1. T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI


günü saat 21.36’de Durmuş Ali ÖZOĞLU isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde



Yüklə 14,92 Mb.
səhifə1552/2079
tarix09.01.2022
ölçüsü14,92 Mb.
#92512
1   ...   1548   1549   1550   1551   1552   1553   1554   1555   ...   2079
05.06.2008 günü saat 21.36’de Durmuş Ali ÖZOĞLU isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde; Durmuş Ali’nin “Kimlik üstünde mi bitti olay” diye sorması üzerine kendisinin “kimlik üstümüzde” dediği, Durmuş Ali’nin “Kimlik üstündeyse bitti abi, Üniformaya gerek yok ki” dediği sorulunca, bu görüşmeyi hatırlamadığını,

21.03.2008 günü saat 16.25’ de 0545 613 23 93 numaralı telefonu kullanan şahısla yaptığı telefon görüşmesinde K.AYDIN’ın “Ben Cudi dağına gidiyorum, ben Irak gidiyorum ben, Ben Kandil e gittim…telefonda olmaz seninle o işi telefonda mı konuşacağız, Yani kalemi kırarlar biter iş” dediği, 27.05.2008 günü saat 12.31’ de Durmuş Ali ÖZOĞLU isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde Durmuş’ un “ PKK kampına falan girdik” dediği sorulunca bu görüşmeleri hatırlamadığını,

15.03.2008 günü saat 13.20’ de Ercüment OVALI isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde, “Ben PKK dağa adam çıkaran adamlarla görüşüyorum ya, Ben hain miyim, Bana benim Devletim bana esas Devletim hain gözüyle bakıyor mu, Görüşmem gerekir görüşüyorum , Ben PKK lılarla görüşüyorum dağa adam çıkaran adamlarla oturup konuşuyorum ben PKK lı mıyım terör örgütü mensubu muyum terör örgütüne destek mi veriyorum orda orda bu Devletin ve Türk milletinin ihtiyacı olan bilgileri tamam mı düşmana aktarıyorum düşmana söylüyorum söylemem gerektiğini” dediği hatırlatılınca; PKK terör örgütüne eleman temin eden şahıslarla görüştüğünü, hatta Ahmet TÜRK ile de bu konuları konuştuğunu beyan etmiştir.


Savcılık beyanında;

Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan şüphelilerden; Ergün Poyraz, Kemal Kerinçsiz, Sevgi Erenerol, Sinan Aygün, Durmuş Ali Özoğlu, Ercüment Ovalı, Hamza Demir, Mustafa Balbay, İbrahim Özcan, Muhammed Murat Avar, Siyami Yalçın ve Neriman Aydın'ı tanıdığını, Genelde sohbetlerinde ülke meseleleri üzerine konuştuklarını, Ergün’ün özellikle mevcut iktidarın gitmesi gerektiğini, alternatifin CHP olduğunu söylediğini, kendisinin ise itiraz ettiğini sadece Büyük Birlik Partisine üye olduğunu, Mehmet Ali Çelebi isminde helikopter teğmeni olan şahısla Harp Okul 3.sınıftan itibaren aile dostum olan Noyan Çalışkuşu vasıtasıyla tanıştığını, Ayrıca Hava Harp okulundan isimlerini hatırlayamadığı 8-10 kişi olan çocukların oturduğu eve gelip, sohbet ettiklerini,

Zaman zaman Genelkurmay Başkanına, kardeşi Neriman ile ülke meseleleri ile ilgili mektuplar yazdıklarını, 2002 Eylül ayından beri devam ettiklerini, Hilmi Özkök paşayı pek sevmediğini,

Kütahya'dan hafız Mehmet Dumlu isimli büyüğünü 3 yıl önce ziyaret ettiğini, O zamandan beri sıkça kendisini ziyaret edip, istifade ettiğini, Ancak görüştüğü, konuştuğu askeri öğrencilerin konumları itibariyle direkt onunla görüşmelerinin doğru olmadığını söylediğini, kendi konumuna geldikleri zaman görüşmelerinin mümkün olduğunu,

Emre Çelebi mezuniyet gecesinde bira içip nizamiyede yakalanınca, sorununu Neriman'a bildirdiğini, Neriman’ın da Genel Kurmay Başkanlığına mektup yazarak askeriyede olup da bira içmeyen var mı diyerek çocuğu affedin dediği, bundan dolayı Emre’nin ceza almadığını, mezun olduğunu,

Ergenekon örgütünün yapısı ile ilgili edindiği bilgilerden sonra kafasında birçok şüphe oluştuğunu,

İkamet aramasında elde edilen CD, disket ve kasetlerin kendisine ait olduğunu, belirterek, emniyetteki anlatımını tekrarlamıştır.


Sorgu beyanında;

Emniyet ve savcılık beyanlarını kabul ettiğini, bacağındaki rahatsızlığı dolayısıyla askerlik yapmadığını, ilk olarak Ziraat Bankasında göreve başladığını, Kızılay Genel Müdürlüğünden baş müfettiş olarak emekli olduğunu, bu dosyanın şüphelilerinden Hamza Demir’i avukat Abdulkadir Erdil’in bürosunda tanıdığını, iki yıldır diyaloglarının devam ettiğini, Hamza Demir’in kendisini başka bir münasebetle tanıdığını söylemesine bir anlam veremediğini, telefon görüşmelerinde esas devlet tabirini Genelkurmay için kullandığını, bunun dışındaki birebir sohbetlerde esas devlet’den kastının Genelkurmay Başkanlığının ismini açıkça belirttiğini, Erzurum 9. Kolorduda bulunan Yarbay Ahmet Erdem’i Hukuk Fakültesinde okurken kardeşi Hakan Erdem vasıtasıyla tanıdığını, kendisine kurmaylık yönünde bir telkinde bulunmadığını, çünkü o dönemi geçtikten sonra kendisiyle tanıştığını, Türk Ortodoks kilisesi basın sözcüsü olan Sevgi Erenerol’u Ankara’dan tanıdığını, olan Ergun Poyraz vasıtası ile tanıdığını, Ergun Poyraz ‘ın Toplumsal dönüşüm yayınevinin anlaşmalı yazarı olduğunu, bu yayıneviyle irtibatının olduğunu, bu vesileyle tanıştıklarını, Ortodoks kilisesine yalnızca bir kez gittiğini, kendi görüşlerine, özellikle milliyetçilik konusundaki görüşlerine yakın gördüğü için Sevgi Erenerol’un davetine katıldığını, Ergun Poyraz’dan Hablemitoğlu cinayeti ile ilgili ayrıntılı bilgi alamadığını, Mustafa Kemal’ciyim, Atatürkçü geçinen kişilerin Mustafa Kemal ile ilgili sadece dünyevi boyutlu değerlendirmelerine katılmadığını, çünkü onun ilahi bazı güçlere de sahip olduğunu düşündüğünü, Noyan Çalıkuşu adlı subayı Selçuk’da arkadaşı olan Metin Çıtrak’ın akrabası olması sebebiyle tanıdığını, daha sonra ilişkisinin devam ettiğini, Harp okulu öğrencileri veya subaylarla doğrudan politik görüşmelerinin olmadığını, Yaşar Büyükanıt paşayla karşılaşmamasına ve tanışmamasına rağmen sanki çok yakın tanışıklıkları varmış gibi davrandığını, konuştuğu kişilere, bu bir numaranın emri diyerek etki etmeyi düşündüğünü, eceli gelen it cami duvarına işermiş sözümden kasıt yargı olmadığını, bu sözü Ergenekon tutuklamaları üzerine sarf ettiğinin doğru olduğunu, ancak bu sözü siyasiler için söylediğini, çevresinin genişliği insanlarla ilişki kurma konusundaki karakteriyle ilgili olduğunu, zaman zaman duygusal yoğunluk yaşar ve etrafın da bulunan insanları kendine mal ettiğini, ordu içerisinde ayrı bir örgütlenme amacının olmadığını, Noyan’dan önce harp okulundan hiçbir öğrenci tanımadığını, Halfetilik kişisel olarak ilgi duyduğu ve kişiye has bir durum olduğunu, Apo’nun fikirlerine yakın birisi olmadığını, siyasilere kızdığı için Apo’nun daha şerefli olduğunu söylediğini, 2010 yılında herhangi bir şey beklemediğini, tuttuğu notlar arasında kişilere ilişkin notlar olsa da bunlar fişleme amaçlı olmadığını, tarihe not düşmek adına olduğunu, her ne kadar esas Devleti her fırsatta övse de esas devletin idareye el koymasını tercih etmediğini, belli şirketlerde Genelkurmay’ın ( Esas Devletin ) hissesi olmasından kastının, Genelkurmay’dan emekli olan kişilerin kurduğu özel şirketler olduğunu, Doğu Perinçek veya ekoluyla en ufak ilişkisinin ve fikir birliğinin olmadığını, Doğu PERİNÇEK’ in karargah evleriyle kendisinin harp okulu öğrencileri ile geçtiği diyalogun bir ilgisi olamayacağını, Aylık 70 YTL. Kadar telefon görüşme ücreti ödediğini, fazla masrafı olmadığını, milliyetçilik anlayışının “Ne Mutlu Türküm Diyene” özdeyişinde ifadesini bulduğunu beyan etmiştir.

Yüklə 14,92 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   1548   1549   1550   1551   1552   1553   1554   1555   ...   2079




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin