MB: bundan hiçbir şüpheniz olmasın.
İB: sizinle daha önce niye hiç konuşmadık biz.
MB: bilmem, herhalde uygun durum olmadı.
İB: TSK'ya zarar vermek isteyen bir yığın çevre var. Bunları siz de biliyorsunuz. Şimdi karşıda onlar varken, sizim sizi karşımıza almamız, cumhuriyet'le karşı karşıya gelmemiz istenmeyen bir durum.
MB: ben de aynen böyle düşünüyoruz.
İB: son olay bizi çok yaraladı.
MB: biz de sizin açıklamanızdan çok etkilendik, üzüldük.
İB: olayı şöyle alın, devam eden bir süreç var. Bizim çalışmalarımız var. Ve tam bu sırada sizin haber çıkıyor. Ben sizin bunu kötü bir niyetle yapmadığınızı biliyorum ama, biz çok yaralandık.
MB: kesinlikle kötü bir niyetle yapmadık. Biz Kıbrıs sorununa cumhuriyet olarak çok duyarlıyız. Dışişlerinin bir çalışma yaptığı haberini verdikten sonra, askerlerin bu konuda ne düşündüğünü de haber olarak vermek istedik. Bu konuda ulusal çıkarları öne alan bir ortak noktada buluşulması bizim de dileğimiz. Ama askerlerin, dışişleri çalışmasını irdelemesi bizce önemliydi. Zaten bu konuda kırıntı niteliğinde de olsa bazı haberler çıkmıştı.
İB: iyi de Mustafa (sohbetin 10-15. dakikasından sonra Sayın Balbay yerine Mustafa demeye başladı) biz öne çıkmak istemiyoruz. Sen bizi tuttun manşetlere çıkardın.
MB: Efendim konu Kıbrıs, ulusal güvenliğimiz açısından da önemli bir konu. İç politikayla ilgili bir yasa çalışmasında sizin görüşlerinizi alıp manşet yapsak, haklısınız. Biz bu konularda öne çıkmak istemiyoruz, diyebilirsiniz. Ama Kıbrıs konusunda öne çıkmayacaksınız da hangi konuda öne çıkacaksınız
İB: Mustafa sen biliyor musun biz aylardır Kıbrıs'la yatıp Kıbrıs'la kalkıyoruz. Bu konuda kesinlikle kabul edemeyeceğimiz şeyler var. Elbette bizim çok hassas olduğumuz bir konu. Ama biz bunu öne çıkmadan, kamuoyu önünde tartışmalı hale getirmeden çözmek istiyoruz. Yoksa Kıbrıs'ta bizim kesin çizgilerimizin dışında bir şey yapılmasına izin vermeyiz. bu konuda bize güvenin yav.
MB: tabii ki güveniyoruz ama dışişlerinin bir çalışması şekillendikten sonra, bunlar medyayı arkasına alırsa, geri dönülmez bir noktaya gelebilir. Yani, sizin kırmızı çizgilerinizi kapalı kapılar ardında ifade etmeniz sonuç vermeyebilir. Açıkçası bunun endişe içindeyiz... Bunları ben sadece Mustafa BALBAY olarak söylüyor değilim, gazetemizde Cüneyt ARCAYÜREK'ler, Mümtaz SOYSAL'lar var. Genel hassasiyetimizle ilgili sıcak bir konu olduğu için biz durumu manşete çıkardık.
İB: biz şu aşamada tamam kapalı kapılar ardında götürüyoruz çalışmayı ama sizin dediğiniz gibi iş geri dönülmez bir noktaya gelirse, tutumumuzu değiştiririz. Gerekirse ben çıkarım, Kıbrıs konusunda olması gerekenler şu, ama hükümet şöyle davrandı derim. İnanın buna. Ama çalışmalar sürerken, şu aşamada, biz hükümetle, dışişleriyle çatışan durumla olmak istemiyoruz... Şimdi, olan oldu... Sonuç olarak biz zarar gördük. Size sormamam gereken bir şey olduğunu biliyorum ama bu haberi size kim verdi
MB: sormamam gerektiğini biliyorum dediniz, iyi dediniz. Lütfen bu konuda bir şey sormayın.
Dostları ilə paylaş: |