3.8. Arı sütünün ticari şekli ve saklanması
Arı sütü saf ve taze halde balla karıştırılmış polenle karıştırılmış suyu uçurulmuş draje veya tablet olarak tüketime sunulur. Gripin gibi kaşelerde piyasaları sütünün sunulmasının amacı; bu kaşeler mide içinde erimez bağırsağa geçerler. Çünkü arı sütü mide suyundan zarar görür. Bağırsakta sindirilmesi esas kabul edilir.
Arı sütü genelde koyu renkli cam kavanozda muhafaza edilir muhafazayı daha emin durumda yapabilmek için 4 kat granüle balla karıştırılmaktadır. Ayrıca arı sütü katları soğuk depolarda tutulmalıdır.
3.9. Arı Sütünün Tüketilmesi
Birçok faydalı etkileri görülen arı sütünün sağlık ve zindelik veren bir gıda maddesi olarak tüketilmesi uygun olacaktır. İnsan gıdası olarak tüketilecek arı sütü saf halde taze olarak, bal ile çeşitle oranlarda karıştırılarak, liyofilize edildikten sonra kapsül, draje ve benzeri şekillere getirilerek kullanılmaktadır. Günlük alınması önerilen ortalama doz, vücut ağırlığının her kg’ı için 1 mg saf arı sütüdür. Ayrıca arı sütü alışkanlık yapmayan her yaşta alınabilen bir gıda olarak bilinmektedir.
IV. BÖLÜM
POLEN
4.1. Tanımı
Çiçeklerin erkek organlarının içinde oluşan ve çiçeklerin üreme birimi teşkil eden çiçeğin erkek organı üzerinde küçük bir paket biçiminde ve arıların tek doğal kaynağı durumundadırlar. Polen çiçek üzerinde tanecikler şeklinde yüzlerce hatta binlerce olabilirler.
4.2. Polenin yapısı ve biyolojisi
Çiçekler çanak yaprak, taç yaprak, dişi ve erkek organlardan oluşmaktadır. Taç yaprakların oluşturduğu bir tüp korolla içerisinde çiçeğin üreme organları dış etmenlerden korunurlar erkek organlar sitamen , flament ve onların ucundaki antenlerden meydana gelirler. Döllenmeyi sağlayan polenler anterler üzerindeki polen kesecikleri içerisinde bulunurlar. Dişicik tepesi üzerine konan polen dişiciğin olgunlaşması sırasında salgılanan bir sıvı içerisinde çimlenerek bir çim borusu oluşturmaktadır. Bu çim borusu dişicik borusu içinde uzayarak yumurtalığa ulaşmakta ve önceden oluşan bir adet vegetatif iki adet generatif çekirdekleri embriyo kesesinin içine bırakmaktadır bu kese içerisine giren vegetatif çekirdek eriyerek kaybolmakta generatif çekirdekten birisi yumurta hücresiyle birleşerek zigotu oluşturarak döllenme olayını gerçekleştirir.
Polen tanesi intin ve ekzin olarak iki koruyucu tabaka ile çevrili canlı bir hücredir. Bu hücre stoplazma ve iki çekirdekten oluşmaktadır. İntin yarı geçirgen zar yapısında , ekzin ise gerçek yapısı henüz bilinmeyen milyonlarca yıllık fosil forumları üzerinde bile canlılığını devam ettirebilen çok dayanıklı karmaşık yapıdadır.
Polenin rengi ve şekli her bitki türüne göre değişmektedir. Genellikle sarı renkte olmasına karşın kırmızı, mor , pembe , eflatun , yeşil , siyah gibi çok sayıda polene rastlamak mümkündür.
Polen taneleri çiçeğin stigması üzerine rüzgar, su ve çeşitli hayvanlar tarafından özellikle böcekler tarafından taşınmaktadır. Polenler bu taşıma şekillerine göre farklı yapı oluşturmuşlardır. Birçok polen bitki cinsine bağlı olarak dış görünüşlerine göre, kimyasal kompozisyonuna ve besin maddesi içeriğine göre de farklı yapı gösterebilmektedir.
Belirli bir ekolojik bölgeden elde edilen bir bitkinin poleninin özelliği başka yöreden elde edilene göre farklıdır. Özellikle polene karşı alerjisi olan kişilerin değişik bölgelere yaptıkları seyahatlerde bu faklılığı hissettikleri bilinen bir olaydır.
4.3. Polenin kimyasal yapısı
Polenin kimyasal yapısı bitki türleri arasında önemli farklılıklar göstermektedir . Polenin % 40 ‘dan daha fazlası proteinden ; protein oranı % 7.5 –35 arasında şeker oranı %15-50 arasında değişmektedir. Rüzgarda tozlanan bazı otsu bitkiler de nişasta oranı yüksektir bu oran % 18’e kadar çıkabilmektedir. Polenin genel bileşimi protein, aminoasitler, lipitler ile şekerler oluşturmaktadır. Polende insanlar için esas olan amino asitlerin önemli bir kısmı (fenilalenin , lösin, valin, izolosin, arginin, histidin, lizin, methionin, trionin, triptofan ve prolin ) bulunmaktadır . Polen de birçok enzim bulunmakta fakat bal içinde önemi olan glukoz oksidaz enzimi polende önem arz eder. Petek gözlerine depolanan polende (arı ekmeği) taze polen paletlerine göre glukoz oksidaz enzimi bulunmaktadır. Polende 31 yağ asitinden 16‘sı belirlenmiş ve en önemlisi palmitik asit olmuştur. Bunu miristik , linoleik , oleik , stearik ve diğer asitler izlemektedir. Polisakkaritlerden pektin, sellüloz, lignin önemli miktarda bulunmaktadır. Petek gözlerine depolanan polene daha fazla şeker ve enzimlerin ilave edilmesiyle laktik asit fermentasyonu oluşması nedeniyle yapısı çiçekten toplanan polenden farklılık göstermektedir. Bu nedenle tadı bitki kaynağına bağlı olarak değişmektedir ve genelde tatlı lezzettedir.
Tablo 16. Kurutulmuş polenin ortalama kompozisyonu
Kimyasal Kompozisyon
|
Arı tarafından toplanan polen % a % b
|
Elle toplanan polen %
|
Su (hava ile kurutulan)
|
7 11
|
10
|
Ham protein
|
20 21
|
20
|
Kül
|
3 3
|
4
|
Ham yağ
|
5 5
|
5
|
İndirgenmiş şekerler
|
36 26
|
3
|
İndirgenmemiş şekerler
|
1 3
|
8
|
Nişaşta
|
- 3
|
8
|
Belirlenemeyenler
|
28 29
|
43
|
Polende bulunan diğer maddelerin miktarı Tablo 17’de bitki kaynağına göre değişmekle birlikte kaliteli polen için her bitki türünün poleninde bu maddelerin de belirli oranda olması istenir. Polene değişik renk veren özellik, yapısında bulunan karoten maddesidir.
Tablo 17- Arı poleninde bulunan diğer maddeler
Tat veren maddeler
|
En az 8 (Her polen tipi için tat deseni karakteristiktir)
|
Renk veren maddeler
|
En az 11
|
Vitaminler
|
C, E, A, B kompleks (niacin, biotin, pantothenic asit, riboflavin (B2) ve pyridoxine (B6)
|
Mineral maddeler
|
Başlıca mineraller: k, Na, Ca, Mg, S
İz elementler: Al, B, Cl, Cu, l, Fe, Mn, Ni, Si, Ti, Zn
|
Organik asitler
|
En az 6( pHenoic asit dahil)
|
Serbest amino asitler
|
Hepsi
|
Nükleik – asitler ve nükletidler
|
DNA, RNA ve diğerleri
|
Enzimler
|
100 den fazla
|
Büyüme düzenleyiciler
|
Auxins, brassins, gibberellines, kinins
|
4.4. Polenin Arılar Tarafından Toplanması ve Depolanması
Arıların polen toplama etkinliği çiçeklerin açtığı ve hava sıcaklığının 10oC’nin üzerinde olduğu ilkbahar mevsiminde başlar. Polen 21 günlük işçi arılar tarafından koloninin protein kaynağını sağlamak amacıyla bilinçli olarak toplanan bir besin maddesidir. Çiçeğe nektar alma için giden arılar, vücutlarına bulaşan bu polenleri düzenli hareketlerle bir araya getirerek arka bacaklarında bulunan polen sepetçiğinde biriktirirler. Arılar polen toplama işleminde arılar çiçekler üzerinden yararlanırken vücuduna bulaşan polen taneciklerini ön ve orta bacakları üzerinde ulunan fırçaların yardımı ile toplarlar. İkinci aşamada uçuş sırasında arka bacakların birinin üzerindeki polen topağı diğer arka bacakta bulunan polen tarağıyla toplanarak tibia ve tarsus arasındaki polen sepetine yerleştirilir. Corbicalu alınanda bulunan sert bir kıl polen yükünü tutucu bir iğne görevi yapar. Polen yüküyle kovana dönen arı petek üzerinde bir süre yürür ve polen kaynağının yerini diğer arılara bildirir. Arı polen yükünü bırakır. Sonra arka bacaklarını birbirine sürterek geriye kalan poleni de silkeler, genellikle başka bir genç arı göze bırakılan poleni dağıtır ve gözün tabanına doğru sıkıştırır. Arılar bir gidiş gelişlerinde kovana ancak iki polen paleti taşıyabilirler ve bu bir polen yükü olarak kabul edilir. Bir polen yükünün ağırlığı ve boyutu elde edildiği bitkiyi bağlı olarak genelde 8-29 mg arasında değişir. Toplanan polen genellikle nektar ve arı tükürük salgısıyla ıslatılarak birbirine yapışmış bir şekilde taşınır.
4.5. Polenin Arılar İçin Önemi
Polen, Hymenoptera, Diptera ve Coleoptere takımına ait çeşitli ergin böcekler tarafından alınan bir besindir. Özellikle vücut kılları polen toplamak için gelişen sosyal arıların larva beslenmesinde kullandıkları önemli bir protein kaynağıdır. Bal arıları yaşamlarını sürdürebilmek için gerekli olan proteinleri vitaminleri yağları ve mineral maddeleri doğadan topladıkları polenden karşılarlar. Arı kolonilerinin yavru yetiştirme dönemlerinde polene gereksinimi önemli oranda artış gösterir. Özellikle erken ilkbahar mevsiminde yeterli bal ve polene sahip koloniler yavru yetiştirme işlemine erken girerler. Polen koloni populasyon büyüklüğüne bağlı olarak koloni içerisinde bal gibi yeterli miktarda ve peteklerde depolanmış olarak bulunmalıdır. Polenin yetersiz olduğu durumlarda koloninin yavru yetiştirmesi mümkün değildir. Ergin duruma gelen 3-6 günlük işçi arıları yaşlı larvaları bal ve polenle beslerler. Genellikle 10 adet orta büyüklükte polen yükü bir bal arısını yetiştirmeye gerekli olan protein gereksinmesini karşılayabilmektedir. Kuvvetli bir koloninin bir yılda yavru yetiştirmesi için gerekli protein gereksinimi yaklaşık olarak 2 milyon polen yükü (20 kg polene eşit) ile sağlanabilmektedir.
4.6. Polenin biyolojisi
Bilim adamlarının yapmış oldukları araştırma sonucunda, arıların poleni vücudun temel besin maddesi olan protein gereksinimi karşılamak üzere kasların bezlerin ve diğer organların gelişmesinde kullandıklarını, Mauruzio (1954), henüz gözden yeni çıkmış arıların ise % 15,5 inin proteinden meydana geldiğini ve gözden yeni çıkan arıların polen yemeye başlamaları ile yavru gıda bezleri yağ dokuları ve diğer organlarının da geliştiğini; Morton (1950) normal bir kolonide arıların çıkıştan iki saat sonra hemen polen yemeye başladıklarını ve arıları 5-9 günlük olduklarında polen tüketiminin en yüksek düzeye ulaştığını Zherebkin (1965) arıların 15-18 günlük olduklarında polen tüketiminin en yüksek düzeye ulaştığını yaşına kadar polen tüketimine devam tetiğini normal koşullar altında arıların 8-10 günlük olduklarında polen tüketimlerinin azaldığını bir arının gözden çıkıştan ergin hale gelinceye kadar geçen süre içerisindeki gelişmesi için 3,21 mg azota gereksinimi bulunduğunu ve bu miktardaki azotun ortalama 145 mg polenle karşılandığını bildirmektedir.
4.7. Polen Üretimi ve Muhafaza Metotları
Polen üretiminde kullanılan kolonilerin herhangi bir arı hastalıkları açısından temiz olması için gerekli önlem ve kontrol yapılmalı, kovanlarda kalınlı temizliği yapılmalıdır. Arılar tarafından toplanan polenin pestisitlerin kullanıldığı alanlardan toplanmamış olması gerekir. Bu açıdan çevrede bitkilere uygulanan pestisitler konusunda arıcıların uyarılması ilacın kullanım şekline göre bu alanlardan belirli bir süre polen toplanmamasına özen gösterilmelidir.
Polen toplama zamanı koloninin gelişimi açısından önemlidir. Bazı koşullarda polen toplama şekli, zamanı ve yöntemi kolonilerin gelişimine ve dolayısıyla bal verimene etkide bulanabilmektedir. Bu açıdan polen toplama zamanının iyi ayarlanması gerekmektedir. Günümüze kadar polen insanların tarafından çok çeşitli şekillerde toplanmıştır. Bunlar polenli peteklerin kovandan çıkartılması ve saklanması eski peteklerin içerisinde bulunan polenlerin çıkartılması çiçeklerden polenlerin silkelenerek kağıt üzerinde toplanması şeklindedir. Peteklerde depolanan polen gözlerinden arı ekmeğinin alınabildiği ve bu yolla bir yılda 1500 koloniden yaklaşık 300-600 kg polenin petek gözlerine zarar vermeden toplanabildiği belirlenmiştir.
Polen üretiminde çok değişik yapıda polen tuzak modelleri geliştirilmiştir. Genellikle çeşitli polen tuzak tiplerinin çalışma prensipleri aynı olup yapısı ızgara levha ve çekmece kısımlarından oluşmaktadır. Kovanın uçuş deliğine monte edilebilen; arıların içinden geçtiği yuvarlak veya yıldız şeklinde deliklikli ızgara sistemli pastoral tuzaklar polen toplamada en uygun ve pratik olanlardır. Kovana polen yükü ile dönen arıların arka bacakları bu ızgara levhaya takılmakta ve polen yükleri çekmeceye dökülmektedir. Polen tuzaklarının kovan gövdeleri arasına yerleştirilen tiplerde bulunmaktadır.Şekil 3 de Polen tuzaklarının şekli yer almaktadır.
Şekil 3. İdeal kilit ve polen tuzağı ile modern bir kovanın görünüşü
Polen tuzakları arıların yoğun olarak polen topladıkları günün erken saatlerinde ve günde en az 100 g polenin getirilebileceği uygun koşullarda kurulmalıdır. Koloninin günlük getirebileceği polen miktarı ergin arı populasyonuna arıların polen toplama isteğine bitki kaynağının zenginliğine ve türüne göre değişmektedir. Bitki kaynağının yeterli düzeyde olduğu dönemlerde her koloniden günde 250-1000 g polen toplanabilmektedir. Bir koloniden ise bir polen akımı döneminde ortalama 8-10 kg arasında güçlü bir koloniden ise bir yıllık sezonda yaklaşık 35 kg polen toplanabilmektedir. Nektar akımının yoğun olduğu günlerde arıların çalışmasını engellememek açısından tuzak kullanılmamalıdır. Sürekli tuzak kullanımı yavru gelişimini azaltacağı için kolonilerden belirli bir süre polen alındıktan sonra 1-3 hafta polen toplamaya ara verilmelidir. Polen toplanması sırasında kolonilere proteince zengin besinler verilmelidir.
4.8. Polenin Depolanması
Polen protein yönünden zengin bir besin kaynağıdır. Bu nedenle uygun depolama koşullarının sağlanması gerekir, taze polen herhangi bir işlem yapılmadan oda sıcaklığında depolanması sonucu birkaç gün içerisinde besin değerini kaybetmektedir.
Taze polen, soğuk hava deposunda 1 yıldan daha fazla süreyle tutulması halinde, besin değerinin önemli bir kısmını kaybetmektedir. Uygun olmayan koşullarda ve uzun süreyle depolama, özellikle polende amino asitlerin yok olmasına neden olmaktadır. Genelde polen depolanmadan önce de nem oranı % 10 düzeyinde olacak şekilde kurutulmalıdır (nem oranı % 5 düzeyine de düşürülebilir). Bu nem düzeyinde olan polenler 45oC’den daha düşük sıcaklıklarda doğrudan güneş ışığı almayan yerlerde koyu renkli cam şişelerde birkaç ay süreyle muhafaza edilebilmektedir. Aynı nem oranında kurutulan polenler 5oC’da buzdolabında en az 1 yıl süre ile -41oC de ise uzun yıllar besin değerinde önemli bir kayıp olmadan muhafaza edilebilmektedir. Güneş ışınları ve ultraviyole ışınları polen üzerinde olumsuz etkiler yapmaktadır. Polenin saklanması konusunda çok çeşitli yöntemler uygulanmaktadır. Bu yöntemler aşağıda özetlenmiştir.
4.8.1. Toz Şekerle Karıştırma Yöntemi
Bu yöntemde 1 karışım toz şeker 2 kısım taze polenle karıştırılmaktadır. Karışımın üzeri küflenmeye karşı korumak amacıyla 5 cm toz şeker tabakası ile örtülür. Bu yöntemle polen oda sıcaklığında 2 yıl kadar saklanabilir. Fakat bu polenle beslenen arılar taze veya dondurulmuş polenle beslenen arılar kadar yavru yetiştiremezler.
4.8.2. Hamur Halinde Saklama Yöntemi
Polen, ağırlığının % 15’i kadar bal ve % 25 oranında önceden kaynatılanı ve soğutulmuş suyla karıştırılarak hamur yapılır. Hazırlanan bu hamur toprak bir kap içerisine sıkıştırılıp doldurularak üzerine ağır bir tahta kapak kapatılır ve yaklaşık 5 gün 36oC da bekletilir. Sonra tekrar sıkıştırılarak hava teması kesilir. Üzerine 3 kısım parafin ve 1 kısım balmumu karışımından oluşan mum tabakasıyla kapatılır, serin bir yerde saklanır.
4.8.3. Vakumla Saklama Yöntemi
Vakum altında dondurularak saklanan polenle beslenen arılar 1/3 oranını daha fazla yavru yetiştirebilmektedir.
4.8.4. Dondurma Yöntemi
Taze polen kağıt veya plastik torbalar içinde -18oC da dondurulur ve saklanır. Dondurulan bu polenlerin besin değeri taze protein besin değerine eşit olarak birkaç yıl saklanabilmektedir. Polen dondurucudan dışarı çıkarıldığı zaman hemen kullanılmalı ve kurutulmalıdır.
4.8.5. Polenin Kurutulması
Polen toplandıktan sonra havalandırılmalı sıcak, doğrudan güneş almayan bir yere serilerek kurutulabilir. Serilen polen kalınlığı 1-2 cm’yi geçmemeli ve karıştırılmalıdır. Yüksek nemli ortam ve aşırı sıcaklar polende bozulmalara neden olmaktadır. Serilen polenler 7 gün içinde kurutulmalıdır. İyi koşullarda kurutulmayan polenlerin uzun süre saklanabilmelerine imkan yoktur. Genellikle arıların topladığı polenlerin su oranı en az % 8 en çok % 30 dur. Yüksek oranda su ihtiva eden polenlerin aynı torba ve kavanozlarda saklanması onların kısa sürede kızışmasına ve küflenmesine neden olur. Polenlerin 45 derecenin üstünde bir sıcaklıkta tutulması onların birleşmesinde hayati cevherlerin ve bilhassa vitaminlerin kaybolmasına neden olur. Ülkemiz koşullarında az miktardaki polenler tahta tepsiler için çok az güneş gören gölgelik rüzgar alamayan balkonlarda ve güneye bakan duvar diplerinde kurutulabilir. Hatta 40-45 dereceyi geçirmemek kaydıyla biraz yanar soba üzerine konan tepsi içindede kuşatma yapılabilir. Kurutulan bütün polenler kapalı teneke kutu, renkli cam kavanoz ya da naylon torba içinde muhafaza edilir.
4.9. Polenin Nemini Ölçme
Polendeki nem miktarı yine polen türüne göre değişir. İlk toplanan polenler de nem oranı yüksektir. Bu polenler sağlıklı olarak saklanamaz.
Polen kurutulurken nem miktarı ölçülmelidir. Bu yönden polen nemini ölçen aletler geliştirilmiştir. Polenin içerdiği nem miktarı alt sınırı % 6 üst sınırı % 8 olarak saptanmıştır. Bu sınırın üstü polenin bozulmasına altı ise polenin besin değerinin kaybolmasına neden olmaktadır. Nem ölçer alet yoksa yaklaşık olarak nemi bilmek gerektiğinde polen topakları iki parmak arasında sıkıştırılarak yuvarlanır. Bunlar birbirine yapışıp bulaşıyorsa yeterli kurulukta değildir.
4.10. Polenin Temizlenmesi
Polendeki yabancı maddelerin temizlenmesi, kurutma işlemi bittikten sonra yapılır. Polen tanelerinin büyüklüğü 1-4 mm arasında değişir. Aynı büyüklükteki polenlerin ticari değeri daha fazladır. Poleni temizlemek amacıyla havalı elekler ve kalbur makineleri geliştirilmiştir. Polenin temizlenmesindeki amaç yabancı maddelerden ayrılması ve taneciklerin büyüklüklerine göre sınıflandırılmasıdır. Temizlenecek polen miktarı az ise el ile kullanılan değişik çaplarda gözeneklere sahip olan eteklerde kullanılır.
4.11. Polenin İnsanlar Üzerindeki Fizyolojik Etkileri
Polenin insan beslenmesinde kullanımı Avrupa’da doğal bir besin kaynağı olması nedeniyle önem kazanmaktadır. Polenin tıbbi etkileri konusunda batı Avrupa ülkelerinde son 30 yılda yapılan bilimsel çalışmalar ve klinik test sonuçları polenin prostat alerjik ve kanser türü problemleri üzerinde yoğunlaşmıştır.
Polenin aynı zamanda bakterilerde üremeye durdurucu etki gösterdiği bu durumun bal arıları tarafından polenin düzenli bir şekilde, nektar veya bal ile karıştırılması sonucu glucose oxidase enziminin eklenmesine bağlı olarak etkide bulunduğu bildirilmektedir. Bu nedenle polen peletleri arasında bu enzimin miktarı değişiklik göstermekte ve en fazla arı ekmeğinde bulunmaktadır. Elle toplanan polen tanelerinde çok az miktarda antibakteriyel etki belirlenmiştir. Ayrıca polenin insanları ve levhaları x ışınlarının olumsuz etkilerine karşı koruduğu belirlenmiştir.
Temel bazı besinlerle polende bulunan vitamin, mineral yağ ve proteinler karşılaştırıldığında polenin birçok özelliği açısından ağırlık esnasına göre dana eti, kızarmış tavuk, pişmiş fasulye, tüm buğday ekmeği çeşitleri elma ve domatesten çok daha zengin yapıda olduğunu göstermektedir. Polendeki protein ve mineral madde ile tiamin ve riboflavin miktarının dana eti ve fasulyeden 10 kat; niasinin ise birkaç kat daha yüksek olduğu belirlenmiştir.
Polen insanlar tarafından günlük olarak protein vitamin ve mineral madde gereksinimini karşılamak için doğrudan doğruya kullanılabilmektedir. Ayrıca beslenme amacıyla az miktarda alınan polenin sinerjist etki yaparak pek çok yarayışla maddenin karşılıklı etkileşmesi ile metabolizmanın sindirimini iyileştirmektedir. Polende bulunan besinler, dengesiz alınan besinler dengeleyerek açıkları kapattıkları ve besinlerin alımını kolaylaştırdıkları bildirilmektedir.
Yapısında bulunan biyolojik aktif maddeler nedeniyle anabolitik etkiye sahip olan polen gelişme bozukluklarında cinsi olgunluk ve üzerinde önemli etkilere sahip bulunmaktadır. Kan yapıcı özelliğe sahip olan polen alyuvarların sayısının artışında ve hemoglobin değerlerinde % 10-15 artış göstermiştir.
Polonya’da 8-12 yaş grubu çocuklarda yapılan araştırmalara göre günde 20 g polen verilen öğrencilerle polen verilmeyen öğrenciler arasında önemli derecede farklılıklar meydana gelmiştir. Polen alan öğrencilerin kan ile ilgili bütün değerlerde artış saptanmış ve organizmada genel fizyolojik durum ile vücut direncinde iyileşme görülmüştür. Sinir sistemi üzerindeki etkileri de dikkate değer bulunmuştur. Yine Polonya Farmakoloji ve Toksikoloji Enstitüsü tarafından yapılan araştırmalar sonucu polenin lipid metabolizması bozukluğunda kan serumundaki trigliserid düzeyinin düşürülmesinde ve trombosit agregasyonunun azaltmada oldukça etkili olduğu belirlenmiştir.
4.12. Poleninin Kullanım Alanları
4.12.1. İlaç Olarak Kullanımı
Günümüzde polen genel sağlık ve zindelik açısından insanlar üzerinde olumlu bir etki yapmakta, özellikle alerjik reaksiyonlar, prostat sorunlarının giderilmesinde bronş, astım, mide rahatsızlıkları ve diyaebet gibi birçok hastalıkların tedavisinde ilaç olarak kullanımı yaygınlaşmaktadır. Bitki türleri ve saflıkları önceden belirlenerek doğrudan bitki üzerinden toplanarak hazırlanan polen extraktının deri altından enjekte edilerek polene karşı olan hassasiyet azaltılmaktadır. Prostat sorunlarını tedavisinde genellikle arılar tarafından toplanan polen peletleri kullanılmaktadır.
Polen vücut organ ve sistemleri üzerinde onarıcı etkilere de sahip bulunmaktadır. Özellikle karaciğerdeki travmatik, toksit, hepatitik veya herhangi bir etki sonucu oluşan dejenarasyonda önemli gelişmeler sağlanmaktadır. Bu amaçla Almanya ve Romanya’da polenden yapılmış ilaç piyasada satılmaktadır.
Apiterapi üzerine çeşitli kongrelerde tartışılan bildiriler ele alındığında polenin kronik sindirim sistemi hastalıklarında örneğin kronik kolit, mide ülseri, mide kanaması, kronik ishal ve kabızlıkta anemi tedavisinde beyin sklerozunda kolesterol lipid ve trigliserid kontrolünde prostat bezi hastalarında akut ve kronik hepatitte doku ve organlarda görülen yapısal ve fizyolojik problemlerde başarı ile kullanılmaktadır.
Dostları ilə paylaş: |