d- -Örgütsel İrtibatları,
Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2007/1536 sayılı soruşturma dosyası kapsamında hakkında dava açılan Halil Behiç Gürcihan’ın Üsküdar ilçesinde bulunan ikametinde yapılan aramada ele geçirilen dokümanların yapılan incelemesinde; (76) ile numaralandırılmış dokümanın Dr.Adil Serdar Saçan tarafından Müdüriyet Makamına verilmiş 24.05.1999 tarih ve K.Ö.39 sayılı dilekçe fotokopisi, (77) ile numaralandırılmış dokümanın Dr.Adil Serdar Saçan tarafından DGM C.Başsavcılığına yazılmış, ÇOK GİZLİ içerikli paraflı resmi yazı fotokopisi, (79) ile numaralandırılmış dokümanın 22.07.2002 tarihli Adil Serdar Saçan (Organize Suçlar şube müdürü), ALPASLAN BİLSEL (Bşk) tarafından imzalanmış X BİLGİ VERME VE GÖRÜŞME TUTANAĞI,(80) ile numaralandırılmış dokümanın Dr.Adil Serdar Saçan tarafından GENELKURMAY BAŞKANLIĞI (İstihbarat Başkanlığına) yazılmış, GİZLİ içerikli, 22.07.2002 tarihli 145/1 sayılı yazı, (82) ile numaralandırılmış dokümanın Dr.Adil Serdar Saçan tarafından Ankara DGM C.Başsavcılığına yazılmış GİZLİ içerikli, 22.07.2002 tarihli 145/1 sayılı yazı, (85) ile numaralandırılmış dokümanın Dr.Adil Serdar Saçan’ın İstanbul DGM. C.Başsavcısı Aykut Cengiz ENGİN’e muhatap 10.07.2002 tarihli 2002/145 sayılı GİZLİ içerikli yazısı,(86-87) ile numaralandırılmış dokümanın, Dr.Adil Serdar Saçan’ın İstanbul DGM C.Başsavcılığına muhatap 16.07.2001 tarih ve 2001/585 sayılı ÇOK GİZLİ yazısının bulunduğu anlaşılmış, Halil Behiç Gürcihan’ a bu resmi yazılar sorulduğunda; “Ben bir araştırmacı yazarım. Bu yazıları o dönemde Fettullah Gülen cemaatinin silahlı bir grubu olduğu yolundaki iddiaların gerçek olup olmadığını araştırıyordum. Bu konuda Polislik geçmişi olduğundan dolayı bilgisi ve görüşleri olabileceğini düşündüğüm, Adil Serdar Saçan ile sohbet ettim. Kendisini emekli olduktan sonra internet aracılığı ile tanıdım. Hatta bir ara benim sitem olan www.açıkistihbarat.com da yazılar da yazdı. Fakat yazılarını düzenli olarak ulaştırmadığı için köşesini siteden kaldırdım. Kendisi ile 5-6 kez yüz yüze görüştüm. 3-4 kez Sultanahmet’teki bürosunda oturup sohbet ettik. Bir keresinde Çemberlitaş’ta bulunan Türkocağı Cafesinde Av. Hanifi Altaş, Oktay Yıldırım ile birlikte nargile içtik. Bir keresinde Üsküdar’da bulanan Asmalı Konakta Kuvvaimilleye.net ,Bekir Öztürk’ün Başkanlığını yaptığı dernek toplantısında karşılaştık. İçeride yaklaşık 50 kişi vardı biz ayrı masalarda oturmuştuk. Kendisi Bana bu olay ile ilgili iddiaları güçlendirebilecek bilgiler verdi, bende bunu belgesiz yazamayacağımı söyleyince bana bu dokümanların fotokopilerini verdi. Bende bu belgeleri ilerde yazdıklarımın kaynağı olarak evimde sakladım” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2007/1536 sayılı soruşturma dosyası kapsamında hakkında dava açılan Veli Küçük isimli şahsın emniyette alınan ifadesinde; “Adil Serdar Saçan isimli şahsı tanıyorum. Kendisi ile bir kez Yeditepe Üniversitesi sahibi Bedrettin Dalan’ı ziyarete gitmiştim orada Bedrettin Beyin odasında karşılaştım. Kendisinin orada ders verdiğini öğrendim ancak konuşmadım, zaten samimiyetimiz de yoktur” Demiştir.
Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2007/1536 sayılı soruşturma dosyası kapsamında hakkında dava açılan Doğu Perinçek’in İstanbul Emniyet Müdürlüğünde alınan ifadesinde 06.02.2008 günü saat:14.59 da EMCET... isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde; Adil Serdar Saçan ile yapılacak bir görüşmeden bahsettikleri, Adil Serdar Saçan'ın "... bak şunu söyle, arkadaş bu Güler Kömürcü söylemiş bunu onu içeri alabilirler haber yolla diye göz altına aldıkları zaman... çıksın aslanlar gibi olayı en iyi göğüslemek öyle olur çıkıp bi açıklama yaptığı zaman bi daha içeri alma falan filan hiçbir şey ihtimal kalmaz yani" "..akıllılık yapıp çıkıp bu çatır çatır ... açıkladığı zaman biz bu göz altına aldık o zaman savcının emri ile takipsizlik kararı verdik hatta belgeleri bile iade ettik bunları açıkladığı zaman falan her şey çöker yani" dediği hatırlatılarak sorulduğunda; “Görüşmenin doğru olduğunu, Adil Serdar Saçan'ın Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü olduğu zaman yaptığı uygulamayı ve sonuçlarını kamu oyuna açıklamasını istediğini, TSK’yı dışarıdan ve içeriden yıpratma çabalarının olduğunu, ERGENEKON soruşturmasının da bütünü ile bu çabalarla bağlantılı olduğunu, soruşturmayı yürütenlerin, Türk Ordusunu gördükleri yerde suç var anlayışı ile yüklendiklerini, TSK ile ilgili her belgeyi bir suç bağlantısı olarak değerlendirdiklerini, generallerle yazışmayı bir suç belgesi olarak gördüklerini, kanunsuz olmanın ötesinde Türkiye’nin savunma gücünü kırmaya katkıda bulunan bilinçli bilinçsiz çabalar olduğunu, bu durumda ERGENEKON soruşturmasının düzmece ve uydurma olduğunun ortaya çıkarılmasının bir vatan görevi olduğunu, 2001 yılında uydurulan ifadelerin hiç bir değer taşımadığı,” şeklinde ifade vermiştir.
Dostları ilə paylaş: |