1 Hamd, Alemlerin Rabbi, Rahman, Rahim, din gününün hakimi Allah’a mahsustur



Yüklə 2,44 Mb.
səhifə6/35
tarix24.12.2017
ölçüsü2,44 Mb.
#35854
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   35

96. Mücahitler için Allah katından dereceler, mağfiret ve rahmet vardır. Allah, bağışlayandır, merhamet edendir.

97. Melekler nefislerine zulmedenlerin canlarını alırken:

-Ne haldeydiniz? derler. Onlar da derler ki:

-Biz yeryüzünde sömürülmüş kimseler idik. Melekler:

-Allah’ın arzı geniş değil miydi? Siz de oraya hicret etseydiniz ya! derler.

Onların yeri cehennemdir. O, ne kötü bir dönüş yeridir.

98. Yalnızca, erkek kadın ve çocuklardan hicret için yol bulamayan güçsüz bırakılanlar müstesnadır.

99. Allah’ın onları affetmesi beklenir. Allah, affedendir, bağışlayandır.

100. Kim, Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde bir çok geniş yer bulur. Kim, evinden Allah’a ve Resulüne hicret için ayrılır sonra da kendisine ölüm yetişirse, onun mükafatı Allah’a aittir, Allah, çok bağışlayıcı ve merhametlidir.

101. Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman, kafirlerin size bir fenalık yapmasından korkarsanız namazları kısaltmanızda size bir günah yoktur. Kafirler, sizin apaçık düşmanınızdır.

102. (Savaşta) sen onların arasında olup da onlara namaz kıldıracağın zaman, bir grup seninle namazda (diğer grup da düşman karşısında) dursun. Hepsi de silahlarını yanlarına alsınlar. Seninle namaz kılanlar secde ettikten sonra sizin arkanıza geçsinler ve namaz kılmamış diğer grup gelsin ve seninle namaz kılsınlar. Ve onlar da tedbirli olup silahlarını yanlarına alsınlar. Kafirler silah ve eşyalarınızı unutup bırakmanızı, gafil bulunmanızı ve size ansızın baskın yapmayı arzu ederler. Eğer yağmur dolayısıyla size bir eziyet/zorluk olursa veya hasta olursanız silahlarınızı bırakmanızda bir günah yoktur. Yine de tedbirli olun. Allah, kafirlere aşağılayıcı bir azap hazırlamıştır.

103. Namazı tamamladıktan sonra, ayakta, otururken ve yatarken de Allah’ı zikredin. Emniyete ve sükuna kavuştuğunuz zaman namazı dosdoğru kılın. Kuşkusuz namaz, belirli vakitlerde müminler üzerine bir farzdır.

104. (Düşmanınız olan) topluluğu aramada / takip etmekte gevşeklik göstermeyin. Siz (yaralanıp) acı duyuyorsanız onlar da sizin hissettiğiniz gibi acı duyuyor. Siz, Allah’tan onların ummadıklarını umuyorsunuz. Allah, bilendir, hakimdir.

105. Şüphesiz biz, sana kitabı insanlar arasında Allah’ın sana gösterdiği gibi hüküm veresin diye hak olarak indirdik, hainlerin savunucusu olma.

106. Allah’tan mağfiret dile, şüphesiz Allah, bağışlayan ve merhamet edendir.

107. Nefislerine hainlik edenlerden yana mücadele etme, çünkü Allah, hainliği adet edinen günahkarı sevmez.

108. İnsanlardan gizlerler de Allah’tan gizlemezler/utanmazlar oysa, Allah’ın razı olmadığı sözü gece planlarken Allah onlarla beraberdi. Allah, bütün yaptıklarını kuşatmıştır.

109. İşte siz, dünya hayatında onlardan yana mücadele ettiniz. Kıyamet gününde kim onları müdafaa eder; kim onlara vekil olur?

110. Kim bir kötülük işler veya nefsine zulmeder de sonra Allah’tan bağışlanma dilerse, Allah’ı bağışlayıcı ve merhametli olarak bulur.

111. Kim bir günah işlerse, onu ancak kendi aleyhine işler. Allah ise bilen ve hikmet sahibidir.

112. Kim de bir hata veya günah işler sonra da onu bir suçsuza atarsa, o, iftira ve büyük bir günahı yüklenmiş olur.

113. Eğer Allah’ın lütfu ve rahmeti senin üzerinde olmasaydı, onlardan bir grup seni saptırmaya çalışmıştı. Onlar, kendilerinden başkasını saptıramazlar ve sana hiç bir şeyle zarar veremezler. Allah sana kitabı ve hikmeti indirmiş, önceden bilmediklerini öğretmiştir. Allah’ın senin üzerindeki lütuf ve ihsanı çok büyüktür.

114. Onların gizli gizli konuşmalarının çoğunda hayır yoktur. Sadece sadakayı veya iyiliği ya da insanlar arasını düzeltmeyi emredenlerin ki hariçtir. Kim bunu Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için yaparsa ona büyük bir mükafat vereceğiz.

115.Kim, kendisine doğru yol apaçık belli olduktan sonra Peygamberden ayrılır ve müminlerin yolundan başkasına uyarsa; onu döndüğü sapıklıkta bırakır ve cehenneme atarız. Ne kötü bir yerdir!

116. Allah, kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz bundan başkasını dilediği kimse için bağışlar. Kim Allah’a şirk koşarsa O derin bir dalalete düşmüştür.

117. Allah’ı bırakıp yalnızca putlara dua ediyorlar. Oysa azgın şeytandan başkasına dua etmiyorlar.

118. O şeytan ki Allah onu lanetledi. O da şöyle dedi:

-Elbette kullarından belirli bir nasip edineceğim.

119. Ve onları saptıracağım onları boş kuruntularla aldatacağım, onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar, onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler.”

Kim Allah’ı bırakıp da şeytanı veli edinirse, apaçık bir hüsrana uğramıştır.

120. Şeytan onlara vaat eder, onları boş kuruntu ve uzun emellerle oyalar şeytanın onlara vaat ettiği sadece aldatmadır/seraptır.

121. İşte onların barınacakları yer cehennemdir ve ondan kurtulmak için hiç bir yol bulamayacaklardır.

122. İman edip doğru hareket edenlere gelince onları altından ırmaklar akan ve içinde ebedi kalacakları cennetlere girdireceğiz. Bu, gerçekten Allah’ın vaadidir. Allah'tan daha doğru sözlü kim vardır?

123. (Ey müşrikler!) Sizin boş ümit ve kuruntularınız da, ehli kitabın kuruntu ve hayalleri de hiç bir şey değildir. Kim bir kötülük işlerse onun cezasını görür. O, kendisi için Allah’tan başka bir veli ve yardımcı bulamaz.

124. Mümin olarak kim bir doğru iş yaparsa erkek olsun, kadın olsun işte bunlar cennete girecekler ve zerre kadar haksızlık görmeyeceklerdir.

125. İyilik eden bir kimse olup, kendisini tam bir yönelişle Allah’a teslim eden ve İbrahim’in hanif olan yoluna uyan kimseden daha güzel din sahibi kimdir? ki Allah, İbrahim’i dost edinmiştir.

126. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. Allah, her şeyi kuşatmıştır.

127. Senden, kadınlar hakkında fetva istiyorlar de ki: “Size, onlar hakkında Allah fetva veriyor:

-Kendilerine farz kılınan mirası vermediğiniz ve onları nikahlamaya rağbet ettiğiniz yetim kızlar hakkında, mağdur çocuklar hakkında ve yetimlere adaletli davranmanız hususunda, size okunan kitapta (fetvalar vardır.) İyilik olarak yapacağınız şeyi Allah hakkıyla bilir.

128.Eğer bir kadın, kocasının geçimsizliğinden veya yüz çevirmesinden korkuyorsa, bir anlaşma ile aralarını düzeltmelerinde bir günah yoktur. Anlaşma daha iyidir. Nefisler kıskançlığa meyyaldir. Eğer iyilik eder ve geçimsizlikten sakınırsanız, şüphesiz Allah, yaptığınız her şeyden haberdardır.

129.Kadınlarınız arasında sevgide eşitlik yapmaya hırs gösterseniz bile, asla buna gücünüz yetmez. O halde büsbütün birine meyledip diğerlerini askıda kalmış gibi bırakmayın eğer nefsinizi düzeltip ve haksızlıktan sakınırsanız gerçekten Allah, affedici ve merhametlidir.

130. Eğer karı koca boşanarak birbirinden ayrılırlarsa Allah, her birini kendi kudreti ile ihtiyaçtan kurtarır Allah’ın ihsanı geniştir, hakimdir.

131. Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. Sizden önce kendilerine kitap verilenlere de size de Allah’tan sakınmanızı tavsiye ettik. Eğer küfrederseniz bilin ki göklerde ve yerde olanlar Allah’ındır. Allah hiç bir şeye muhtaç değildir. Hamde layık olandır.

132. Göklerde ve yerde olanlar Allah’ındır. Vekil olarak da Allah yeter.

133. -Ey insanlar, eğer dilerse sizi yok eder başkalarını getirir. Allah’ın buna elbette gücü yeter.

134. Kim dünya mükafatını isterse bilsin ki dünyanın da, ahiretin de mükafatı Allah katındadır. Allah, işiten ve görendir.

135. -Ey iman edenler!

Adalet ile hükmeden hakimler ve Allah için (doğru söyleyen) şahitler olun. Şahitliğiniz kendi aleyhinize veya çocuklarınızın ve yakınlarınızın aleyhine olsa bile, zengin olsun fakir olsun doğru şahitlik edin. Allah her ikisine de sizden daha yakındır. Adaletten sapmamak için heveslerinize uymayın. Eğer (adalet ile hüküm vermekten, şahitliğinizde doğru söylemekten çekinir) dilinizi eğip bükerseniz ve yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

136. -Ey iman edenler, Allah’a, peygamberine, peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman ediniz. Kim, Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü tanımaz/inkar ederse, muhakkak derin bir sapıklığa düşmüştür.

137. İman edip ardından kafir olanlar sonra tekrar iman edip, daha sonra da kafir olup, küfürlerini artıranları Allah bağışlamayacaktır ve onlara bir yolda göstermeyecektir.

138. Münafıklara, kendileri için acıklı bir azap olduğunu müjdele.

139. Onlar, müminleri bırakıp kafirleri dost/veli edinirler. Onların yanında itibar mı arıyorlar? İtibar/güç bütünüyle Allah’a aittir.

140. Allah, kitapta şunu da indirmiştir: Allah’ın ayetlerinin inkar / küfredildiği ve ayetlerle eğlenildiğini işittiğiniz zaman bir başka konuya geçene kadar onlarla oturmayın. Eğer oturursanız siz de onlar gibi olursunuz. Allah, bütün münafıkları ve kafirleri cehennemde toplayacaktır.

141. Sizi gözetleyen (münafık / kafir) kimseler, eğer size Allah’tan bir zafer gelirse:

-Sizinle beraber değil miydik? derler. Eğer kafirlere bir hisse düşerse:

-Biz, size yardım ederek üstünlüğünüzü sağlamadık mı? Size gelecek felakete engel olmadık mı? derler. Allah, kıyamet günü aranızda hüküm verecektir. Allah, kafirlere müminlerin aleyhine bir yol vermeyecektir.

142. Münafıklar, Allah’ı aldatmaya kalkışırlar, Allah ise onları aldatır. Namaza kalktıkları zaman, istemeye istemeye/ tembelce kalkarlar. İnsanlara gösteriş yaparlar, Allah’ı çok az düşünürler.

143. (İman ile küfür) arasında tereddüttedirler ne müminlere ne de kafirlere (bağlıdırlar.) Allah, kimi sapıklıkta bırakırsa artık ona bir yol bulamazsın.

144. -Ey iman edenler!

Müminleri bırakıp kafirleri veli edinmeyin. Allah’a aleyhinizde apaçık bir delil vermek ister misiniz?

145. Münafıklar cehennemin en aşağı tabakasındadırlar. Asla onlara (azabını kaldırmak için) bir yardımcı bulamazsın.

146. Ancak, tevbe edenler, hallerini düzeltip, Allah’a bağlananlar ve dinlerini Allah için arındıranlar, işte onlar müminlerle beraberdir. Allah, müminlere büyük bir mükafat verecektir.

147. Eğer siz, şükreder ve iman ederseniz; Allah size niye ceza versin? Allah, şükredilmeye layık olan ve (her şeyi) bilendir.

148. Allah zulme uğrayan kimseden başkasının, kötü sözü açıklamasını sevmez. Allah işitendir, bilendir.

149. Bir iyiliği açıklasanız veya gizleseniz ya da bir kötülükten vazgeçseniz, şüphesiz Allah affedicidir, güçlüdür.

150. Allah’ı ve resullerini tanımayan, Allah ile Resullerinin arasını ayırmak isteyen” Bir kısmına inanır; bir kısmını inkar ederiz” diyerek (iman ile küfür) arasında bir yol tutmak isteyenler...

151. İşte onlar, gerçekten kafirdirler. Bu kafirler için rezil edici bir azap hazırladık.

152. Allah’a ve Resullerine iman edip, Resullerinden hiç birinin arasında ayırım yapmayanlara ise, onlara mükafatları verilecektir. Allah, bağışlayan , merhamet edendir.

153.Kitap ehli senin kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyorlar, Musa’dan bundan daha büyüğünü istemişlerdi:

- Bize Allah’ı apaçık göster, demişlerdi. Zulümleri yüzünden onları yıldırım çarpmıştı. kendilerine belgeler geldikten sonra da buzağıyı ilah edinmişlerdi. Ardından onları bağışladık ve Musa'ya apaçık iktidar verdik.

154. Söz vermeleri sebebiyle dağı onların tepesine kaldırdık.

Onlara:

- Kapıdan secde ederek girin dedik. Onlara, Cumartesi günü yasağını çiğnemeyin! diyerek onlardan kesin bir söz aldık.

155. Verdikleri sözü bozmaları, Allah’ın ayetlerini tanımamaları ve peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve

-Kalplerimiz perdelidir, demeleri sebebiyle, evet, Allah kafirlikleri sebebiyle kalplerini mühürlediği için çok azı dışında onlar iman etmezler.

156. Bu, küfürleri ve Meryem’e büyük bir iftirada bulunmaları sebebiyledir.

157. -Allah’ın Resulü Meryem oğlu İsa Mesih’i biz öldürdük, demeleri sebebiyledir. Oysa Onu öldürmediler, asmadılar da. fakat onlara öyle gösterildi. ihtilaf ettikleri konuda şüphe içindedirler. Onların zanna uymaktan başka bir bilgileri de yoktur. Kesinlikle Onu öldürmediler.

158. Aksine Allah, Onu kendi katına yükseltti. Allah, azizdir, hakimdir.

159. Kitap ehlinden, ölmeden önce ona kesin olarak inanan olursa, O, kıyamet günü onlara şahitlik eder .

160. Yahudilerin zulümleri sebebiyle, kendilerine helal kılınmış olan temiz şeyleri onlara haram ettik ve çoklarını Allah’ın yolundan saptırmaları,

161. Kendilerine yasaklanmış olmasına rağmen faiz almaları ve insanların mallarını batıl yolla yemeleri dolayısıyla, kafir olanlar için acı veren bir azap hazırladık.

162. Fakat onlardan ilimde derinleşip sana indirilene, senden önce indirilenlere iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekat veren müminlere, Allah’a ve ahiret gününe iman etmiş olanlara işte onlara, çok büyük bir mükafat vereceğiz.

163. Nuh’a ve ondan sonra gelen Peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a, torunlarına, İsa’ya, Eyyub’a, Yunus’a, Harun’a ve Süleyman’a da vahyettik. Davud’a da Zebur’u verdik.

164. Daha önce sana anlattığımız Peygamberlere ve anlatmadığımız Peygamberlere de (vahyettik). Allah Musa ile de doğrudan doğruya konuşmuştu.

165. (Bunlar) Peygamberlerin ardından insanların Allah’a karşı bir delilleri olmasın diye müjdeci ve uyarıcı elçiler olarak (gelmiştir). Allah güçlüdür, hakimdir.

166. Fakat Allah sana indirdiği şeyle şahitlik eder ki onu kendi ilmi ile indirmiştir. Melekler de şahitlik ederler. Şahit olarak Allah yeter.

167. Küfredenler ve Allah’ın yolundan saptıranlar, derin bir sapıklığa düşmüşlerdir.

168. Küfredenleri ve zulmedenleri Allah bağışlamamıştır. Onlara hiç bir yol göstermez.

169. İçinde ebedi kalacakları cehennem yolundan başka.. Bu da Allah’a çok kolaydır.

170. - Ey insanlar, elçi size Rabbinizden hak ile gelmiştir. Kendi iyiliğiniz için iman edin; eğer küfrederseniz, göklerde ve yerde olanlar Allah’ındır. Allah alimdir, hakimdir.

171. - Ey kitap ehli, dininizde taşkınlık etmeyin. Allah hakkında doğru olandan başka bir şey söylemeyin. Meryem oğlu İsa Mesih sadece Allah’ın Peygamberi ve Meryem'e ulaştırdığı bir kelimesi ve kendinden bir rahmettir. Allah’a ve Peygamberlerine iman edin, “üçtür” demeyin. Kendi iyiliğiniz için bundan vazgeçin. Allah sadece tek bir ilahtır bir çocuğu olmaktan uzaktır. Göklerdeki ve yerdekiler Onundur. Vekil olarak Allah yeter.

172. Mesih, Allah’a kul olmaktan asla çekinmemiştir. Yakın Melekler de (kulluktan çekinmezler). Kim Allah’a kulluktan çekinir ve büyüklük taslarsa; Allah, herkesi huzurunda toplayacak.

173. İman edip doğru hareket edenlere mükafatlarını verecek ve onlara nimetini daha da artıracak, kulluktan çekinenleri ve büyüklük taslayanları da acı bir azap ile cezalandıracaktır. Kendilerine Allah’tan başka bir veli ve yardımcı da bulamayacaklardır.

174. Ey İnsanlar, size Rabbinizden açık bir belge gelmiştir. Size apaçık bir aydınlatıcı (Kur’an) indirdik

175. Allah, kendisine iman edip, Kur’an’a sarılanları rahmetine ve bol nimetlerine girdirecek ve onları kendisine (götüren) dosdoğru bir yola iletecektir.

176. Senden fetva istiyorlar. De ki:

-Kelale hakkında size Allah fetva veriyor: Eğer çocuğu olmayıp bir kız kardeşi bulunan kimse ölürse, bıraktığının yarısı kız kardeşinindir. Fakat, kız kardeşinin çocuğu yoksa onun tamamına mirasçı olur. Eğer iki kız kardeşi varsa bu ikisine mirasın üçte ikisi düşer. Eğer mirasçılar erkek ve kadın kardeşler ise, erkeğe iki kadının hissesi kadar düşer. Doğru yoldan saparsanız diye size açıklıyor. Allah her şeyi bilendir.

5. MAİDE SÛRESİ



(Maide Sûresi Medine döneminin son günlerinde indirilmiştir. "Maide" sofra demektir. Hz. İsa’nın havarilerinin Allah’tan diledikleri "Gök Sofrası"ndan bahsettiği için bu ismi almıştır 120 ayettir.)

Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla ..

1. - Ey iman edenler, sözleşmelerinizi yerine getirin. İhramlı iken avlanmayı helal görmeksizin, size bildirilecek olanlar dışındaki hayvanlar size helaldir. Allah dilediği hükmü verir.

2. - Ey iman edenler, Allah’ın nişanelerine, haram aya, kurbanlığa ve gerdanlık takılan hayvanlara, Rab’lerinden nimet ve rıza isteyerek Beyt-i Harama gelenlere saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınız zaman avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram’a girmenizi engellediği için bir topluma olan kininiz, aşırı gitmenize sebep olmasın. İyilik ve takva hususunda yardımlaşın, günah ve düşmanlık hususunda yardımlaşmayın. Allah’tan korkun. Allah’ın cezalandırması şiddetlidir.

3. Leş, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kurban edilenler, boğulmuş, bir yerine vurularak öldürülmüş, düşüp ölmüş, süsülmüş, yırtıcı hayvanlar tarafından yenilmiş olanlar -ölmeden yetişip kestikleriniz hariç- ve dikili taşlar adına kesilen hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılınmıştır. Bunlar fasıklıktır.

Bugün kafirler, sizin dininizden ümitlerini kesmişlerdir. Onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’dan razı oldum.

Kim, açlık dolayısıyla zorda kalırsa, günaha düşmeye meyilli olmadan (bu hayvanlardan yiyebilir.) Allah, bağışlayandır, merhametlidir.

4. Sana, kendilerine neyin helal kılındığını soruyorlar. De ki:

-Temiz olanlar size helal kılınmıştır. Allah’ın size öğrettiği şekilde yetiştirdiğiniz avcı hayvanların sizin için tuttuklarının üzerine Allah’ın adını anarak yiyin. Allah’tan korkun, doğrusu Allah hesabı çabucak görüverir.

5. Bugün, size temiz olanlar helal kılınmıştır. Kitap verilenlerin yemeği size helal, sizin yemeğiniz de onlara helaldir. Mümin, hür ve iffetli kadınlar ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerden hür ve iffetli kadınlar, mehirlerini verdiğiniz taktirde iffetli olarak, fuhşa sapmadan ve gizli dost tutmaksızın size helaldir.

Kim, imanı inkar ederse amelleri boşa gider. O, ahirette de kaybedenlerdendir.

6. -Ey İman edenler!

Namaza kalktığınız zaman, yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi, başınızı mesh edip topuklara kadar ayaklarınızı yıkayınız. Eğer, cünüp iseniz, temizlenin, hasta veya yolculukta iseniz, veya biriniz tuvaletten gelmişseniz, yahut kadınlarınızla münasebette bulunmuş da su bulamamışsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin, yüzlerinizi ve ellerinizi onunla meshedin.

Allah, size zorluk çıkarmak istemez. Allah sizi arındırmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.

7. Allah’ın size olan nimetini ve “işittik, itaat ettik” dediğinizde sizi bağladığı sözünü düşünün, Allah’tan korkun, Allah, içinizde olanı bilir.

8. -Ey İman edenler!

Allah için adaleti ayakta tutan şahitler olun. Bir topluma olan öfkeniz sizi adaletsizliğe sürüklemesin, adil olun, bu takvaya daha uygundur. Allah’tan korkun, şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

9. Allah, iman edip doğruyu yapanlara mağfiret ve büyük bir mükafat olduğunu vaat etmiştir.

10. Küfredenler ve ayetlerimizi yalanlayanlar, işte onlar yakıcı ateşin ehlidir.

11. -Ey iman edenler!

Allah’ın üzerinizdeki nimetini düşünün, hani bir topluluk size saldırmaya kalkışmıştı da Allah onlara mani olmuştu. Allah’tan korkun. Müminler Allah’a güvensinler.

12. Allah İsrailoğullarından söz almıştı. Onlardan on iki temsilci seçtik. Allah:

-Ben sizinleyim; namaz kılarsanız, zekat verirseniz, Peygamberlerime inanır ve onlara yardım ederseniz, Allah’a güzel bir ödünçte bulunursanız, elbette sizin kötülüklerinizi örterim. Sizi altından nehirler akan cennetlere girdiririm. Bundan sonra sizden kim küfrederse,doğru yoldan sapmış olur, dedi.

13. Sözlerini bozdukları için onları lanetledik, kalplerini katılaştırdık. Kelimelerin anlamlarını kaydırıyorlar, kendilerine hatırlatılandan ders almayı unuttular. İçlerinden çok azı dışında onların daima hainliklerini görürsün. Yine de onları bırak ve önemseme, Allah, iyilik yapanları sever.

14. -Biz Hıristiyan'ız, diyenlerden de söz almıştık. Onlar da kendilerine hatırlatılandan ders almayı unuttular, bu yüzden aralarına kıyamete kadar sürecek düşmanlık ve kin saldık. Allah, yapmakta olduklarını kendilerine haber verecektir.

15. Ey kitap ehli, Resûlümüz size geldi, kitaptan gizlediğiniz şeylerin bir çoğunu size açıkça anlatıyor ve bir çoğunu da geçiyor. Doğrusu size Allah’tan bir aydınlatıcı ve apaçık bir kitap gelmiştir.

16. Allah, onunla hoşnut olduğu şeyleri isteyenleri kurtuluş yollarına iletip karanlıklardan aydınlığa çıkarır ve onları dosdoğru bir yola hidayet eder.

17. -Allah, Meryem oğlu Mesih’tir, diyenler kafir olmuştur. De ki:

- Allah, Meryem oğlu Mesih’i, anasını ve yeryüzünde olanların hepsini yok etmeyi dilese; Allah’a karşı kimin elinde bir şey var. Göklerin, yerin ve arasındakilerin hakimiyeti Allah’ındır. O, dilediğini yaratır. Allah’ın her şeye gücü yeter.

18. Yahudi ve Hıristiyanlar:

-Biz, Allah’ın oğulları ve sevgilileriyiz, dediler. De ki:

-Öyleyse, günahlarınız sebebiyle Allah, sizi niye cezalandırıyor? Hayır, siz de onun yarattıklarından bir beşersiniz!

Allah dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Göklerin, yerin ve ikisinin arasındakilerin hakimiyeti Allah’ındır. Dönüş de O’nadır.

19. -Ey Kitap ehli!

Peygamberlerin gelmediği dönemde “Bize, müjdeci ve uyarıcı gelmedi.” demeyesiniz diye, size gerçekleri açıkça anlatan Peygamberimiz geldi. O, müjdeci ve uyarıcı olarak gelmiştir. Allah’ın her şeye gücü yeter.

20. Musa kavmine:

- Ey kavmim, Allah’ın size olan nimetlerini hatırlayın, içinizden peygamberler çıkarmış ve sizi hükümdarlar yapmıştır. Alemde kimseye vermediğini size vermiştir.

21. Ey kavmim, Allah’ın yazdığı kutsal yere girin. Ardınıza dönmeyin yoksa hüsrana uğrayanlar olarak alaşağı edilirsiniz, demişti.

22. -Ey Musa, orada zorba bir kavim var, onlar oradan çıkmadıkça biz oraya giremeyeceğiz. Eğer çıkarlarsa, biz de gireriz, diye karşılık vermişlerdi.

23. Korkanlar arasında bulunan Allah’ın nimete erdirdiği iki adam:

-Üstlerine kapıdan yürüyün, oradan girerseniz, muhakkak galip gelirsiniz. Eğer, mümin iseniz Allah’a güvenin, demişlerdi.

24. -Ey Musa, onlar orada oldukça biz asla oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin savaşın. Biz burada oturacağız, demişlerdi.

25. Musa:

-Rabbim, ben, kendimden ve kardeşimden başkasına söz geçiremiyorum. Artık bizimle bu fasık toplumun arasını ayır, dedi.

26. Allah da :

- Orası onlara kırk yıl haram kılındı. Yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşacaklar. Sen, fasık toplum için üzülme! dedi.

27. Onlara Adem’in iki oğlunun hikayesini doğru olarak anlat, İkisi de birer kurban sunmuşlar, birinin ki kabul edilmiş; diğerinin ki edilmemişti . (Kurbanı kabul edilmeyen):

-Kesinlikle seni öldüreceğim! dedi. Diğeri:

-Allah, ancak muttakilerin sunduğunu kabul eder.

28. Beni öldürmek için elini bana uzatırsan, ben seni öldürmek için elimi sana uzatmam. Çünkü ben, alemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.

29. Ben, hem benim hem de kendi günahını yüklenerek cehennemliklerden olmanı isterim, zulmedenlerin cezası budur, dedi.

30. Bunun üzerine kardeşini öldürmek hususunda nefsi ona boyun eğdi. Ve onu öldürerek hüsrana uğrayanlardan oldu.

31. Allah, kardeşinin ölüsünü nasıl gömeceğini göstermek için ona yeri eşeleyen bir karga gönderdi.

- Bana yazıklar olsun. Kardeşimin ölüsünü gömmek için bu karga kadar bile olmaktan acizim, dedi ve pişman olanlardan oldu.

32. Bunun için İsrailoğullarına şöyle yazdık:

“Kim bir kimseyi, bir kimseye veya yeryüzünde (yaptığı) bozgunculuğa karşılık olmadan öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de ona hayatını bağışlarsa; bütün insanları diriltmiş gibi olur.”

Peygamberlerimiz onlara belgelerle gelmişti de onlardan bir çoğu bundan sonra yeryüzünde adaletten ayrılmışlardı.

33. Allah ve Peygamberleriyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuğa gayret edenlerin cezası; öldürülmek, asılmak, çaprazlama el ve ayaklarının kesilmesi ya da yerlerinden sürgün edilmektir. Bu, onlara dünyada bir rezilliktir. Onlara ahirette daha büyük bir azap vardır.


Yüklə 2,44 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   35




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin