73. MÜZZEMMİL SÛRESİ
Mekke döneminin başlarında, muhtemelen Peygamberliğin üçüncü veya dördüncü yılında indirilmiştir. Hattâ çoğu âlimlere göre Alak, Kalem ve Müddessir sûrelerinden sonra gönderilen dördüncü sûredir. Ancak sûrenin son ayeti daha sonraki yıllarda nazil olmuştur. Adını, birinci ayetinde geçen ve kâfirlerin şiddetli muhâlefetleri karşısında Hz. Peygamberin ruh hâlini dile getiren “Müzzemmil: Örtüsüne bürünen” kelimesinden almıştır. 20 ayettir.
Rahman ve Rahim olan Allah’ın Adıyla!
Beni yoktan var edip üstün yeteneklerle donatan ve kulluk göreviyle yeryüzüne göderen sonsuz şefkat ve merhamet sahibi yüce Rabb’imin adıyla, O’nun verdiği güç ve yetkiye dayanarak ve yalnızca O’nun adına okuyor, söylüyorum:
1. Ey kendi iç dünyasına kapanarak örtüsüne bürünen, kendi kabuğuna çekilen Peygamber! Rabb’in yolunda mücâdele için harekete geçmenin zamanı geldi! İşte bunun ilk adımı olarak:
2. Bir kısmı hariç, geceleyin kalk! Herkesin derin uykuda olduğu gece vakitlerinde yatağını terk ederek kalk ve namaz kılarak, Kur’an okuyarak, ayetler üzerinde tefekkür ederek Rabb’ini an!
3. Yani, gecenin yarısı kadar bir süre, ya da duruma göre bundan biraz daha kısa,
4. Veya biraz daha uzun bir süre kalk ve Kur’an’ı yüreğinde duyumsayarak, anlamı üzerinde düşünerek, sâkin ve ölçülü bir şekilde ve büyük bir dikkat ve özenle oku!
5. Çünkü Biz sana, taşıdığı değer ve yüklediği sorumluluk bakımından çok ağır bir söz vahyedecek ve böylece senin omuzlarına, Kur’an’ı anlama, yaşama, diğer insanlara tebliğ etme ve yeryüzüne egemen kılma görevini yükleyeceğiz.
6. Bu görevi başarabilmek için, öncelikle kendi iç dünyanda büyük bir devrim gerçekleştirerek kalben tam bir güvene ulaşman, sarsılmaz bir imana ve derin bir bilince sahip olman gerekiyor. Bunun tek yolu da, gecenin dingin vakitlerinde Kur’an’la birlikte olmaktır. Çünkü geceleyin kalkıp Kur’an okumak, gündüzkine nazaran daha dokunaklı, daha etkileyicidir ve bu tarz bir okuyuş, daha akılda kalıcı, daha sağlam ve daha verimli olur.
7. Çünkü senin, gündüzleri yapacak çok işin olacak. Geceleyin aldığın talimatları gündüz yerine getirmek üzere Allah’ın ayetlerini kendi şahsında uygulayacak ve insanlara tebliğ edeceksin. Bu uğurda nice zorluklarla karşılaşacak, nice sıkıntılara göğüs gereceksin.
8. O hâlde, her an ve her yerde Rabb’inin ismini an ve seni gaflete sürükleyebilecek her şeyden sıyrılarak bütün ruhunla, bütün benliğinle O’na yönel!
9. O Allah ki, doğunun ve batının Rabb’idir; bütün zamanların ve mekânların Hâkimidir; doğudaki ve batıdaki, geçmiş ve gelecek tüm ülkelerin, bütün doğuş ve batışların, tüm doğan ve batanların gerçek Hükümdarıdır! O’ndan başka boyun eğilecek, hükmüne kayıtsız şartsız itaat edilecek hiçbir otorite, hiçbir ilâh yoktur; öyleyse, sen üzerine düşeni yap ve ötesini Allah’a bırak! O’nun yardım ve himayesine sığın ve hayatına yön verecek bir efendi, güvenilir bir koruyucu olarak kendine yalnızca O’nu vekil edin!
10. Hakikati bile bile reddeden o zâlimlerle kısır tartışmalara girme Onların inkâr, alay ve hakaret dolu sözlerine sabret; terbiyesizce davranışlarına karşılık verme; bir mümine yaraşan onurlu bir tavırla tartışmalara son noktayı koyarak onlardan güzelce uzaklaş ve bu çağrıya kulak verecek tertemiz gönüllere ulaşıncaya dek, bıkıp usanmadan tebliğine devam et!
Kurdukları sömürüye dayalı sistemin yıkılacağından, böylece alışageldikleri lüks ve refah dolu yaşantının sona ereceğinden endişe ederek Allah’ın ayetlerini inkâr eden zâlimlere gelince;
11. Nîmet ve servet içinde yüzdükleri hâlde, bu nîmetleri kendilerine bahşeden Allahû Teâlâ’nın mesajını reddeden o inkârcıları Bana bırak. Çünkü onların hakkından bizzat Ben geleceğim! Sen de tebliğ ve uyarının apaçık ve eksiksiz bir şekilde yerine getirileceği ve —dünyada veya âhirette— azap hükmümüzün gerçekleşeceği ana kadar sabret; onlara biraz daha süre tanı. Çünkü onlar, bu dünyada nîmet ve belâlarla imtihâna tâbi tutulacaklar.
12. Bu süre zarfında, diledikleri yolu seçmekte özgürdürler. Fakat şunu iyi bilsinler ki, katımızda zâlimler için ağır bukağılar, zincirler ve alevli bir ateş vardır!
13. Ayrıca, boğaza takılıp kalan irinle karışık zehirli ve dikenli bir yiyecek ve can yakıcı müthiş bir azap var! Bu azap ne zaman mı?
14. Yeryüzünün, üzerindeki dağlarla birlikte sarsılıp parçalanacağı ve hiç yıkılmayacak zannettiğiniz o yüce dağların, etrafa savrulan bir kum yığınına dönüşeceği Gün! O Gün ilâhî mahkeme kurulacak ve herkese hak ettiği ödül veya ceza, tam olarak verilecektir. İşte bu yüzdendir ki;
15. Ey insanlar! Doğrusu Biz size, hakîkati tüm açıklığıyla ortaya koyan ve Hesap Günü hakkınızda şâhitlik edecek olan Muhammed adında bir Peygamber gönderdik; tıpkı bir zamanlar Firavun’a Mûsâ adında bir Peygamber gönderdiğimiz gibi.
16. Fakat Firavun, kendisini kurtuluşa dâvet eden Peygambere başkaldırdı; Biz de onu korkunç bir azapla kıskıvrak yakaladık ve bütün ordusuyla birlikte denize gömüp helâk ettik.
17. Şu hâlde, ey kâfirler, eğer siz de Firavun gibi inkâr edecek olursanız, çocukları bir anda ak saçlı ihtiyarlara çeviren Kıyâmet Günü gelip çatınca kendinizi Allah’ın azâbından nasıl koruyacaksınız? Öyle dehşetli bir gün ki;
18. O Günün şiddetinden, gökler çatlayıp paramparça olacak ve böylece, O’nun yeniden dirilme ve hesaba çekilme sözü gerçekleşecektir.
19. İşte bu mesaj, kıyâmet gelip çatmadan önce insanlığa ulaştırılan bir uyarı, bir hatırlatmadır; o hâlde, her kim dünya ve âhirette kurtuluş ve esenliğe ulaşmak istiyorsa, Rabb’ine giden bir yol tutsun.
20. Ey Peygamber! Hiç kuşkusuz Rabb’in, senin ve beraberindeki bir grup fedâkâr Müslümanın, gecenin yaklaşık üçte ikisi, bazen yarısı ve kimi zaman da üçte biri kadar bir süre kalkıp namaz kıldığını bilmektedir.
Gecenin ve gündüzün ölçüsünü belirleyen Allah’tır. Dolaylısıyla O, her gece kalkıp saatlerce namaz kılmanın sizin için ne kadar zor ve meşakkatli olduğunu bilmektedir. Fakat omuzlayacağınız ağır göreve hazırlanmanız için, belli bir süre bu aşamadan geçmeniz gerekiyordu. Bu da gerçekleştiğine göre, şimdi ikinci aşamaya geçmenin zamanı gelmiştir: Allah, sizin bunu hesaplamakta ve eksiksiz olarak yerine getirmede zorlanacağınızı, dolayısıyla bu kadar uzun süre gece namazı kılmaya daha fazla güç yetiremeyeceğinizi zaten biliyordu. Bu yüzden ufak tefek aksaklıklardan dolayı sizi affetmiş ve yükünüzü hafifletmiştir: Öyleyse, bundan böyle gece namazına kalktığınız zaman Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyabilirsiniz. Çünkü Allah, ileriki zamanlarda içinizde hastalanan, Allah’ın lütfunu aramak için yolculuğa çıkan ve Allah yolunda savaşan kimseler olacağını bilmektedir. Bu yüzden, ondan kolayca okuyabileceğiniz kadarını okuyun. Bu arada, namazı hayatın merkezine yerleştirerek, onu dikkatle ve özenle kılın, zekâtı verin ve canınızı, malınızı ve tüm yeteneklerinizi Allah’ın istediği doğrultuda kullanarak, mükâfâtını âhirette almak üzere Allah’a güzel bir borç verin. Unutmayın; kendiniz için her ne iyilik yapmışsanız, onu Allah katında daha güzel ve daha büyük bir ödül olarak bulacaksınız.
Fakat ne kadar iyilik yaparsanız yapın, yine de kendinizi kusursuz, mükemmel görmeyin; daha iyiye, daha güzele ulaşabilmek için dâimâ Allah’tan bağışlanma dileyin. Bilin ki, Allah çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.
Dostları ilə paylaş: |