1. T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI


MLKP TERÖR ÖRGÜTÜ İLE ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ ARASINDAKİ BAĞLANTI



Yüklə 14,92 Mb.
səhifə407/2079
tarix09.01.2022
ölçüsü14,92 Mb.
#92512
1   ...   403   404   405   406   407   408   409   410   ...   2079

MLKP TERÖR ÖRGÜTÜ İLE ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ ARASINDAKİ BAĞLANTI:


Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülen Ergenekon terör örgütü soruşturması sırasında aramalarda ele geçirilen dokümanlar, tanık ve şüpheli beyanlarında MLKP terör örgütü ile Ergenekon Terör Örgütü arasında tespit edilen irtibatlar İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanan raporda kamuoyunda Gazi Olayları olarak bilinen olaylar ayrıntılı olarak irdelenmiş ve varılan sonuçlar şu şekilde açıklanmıştır.

İstanbul’da Gazi Mahallesindeki kahvehanelerin kimliği belirsiz kişilerce önceden gasp edildiği anlaşılan 34 TCJ 86 plakalı ticari taksiden Kaleşnikof marka silahlarla açılan ateşle taranması ile başlayan ve şehrin diğer bölgelerine yayılan olaylar sonrası, “yok olma aşamasına gelen terör örgütleri yeniden hareketlenmiş” aynı zamanda “yeni terör grupları” meydana gelmiştir.

Yapılan çalışmalar sonucunda;

MLKP terör örgütünün kongre belgelerinde; Türk - Kürt, Alevi - Sünni çatışması vasıtasıyla devrimci durumun güçlenerek gelişeceği, Türkiye’de Kürt ulusal hareketinin zaten varolduğu, bu hareket ile işçi hareketlerinin ittifakının oluşturulmasının gerektiği, Aleviliği ise ezilen, baskı altında tutulan bir mezhep olarak ele alıp, Alevilerin her iki devrimci yükseliş boyunca ileri bir rol oynayacaklarını değerlendirip, güçlü bir devrimci dalganın bu güçleri mevzilere taşıyacağını savunmuştur. Bu nedenle örgüt, çalışmalarını, Alevi vatandaşlarımız üzerinde yoğunlaştırarak, bu kitleyi harekete geçirmeye, tahrik etmeye çalışmaktadır.

12 – 13 Mart 1995 yılında Gaziosmanpaşa İlçesi Gazi Mahallesinde yaşananlar Ülkemizde meydana gelmiş en büyük toplumsal olaylardan birisidir. Gazi olaylarında MLKP terör örgütü yukarıda izah edilen amaç doğrultusunda hareket ederek, tüm militan ve sempatizan kadrolarını silahlarıyla birlikte Gazi Mahallesine toplamış, halkın arasına sızarak olayların sebebinin Devlet olduğu yönünde propaganda ve ajitasyon yürüterek, halkı polis karakoluna ve güvenlik güçlerine saldırtmış, silahlı militanları tarafından topluluk içerisinden hedef gözetilmeksizin ateş açılmıştır.

Ele geçen örgütsel dokümanlara göre ; örgütün, askeri biçimler (silahlı eylemler, kitle ayaklanmaları, barikat ve sokak çatışmaları vb.) ve açık devrimci mücadele (kitle gösterileri, kitlesel açlık grevleri, işgaller vb.) olarak iki başlık altında ele aldığı eylemlerin, örgütün çıkışını, yükselişini, sürekliliğini ve kalıcılığını güvence altına almak bakımından vazgeçilmez olduğunu vurguladıktan sonra, MLKP’yi Gazi ayaklanmasına önderlik eden ve kayıplar kampanyasında kitle hareketine yeni bir çığır açan parti olarak tanımlayarak “Gazide biriken derinleşen çelişki ve tepkilerin patlaması partinin taktiği ve asgari düzeyde bir semt örgütlenmesiyle buluşunca partinin silüetinin yaratılmasını birlikte getirebildi.” şeklindeki tespitiyle yukarıda bahsedilen gelişimi ve kalıcılığı sağlama amacı doğrultusunda, Gazi olaylarının meydana gelmesinde ve geniş bir kitleye yayılmasında, örgütün taktiği ve semt yapılanmasının büyük rolü olduğunu kabul ettiği de görülmektedir.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yaşanan sorunların Batı’ya yayılması, kent ayaklanması, genel grev ve genel direniş gibi temel hazırlıkların, hangi örgütlenme ve önderlik tarzıyla gerçekleştirilebilineceği konusunda MLKP’ nin zengin örnekler sunduğu belirtilerek, bu anlayış, geliştirilen pratik çalışmalarda karşılığını buldu, Gazi ayaklanmasını yayma girişimi ve kayıplar kampanyası bunu daha da üst düzeye çıkardı…tespitiyle yine örgütün Gazi olaylarında büyük rolünün olduğu kabul edilmektedir.

Gazi olayları sonrasında, bu mahallede örgüt tarafından gerçekleştirilen çalışmalarda, olaylar esnasında yaşanan olumsuzluklar, aslında Devletin Alevi vatandaşlarımıza karşı yıllardır sürdürdüğü bir politikaymış gibi yansıtılmak suretiyle suistimal edilerek halka karşı kullanılmıştır. Bu çalışmalar neticesinde eleman temini ve lojistik destek gibi konularda ciddi kazanımlar elde eden örgüt, MLKP üyesi Özgür BULUT ve gizli tanık Kehribar’ın, 1996 yılı içerisinde Maltepe İlçesi Gülsuyu Mahallesi ve Gazi Mahallesinde, halkın güvenlik güçleriyle karşı karşıya getirilerek benzer olayların yeniden yaşanması için planların yapıldığı yönündeki beyanları ile de teyit edilmiştir.

MLKP üyesi Erdinç TAĞAÇ isimli şahsın ifadesinde özetle; “Gazi Mahallesi Sorumlusu Hasan POLAT’ ın kendilerine, Gazi Mahallesindeki Kültür Merkezi’ne ülkücüler tarafından saldırı gerçekleştirileceğini, bu bilgiyi kimseyle paylaşmamamızı ve ülkücülere karşı örgütlenme çağrısı içerikli bildiriler hazırlandığını, bu bilginin kaynağını sorduğumuzda ise kendilerine bilgi geldiği şeklinde yanıt aldıklarını, Gazi olaylarından yaklaşık bir hafta kadar önce Hasan POLAT ile yaptığı bir görüşmede, kendisinde olan fakat mermileri olmayan üç adet tabanca için mermi getirecek olan Gülten Kod isimli örgüt mensubuyla buluşarak mermileri almasını söylediği, kendisinin de bu şahısla buluşarak toplam 30 adet mermi aldığını, yapılan başka bi toplantıda daha önceden hazırlanmış olan, ülkücülere karşı örgütlenme çağrısı içerikli bildirileri dağıtmak için 12 Mart Pazar akşamının belirlendiği… olaylar esnasında topluluğun içerisinde bulunan 40-45 yaşlarında eşkalini hatırlayamadığı şahsın “ Camilere saldırmak lazım, haydi camilere saldıralım” dediği, ancak şahsın topluluk arasında kaybolduğu, kendisinin de yanındaki tabanca ile 7 – 8 kez yere paralel olarak ateş ettiğini, daha sonra diğer arkadaşlarıyla buluştuğunda onların da polise karşı birkaç kez silah kullandıklarını öğrendiğini..” beyan etmiştir. Bu anlatımlar dikkate alındığında, kahveler taranmadan önce bölgede bir saldırı olacağının bilinmesi, ona göre silah, malzeme ve bildiri gibi hazırlıkların yapılması, bildirilerin 12 Mart akşamı dağıtılması, dikkate değer hususlardır.

Gizli Tanık Kehribar’ ın,



Gazi Mahalle’sindeki olaylar bittikten sonra yapılan toplantılarda bizim de bilgi sahibi olmamız için ve de bu tür olaylara karşı tecrübe anlamında bize anlatılan; Gazi Olayları olmadan kısa bir süre önce bölgedeki MLKP sorumlularının kısa bir süre içinde Gazi Mahallesi’ ne sivil faşistler tarafından saldırı yapılacağını gerekçe göstererek MLKP örgütünün üst düzeyinden bol miktarda mermi, otomatik silah istedikleri bize anlatılmış ve beklenen bu saldırı karşısında bildiriler hazır hale getirildiği üst düzey yöneticiler tarafından bize bildirilmiştir… Yapılmak istenen Alevi-Sünni çatışmasını meydana getirmekti. Alevilere yönelik saldırı olduğu yönünde yapılan yayınlar bu provokatif eylemin derinleşmesini ve amacına ulaşmasını sağlamıştır…şeklindeki beyanları da kahvehanelere gerçekleştirilen saldırının, MLKP yönetimi tarafından önceden bilindiği ve bu yönde hazırlıklar yapıldığı anlaşılmaktadır.

MLKP isimli örgütün Genel Sekreteri ve Merkez Komite Üyelerinin de aralarında bulunduğu ( 23 ) kişinin ele geçirildiği Gaye Kod planlı istihbarat operasyonu kapsamında yakalanan Hatice BOLAT isimli şahıstan elde edilen flashdisk içerisindeki, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde görev yapmış toplam ( 349 ) Generale ait adı, soyadı, eşinin adı, adresi ve telefon bilgilerinin yanında bazılarına ait, nasbı, son görev yeri, ayrıldığı tarih, cep telefonu, oğlunun telefonu, eşinin telefonu, korumasının – şoförünün telefonu, yazlığına ait telefon, harici ve dahili telefonu gibi gizli ve kolaylıkla elde edilemeyecek bilgilerinin bulunduğu göz önüne alındığında Gizli Tanık Dilovası’nın 17.05.2008 tarihli ek ifadesinde, bazı emekli askerler ve MİT mensuplarına yönelik gerçekleştirilen suikast eylemleriyle ilgili olarak; “.. o dönem örgütün eylem amaçlı böyle bir istihbarat çalışmasının olmadığını konuştuk. Bugün düşündüğümde örgütün istihbarat çalışmasının olmadığı bir dönemde, çok ciddi ve gizli nokta eylem istihbaratlarının örgütün merkezi tarafından ekiplere ulaştırılmasında derin bağlantıların olduğunu ve adeta eylemlerin servis edildiğini söyleyebilirim...” şeklindeki beyanları ile Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral TEMEL CİNGÖZ suikastı faili Adnan TEMİZ’in 16.06.1991 tarihli ifadesinde; “Temel CİNGÖZ’ün istihbaratının (kalmış olduğu Jandarma lojmanlarının giriş çıkış yolları krokisi, generalin hergün sabah evden çıkışının saat saat - gün gün belirtildiği) THKP-C Dev-Sol örgütünün Merkez Komite Üyesi ve aynı zamanda Askeri Komite sorumlusu Haluk kod Niyazi AYDIN tarafından kendisine kapalı zarf içerisinde hazır olarak gönderildiğini, yine Adana’da gerçekleştirilecek başka eylem istihbaratlarının da örgütün merkezi tarafından kendisine hazır olarak geldiği..,” yönündeki beyanlarında bahsedilen yöntemlerle elde edildiği kanaatini kuvvetlendirmektedir.

Örgüt tarafından Gazi Komutanı olarak adlandırılan Hasan OCAK isimli şahsın, kaybolduğu gün bir randevusunun olduğu örgüte yakın yayın organlarında belirtilmesine rağmen kiminle ve nerede buluşacağına dair herhangi bir bilgiye yer verilmemesi ve akabinde boğularak öldürülmüş bir şekilde bulunması dikkat çekicidir.

Gizli Tanık Dilovası ifadesinde; “Fikir Kulüpleri Federasyonu öğrenci gençliğinin toplandığı yerdi. FKF ilk çıktığında başkanlığını Doğu PERİNÇEK yapmaktaydı. Bu çatı altında o dönemin gençlik liderlerinden Mahir ÇAYAN, Deniz GEZMİŞ, İbrahim KAYPAKKAYA ve Doğu PERİNÇEK isimli kişiler vardı. Bu kişilerin tamamı silahlı mücadeleyi savunan kişilerdi. Doğu PERİNÇEK’in de aralarında bulunduğu bu kişiler Türkiye’de sonradan kurulan Sol terör örgütlerinin liderleri olarak ülkemizi uzun yıllar kanlı çatışmalara sürükleyecek terör örgütlerinin başını çektiler” şeklinde beyanlarda bulunarak ülkemizdeki sol terör örgütlerinin nasıl ortaya çıktığı yönünde bilgisini aktarmıştır.

Semih GENÇ’ in 07.10.2002 tarihli ifadesi ve Gizli Tanık DİLOVASI’ nın 17.05.2008 tarihli ifadesinde de belirtildiği gibi; sol terör örgütlerinin oluştuğu ve ülkemizde insanların sağ - sol diye ayrışmaya başladığı dönemlerin siyasi aktörleri arasında yer alan kişilerden birisi Ergenekon terör örgütü yöneticisi olmak suçundan hakkında dava açılan sanık DOĞU PERİNÇEK’tir. Yine devam eden süreçte kurulan farklı sol terör örgütlerinin içerisinde yer alan kişilerin, DOĞU PERİNÇEK’in başkanlığını yaptığı FKF’nin (Fikir Kulüpleri Federasyonu) içinden çıkan gençler olduğu anlaşılmaktadır.

Bütün bu veriler, MLKP terör örgütü yöneticilerinin açıklanamayan bağlantılarının olduğunu göstermektedir .Bu bağlantı da örgütün kullandığı el bombalarının Ergenekon terör örgütü soruşturması sırasında ele geçirilen el bombalarıyla aynı kafileden olduğu kriminal raporlarla tespit edilmiştir.

Ergenekon soruşturması kapsamında ele geçen dokümanlar, tanık-gizli tanık ve şüpheli beyanları ile iletişim tespit tutanakları birlikte değerlendirildiğinde, 29/Ekim/1999 tarihli ERGENEKON dokümanında “ … terör grupları mutlaka kontrol altında tutulmalı, gereğinde “naylon terör grupları” oluşturularak, terör dünyasına yön verilmeli ve güçlü istihbarat örgütlerinin kurguladığı oyunun içinde mutlaka yer alınmalıdır, ulusal ve uluslararası LEGAL VE İLLEGAL ÖRGÜTLER ile işbirliğine yönelmek kaçınılmaz bir zorunluluktur.” Şeklindeki eylem planı göz önüne alındığında, MLKP terör örgütünün taşeron örgüt olarak kullanılması için, Ergenekon terör örgütünün faaliyet yürüttüğü şüphesi bulunmaktadır.


Yüklə 14,92 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   403   404   405   406   407   408   409   410   ...   2079




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin