Üçüncü Madde
Göğüs omurlarını bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: Omurlar
kemiklerdir ki, kaburga kemiklerine bitişik olup, önemli azaları toplayıcı
ve muhafızdır. Bunlar oniki omurdur ki, onbirinin sensenesi ve kanatları
vardır. Birinin kanadı yoktur. Senseneleri eşit değildir. Zira ki,
bunlardan yürek gibi mühim azaya en yakın olup, bitişik oanı daha büyük ve
daha kuvvetlidir. Göğüs omurlarının kanatları diğerlerinden sert olup,
kaburgalar onlara ulaşmazlar. Göğsün yedi üst omurunun senseneleri büyük ve
kanatları kalın olup metanet bulmuştur. Ta ki, uzuvların demiri olan yüreği
en iyi şekilde koruyalar. Çünkü bu omurların cisimleri, sensene ve
kanatlarına gitmiştir. Şu halde bunların mafsal çıkıntıları, kısa ve geniş
suret bulmuştur. Onuncu omurun üzerinde bulunan omurların üst tarafa doğru
olan mafsal çıkıntılarında setli çukurları vardır. Aşağıya doğru olan
çıkıntıları yumru tarafları, o çukurlara girip, senseneri aşağıya
varmıştır. Onuncu omurun sensenesi kubbe gibidir. Mafsal çıkıntılarının iki
tarafında olan çukurları setsiz bulunmuştur. Zira ki, üstü, altıyla birlikte
setlenmiştir. Onuncunun altındaki çıkıntıları üst tarafına ve çukurları
aşağı tarafına meyilli olup, senseneleri üst tarafına kavisli bilinmiştir.
Onikinci omurun kanatları olmaz: Zira ki, onda kaburga kemiği varken gerek
kalmaz.
Midenin zarları tarafı, bu onikinci omura bitişiktir bu omurun üstü küçük
yapılı olduğundan, kendisinde fazla mafsal çıkıntısı yoktur. Göğüs omurları,
boyun omurlarından büyük olduğu için müşterek delikleri iki omur arasında
eşit bölünmeyip, derece derece yukarıdakinde fazla ve aşağıdakinde az olup,
sinir deliği tamamıyle onuncu omurda bulunmuştur. Göğsün diğer omurları ve
iki uyluk arası olan böğürün bütün umurları, bu delikleri tamamiyle içine
aldığı için onların olmaları ve sinirlerin çıkışı için bu omurların sağ ve
solunda birer delik yaratılmıştır. Göğüsün omurlarının üzerinde sensene ve
geniş kanatları vardır. Mafsal çıkıntılarının aşağıları, koruyucu kanatlara
benzer genişliklerdir.
Böğürün omurları beş kemik olmuştur. Böğür, kuyruk sokumu ile beraber
kasığın tamamına kaide gibi olup, o direk kemiğin taşıyıcısı ve bacak
sinirlerinin çıkış yeri olmuştur. Böğür kemikleri üçtür ki, onlar bütün
omurlardan daha sert, mafsalları daha sıkı ve kanatları daha geniş
bulunmuştur. sinirler için ön ve arka taraflarında delikler vardır ki,
oyluk mafsalları onlara mâni olmaya. Bu böğür kemikleri açıklanan böğür
kemiklerine benzer.
Kuyruk kemiği, üç kıkırdak omurdan meydana gelmiştir. Çıkıntıları yoktur
Küçük olduklarından, boyun omurları gibi sinirleri ortak deliklerden
bitmiştir. Üçüncü omur tarafından bir sinir çıkmıştır. Şu halde bu
açıklamadan anlaşılmıştır ki, omurganın tamamı bir tek nesne gibidir.
Fazlalık ve şekillerse yuvarlaktır. Zira ki çarpma âfetlerini kabul
etmekten en uzak şekiller, yuvarlak şekillerdir. Onun için omurga
omurlarının yukarıdakinin başı aşağıya, aşağıdakinin başı yukarıya
kaykılmış olup, orta omur olan onuncusu yanında hepsi toplanmıştır. Bu
onuncu omur, omurganın uzunluğu hasebiyle senasenin ortası olup, iki
yönden birine bükülmüştür. Ta ki iki taraftan her irinde bulunan dokuz
omur, bu onuncu omurun üzerine toplanmış olup, nizam bulalar. Şu halde
boyun omurları ile omurga omurlarının toplamı, yirmialtı omuru bulmuştur.
Dördüncü Madde
Kaburga kemiklerini bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: Kaburga
kemikleri, kuşattıkları nefs âdetlerini ve gıda âletlerinin yükseklerini
korumak için yaratılmıştır. Şu halde bunlara ağırlık olmak için ve birine
eren âfet hepsine ermek için gıda ve nefesten göğüs boşluğu dolup, geniş
yere muhtaç olduğundan açılmak kolay olmak için ve teneffüs işlerine tayin
olunan göğüs adalesi çözülmemek için müteaddit kaburga kemikleri olup,
hepsi tek kemik olmamıştır. Bu göğüs kemikleri, baş aza olan yüreği ve onun
ardında bulunan azayı kuşatmışlardır. Zira ki, o azalara ârız olan
âfetlerin tesiri, büyük iş olduğundan, onları tam bir ihtiyat ile korumak
lazımdır. Onun için üstteki yedi kaburga, kedi içlerinde olan nefsanî aza
üzerinde, göğüs yanında birleşip, yüreği her yönden korumakla her yönden
kuşatmışlardır. Ama gıda azasına komşu olan alt kaburgalar, arka taraftan
koruyucu kalkan gibi, karaciğer dalak vesair azayı korumak içindir ki,
birbirine bitişik olmayıp derece derece kısalmıştır. Yukarıdakilerin uçarı
arası yakın ve aşağıdakilerin uzak bulunmuştur. Ta ki, midein yeri geniş
olup, gıda ve nefesten dolduğunda güçlük çekip, incinmiş olmasın.
Üstteki yedi kaburga, göğüs kaburgaları ismiyle isimlendirilmiştir. Bunlar,
her taraftan yedişer kaburgadır ki, iki ortaları büyük ve uzun, etrafı kısa
kılınmıştır. Zira ki bu şekil, her yönden insanın uzuvlarını daha iyi
sarmıştır. Bu kaburgalar, yumruları üzere, önce aşağıya meyledip, ondan
yukarıya dönerek, kemikler, göğüse bitişmiştir ki, sardıkları mekan geniş
bulunsun. Nitekim kaburgaların her birinden iki çıkıntı, omurga omurlarının
her bir kanadında olan iki çukur omura girip, katmerli mafsal hâsıl
olmuştur. Bunun gibi, bu yedi kaburganın göğüs kemikleri ile bulunan
bileşimi, aynen omurga omurlarının omurga ile olan bileşimi gibi suret
bulmuştur.
Geri kalan beş kısa kaburga, arka kemiklerdir. Uçları sivridir. Uçları
kıkırdaklarla korunmuştur ve çarpmalardan uzaktır. Kırılmaktan emin,
yumuşaklıkla sertlik arasında ota bir kıkırdak cisim ile yumuşak uzuvlara
bitişik ve gömülüktür.
Göğüs kemiği, yedi kemikten oluşmuştur. Onun tek kemik olduğu, yine
hafiflik için bilinmiştir. Kendi, yumuşak kıkırdaklarla bağlanmış ve
mafsalları sağlam yaratılmıştır. Ta ki, solunum organlarının genişlemesinde
yumuşaklıkla müsaadeleri bulunsun. Bu kemiklerin sayısı, kendilerine bağı
olan kaburgaları sayısınca yedi bulunmuştur. Göğüs kemiğinin en altına
geniş bir kıkırdak kemik bitişmiştir ki, onun aşağı tarafı yuvarlak gibi
olup, hançere benzemekle, hançer kemiği nâmıyle şöhret bulmuştur. Bu
kemiğin faydaları: Midenin ağzını koruyup, göğüs kemiği ile yumuşak uzuvlar
arasında aracılık edip, sert ile yumuşak arasını birleştirmekte uyuntu
vermektir.
Dostları ilə paylaş: |