 mart, 23 eylül) geldiği zamandır ki, biri koç burcunun
başlangıcıdır ve biri terazi burcunun başlangıcıdır. Ekvatorun, yerin iki
kutbundan uzaklığı eşit olup, yerküreyi güney ve kuzey iki eşit kısma
bölmüştür. Ekvator, burçlar dairesi ile iki yerde kesişmiştir ki, eşitlik
noktaları (ekinoks) makamındadır. Burçlar dairesi, yerküre üzerinde
çizilmiştir. Güneşitleyici ile kesişip, iki dönence (oğlak ve yengeç)
noktalarına dek açılıp, birer tarafa meyletmiştir. Bu eğime genel eğim
derler. Yirmiüçbuçuk derece kadar güney ve kuzeye gitmiştir. Bu dairenin
kutupları dahi, âlemin kutbundan yirmiüçbuçuk derece kadar birer tarafa
düşmüştür. Bu daire oniki kısma ybölünmüştür. Her birine, yukarıda
açıklanan birer isimle burc denilmiştir. Altı burcu ekvatorun kuzeyinde;
altı burcu güneyinde bulunmuştur. Her burc otuz dereceye ve er derece
altmış dakikaya bölünmüştür. Şu halde bu daire üçyüzaltış derece bulunup,
yerkürenin durumları onunla bilinmiştir.
Ufuk dairesi, yer değiştiren bir büyük dairedir ki, âlemin görünür kısmını
görünmez kısmından ayırıp ve sınırlayıp, yerkürenin altı ve üstü bununla
bilinmiştir. Bu ufuk dairesi nice kısım bulunmuştur. Biri hakiki ufuktur
ki, yerküreyi ikiye böler, büyüktür. Biri hissî ufuktur ki, çeşitli
yerlerde oturanların görüşüne göre değişir, küçüktür. Biri düz ufuktur ki,
ekvatora mahsustur, büyüktür. Bu dairede, güneşin doğuş ve batışı düz bir
biçimde döner bulunmuştur. Onun için bana düz ufuk denilmiştir. Biri eğimli
ufuktur ki, düz uygun gayrisi bilinmiştir, yani bütün eğilimli ufuklar,
âlemin iki kutbundan bir tarafa eğilimli bulunmuştur. Şu halde feleğin ve
yerin her yönünde olan her cüzünde, ufuk itibar olunmuştur. Doğuş ve batış,
onların çoğunda düz olmayıp, eğik bulunmuştur. Doksanıncı enlemdeki o yer,
yerin kutbudur. Feleklerin dönüşü burada değirmen bilinmiştir. Zira ki ufuk
dairesinin iki kutbunun biri tepe noktası, biri ayak noktasıdır. Şu halde
doksanıncı enlemde ufuk ile güneşitleyici biri birine çakışık olup,
kutupları bitişik sayılmıştır. Hissî ufkun çapının mesafesi, yeryüzünde,
yirmiikibin beşyüz adımdan fazla değildir, denilmiştir.
Günyarısı dairesi, yer değiştiren bir büyük dairedir ki, âlemin iki
kutbundan ve belirlenmiş olan başucu noktasından geçip, güneşitleyici daire
ile ve ekvator ile kesişir bulunmuştur. Felekleri ve yeri ikiye bölüp, bir
kısmı doğu, bir kısmı batı olmuştur. Gece yarısı ve gün ortası bununla
bilinip, belirlenmiştir. Güneşitleyici ve ekvatorun her parçasına, bir
günyarısı itibarı mümkün olmuştur. (Ekvatorun her derecesinden bir
günyarısı dairesi (meridyen) geçtiği farz olunmuştur. Topla üçyüzaltmış
eder.)
Dört küçük daire ki, ekvatora paraleldirler. Onların ikisi burçlar kutbu
dönenceleri ve biri yaz dönüm noktasıdır ki yengeç dönencesidir. Biri kış
dönüm noktasıdır ki oğlak dönencesidir.
Şimdi bu sekiz daire ile yerin bütün işleri belirlenmiş ve zabtedilmiştir.
(Hakim ve yaratıcı olan Allah münezzehtir.)
İkinci Madde
Yerkürenin dört daire ile beş kısma bölündüğünü bildirir.
Ey aziz malum olsun ki, astronomlar demişlerdir ki: İki kutup ve iki
dönenceleri olan dört küçük daire, yerkürenin tamamını beş kısım etmiştir
ki; her bir kısmı iki küçük daire arasında veya bir daire ortasında bulunan
mesafedir. Şimdi bu beş kısmın biri dönenceler arasında olduğundan, buna:
Yakıcı bölge adı verilmiştir. Çok sıcak olduğundan dolayı, eskiler, meskun
değil sanmışlardır. Bu iki dönence arası kırkyedi derece mesafedir ki,
ekvator buranın ortasında bulunmuştur. iki kısmına, soğuk bölge
denilmiştir. Zira ki bunlar, güneşin yürüyüş yolundan uzak olduğundan, çok
soğuktur. Bunun için eskiler meskûn değil sanmışlardır. Bu iki kısım,
burçlar kutbunun iki dönüş yeri arasında iki dönüş uzaklığıdır. Her birinin
enlemi, yerin kutbuna varıncaya dek yirmiüçbuçuk derece bulunmuştur. Bu iki
kısım dahi kendi kutupları adıyla isimlendirilmiştir, (kuzey kutup, güney
kutup). Geri kalan iki kısım ise mutedil bulunmuştur. Bunlar meskûn olup,
imar edilmiştir. Kuzey kısmı yengeç dönencesi ve burçlar kutbunun kuzey
dönüş yeriyle sınırlanmıştır. Güney kısmı oğlak dönencesinden burçlar
kutbunun güney dönüş yerine varıncaya dek olan mesafe bulunmuştur. Her
birinin enlemi mesafesi, kırküç derece ölçülmüştür.
Bu beş bölgenin sakinleri, gölge ve yer yönüyle biribirinden ayrılmıştır.
Gölge yönünden, soğuk bölge sakinlerine değirmentaşı adı verilmiştir. Zira
ki onların gölgesi, ufkun yüzeyinde değirmen taşı gibi döner bulunmuştur.
Mutedil bölge sâkinlerine eğimli denilmiştir. Çünkü bunların gölgesi, öğle
vakti olduğunda bir tarafa eğilir bulunmuştur. Sıcak bölge sakinlerine iki
gölgeli denilmiştir. Zira ki ekvatorda bulunanların gölgesi, öğle vaktinde
kâh güneye, kâh kuzeye düşer görülmüştür. Güneş, senede iki defa iki
eşitlik noktasında bulunduğunda, başuçlarına gelip, günortasında gölge
yok olmuştur. Onlardan güneşin en uzak oluşu, dönenceye vardığında
bulunmuştur. İki dönence altında bulunanların başuçlarına güneş, senede bir
kere gelip, günortasında gölgeleri yok olmuştur. Onlardan güneşin en uzak
oluşu, dönenceye vardığında bulunmuştur. iki dönence altında bulunanların
başuçlarına güneş, senede bir kere gelip, günortasında gölgeleri
yok oluştur. Dönenceler ahalisinin başucu noktalarına yakın olan âlemin
kutbu, sürekli ortada görünmüştür. Karşısı olan âlemin kutbu ise sürekli
gizli kalıştır. Bunların gölgeleri bir bulunmuştur.
Yer yönünden hepsi üç kısma bölünmüştür. Bir kısmı ekvator sâkinleridir ki,
batıdan doğuya, güneşin doğuşundan sonuna dek bir dönüş yerinde ve bir
enlemde düzülüp kalanlardır. İkinci kısım, ekvatordan iki tarafa aynı
uzaklıkta olan enlemlerde düzülüp, nizam bulanlardır. Üçüncü kısım,
ekvatora iki taraftan paralel enlemlerde, biri başucunda biri ayakucunda
(kutuplar) sâkin olanlardır. (Vallahi âlem.)
Dostları ilə paylaş: |