Şüpheli Noyan ÇALIKUŞU Savcılık İfadesinde; Neriman AYDIN’ı harp okulu 2. snıfı bitirmeye yakın yani 2005 yılında aile dostu M.Ç aracılığıyla tanıdığını, yaklaşık 1 yıl önce Neriman AYDIN’ın evinde sosyal ilişkiler çerçevesinde konuştuklarını ayrıca telefonla da görüştüklerini, Ercüment OVALI ile Neriman AYDIN ‘ın evinde oturup sohbet ettiklerini, Kara Harp Okulunda bir subay adayı olarak Ankara'da bulunmasından dolayı Neriman ve Kemal Aydın ile irtibata geçtiğini, daha sonra askeri öğrencilik hayatı boyunca ve bu zamana kadar kendileri ile sosyal münasebetler dâhilinde ilişkilerini devam ettirdiğini, Neriman Aydın'ı annesi gibi bildiğini üzerinde çok emeği olduğunu, Yaşar TOZKOPARAN ile de Neriman AYDIN’ın evinde bir kere beraber kaldıklarını, Neriman AYDIN’ın evine genellikle her hafta sonu gittiklerini, kendisini bilge bir kişi olarak bildiği için sorunlarını da ilettiklerini, ifadesinde Genelkurmay Başkanlığına bu sorunları ilettiğini söylemesinin sözünün dinlendiğini terör örgütüne adam toplamadığını gösterdiğini, Neriman Aydın'ın bazı şeyleri bilmemesinin iki kardeş arasındaki kimin neyi ne kadar bilmesi gerekiyorsa o kadar bilgi verildiğinden kaynaklanıyor olabileceğini,
18.09.2008 günü saat 10.26'da Neriman Aydın ile yaptığı görüşmede; Neriman’ın "Teyzem, Haticeyle ben konuştum. Yusuf beye ulaşmaya çalışacak." dediği, Noyan’ın "Tamam, üniformalı mı gideyim Neriman teyze yoksa" dediği, Neriman’ın "Yok sivil git sivil git. Fotoğrafını falan çekerler Allah korusun, sivil git teyzem." dediği, onun "Tamam. Peki ben ne konuşayım onlarla yani, dostuz, arkadaşız." dediği, Neriman'ın "Tabi ki, aile dostuyuz yani. Bundan başka, M. amcam vasıtasıyla tanıdığımız Selçuk’a seyahate geldiklerinde tanıdığımız dostlarımız, aile dostu olduk. Sonra, diğer arkadaşımı da ben amcamla tanıştırdım, sık sık evlerine gideriz yatarız, annesi annemdir, Neriman hanım teyzemdir, yani bütün yaşananlar, bunlar, Kemal bilge bir insandır. Biz Kemal amca, amca dediğimiz can insandır, sadece biz." dediği, onun "Sohbetleri, sohbetleri filan şey eder mi böyle, ne konuşurdunuz der mi?" dediği, Neriman'ın "Tabi, bütün dünyayı konuşuruz, danışırız bütün dünya hadiselerini" dediği, onun "Mustafa Kemal öğretir bize" dediği, Neriman’ın "Öğretir deme, Mustafa Kemal’i konuşuruz, dünyayı konuşuruz, dünyayı konuşuruz, tamam? Öğretmek değil de hani konuşmak, sohbet etmek, soru sormak. Zaten bunlar, gerçek olan bunlar. Başka bir şey değil. O bilge bir insandır, yani evet, başka bir şey de yok zaten. Biz kendilerinde kalırız, onlar bizim evimizde kalırlar, bunlar zaten yaşanan şeyler tamam mı. Harp Okularıyla ilgili sorabiliriz biz, Harbiye öğrencisiydik onunla tanıştığımızda, tabi ki biz sorarız, genç insanlarız yani." dediği, onun "Ben öyle fazla Mustafa Kemal’in askeri falanız demiyim değil mi?” dediği ve Neriman’dan ne şekilde ifade vermesi gerektiğine ilişin sorular sorduğu konuşma metni okunup sorulduğunda; Mustafa Kemal'in askeriyiz ibaresinin yanlış anlaşılıp başka bir anlam çıkarılabileceği için söylememesi gerektiğini düşündüğünü, 18.09.2008 günü saat 10.28'de yine Neriman Aydın ile yaptığı ve önceki görüşmenin devamı niteliğindeki telefon görüşmesinde; "Tamam, fazla Mustafa Kemal’in askerleriyiz falan demiyeyim." dediği, Neriman'ın "Deme, hayır hayır hayır, gayet normal." dediği, onun "Bir de orduevinde benim şey vardı, bir tane defterim vardı, o sürekli not aldığım defter." dediği, Neriman'ın "Onu götürme" dediği, onun "Onu, arama yaptılarsa, arama yapıyorlarmış herhalde şu an." dediği, Neriman'ın "Arama yapmazlar, sen tanıksın sanık değilsin. Başka sim kartın var mı? Bu sim kartını at, de ki, şunu kullanıyorum de.” dediği, onun “Başkasının H.’ın üstüne kayıtlı ama." dediği, Neriman'ın "Olsun, şimdi sen bu telefon simini çıkarıp atıyorsun, öbürü öbürünü takıyorsun tamam. Bunu hemen yok et." dediği, onun "Tamam başkasına, başkasına vereyim şu an, tamam." dediği ve aleyhlerine delil olabilecek verileri kaybetme taktikleri aldığı görüşme metni okunup sorulduğunda; bu görüşmede imha edilmek istenen sim kartın Eskişehirli olduğunu hatırladığı H.Ü.'a ait olduğunu, görüşmenin o andaki psikolojik durumları nedeniyle yaptıkları bir görüşme olduğunu, 18.09.2008 günü saati 11.20'de Neriman Aydın ile yaptığı görüşmede; "Neriman teyze bu şimdi telefonlarla ilgili telefonun kayıtlarıyla ilgili falan çıkarsa ne yapayım ne diyim?" diye sorduğu, Neriman'ın "Bunu mu kullanacaksın öbür sim kartını mı, hangi numaranı vereceksin? Sen bi kapat sen bi kapat, ben başka numaradan arayım seni." dediği konuşma metni okunup sorulduğunda; telefonlar, görüşmeler dinlendiği için yapılmış görüşmeler olduğunu, 18.09.2008 günü saat 11.21’de Neriman Aydın ile yaptığı görüşmede; Neriman'ın "Bak şimdi ne yapacan biliyor musun o zaman teyzecim. Bu numarayı değil o numarayı vereceksin. Yeni hattı yani o numarayı kullanıyorum diyeceksin. Daha önce 505 kullandım attım, bilmiyorum numaramı. Bunu verirsen bunu verirsen, burdaki konuşmaların tamamını dökecekler teyzem. Ama bu simini de bu simini de yok et. Olur telefon götürme ama, numaran dedikleri zaman da işte bir numara ver. Bu numaranı verme, bu numaranda çok kayıtlı şey var şimdi." dediği, onun "Doğru, kayıtlı çok şey var, yalnız bu telefon numarası da bizim şeye kaydı, işte Eskişehirli var ya." dediği, Neriman’ın "Hadi teyzem, götürme telefonunu." dediği konuşma metni ile aynı gün saat 11.26'da Neriman ile yaptığı görüşmede; Neriman'ın "Bu telefonu ne yapıyorsan yap ama bu numarayı verme sakın" dediği, onun "Yok yok, tamam Neriman teyze tamam." dediği, Neriman'ın "Hadi teyzem, çünkü bak seninle bu konuşmalarıma istinaden gelir beni de alırlar çünkü. Bu, bunlar bu telefonda kayıtlı, şimdi gelir beni de alırlar." dediği konuşma metni ve yine aynı gün saat 11.27'de Neriman ile yaptığı görüşmede; Neriman'ın "Sen sen, akıllı bir çocuksun. Yani dostluk dışında bir şey yok zaten teyzecim biliyorsun. Ayrıca da yüksek mahkemeye bizim şahitliğimiz var diyeceksin, şahitlik talebimiz var. Ama bu numara bu numara, son derece tehlikeli şu numara." dediği, onun "Eski numaramda da yalnız bazı şeyler olabilir, kullanmıyorum" dediği, Neriman'ın "Olsun, ama bunun ama bunun kadar değil. Yusuf beyin telefonunu aklında tut, avukatımı istiyorum de tamam mı. Avukat gelmeden de konuşma sakın. He savcılıkta ver ifadeni. İfadeni savcılıkta ver, şeyde verme bak, Yusuf bey sana ulaşmadan ifade verme. Ama şu numaranı lütfen verme." dediği, onun "Yok yok, onu şimdi imha ederim birazdan." dediği konuşma metni birlikte sorulduğunda; genç yaşta gözaltına alınmasının verdiği sıkıntıyla ilgili olduğunu, 18.09.2008 günü saat 12.46'da Neriman Aydın’a gönderdiği "Teyzecim paşayla görüştüklerimizi söyleyim mi savciya" mesajı okunup sorulduğunda; M.B. paşayla yaptığı görüşmeyi anlatıp anlatmayacağını Neriman Aydın’a sorduğunu, onun doğru olmayacağını söylediğini ancak avukatıyla yaptığı görüşmede paşayla yaptığı görüşmeyi anlatmasının doğru olacağı söylendiği için burada anlattığını, Lüleburgaz Orduevi 109 numaralı odasında yapılan aramada bulunan "Kayhan Yapı Malzemeleri" antetli ajandanın yapılan incelemesinde ajandada yazılı "Kemal amcam bu işe 4 kişi başladı. Onunla Neriman teyzeme saldırmadılar. Ercüment ağabeyle Hakan abiye saldırdılar. Ercüment abi sınıfı geçti, Hakan abiyi satın aldılar. Halbuki yetenekliydi, ama ruh lazım.” şeklindeki not okunup sorulduğunda; Kemal Aydın’ın insanlara Mustafa Kemal ilmini anlatmaya tam olarak hatırlayamadığı bir tarihte 4 kişiyle başladığını, bunların Neriman Aydın, Ercümen Ovalı ve H. E. olduğunu ve notun bunlarla ilgili olduğunu,