84. İNŞİKÂK SÛRESİ
Mekke döneminin sonlarında, İnfitar sûresinden sonra indirilmiştir. Adını, birinci ayetinde geçen ve göğün Kıyâmet Günü yarılacağını anlatan “İnşakkat: Çatladı, yarıldı” kelimesinden almıştır. 25 ayettir.
Rahman ve Rahim olan Allah’ın Adıyla!
Beni yoktan var edip üstün yeteneklerle donatan ve kulluk göreviyle yeryüzüne göderen sonsuz şefkat ve merhamet sahibi yüce Rabb’imin adıyla, O’nun verdiği güç ve yetkiye dayanarak ve yalnızca O’nun adına okuyor, söylüyorum:
Ey dünya hayatının zevk ve sefahatine dalıp Rabb’ini ve O’nun dinini unutan insan! Artık gaflet uykusundan uyan ve kendine gel; çünkü bu hayat ebediyen böyle sürüp gitmeyecek; yaptıklarının hesabını vermek üzere Rabb’inin huzuruna çıkarılacaksın! Ne zaman mı?
1. Kıyâmet için Sûr’a üflenerek gök çatlayıp parçalandığı,
2. Ve tabîatına yaraşır bir şekilde, Rabb’inin kudret ve irâdesine boyun eğdiği zaman!
3. Yeryüzü tümseksiz ve çukursuz bir hâle getirilerek dümdüz edildiği,
4. İçindeki madenleri, lavları ve cansız bedenleri dışarı atıp tamamen boşaldığı,
5. Ve tabîatına yaraşır bir şekilde, Rabb’inin kudret ve irâdesine boyun eğdiği zaman!
6. Ey insan! Sen bu dünyada daha çok mal mülk kazanmak, servet üstüne servet yığmak için gözü dönmüş bir hâlde didinip dururken, her an adım adım Rabb’ine doğru yol almaktasın; sonunda O’nun huzuruna çıkacak ve yaptığın bütün iyilik ve kötülüklerin karşılığını orada bulacaksın!
7. İşte o Gün, her kim ki, davranışlarının kaydedildiği amel defteri kendisine sağ tarafından verilirse,
8. Hiçbir zorlukla karşılaşmadan, kolayca hesabını verecek,
9. Ve sevinç içinde, kendisini cennette heyecanla bekleyen ailesinin, dostlarının yanına dönecektir.
10. Her kim de, amel defteri sol tarafından veya arkasından verilirse,
11. O da o anda ölüp yok olmak isteyecek!
12. Fakat istese de ölemeyecek ve sonsuz azâbı çekmek üzere, alev alev yanan ateşe atılacak!
13. Çünkü o, dünyadayken dostları ve yakınları arasında hep sorumsuz bir şekilde bencilce ve keyif içinde yaşardı.
14. Ve yaptıklarının hesabını vermek üzere bir gün Rabb’ine döneceğini hiç düşünmezdi!
15. Hayır; elbette dönecekti! Üstelik bu, kendisine defalarca hatırlatılmıştı. Fakat o uyarılara aldırış etmedi, günaha battıkça battı! Oysa Rabb’i, onun bütün yapıp ettiklerini görmekteydi!
16. Öyleyse yemin olsun, geçip gitmekte olan akşamın alacakaranlığına!
17. Geceye ve bağrında topladığı her şeye,
18. Ve hâlden hâle geçerek dolunay şekline gelen Ay’a yemin olsun ki,
19. Siz de evrendeki diğer tüm varlıklar gibi hâlden hâle geçecek ve Rabb’inizle buluşuncaya dek aşama aşama ilerleyeceksiniz. Yolculuğunuz ana rahminde başlayacak; oradaki yaratılış evrelerini tamamladıktan sonra doğum, çocukluk, gençlik, olgunluk, ihtiyarlık merdivenlerini birer birer tırmanacak; sonra ölüm, berzah, diriliş, hesap aşamalarından geçerek yolculuğun son aşamasına, ebedî âhiret yurduna varacaksınız ve orada ya cennet nîmetleri içinde sonsuz bir hayat yaşayacak, ya da ebedî cehennem azâbına mahkûm olacaksınız!
20. Hal böyleyken, onlara ne oluyor da, ayetlerime hâlâ iman etmiyorlar;
21. Ve karşılarında Kur’an okunduğunda, gözyaşlarıyla secdeye kapanmıyorlar?
22. Aksine, o nankörler inatla hakîkati yalanlıyorlar!
23. Ama Allah, içlerinde ne hâinlikler gizlediklerini çok iyi biliyor.
24. Öyleyse, ey Müslüman, onları can yakıcı bir azap ile “müjdele!”
25. Ancak, inkârdan vazgeçip iman eden ve bu imana yaraşır dürüst ve erdemlice bir hayat ortaya koyanlar hariç; çünkü onlar için, asla bitip tükenmeyecek, başa kakıntısız bir ödül vardır!
85. BURÛC SÛRESİ
Mekke döneminin başlarında, kâfirlerin müminlere baskı ve eziyetlerinin başladığı bir dönemde indirilmiştir. Adını, birinci ayetinde geçen ve evrendeki mükemmel sisteme işâret eden “Burûc: Burçlar, yörüngeler” kelimesinden almıştır. 22 ayettir.
Rahman ve Rahim olan Allah’ın Adıyla!
Beni yoktan var edip üstün yeteneklerle donatan ve kulluk göreviyle yeryüzüne göderen sonsuz şefkat ve merhamet sahibi yüce Rabb’imin adıyla, O’nun verdiği güç ve yetkiye dayanarak ve yalnızca O’nun adına okuyor, söylüyorum:
1. Andolsun, muazzam ve muhteşem yıldız kümeleri olan Burçlarla donatılmış şu uçsuz bucaksız göğe!
2. O vâdedilen Hesap Gününe,
3. Ve o Gün ilâhî mahkemede şâhitlik eden Peygamberlere, meleklere, İslâm dâvetçilerine ve kendileri için şâhitlik edilen geniş halk kitlelerine andolsun ki, inancından dolayı işkencelere maruz kalan çaresiz mazlum müslümanların intikamı mutlaka alınacaktır! Öyleyse;
4. Kahrolsun, kazdıkları hendeklerde masum müslüman halkı diri diri yakan zâlimler!
5. O alevli ateşlerle dolu hendeklerde!
6. Hani o alçaklar, tutuşturdukları ateş çukurlarının başında oturmuş,
7. Müminlere yaptıkları korkunç işkenceleri keyifle seyrediyorlardı.
8. Ve onlara işkence etmelerinin tek sebebi, bu müminlerin, emrine uyulmaya, hükmüne boyun eğilmeye; yani hamd edilmeye lâyık mutlak otorite sahibi bir Allah’a inanmış olmalarıydı.
9. Göklerin ve yerin hükümranlığı elinde olan bir Allah’a. Oysa Allah, her şeyi görüp gözetmektedir. Dolayısıyla, hiçbir zulüm cezasız kalmayacaktır:
10. İnanan erkeklere ve inanan kadınlara zulmeden ve daha sonra günahlarından tövbe etmeyen o zâlimler yok mu; işte onlar için cehennem azâbı vardır ve ayrıca, müminleri ateşe attıkları için, onların hakkı cehennemin en korkunç ateşi olan yangın azâbıdır!
11. Öte yandan, bütün baskı ve işkencelere rağmen ayetlerime iman eden ve bu imana yaraşır dürüst ve erdemlice bir hayat ortaya koyan kimselere gelince; onlar için de, içerisinde ırmaklar çağıldayan cennetler vardır. İşte budur, en büyük başarı, en büyük kurtuluş!
O hâlde, adâlet ve doğruluğu egemen kılma uğrunda verdiğin mücâdelede, önüne çıkabilecek zorluk ve sıkıntılar karşısında asla yılgınlığa kapılmamalısın. umudunu ve direncini kaybetmeden hedefe doğru adım adım ilerlemelisin! Allah’ın nurunu söndürmek için karşına dikilen zâlimlere gelince:
12. Elbette Rabb’inin zâlimleri yakalaması çok şiddetlidir!
13. Evreni ve hayatı yoktan var eden ve her biri başlı başına birer mûcize olan bu yaratılış olgusunu sürekli tekrarlayan, dolayısıyla, sizleri hesaba çekmek üzere yeniden yaratacak olan O’dur!
14. Fakat tövbe kapısı da dâimâ açıktır; çünkü O, içtenlikle tövbe edenleri bağışlayandır, kullarını seven ve sevgiye, sevilmeye lâyık olandır. kucaklayandır.
15. Arş’ın sahibidir, yüceler yücesidir.
16. Dilediği kararı veren, dilediğini dilediği gibi yapandır.
17. Ey insan! İnsanlık tarihi boyunca zulüm ve haksızlık yapan orduların başına gelenler sana anlatılmadı mı?
18. Firavun gibi diktatörlerin, Semud kavmi gibi azgın toplumların başına gelenler?
19. Ama gel gör ki, geçmişten ibret almayan kâfirler de, öncekiler gibi ayetlerimi yalanlamaktadırlar.
20. Oysa Allah, sonsuz ilim ve kudretiyle onları çepeçevre kuşatmıştır!
21. Hayır; kâfirler ne kadar inkâr da etseler, bu kitap, kıyâmete kadar her çağda okunup gündeme getirilmesi ve hayatın her alanına hükmetmesi gereken şanlı, şerefli, çok kıymetli bir mesajdır, yüce Kur’an’dır.
22. Bizzat Allah tarafından korunan kutsal bir levha, Levh-i Mahfuza nakşedilmiş ve sonra, bir tek harfi bile değiştirilmeden insanlığa tebliğ edilmiş bir ilâhî kelâmdır.
Dostları ilə paylaş: |