1. T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI


Üniversitelerde talebeleri sokağa dökecek temaslara başlamamız gerekiyordu



Yüklə 14,92 Mb.
səhifə286/2079
tarix09.01.2022
ölçüsü14,92 Mb.
#92512
1   ...   282   283   284   285   286   287   288   289   ...   2079
Üniversitelerde talebeleri sokağa dökecek temaslara başlamamız gerekiyordu.

Kıbrıs konusunda milli dayanışma hükumetinin kurulmasının ve Annan planının üzerinden müzakerelere başlanması gerektiği” ,



19 Aralık 2003” başlıklı notta, “14:00 - 14:45 - Tuğg. Levent Ersöz'ün Bilgi Arzı” “Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat başkanı general yaptıkları faaliyetler ile ilgili olarak sadece bana özel bir birifing verdiler. AKP hükumetine karşı, bu hükumeti demokratik kurallar içerisinde zayıflatmak için neler yapılması gerekiyorsa hepsi düşünülmüş ve uygulamaya geçmişler. Hayranlıkla dinledim. Kendilerine bir kaç konuda görüşlerimi söyledim. Alınacak tedbirler içerisinde afiş asmakdan gazetelerde ilanlar vermeğe kadar değişen bir çok hal tarzları vardı. Bu çalışmaya “Cumhuriyet Platformu” isimini vermişler.” ,

25 Aralık 2003” başlıklı notta, “14:30 - 15:30 - (E) Org. Kemal Yavuz ve Tuncay Özkan'ın Ziyareti” “Tuncay Özkan daha önce Show TV’de görev yapıyordu. Ancak bu hükümet kendi aleyhinde yayın yapan tüm kişileri ya oldukları gazetelerden çıkarttı yada televizyonlardan uzaklaştırdı. Kemal Yavuz generalde aynı durumda . Bende kendilerine yardım edebilmek için MÖ ile konuştum. Tuncay Özkan Müfit Gürtuna’nın İstanbul TV’sini satın almak istiyor ve AKP’nin yerel seçimlerde İstanbul’dan çıkaracağı adaya karşılık Ali Müfit Gürtuna’yı birleşik cephenin adayı olarak gösterilmesini koordine ediyor. Şimdilik ANAP ve DYP ile anlaşma sağlamış.” ,

7 Ocak 2004” başlıklı notta “Tuncay Özkan Show TV’den ayrıldıktan sonra Org. Kemal Yavuz İle beni ziyarete gelmişti. O zaman kendisi ile İstanbul Belediye başkanlığına adaylık meselesi ve ulusalcı bir TV istasyonu ve diğer medya vasıtalarının kurulması konusunda görüşme yapmıştık. Bu konuşma üzerine bende MÖ ile görüşmüştüm. Kendisine MÖ’nün bana söylediklerini iletim. Ali Müfit Gürtuna adaylığa tam razı olmamakla beraber CHP desteklemeye karar vermiş. Şimdi DSYP’yi ikna etmeye çalışıyor. Daha MHP ile görüşecek. TV kanalını satın almak için gücü yetmemiş. Gürtuna İstanbul TV için çok para istemiş. Esasında kendisi bu istasyonu mütahitlere bedava kurdurmuş. Adam be para etme ama çaresizlikten başka yapacak bir şey yok dedi. Kendi istasyonu ve gazetesini kurmak inin yabancılar ile temasta . Dış finansman sağlayıp öyle faaliyete geçmeyi düşünüyor. Benden UYAK’ın kurulacak şirkete hissedar olmasını ve böylece BAŞBAKAN RECEP TAYYIP ERDOĞAN’a karşı bir çeşit koruma sağlamayı istedi. Bende kendisine elimden geleni yapacağım dedim. Bana kendi hazırladığı “Türk Medyası” ,le ilgili bir kitap verdi. İçinde her türlü ilişki ve rezaleti bulabilirsiniz dedi. Medya desteği olmadan ulusalcıların BAŞBAKAN RECEP TAYYIP ERDOĞAN ve partisi ile başa çıkması mümkün değil. Bu nedenle TÖ’nün desteklenmesi gerekir. Bende uyandırdığı intiba dürüst ve yılmayacak bir kişi. Bilgili bir görüntüsü var. Hiç değilse mesleğini iyi bildiği intibaı uyandı. “,

Bir taraftan da BAŞBAKAN RECEP TAYYIP ERDOĞAN ile 14 ocak günü yapacağımız toplantıya hazırlık yapıyorum. Bugün ayrıca ilginç bir gelişme oldu. Pazartesi günü Cumhuriyet gazetesi Kıbrıs konusunda DİB ile Genelkurmay Başkanlığının uyum içinde olmadığına dair bir haber yayınlamıştı. Salı günü DİB ve Genelkurmay Başkanı bu haberi yalanladılar. “Herkes uyum içerisinde çalışıyor” dediler. Dün ise Cumhuriyet gazetesi bu kez belgeler ile kendi haberinin doğru olduğunu ispat ediverdi. Belgeler Genelkurmay Başkanından çalınmış veya sızdırılmıştı. Bugün kanaatimce herkes onunla uğraşıyor. Haberi yayınlayan Cumhuriyet gazetesi muhabiri Mustafa Balbay salı günü DİB ve Genelkurmay Başkanı bildirileri yayınlanmadan önce beni aradı. Bu haberini teyit ettirmek istiyordu. Bende kendisine haberine katılmadığımı, bazı yanlışlıklar olduğunu, başlangıçta çalışmaların uyumsuz başladığını ama şimdi herkesin uyum içerisinde olduğunu söyledim. Bana inanmadı. Nitekim elindeki belge, 19 ekim günü kaleme alınmış DİB belgesi hakkında Genelkurmay Başkanının yaptığı ilk çalışma idi ve bu çalışma Genelkurmay Başkanına onu tahmin ettiği şekilde arz edilmedi. Karargah içerisinde diğer başkanlıkların görüşlerini almak üzere yazılmış olan bir yazının ek’i idi. Ortalık karıştı ve bence dış politikamız zarar gördü. Gereksiz bir çekişmeydi” ,

9 Ocak 2004”! başlıklı notta , “14:30 da Jandarma Genel Komutanı ve Hava Kuvvetleri Komutanı ile beraber toplandık ve durum değerlendirmesi yaptık. Dün benden sonra Genelkurmay Başkanı Hava Kuvvetleri Komutanı ile de görüşmüş ve ona da aynı konuları açmış. Hava Kuvvetleri Komutanı durumu alttan almamış ve gereken cevabı vermiş. Bu günde Jandarma Genel Komutanı ‘nı davet etmiş. Değerlendirmemiz korkuyordu ve panik içindeydi. İki yönden panik içindeydi. 14 ocak günü BAŞBAKAN RECEP TAYYIP ERDOĞAN ile yapacağımız toplantı onun için iki yönden zordu. Kendisi BAŞBAKAN RECEP TAYYIP ERDOĞAN’a karşı bazı olumsuz konuları söyleyecekti ve ayrıca bizlerin ne söyleyeceğini ve nasıl davranacağımızı bilmiyordu. İkinci olarak panik yaptığı konu bizlerin ne yaptığını anlamıyor ve ona karşı bir komplo içersinde olduğumuzu zannediyordu. Sonra hep beraber BAŞBAKAN RECEP TAYYIP ERDOĞAN’a karşı ne gibi bir strateji uygulayalım diye konuştuk. Onlara konuşma için hazırladığım dosyalardan birer tane veridim. Sonra öncelikle Genelkurmay Başkanını konuşturmaya karar verdik. Jandarma Genel Komutanı bugünkü görüşmesinde Genelkurmay Başkanını itimat telkin edecek ve havasını alacaktı.”

10 Ocak 2004” başlıklı notta, “Akşam Jandarma’nın Anıttepe’deki tesislerine gittim. Jandarma Genel Komutanı il beraber Aydın Doğan ile yemek yiyecektik. Aydın Doğan’ın(AD) yanında Mehmet Ali Yılmaz ve Fikret Bila vardı. Beraber olmamızın amacı AD’a bazı mesajlar vermekti. Öncelikle basının satılmış bir hale geldiğini değerlendirdiğimizi kendisinin bu konudaki görüşünün ne olduğu, ikinci olarak bu hükumete karşı hepimizin aynı gemide olduğunu ve gemi batarsa hep beraber batacağımızı. Aleyhimize yazı yazanlara kendi gurubunda destek vermemesini söyleyecek ve onlarında son günlerdeki olaylar hakkındaki görüşlerini alacaktı. Nitekim konuşmalarımız bu merkezde devam etti. Kendisi bize medyanın ekonomik durumunu izah etti. Ona göre medyanın kendisi hariç bütün patronları mali yönden hükumete muhtaç hale getirilmişti. Bu nedenle hükumete karşı çıkmaları mümkün değildi. Karşı çıkanların hayatı söndürülecekti. Nitekim. Bazı yazarlar hükumet aleyhine yazdıkça RECEP TAYYIP ERDOĞAN’ın müdahaleleri ile kendilerini işten çıkarılmışlardı. Tuncay Özkan, Sedef Karbaş, Televizyonlardaki bazı programalar gibi. Bu arada Tuncay Özkan’ı çok sevdiğini ama kendisine şu sıralarda hiç bir şey yapamıyacağını söyledi. Yemek bittiğinde ben sizin mesajınızı aldım dedi. Bizde kendisine “iş adamı olarak bazı sıkıntılarınızın olabileceğini anlıyoruz. Ama bazen hükumet lehinde de yazmamak karşı tarafa destek vermektir.” dedik. Yemekden çıkarken Jandarma Genel Komutanı bana bir dokuman verdi. Eve gittiğimde dokumana baktım AKP’nin hemen hemen bir yıllık faaliyetinin bir özeti ve değerlendirmesiydi. Güzel hazırlanmış bir dokumandı.” ,




Yüklə 14,92 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   282   283   284   285   286   287   288   289   ...   2079




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin