I.BÖLÜM 2008/623 SAYILI İDDİANAME ÖZETİ
Telefon ihbarı üzerine İstanbul Ümraniye ilçesindeki bir evde 27 adet el bombası bulunmuştur. İlk aşamada bombalar ile ilgili olarak ev sahibi Mehmet DEMİRTAŞ ve evde daha önce kiracı olarak oturan Ali YİĞİT ile daha sonrasında Mehmet DEMİRTAŞ’ın kolluk görevlilerine sözlü beyanlarına göre Oktay YILDIRIM yakalanmışlardır.
İhbar eden Şevki YİĞİT, Mehmet DEMİRTAŞ'ın evinde oturan oğlu Ali YİĞİT’in yanında geçici olarak kalmakta iken tahta aramak için çatıya çıktığında sandık içinde bombaları gördüğünü, Ali YİĞİT’e sorduğunda "Bombalar dayımın komutanınındır, fazla karıştırma" dediğini, manav dükkânı kapanınca Trabzon'a döndüğünü, ilk etapta oğlunun başına da bir iş gelir düşüncesi ile ihbarda bulunmadığını, ancak maddi durumu iyi olmayan oğlunun kandırılıp bir olayda kullanılabileceği endişesi ile ihbarda bulunduğunu, daha sonra basında yer alması nedeni ile Ali YİĞİT’in bombaların sahibi olarak bahsettiği komutanın Mehmet DEMİRTAŞ'ın gaz istasyonuna gelip giden Oktay YILDIRIM olduğunu anladığını söylemiştir.
Ali YİĞİT, babası Şevki YİĞİT’in evin çatısında tesadüfen el bombası sandığı görerek kendisine söylediğini, ev sahibi olan dayısı Mehmet DEMİRTAŞ’ın bundan sonra kendisine “çatıda askeri bir sandık içinde el bombaları var, bu malzemelere bir şey olursa başınız belaya girer, kurtaramayız, kimseye bu konudan bahsetme seni de alırlar, bu evde sen oturuyorsun” diyerek bombaların 1,5 yıl kadar önce Oktay YILDIRIM tarafından getirildiğini söylediğini, korktuğu için ihbarda bulunamadığını, ancak bu sebeple evden taşındığını, ihbarı da babasının yapmış olabileceğini söyleyerek, askerliğinde Mehmet DEMİRTAŞ’ın komutanı olduğu söylenen Oktay YILDIRIM’ı bir dönem kendisinin de çalıştığı Mehmet DEMİRTAŞ’a ait LPG istasyonuna gelişlerinde tanıdığını, sonrasında Mehmet DEMİRTAŞ’a ait ancak kendisinin işlettiği manava zaman zaman Oktay YILDIRIM ve Mahmut ÖZTÜRK’ün Mehmet DEMİRTAŞ’ı görmeye geldiklerini, bu kişilerin manavda kendisine duyurmamaya çalışarak gizli konuşmalar yaptıklarını, Oktay YILDIRIM’ın manavda olduğu bir tarihte sonradan adını öğrendiği Muzaffer TEKİN’in siyah renkli bir Mercedes ile manavın önüne gelip durduğunu, dikkatlice manava bakmasından sonra uzaklaştığını, arkasından Oktay YILDIRIM’ın manavdan ayrılıp bir süre sonra Mahmut ÖZTÜRK ile birlikte sarı renkli Opel Corsa ile manava geldiğini, Danıştay saldırısında isimleri geçen bu kişileri televizyonda görerek Mehmet DEMİRTAŞ’a sorduğunu, onun da kendisine bu kişilerin devlet için çalıştıklarını, devletin her yerinde adamları olduğunu, bu yolla bilgi aldıkları için Muzaffer TEKİN’in Çavuşbaşı'ndaki evinde arama yapıldığı halde silahların bulunamadığını söylediğini beyan etmiştir.
Oktay YILDIRIM, Mehmet DEMİRTAŞ ve Ali YİĞİT ilk aşamada tutuklanmışlardır. Ali YİĞİT, tehtid edildip suçu üstlenmesinin istendiği iddiaları nedeni ile yeniden alınan ifadesinde özetle; Tutuklandığı gün Cezaevinde Oktay YILDIRIM’ın "…Ben burada kaldığım süre içerisinde, sen veya oğlunun, ailenin rahat yaşayabileceğinizi zannediyor musun? Onları öldürmek bana kalmaz, dışarıdakiler zaten o işi halledecekler…” sözleri ile kendisini tehdit ettiğini, “…babasının daha önce silah kaçakçılığı ile uğraştığı, bu bombaları da alıp satmak amacıyla orada bulundurduğu, emniyette verdiği ifadenin polisin vaatleri sonucunda olduğu, polisin bu konuda kendisine baskı yaparak ifadesini aldığı, ifadesinin doğru olmadığı…” içeriğindeki bir yazı vererek aynısını yazıp ezberlemesinin istendiğini, kendisine verilen bu yazıyı Cezaevi Müdürüne ilettiğini söylemiştir. Cezaevi idaresinden temin edilen bu yazıda Ali YİĞİT’ in ifadesinde geçtiği şekilde anlatımlar olduğu, kiriminal inceleme sonucu da yazının Mehmet DEMİRTAŞ’ a ait bulunduğu tespit edilmiştir.
Ali YİĞİT’ in ifadesi ve Muzaffer TEKİN’in basında yer alan Oktay YILDIRIM’ı savunmaya yönelik beyanları üzerine Muzaffer TEKİN ve Mahmut ÖZTÜRK yakalanmışlardır.
Oktay YILDIRIM’ın bilgisayar ve flaş belleğinde internetten aldığını söylediği Lobi isimli doküman bulunmuştur. Bu dokümanın giriş bölümünde “…Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren Ergenekon’a bağlı olarak “Sivil Unsurların” örgütlenmesi zorunluluğu kaçınılmaz bir gerçektir. Bu gerçekten hareketle hazırlanan ve “Lobi” adı verilen bu gizli örgütsel çalışmanın amaçları doğrultusunda şimdiye değin faaliyet gösterilmemiş olması, bize göre büyük bir talihsizliktir…” denmektedir.
Muzaffer TEKİN ’in işyerinde “Devletin yeniden yapılanması için öneriler (Master plan ön çalışması)” başlıklı doküman, Genelkurmay Başkanlığı bilgisayarlarında hazırlandığı anlaşılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı öncesi Kuvvet Komutanlarının kendi aralarında yapmış oldukları gizli toplantılara ait yazılar ve Muzaffer ŞENOCAK ile ilgili resim ve yazılar içeren CD, bilgisayarında da internetten aldığını söylediği Lobi isimli doküman bulunmuştur.
Dostları ilə paylaş: |