1. T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI


Tape No:6637, 12.05.2008 tarihinde KEMAL AYDIN ile DURMUŞ ALİ ÖZOĞLU’nun yaptığı telefon görüşmesinde özetle



Yüklə 14,92 Mb.
səhifə1752/2079
tarix09.01.2022
ölçüsü14,92 Mb.
#92512
1   ...   1748   1749   1750   1751   1752   1753   1754   1755   ...   2079
Tape No:6637, 12.05.2008 tarihinde KEMAL AYDIN ile DURMUŞ ALİ ÖZOĞLU’nun yaptığı telefon görüşmesinde özetle; K. AYDIN’ın “Benim Özel Kuvvetlerim, Hizb-ut Tahrir’in belgelerini falanı filanı topladı yalla…taksici şoförle konuşurken Hizb-ut Tahrirci olduğunu anladı, telefonunu aldı ondan o bizim çiroz…Ondan sonra o Noyan’la birlikte Cumartesi Pazar kayda aldılar resimlerini çektiler adamın” dediği, D.A. ÖZOĞLU’nun “Mehmet Ali mi becerdi bu işi" dediği, Kemal'in de "He Mehmet Ali, abi ben sana söyliyim o çocuk valla geleceğin genelkurmayı" dediği,

Eren Mumcu’nun 20.09.2008 günü Cumhuriyet Savcılığında alınan ifadesinde; Gözaltına alınanlardan Noyan Çalıkuşu, Mehmet Ali Çelebi, Önder Koç, Hasan Hüseyin (soyadını hatırlamıyor) ve Yaşar Tozkoparan’ı tanıdığını, Bu şahıslardan Yaşar dışındakiler ile devre arkadaşı olduğunu, Yaşar ile aralarında ise okuldan 3 yıl fark olduğunu,

Şüpheli Yaşar Tozkoparan’ın Cumhuriyet Savcılığında alınan ifadesinde; Hasan Hüseyin Uçar'ı Noyan komutanın arkadaşı olması nedeniyle onun yanında gördüğünü ve o şekilde tanıdığını, bu kişilerle ortak herhangi bir faaliyet yürütmediklerini,

Şüpheli Önder Koç’un Cumhuriyet Savcılığında alınan ifadesinde; “Gözaltında bulunan şahıslardan Mehmet Ali Çelebi, Eren Mumcu, Yaşar Tozkoparan, Noyan Çalıkuşu, Hasan Hüseyin Uçar’ı tanırım.” dediği tespit edilmiştir.



Hamza Demir’in Emniyette verdiği ifasinde; “Şüpheli Kemal Aydın’ın yanına birkaç tane gencin geleceğini söylediğini, kahvede olup olmadığını sorduğunu, gelecek olan bu şahısların yanına geleceklerini, bu şahısları ağırlamasını, onlara ikramda bulunmasını söylediğini, yaklaşık bir ay kadar önce Ankara’da Konur-2 sokak isimli adreste bulunan Buluş Çay Salonu isimli yerde Şüpheli Kemal Aydın’ın bahsettiği şahıslar ile görüştüğünü, şüpheli Kemal Aydın’ın yanına gelecek şahısların ne için geldiklerini, ne hakkında konuşacakları, hakkında bir şey söylemediğini, kendisininde bu şahısların neden yanına geldiklerini sormadığını, Kemal AYDIN’ın sadece bu şahıslarla oturup çay içeceğini söyleyerek buluştuklarını, kahvehaneye yanına gelen şahısların isimlerini bilmediğini, Şahıslarla kahvede oturup sıradan bir muhabbet ettiklerini, zaten akşamüzeri olduğu için fazla oturmadıklarını, bu görüşmede şahıslar ile tanıştıklarını, şahısların Harbiye Askeri Okulunda okuduklarını söyledilerini, ancak şahısların gerçekten burada okuyup okumadıklarını bilmediğini. Şüpheli Kemal Aydın’ın vasıtası ile bu gelen şahıslarla tanıştığını, bu görüşmesinin başka bir amacı olmadığını, bu şahıslar ile görüşmesinin illegal bir amacı olmadığını, şüpheli Kemal Aydın’ın görevini yap derken misafirlerini ağırlaması için söylediği bir söz olduğunu, kendisinin de görevimi yapıyorum derken misafirlerini ağırladığını, kendisini mahcup etmediğini söylediğini, bunun dışında bu şekilde konuşmalarının her hangi bir amacı olmadığını, her hangi bir kimsenin kendisine görev vermediğini, görevden kastettiğinin şahısların ağırlanması konusu olduğunu, Bunun dışında her hangi bir amaclarının olmadığını dediği, Cumhuriyet Savcılığındaki ifadesinde de; “daha önce bu suçtan gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan sonra iki teğmen arkadaşının arayıp sorduklarını bir ihtiyacı var mı yardımcı olabileceğimiz bir husus var mı diye sorduklarını, teğmenlerle de o şekilde tanıştığını, teğmenlerin isminin Mehmet Ali Çelebi ve Noyan Çalıkuşu olduğunu, bunlarlada normal sohbet ettiklerini beyan ettiği anlaşılmıştır.

Durmuş Ali Özoğlu’nun Cumhuriyet Savcılığındaki ifadesinde; Durmuş’un 06.01.2008 günü saat 23.12'de Neriman Aydın ile yaptıkları telefon görüşmesinde geçen Neriman'ın "Çelebi komutan vardı onu bıraktık E. için yarın Disiplin Kuruluna çıkacak ona bi hazırlık yaptık şöyle savunsun diye. İnşallah yarın öyle savunacak kendini. Geçenki olaydan dolayı savunacak. Ama Kemal amcası onunla konuştu sözlerini aldı. Herşeylerini devam edecek, yani devam, bırakmak yok devam." şeklindeki telefon konuşması sorulduğunda; görüşmede geçen Çelebi komutanın Kara Harp Okulu öğrencisi iken artık teğmen olan Mehmet Ali Çelebi olduğunu, E.’nin de aynı okulda öğrenci olup akraba olduklarını tahmin ettiğini, E’nin okuldaki disiplinsizlik olayı nedeniyle karşı karşıya kaldığı cezaya ilişkin bir konuşma olduğunu, Neriman Aydın’ın bildiği kadarıyla bu kişilerin babalarıyla aile dostu olduğu için konuyla ilgilenmiş olduğunu, Çelebi’yi Neriman’ların evinde bir sefer gördüğünü beyan ettiği, yine aynı görüşmenin devamındaki, Neriman'ın Durmuş Ali’ye "Ablası ya laylaylomla devlet meseleleri de millet meseleleri laylaylomla nasıl olacak? Bu tarafta binler yüzlerce çocuk var ve Kemal abini dinlemek için sırada bekliyolar, bir dakika bırakmıyolar ki o Harbiyeli çocuklar yani, yeni çocuklar." şeklindeki telefon konuşması sorulduğunda; püpheli Kemal Aydın’ın Kızılay’dan emekli ve Mehmet Ali Çelebi’nin babası aile dostu olduğunu, Noyan’ın da Çelebi’nin sınıf arkadaşı olduğunu bu nedenle görüşmekte olduklarını, binlerce Harbiyeli’nin kendisi ile görüştüğünü zannetmediğini, görüşmelerin aile dostluklarından geldiğini, bu kişilerle Ankara’ya gidişlerimde görüştüğünü, kendisinin vatan ve millet sevgisi konularındaki fikirlerinden etkilendikleri için Neriman Aydın’ın onlar için idol olduğumu söylediğini beyan ettiği, 20.03.2008 günü saat 11.11'de Durmuş Ali’nin Neriman Aydın ile yaptığı telefon görüşmesinde Durmuş’un "Noyan falan döndü mü abla" dediği, Neriman'ın "Noyan Eğirdir’de amcası Özel Kuvvet. Amcası çok selamları var. Dün de Mehmet Ali Çelebi’nin var selamı. Noyan’ı da Özel Kuvvet seçmelerinde epeyce bir sıkıştırmışlar." dediği, Durmuş’un "İyi çok iyi, yok o çocuk güzel şeyler yapacak." dediğiniz, Neriman'ın "İnşallah sayende amcaları valla sayende, hep sen onlara idol oldun, örnek oldun gıptayla seni izliyorlar." şeklindeki telefon görüşmesi sorulduğunda; görüşmede geçen Noyan’ın Mehmet Ali Çelebi’nin sınıf arkadaşı olduğunu artık teğmen olduğunu, Eğridir’deki eğitimlerin zorluklarından bahsettiklerini, o çocuklar kendi kitaplarını okudukları için onu bir idol olarak gördüklerini Neriman Aydın’ın söylediğini beyan ettiği, 19.04.2008 günü saat 09.32'de Durmuş Ali’nin Neriman Aydın ile yaptığı görüşmede Neriman'ın “Akşama seninkiler vardı, Çelebi ile Kemal abin. Dedim Kahraman benden her hafta rapor alıyor dedim bunların durumu nasıl diye. Noyan diyo ki ablası, amcası “Kırmızı Beyaz” okuyorum dağda. Dedim ki ya şu amcanın şimdi gözüne girdin ha, dedim. Eğridir’in dağlarında kitap okuyasın, tamam mesele yok. Valla okuyom Neriman teyze dedi, herkese de okutturuyom dedi." dediği, Durmuş’un "Valla okuyorsa güzel işte tamam valla Noyan yırttı yani şimdilik. Valla benim çocuklara hepsine mecbur koşuyorum ya, en az iki kitap olacak çantasında. İlkinde mırın kırın ettiler, abi yani o şartları biliyosun filan, öyle yok dedim yok yok yok. Sıçtırmayın şartına, vurulduğunuzda yaralı yatacaksınız, kitap okuyacaksınız kitap okuyacaksınız o zaman." dediği şeklindeki telefon konuşmaları sorulduğunda; Neriman’ın ona rapor vermekten bahsetmesindeki kastın Noyan’ın kitap okuyup okumadığını söylemesi olduğunu, çocukların hepsine mecbur koşuyorum derken Mehmetçik dershanelerine gönderdiği kitaplar ve oradaki öğretmenlerden bahsettiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.


Yüklə 14,92 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   1748   1749   1750   1751   1752   1753   1754   1755   ...   2079




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin