1. T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI



Yüklə 14,92 Mb.
səhifə104/230
tarix30.04.2018
ölçüsü14,92 Mb.
#49575
1   ...   100   101   102   103   104   105   106   107   ...   230
Dijital İncelemeler:

CASPER marka dizüstü bilgisayar içerisinden çıkan WESTERN DIGITAL marka, seri numarası WMAM9EF31256 olan bilgisayar hard diski üzerinde yapılan incelemede;

GUVEN.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;



“Güven E. ile 30 Mayıs 1998'de Nenehatun caddesi üzerindeki Washington restoran'da öğle yemeği..

Önce boğazlar konusunu konuştuk. E., bürokratik yapı dökülüyor' dedi, devam etti

Bizim askeri bürokraside bir gelenek vardır. Bir kişiye diyelim ki, tüzük hazırlama görevi mi verilecek, çağırırsın. Adama, bu görev senin bir ay içinde yapacaksın dersin. Oda başka görev vermezsin. Bir ayda tamamlar getirir. Burada öyle değil. Hala 1918 yılında Almanların İstanbul Boğazı'nda yaptığı ölçümlerle iş yapılıyor. 1940'larda Amerikalılar da yapmış ama, onlar da Almanlarınkini kullanıyor. Boğazda kazaların gündüz mü gece mi olduğunu sordum. Bunu bile getiremediler.'

Bayan Çiller bize geldi. Heyecanlı, hemen çok şeyler yapmak istiyor, havasında. Biz durumu anlattık. O kayalıkların Türkiye'ye ait olduğunu ortaya koyacak belge yok. Ege'de böyle yüzlerce adacık kayalık var. Ben durumu izah ettim

-Eğer bir çatışma olursa, büyür, savaş çıkar. Ve biz şu an buna hazır değiliz...Bayan Çiller hemen heyecanlandı, ayağa kalktı... Merak etmeyin onlar da hazır değil, dedim..

28 ŞUBAT SÜRECİ

Ağustostaki MGK'da konuyu ilk kez gündeme getirdim. REFAHYOL'la birlikte birden değişiklikler başladı. RP'nin söylemi değişti. Bu durumu MGK'da tartışalım dedim, pek dikkate alınmadı..Sonra ben aralıkta tekrar gündeme getirdim. Bu sefer cumhurbaşkanı alırız gibi bir ortam yarattı... Sonra ocakta Cumhurbaşkanına brifing verildi. Ben orada bulunmadım. Ama biliyorum tabii... Konuşulanları falan... Ardından cumhurbaşkanı mektuplar yazdı..

CA- Peki benim netleştirmeye çalıştığım bir şey var. Bu süreçte sanki Cumhurbaşkanı baş rolü oynamış havası veriliyor... Böyle mi sahiden

GE- Bu bir tim oyunu, takım oyunudur... Tabii Türk Silahlı Kuvvetleri bunu ortaya koydu... Sonrası malum..

CA- Hayır cumhurbaşkanı böyle bir hava vermek istiyor..

GE- Ben emekli olunca bir yemek verdim. Oraya Sedat'ı da çağırdım. O sırada dizisi devam ediyordu. Yemekte Cumhurbaşkanı arıyor dediler. Başka odaya gitti. Dönüşte, cumhurbaşkanının, Beni biraz geri plana itmişsin, biraz öne çıkar' dediğini söyledi..

CA- Ama efendim, bütün bunların açıklığa kavuşması gerekli. Eğer kavuşmazsa, tarihe bunlar geçer. Yıllar sonra bu konular gündeme geldiğinde gazeteler açılır, bunlar okunur...

GE- Haklısınız... Ben Sabah gazetesinde çıkan yazıdan sonra Genelkurmay'a gittim. Bir açıklama yapmak gerekir dedim. Yapmayacaksanız ben kendi göbeğimi kesiyorum dedim..

CA- Şimdi Sabah gazetesindeki dizideki bilgilerden mantık yürütürüsek...Darbenin başı Demirel oluyor... Doğru mu değil mi?

GE- Evet..

CA- Peki Gölcük'te ne konuştunuz, böyle bir şey gündeme geldi mi

GE- Kesinlikle gelmedi. Gölcük bizim her yıl yaptığımız harp oyunları öncesi toplantımız, gelenektir..

CA- İstanbul'da aile sohbetinden söz ediliyor..

GE- Ben istanbul'da çok az aile ziyaretim olur. Biri işte Orhan K.'nın devreye girmesiyle oldu. Ama orada böyle şey konuşmadık. Orada olacak şey mi

CA- Efendim tekrar ediyorum... Eğer bu dönem açıkça yazılmazsa ileride şimdi gazete sayfasında yazılı olanlar konuşulacak... Yavuz Donat'a anlattıklarınız da bunu karşılamaz..

GE- Yok yok zaten o öyle açıklama gibi olmadı. Ben emekliye ayrılınca tatile gittim. Orada da araya Orhan K. girdi. Dedi ki, Yavuz bey bir kahvenizi içmek istiyor. Lütfen için... Kırmadım. Çocuğuyla geldi, tanıştırdı... Kahve içtik... Sohbet ettik. Ama yazması için konuşmadık. Yavuz bey çok ayıp etti. Hatta aradım, söyledim. Bu kötü oldu, çirkin oldu dedim..

MB- 28 Şubatın üzerinden bir yılı aşkın süre geçti, yeni hükümet iş başında...Sizde bunalım atlatıldı mı

GE- Hayır, atlatılmadı, devam ediyor... Bununla daha uzun süre uğraşırız”

9TEMM.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;



10 Temmuz günü Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde Gelibolu Yarımadası Barış Parkı Projesini kazananlara ödül verme töreni-kokteyli..

Tören sonrası Demirel, Ankara'nın güzelleştirilmesi gerektiğini, Ulus'un ötesindeki büyük alana birşeyler yapılmasının kaçınılmaz olduğunu anlattı. Kara Kuvvetleri Komutanı K. beraberinde üç yüksek rütbeli subayla törene katıldı.

Sedat E. ile birlikte K.'yla konuştuk. Sorular ve yanıtları

Soru: Hakkınızda değişik spekülasyonlar yapılıyor..

Yanıt:(Daha ben tümceyi bitirmeden) Saçmalıyorlar..

S: Saçma diyorsunuz..

Y: Hem de nasıl saçma... Hiç alakası yok. Bu Refahlıların hiçbiriyle ne temasım vardır ne tanırım. Göreceksiniz..

S: Neden bunlar çıkarılıyor

Y: Ben ne zaman yükselecek olsam bu çıkarıldı. Birinci ordu komutanıyken yaptılar. Tutmadı... Şimdi genelkurmay başkanlığı sırasında yapıyorlar, tutmayacak. Benim bunlarla hiç alakam olmadığı gibi, Milli Güvenlik Kurulu'nda bu konuları en çok dile getiren de benim. Bu Fethullah'la en çok uğraşanlardanım. İlerde MGK kayıtları açıklanırsa siz de göreceksiniz... Ordudan son atılanlarda bakın en çok karacı. Hiç müsamaha etmedim. Durum kesinleştikten sonra gözlerinin yaşına bakmıyoruz..

S: Yabancı basının da sizin için yazdığı ilginçti..

Y: Onu işte Cüneyt bey gayet güzel yorumladı..

S: Atıyorsunuz ama hala orduya sızma emellerinden vazgeçmiyorlar. Bunu yapmayın diye kulaklarına fısıldatamaz mısınız

Y: Onu nasıl yaparsın ki... Sonra, zaten adam reddediyor. Biz birini takibe alınca iki-üç yılda karar veriyoruz. Önce uyarıyoruz. Dönen oluyor. Ama bazıları kesseniz dönmem, ben böyle düşünüyorum diyor. Onu ne yapacaksınız..

S: İrticayı birinci tehdit olarak ısrarla söylüyorsunuz..

Y: Görünmüyor mu? Baksanıza olup bitene, İstanbul belediye başkanına..

S:Mali kaynakları da çok güçlü..

Y: Yılda 15 milyar dolar para harcanıyor bunun için. Beş milyar gecekondulara, beş milyar seçim zamanında, beş milyar propaganda çalışmalarına. Müthiş bir ekonomik güçleri de oldu..

S: Bunun kaynağı konusunda netlik yok..

Y: Çoğu yurt dışı. Almanya-Milli Görüş vakfı... İran, Suudi Arabistan... Şeriat için tüm dünyada 80 milyar dolar para harcanıyor. Bize düşen bu kadar..

S: Hükümeti bu konuda kararlı buluyor munuz

Y: Orada tabii Meclis diyorlar. Yasaların meclis'ten geçmesi lazım diyorlar ama, yasa olmadan da idarenin kararıyla yapılabilecek şeyler var. Bunlar yapılabilir. Sonra yargıda yapılabilecek şeyler var. Yargı aşaması olabilir. Ama her ikisi de çok yavaş işliyor, ne yazık ki..

S: Genelkurmay başkanının son açıklaması, askerlerin genel kararlılığını gösteriyordu. İrticayla mücadelenin kararlılıkla süreceği izlenimi vardı..

Y: O konuda hiçbir taviz olmaz. İşte soru işareti yaratmaya çabalamalarının nedeni de bu zaten. Bir bölme, kafaları karıştırma olabilir mi diyorlar. Mesela, Cüneyt bey... Geçenlerde durumu yazıyor. Kılıç'dan söz ediyor, yemin ettik dedi diyor. D.'ndan söz ediyor kararlı diyor. Bana, K. bile diye sözü giriyor. Niye bile diyor ki..

S: O bir anlatım bütünlüğü içinde öyle gelmiştir, Cüneyt abinin değerlendirmelerini biliyorsunuz..

Y: Biliyorum, bilmez miyim... Zaten o yüzden neden bile kelimesini kullandı diye düşünüyorum..

S: O zaman Cüneyt abiyle birlikte sizin bir kahvenizi içelim..

Y: (Gülerek) Şimdi olmaz, ama sonra yaparız..

S: Kıbrıs ısınıyor... Şöyle bir senaryo var... Yunanistan'la aramızda kontrollü bir savaş olacak. Türkiye savaşı çıkaran ülke olarak dışlanacak... Ordu da yıpratılmış olacak, içerideki itibarı sarsılacak..

Y: Öyle senaryolar yapılıyor. Bu yolla bizi AB'nin tümüyle dışında tutmak, AB'ye girişin tartışma konusu bile olmamasını sağlamak istiyorlar. Ama, Yunanistan bizimle savaşa tutuşamayacağını biliyor. Özellikle yunan genelkurmayı bunu çok iyi biliyor

S: İçerde ordu yıpratılırsa bu irticacılara yarar deniyor..

Y: Doğru ama yapamazlar... Türkiye irticayı yenecek...

S: Kişisel olarak da çok kararlısınız..

Y: Türkiye için... Bakın ben bunların arasında hiç bulunmadığım gibi... Şimdi bu söylenmez gerek de yok ama... Ben en son camiye ne zaman gittiğimi hatırlamıyorum. Gitmem de...

12ARA.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;



10 Aralık Perşembe günü saat 10.00'da Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı

Orgeneral Necdet T. telefon etti

-Bugün öğleyin yemek yesek, sizin de durumunuz uygunsa. Bizim komutan (KKK Org. Atilla A.) dışarıda. Benim için uygun bir gün..tamam' dedim..

Saat 12.15'te KKK Dış girişinden beni özel araçla aldılar, komutana gittik. Önce odasında 15 dakika sohbet ettik..

Odada Timur'un anlattıklarından satır başları

-Son ABD gezimde yeni çıkan kitaplar var mı diye baktım. Görev suistimali' diye bir kitap çıkmış. Aldım. Burada tercüme ettirdim. ABD'de yöneticilerin yaptığı görev suiistimallerinden söz ediyor. Çok ilginç bir kitap. Örneğin ABD yönetimi zaman zaman askeri stratejileri politik olarak değiştirmiş. Bunların görev suistimali olduğu anlatılıyor. Yani bir yönetici yanlış yönlendirmişse bu da suistimaldir..

-Türkiye'de yönetime bakıyorum büyük görev suistimalleri var. Siyasiler ne yazık ki Türkiye'nin hedeflerinden, iç-dış tehditlerin boyutlarından haberdar değiller. Aslında her yeni hükümetin MGK Genel Sekreterliğine başvurup bu konuda brifing alması gerekiyor. Ama son dönem hükümetleri almadılar.

-Bir de Türkiye'de bakanlar konusunun uzmanı değil. Adam, Sağlık Bakanlığı yapıyor sonra Milli Savunma Bakanı oluyor. Yani işi bilen kişiler o görevlere getirilmiyor

-Paris'teki çalkantılı dönem... Cumhuriyetlerin biri yıkılıyor, öteki kuruluyor. Hani var ya birinci cumhuriyet ikinci cumhuriyet... Bu süre içinde, Paris'te metro işliyor, sular akıyor, çöpler toplanıyor... Bir yabancı soruyor, yahu, hükümetler gidip geliyor, rejimde sarsıntı oluyor. Ama devlet sapasağlam işliyor. Bu nasıl oluyor'... şu yanıtı vermişler: Fransa'yı Müsteşarlar yönetir.' Müsteşarlık o kadar önemli makam. Ama bizde onun da dejenere olmasına neden oldular..

12.30'da yemeğe geçtik... Yemek, KKK içinde Sosyal Hizmetler tesislerindeydi. İki büyük salon var. Birinin adı Kızılırmak, ötekinin Yeşilırmak... Yemeği Kızılırmak salonunda yedik. Yerde kırmızı halı... 5-6 masa var. Sadece generallerin yemek yediği bölümmüş... İki masa doluydu. Girişin solundaki masada iki kişi oturuyordu. Biri sivil, biri general... Timur paşayla selamlaştılar. Timur paşa sivil olan kişiyi şöyle tanıttı: Eski Tuslog komutanıydı. Şimdi bir silah firmasının temsilcisi olmuş! Bir de Türk-Amerikan İş Konseyi Başkanlığı yapıyor..

Yemekte önce sosyal tesislerden, havadan sudan söz ettik. Konuyu ben açıp, Türkiye'yi nasıl görüyorsunuz' diye sordum... 13.45'e kadar sohbet ettik

Konu başlıklarıyla konuştuklarımız

-Mesut YILMAZ'a gümüş tepside başbakanlık verdik... Kullanamadı. Planlar bu yüzden tam yürümedi..

-Baykal'ın ne yapmak istediğini tam olarak kestiremiyorum

-Geniş tabanlı hükümet diyorlar. Böyle bir hükümet kurulursa bu, devlet olanaklarının dört koldan talanı demektir. Her parti kendine göre seçim propagandası için devleti kullanacak. Bu felaket olur.

-Üstelik böyle bir hükümet, seçimden sonra da bir iki ay daha yürürlükte olacak

-Partilere bakıyoruz, çoğunda muhatap olunacak kişi yok. Örneğin DYP, kiminle muhatap olursun ki

-Nasıl bir hükümet kurulacak öngörmek güç. Düşürülmesi zamanlama olarak pek uygun değildi...

Seçim

-Bu koşullarda seçim hiçbir şeyi değiştirmez. Aynı istikrarsızlık olur. Ben daha kötüsünden endişe ediyorum

-Fazilet Partisi tekrar iktidar olur mu? Ona tekrar hükümet verilir mi? Verilmez. Bu mümkün mü? olmaz..

-İşte hükümet işlevini yerine getiremedi. Yılmaz'la olmadı... Yapabilseydi, FP'nin oylarını eritebilirdi... olmadı..

-Seçimlerin mutlaka iki turlu olması gerekiyor. En azından yerel seçimlerin iki turlu olması şart. Bizde yüzde 20 ile iktidar olunuyor. Öteki ülkelerde yüzde 15-20 marjinal partilerin aldığı oy bu olur mu?

-Seçim yasasında bu barajın da düşünülmesi lazım. Tartışılsın, yüzde 10'da kalmalı mı yüzde 5'lere inmeli mi? tartışmak gerekiyor.

-Siyasi Partiler yasasında değişiklik şart. Milletvekili adayları Genel Başkanların iki dudağı arasında olmamalı. Bunu mutlaka değiştirmek gerekiyor. Mutlaka.

-Korkarım yine mecbur olacağız... Türk Silahlı Kuvvetlerinin görevleri arasında iç güvenlik de var.

Öcalan-PKK

-Herkes soruyor, Suriye'ye neden 14 yıl sonra şimdi baskı yaptık diye. En uygun zamandı. Biz kendi aramızda tarttık. Suriye'nin en zayıf zamanı. Attila Paşa gitti sınırda konuştu. Suriye, İsrail sınırındaki bir tek tankını bile oynatamadı. Çok zor durumdalar. Bir daha bu kadar zayıf yakalayamayız diye düşündük.

-Orada bir şey yapmak gerekiyordu. Suriye'ye Öcalan'ı oradan at yerine, bize ver diye bastırmak gerekiyordu belki... Bunu şimdi İtalya olayıyla anlıyorum

-Siviller bize yardımcı olmuyor. Suriye'yle görüşmeler devam ediyor. Sadece askerli kanadı iyi işliyor. dışişleri düzensiz..

-Avrupa Türkiye'ye ilişkin emellerinden vazgeçmiş değil. Yani Sevr düşüncesi devam ediyor. Bu hareketler onun parçası

-İtalya Dışişleri Bakanı dini, oraya buraya gidiyor. Zor durumdalar, hata yaptılar, düzeltmeye çalışıyor. Bizim Dışişleri Bakanı ortada yok. Sosyalist enternasyonal toplantısı oluyor. Baykal gitmiyor, İnönü'yü gönderiyor. Kendisi gidip, iktidardaki sol partilerle kulis yapsa ya..

TIMUR.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;



Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Org. Necdet T. ile 19 mart 1999 cuma günkü öğle yemeği..

Makamda buluşmadan sonra hemen yemek salonuna geçiş... Yolda ilk tümce

-Bugünkü yazılarda bizi biraz eleştirmişsiniz. Hafif... ama doğru..

Özel odada başbaşa yemek... (bir önceki yemek, genereller bölümündeydi

Öcalan Konusu

Sorguyu yapan DGM savcıları işi bilmiyor. O ifadeler adamın ileride kendini savunmak için kullanacağı değerlendirmelerle dolu. 15 yıllık geçmişi yansıtmıyor... Daha derin ifade almak gerekirdi. Nitekim, dün avukatlarının yaptığı açıklamadan ne yapacakları anlaşıldı. Barış istiyoruz diyecek, oraya oturtacak. Yaptığı her konuşma kaydediliyor. Kendi kendine mırıldanmaları bile. Erbakan'a yazdığı mektupları istemiş avukatlarından. Yeni mektuplar yazacakmış. Ecevit'e yazacağım demiş. Cumhuriyet'e yazacağım demiş. Gazete olarak size yazacakmış. İfadelerin basına yansıması hoş olmadı. Bize ulaşan bilgi şu: Savcılardan polisler istemiş. Onlar da beş milyar liraya Hürriyet'e satmış.

DGM

Biz askeri üyelerin göreve devam etmesinden yanayız. Askeri üye lazım. Başkan sivil oluyor. Asker ikinci adam. bir de DGM kararı Yargıtay'a gidiyor. Orada sivil üyeler var. Asker yok. Geçen gün Erzurum DGM'nin asker üyesiyle konuşuyorum, DGM'ye başkanlık ediyormuş. Olamaz dedim. Oluyor dedi. Ne zaman idam cezasının verileceği karar olsa, başkanla öteki sivil üye istirahat alıyormuş. Asker üye başkanlık etmek zorunda kalıyormuş. Anadolu'da böyle. Siviller can güvenliği nedeniyle endişe ediyorlar. Devlet güvenliğiyle ilgili suçlar ayrı bir ihtisas ister. Bunu biz de başta bilmiyorduk. Zamanla asker hukukçular uzmanlaştı. Avrupa Mahkemesinde bizim DGM'ler aleyhindeki karar 8'e karşı 11 oyla alındı. İkna edilebilir bir durum. Önemli bir husus da şu. Diyelim ki asker üyeyi kaldırdık, bu kez önceki yargılamaların tümü tartışma konusu olacak. Hüküm giyenler itiraz edecek. Yeniden yargılanma isteyecek. Başa çıkamayız

K.'nın demeci

Bizim komutan Diyarbakır'dan çok bozuk döndü. (KKK Attila ATEŞ) eğitim elbisesiyle komutana çıktı. Durumu anlattı. Komutan başlangıçta açıklama yapmaktan yana değildi. Ama alttan baskı vardı. Ateş paşa durumu anlattı. Hatta bana dedi ki, bir tören bul. Hemen buluruz dedim. Zırhlı birliklerde yemin töreni vardı. Orada olabilirdi. Ancak Kıvrıkoğlu paşa karar verdi. Şekli de kendisi belirledi. Zannediyorum bir daha o şekilde olmayacak.

Seçim

Türkiye'nin birinci ihtiyacı istikrar. Bu olmazsa biz PKK ile irtica ile mücadele edemeyiz. Çevremizde güvenliği sağlayalamız. Mesela, Öcalan ifadesinde Almanya'dan sonra en büyük üslerinin Romanya'da olduğunu söylüyor. Ama Romanya kacak güreşiyor. Bunları halletmenin yolu güçlü hükümetler, istikrarlı yönetimler. Seçimden sonra DSP-ANAP görünüyor. Bu Türkiye'yi rahatlatır. Eğer Refahyol benzeri durum olursa, bize iş düşer.

Ecevit

Bu dönemde önemli bir şans oldu. İyi bir performans gösterdi. Ama derin devam eden ince hastalığı sorun... Bir de Gülen zaafı... DSP'de kimi adaylar var, Gülen sempatizanı. O konuda bir saplantı içinde. Ilımlı islam diyor. Bunlar iyi bir köprü olur diyor. Bir bu görüşü var. Bir de, biraz ödün verip oy almak istiyor olmalı. ama, daha geçen gün İzmir'de ortaya çıkarıldı. Maltepe Askeri Lisesinden beş öğrenci bunların yurtlarında yetiştiriliyormuş. MİT yakaladı. Fotoğraflarını çekti. Biz bu kadar kararlı olduğumuzu söylüyoruz, adamlar hala uğraşıyorlar

Çiller

Fazilet'ten daha tehlikeli. Siyasetten mutlaka silinmesi lazım. Çevresinde daha önce devlette hizmet vermiş insanlar var. Şaşıyorum. Demek ki onlar zamanında devletin o makamlarına kimilerinin desteğiyle gelmişler

Hikmet Çetin

Komutan onunla yemek yemeyi planlıyordu. Davet edelim dedik. Meclis'in toplanması gündeme geldi. Tavrına şaşırdık. Komutan kızdı. Yemeği iptal edelim dedi. Biz de durumu uygun dille bildirdik. Hemen beni aradı. Ben de yemek için üzüldüğümü söyledim. Bazen program yoğun oluyor dedim. O da sadece hal hatır için aradığını söyledi. Haklı olduğunu kanıtlamak için anayasa profesörlerinden aldığı görüşleri toparlamış. Size de gönderiyim dedi. Gönderdi.

Demirel

Ne yapmak istiyor anlayabilmiş değiliz. Son manevrasında bir planı vardı. Sanıyorum, bu meclis'in devamını sağlamak sonra 2000'de bir plan yapmak vardı kafasında. Yücel SEÇKİNER aradı. Ona göre, seçimi 2000'e alıp, kuracağı partinin başına geçip, seçimlere girme planı vardı. Çankaya'yla aramızda senkron yok. Olmuyor. Dün dündür bugün bugündür politikasından vazgeçmiş değil. Bakıyorsunuz değişmiş.

Saddam

Hep söylüyoruz, Türkiye'nin bölgedeki sorunları çözmesi için içeride güçlü bir devletin olması gerekiyor. Tarık AZİZ birkaç ay önce bir demeç verdi. Hala o demeci unutamıyorum. Adam, Türkiye'yi boşverin, bir hükümet bile kuramıyorlar dedi. Bizim böyle bir aşağılanmaya hakkımız var mı

Terör

Biz yıllardır ne gerekiyorsa yaptık. Sivillere düşenleri de hatırlattık ama olmuyor. Şimdi terör büyük kentlere gelince başka bir bilinçlenme oluyor. Adam kendi can güvenliğinin de bir an için tehlikede olduğunu düşünüyor. Mavi çarşıda ölen bir kadının 7-8 yaşında çocuğu vardı. tabuta sarılıyordu hani. Televizyonda o çocuğu gördüm, o gece yemek yiyemedim. İşte terörün sonucu bu dedim. Jandarma komutanına söyledim, o kaseti kullanacağız.

Cumhurbaşkanı seçimi

2000 yılında yeni cumhurbaşkanı seçilecek. Şimdi bu Meclis'te orayı isteyenler var ama orası çok önemli bir makam. Devletin tepesi... Bunu bir başka yemekte konuşalım..

TIMUR2.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;



31 Mart 1999 akşamı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Org. Necdet T., Genelkurmay Harekat Daire Başkanı Kongeneral Yaşar B. ve Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı Korgeneral Fevzi T.ile akşam yemeği..

KKK generaller bölümü..eşler bir yan koltukta...yarım saat viskili sohbet..Timur, ötekileri gösterdi bunlar benim en güvendiğim arkadaşlarım. Biz emekli olacağız. Yerimizi onlara devredeceğiz.'

Ana sorun olarak şunu koydular

18 Nisandan sonra hazirana kadar hükümet yok. Boşluk olacak. Öcalan'ın yargılanma süreci de siyasallaşacak..yemek boyunca bu konuyla ilgili değerlendirmeler

- Bizim tarafta ses yok. Öcalan'ın avukatları Avrupayla haberleşiyor. Gidip geliyor. Dava sürecini siyasileştirecekler

- Biz nasıl bir yol izlemeliyiz, onu düşünüyoruz. Nasıl yargılanmalı. Burada medya çok önemli. onlarla ülke çıkarları için Entegre olabiliriz? Bunun yanıtını arıyoruz

- İfadelerin basına sızmasında bizim hiçbir rolümüz olmadı. Ama o süreç kötü oldu. Biliyoruz. Yargılama aşamasında ortak hareket etmek gerekiyor. Bu konuda medyayla ne yapmalı? onu arıyoruz..

Siyaset

- Bu meclis'le bir yere gidemeyiz. Bunlar ülke çıkarlarını düşünmüyorlar. Bakalım önümüzdeki meclis ne yapacak

- Biz FP zihniyetinin yüzde 12-13'lere inmesini bekliyoruz. Yoksa kötü olur. Ecevit rüzgarı bakalım ne kadar etkili olacak

-Türkiye'de demokratikleşme şart. Bu siyasi partiler yasasıyla bu seçim sistemiyle bu iş olmaz. Bunu mutlaka yaşama geçirmek gerekiyor

- Türkiye 21. yüzyıla ancak istikrarlı güçlü bir yönetimle girer. Bunu yaşama geçirmek gerekiyor. Ama bu durum ufukta görünmüyor

Medya

- Şimdi iki güç ayakta kaldı. Silahlı Kuvvetler ve medya. Medyanın da işlevini yerine getirmesi için ulusal çıkarları iyi bilmesi gerekiyor. Biz bazan Milli Güvenlik Akademisinden Türkiye'nin ulusal çıkarlarıyla ilgili seminerler verelim diyoruz. Ama beklediğimiz gazeteler gelmiyor. Buna çok üzülüyoruz. Akit, zaman hemen kimi göndereceklerini söylüyorlar. Ama bir Hürriyet, Cumhuriyet, Milliyet eleman göndermiyor

- Kimi gazeteci arkadaşlar öyle haberler yapıyorlar ki, tam PKK kampanyası. Bu kadar olmaz. Bir de çok bilgisizler. Bu konuda ne yapmalı düşünüyoruz.

- Hasan TAHSİN bilgi merkezinin daha işlevsel olacağını düşünmüştük. Tam olmuyor. nedense yararlanan pek olmadı..

- Şu anda cezaevlerindeki 5 bin PKK'lı mahkum arasında bir anket yaptık. Onlara sizce PKK'nın en büyük gücü nedir diye sorduk. Yüzde 80 birinci sırada propaganda gücü çıktı. Silahlı güç ikinci sırada. Bu çok önemli

12 Eylül

Yemek boyu ara ara söz 12 Eylüle geldi. Eşler o günü anlattılar. B.'ın eşi

- Yaşar bana ille İstanbul'a git diyor. Canıma minnet gittik. O Ankara'da kaldı. Meğer 12 Eylülü hazırlıyorlarmış

Timur'un eşi

-Erzurumdayız. Necdet 15-20 gündür hep gece eğitim var diyor. 12 Eylül gecesi baktım tanklar kentin içine doğru gidiyor. Artık biliyoruz, gece eğitiminde kentin dışına çıkarlardı. Necdet bunlar kentin dışına değil içine gidiyor. Ters gidiyor, dedim. Necdet gülüyordu..

Türkiye'nin yeri

- Bizim Balkanlar'da NATO dışında hareket etmemiz mümkün değil. Ama NATO harekatının nereye uzanacağı belli değil. Ama NATO'nun bu hareketi emsal teşkil eder mi etmez mi, şu aşamada bir şey demek zor

Yüklə 14,92 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   100   101   102   103   104   105   106   107   ...   230




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin