100. ÂDİYÂT SÛRESİ
Mekke döneminin başlarında, Asr sûresinden sonra indirilmiştir. Adını, birinci ayetinde geçen “el Âdiyât: Hızla koşan binek atları” kelimesinden almıştır. 11 ayettir.
Rahman ve Rahim olan Allah’ın Adıyla!
Beni yoktan var edip üstün yeteneklerle donatan ve kulluk göreviyle yeryüzüne göderen sonsuz şefkat ve merhamet sahibi yüce Rabb’imin adıyla, O’nun verdiği güç ve yetkiye dayanarak ve yalnızca O’nun adına okuyor, söylüyorum:
1. Andolsun, insanın doyumsuz arzu ve ihtirâslarını anlatan o nefes nefese koşan, binek atlarına
2. Ve kayalara çarpan tırnaklarıyla, karanlıkta kıvılcımlar saçan,
3. Derken, gün doğarken bir beldeye baskın yapan,
4. Ve bir anda tozu dumana katarak,
5. Sağa sola kaçışan asker, kadın ve çocuklardan oluşan topluluğun tam ortasına dalan binek atlarına yemin olsun ki,
6. Gerçekten insan, Rabb’ine karşı pek nankördür.
7. Ve bizzat kendisi de buna şâhittir. Rabb’inin yol göstericiliğinden uzaklaşarak yoldan çıkan insan sonu gelmeyen ihtirâslar peşinde koşup duracak, vahyin kontrolünden çıkarak bencil arzuların ve çılgınca ihtirâsların kölesi olacak, böylece, şaşkın toz bulutlarının ve sapık iştahların körleştirdiği zindanlarda bocalayacak ve hiçbir zaman gerçek huzuru, esenliği bulamayacaktır.
8. Çünkü o, mala ve servete aşırı bir tutkuyla bağlanmıştır.
9. Ama bilmez mi ki, Diriliş Günü, kabrin bağrındaki ölü bedenler dışarıya atıldığı,
10. Ve Hesap Günü, yüreklerde gizlenen düşünceler, niyetler, sevgiler, nefretler, ihânetler, kabul ve redler ortaya serildiği zaman,
11. İşte o Gün, geç de olsa anlayacaklar ki, Rab’leri onların her hâlinden haberdardır!
101. KÂRİA SÛRESİ
Mekke döneminin başlarında gönderilen bu sûre, adını birinci ayetinde geçen ve kıyameti anlatan, kapıyı çalan, yürekleri hoplatan, ansızın gelip çarpan anlamına gelen “el-Kâriah:” kelimesinden almıştır. 11 ayettir.
Rahman ve Rahim olan Allah’ın Adıyla!
Beni yoktan var edip üstün yeteneklerle donatan ve kulluk göreviyle yeryüzüne göderen sonsuz şefkat ve merhamet sahibi yüce Rabb’imin adıyla, O’nun verdiği güç ve yetkiye dayanarak ve yalnızca O’nun adına okuyor, söylüyorum:
Ey insan! Unutma ; uyan artık gaflet uykusundan! Çünkü bu hayat ebediyen böyle sürüp gitmeyecek, çünkü:
1. Ansızın gelip çatan, yürekleri sarsıp yerinden hoplatan, tüm kâinatı yok eden o müthiş olay, o kıyamet! O Karia!
2. Hem de, ne müthiş bir olay, o Karia! O kıyamet!
3. Bilir misin, neler olacak neler, gelip çatınca o Karia!
4. O Gün insanlar, sağa sola uçuşan kelebekler gibi olacak.
5. Ve dağlar, hallaç pamuğu gibi atılmış yünlere dönecek.
6. Ve ilâhî adâlet gerçekleşecek: Kimin iyilik tartıları ağır basarsa,
7. İşte o, cennette ebediyen mutlu bir hayat yaşayacak!
8. Ve kimin de iyilik tartıları hafif gelirse,
9. Onun da varacağı yeri, yatağı, kucağına yaslanacağı anası Hâviye olacak! Başka barınacak yeri kalmayacak, Hâviye denilen Cehennem uçurumunun kucağına atılacak ve alevler saçan bu derin uçurum, onu bir ana gibi sarıp kucaklayacak!
10. Bilir misin, ey insan, nedir bu Hâviye? Gerçi nereden bileceksin? Dinle bak:
11. O, zâlimleri bekleyen kızgın bir ateştir!
102. TEKÂSÜR SÛRESİ
Mekke döneminin başlarında, Kevser sûresinden sonra indirilmiştir. Adını, insanın açgözlülüğüne dikkat çeken birinci ayetindeki “Tekâsür: çoğaltma yarışı” kelimesinden almıştır. 8 ayettir.
Rahman ve Rahim olan Allah’ın Adıyla!
Beni yoktan var edip üstün yeteneklerle donatan ve kulluk göreviyle yeryüzüne göderen sonsuz şefkat ve merhamet sahibi yüce Rabb’imin adıyla, O’nun verdiği güç ve yetkiye dayanarak ve yalnızca O’nun adına okuyor, söylüyorum:
Ey dünya hayatının zevk ve sefahatine dalıp Rabb’ini ve O’nun mesajını unutan insan;
1. Daha çok mal, servet, makâm, şöhret elde etme tutkusuna kapılarak dünyanın gelip geçici zevklerini çoğaltma yarışı ve bunlarla birbirinize karşı üstünlük taslama hastalığı, sizi öylesine derin bir gaflete düşürdü, insânî ve ahlâkî değerlerden uzaklaştırarak o kadar oyaladı ki,
2. Sonunda ölüp mezarı boylayıncaya kadar bu gaflet uykusundan uyanamadınız.
3. Dikkat edin, büyük bir yanılgı içindesiniz ve bunu yakında anlayacaksınız.
4. Evet, yakında ne büyük bir aldanış içinde olduğunuzu anlayacaksınız! Ama o zaman iş işten geçmiş olacak.
5. Hayır; eğer aklınızı kullanıp ilâhî vahye kulak vererek gerçeği doğru kaynaktan ve kesin olarak bilmiş olsaydınız,
6. Zâlimleri bekleyen cehennemi daha bu dünyada, imana dayalı, akıl ve bilinç gözüyle görecek ve bu tavrınızdan vazgeçecektiniz!
7. Fakat bugün görmezlikten gelseniz bile, onu Mahşer gününde gözlerinizle apaçık göreceksiniz!
8. Ve o Gün, size bahşedilen her nîmetten sorguya çekileceksiniz!
103. ASR SÛRESİ
Mekke döneminin başlarında, İnşirah sûresinden sonra indirilmiştir. Adını, birinci ayetinde geçen “el-Asr: Çağ, devir, asır, tarih, zaman” kelimesinden almıştır. 3 ayettir.
Rahman ve Rahim olan Allah’ın Adıyla!
Beni yoktan var edip üstün yeteneklerle donatan ve kulluk göreviyle yeryüzüne göderen sonsuz şefkat ve merhamet sahibi yüce Rabb’imin adıyla, O’nun verdiği güç ve yetkiye dayanarak ve yalnızca O’nun adına okuyor, söylüyorum:
1. Akıp gitmekte olan zamana,Rasulullah (s)’in gönderildiği ve kıyamete kadar devam edecek asra andolsun ki,
2. İnsanoğlu gerçekten ziyandadır! Ve insanlık tarihi buna şahittir.
3. Ancak Allah’a ve âhiret gününe iman eden, bu imana yaraşır güzel ve yararlı davranışlar ortaya koyan, birbirlerine hakkı hukuku, adâleti, doğruyu ve gerçeği öğütleyen ve zulme karşı verdikleri mücâdelede birbirlerine güç ve cesaret vererek, bu yolda karşılaşacakları zorluk ve sıkıntılar karşısında ümitsizliğe kapılmadan, yılgınlığa düşmeden direnmeyi öğütleyenler müstesna. İşte yalnızca bunlardır, hüsrandan kurtulup —dünyada ve âhirette— kurtuluşa erecek olanlar.
Dostları ilə paylaş: |