e-Delillerin Ve Hukuki Durumunun Değerlendirilmesi
Şüpheli İbrahim Özcan’ın Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı “Sivil Unsurların” kurulması ve örgütlenmesi amacı ile hazırladığı “Lobi” adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyarınca kurulan Ergenekon Terör Örgütüne bağlı “Lobi Yapılanmasının” kararı ve bu yapılanmanın Sivil Toplum Kuruluşları alanındaki faaliyet şekil ve esaslarını belirlemek için hazırladığı “Dinamik” adı verilen örgüt dokümanında gösterilen “Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllarında kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür” hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı MilliyeDerneğinin kurulmasında etkin rol oynadığı, Ergenekon Terör Örgütünün amaçları doğrultusunda yönetilmesine yardımcı olması için teşkilattan sorumlu başkan yardımcısı olarak görevlendirildiği, bu görevi kapsamında da örgüte eleman kazandırdığı, örgüte kazandırdığı elemanların profillerinden de yararlanıp mafya tarzı faaliyetlerde bulunarak örgüte gelir temin ettiği, yine örgüte kazandırdığı elemanlar aracılığı ile örgüt amaçları doğrultusunda istihbarat topladığı, legal faaliyetleri çerçevesinde sivil demokratik tepki görüntüsü ve kamuoyu oluşturmak amacı ile yönetim aleyhine olan sivil toplum hareketlerini organize ettiği veya içerisinde yer aldığı iddiası ile itham edilmektedir.
Yukarıda geniş olarak özetlenen telefon görüşmelerinden de, şüphelinin Ergenekon Terör Örgütünün Kuvayı Milliye Derneğindeki yapılanması hiyerarşisi içerisinde bulunduğu ve doğrudan Mehmet Fikri KARADAĞ’a bağlı olarak faaliyet gösterdiği, bizzat veya örgüt hiyerarşisi içerisinde kendisine bağlı olan örgüt üyeleri Durmuş Ali Özoğlu Urfa da Mehmet Diyarbakır’da Şahin… Kastamonu da Yaşar ve Hatice BAHTİYAR ile örgüte adam kazandırma, örgüte gelir temin etme adına tahsilât, askeri ihaleleri takip ve örgüte gelir temini. Usulsüz ihaleleri örgüt üyelerine kazandırma, teşkilatlanma ve karargâh kurma, askeriye ve bürokrasi içerisinde yapılanma. Örgütün düzenlediği mitinglerde afiş ve pankart hazırlanması ve hazırlıklarını organize etme, kamu kurum kuruluşları ile irtibatı sağlama ve istihbarat toplama faaliyetleri yürüttüğü anlaşılmaktadır
Her ne kadar İbrahim ÖZCAN kollukta vermiş olduğu ifadesinde resmi veya gayrı resmi olarak dernekte herhangi bir vazifesinin olmadığını beyan etse de, dernekte gönüllü olarak çalışmaya başladığını ancak daha sonra çıkan anlaşmazlık sonucu dernekten ayrıldığını belirterek üstü kapalı olarak dernek üyeliğini itiraf etmiştir Kuvayı Milliye Derneği kurucusu ve başkanı Mehmet Fikri Karadağ’ın 25.1.2008 tarihli kollukta alınan ifadesinde derneğin kuruluşunda çekirdek kadro olarak İbrahim ve Hüseyin birlikte kurmaya karar verdiklerini ve kuruluşunda İbrahim Özcan’ın da kurucu olarak alacakları ancak sabıkalı olduğundan dolayı alamadıklarını belirtmiştir. Şüpheli bu konuda kollukta vermiş olduğu 3.7.2008 tarihli ifadesinde kendisinin derneği kurmak için Fikri KARADAĞ tarafından davet edildiğini kabul etmiştir. Ayrıca evinde yapılan aramalarda Kuvayı Milliye flaması, ev ve işyerinde yapılan aramalarda bulunan CD ‘lerde ve Ergenekon Silahlı Terör Örgütüşüphelileri M. Fikri KARADAĞ, Hüseyin GÖRÜM, Oktay YILDIRIM , Muzaffer TEKİN ile çekilmiş birçok fotoğraf ele geçmiştir. Şüpheli dernekten ayrıldığını ifade etse de Raif GÖRÜM’ ün emniyetteki ifadesinde ve İbrahim ile yapmış oldukları telefon görüşmelerinden tutuklanma tarihine kadar dernekle olan ilgisini kesmediği ve bozulan itibarını kurtarmaya çalıştığı, şüpheli Hatice BAHTİYAR’ ın savcılık aşamasındaki ifadesinde İbrahim ÖZCAN Kuvayı Milliye Derneğinde gayrı resmi yönetici olduğunu belirtmesi karşısında İbrahim ÖZCAN’ ın Fikri KARADAĞ ile bağlantılı olarak çalıştığı anlaşılmaktadır.
Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde Fikri KARADAĞ’ ı yasadışı sivil yapılanmanın başı olarak kabul ettiği ve ona bağlı olarak çalışmaya devam ettikleri (tape 6883), eleman kazanmak amacıyla Fikri KARADAĞIN yanına eleman götürdükleri ve M. Fikri KARADAĞ’IN yakalandığı esnada panik içinde kendisini arayan örgüt elemanlarının Ergenekon Silahlı Terör Örgütüsoruşturmasının kendilerine de ulaşacağının endişesiyle kendisin aramaları esnasında yakalananların aslında yanlış yapanlar olduğu, yanlış yapanların cezalarını çekeceklerini belirterek onları teselli ettiği, kopmaların önüne geçmeye çalıştığı bu arada kendilerinin asıl devlet veya derin devlet oldukları ve kendilerine bir şey olmayacağı inancını yaymaya çalıştığı, kazandıkları tabanı kaybetmek istemedikleri anlaşılmaktadır.
Yukarda geniş özetinin verildiği 6876, 6875, 6879,6794,6795 ve 6897 nolu telefon tapelerinde Urfa’daki temsilcileri olan Mehmet’e gönderilen afiş kitap ve dokümanları adliye emniyet ve jandarmaya tanıdıkları hakim ve savcılara iletilmesi ve emanetlerin örgüt adına dağıtıldığının vurgulanması istenmektedir. Urfa’ya tayin edilen örgüt elemanı ile ilgilenilmesi talimatı verilmekte ve takibi yapılmakta ve bu kişiye 24 saat telefonun açık olduğu ve gerektiğinde temsilcisi Mehmet’le de irtibat kurarak her türlü ihtiyacının karşılanacağı garantisi verilmekte, Murat’ta başına silahla yaralanma ilgi bir olay geldiğinde emniyet içerisindeki bağlantılarına ulaşılmasını ve kendisinin de aynı takımın içinde olduğunu bildirilmesini istemektedir ki bu durum da bürokrasi içerisinde yapılanma faaliyetlerini kanıtlamaktadır. 6879 nolu telefon tapesinde Mehmet ve Murat’ın kendi takımından olduğunu belirterek kendi hiyerarşisi içerisinde hareket ettiği anlaşılmaktadır. Ayrıca elemanlarına oradaki askeri kişilerle tanıştırılmasına özel önem verilmekte ve Toplumsal Dönüşüm internet sitesini takip etmesi tavsiye edilmektedir.
Tape no 6877 nolu tele1efon görüşmesinde Kastamonu’daki kişi ile görüşmesinde şüpheli örgütün faaliyetleri nedeniyle özellikle sıkıntılı olduğu için güneydoğu bölgesini dolaştığı ancak baharda Kastamonu’ya gelerek buralara karargâh kuracaklarını ve her yerde kurduklarını ifade etmektedir. Hatta Yaşar’ın gizli görüşmeler yapabilmeleri için yer aradığı, buraya geldiğinde de adliye emniyet ve jandarma ve kamu kurum ve kuruluşlarını dolaşacaklarını belirtmektedir. Bu bağlamda şüphelinin örgüt içinde kendi bölgesinde özellikle güneydoğuda teşkilatlanarak bu konuda da özellikle gizli yerleri tercih ettikleri ve gittikleri her yerde kamu kurum ve kuruluşlarını ziyaret ettikleri, devlet ve bürokrasi içerisinde teşkilatlandıkları anlaşılmaktadır. Ayrıca şüpheli İbrahim Özcan’‘nın kendi bölgesinde afiş dağıtılacağı zaman kendisine 14 ilin bağlı bulunduğu Erzurum’daki örgüt üyesini göndermektedir. ( tape 6795, 6802, 6868)
ERGENEKON terör örgütünün yapılanması içerisinde askeri yapılanmanın çok önemli bir yeri olduğu anlaşılmaktadır. Bu örgütün üst yöneticileri içinde asker kökenli kişilerin bulunduğu ve bu kişilerin ellerindeki imkân ve yetkilerini örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda kullandıkları anlaşılmaktadır. İbrahim ÖZCAN sabıkalı, geliri ve işi hatta sabit ikametgahı olmamasına rağmen TSK mensupları ile yakın ilişki içerisinde olduğu, bu ilişkiler sayesinde bir çok kişinin askerlikle ilgili problemlerini çözdükleri ve istedikleri yerlerde askerlik yapmalarını sağladıkları ayrıca bu ilişkileri örgütün farklı amaç hedefleri için kullandıkları görülmüştür. ( tape 6906,6908, 6909, 6910).bundan başka bir rap sanatçısın bakaya suçundan dolayı ülke içine girmesi esnasında tutuklanmaması için nüfuzlarını kullanarak bu problemlerini çözdükleri anlaşılmaktadır.(tape, 6856, 68649 Bundan başka bu ilişkileri kullanarak askeri ihaleleri takip ederek hem kendisine hem de örgüte gelir temin ettiği( tape 6880, 6886, 6902)) hatta bu nüfuzunu baskı aracı olarak da kullandığı görülmektedir( tape 6889). Nüfuzunu kullanarak askeri bölgede hafriyat döküm sahası olarak kullanmak için Ankara gittiğini ve bu işi komutanlarla görüşerek tepeden inme şeklinde halledeceğini daha sonra çıkacak problemleri de jandarma bölge komutanlığındaki nüfuzunu kullanarak halledeceğini belirtmektedir(tape 6889). Şüpheli İbrahim Özcan‘ın birçok asker kişi ile irtibat içerisinde olduğu ve kendi sorumluluk bölgesinde hem teşkilatlanmak amacıyla yapmış olduğu gezilerde jandarma, emniyet, adliye ve kamu kurum ve kuruluşlarını sürekli olarak ziyaret ettikleri ve temsilcileri sayesinde buraları hediyeler gönderilerek bürokrasi içerisinde yapılandıkları anlaşılmaktadır(tape, 6876, 6878, 6879, 6794, 6795 ). Hatta örgüt elemanlarının yanında başkaları nazarında itibarını ve etkinliğini artırmak ve örgüt amaçları doğrultusunda kullanmak amacıyla o kişiler askeri kişilerle birlikte ziyaret edilerek ve yanında general rütbesindeki kişiler aranarak çevresine askeriye içerisinde ne kadar güç sahibi olduklarını bu suretle kendilerini askeri bünye içerisinde imiş gibi göstererek taban kazanmaya ve örgütün hakim konumunda olduğunu göstermek için TSK ‘nın bu işin içinde olduğunu vurgulamaktadır. ( tape 6878 ). Başka bir zaman da ise o ile yeni gelen örgüt elemanları yine örgüt mensubu subaylarla özellikle resmi kıyafetlerle ziyarete gidilerek eleman kazanmaya çalıştıkları görülmektedir. (tape 6794. 6795 )
Şüpheli özellikle kendi bölgesinde teşkilatlanma bağlamında Erzurum Kızılay şubesin kendi elemanlarının tayini için çalışmakta ve kondu çalışmalar yapmaktadırlar. (tape 6794, 6802) Şüpheli telefondaki görüşmelerinde kendisini kimi zaman devlet olarak kimi zamanda jitem olarak tanıtmakta ve kendisine de zaman zaman jitem olarak hitap edilmektedir.
Şüpheli İbrahim ÖZCAN’ın Kadıköy ilçesi İçerenköy Mahallesi. Güneş Sok. Sarıoğlu Kardeşler Apt. No.4 D.2 sayılı adresinde yapılan aramalarda :
Toplam 5 sayfada birçok isim hakkında istihbarı not içeren numaralandırılmış dokümanlar.
Toplam 3 Sayfadan oluşan numaralandırılmış TÜRKİYEYİ YÖNETENLERİN ETNİK KÖKENLERİ başlıklı yazının bulunduğu doküman
11 sayfadan oluşan ajanda sayfasına yazılı not defterinde;”… bir ara Türkiye’nin sanki tüm bilgileri bizde toplanıyordu, bu bilgilerimizi paylaşmak istediğimiz büyüklerimiz bizlerden uzaklaşmaya başladı…”, “…: Bize sizleri destek veriyoruz diye gelen kişiler dr. Askr, prof. – polis- işçi-mühendis-öğrenci-esnaf ve bazı kamu yöneticileri bütün çarpık ve yozlaşmış ilişkileri bizlerle belgeli olarak paylaşıyorlardı…” bilgi notu,
İşyerinde bulunan çanta içerisinde kapak kısmında Hukukun Üstünlüğü Platformu yazan 1 adet küçük yeşil kapaklı ajanda içerisindeki istihbari not .
24.1.08, tarihli 6887 nolu, İbrahim Özcan – x şahısla yapmış olduğu telefon görüşmesinde özetle;
İbrahim’in “Karşıdasın bir not alma imkânın var mı? “botaş nehir tekstil Çerkezköy senin bölgen”, ” Botaş Nehir tekstil kimdir nedir ne değildir” , ” Sahibi konumu kimdir nedir nasıl bir adamdır” , “… biraz daha ince detaylı bir iki konu varda”, ”: Şişman bir adam Muzaffer KILAVUZ tamam seninle konuşacaz o zaman iyi bir fizibilite seninle bazı şeyleri konuşucam” şeklinde ismi bilinmeyen şahsa kendi bölgesinde bulunan bir kişi ve şirketle ilgili olarak araştırma yapması talimatı vermektedir. Bu konuşmadan da örgüt içinde istihbarı dinlemelerle alakalı olarak bölgesel olarak yapılandıkları görülmektedir.
3.1.2008 tarihinde, 6878 nolu İbrahim Özcan – Mehmet Kalın ile yapılan telefon görüşmesinde; İbrahim telefonda “: Mehmet ne var ne oldu ya Diyarbakır da bu nedir yav “ , “ Şeyi bir arasana bi Şahini ben arıyorum telefonları şey etmiyor”, dediği tespit edilmiştir. Tüm bu bilgilerin birlikte değerliğinde İbrahim Özcan’ın örgüt amaçları doğrultusunda istihbarat toplayıp kişilerin siyasî, felsefî veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine ve benzeri özelliklerine ilişkin bilgileri hukuka aykırı olarak kişisel veri olarak kaydettiği anlaşılmaktadır. Kendisi bu konuda emniyette verdiği ifadede kendisine gelen istihbarat bilgilerini kendi uygun gördüklerini ilgili kuruluşlarla paylaştıklarını belirtmektedir. Nitekim Taner Ünal ile elde edilen bilgilerin Hüseyin BOZKIR vasıtasıyla Valiliğe verildiği telefonuna gönderilmiş mesajlardan anlaşılmaktadır.
Örgüt kendi amaçları ve görüşlerine uymayan Devlet adına yapılan tüm icraatları ihanet olarak algılamakta ve suçlamaktadırlar. Bu amaçla örgüt üye ve dernekleri kamuoyu oluşturup Ergenekon Silahlı Terör Örgütüamaçları doğrultusunda toplu eylem ve gösteriler yaptıkları ve ülke içerisinde kargaşa ortamı yaratıp halkta panik ve kutuplaşmaya yol açacak eylemleri yapmayı benimsedikleri ve bilfiil organize ettikleri anlaşılmaktadır. Şüpheli İbrahim ÖZCAN kendisine bağlı olarak çalışan ve Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun başında bulunduğu Toplumsal Dönüşüm Yayınevinde bu tür mitinglerde kullanmak üzere afiş, bayrak, poster ve pankartlar hazırladıkları, bu pankartların hazırlanmasında mali destek sağladıkları, kullandıkları, bu toplu gösterileri organize ettikleri, bu hadiseleri telefonda şifreli şekilde konuştukları ve bu pankart ve afişler mitinglerde kullandıkları anlaşılmaktadır( tape 6885, 6904 ve 6882). Bu afişleri 1000 kadar bastırarak yurt çapına dağıttıkları , emniyet görevlileri başsavcı, hakim ve jandarmayı da bu afişleri asılması aşamasında yardım için çağırdıkları anlaşılmaktadır. (tape 6868,6795, 6802)
Şüpheli İbrahim ÖZCAN ile bağlantılı olarak çalışan D. Ali ÖZOĞLU ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde örgüt içindeki ikili uygulamaların ve döneklerin bulunduğundan yakınarak çürük elmaların temizlenmesi gerektiği bu konuda yıldız sahibi üst düzey askeri kişilerin öldürülmesi gerektiği, bu eylemlerin bir kısım kişileri uyandıracağı ve yazı ve konuşma zamanının geçtiğini ve artık eylem zamanının geldiğini belirterek bu işi Alinin yapması için talimat vermektedir. D. Ali ÖZOĞLU telefonların dinlenme ihtimalinin de verdiği rahatsızlık ile bu konunun kendisinin işi olmadığını, bu işin başka bir birimin işi olduğunu belirterek bu öldürme işine karşı çıkması üzerine örgüt dışındakileri nasıl uygulama yapılıyorsa örgüt üyelerine de aynı uygulama yapılması ve bu konunun ülke problemi olduğundan dolayı dışarıdaki kimselere nasıl işlem yapıldıysa örgüt içindeki kimselerde aynı uygulamanın yapılması gerektiği belirtilmektedir (tape 6881). Böylece darbe zemini hazırlanması için birilerinin uyanması amacıyla üst düzey subayların dahi öldürülmesinden kaçınmayacak kadar gözlerini kararttıkları anlaşılmaktadır. İbrahim ÖZCAN örgütün gidişatından memnun olmadığından dolayı eski elemanlarla toplantı yaparak işe el koyduğu anlaşılmaktadır. (tape 6891)
Ergenekon Silahlı Terör Örgütükapsamında yapılan soruşturmalarda M. Fikri KARADAĞ ve ekibinin tutuklanma kararlarından sonra örgüt içinde yeni kararlar alındığı artık eylem zamanı geldiği ve bunları uygulamaya koyacakları anlaşılmaktadır.( tape 6898 )
Bunlardan başka İbrahim ÖZCAN’ın yasadışı arsa alım satımı yaptığı ( tape 6903 )ve konuda resmi kurumları kullandıkları, bunları yaparken de diğer mafya gruplarını küçük mafya olarak nitelendirdikleri ve çekinmedikleri, yasa dışı tahsilât yapmaları için bağlantılı elemanlarına talimat verdiği ( tape 6900), örgüt elemanları kendisinden açıkça silah ve sigara istedikleri ve bu konularda da kaçakçılık yaparak örgüte gelir temin ettiği anlaşılmaktadır. ( tape 6906) Ayrıca telefon görüşmelerden silahlı eğitim için dağa çıktıkları bu konuda eğitim aldıkları anlaşılmaktadır.(tape , 6833)
Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı “Sivil Unsurların” kurulması ve örgütlenmesi amacı ile hazırladığı “Lobi” adı verilen gizli-örgütsel çalışmasının “Yöntem” alt başlığında yazılı “Lobinin tüm çalışma ve faaliyetlerinde gizlilik prensiplerine sadık kalınmalıdır” prensibine uygun olarak faaliyetlerini gizli yürüttüğü anlaşılmaktadır.
Şüpheli telefon görüşmelerinde gizlilik ve şifreli konuşmaları dikkat ettikleri örgütle ilgili önemli konuları karşılıklı görüşmeleri gerektiği ihtar edildiği açıktan yapılan görüşmeler konusunda rahatsızlığını belirttiği bu bağlamda da şüpheli önemli örgütsel görüşmelerini telefondan yapmayıp muhataplarını bu konuda uyararak, örgütün faaliyetlerindeki gizlilik prensibine uyduğu anlaşılmaktadır.(tape:6877,6881,6880,6881,6904,6886,6889, 6896,6899,6905, 6906 ve 6880 )
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Dostları ilə paylaş: |