PROF. DR. HASAN TUNÇ – Bu nevi hüküm içeren…
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Olmaz ama bu 4 madde için bunu sınırlayalım lütfen çünkü diğerleri için, artık, tamam, bitti müzakere. Herhâlde spora ilişkin bir itirazımız yok.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Bu 4 maddenin…
DOÇ. DR. SELİN ESEN – 3 madde çünkü spora itirazları yok.
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Spora itiraz yok.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – 3 maddenin.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – “Sporda tahkim haricindeki 3 maddenin Anayasa’da yer alıp almaması üst komisyonda görüşülmek üzere mutabakat sağlanmıştır.”
Hadi geçmiş olsun.
Sakın ola bir daha böyle katalog dışı bir şey getirmeyin.
MERAL DANIŞ BEKTAŞ – Şimdi bizim önerimiz var, bir tane kalmış.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Siz de vazgeçin artık ondan.
MERAL DANIŞ BEKTAŞ – Hani bazı konular espri kaldırmaz ya, ana dil böyle bir mesele.
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Hani demiş ya “Anadan geçilir, yârdan geçilmez.” Öyle bir şey. Pek uymadı ama…
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Allah doğruyu söylettiriyor Altan Bey.
PROF. DR. HASAN TUNÇ – “Geçilir.” dediniz zaten Altan Bey.
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Hayır, anadan geçilir, yârdan geçilmez. Bu da yâr gibi bir şey.
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Anadan gelen bir şey, yârla alakası yok bunun.
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Zaten Kürtler “baba dili” şeyini kullanıyorlar terim olarak Kürtçede.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Şimdi, biraz sonra…
MERAL DANIŞ BEKTAŞ – Oktay Bey kaçmaya çalışıyor, saate bakıyor yani bu maddeyi… Olabilir, haftaya da kalabilir ama bugün bitmez, onu da söyleyelim.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Onun için, başladığımız vakit, üzerinde… Nasıl olsa tek madde kaldı. Biz ta başından beri de dedik ki: Bunu tek olarak düşünelim, diye.
MERAL DANIŞ BEKTAŞ – Bir gün tartışalım bunu.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Aslında bizim açımızdan bir saniyelik bir şey. Biz böyle bir şeyin anayasada yer almasını istemiyoruz deyip geçeceğiz. Sizi dinleyeceğiz, istediğiniz kadar konuşacaksınız…
MERAL DANIŞ BEKTAŞ – Siz sinirleneceksiniz.
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Kızmak var, belli etmek yok. Nezaket…
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Meral Hocam, her insanın bir üslubu vardır. Ben bazen, belki, sesimi yükseltiyorum, kelimeler ağzımdan sert çıkabiliyor ama hiç kimseyi ilzam etmek, hiç kimseye hakaret etmek gibi bir niyetimin olmadığını da bugüne kadar, zannediyorum, ortaya koyduk. Yani onu kendi sınırları içerisinde telakki ederseniz rahatsızlık hissetmezsiniz. Ben de rahatsız oluyorum yani çünkü benim tabii hâlim o ama etrafımdaki insanların o hâlden rahatsızlık hissettiğini görünce gerçekten üzülüyorum. Yani burada bitmiyor, sonra devam ediyor, üzülüyorum, niye böyle? Ama insanın tabii hâlini değiştirmesi de pek mümkün olmuyor. Bunu, bu vesileyle bir kez daha açıklamış oluyoruz.
Asıl konu için şunu söylüyorum: Biraz sonra zaten ezan okunacak, biz… Hanımlar da gelirse zaten başımızın üzerinde…
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Laiklik elden gidiyor, CHP uyuyor!
MERAL DANIŞ BEKTAŞ – Eğer bugün görüşmeyeceksek ben birkaç cümleyle bakışımızı, haftaya bırakılacaksa… Yani öyle mi öneriyorsunuz?
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Öğleden sonra yok.
MERAL DANIŞ BEKTAŞ – Öğleden sonra yasama var.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Ben şunu söylüyorum, diyorum ki: Bunu başlı başına… Zaten katalog dışı başka bir şey de yok.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – 2’nci komisyon olarak toplanacağız hep beraber.
MERAL DANIŞ BEKTAŞ – Yasama bugün öğleden sonra, tabii, tabii.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Yani iki yerine bir buçuğa çekebilir miyiz diye soruyorum.
MERAL DANIŞ BEKTAŞ – Niye?
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Hani, erken bitecek herhâlde, dolayısıyla erken başlayalım.
ALTAN TAN (Diyarbakır) – İkide başlayalım. Benim bir konuşmam da var Mecliste bu bütçeyle ilgili. Gidip gelirim, Meral Hanım burada gerçi.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – İkide öteki komisyon.
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Tamam, bunu da o zaman haftaya bırakalım.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Yani ben öyle teklif ediyorum ama cümlelerinizi alalım Meral Hanım.
MERAL DANIŞ BEKTAŞ – Şöyle, benim de…
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Selin Hanım’ın da üç buçukta tez jürisi var.
MERAL DANIŞ BEKTAŞ – Üç buçuğa kadar artık…
Hani biz daha önce ana dilde eğitim, işte, vatandaşlık ve benzeri konu başlıklarında burada geniş bir tartışma yürüttük. Doğrusu, haklısınız yani, hani, direkt “Gerek yoktur.” şeklinde karşı tezler de geldi ama biz, buna niye gerek olduğuna dair uzun açıklamalar ve şerhler düştük. Yani bu madde için gerçekten şöyle bir talebimiz var Barış ve Demokrasi Partisi olarak. Bütün partilerden yani başta iktidar partisi olmak üzere diğer partiler, ana muhalefet…
ALTAN TAN (Diyarbakır) – İktidar kabul edecek zaten, ona bir şüphe yok.
MERAL DANIŞ BEKTAŞ – …ve diğerlerinden, yani bunu bütün samimiyetimizle ifade ediyoruz: Bu madde, üzerinde uzlaşma sağlanamayacak bir madde değil. Şu anda, hani 3 madde konuştuk, 4 madde konuştuk, onlarca madde konuştuk, onların hepsi önemli şüphesiz Türkiye vatandaşları açısından, Türkiye'nin demokratikleşmesi açısından ve yeni anayasada yer alması açısından ama ana dil meselesi de çok hayati önemde bir düzenleme önerisi, bir madde önerisi ve birçok sıkıntıya yanıt olabilecek, karşılığı olabilen toplumsal anlamda bir düzenleme önerdik. 5 fıkradan oluşuyor ve emin olun, biz bu madde düzenlemesini yaparken diğer partilerin tümünün hassasiyetini, gerekçelerini, bugüne kadar, hani vardır ya, hepsini düşünerek bu madde düzenlemesini yaptık.
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Ve Allah var, bir eksiklik de bırakmamışız.
MERAL DANIŞ BEKTAŞ – Yo, yaptık yani şunu bile ekledik -hani bize hep şey deniyor ya, daha ilerisi var- resmî dilin öğrenilmesi ve öğretilmesi kaydını da bilerek koyduk ki çünkü bizim bilinçaltımız okunuyor zaman zaman, sanki bir şey önerince, “Yo, yo bunun daha gerisi de var.” falan.
Yani bizim madde önerimiz bu. Bizim için ve Türkiye toplumu için çok önemli bir önerme. Bunun -gelecek hafta- birkaç cümleyle biz Anayasa'da yer almasına karşıyız. Herkesi tenzih ederek söylüyorum. Başkanı da kastetmiyorum, tutumundan ziyade bunu gerçekten tartışalım yani diğer ülkelerde nasıl, uluslararası sözleşmelerde nasıl, Türkiye'de nasıl problemler olduğu, bu neyi kaybettirir neyi kazandırır ana dilin kullanımı? Bunların hepsini böyle bugünkü üslupla ön yargısız, tartışmasız bir tartışalım, hani ufkumuzu ortaya koyalım diye öneriyoruz. Haftaya, bizim hazırlığımız var zaten, bir sıkıntı yok.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Hiç endişeniz olmasın Meral Hanım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Bunu geniş bir anlamda tartışmak istiyoruz bu masada.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Bakın, bunların hepsini, bu konuda konuşacaklarımızı böyle kayda geçirmek üzere kendimiz kayıt altına alırız.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Temennimizi söyledim.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Yani biz de konuşacağız, konuşacak çok şeylerimiz var ama dediğim gibi, bu uzunca bir vaktimizi alabilecek bir madde. Böyle hemen iki cümleyle başlayıp da bitmesini istemiyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – İktidar partisi konuşmuyor ama neyse, haftaya konuşur.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – İktidar, bizim bir hayli konuştuktan sonra söyleyeceğimizi baştan söyleyip çıkıyor, onun için iktidarla bu konuda aynı şeyi düşünüyoruz. Biz biraz yarım saat yürüyerek geliyoruz, o hemen baştan sonuca gidiyor ama sizler bu konuyu tartışmak istiyorsunuz, bu konudaki düşüncelerinizi -yani kabul edelim etmeyelim, önemli değil ama- siz kendinizi ifade etmek istiyorsunuz. Onun için de geniş bir zamanı kullanmakta fayda var. Önümüzdeki hafta çarşamba diyelim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Aslında 1 No.lu Komisyon, bu durumda sadece bir öneri yani.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Bunu 1 ve 2 beraber…
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Bir gün toplanacak. Bizce bu 1 ve 2 No.lu yani ortak bir toplantıyla daha iyi olur.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Hatırlarsanız, ben ilk defa bu konu gündeme geldiği vakit bunu söyledim yani bu üst komisyonda görüşülsün.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Benim kastım, üst komisyondan ziyade yani o genişletilmiş toplantılar alıyoruz ya iki komisyon yasama ve haklar komisyonu…
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Artık hepimiz 1’iz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Hepimiz 1 olduk gerçi.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Biz hem 1’iz hem 2’yiz,
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Biz de öyleyiz.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Yani bu çarşamba günü sadece 1 No.lu Komisyon…
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Ama 1’inci komisyon görevini bitirmiş.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Bitirdi evet.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Biz zaten öyleyiz.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Birinci komisyon görevini bitirdi. Bundan sonra ortak komisyon olarak çalışacağız.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Yani yasamada bunu ilk madde olarak alacağız, öyle mi yapalım?
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Ona artık iki komisyon birlikte karar verecek.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Hayır, şöyle bir durum var: Bu maddeyi haftaya yine 1 No.lu olarak mı görüşeceğiz?
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Hayır.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Ama bir karar almamız lazım. Yasama komisyonuna devrettik 1 madde olduğu için. Böyle bir şey yapmamız lazım.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Öyle yapalım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Bu görüşülmeden kalmış olacak.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Bizim teklifimiz ortak komisyon görüşsün bunu.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Yani yasama görüşsün.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Evet, ortak komisyon.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Yasamadan kastınız…
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Zaten 1 madde kalmadı mı?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – 1 tane kaldı.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Ondan sonra zaten birleşiyor komisyonlar.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Bu maddeyi oraya aktaralım.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Birleşiyor, yalnız “1’inci komisyon görevini bitirdi.” demek belki hatalı çünkü aldığımız kararda dedik ki: “1’inci komisyon bu ek maddeleri bitirdikten sonra parantezleri almayacak.”
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Ben kayda geçiriyorum: 1’inci komisyon katalog dışı maddelerin görüşülmesini bitirmiştir.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Bir hariç.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Sadece ana dilde…
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Ana dilini kullanma hakkı…
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Ana dilini kullanma hakkı ortak komisyonun…
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Gündemine alınmıştır.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – …gündemine devredilmiştir.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Sayın Başkan, hafızam beni yanıltmıyorsa üst komisyonda aldığımız kararda dedik ki: “1’inci komisyon önce bu katalogla ilgili maddeleri bitirsin, ek maddeleri bitirsin, onları bitirdikten sonra parantezlerin nasıl ortadan kaldırılacağı konusunda parantezlerle ilgili bir müzakere süreci yürütsün.”
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Onu en sona bırakmamız lazım.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Yani 1’inci komisyonun iki ayrı görevi vardı; şimdi, o görevlerden bir tanesini bitirdi, geriye ikincisi kaldı. Onun için “1’inci komisyon işini bitirdi.” demek belki hatalı olur.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Hocam, o parantezler, herkesin, ortak üst komisyonda da birçok defa uzlaşamadığı konular. Bırak üst komisyon değerlendirsin.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Yani aldığımız karar böyleydi yalnız, 1’inci komisyonun işidir.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Ben bunu yanlış buluyorum zaten, başından beri üst komisyonda da bunu söyledim.
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Ben de yanlış buluyorum.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Parantez kaldırma meselesi metin tamamlandıktan sonra yapılacak bir iş.
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Evet, en sona bırakmak lazım.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – En son yapılabilecek… Şimdi yaparız. Yapamaz mıyız? Yaparız, kısmi olarak yapabiliriz, sonra bir daha yapmamız lazım.
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Bir daha yapacağız.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Hayır, bir büyük bölümü bitirdikten sonra onunla ilgili parantezleri görüşüp o büyük bölümün hâlini görelim, en son hâlini görelim. Şimdi, bu bir büyük bölümü bitirdik, “Temel hak ve özgürlükler” bölümünü bitirdik ama parantezler var.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Yine göremeyeceğiz en son hâlini.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Hayır göreceğiz, o bölümün hâlini göreceğiz.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Hayır göremeyeceğiz çünkü parantezlerin ancak bir kısmını çok cüzi kısmını kaldırabiliriz, diğer bölüm var çünkü orada da parantezler olacak ama toplu olarak değerlendirmek gerekiyor.
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Söz alabilir miyim?
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Evet Altan Bey.
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Şimdi, ben de aynı fikirdeyim. Teorik olarak bazı şeyler insana hoş gelebiliyor yani bir bölümü bitirdik, oturalım bunu tekrar bir elden, gözden geçirelim ve bu aradaki anlaşmazlıkları asgariye indirelim. Bu teorik olarak doğru bir şey ama bizim, burada bir yıldan fazladır bir fiilî tecrübemiz var yani yaşadıklarımız var. Saatlerce konuşuyoruz, defalarca aynı mevzuları konuşuyoruz ve bir mesafe alamıyoruz. Onun için ben, fiilî durum itibarıyla, bu parantezleri konuşma işinin bütün bu metinler bittikten sonra yapılmasının daha doğru olacağını düşünüyorum.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Biz de katılıyoruz.
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Sayın Başkanım, ben, bir konuyu özellikle saygıdeğer vekillerimizden öğrenmek için sormak istiyorum. Bildiğim kadarıyla, komisyon aralık sonu itibarıyla çalışmalarını bitirecek diye…
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Böyle kesin bir tarih yok galiba. Bir hedef var öne konulacak.
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Öngörülen şeyde yani.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Hedefliyoruz.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Yani bitirmeyi hedefliyoruz.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Hedefliyoruz evet. Aralık olmaz, Ocağın 15’i olur.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Ama gerçekleşmeyecek.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Ocağın 15’i, Ocak olsun, 31 Ocak olsun.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Bu ne kadar ihtiyaç varsa… Buradaki en önemli şey…
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Dersen “2014 olsun.”, bu 2014 olmaz tabii.
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Yani yılbaşından sonra da bu devam edeceği için… Hani şunun için, kendimizle alakalı konularda rotayı belirleme yani kendimizin bundan sonraki, mesela 2’nci dönem ders konusu vesaire birtakım faaliyetlerimizle alakalı yani kendi akademik çalışmalarımızla ilgili alacağımız…
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Hocam, siz bu kış varmış gibi ayarlayın kendinizi.
PROF. DR. HASAN TUNÇ – …kararlar açısından… Yani geçen dönem mesela ben haftada bir gün ders aldım, onun dışında hep akşam altı buçuktan sonra derslere yazıldım.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Bu iyiliğimizi de unutma, dinlendirmişiz seni.
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Bu kış buradayız hocam.
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Sayın Vekilim, ama bu ne yapıyor? Sayın Başkanım, diğer arkadaşlarımıza bizim bu anlamda haksızlık yapmamıza vesile oluyor. O arkadaşlarımız adına… Siz de akademisyensiniz… Yani genç arkadaşlara çok yüklenmiş oluyoruz.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Bu iş böyle biraz daha devam eder.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Hocam, diğer danışman ve uzman arkadaşlarımız için de aynı şeyi söyleyelim, katılırsınız zannediyorum. Bu ayın sonu bir hedefti ama kesin bir şey değildi. Şu anda hiçbirimiz kesin bir hüküm vermek konumunda değiliz yani aklımızın arkasındaki bize kalsın, herkes için söylüyorum ama siz bu devam edecekmiş gibi programınızı yapacaksınız.
PROF. DR. HASAN TUNÇ – Teşekkür ettim efendim.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Sayın Başkan, bu konuyla ilgili görüşlerimizi bir kere daha tekrarlamak ihtiyacını hissediyorum. Bizim bu konudaki görüşümüz çok açıktır. Biz, bir maddede, bir büyük bölümdeki parantezler görüşülüp asgariye indirilmeden, kaldırılabilecek parantezler kaldırılmadan öbür bölüme geçilmesine karşıydık ama üst komisyonda denildi ki: “Paralel yürütelim.” “Peki, paralel yürütelim.” dedik yani “Üst komisyonda, 2’nci komisyonda yasama, yürütmeyle ilgili maddeler görüşülürken bir taraftan da bu 1’inci komisyonda parantezleri görüşelim.” dedik ama uygulama bakımından da bunun doğru olduğunu düşünüyoruz çünkü burada, şimdi, işte 50 küsur madde görüşmüşüz, 20’sinde mutabakat sağlamışız, gerisinde parantez koymuşuz gibi bir sonuç var önümüzde. Oysa görüşüp parantezleri, bunun çok daha fazla sayıda mutabakat sağlandığını ortaya koyabilirsek ondan sonraki çalışmalarımız bakımından da bu elbette iyi bir izlenim yaratacaktır ve bizim kanaatimiz odur ki bu parantezlerin bir bölümünü hiç olmazsa -tabii bazı parantezler önemli görüş ayrılıklarından kaynaklanmaktadır ama bazı parantezler çok teknik nitelikte parantezlerdir- onları kaldırmak büyük bir problem teşkil etmeyecektir. O zaman yani manzarai umumiye bugün görüldüğünden daha iyi olduğu ortaya çıkacaktır. Bu bakımdan, biz, parantezlerin görüşülmesine bu aşamada büyük bir önem veriyoruz.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Şimdi, biz de yaşadığımız tecrübeleri dikkate aldığımız vakit, oradaki manzarai umumiyeye baktığımız vakit -bir realitedir- gördük ki ben yokken işte diyelim ki Faruk Bey toplantıya katılmış, ondan sonra geliyorum, Faruk Bey bir hüküm vermiş ama o hükmü silip atıyorum. Böylesine şeyler de yaşadık. O bakımdan, biz, bu işin -hemen mi daha sonra mı, onu bir tarafa bırakıyorum ama- üst komisyonun, bütün komisyonun toplanmasıyla olabileceği kanaatindeyiz. Yani bu söylediğim, verdiğim örneği biz de yaşadık, siz de yaşadınız.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Biz yaşamadık.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Siz de yaşadınız yani niye? Mesela, Mehmet Ali Şahin Bey’le beraber verdiğimiz bir hükmü, geldiniz siz değiştirdiniz.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – “Bozdunuz…”
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Yok, “Bozdunuz.” demeyeyim, “Değiştirdiniz.” diyelim. Yani bunların hepsini yaşadık. O zaman bütün komisyon üyelerinin olduğu bir toplantıda, iştirakiyle yapılan bir toplantıda verilen karar daha sağlıklı olur diye düşünüyorum.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Oktay Bey’in söylediği doğru yani Altan Bey’in söylediği de, hani teorik olarak dediğiniz düşünülebilecek bir şey ama baktıysanız orada parantezlerin zaten çok büyük bir kısmı sizin ve BDP’nin parantezleri. Bir maddede hatırlıyorum, 2’nci bir madde hatırlamıyorum, ihtiyaten 2 maddeyi geçmez diyeyim bizim parantezimizin olduğu. Münferiden zaten yok da şey olarak…
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Nasıl yok? Tersten bakın bir de.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Sizin paranteziniz var.
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Yani şimdi, siz muhalefeti parantez olarak alıyorsunuz, biz de bize muhalefeti parantez olarak alıyoruz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Hayır, 2 parti yeşil yapıyor, bizimkini kırmızıya boyuyor, tersi de olabilir yani.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Arkadaşlar, bir dakika… Bir daha hafızalarımızı, sizinkileri tazeleyelim. Şimdi, 3 parti mutabık kalırsa yeşil yapıyoruz.
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Evet.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – 2 parti yapıyorsa kırmızı öneri oluyor, usulümüz bu. Arkadaşlara isterseniz sorun.
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Tamam, eşit oluyor işte, ikisi de eşitleniyor o zaman.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Siz diyorsunuz ki: “Biz tek parti olarak paranteze almışız, 3 parti değil de bizimki esas.” Siz itiraz ediyorsunuz.
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Hayır… Hayır… Öyle demiyoruz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Şöyle bir şey var…
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Demiyoruz ve itiraz ediyoruz, reddediyoruz.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Parantez dediğimiz şey…
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Muhalif oluyoruz, karış çıkıyoruz, direniyoruz.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Parantez dediğimiz şey, evet, bir partinin… Parantez şunlara diyoruz; -yani orada bakarsak örnekte de göreceğiz- 3 parti anlaşmış, “Olsun.” diyor bir şeye, diğer parti “Olmasın.” diyor. Burada parantez hangisi oluyor, 3 partinin dediği mi, 1 parti mi?
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Hayır, birinin.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – 1 parti, anladım. Tamam, ben de onu diyorum zaten.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Ama 2’ye 2 olanları var.
ALTAN TAN (Diyarbakır) – 2’ye 2 oldu mu?
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Bu bir. Bir dakika… 2’ye 2 olanlar da var, tamam. Bizim açımızdan diyorum. Din hürriyeti…
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Yani siz, tabii, kendi açınızdan yeşil kendinizi görüyorsunuz, ama hep yeşil değilsiniz.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Biz baktık, tabii ki maddelerimize baktık. “Din hürriyeti” maddesinde bizim parantezlerimiz var, 2’nci bir madde ben hatırlamıyorum. Olabilir ama bu 1-2 maddeyi geçmez, MHP’nin de yine 1-2 madde, 5 madde dışında en fazla diyorum… Ben baktım çünkü paranteze ama parantezlerin büyük çoğunluğu BDP’nin ve CHP’nin. “Biz çalıştık, parantezlerimizi kaldırma ihtimalimiz var.” diyorsanız oturup konuşalım. Bizim için zaten çok fazla bir sorun yok bu konuyla ilgili.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Şöyle bir şey söyleyeyim burada: Şimdi BDP’ye de haksızlık etmeyelim yani öyle çok fazla iddiaları yok, diyorlar ki: “180 maddeden 5 tane maddeyi bize verin, gerisini siz yazın.”
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Biz baştan beri diyoruz: “5 madde verin bize.”
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – “5 tane maddeyi bize verin, gerisini siz yazın…”
ALTAN TAN (Diyarbakır) – 5 madde, söz…
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – İşte ona geliyorum, öyle bir maddeye itiraz ediyorsunuz ki, gelip tıkanıp kalıyor. Zaten yürümesi mümkün değil, onun için sayısal olarak gitmeyelim. Orada nitelik niceliğin önüne geçiyor ama yine de aynı diğer noktada ısrar edelim. Aynı partinin üyelerinin dahi birbiriyle antat kalamadığı anları yaşadık biz. Ona göre kırmızı ertesi gün yeşile, yeşil kırmızıya döndü. Partileri temsilen bütün üyelerin olduğu üst komisyon diyoruz ya o komisyonda bunun görüşülmesinden yanayız biz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Başkan, ben sadece bir parantez…
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – Buyurun Meral Hanım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Bizim muhalefetimiz, burada göründüğü gibi, mesela genellikle, bir; tercih ettiği dildir, iki; kamu düzeni, millî güvenlik, bunların hepsi böyledir ama uygulamada CHP ve BDP önerisi 2-2’dir. MHP ve AK PARTİ 2 yeşil yazılıyor, 2 kırmızı yazıyor. Tersi de olabilir yani bizim yazdığımız…
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – AK PARTİ’yle BDP bir noktada birleşmişler bak orada.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Hayır yani böyle 3 parti…
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – 3 parti olursa yeşil.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Yani 2 parti, işte mesela CHP ve BDP’nin olduğu da var, biz ve sizin de var.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Var.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Var böyle, ben biliyorum maddeleri, tek tek üzerinde çalışırken görüyorum.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Meral Hanım, hayır, öyle değil. Bakın, şunu karıştırmayalım; bir şey, bir cümle yazılmış, bir parti buna karşı çıkıyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – O ayrı.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – O var ama bazen yeşil yazıyoruz, 3 parti müttefik, 1 parti buna karşı çıkıyor, öbür parti ise “Bu cümleye bir şey daha ilave edilsin.” diyor. O da parantezde yer alıyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – İşte bakın, CHP-BDP önerisi kırmızı yazılmış. Oraya tersi olabilir, bu yeşil olup AKP-MHP parantezi kırmızı koyabilir.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Hayır, 2 parti olursa öneri oluyor.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Buna katılmayabilir, kırmızı koyabilir.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Olabilir, tersi de olabilir yani.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Ama nasıl? Bu eşitlik olmayan bir şey. Asıl olan ademdir, eşyada asıl olan ademdir yani yokluktur. Yeni bir şey öneriyorsanız bu bir öneridir.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Tamam da siz her maddeye millî güvenlik…
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Hiçbir şey yokken öyle bir şey öneriyorsunuz, sizinki, eşit olarak 2 partininki mevcut kabul edilecek, yok, olmayanı savunanlar buna itiraz edecek.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Bir şey söyleyebilir miyim. Bu görüşme de, bu müzakere de ortaya çıkarıyor ki parantezlerin ne olduğu konusunda bile aramızda tam bir mutabakat yok, onun için bu parantezleri görüşmekte fayda var.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) – İşte görüşelim ama üst kurul olarak görüşelim.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Çünkü parantezler envaiçeşit parantezler. Böyle gayet geniş bir parantez yelpazemiz var.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Sayın Başkan, Mustafa Bey; şu düzeltmelere ortak karar verelim, teknik arkadaşlar düzeltsinler. Biz, burada, millî güvenliğe kesinlikle itiraz ediyoruz, kamu düzenine. Yeşile boyanıp bizimki “BDP itiraz var.” demiş. Neye itiraz var belli değil. Biz yani genel ahlaka, şuna buna itiraz ediyoruz ve bunlar, bu hâli doğru değil yani yeşil olmuş.
Dostları ilə paylaş: |