1. T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI


İS: Biz şöyle düşünüyoruz diyelim bir general konuştu. Başka bir ilde (Hurşit TOLON'u kastederek) konuştu



Yüklə 14,92 Mb.
səhifə332/2079
tarix09.01.2022
ölçüsü14,92 Mb.
#92512
1   ...   328   329   330   331   332   333   334   335   ...   2079
İS: Biz şöyle düşünüyoruz diyelim bir general konuştu. Başka bir ilde (Hurşit TOLON'u kastederek) konuştu. O sizin görüşünüz anlamına gelmiyor mu? Biz sizin sözcünüz, sizin adınıza o konuştu, diye düşünüyoruz. Öyle değil mi ?

İB: (duraksayarak) tam öyle diyemeyiz... Ama sizin böyle bir demeci haber yapmak en doğal hakkınız. Biz ona bir şey demiyoruz. Biz içimizden sızan belgelerle haber yapmasına... lütfen öyle bir belge geldiğinde yırtıp atın..

(İS, geniş bir ülke tahlili yaptı: şu anda radikal islam tehlike değil. Onlar eski komünistler gibi... İktidara da gelemezler. Ama tehlike ılımlı islam. Onlar usul usul devleti ele geçirmenin hesabını yapıyorlar. Şimdi iktidarlar... Devlet olmak istiyorlar. O gün laikliğin bir anlamı kalır mı...

Biz siyasetin dışındayız... Ancak iki konuda tarafız, ülke bütünlüğü ve laiklik. Bunlarla ilgili sorun olursa biz tarafsız kalamayız... (bunu elleriyle işaret ederek, basa basa söyledi... Sonrasında yeri geldikçe, İS sık sık ılımlı İslam sorununu açtığı için yine ısrarla söyledi.)..”

Mustafa BALBAY’dan ele geçirilen dijital veriler içersinde “GUNOY.TXT” isimli metin belgesi incelendiğinde dosya içerisinde; “Düşsel bir öykü..” başlığı altında,

Mehmet sakin, başı yarı öne eğik, yakasında Atatürk rozetiyle gelir. Rozetin alt kısmı uniformasal çizgilidir. Beyaza çalan gri saçları Ediz HUN gibi taranmıştır. Kısık sesle fısıldar gibi konuşur kaygılıdır..bizi en büyük başkanımız der, bizim gibi düşünmüyor. Durum ciddidir.

-Sadece o mu

Evet sadece o diyebiliriz. Bir de üçüncü arkadaş var. Sessiz kalır o kadar. Ötekiler sağlam. Deniz gidiyor. Onun için bir şey demeyebilir. Ama bize karada havada olumsuzluk yok

-Nedir durum

Biz öyle sanıyoruz ki, onu etkilediler. Avrupada çok kaldı oradan etkilendi. Bir de buradaki muhafazakarlardan etkilendi. Biz önüne durumu koyduğumuzda hafif gülümsüyor. 97-98'lerde de önüne bir şey koyduğmuzda içimizdeki bu durumlarla değil de etrafımızda öyle alanlarla ilgilenin. İçimizdekiler de bunu anlarlar, azalırlar, diye düşünüyordu.

-Değişmezse ne yapacaksınız

Değişme olasılığı yüzde 50'nin altında. Öyle düşünüyoruz. Ama değişik gayretlerle olabilir diyoruz. Mesela o yazsa diyoruz. Durumu anlatsa diyoruz. Sallanır burası. Bunun devamında siz öteki arkadaşlarınıza da söyleyebilirsiniz. Bizim takvimlememiz marta kadar. Martta bunların gerçek yüzleri de ortaya çıkacak. O zamana kadar değişmezse biz değiştireceğiz. Ya değişecek ya gidecek. Biz başkanla ters düşersek kötü olur. Mesela emekli olur. Bu da hoş olmaz ama, böyle devam edemez.

-Yalnız mı

Evet evet. Örneğin bir haber vardı, o haber. Yalanlanır denen haber. Kim verdi bunu bulun demiş. Telefon etmelerini istemişler, o telefon edilmedi. Yani öyle... Sonra bazı bilgiler geçiyor. Onun bilgisi dışında... Bizi en çok rahatsız eden Kasımın ziyareti. KASIM yanında emekliyle gelmiş. Olacak şey değil. dayatıyor... Bunun olmaması lazımdı. Bizi dinlemeden yaptı. Kutlamayı da bizim yanı kurumsal bilginin dışında yaptı. Durumu bildiği için yaptı. Biz bunun yerine birincinin olması için çaba harcamıştık, o dönem böyleydi. olmadı. AHNEC olmaz dedi, geleneklere uygun değil dedi. Zaten başkan da benim için dua edin, zor durumdayım gibi şeyler söylemiş

-Ayrılanlar ne düşünüyor

Bir tek ÇEBİR var. Onun dışında olumsuzluk yok. O da Amerikaya gitti. Sonra 13-14 Avrupa ülkesine gitti. Hepsine KASIM iyidir dedi. Destekleyin dedi. Ama ötekiler çok iyi hatta başkana mektup yazdılar. Böyle davranma dediler. Özü genli bir başkan da aynı şekilde yazdı. Ötekiler de yazdı. Ama dinlemiyor

-ÇEBİR neden böyle bir davranış içinde olmuş olabilir

Bu konuda siz ne düşürünsünüz. Biz tam çözemedik. Herhalde ona öyle dediler

-Burada Doğanlara ne dersiniz

Onlar olumsuz. Bu açık. Hatta doğrudan 100 milyon dolar aldıkları yönünde sağlam bilgi var. olur ya misyon ya neden bilemem. Görevliler mi diye düşünüyor insan. Örneğin mayısta manşet attılar ki, psikoloji.

-Peki marta kadar başkanın olumsuzluğu devam ederse ne yapacaksınız



O zaman Ege denizinden başlayıp konuşacaklar. Tek tek. Hani organize bir durum yokmuş gibi. Tek tek... Onun sonucunda artık ne olur? Karışır... Öyle olsun istemiyoruz burada ona gittik. Nasıl tercih edildi. Zor oldu. Herkes kendi içinde düşündü. Tüm JİLETLER. Aynı düşündüler. Tek isim oldu. Başka yok. Tek isim.

-Yanki ne yapar

Onlar çok kararlı. Bunu biliyoruz. Kesin Iraklayacak. Ama bir ay, ama iki ay, ama üç ay, ama bir yıl. Mutlaka ve buraya yerleşecek. Zaten bir misyonerlik faaliyeti olan yerlere baktık, hepsi enerji alanları içinde. Haritaya bakınca bu ortaya çıkıyor. Adamlar limanları istiyorlar. İskender, Trabzan... Buraların gücünü, kapasitesini soran yazılar yazıyorlar. Trabzandan Gürcana vaziyet eyleyecekler. Şimdi Armanı Russodan ayırmaya çalışıyorlar. Sonra Şiiyi parçalayacaklar. Bize oradaki Azerler sizin olur ya da Azere bağlarız. Ya da kendileri bağımsız olur, siz tercih edin diyorlar. Bizi 7-8 yıl öncesine kadar bölmek ve Kürdüsü kurmak istiyorlardı. Şimdi bunu gereksiz görüyorlar. Ama Hansın derdi yine bu.

Bizim en büyük kaygımız başkan. Kasım derse ki, başkan bakana bağlansın belki de evet der. O zaman ip kopar. Kopar. bunu kabul edemeyiz. İşte o zaman kopar. Geçen gün Gönülsay geldi. Başkanı ziyarete. 20 kadar GENPA vardı. Hiçbiri yüzüne bakmadı. Kimi sırtını döndü. Kimi sigarasını içmeye devam etti. Kimi içeri girdi. Çok bozuldu. Yanıt da o sırada bilerek toplantıyı uzattı ki, uğurlamayayım, diye... Durum böyle yani

-Kalbaşkanı nasıl buluyorsunuz

Bizim gibi hareket eder diye düşüyoruz. O 50'lerin önüsü olabilir diye düşüyüruz. Olmalı diyoruz, olmalı. Tabi bir hareket olmadan hemen şöyle böyle yapmak olmaz..

-Gidişi nereye kadar görüyorsunuz

Bunlara da alttan baskı var. Bir kişi neden takamıyoruz diye e-mail çekti. Hemen yanıt geldi, sizinle röportaj yapalım, yayınlayalım. Baskı yapalım. Alttan baskı var diyelim, dediler. Onların da altı durmayacaktır. Onların yayınlarında başkanla ilgili çok övücü yayınlar var. Bu ilginç..Biz şundan eminiz; 57. nin başının düşmesi özel bir planlamaydı. Başındaki Irak'a saldırıya hayır dediği için mi değiştirmek, bitirmek istediler diye düşünüyoruz. Ama özel olarak parçalandığını düşünüyoruz bir önemli durum daha var. Başkan, listeye atılan almak istemiyor. Hiç çıkmasın diyor. Israr ettik var çünkü. Ülkede olan ne varsa bir miktar da bizde vardır. Toplumda yüzde 1 ise bizde binde birdir. Ama vardır. Sonunda ısrarla 8 tane aldırmayı başardık. Bu malum Güven Kurul Toplantılarının neden erken bittiğini düşünüyorsunuz? Çünkü başkan altındakilerin konuşmasını istemiyor. Bundan sonra da böyle devam eder mi, bilmiyoruz. Ama biz etmemesi için çaba harcayacağız.” Yazdığı görülmüştür.

13.7.0 Çarşamba”

Sabah Taner DÖVENCİ Albay aradı, komutan (Başbuğ) İlhan beyle baş başa görüşmek istiyor, dedi. Şaşırdım. Malum konu olabilirdi. İS'e bilgi verdim. 16.00'da gitti 2 saate yakın görüşmüşler.




Yüklə 14,92 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   328   329   330   331   332   333   334   335   ...   2079




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin