21.12.2006 günü saat 22.18’de Selçuk isimli şahıs arasındaki telefon görüşmesinde;
Görüşmenin başında telefonun kesildiğinden bahsettikleri ve bir önceki telefon görüşmesinde bahsettikleri deklarasyonun imzalanmaması ile ilgili görüşmeye devam ettikleri, bu çerçevede önceki görüşmenin devamı olarak Semih’in “Selçuk abi açık söylüyorum. BU İŞİN KELEYİ KOLTUĞUNA ALMIŞ OLAN ADAM BENİM. Benim askere ihtiyacım var. Benim kendime komutana ihtiyacım yok. Bana akıl verecek adama ihtiyacım yok. Hele beni engelleyecek insana hiç ihtiyacım yok. Lütfen bana destek verilecekse bundan sonraki toplantıya gelin.” “Bak Selçuk abi aynen politika yapmadan neyse söylüyorum çünkü bu benim namus meselem namus namus burada yolumuzu ayırdıktan sonra da İNTİKAM ALIRIM HEPİNİZDEN aynen söylüyorum.” “Ailemi koymuşum her şeyi mi koymuşum bu yola.” “HERKESE TETİK KESERİM” “Yani ben bu işin boyutlarını anlatıyorum. ÖLÜMÜNE YÜRÜYORUM BU İŞTE…” “Benim bu işle uğraşmamın sebebi BEN ULUSAL BİRLİK HAREKETİ PLATFORMUNU KURUP BUNUN BAŞKANI OLARAK MÜCADELEYİ HEDEFE ULAŞTIRMA AZMİNDEYİM…” dediği ve bir süre aynı konularla ilgili görüştükten sonra Semih’in “YANİ BEN ORADAKİ… HADİ HARP AKADEMİLERİ ADRESİ OLMASIN. BUNU BİR YERDE BİR KAÇ SEFER TEKRARLADIKTAN SONRA… OLABİLİR YANİ MAKUL.” dediği, … görüşme içeriğinden sanık Semih Tufan GÜLALTAY o tarihlerde kendi kendine oluşturduğunu iddia ettiği ULUSAL BİRLİK HAREKETİ PLATFORMU adlı oluşumu kurduğu zaman kendisini emekli kuvvet komutanı olduğunu söylediği kişilerin yönlendirdiğini,hatta bu hareketin inandırıcı olabilmesi ve arkadaş çevresini ikna edebilmesi için paşayıda toplantıya çağırdığını beyan ettiği,telefon konuşmasındaki bahsi geçen paşaların bu konuyu kendi ifadelerinde de kabul eden şüpheliler Mehmet Şener ERUYGUR ve Ahmet Hurşit TOLON olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Her iki şüphelide gittikleri yerin Semih Tufan GÜLALTAY a ait olduğunu bilmediklerini söylemiş iseler de, bu husustaki beyanlarının gerçeğe uymadığı bizzat Semih Tufan GÜLALTAY çağırması sonucu bu toplantılara her iki şüphelinin de ayrı zamanlarda katıldıkları tespit edilmiştir.
Şüpheli Levent ERSÖZ hırsızlıktan sabıkası bulunan şüpheli Yüksel Dilsiz’i bir çok illegal işinde kullandığı, bu konuda yaptığı çalışmalar sebebiyle Yüksel Dilsiz’i Mehmet Şener ERUYGUR ile görüştürdüğü , şüphelinin birçok üst düzey bürokratla istihbarat elemanı olarak irtibat kurduğu, milletvekillerinin fotoğraflarını çekip telefon numaralarını illegal dinlemeler için verdiği, birçok kişiyi illegal yolla dinleyerek, bu kişilerle alakalı bilgileri karşı siyasi görüşte olan kişilere verip, değişik şekilde gazetelerde yayınlattıkları, bu konuyla alakalı birçok raporun Cumhuriyetçi Çalışma Grubu dönemsel devre raporlarında yer aldığı anlaşılmaktadır.
YÜRÜTME ORGANINI ORTADAN KALDIRMAYA YÖNELİK EYLEM VE FİİLERİN ORGANİZESİ İÇİN KURULAN Cumhuriyet Çalışma Grubu ve faaliyetleri,
ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN üyelerinin görevde iken Ergenekon’la bağlantıda oldukları, emekli olduklarında da örgütte ayrı görevlere getirildikleri iddianamede belirtilmiş olup ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN , ülkeyi kendi istedikleri gibi yönetmek için ülkede kaos ortamı oluşturmaya çalıştıkları,bu amaçla suikast dahil her türlü yasadışı yolu yöneldikleri, bu amaçla darbeye zemin hazırlamak ve yürütme organını ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalar yaptıkları anlaşılmıştır. Elde edilen resmi içerikli ve gizli belgelerde , oluşuma CUMHURİYET ÇALIŞMA GURUBU (CÇG) adı verildiği, bu isimle oluşturulan grubun askeri müdahaleye zemin hazırlamak amacıyla, yaptıkları planlara SARI KIZ, AY IŞIĞI, YAKAMOZ ve ELDİVEN gibi kod isimleri verdikleri belirlenmiştir.
Şüphelilerden elde edilen Ergenekon Terör Örgütüne ait örgütsel dokümanların içeriğinde, örgütün TSK içerisinde yer alan yapılanma olarak gösterildiği, ancak,Genelkurmay Başkanlığının cevabi yazısında ERGENEKON YAPILANMASININ ve bu belgelerin TSK’ya ait olmadığı belirtilmiş olup,bu durum örgüt üyesi şüphelilerin söz konusu belgeleri ve planları görev yaptıkları dönem içerisinde gizlice hazırlayarak uygulamaya koyduklarını ortaya koymuştur.
TCK. 314. maddesinde belirtilen Silahlı Terör Örgütü kurup yönetmek ve üye olmak suçunun temadi eden bir suç olduğu, şüpheliler Şener ERUYGUR, Ahmet Hurşit TOLON, Levent ERSÖZ, Hasan Atilla UĞUR ’ve diğer askeri görevlerde bulunmuş kişilerin daha görevdeyken diğer şüpheliler gibi Ergenekon Terör Örgütü üyesi oldukları, emekli olduktan sonra da örgütsel irtibatlarını ve eylemlerini devam ettirdikleri, şüpheli Şener ERUYGUR’un emekli olmadan önce hükümeti devirmeye yönelik eylem ve fiilleri sırasında alınan örgütsel kararlar gereği emekli olunca da aynı eylem ve fiillerini devam ettirmek için Atatürkçü Düşünce Derneğinin (ADD) başına geçirildiği, aynı fiilere iştirak eden şüpheli Ahmet Hurşit TOLON’un da Anadolu Uyanış Hareketi Platformunun başına geçirildiği, örgütsel dökümanlarda yer alan daha önce Veli KÜÇÜK, Doğu PERİNÇEK ve diğer şüphelilerden elde edilen Milli Güç Birliği, Kuvayı Milliye gibi örgütlenmelerin Ergenekon Terör Örgütü adına baskı unsuru ve istihbarat toplama amacıyla kurulup kullanılmasının benimsendiği, ayrıca Milli Güç Birliği ,Kuvayı Milliye isimli örgütsel dokümanda milli mücadele yıllarında kurulan milli derneklerle alakalı olarak çalışmalar yapıldığı, daha sonra CÇG çalışmalarının bulunduğu klasörler içinde alınan kararlarda milli mücadelede görev almış derneklerin aynı isimle kurulup UBP adı altında örgütlenmesi ve milli güç birliğinin tek merkezden yönetilmesi gibi kararlarının alındığı, bu kararlardan sonra tüm Türkiye’de Kuvayı Milliye ve değişik isimde derneklerin kurulup faaliyete geçirildiği anlaşılmıştır.
Şüpheliler Muzaffer TEKİN, Fikri KARADAĞ, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, soruşturma aşamasında ölen Kuddusi OKKIR gibi şüphelilerin kuruluşunda fiilen yer aldıkları ve daha sonra bir suç merkezi haline dönüşen Taner ÜNAL tarafından kurulan VKGB derneği ile yine şüpheliler Fikri KARADAĞ, Durmuş Ali ÖZOĞLU ve İbrahim ÖZCAN tarafından kurulan Kuvayı Milliye 1919 isimli derneğinde Mersinden Diyarbakır’a kadar miting ve provokatif eylemlere katıldığının bizzat bu derneğin tutuklanan üyelerinin beyanlarında anlaşılmıştır. Örgütsel dokümanlar içinde yer alan OLUŞUM isimli belgenin ADD’den de ele geçirilmesi ve o tarihte USİAD başkanı olan Kemal ÖZDEN’in de Ergenekon Terör Örgütü’ne verdiği raporda ADD’nin nasıl ele geçirilmesinin gerektiği ve yönetim şekline ait ayrıntılı bilgilerin bulunması örgütün amacını açıkça ortaya koymaktadır..
Örgütün aldığı kararlarda,Ulusal Birlik Hareketi’nin başına emekli bir generalin geçirileceği belirtilmiş ve bu karar doğrultusunda şüpheli Şener ERUYGUR emekli olmasına müteakip Ulusal Birlik Platformu ve ADD’nin başına geçirilmiştir.
Ayrıca CÇG’nin çalışmasında medya ile ilgili ayrıntılı raporlar hazırlanmış ve yürütme organını otadan kaldırmaya yönelik eylem ve fiillerde medyanın desteği olmadan başarı elde edilemeyeceği belirtilmiştir.
Şüphelilerden Mehmet Şener ERUYGUR, Ahmet Hurşit TOLON, İlker GÜVEN, Tuncay ÖZKAN, Durmuş Ali ÖZOĞLU, İbrahim ÖZCAN, Birol BAŞARAN, Adnan TÜRKKAN, TUNÇ AKKOÇ, LEVENT TEMİZ in doğrudan ve dolaylı olarak dernek sivil toplum kuruluşlarında görevli veya yönetici konumunda oldukları, şüpheli Sinan Aydın AYGÜN Ankara Ticaret Odası başkanı olduğu ve başkanı olduğu odanın tüm imkanlarının ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN faaliyetlerinin kullanımına açtığı,bazı panel ve mitinglerin bizzat ATO sosyal tesislerinde yapıldığı,ayrıca şüpheli Sinan Aydın AYGÜN , şüpheli Levent ERSÖZ ve Hasan Atilla UĞUR la görevli olduğu zamanlarda görüşmeler yaptığı belirlenmiştir.
Ergenekon Terör Örgütü’nün etkisi altında bulunan sivil ve askeri üyeler ile medya ,sivil toplum ve siyasi partilerde bulunan örgüt üyelerinin hepsinin aynı merkezden yönetildiği, alınan kararların aynı anda uygulamaya konulduğu ve tüm birimlerin aynı anda harekete geçirildiği anlaşılmıştır.
Cumhuriyetçi Çalışma Grubu tarafından hazırlanan sunumlar ve şemaların içinde yapılacak tüm eylem ve filler ayrıntılı yazılıp vasıflandırıldığı halde ,Terörle Mücadele edileceğine ilişkin herhangi bir eylem ve faaliyetin bulunmaması da bu oluşumun ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amaç ve faaliyetleri doğrultusunda hareket ettiğini göstermektedir. Soruşturma aşamasında vefat eden Kuddusi OKKIR’ın hazırladığı Devletin Yeniden Yapılanması belgesinde , devlet kurumlarından mafyaya, tarikatlardan orduya ve istihbarata kadar sızılması gerektiği belirtildiği halde, terör örgütlerine sızılması diye bir amacın bulunmaması da her iki belgenin aynı merkez tarafından oluşturulan planların uygulanması için oluşturulduğu ortaya koymaktadır.
Ayrıca ele geçirilen örgütsel dokümanların büyük bir kısmının askeri kişilerin görev yaptıkları askeri kurumlara ait bilgisayarlarda yazılmış olmasına rağmen, Genelkurmay Başkanlığı askeri savcılığından gönderilen inceleme raporunda birçok dijital verinin kayıtlarda bulunmadığı ve bir çoğununda Türk Silahlı Kuvvetlerine ait olmadığının belirtilmesinin, ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN üyelerince büyük bir gizlilik içerisinde çalışmaların yapıldığı ve belgelerin hazırlandığını ve bu belgelerin resme kayıtlara konulmadan örgütün üst düzey yönetici konumunda bulunan şüphelilere verildiği sonucunu ortaya çıkarmaktadır.
Bu belgler incelendiğinde, AKP hükümetiyle alakalı, bakanlar, milletvekilleri ve bürokratları fişleme çalışmalarının olduğu ve bu illegal çalışmalarına legal görüntüsü vermek için resmi kurum belgelerindeki yazışma ve şablon biçiminin kullanıldığı anlaşılmıştır.
Örgütün talimatları ile oluşturulan CÇG ‘nin planlarına uygun olarak,şüpheli Mehmet Şener Eruygur ‘un bazı rektörlere hitaben yazdığı resmi nitelikteki mektupta , bazı gazetelerin köşe yazarlarının işlerine son verilmesinden üniversitelerle işbirliğine kadar bir çok konuda istek ve görüşlerine yer verdiği,bu suretle örgütün,Üniversitelerin kontrol altında tutulması,Rektörlerin yönlendirilmesine ilişkin örgütün stratejisini gerçekleştirmeye çalıştığı anlaşılmıştır.
Mektup içeriğindeki konuların tamamının ,ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN dönemsel gizli toplantılarından bir kısmını oluşturan Cumhuriyetçi Çalışma Grubu devre raporlarında konuşulup karara bağlandığı, adı geçen şüphelinin bu mahiyetteki mektupları değişik birimlerde bulunan kişilere gönderdiği CÇG’nin raporlarından ve dosyada ifadesi mevcut şüpheli Mustafa KOÇ un beyanlarından anlaşılmaktadır. CÇG ‘nin faaliyetlerinin anlatıldığı kısımda bahse konu mektubun içeriği tafsilatlı olarak yazılmıştır.
Yine şüpheli Mehmet Şener ERUYGUR un yaptığı görüşmede bazı örgüt üyelerine yapılan operasyonlardan sonra Atatürkçü Düşünce Derneğine sekreter olan,( Tape No: 6077, 08.04.2008 tarihinde saat:17.53 te.) Nermin…? ile yaptığı görüşmede özetle; Nermin’in “odanızı temizlerken” “Temizledim bazı şeyler buldum efendim gönderilmemiş mektuplar buldum Üniversite rektörlerine” dediği, Mehmet Şener ERUYGUR’un “Atın onları yırtın” dediği, Nermin’in “Atayım mı” dediği, Mehmet Şener ERUYGUR’un “He o şeyle ilgili eski” dediği, Nermin’in “Eski çok eski sizin imzanız var imzalamışsınız ayrıyeten özel kağıdınızıda koymuşsunuz” dediği, Mehmet Şener ERUYGUR’un “biliyorum vazgeçtik ondan sonra gönderelim dedik vazgeçtik” şeklinde yaptığı görüşmeden de Cumhuriyet Çalışma Grubu adına alınan kararların uygulamaya konulduğu ve o tarihten kalan evrakın imha edilmesi için sekreterine talimat vermesi de şüphelinin İlhan SELÇUK ve Doğu PERİNÇEK’in gözaltına alınması ve bazı şahısların tutuklanması üzerine eski dönemde yaptığı illegal işlerle alakalı evrakı kendisinin de göz altına alınma riski sebebiyle imha ettirmeye çalıştığı anlaşılmaktadır.
Şüpheliler Kemal AYDIN, Neriman AYDIN, Durmuş Ali ÖZOĞLU ve İbrahim ÖZCAN’ın birlikte hareket ettikleri, Ergenekon Terör Örgütü yapılanmasının gizli askeri yapılanması içerisinde örgütlenme ve eleman teminine yönelik faaliyetlerde bulundukları , ayrıca Ergenekon Terör Örgütünce istihbarat toplama ,toplumu yönlendirmek ve toplumsal olayları yönetmek amacıyla kurulması kararlaştırılan sivil toplum dernekleri kuruluş ve işleyişine katkı sağladıkları, Durmuş Ali ÖZOĞLU ve İbrahim ÖZCAN’ın Fikri KARADAĞ ile irtibatlı olarak Kuvayı Milliye derneğinin kuruluş çalışmalarına katıldıkları, Durmuş Ali ÖZOĞLU ve İbrahim ÖZCAN’ın aynı zamanda Erkut ERSOY ve VKGB oluşumunun üst düzey yöneticilerinden Ahmet CİNALİ ile irtibatlı olduğu tespit edilmiştir.
Şüpheli Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun , gizli askeri örgütlenme ile görevli Kemal AYDIN, NERİMAN AYDIN’ la irtibatlı olduğu,örgüt üyelerinin bir kısmının yazdıkları kitapları kendilerine ait yayınevlerinde bastırarak satış ve dağıtımını yaptırdıkları,aynı şüphelilerin Neriman ve Kemal AYDIN üzerinden Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ , Ergün POYRAZ ve Erkut ERSOY’la irtibatlarının bulunduğu,yine şüpheli İbrahim ÖZCAN yoluyla sanıklar, Fikri KARADAĞ, soruşturma sırasında ölen Kuddusi OKKIR, Muzaffer TEKİN,Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK , Hüseyin GÖRÜM, Raif GÖRÜM ve Rasim GÖRÜMLE örgütsel irtibatlarının bulunduğu belirlenmiştir.
Mit Müsteşarlığınca tanzim edilen raporda belirtilen İ.P karargah evleri yapılanması benzeri bir yapılanmanın da harp okulu öğrencilerine yönelik olarak şüpheliler Kemal ve Neriman AYDIN tarafından organize edildiği .belirtilmiştir
Şüpheli Kemal AYDIN ve Neriman AYDIN’ın Durmuş Ali ÖZOĞLU’na bağlı olarak, Hamza DEMİRve Ercüment OVALI’nın da yardımıyla Türk Silahlı Kuvvetleri ve Harp Okullarına sızma, örgütlenme ve elaman kazanma faaliyetleriyle doğrudan yönettikleri, Harp Okullarına muhtemelen önceden yerleştirdikleri elemanlar vasıtasıyla, irtibata geçtikleri askeri öğrencileri kendi evlerine veya bu amaçla kiraladıkları evlere getirdikleri, burada evlere gelen öğrencilere ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN fikri ve ideolojik eğitimini verdikleri, bu öğrencilerin değişik zamanlarda işlemiş oldukları suçların ve disiplin suçlarının kaldırılmasına yönelik her türlü işlemi de takip ettikleri, bu amaçla oluşturdukları grubun başına teğmen olarak görev yapan Mehmet Ali ÇELEBİ ve Noyan ÇALIKUŞU’nu görevlendirdikleri, bu şüphelilerin kendi arkadaşlarını da örgüte kazandırmak amacıyla Kemal AYDIN ve Neriman AYDIN’ın yanına getirdikleri ve şüphelilerin yanında, Hasan Hüseyin UÇAR, Eren MUMCU, Yaşar TOZKOPARAN, Önder KOÇ’un kademeli olarak Kemal AYDIN ve Neriman AYDIN’la tanıştırılıp, daha sonra örgüte ait gizli toplantılara katıldıkları, bu şüpheliler tarafından askeri yapının içine dahil edilen teğmen ve harb okulu öğrencilerini havacılık, pilotluk, özel kuvvetler gibi birimlere yönlendirdikleri, askeri yapılanma içinde yer alan örgüt üyeleri arasında yapılan telefon görüşmelerinin dinlememesi ve örgütün deşifre olmaması için şüpheli Mehmet Ali ÇELEBİ tarafından temin edilen ÖZEL HAT tabir edilen telefon hatlarını kullandıkları,şüpheli Mehmet Ali ÇELEBİnin Kemal AYDIN’la olan irtibatlarından rahatsız olan ailesinin ikazlarına rağmen bu kişi ile ilişkilerini devam etttirerek, tutuklanan Kemal AYDIN’ı kurtarmaya yönelik girişimlerde bulunduğu, şüpheli Doğukan YORULMAZ ‘ın askeri okuldan atılmasına rağmen örgütsel faaliyetlerine örgütün talimatları ile okuduğu üniversitede örgütsel faaliyetlerine devam ettiği anlaşılmıştır.
Şüpheliler Mehmet Ali ÇELEBİ ve Noyan ÇALIKUŞU’nun Kemal AYDIN’ın talimatlarıyla Hizbut Tahrir örgütü üyesi olduğu anlaşılan diğer şüpheliler Süleyman SOLMAZ, Kurtça BEKTAŞ, Rıza DEMİR, Mahmut OĞUZ, Rıfat YILDIRIM, Mahmut Oğuz KAZANCI, dan oluşan Hizbut Tahrir örgütü adına faaliyette bulunan grupla irtibata geçtikleri, bu grubun gizli toplantılarına katıldıkları ,grupla alakalı tüm bilgi ve raporları Kemal ve Neriman AYDIN’a ilettikleri,tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde ,başka terör örgütlerine sızma ve bu örgütleri yönlendirme faaliyetlerine devam ettikleri belirlenmiştir.
Dostları ilə paylaş: |