Şüphelinin eylemine uyan TCK’nun 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nun 53, 58/9, 63 maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
a-Savunmaları, Emniyet beyanında;
Milletin Sesi Gazetesi’nde muhabir olarak çalıştığını, 1980 yılında Erzurum ilinde doğduğunu, ilk orta ve liseyi Erzurum ilinde bitirdiğini, liseden sonra basın sektöründe çalıştığını, halen askere gitmediğini, tecilinin devam ettiğini, babasının vefat ettiğini, annesinin sağ olduğunu, aynı anne ve babadan olma üç kardeş olduklarını, pasaportunun bulunmadığını, bir defa Azerbaycan’a gittiğini, halen muhabirlikten aldığı para ile geçimini sağladığını, ayrıca annesinin maaşının olduğunu, başka gelirinin bulunmadığını, Anadolu Basın Kulübü ve Doğu Anadolu Basın Cemiyeti’ne üyeliğinin bulunduğunu, arkadaşı Kürşat adına kayıtlı 0538 270 57 68 numaralı hattı yaklaşık 2 yıldır kullandığını, bir dönem kullandığı ve kendi adına kayıtlı bir başka hattın da 0538 329 22 33 numaralı hat olduğunu ancak bu hattı bir dönem kullandıktan sonra kapattığını, başka kullandığı hattının bulunmadığını beyan etmiştir.
Şüpheliye, 01.07.2008 günü yapılan operasyonlarda yakalanan şahısları tanıyıp tanımadığı, tanıyor ise aralarında ne tür bir ilişki olduğu yönünde soru sorulduğunda; Neriman AYDIN ve Kemal AYDIN isimli şahısları 1 yıl kadar önce Ankara’da tanıdığını, O dönemde babasının Erzurum’da kanser tedavisi gördüğünü, Babasının iyileşme umudunun olmadığını doktorlar söyleyince bu hastalığın kök hücre tedavi yöntemiyle tedavi edilebileceklerini söylediklerini, kendisinin de bir araştırma yaptığını, Bunun dünyada belli başlı ülkelerde olduğunu ve maliyetinin yüksek olduğunu öğrendiğini, Daha sonra ülkemizde bu işi kim yapar diye arayışlara girdiğini ve Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesinde bu konuda çalışan Ercüment OVALI isimli bir doktorun olduğunu öğrendiğini, Ercüment OVALI’ ya ulaşabilmek için bu şahsı tanıyan insanları aramaya başladığını, Tanıdıkları vasıtasıyla Ercüment OVALI’ya ulaşabilecek kişi olarak Neriman AYDIN ve ağabeyi Kemal AYDIN’a ulaştığını, Neriman AYDIN’a ulaştığı an babasını kaybettiğini, 8-9 ay kadar önce Siyami YALÇIN ile Ankara’ya gittiklerinde Neriman AYDIN ve Kemal AYDIN’ın evlerine gidip 15 dakika kadar görüştüklerini,
Şüpheliye 01.01.2008 günü saat 10.30 sıralarında Ayhan isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde geçen; “o sırada yayın yapılmasının sakıncalı olduğu belirtilen kişiler ve olayın ne olduğu, kendisine getirilecek CD’nin ne olduğu, halkın uyarılmasından neyin kastedildiği” sorulduğunda: “Ayhan isimli şahıs Milletin Sesi Gazetesi’nin sahibi olan Ayhan KÖSEOĞLU isimli şahıs olduğunu, Erzurum’a gelen yabancı bazı misyonerler ile ilgili olarak duyum geldiğini, kendisinin de bunun ile ilgili olarak Ayhan ile görüştüğünü, Bu şahısların jandarma bölgesinde olduğunun haberi üzerine bu konuda bilgi alış verişi yaptıklarını, Kendisinin patronu olduğunu, Bu şekilde aralarında bilgi akışı olduğunu, kendisine bu haberi veren şahıslar CD’yi getirmediklerini, Bu görüşmenin bu konu ile ilgili bir görüşme olduğu, şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 02.01.2008 günü saat 09.48 sıralarında Kürşat isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde geçen “mektup”un ne olduğu sorulduğunda:
“Kürşat ….? isimli şahısın arkadaşı olduğunu, Kendisini zaman zaman aradığını ama telefonuna cevap vermediğini, ve kendisine bir mektup gönderip bir kırgınlığının olup olmadığını sorduğunu, sonrasında Kürşat’ın telefonla kendisini ardığını ve mektubun ne olduğunu sorduğunu, Bu telefonla ilgili bir görüşme olduğu,” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 15.01.2008 günü saat 17.27 sıralarında Ahmet Erdem isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde geçen “ akşam yemeğine gitme” ile ilgili soru sorulduğunda:
“Ahmet ERDEM isimli şahıs babasının arkadaşı olan bir şahıs olduğunu, Ahmet ERDEM’in şu an ne iş yaptığını hatırlayamadığını, Ahmet ERDEN’in kendisini yemeğe götüreceğini, Bu konuyla ilgili yaptığı bir görüşme olduğu,” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 16.01.2008 günü saat 18.16 sıralarında Oğuzhan isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde geçen “Komutanım bugün şey oldu işimiz düzeldi yarın şey yapıcaz haberi” ifadesi ile ilgili sorulduğunda;
“Kendisinin muhabir olarak çalıştığını, Asker ve polis olayları bültenleri getiren kişileri tanıdığını, Bu şahısında jandarma olayları bültenini getiren bir şahıs olduğunu, Bir olay ile ilgili olarak yaptığı görüşme olduğu,” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 18.01.2008 günü saat 16.59 sıralarında A.E isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi geçen “fotoğraflar ve akşamleyin çay içme ile ilgili olarak” soru sorulduğunda:
“Görüşmede geçen fotoğrafların eski Erzurum ili fotoğrafları olduğunu, Ahmet ERDEM’inde babasının arkadaşı olduğu, Kendisi ile zaman zaman görüşmelerinin olduğu,” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 21.01.2008 günü saat 12.05 sıralarında Ahmet isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi geçen “cezaevindeki üç kişinin açlık grevi ile ilgili yapılan haber ve o gün DTP’nin basın toplantısı yapmak istediği ve komutanın bundan haberinin olup olmadığına” ilişkin soru sorulduğunda;
“Ahmet …..? İsimli şahıs jandarma da haber aldıkları kişilerden biri olduğunu, kendisinin muhabir olarak çalıştığı için bu şekilde polis ve jandarmada bazı dostlarının olduğu, Bu kişiler aracılığı ile haber aldığını ve haber yaptığını, Bu konu ile ilgili görüşme olduğu,” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 08.02.2008 günü saat 20.11 sıralarında Ahmet isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde geçen “çay içme ve dağda buluşma” ilgili olarak soru sorulduğunda;
“Bu şahıs Jandarmada askeri yetkili bir şahıs olduğunu, Komutanın Erzurum Palandöken dağında askeri yerleri olduğu, Buraya gideceğini söylemesi üzerine orada buluşmayı teklif ettiğini ve orada buluştuklarını, Bu konuyla ilgili bir görüşme olduğunu, Yeni bir kayak takımı aldığını ve ilgisini çekeceğini söylediğini, şey’in de bu olduğu” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 22.02.2008 günü saat 13.14 sıralarında Ahmet isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde geçen “iletilecek bilgi”, “bu bilginin internete verilmesi ve haberin içeriğine” ilişkin soru sorulduğunda;
“Ahmet isimli şahıs jandarmadan kendisine haber yazması için bilgi veren şahıslardan biri olduğu, Erzurum’un Karayazı ilçesine bağlı Abdurrahman Köyünde bir terörist cenazesinin defnedildiğini, Halkın bu cenazeye ilgi göstermediği, sadece imam ve ölenin ailesinin katıldığı için kendisinden haber yapmasını istediğini, Bu konuyla ilgili bir görüşme olduğu, şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 01.03.2008 günü saat 22.27 sıralarında Murat isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde Murat’ın “Bunlara yarın girecek misiniz?” diye sorduğu, şüphelinin de “öyle bir haber gelmedi.” “O zaman biz bir kaç üniversiteli arkadaşla konuştuk da” “bu yurt sever gençlik hareketine şey yapacaklar herhalde bunlar”, “tamam ha ne yapalım diyorsunuz” dediği, Murat’ın da “yarın gitcek misiniz gitmiycek misiniz diye” dediği, şüphelinin de “biz çağrılmadık abi”, “abi istiyorsan bir uğrarız” şeklinde konuşmaları üzerine bu telefon görüşmesini açıklaması istendiğinde:
“Görüşmenin konusunun Bir önce DTP genel başkan yardımcısının katıldığı il başkanlığı seçiminin haberini yaptıklarını, Murat isimli şahısın ya asker ya da polis olabileceğini, Bu şahısın kendisinden orada bulunan şahısların fotoğraflarını istediğini, Bunun ile alakalı bir görüşme olduğunu,” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 08.03.2008 günü saat 22.42 sıralarında Siyami isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde geçen “Balkanlar”, “PKK bağlantısı” ve “iptal ettirme” gibi konuların ne olduğu sorulduğunda:
“Görüşme yaptığı şahısın Siyami YALÇIN isimli şahıs olduğu, Siyami YALÇIN’ın bazı şahısların ihale aldığını ve bu şahısların PKK’lı olduğunu söylediğini, kendisinin de PKK’lıların ihale alamayacağını söyledigini, bu olayı gerekli yerlere ileteceğini söyleyip onu teskin ettiği bir görüşme olduğu, ” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 15.03.2008 günü saat 22.20 sıralarında Kürşat isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesindeki konunun ne olduğu, konuştuğu kişiyi niçin “Erzurum Jandarma İstihbarat Şube Müdürü” olarak tanıttığı sorulduğunda:
“Kürşat isimli şahıs yukarıda izahını yaptığını söylediği, arkadaşı olan bir şahıs olduğu, Bir yakınının Tunceli Mazgirt ilçesinde jandarma tarafından yakalandığını ve niçin yakalandığını öğrenmesini istedigini, kendisininde tanıdıklarını aradığını ve bu şahsın neden yakalandığını öğrenmelerini rica ettiğini ve yaralama suçundan yakalandığını öğrendiğini, kendisinin de Kürşad’a haber verdiğini, Bu konu ile ilgili olduğunu,” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 27.03.2008 günü saat 05.44 sıralarında Siyami isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde geçen Vezçi Çakmak’ın kim olduğu ve aralarındaki ilişkinin ne olduğu sorulduğunda:
“Fevzi ÇAKMAK isimli şahıs Siyami ağabeynin arkadaşı olduğu, Bu şahsı tam olarak hatırlayamadığını, ama yakalamasının olduğunu bunu kendisinden öğrenmesini istediğini, bu konuyla ilgili bir konuşma olduğu” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 27.02.2008 günü saat 17.03 sıralarında Kadir isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde geçen “Enver isimli beden eğitimi dördüncü sınıfta okuyan bir öğrenci” ile ilgili yapılan telefon görüşmesinin içeriği sorulduğunda:
“Görüşmede ismi geçen Kadir isimli şahsın kendisinin hahasının oğlu olan Abdülkadir PİRİMOĞLU isimli şahsın olduğunu, Enver isimli şahsın üniversitede okuyan bir şahıs olduğunu, Bu şahsı babasından aşırı derecede fazla para istemesi nedeni ile ailesinin kendisinden bu şahsı araştırmasını istediğini, Bu konu ile ilgili bir görüşme olduğu,” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 01.02.2008 günü saat 12.18 sıralarında Siyami isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde Siyami’nin “Ne ediysen sen jandarmada akşama kadar” diye sorması üzerine şüphelinin de “abi bi iki ay sonrasına yatırım yapıyorum haber mabere yatırıyorum ondan sonra adamlarla diyaloğumu geliştiricem da uğramasan olmi hiç” “ben şimdi gidecem Cuma astsubayımla buluşmaya” dediği, Siyami’nin de “hadi bak da bana bi haber ver Murat” şeklindeki konuşmanın içeriği sorulduğunda:
“kendisinin muhabir olarak çalıştığını, Emniyete ve Jandarmaya gitmediğinde bu şahıslardan haber alamayacağını, Bu nedenle ilişkilerini iyi tutmaya çalıştığını, bu konu ile ilgili görüşme olduğu,” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 29.01.2008 günü saat 17.26 sıralarında Kürşat isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde geçen “şüphelinin Erzurum’un çeşitli ilçelerindeki kaymakamları tanıdığı ve kedisine ihalesiz iş temin etme konusunda kolaylık sağlayacakları konusunda söz verdikleri, 600–700 milyarlık iş verecekleri” hususlarına ilişkin soru sorulduğunda,
“Köylere hizmet götürme birliğinden bazı şahıslar kendisine ihale alıp almayacaklarını sorduğunu, kendisinin de araştıracağını söylediği, Ondan sonra bu görüşmenin böyle kaldığını, fakat bir araştırma yapmadığını, Bu görüşmelerinin de aşırı derecede abartılı olduğunu, Kürşat’ın gözünde nüfuzlarını güçlü göstermek için yaptıkları görüşmeler olduğu, Böyle bir nüfuzunun olmadığı” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 05.03.2008 günü saat 00.16 sıralarında Gürsel isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde geçen “sözleşme ile üç tene adam alacağız da”, “şimdi benim askeriyeyle aram iyi ya onlarla diyalogum kesilmesin diye özel haber çalışıyorum” şeklindeki ifadelerle neyi kastettikleri sorulduğunda:
“Bu görüşmede Gürsel isimli arkadaşının kendisine TRT’ye eleman alınacağını haber verdiğini, bununla ilgili bir görüşme olduğu,” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 04.03.2008 günü saat 21.13 sıralarında Ayhan isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde Ayhan’ın “…şey bak Genelkurmay açıklama yaptı son dakka” “bu Genelkurmaya yapılan şeyle ilgili onu indir yarın sür manşetten”, “Genelkurmay anlamsız hazırlığı olarak hedef yapılyo diyo Genelkurmay hani bugünkü partileri martileri eleştiri ..” “onları ... eleştirmiş internette minternette .... son dakka verildi yarın onu manşetten ver.” “gasteyide şeye ver askeriye ye gönder” şeklindeki konuşması ile neyi kastettiği sorulduğunda:
“Ayhan isimli patronunun kendisinin Genelkurmay’ın intermet sitesinden haberi almasını ve aynen haber yaparak askeriyeye göndermesini istediği, Bu konuyla alakalı bir görüşme olduğu,” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 15.03.2008 günü saat 21.50 sıralarında Kürşat isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde geçen “damadın adı Yaşar tamam mı?, Yaşar’dan dolayı arıyor aramışlar damadı, arkadaşım de tamam mı?”, “bi öğren bakalım neymiş ona göre müdahale edelim” şeklindeki konuşma içeriği sorulduğunda:
“Tunceli Mazgirt’te meydana gelen yaralama olayı ile ilgili olarak yaptığı bir görüşme olduğu,” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 27.03.2008 günü saat 13.03 sıralarında Ahmet Erdem isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde şüphelinin “Abi sana çok önemli bir müjde verim mi?” “başlama yazısı geldi” “şimdi ordayım” “şimdi burda.... yanına gelyorum” dediği, Ahmet’in “iyi hadi bakalım hayırlısı olsun” dediği sorulduğunda:
“TRT kurumuna başlama yazısıyla alakalı yaptığı bir görüşme olduğu ” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 29.01.2008 günü saat 16.03 sıralarında Siyami isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde geçen “ Polis Okulu”, “ihale” ve “sahte imam” ile ilgili bilgi vermesi istendiğinde:
“Görüşmeyi yaptığı günün yayımlamakta oldukları gazetede yayımlanmak üzere Erzurum Polis Okulu’ndan bir ihale ilanı geldiğini, Bunu öğrenince ihale işleri takip ettiğini bildiği, Siyami YALÇIN’ı arayıp “Konuyla ilgilenir misin” diye sorduğunu, Kendisininde “Bakarız, nasıl alınacağını tam öğren” diye cevap verdğini, Ancak işlem yoğunluğu nedeniyle bu konuda araştırma yapmadığını, Siyami YALÇIN’ın da bu ihaleye girmediği. Görüşmenin bu konuyla ilgili olduğu,” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 09.03.2008 günü saat 19.37 sıralarında Erdal isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde geçen “petrol işi”, “mahalle başında bir silah”, “750 milyon değerindeki keleş fiyatı” gibi konular sorulduğunda:
“Bu görüşmeyi Erzurum’da emlakçılık yapan ve çalıştığı gazeteye sık sık gelip giden soyadını bilmediği Erdal…? İsimli şahısla yaptığını, Erdal…? İsimli şahısla daha önce yaptığı görüşmelerde oturduğu mahallede aleni silah satışı yapıldığını, bunu haber yapmalarını istediğini, Görüşme yaptıkları gün de Erdal’ı telefonla arayıp “Abi yarın için manşetimiz yok, daha önce bana anlattığın konular hakkında bir araştırma yap, bunu haber yapalım” dediği” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 10.06.2008 günü saat 18.23 sıralarında Sakıp isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde şüphelinin “Abi yani telefonda çok açık konuşamıyorum biliyorsun” “netleştiriyoruz bi iki işinde problem çıkmış herhalde onlara yoğunlaşmış” “Ben dedim ki abi bi işimiz var bunu halledersek hepimiz düzlüğe çıkacağız sana ihtiyacım var dedim” “Ne dedi üstü kapalı olarak söyledi dedim ki abi bizim ordan Ankara, İstanbul’a legal olmayan yani legal olan bi çuvallar gidecek kamyonlan bunu nasıl ayarlarız dedi nerelerden geçmesi lazım dedi Erzurum’a kadar mı yoksa buraya kadar mı oraya kadar dedim dedi ki o konuyu halledecek şeyimiz var dedi durumumuz var” “önümüzdeki hafta abi bana haber verecek” dediği, Sakıp’ın “diğer mevzularla ilgili ne konuşmak istiyorsa otururlar kafa kafaya konuşurlar zaten” dediği, şüphelinin “bu pazar gidebilme ihtimali var pazar veya pazartesi” “pazar günü benim üniversite sınavım var” “pazartesi hafta içi olduğu için Gürsel abi ile konuşacam” dediğinin tespit edilmesi üzerine bu telefon görüşmesinin içeriğini açıklaması istendiğinde:
“Görüşmeyi Erzurum’da pazarlamacılık yapan sahte imam lakaplı Sakıp…? isimli şahısla yaptağını, Görüşme yaptıkları şahıs toz şekerin fiyatının Van’da çok ucuz olduğunu “burada ucuz şeker alıp, götürüp batı bölgelerinde satalım” şeklinde teklifte bulunduğu, Sonuçta her ikisininde parası olmadığı için bu işi yapamadıklarını, İşin konuşmada kaldığını, Türkiye’deki her şeker fabrikasında toz şekerin çuvalı 89 YTL. Van’da ise 22 ABD doları olduğunu daha sonra öğrendiğini, Ancak bu şekerin Van’a nereden ve ne şekilde geldiğini bilmediğini, Görüşme yaptığı şahıs kendisine bu işi yapmak için teklifte bulunduğu ancak paralarının olmadığı için işi yapamadıklarını, Görüşme esnasında yanında biri olduğu için açık konuşamadığı için telefonla görüşmesi gerektiğini söylediği,” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 29.01.2008 günü saat 15.27 sıralarında Sema isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde geçen “yurtta kalan kızla ilgili gelişme olduğu, bunun telefonda anlatılamayacağı”na ilişkin konuşma hatırlatıldığında:
“Görüşmeyi Aşkale Gazetesi’nde çalışan Sema…? İsimli gazeteci olan arkadaşıyla yaptığını, Sema…?’nın geçirdiği rahatsızlık nedeniyle hastanede yattığı sırada daha önce yurtta kalan 14-15 yaşlarındaki bir kız çocuğun okula gitmediğinden bahsettiğini ve bukonuyu takip etkesini söylediğini, Konuyla ilgili araştırma yaptığını ve bahsedilen kızı bulduğunu, Bu kızın okula gitmediğini ve gençlerle gezdiğini öğrendiğini, bu konuyu Sema isimli şahsa anlatmak için yüz yüze konuşmak istediğini,” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 08.02.2008 günü saat 12.41 sıralarında Ayhan isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde geçen şüphelinin “he bide senle görüşeceğim konu telefonla konuşulmayacak kadar çok önemli sabah bi haberdeydim” “bunu nasıl yaparız diye epey bi isim var bi çoğunu sen tanıyorsun bağlantılar falan derin akşama doğru özel bi vakit ayırda konuşalım onu” dediğiniz, Ayhan’ın da “Tamam onu o zaman Pazartesi manşet yaparız eğer sağlam haberse” dediğinin tespit edilmesi üzerine bu hususun sorulması üzerine:
“Görüşmeyi patronu olan Ayhan Köseoğlu ile yaptığını, kendisinin yaptığı bir haberin kendi çalıştığı gazetede yayımlanmadan başka bir gazetede yayımlandığını gördüğünü, bunun için sitem edip patronuyla görüşmek istediğini, Bu konuyla ilgili görüşme olduğu,” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 08.02.2008 günü saat 13.37 sıralarında Y.A isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde geçen şüphelinin “ne zaman geliyorsun” dediği, Y.A’in “ne oldu hayırdır pazartesi gelcem”, “ne oldu söyle söyle.. söyle” dediği, şüphelinin “yok yok telefonda olmaz ben seni arayım biraz sonra” dediği, Yüksel’in “ne hakkında” dediği, şüphelinin “benimle ilgili” dediğinin tespit edilmesi üzerine bu telefon görüşmesinin içeriği sorulduğunda:
“Görüşmeyi Erzurum’da inşaat ve emlakçılık yapan Yüksel Aktaş ile yaptığını, Borç para isteyeceğini, bunu da yüz yüze görüşerek yapmak istediğini, Bununla ilgili görüşme olduğu,” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 11.03.2008 günü saat 11.12 sıralarında Siyami isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde Siyami’nin “bir gelişme var mı”, “tamam bir gelişme oldu mu bana bilgi aktarırsan sevinirim” dediği tespit edilmesi üzerine:
“Görüşmeyi Siyami Yalçın ile yaptığını, Halı saha maçı yapacaklarını ve adam toparlamaya çalıştıklarını, Bununla ilgili görüşme olduğu,” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 11.03.2008 günü saat 11.52 sıralarında Siyami isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde şüphelinin “bi abimle çay içmeye gelecez uygun” dediği, Siyami’nin “tamam başka bir yerlerde görüşek burası müsait değil” dediği, şüphelinin “tamam abi bi yarım saat sonra şey yaparız döneriz sana” dediğinin tespit edilmesi üzerine bu husus sorulduğunda:
“Görüşme esnasında kendisinin yanında amcasının oğlu olan ve Siyami Yalçın’ın asker arkadaşı olan Selçuk Avar’ın yanında olduğu, Selçuk Avar ile birlikte Siyami YALÇIN’ın yanına gitmek istediklerini, Ancak o sırada başka bir yerde misafir olarak bulunduğunu ve kendilerini misafir olarak kabul edemeyeceğini söylediğini, Bununla ilgili görüşme olduğu,” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 16.03.2008 günü saat 19.43 sıralarında A.E isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde şüphelinin “abi Yüksel’den konuştum”, “Yüksellen Yüksel pazartesi günü öğleden sonra bi şeyleri yapyor ..... Ayhan’dan da konuştum Ayhan da yarın akşam Yakup bun yanına dedi perşembe günü gelcem bi bakım Yakup ne diyor dedi ben dedi biraz daha .... bekleyim canım çok sıkındı Ahmet abiye karşı onları bu hafta biticek sen ne yapyorsun” dediğinin tespit edilmesi üzerine soru sorulduğda:
“Görüşmeyi babasının arkadaşı olan A.E ile yaptığını, Patronunun kardeşi olan Yakup Köseoğlu, A.E’den borç para alıp zamanında ödeyemediğini, Görüşmenin bununla ilgili olduğu,” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye 23.03.2008 günü saat 19.11 sıralarında A.E isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde şüphelinin Ahmet’in “tamam ben orya bi gelim ondan sonra beraber bi görüşmemiz lazım senden” dediği, şüphelinin “tamam abi” dediği tespit edilmesi üzerine sorulan soruya:
“Görüşmede ismi geçen Deniz…?’in kendisinin kız arkadaşı oldğu, Yakup Köseoğlu ile ilgili yaptığı bir görüşme olduğu.” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye ikametinde yapılan aramalarda Murat Dikkaş ve Hakan Erdem isimlerine düzenlenmiş kartvizitler bulunması üzerine isimleri geçen şahısları tanıyıp tanımadığı, tanıyor ise aralarında ne tür ilişki olduğu sorulduğunda:
“Murat DİKKAŞ’ın Erzurum Orduevi Müdürü iken geçen yıl Ankara’ya tayin olduğunu, Orduevine gittikleri için kendisiyle görüştünü, kendisinin gazeteci olduğu için aldığı kartvizitlerden birisi olduğu, Hakan ERDEM’in Ankara’da avukat olduğu ve ailece görüştüğü bir kişi olduğu” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye ikametinde yapılan aramalarda Ahmet Fatih Işık ve Ertan Karataş isimli şahıslara ait nüfus cüzdanı fotokopiler bulunması üzerine bu şahısları tanıyıp tanımadığı, tanıyor ise aralarında ne tür bir ilişki olduğu sorulduğunda:
“Ahmet Fatih IŞIK’ın MSB Erzurum İç Tedarik Bölge Başkanlığında sivil memur olarak çalıştığı, Ertan KARATAŞ isimli şahısında aynı yerden emekli olduğunu, Her iki şahısında kışın palandöken Gondıl Life hizmetlerinden ücretsiz faydalanmak amacıyla ücretsiz kart çıkartması için kendisine kimlik fotokopilerini verdiklerini, Bu fotokopilerinde evinde bulunduğunu” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye ikametinde yapılan aramalarda 03.11.2004 tarihli DYP il merkezi Başkanlığı’na hitaben 12 Mart mesajı analiz gazetesi ibareli 25 milyon liralık fatura bulunması üzerine bu faturanın içeriği hakkındaki bilgisi sorulduğunda:
“Seçim döneminde çıkarılan Analiz Gazetesinde yayımlanmak üzere DYP’nin İl Başkanlığı seçim reklamı verdiğini, Bu ilanla ilgili fatura olduğu,” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye ikametinde yapılan aramalarda el yazısı ile yazılmış, isimler ve telefon numaraları bulunan A4 kağıdı bulunarak el konulması üzerine bu notta M. Şener ve Mit isimleri ve telefon numaralarının yazılı olduğunun görülmesi üzerine bu isimlerin kimler olduğu ve bu şahıslarla ne sıklıkla, ne tür konularda görüştüğü sorulduğunda:
“Mehmet ŞENER’in palandöken gazetesinin sahibi olduğu, kendiside gazeteci olduğu için Erzurum MİT Bölge Başkanlığının da numarasının yazılı olduğunu,” şeklinde cevap vermiştir.
Şüpheliye ikametinde yapılan aramalarda ele geçirilen ajanda içerisindeki bir sayfada incil dağıtılan Erzurum’daki merkez kültür sarayı, eks, esrar gibi uyuşturucu maddelerin Erzurum’daki dağılım yeri fasıl eğlence merkezi gibi notlar olduğunun tespit edilmesi üzerine kendisinin bu bilgileri nereden aldığı ve bu konuların içeriği konusundaki açıklayıcı ifadesi sorulduğunda:
“Haber değeri taşıyan ajandasına aldığı çok eski notlar olduğu, ” şeklinde cevap vermiştir.
Savcılık beyanında;
NERİMAN AYDIN ve KEMAL AYDIN'ı babasının tedavisi için ERCÜMENT OVALI denilen profesöre tedavi olmak amacıyla Erzurum'da AHMET ERDEM diye bir arkadaşının tavsiyesi ile gittiğini, daha sonra babasının öldüğünü, her hangi bir tedavi olmadığını, Erzurum'da Milletin Sesi isimli gazetenin muhabiri olduğunu, aynı zamanda da son olarak TRT'de işe başladığını, ancak gözaltına alındığını, şu anda gözaltında bulunan şüphelilerden SİYAMİ YALÇIN'ı tanıdığını, SİYAMİ YALÇIN’ın Erzurum'da önceleri ticaret yaptığını, iflas ettiğini, daha sonra mütahatlik yapmaya başladığını, Ankara'ya gittiklerinde NERİMAN AYDIN'ın yanına birlikte uğradıklarını, kendisi ile o zaman tanıştığını, SİYAMİ'yi NERİMAN AYDIN ile kendisinin tanıştırdığını, tanışma olayının geçen yıl bu aylarda olduğunu Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan şüphelilerden kimse ile tanışmadığını, ancak şu anda KEMAL AYDIN, NERİMAN AYDIN, SİYAMİ YALÇIN ile tanışıyor olduğunu, ERCÜMENT OVALI ile tanışmadan babasının öldüğünü beyan etmiştir.
AHMET ERDEM’in Erzurum Kolordu Komutanlığında görevli yarbay olduğunu, kendisi ile bir yıldır tanıştıklarını, muhabir olduğu için akraditasyon işlemleri sırasında tanıştıklarını, zaman zaman görüşüyor olduklarını, ara sıra eşi ile beraber kendilerine yemeğe geldiklerini,
KÜRŞAT'ın soyadını bilmediğini, Ankara'da ikamet ettiğini, Bolu yolunda benzinliği olduğunu, kışın Palandöken dağlarına kayak kaymaya geldiğini, kendisi ile orada tanıştıklarını,
OĞUZHAN isimli şahıs Erzurum İl jandarma komutanlığında görevli, valiliğe haber bültenlerini getiren görevli şahıs olduğunu, kendisinden haber aldığını, kendisinden aldığı haberleri gazetelere verdiğini,
YÜKSEL ALTAŞ’ın MSB'de görevli iç tedarikçi subay olduğunu, gazetelerindeki stajerin amcası olduğunu, oradan tanıştıklarını, rütbesinin yarbay olduğunu,
ERDAL’ın Erzurum'da emlakçılık yapan birisi olduğunu, kendisinin "750 keleş" şeklindeki görüşmede keleş satan adamı haber yapmak için ERDAL denilen şahıs ile görüştüğünü, soyadını bilmediğini, gazeteye gelip gittiğini beyan etmiştir.
6985 numaralı tape sorulduğunda;
“Tapedeki 6-7 tirilyonluk ihale konusunun, bir yolsuzluk iddiasınun olduğu, kendisinin yanında arkadaşlarının olduğu telefonda konuşamayacağını söylediğini, gizli bir konunun olmadığı,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
6986 numaralı tape sorulduğunda;
"Bir şey sormada pazartesi günü kolordu komutanı bizde" şeklindeki sözlerin kendisine ait olduğunu, Niçin böyle söylediğini hatırlamadığını, Ancak kendisinin komutandan randevu aldığını, Onunla buluşmaya gideceğini, Arkadaşı olan SİYAMİ'ye öyle söylediğini, O kolordu komutanın adının NEJAT BEK olduğu, O kelimenin ağzından neden çıktığını bilemediğini, Burada başka birşeyin kastedilmediğini, kendisinin de kolordu komutanıyla bir tanışıklığının olmadığı,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
6987 numaralı tape sorulduğunda:
“TRT'de işe gireceğini, Onun ile alakalı olduğunu, görüşmedeki KÜRŞAT isimli şahsın Diyarbakır ve Elazığ'dan canlı hayvan aldığını, kendisine Tunceli Elmalı'da tanıdığının olup olmadığını sorduğunu, kendisinin de tanıdık bulabileceğini söylediği, Bir tanıdığının gözaltına alındığını söylediği, YAŞAR diye birinden bahsettiğini, Neden alındığını sorduğu. Kendisinin de bunu öğrenip bildirdiğini, ALİ OSMAN KILIÇ'ı hatırlamadığını, kendisine damadın arkadaşı olduğunu söylemesini söylediğini, kendisinin de tamam dediğini, Ancak kimseyi aramadığı,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
6989 numaralı tape sorulduğunda;
“Bu telefonun AHMET KAVRUCUK isimli bir binbaşıya ait olduğunu, Ona sorduğunu, Onun da arayıp kendisine bilgi verdiği, “benim başım ile beraber” bu adamın bırakılması konusunda demi’den kasıt benim başımın üstünde, ben bu işi yaparım ilgilenirim demektir, görüşmenin devamında "ulan ordaki karakolda iki rütbeliyi, buna doğru düzgün talimat verebilir mi" şeklindeki konuşmasına "tabi canım tabi, endişe etme" diye cevap vererek bu konu ile ilgileneceğini söylediğini,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
6999 numaralı tape sorulduğunda;
“Bu görüşmeyi SAKIP GÜNEY isimli şahıs ile yaptığını, Konuşmada geçen illegal çuvaldan kasıtın kendisine Van'da şekerin ucuz olduğunu ve Ankara'da bunun 80–90 milyona satıldığını söylediğini, Van'dan Ankara'ya şeker götürülmesini teklif ettiğini, kendisinin de çok para lazım olacağını düşündüğünden kabul etmediğini,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Sorgu beyanında;
Şüphelilerinden Kemal Aydın ile, muhabir olması sebebiyle tanıştığını Erzurum 9. Kolordu Komutanlığında çalışan Yarbay Ahmet Erdem vasıtasıyla tanıştığını, babasının kanser hastası olduğundan ümitsiz bir duruma gelince, bu konuya Ahmet Erdem'e açtığını, O da kendisine bir tanıdığı olan Kemal Aydın'ın tanıdığı Ercüment Ovalı diye bir profesörü tavsiye ettiğini, Ercüment Ovalı'ya ulaşmak için Kemal Aydın'la tanıştığını, ancak Ercüment Ovalı'nın bu konudaki bizden talep edeceği fiyat konusunu Kemal Aydın vasıtasıyla belirme aşamasında babasını kayıp ettiğini, bu arada Kemal Aydın’ın kendisine açıp başsağlığı dilediğini, ondan sonra samimiyetlerinin geliştiğini, daha sonra kendisi ile Ankara gittiğinde telefon açtığında görüştüğünü, bu arada samimiyetlerinin ilerlediğini, Siyami'yi de kendisinin tanıştırdığını savunmuştur.
Dostları ilə paylaş: |