Şu an göründüğü kadarıyla Hizb bu eylemi bir yanlış olarak görmüyor. Belki bu olsa idi belki bu iftiraları silmek için yine canla başla çalışır, beyanları dağıtırdık. Çünkü herkez hata yapabilir. Hizbimiz de fikri liderliğe önem verir şahsi liderliğe değil. Medyatik eylemler bir üslubtur ve bu üslub benim benimseyemediğim bir üslubtur. Öyle sanmaktayım ki Hizb de benim için bu üslubtan vazgeçmeyecektir.
Bunlardan başka kafamı karıştıran bizim” ikinci Merhale”de olmamızın sebeplerini kavrayamayışım. Hizb’in ferdi ibadetler ve elemanlarının “maneviyatlarında kuvvetlenmesi” noktasında çalışmasının olmamasıdır. Diyeceksiniz ki biz “siyasi” bir Hizb’iz. Ama bizim metodumuz Nebevi Metod değilmidir? Peygamber bu konuda da kitlesini eğitmemişmidir? Zaten Hizb’den olmayan insanlarında bizde eksik olarak gördüğü mevzulardan biride budur. Bende kendi nefsime ve etrafımdaki kardeşlerime baktığımda bunun böyle olduğunu görüyorum.
Son olarak şunu söylemek istiyorum. Ben bu Hizb’e katılırken düşünerek ve Allah rızası için girdim. Şimdi de aynı şey için ve aynı şeklide bırakıyorum. Tabi kalplerde olanı bilen sadece Allah’tır” şeklinde son bulduğu görülmüştür.
. . .
D) Ergenekon Terör Örgütü Soruşturması kapsamında gözaltına alınan şahısların Hizb-ut Tahrir Terör Örgütü ile olan ilişkileri