1 Hamd, Alemlerin Rabbi, Rahman, Rahim, din gününün hakimi Allah’a mahsustur



Yüklə 2,44 Mb.
səhifə26/35
tarix24.12.2017
ölçüsü2,44 Mb.
#35854
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   35

32. O da şöyle demişti:

-Ben, malı, Rabbimin zikrine vesile olduğu için seviyorum. Sonunda atlar toz perdesinin arkasında kaybolmuştu.

33. Onları bana getirin, demiş, getirilince de ayaklarını ve boyunlarını okşamıştı.

34. Süleyman’ı bir imtihana tâbi tutmuştuk. Tahtının üzerinde ceset haline getirmiştik. Sonra da eski haline dönmüştü.

35. -Rabbim, beni bağışla ve bana, benden sonra hiç kimseye nasip olmayacak bir hükümranlık ver. Bol bol bağışta bulunan şüphesiz sensin!

36. Rüzgarı ona boyun eğdirmiştik. Emri ile dilediği yere yumuşak bir şekilde eserdi.

37. Her biri yapıcı ve dalgıç olan şeytanları...

38. Zincire vurulmuş diğerlerini de...

39. Bu, bizim hesapsız bağışımızdır. İster ver, ister tut.

40. Şüphesiz onun, bizim katımızda bir yakınlığı ve iyi bir geleceği vardır.

41. Kulumuz Eyyub’u da an. Hani Rabbine: “Şeytan bana bir yorgunluk ve azap verdi. diye seslenmişti.

42. -Ayağınla yere vur. İşte yıkanacak ve içilecek soğuk bir su! demiştik.

43. Ona ailesini de bağışlamıştık. Onlarla birlikte bizden bir rahmet ve sağduyu sahiplerine de bir öğüt olması için bir mislini daha bağışlamıştık.

44. -Eline bir demet sap alıp, onunlar vur, yeminini bozma! Biz onu sabırlı bulduk. O, Allah’a yönelen ne güzel bir kuldu!

45. Güç (aksiyon) ve basiret (fikir) sahibi kullarımız İbrahim, İshak ve Yakub’u da hatırla.

46. Biz onları gerçek yurdu düşünen, tam olarak arınmış, ihlaslı kimseler kılmıştık.

47. Çünkü onlar, katımızda seçilmiş ve hayırlı kimselerden idiler.

48. İsamil’i, Elyasa’yı ve Zülkifl’i de hatırla. Hepsi de hayırlı kimselerden idiler.

49. Bu bir hatırlatmadır. Allah korkanlar için elbette güzel bir gelecek vardır.

50. Kapıları kendilerine açılmış Adn Cennetleri...

51. Orada koltuklarına kurulmuşlar bir çok meyve ve içecek isterler.

52. Yanlarında da gözlerini kendilerine dikmiş onlara denk güzeller vardır.

53. Bu, hesap günü size vaat olunanlardır.

54. İşte bu hiç tükenmeyecek rızıklarımızdır.

55. İşte şu da azgınlar için kötü bir gelecek...

56. Cehennem! Oraya atılacaklar. Ne kötü daraltılmıştır.

57. İşte bu azap! tatsınlar onu, kaynar su ve irin!

58. Ve buna benzer başka cinsten azap...

59. -Bu, sizinle birlikte girecek bir grup, rahat yüzü görmeyecekler çünkü ateşe atılacaklar.

60. Orada, birbirleriyle tartışacaklar, kendilerinin cehennemlik olmalarına sebep olan kimselere lanetler yağdıracaklar.

-Hayır, siz rahat yüzü görmeyin. Onu siz bizim önümüze getirdiniz derler. Ne kötü karar.

61. -Rabb’imiz, derler. Bunu kim bizim önümüze getirdiyse, onun azabını ateşte kat kat artır.

62. -Bize ne oldu da kötü saydığımız adamları burada göremiyoruz? derler.

63. Onlarla alay ederdik. Yoksa şimdi gözler mi onları görmek istemiyor?

64. İşte cehennem ehlinin tartışmaları böyle gerçekleşecektir.

65. De ki:

-Ben sadece bir uyarıcıyım! Tek ve kahredici olan Allah’tan başka bir ilah yoktur.

66. O, göklerin, yerin ve arasındakilerin Rabb’i, güç ve bağış sahibidir.

67. De ki:

-O, büyük bir mesajdır.

68. Siz ise ondan yüz çeviriyorsunuz.

69. Benim yüce alem (mele-i âla) hakkında hiç bir bilgim yoktur.

Bana, apaçık bir uyarıcı olmamdan başka bir şey vahyolunmuyor.

Rabbin meleklere:

-Ben, çamurdan bir insan yaratacağım, demişti.

72. Onu düzenlediğim ve ona can verdiğim zaman hemen onun için secdeye kapanın.

73. Meleklerin hepsi topluca secde etmişti.

74. İblis müstesna. O, büyüklük tasladı ve kafirlerden oldu.

75. Allah:

-Ey İblis, seni, elimle yarattığıma secde etmekten alıkoyan nedir? dedi. Büyüklük mü taslıyorsun, yoksa yücelerden misin?

76. -Ben, ondan hayırlıyım, dedi. Beni ateşten, onu çamurdan yarattın.

77. -Oradan çık, dedi. Sen artık kovulmuş birisin.

78. Lanetim hesap gününe kadar senin üzerinedir.

79. -Rabbim, dedi. Tekrar dirilecekleri güne kadar bana süre tanı.

-Sen, süre verilenlerdensin, dedi.

81. Hem de belli bir vakte kadar...

82. -Senin şerefin için yemin ederim ki, onların hepsini azdıracağım! dedi.

83. Ancak onlardan arınmış kulların hariç.

84. -Gerçek şu ki dedi. Ben hakkı söylüyorum.

85. Cehennemi tamamen senden olanlar ve sana uyanlarla dolduracağım..

86. De ki:

-Ben sizden bir ücret istemiyorum. Kendiliğimden bir şey de uydurmuyorum

87. Bu (Kur’an) ancak, alemler için bir hatırlatmadır.

88. Onun haberini bir süre sonra öğreneceksiniz.

39. ZÜMER SÛRESİ



(Mekke döneminin ortalarında indirilen bu sûre adını 71. ve 73. ayetlerinde geçen Zümerâ (Tekili Zümer) kelimesinden alır. Zümer, topluluk demektir. Sûre 75 ayetten oluşmaktadır.)

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla ..

1. Kitabın indirilmesi, güç ve hüküm sahibi Allah’tandır.

2. Biz, sana kitabı hak olarak indirdik. Öyleyse, dini ona tahsis ederek Allah’a kulluk et!

3. Bil ki halis din Allah’ındır. Ondan başka veliler edinenler:

-Biz bunlara, bizi Allah’a yaklaştırmalarından başka bir sebeple kulluk etmiyoruz derler. Allah, anlaşmazlığa düştükleri konuda aralarında hükmü verecektir. Şu kadar var ki Allah; yalancı, inkarcı kimseye yol göstermez.

4. Eğer Allah bir oğul edinmek isteseydi, yarattıkları içinden dilediğini seçerdi. O bundan münezzehtir. O, tek ve yegane otorite sahibi Allah’tır.

5. O, gökleri ve yeri hakkıyla yaratmıştır. Geceyi gündüze örter, gündüzü de geceye örter, güneşe ve aya da boyun eğdirmiştir. Hepsi de belli bir süre için akar/döner. Bilin ki O, güçlüdür, bağışlayıcıdır.

6. Sizi tek bir candan yaratmıştır. Sonra ondan da eşini meydana getirmiş ve size sekiz eş hayvan indirmiştir. Sizi analarınızın karnında, üç karanlık içinde bir yaratıştan diğer bir yaratışa geçerek yaratmıştır.

İşte, sizin Rabbiniz olan ve mülk de kendisinin olan Allah budur. Ondan başka ilah yoktur. O halde nasıl yüz çeviriyorsunuz?

7-8. Eğer nankörlük ederseniz, Allah’ın size ihtiyacı yoktur. Ama kullarının nankörlüğüne razı olmaz. Eğer şükrederseniz, sizin için ondan hoşnut kalır. Hiç bir günahkar bir başkasının günahını yüklenmez. Sonra Rabb’inizedir dönüşünüz... Elbette size yaptıklarınızı haber verecektir. O, kalplerin özünü bilendir.

İnsana bir zarar dokununca, Rabbine yönelerek, ona dua eder. Sonra, kendisinden bir nimet ile değiştirince, daha önce ona dua ettiğini unutur da Allah’a ortaklar koşar, onun yolundan saptırsın diye... De ki:

-İnkarınla biraz yaşa, kuşkusuz sen ateş ehlindensin!

9. Yoksa gece saatlerini secde ederek ve kıyama durarak, itaatle geçiren, ahiretten çekinip, Rabb’inin rahmetini uman mı? Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? de! Ancak sağduyu sahipleri düşünüp öğüt alır.

10. De ki:

-Ey iman eden kullarım! Rabbinizden sakının! İyi kimseler için bu dünyada iyilik vardır. Allah’ın arzı geniştir. Ancak sabredenlere, hesaba sığmayan ödüller verilecektir.

11. De ki:

-Ben, dini Allah’a tahsis ederek ona kulluk etmekle emrolundum.

12. Teslim olanların da ilki olmakla emrolundum.

13. De ki:

-Eğer Rabbime karşı gelirsem, elbette ben büyük bir günün azabından korkarım!

14. Dinimi kendisine tahsis ederek Allah’a kulluk ederim! de.

15. Siz de, ondan başka dilediğinize kulluk edin. De ki:

-Hüsrana uğrayacaklar, kıyamet günü hem kendilerini hem de ailelerini hüsrana uğratanlardır. Dikkat edin, apaçık hüsran işte budur!

16. Onların üstlerinden ateşten tabakalar, altlarından da tabakalar vardır. Allah, kullarını işte bununla korkutuyor. Ey kullarım! Benden korkun!

17. Tağut’a kulluktan uzak duran ve Allah’a yönelenler, müjde onlara! Müjde ver onlara...

18. Onlar, sözü dinleyip en güzeline uyarlar. Onlar, Allah’ın kendilerine doğru yolu gösterdiği kimselerdir. Onlar, sağduyu sahibi olanlar onlardır.

19. Hakkında azap verilen kimseyi sen mi ateşten kurtaracaksın?

20. Oysa, Rab’lerinden korkanlar için (altlarından ırmaklar akan) üst üste bina edilmiş köşkler vardır. Bu, Allah’ın vaadidir. Allah, vaadinden dönmez.

21. Allah’ın gökten su indirip, onu yeraltında kaynaklara akıttığını, onunla da çeşitli renklerde bitkiler çıkardığını görmüyor musun?

Sonra bu bitkiler kuruyor. Sen onu sararmış görürsün. Sonra da onu çerçöp haline getiriyor. İşte bunda akıl sahipleri için bir ibret vardır.

22. Allah’ın, gönlünü İslam’a açtığı kimse, Rabbi’nden bir aydınlık(yol) üzerinde değil midir? Allah’ın uyarılarına karşı kalpleri katı olanlara yazıklar olsun! İşte onlar, apaçık bir dalalettedirler.

23. Allah, sözün en güzelini, birbirine benzeterek bir kitap halinde indirmiştir. Rab’lerinden korkanların ondan tüyleri ürperir. Sonra Allah’ın uyarısına derileri ve kalpleri yumuşar. İşte bu Allah’ın rehberidir. Onunla dilediğine yol gösterir. Allah, kimi de sapıklıkta bırakırsa, onun da bir rehberi yoktur.

24. Kıyamet günü, yüzünü kötü azaptan koruyan kimse mi; “Kazanmış olduklarınızın azabını tadın!” denilen zalimler mi?

25. Onlardan öncekiler de yalanlamışlardı da hiç farkında olmadıkları bir yerden azap onlara geliverdi.

26. Allah, onlara dünya hayatında da rezilliği tattırdı. Ahirette de daha büyük azap vardır. Eğer bilselerdi...

27. Biz bu Kur’an’da, insanlar için, düşünsünler diye her türlü misali verdik.

28. Korunsunlar diye, hiçbir eğriliği olmayan Arapça bir okuyuşla.

29. Allah, birbiriyle geçinemeyen bir çok ortağa bağlı olan bir adamla, yalnız bir kişiye teslim olmuş bir adamı örnek olarak vermiştir. Bu ikisinin durumu eşit midir?

Hamd, Allah’a mahsustur, fakat onların çoğu bilmezler.

30. Elbet sen de öleceksin, onlar da ölecekler.

31. Sonra siz kıyamet günü Rabbiniz'in huzurunda mahkeme olunacaksınız.

32. Allah hakkında yalan söyleyen ve kendisine gelen doğruyu yalanlayandan daha zalim kim vardır? Cehennemde kafirler için yer mi yok?

33. Doğru’yu getiren ve onu tasdik edenler ise, işte onlar korunanlardır.

34. Onlara, Rab’leri katında istedikleri şeyler vardır. Bu, iyi davrananların ödülüdür.

35. Bu, onların yaptıklarının en kötüsünü bağışlaması ve onların ödüllerini yaptıklarının en iyisiyle vermesi içindir.

36. Allah kuluna yetmez mi? Onlar seni Allah’tan başkalarıyla korkutuyorlar. Allah kimi dalalette bırakırsa, ona yol gösterecek kimse yoktur.

37. Allah kime de yol gösterirse, onu da saptıracak yoktur. Allah güçlü ve intikam sahibi değil midir?

38. Onlara:

-Gökler ve yeri kim yarattı? Diye sorsan;

-Allah, diyeceklerdir, De ki:

-Allah’tan başka dua ettiklerinizi gördünüz mü, Allah bana bir zarar vermek istese onlar, onun zararını giderebilir mi? Ya da bana bir rahmet dilese, onlar, onun rahmetini engelleyebilirler mi? De ki:

-Allah bana yeter. Bağlananlar yalnız ona bağlansınlar.

39. De ki:

-Ey halkım, bildiğiniz gibi yapın, ben de yapacağım, ilerde bileceksiniz.

40. Kime rezil edici bir azabın geleceğini, kalıcı azabın kimin üzerine ineceğini...

41. Biz, kitabı sana insanlar için “hak” olarak indirdik. O halde onu kim rehber edinirse kendisi için edinir. Kim de dalalette kalırsa, ancak kendi aleyhine kalır. Sen onlara vekil değilsin.

42. Allah ölüm vakti gelenlerin ve gelmeyenlerin canlarını alır. Ölümüne hüküm verilenlerinkini tutar, diğerlerini belirlenmiş bir süreye kadar salıverir. İşte bunda, düşünen bir toplum için işaretler vardır.

43. Yoksa onlar Allah’tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki :

Onlar hiç bir şeye sahip değillerse ve akıllarını da kullanmıyorlarsa da mı?

44. De ki:

Şefaatin hepsi Allah’ındır. Göklerin ve yerin hakimiyeti O’na aittir. Bir zaman sonra O’na döndürüleceksiniz.

45. Allah’ın adı tek olarak anıldığı zaman, ahirete inanmayanların kalpleri nefretle çarpar. Ondan başkaları anılınca hemen neşelenirler.

46. De ki:

Ey gökleri ve yeri yaratan, görülmeyeni ve görüleni bilen Allahım, hakkında anlaşmazlığa düştükleri hususlarda kulların arasında hüküm verecek sensin.

47. Yeryüzünde bulunan şeylerin hepsi ve bir katı daha o zalimlerin olsaydı, kıyamet günü, azabın en kötüsünden kurtulmak için onu fidye olarak verirlerdi. Zira onlar için Allah’tan hiç hesap etmedikleri bir azap ortaya çıkmıştır.

48. Onların kazandıkları kötülükler ortaya çıkmış ve alay ettikleri şey çepeçevre kuşatmıştır.

49. İnsana bir zarar dokundu mu hemen bize dua eder. Onu bizden bir rahmet ile değiştirdiğimiz zaman da:

-Bu bana, bilgim dolayısıyla verilmiştir der. Oysa o bir imtihandır. Fakat çokları bilmez.

50. Kendilerinden öncekilere de böyle söylemişti. Fakat kazandıkları kendilerine fayda sağlamamıştı.

51. Kazandıklarının azabı kötülükleri onlara isabet etmişti. İşte bunlardan zalim olanlara da kazandıklarının kötülükleri isabet edecek ve onlar da kaçamayacaklardır.

52. Bilmiyorlar mı ki Allah, rızkı yayar dilediğine ve takdir eder. İman eden bir toplum için işte bunda belgeler23 vardır.

53. De ki:

-Ey kendilerine karşı günah işlemekte aşırı giden kullarım, Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü Allah, bütün günahları bağışlayıcıdır. O, çok bağışlayıcı ve merhametlidir.

54. Azap size gelmeden önce, Rabbinize yönelin ve O’na teslim olun ki sonra hiç bir yardım göremezsiniz.

55. Azap size, farkında olmadığınız bir anda ansızın gelmeden önce Rabbinizden indirilenin en güzeline uyun.

56. Kişinin:

Allah’a karşı işlediğim kusurlardan ve aldatılanlardan olduğum için bana yazıklar olsun demesinden önce...

57. Veya keşke Allah bana doğru yolu gösterseydi de korunanlardan olsaydım demesi...

58. Veya azabı görünce keşke bir kere daha hak verilse de iyilerden olsam, demesi...

59. -Hayır, sana ayetlerim gelmişti de sen onları yalanlamış, büyüklük taslamış ve kafirlerden olmuştun.

60. Kıyamet günü, Allah hakkında yalan söyleyenlerin yüzlerinin kapkara olduğunu görürsün. Büyüklenenlere cehennemde yer mi yok?

61. Allah, korunanları başarıları sebebiyle kurtaracaktır. Onlara kötülük dokunmayacak ve onlar üzülmeyecekler.

62. Allah, herşeyin yaratıcısıdır ve O her şeyin gözeticisidir.

63. Göklerin ve yerin anahtarları Onundur. Allah’ın ayetlerini tanımayanlar, işte onlar, hüsrana uğrayacaklar, onlardır.

64. De ki:

-Allah’tan başkasına kulluk etmemi mi emrediyorsunuz ey cahiller?!

65. Sana ve senden öncekilere:

-Eğer şirk koşarsan yaptıkların boşa gider ve hüsrana uğrayanlardan olursun, diye vahyolunmuştur.

66. Öyleyse, kulluğunu yalnızca Allah’a yap ve şükredenlerden ol!

67. Allah’ı hakkıyla takdir edemediler. Yer tamamen onun avucundadır, kıyamet günü gökleri de sağ eliyle dürülmüş olacaktır. O, koştukları şirklerden uzak ve çok yücedir.

68. Sûr’a üflenmiş, Allah’ın diledikleri dışında yerde ve göklerde kim varsa baygın düşmüştür/ölmüştür. Sonra ona tekrar üflendiği zaman onlar ayağa kalkar ve bakıp dururlar.

69. Yeryüzü Rabb’inin aydınlatması ile aydınlanmış, kitap ortaya konmuş, peygamberler ve şahitler getirilmiştir. Kimseye haksızlık edilmeden aralarında hak ile hüküm verilmiştir.

70. Herkese, çalıştığının karşılığı ödenmiştir. Onların ne yaptıklarını, en iyi bilen O’dur.

71. İnkarcılar bölük bölük cehenneme sevkedilmiştir. Oraya geldikleri zaman kapıları açılmış ve oranın bekçileri onlara:

-İçinizden size, Allah’ın ayetlerini okuyan ve sizi bu güne kavuşmak ile uyaran elçiler gelmedi mi? demiş, onlar da:

-Evet, geldi, demişlerdir. Fakat, artık inkarcılara verilen azap sözü yerini bulmuştur.

72. Onlara:

-İçinde ebedi kalmak üzere cehennem kapılarından girin içeri! Büyüklenenler için ne kötü bir yurt, denir.

73. Rab’lerinden sakınan kimseler bölük bölük cennete sevkedilmiştir. Oraya geldiklerinde kapılar açılmış ve onun bekçileri:

-Selam size, hoş geldiniz, ebedi kalmak üzere girin oraya! demiş

74. Onlar da şöyle karşılık vermişlerdir:

Bize verdiği sözü yerine getiren ve cennetten dilediğimiz yere yerleştirilen, dünyaya mirasçı yapan Allah’a hamdolsun! Çalışanların ödülü ne güzeldir!

75. Orada meleklerin Arşın etrafında Rablerini hamd edip tesbih ederek döndüklerini görürsün. Aralarında hak ile hüküm verilmiş ve:

-Hamd, alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur, denilmiştir.

40. MÜ’MİN SÛRESİ

(Adını, 28-45. ayetlerde geçen Firavun ailesinden olup mü’min olan kişinin kıssasından alır. Ayetlerinin çoğu Mekke döneminin sonlarında inmiştir. sûrenin bir adı da Ğafir’dir. Ğafir, Allah’ın sıfatlarından biri olup “çok bağışlayan, anlamına gelir. 85 ayettir.)

Rahman ve Rahim olan Allah’ın Adıyla..

1. Hâ mîm

2. Kitabın indirilmesi güçlü ve alim Allah’tandır.

3. Günahları bağışlayan, tevbeleri kabul eden, azabı şiddetli ve bol lütuf sahibidir. Ondan başka ilah yoktur, dönüş O’nadır.

4. Allah’ın ayetleri hakkında kafirlerden başkası tartışmaz. Onların şehirler arasında dolaşması sakın seni aldatmasın.

5. Onlardan önce Nuh Kavmi ve onlardan sonra da peygamberlerine karşı gelen her toplum yalanlamış, peygamberlerini yakalamak ve hakkı ortadan kaldırmak için batılın mücadelesini vermişti. Ama ben, onları yakalamıştım. Cezalandırmam nasıldı?

6. Rabbinin, kafirler aleyhindeki “onlar ateş ehlidir.” hükmü işte böyle gerçekleşmiştir.

7. Arşı taşıyanlar ve onun etrafında Rablerine hamd ederek tesbih edenler, ona iman edenler, müminler için de mağfiret dilerler:

-Rabbimiz, rahmet ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. Tevbe eden ve yoluna uyanları bağışla ve onları cehennem ateşinden koru!

8. -Rabbimiz, onları ve atalarından, eşlerinden ve soylarından iyi olanları kendilerine söz verdiğin Adn cennetlerine girdir. Şüphesiz sen, aziz ve hakim sensin!

9. Onları kötülüklerden koru, kimi kötülüklerden korursan, o gün de ona merhamet etmiş olursun. İşte en büyük kurtuluş budur.

10. Küfredenlere şöyle seslenilir:

Allah’ın size kızgınlığı, sizin kendinize karşı kızgınlığınızdan daha büyüktür. Zira imana çağrılıyordunuz, ama siz inkar ediyordunuz.

11. -Rabbimiz, dediler. Bizi iki kere öldürdün ve iki kere dirilttin. Günahlarımızı itiraf ediyoruz. Çıkmak için bir yol var mı?

12. İşte bu, dünyada iken yalnızca Allah’a çağrıldığında inkar etmeniz, O’na ortak koşulduğunda ise iman etmeniz sebebiyledir. Oysa, hakimiyet, yüce ve büyük olan Allah’ındır.

13. Size belgelerini göstermek için gökten size rızık indiren O’dur. Ama hakka yönelenden başkası düşünmez.

14. Kafirlerin hoşuna gitmese de dini/hayat düzenini Allah’a özgü kılarak yalnızca Ona dua edin.

15. O, dereceleri yüksek olan ve Arş’ın sahibidir. Emrindeki vahyi, kullarından dilediğine indirir.Buluşma gününü hatırlatmak için...

16. O gün onlar ortaya çıkarlar. Onlardan hiç bir şey Allah’a gizli kalmaz. O gün egemenlik kimindir?

-Kahhar olan tek Allah’ın!

17. O gün her kişi, kendi kazandıklarıyla cezalandırılır. O gün haksızlık, zulüm yoktur. Şüphesiz Allah, çok hızlı hesap görür.

18. Onları, iyice yaklaşan, korkudan yüreklerin ağza geldiği, gün ile uyar. Zalimler için bir koruyucu ve sözü dinlenen bir şefaatçi de yoktur.

19. Allah, gözlerin hainliğini ve kalblerin gizlediğini bilir.

20. Allah, hak ile hükmeder. Ondan başka yalvardıkları ise hiç bir şeye hükmedemezler. Allah, işiten, gören O’dur.

21. Yeryüzünde dolaşmıyorlar mı? Kendilerinden öncekilerin akibetinin nasıl olduğuna baksınlar. Nitekim onlar, bunlardan daha güçlü ve yeryüzünde daha etkili idiler. Ama Allah, onları günahları sebebiyle yakalamıştı da onları Allah’tan koruyacak birisi yoktu.

22. İşte bu, onlara peygamberlerin belgeler getirmesine rağmen, onların kabul etmemelerindendir. Bunun için Allah onları cezalandırmıştır/yakalamıştır. Şüphesiz o güçlü ve şiddetle cezalandırandır.

23. Musa’yı mucizelerimiz ve apaçık belgelerle göndermiştik.

24. Firavun’a, Haman’a ve Karun’a... Hemen:

-Yalancı bir sihirbaz! demişlerdi

25. Onlara kendi katımızdan gerçeği getirdiği halde:

-Onunla birlikte iman edenlerin oğullarını öldürüp, kadınlarını sağ bırakın, demişlerdi. Oysa kafirlerin tuzağı ancak boşa gitmeye mahkumdur.

26. Firavun:

-Bırakın beni, Musa’yı öldüreyim. O, Rabbine yalvarıp dursun. Ben, onun dininizi değiştirmesinden ya da yeryüzünde bozgunculuğu yaymasından korkuyorum, dedi.

27. Musa:

-Ben, hesap gününe inanmayan, her büyüklük taslayandan Rabbiniz ve Rabbim olan Allah’a sığındım, dedi.

28. Firavun ailesinden, imanını gizleyen bir adam dedi ki:

-Rabbim Allah’tır, dedi diye bir adamı öldürecek misiniz? Size Rabbinizden belgeler getirmiş. Eğer yalancıysa, yalanı kendi aleyhinedir. Eğer doğruysa, sizi tehdit ettiği şeylerden bir kısmı başınıza gelebilir. Allah, saçmalayan yalancılara asla yol göstermez.

29. -Ey halkım, bugün, yeryüzünde güçlü bir iktidarınız var. Ama, bize Allah’tan azap gelirse, bize yardım edecek kimdir? Firavun:

-Ben size kendi görüşümden başka bir şey göstermiyorum, ben size sadece doğru yolu gösteriyorum, dedi.

30-31. İman eden kimse şöyle dedi:

-Ey halkım! Ben, Nuh, Âd, Semûd kavminin ve ondan sonraki toplumların başına geldiği gibi bir Azap Günü’nün başınıza gelmesinden korkuyorum. Oysa Allah, kullarına zulmetmek istemez.

32. -Ey halkım, ben sizin için feryat gününden korkuyorum.

33. O gün arkanızı döner, kaçarsınız. Fakat, sizi Allah’tan koruyacak hiç bir şey yoktur. Allah kimi sapıklıkta bırakırsa, onun bir kılavuzu yoktur.

34. Daha önce de size Yusuf, açık belgelerle gelmişti. Fakat siz, onun getirdiklerinden hep şüphe edip durdunuz. Sonunda o öldüğü zaman:

Allah, ondan sonra bir peygamber göndermeyecektir, dediniz. Allah, haddi aşan (saçmalayan) şüpheciyi işte böyle dalalette bırakır.

35. Bu kimseler, Allah’ın ayetleri hakkında, kendilerine gelen bir delil olmadığı halde tartışır dururlar. Bu, Allah katında da, iman edenlerin yanında da büyük kızgınlık sebebidir. Allah, büyüklük taslayan her zorbanın kalbini işte böyle mühürler.

36. Firavun dedi ki:

-Ey Hâman, benim için bir kule yap, belki sebeplere ulaşırım.

37. Göklerin sebeplerine... ve Musa’nın ilahını görürüm. Çünkü ben onun yalancı olduğunu sanıyorum.

Firavuna kötü işleri işte böyle süslendi ve yoldan saptırıldı. Firavunun tuzağı hüsrandan başka bir şey değildir.

38. İnanmış kişi şöyle dedi:

-Ey halkım, bana uyun, size doğru yolu göstereyim.

39. Ey halkım, bu dünya hayatı geçimliktir. Ahiret ise, kalıcı olan odur.

40. Kötülük yapan kimse onun benzerinden başkasıyla cezalandırılmaz. Erkek olsun, kadın olsun kim mü’min olarak iyilik yaparsa, işte onlar da cennete girerler ve orada hesapsız olarak rızıklandırılırlar.

41. -Ey halkım, ben sizi kurtuluşa çağırırken, ne diye siz beni ateşe çağırıyorsunuz.

42. Beni, Allah’a nankörlük etmeye ona ortak hakkında bilgim olmayan bir şeyi ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi, daima galip ve bağışlayıcı olana davet ediyorum.

43. Siz, beni ancak dünyada da ahirette de duaya hiç cevap veremeyecek olana çağırıyorsunuz. Oysa, biz Allah’a döneceğiz. Saçıp savuranlara gelince, onlar ateş ehlidir.

44. Size söylediklerimi hatırlayacaksınız. Ben işimi Allah’a havale ediyorum. Allah, kullarını çok iyi görendir.

45. Allah, kurdukları kötü tuzaktan korudu ve Firavun ailesini en kötü azap kuşattı.

46. Onlar sabah akşam ateşe sunulurlar: Kıyamet gerçekleştiği gün

Firavun ailesini en şiddetli azaba sokun!

47. -Ateşte tartışırlar. Zayıf bırakılanlar, büyüklük taslayanlara şöyle derler:

-Biz size uymuştuk. Şimdi ateşin bir kısmını bizden uzaklaştırabilir misiniz?

48. Büyüklenenler de:

-Biz, hepimiz onun içindeyiz. Allah, kulları arasında hükmünü vermiştir.

49. Ateştekiler, cehennem bekçilerine:


Yüklə 2,44 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   35




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin