-Aslında bizim de bir karar vermemiz lazım. Asıl arka bahçemiz balkanlar mı kafkaslar mı? Kafkaslar olması gerekli..”
“16EYY.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;
“MGK Genel Sekreteri Orgeneral Cumhur A. ve 5 kişilik MGK üst yönetiminin Sedat E., Fikret B., Murat Y., MUSTAFA BALBAY'la yaptığı söyleşideki yazılması istenmeyen konuların satır başları
- HADEP'e oy verenlerin durumunu araştırdık. Hakkari'den Mersin'e kadar bir hat üzerinde çalıştık. Güneydoğu'da halkın yüzde 60'a yakını HADEP'e oy vermiş. Bunların yüzde 20'si doğrudan PKK'ya sempati duyuyor. Bu dilimi şu aşama yakalamak olanaksız. İkinci yüzde 20'lik dilim sosyal çalışmalarla elde edilebilecek durumda. Üçüncü yüzde 20'lik dilim ise sırf protesto olsun diye HADEP'e oy vermiş. İşte biz son iki dilimi yakalamaya çalışıyoruz. Bunları devlete yöneltebilirsek büyük ölçüde rahatlayacağız
- Araştırmada ortaya çıkan ciddi bir bulgu da şu oldu Güneydoğu insanının az bir diliminde kimlik arayışı' oluşmuş. Bu yüzde 10'u geçmez. Oran küçük gibi görünüyor ama, her an artabilir ve etkili olabilir.
- PKK Ocak 2000'de yaptığı 7. kongresinde siyasallaşmanın zemini olarak bu kimlik arayışına sarılma kararı aldı. Güneydoğu bu anlamda tam bıçak sırtında. Eylem planı hazırlamamızın nedeni de bu
- Kuzey Irak'ta 4 bin, Türkiye'de 500, İran'da 500 olmak üzere toplam 5 bin silahlı PKK militanı hala duruyor. Bu gözardı ediliyor. Şu aşamada halkı kazanmamız büyük önem taşıyor
- Batının PKK'ya desteği devam ediyor. Ancak eskisi gibi değil. PKK uyuşturucu gelirlerini ve haraç gelirlerini de kaybetmeye başladı
- Hazırladığımız planın sivil içeriği var. Ama MGK hazırladı. Açıklanmasını da Başbakan'a bıraktık. 9 Mayıs'ta kendisine verdik. Bir de basın bülteni' olarak açıklayabileceği metin sunduk. Nedense üç aydır açıklamıyor. Bu yüzden sizinle toplanıp güneydoğu eylem planını açıklama kararı aldık. Yine de biz perde önünde olmak istemiyoruz. AB hemen, askerler yine devrede' demeye başlar..
- Gülen bize göre birinci en tehlikeli gruptur. Kasetler var... ben bir F-16 pilotumu Gülenci olduğu için ordudan çıkarmak zorunda kaldım. Ecevit'in Gülen'e desteğini anlamak mümkün değil. Ortak zeminlerde konuyu açıklayamıyor da. Sözleri inandırıcı değil..
- Bize göre Gülen iki amaçla kullanılıyor; ABD'nin nüfuz alanını genişletmek, Türkiye'de ılımlı islamı yönetime getirmek.
- Gülen'in yurtdışındaki okullarında daha çok amerikan propagandaları yapılıyor. Bir de şu var, madem bunlar vatanlarını çok seviyorlar, öncelikle Türkiye'deki eğitime neden katkıda bulunmuyorlar
- Türkiye'de Türkçe ibadete geçmediğimiz sürece su sorunla çok uğraşırız. Bu konuyu sizler de sık sık gündeme getirmelisiniz. (burada, Murat Y., irticanın bu noktaya gelmesinde 12 uygulamalarının çok payı var' dedi. A. başını salladı ve, aynen katılıyorum' karşılığını verdi.
- Ben MGK Genel Sekreteri olmadan önce sivillerle çok temasta değildim. Bu görevle iktidarları, bürokratları tanıdım. Çok zayıf... Adam toplantıya geliyor gündemden haberi yok.
- Yurtdışındaki Türkleri belli hedefler etrafında toplamak için gizli bir çalışma başlattık. Yoksa onlar çok yanlış kişilerin etkisi altında kalıyorlar”
“03EKKK.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;
“1 Ekim 1999 cuma akşamı MİT Müsteşarı Şenkal A.'la akşam yemeği
Saat 19.20'de konuta gidiş. 21.00'e dek eşi İris Hanımın olduğu sohbet, sonra MİT Müsteşar yardımcısı Miktad A. ve Toplum ve Halkla İlişkiler Müdürü Cem K. ile yemek
Konulara göre sohbetin dökümü
PKK ve Öcalan'ın durumu
- Cezaevinde, ölüm korkusu içinde yaşayan bir Öcalan bizim işimize gelir. Bir terör örgütünün lideri cezaevine düştü mü etkinliği de azalır….
- Bizim endişemiz Öcalan'ın yerine güçlü bir liderin çıkacak olmasıydı. (gülümseyerek) allaha şükür bu olmadı.
- Terör örgütleri eylem yapmazlarsa hantallaşırlar. PKK'nin çekilme kararı alması, eylemlerini ara vermesi örgütü pasifleştirir. Sonra da soru işaretleri başlar.
- Şimdi örgütün Avrupa ayağıyla dağdakiler arasında bir çekişme var. Dağdakilere Avrupa'ya gidince her şey ayağınıza gelecek. Krallar gibi karşılanacaksınız gibi vaatler olmuş... Bir de dağdakiler Avrupa ayağını tanıdı, onların hayatını gördü. Şimdi çekememezlik var. SKP'nin (Sürgündeki Kürt Parlamentosu) kendisini feshetmesinin nedeni de bu.
- Örgüt içindeki ikiliklerin derinleşebileceğini düşünüyoruz. Örneğin, Yaşar KAYA neredeyse infaz edilmesi gereken kişi haline geldi. Kaya'yı küçümsememek gerekiyor. Avrupa'nın pek çok ülkesinde PKK'nin terör örgütü değil de başka türlü tanıtılmasında önemli etkisi oldu
- Bizim hesaplarımıza göre Öcalan çekilin' çağrısı yapmadan önce dağlarda 1800-2300 silahlı adamı vardı. 400-450 kişi buna uydu, şu anda 1400-1800 arası kişi var
- Bütün öteki ülkeleri de katarsak, İran, Irak, Suriye, Rusya... 5 bin dolayında adamları var
Öcalan'ın yakalanması
- Suriye'den ayrılışından itibaren çok iyi izledik. Bunu doğrusu biraz da övünerek söylüyorum. Adım adım izledik. Rusya'ya gittiğini tespit edince hemen temas kurduk. Önce reddettiler. Burada haftada iki-üç gün Rus servisinin adamlarıyla kavga ettik.
- Rusya'da kalmasından korkuyorduk. Ruslarla o günlerde çok uğraştık. Burada haftada iki üç defa değerlendirmeler yaptık. Eğer Rusya, Suriye benzeri bir destek verseydi uğraşmak çok zor olurdu. Adamlar zaten PKK'yi destekliyorlar. Şimdi de Moskova'nın 100 km. kadar güneyinde PKK kampı gibi çalışan yer var
- Rusya'nın kabul etmemesi bizi çok sevindirdi. En uzun süre İtalya'da kaldı. Biz bunun kişiliğini İtalya'da iyice çözdük. Korkak olduğunu, ölümden korktuğunu saptadık..
- Oradan Yunanistan'a geçtiğinde hemen devreye girdik. Yunan gizli servisine ben bir faks çektim. Hemen cevap geldi, bizde yok' dediler. Bu aslında sevindiriciydi. Orada olduğunu biliyorduk, ama yok demiş olmaları, orada tutmaktan yana olmadıklarını da gösteriyordu. Daha doğrusu kendi içlerinde bir tartışma başladı o zaman. Bir grup, siz ne yapıyorsunuz, Türkiye ile böyle bir durumun içine girilir mi' dedi.
- 4 şubat günüydü... Biz Yunanistan'dan gittiği yeri tespit ettik ve oradan getirebileceğimize kanaat getirdik. Bunu başarabileceğimizi düşündük. Bu anlattığım ana kadar her şeyi mit olarak tek başımıza yürüttük. Ama bundan sonrası için üçlü hareket gerekiyordu. Şu anda dünyanın hiçbir ülkesi böyle bir operasyonu tek başına yapamaz. mutlaka bir ortak hareket edecek partner gerekir. Biz hazırlıklarımızı yaptık... Öteki iki ülkeyi sormayın. Söylemeyeceğime söz verdim. Ama sizin için bulmak zor değil...
- Arkadaşlarımızla birlikte konuşup bunu başarabileceğimiz kanısında birleştiğimiz an başbakana çıktım. Durumu anlattım. Bu beni aşar dedi, beraber cumhurbaşkanına gittik. Cumhurbaşkanı hemen Genelkurmay Başkanını da devreye soktu. Köşk'te birlikte toplandık. Devletin tepesindeki üç önemli kişiyle buna karar vermek benim için ayrıca heyecanlıydı. Hepsinin ortak sorusu, yapabilir misiniz' idi. ben durumu anlattım. ayrıldık. O andan itibaren hiç bir bilginin sızmaması gerekiyordu.
- Uçak için Cavit Ç.'la bağlantı kurduk. Bana lazım dedim. Başka şey söylemedik. 200 bin dolar verdik. Parayı ödedik. Bu kadar uzun menzile giden bir-iki uçak var Türkiye'de fazla yok..
- Ekip beş gün Entebbe'de bekledi. O üçlü organizasyonu yaptık. Haber geldi. Kenya'ya geçti... Uçağın dışındaki içindeki Türkiye'ye ait olduğunu ortaya koyacak her şeyi kapatmıştık... Getirildi... Uçağa bininceye dek Hollanda'ya gittiğini sanıyordu. Elinde küçük tahta bir bavul vardı. Uçağa ilk girişteki arkadaş sarışındı, ona yabancı dilde selam verdi. içeri girdi..
- Her şey bittikten sonra durum kendisine söylendiğinde korkudan bayıldı. Tabii uçağın içinde güvenliği engelleyecek hareketlerde bulunmasın diye gözünü kapattık, kelepçe taktık.
- 1.5 saatlik bir video çekiminde 7 dakikalık bir görüntü oluşturduk.
- Kenya'da yunan büyükelçiliği'nden nasıl alındığını sormayın... (bu konudaki ısrarlı sorular üzerine, ısrarla bu yanıtı verdi. İşin püf noktasının burası olduğunun anımsatılması üzerine de susmakla yetindi
- Türkiye hava sahasına girince hemen başbakana haber verdim. Ancak açıklama yapmak için iyice emin olmak gerekiyordu. Sesini aldık, uzmanlara incelettik. Parmak izini aldık, inceledik. Onun olduğundan yüzde yüz emin olmamız için 1.5 gün geçti. Ancak o aşamadan sonra başbakanın açıklama yapmasında sakınca kalmadığını söyledik
- Olur ya, biz APO'yu yakadık deriz, adam Yunanistan'da çıkar. Rezil olurduk
- Başbakandan ricamız şu oldu, ordu 15 yıldır terörle mücadele ediyor. Bunda onların payı gözardı edilemez. Bunu birlikte başardığımızı açıklamalarını rica ettik. O da kırmadı. O da basın toplantısında benim de olmamı rica etti. Tabii benim için büyük bir onurdu.
- Uçağa beş kuruş ödemedik. (çağlar'a yine de bir ödeme yapılmış olabileceğinin anımsatılması üzerine, gülümsedi...((ödeme... 50 bin dolar 5 kuruş ödemedik”
“03EKKKK.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;
“Fethullah Gülen-İrtica
- Bizim tespitimiz şu, gülen grubu bürokrasiyi kullanarak iktidara gelmek istiyor, milli görüşçüler sandıktan gelmek istiyor. Böyle bir yöntem farklılıkları var
--Gülenciler başta 2000 yılını 2005 yılını hedef seçmişlerdi. Şimdi 2025 diyorlar
- Milli Görüşçüler biraz sabırsız. Bir an önce iktidara ulaşmak istiyorlar. Bu nedenle de hata yapıyorlar. Ama en örgütlü grup bunlar.
- Fethullahçılar ise daha uzun vadeye yaymış durumdalar ve bu yüzden de daha tehlikeliler. Maddi güçleri fazla. Yılda 60 trilyonluk bir parayı yönetiyorlar
- Yurtdışındaki okul açma faaliyetleri çok iyi organize ediliyor. Bizim gözlemlerimize göre bu Gülen grubunun başarabileceği bir şey değil. Mutlaka başka bir destek söz konusu... Bazı yerlerde bizim de yardımcı olduğumuzu söylüyorlar... Örneğin Kuzey Irak'ta, Erbil'de ama aslı yok.
- İrticacı yayın organlarının çoğu abone usulü dağıtılıyor, bayi satışları çok az.
- İBDA-C gibi silahlı mücadeleyi hedef seçen gruplar da var. Ama bunlar o kadar tehlikeli değil.
- Biz Gülen olayını aynen size aktardığımız gibi başbakana da söylüyoruz. Bizi dikkatle dinliyor. Ötesi bizim işimiz değil.
- Bütün mesele bu mütedeyyin insanlarla bunları ayırmak. Eğer mütedeyyin insanlar ürkütülürse bu çok tehlikeli olur. Bunu bildikleri için onlar da buna oynuyorlar.
- 28 Şubattan sonra belli bir mücadele başlatıldı. Devletin içinde oldukça örgütlüler. 28 Şubattan sonra sanırım devlet içindeki yüzde 20-30'lu bölümü temizlenebilmiştir. Çünkü çok zor.
- Taa MSP'den beri bunlar hükümet ortağı olduklarında üç bakanlık üzerinde çok ısrarlı oluyorlar. Milli Eğitim, İçişleri, Adalet... Bir de fırsat bulabilirlerse Sanayi Bakanlığı... Milli Eğitimle gençliği, İçişleri'yle devlet içinde kadrolaşmayı, Adalet'le kendilerine yönelik bir durum olursa bunu önlemeyi, Sanayi'de de parayı kontrol etmeyi hedefliyorlar. Bütün bunların sonunda devletin pek çok kademesinde yer etmişler. Bu kişiler diyelim ki görevden alındı, yargıya gidiyorlar kazanıyorlar... böyle olmuyor..
- şimdi belki size ters gelecek bu söylediğim, ama şöyle yumruğu vurmadan bu temizlenmez..
- Biz içimizde kesinlikle irticacı barındırmayız. örneğin ordu her yıl 50-100 bir grup kişiyi atıyor. Biz ordudan da sıkı kontrolle eleman aldığımız için bizde olmuyor. Bir kişi çıktı geçen yıl, attık. Şu kadarını söyleyeyim bizde şu an imam hatip'ten mezun olmuş kişi yok
Sol Örgütler
- Silahlı grup olarak DHKP-C var... 500 kadar militanları var. Ancak bu kişiler PKK'lilerden farklı. Bunlar teknolojiyi çok iyi kullanıyorlar. İyi beyinleri var. İçlerinde üniversite mezunu kişiler var
- Başlarındaki kişi Dursun KARATAŞ, yurtdışında. Değişik ülkelerde dolaşıyor
- Gecekondu bölgelerinden çok taraftan buluyorlar. Bu gelir dağılımı böyle gittiği sürece bu olur...
MİT'in durum.
(Bu bölümde Milli İstihbarat Teşkilatı ile ilgili açıklamaların bulunduğu görülmüştür.)
“03KKKKK.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;
“Cumhuriyet ve Medya
- Biz sizi çok iyi biliyoruz. Yıllardır çizginizden hiç ödün vermediniz, diğerlerinden ayrı yere koyuyoruz
- Sizin maddi olarak güçlükle ayakta durduğunuzu biliyoruz
- Sizi boğmak istiyorlar. (bunu üç kez yineledi)
- Buraya öteki medya mensuplarını çağırırken patronlarını da çağırdık. Patronlarına onların gözü önünde, “siz üst düzeydeki elemanlarınızın maaşını Türkiye gerçeklerine uygun yere indirmedikçe işlevinizi yerinize getiremezsiniz” dedim. Onların maaşı 20-25 bin dolar. Bunu söyledim, rakam az bile dediler. Neden böyle oluyor, bir kişi ayda o kadar parayı gördü mü, onu kaybetmemek için ne gerekiyorsa yapar.
- Medya, birinci güç, bu artık böyle. Biz de bu arkadaşlarla bir sağlıklı temas yolu arıyoruz. Bu yaptığımız toplantıların amacı bu. Birbirimizi daha iyi, yakından tanıyalım.
- Eskiden Doğan Grubuyla Bilgin Grubu vardı... Arada kapışırdı... Şimdi Uzanlar girdi, Karamemet girdi... İş vahşi ormanda mücadeleye döndü.
İlhan SELÇUK- 12 Mart-9 Mart
- İlhan bey ben size yıllar sonra bir anı anlatacağım, ama anlatmalı mıyım anlatmamalı mıyım bilmiyorum... Erenköy'de ben bir gece nöbetçiyim... Sizi bir odada tutuyorlar. Gözleriniz bağlı... Sanıyorum yatağa da hiç olmayacak biçimde bağlı tutuyorlar. Buna gerek yok dedim. Çözdüler. Siz bir ilaç istediniz, verdim...
Eşi İris Hanım: İlhan ben gerçekten o akşam eşim anlattı ben de ne kadar üzülmüştüm... anlatamam..
-Orada Oktay diye bir kişi vardı. o arkadaşımız rahmetli oldu..
- Tabii geçmişte çok hatalar yaptık... Zamanda geriye bakınca gülüyorsunuz... O dönem hepimiz üzülmüştük. Karşılıklı önyargılar vardı. Bize göre her solcu kişi, her TKP'li bu memlekete zarar verecek kişiydi. Böyle görüyorduk. Tabii sizce de bizler faşisttik..
- Zamanla sizi anladık. Şu anda da belki ayrı bakış açılarına sahip olabiliriz, ama memletetin temel sorunlarına bakışta sanırım pek çok ortak noktamız var
Miktad A.: İlhan bey eğer 9 Mart kazansaydı, bir de 10 Mart olacaktı. Çünkü siz de kendi içinizde parçalıydınız. İçinizde Kemalizmi daha ileri götürmek isteyenler vardı, Marksist-Lenininst kişiler vardı. Kazanınca bir de kendi içlerinde kavga edeceklerdi. İyi ki kazanmadınız diyorum ben..
- Mahir K. önemli biri değil. Bir dönem bize çok iyi bilgiler verdi. O dönem işte. Sonra mahkeme gündeme gelince, kendisine şahitlik edip edemeyeceği soruldu. O da tabii ki ederim, anlatırım' gibi şeyler söyledi. Şahitlik olunca ona, gel sen bizde çalış, başka bir iş yapamazsın' dedik. Üç yıl bizim ekonomik sosyal araştırma bölümünde çalıştı. Ona başka önerilerimiz de olmuştu. Yurt dışına gönderelim dedik, istersen estetik ameliyat yaptıralım dedik... Şimdi olmadık demeçler veriyor. Bir de bizim adımıza konuşuyormuş havası veriyor. Birinde artık açıklama yapmak durumunda kaldık. Şimdi sanıyorum, o örgütler öldürmesin diye arada bizim aleyhimize konuşmayı gerekli görüyor.”
“NEC.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;
“31 Ekim Pazar günü saat 16.00-19.00 arasında KKK'da KKK Kurmay Başkanı Org. Necdet T. ve Emekli Orgeneral Doğu A. ile sohbet
Necdet T.(NT)
Doğu A.(DA)
Mustafa B.(MB)
Durum Saptaması
NT- Ne oluyor, nereye gidiyoruz, duruma nasıl bakmak gerekir, ne yapmak gerekir bir konuşalım dedik. Toplumda bir umutsuzluk var. Geçen gün ben kumaşçım var, ona uğradım, neredesiniz efendim' diyor bana, “siz düzeltirsiniz bunu” diyor..
MB- Evet siyasete güvensizlik yerleşiyor..
NT- Ne yapmalı, mesela 28 Şubat benzeri bir girişim mi olmalı
MB- 28 Şubat devam ediyor deniyor ama... Durum da ortada... Bence irtica o günlerden daha fazla mesafe aldı..
DA- Evet evet ben de onu diyorum..
NT- İşte nasıl bir şey yapmalı, mesele orada..
MB- 28 Şubat benzeri durum diyorsunuz, ama bu kez atılacak adım sonuç alıcı olmalı, süreye yayılınca görünen ortada..
DA- Ben de onu diyorum... Bence de... Zaten 28 Şubat yeterince ileri gitmedi
Eskiler-Yeniler
MB- Benim dikkatimi çeken bir şey var. K. Paşa da 28 Şubat bin yıl yaşayacak diyor, ama K. dönemiyle bugünkü dönem arasında yüzde yüz çakışma yok gibi..
NT- Yok... Öyle..
DA- (NT'ye dönerek) bak görünüyor işte..
NT- K.'nın ekibi çok kuvvetliydi. Bu iş biraz takım oyunu... Biri karar alacak, öteki uygulayacak, bir diğeri olanı takip edecek, bir başkası plan-program üretecek..
MB- Laiklik konusunda ödün verileceğini düşünmüyoruz, ama Genelkurmayın takındığı yeni durum, karşı tarafı cesaretlendiriyor olmasın..
NT- K. döneminde aktif politika uygulanıyordu. Örneğin sizlerden biri aradığında Ö. çıkıyor, gerekeni söylüyordu... K. paşa pasif siyaset uyguluyor. Dışa kapalı. Gazetecilerle diyalog kesik... Böyle olunca da depremde adım atınca, gazetecilerle tam olarak buluşamıyorsun...
MB- KKK Atilla A. paşanın görev süresi uzayabilir deniyor..
NT- Hayır, bağrımıza taş basarız onu yapmayız. (DA'yı göstererek) bakın en değerli komutanlarımızı emekli ettik... TSK'da o olmaz... Ama şunu da söyleyeyim, A. paşadan sonra bir boşluk geliyor..
MB- Ama laiklikten ödün verecek bir boşluk olmaz sanırım bu..
DA- Olmaz, olamaz... üstte boşluk olsa, altı var..
Cumhuriyet'in Durumu
MB- Eski-yeni dönem dedik de, biz yeni dönemde Cumhuriyet'e karşı bir soğukluk hissediyoruz..
NT- Var..
MB- Örneğin brifinge çağrılmadık..
NT- Bak onu duydum ne kadar üzüldüm. Olmaz böyle şey... Ama bana söylediler ki, hata ettik. Yaptıklarının doğru olmadığını söylediler... Sonra düzeldi ama..
DA- Yaa Türkiye'de tek gazete cumhuriyet... Laiklikte, Atatürkçülükte üstüne var mı, nasıl yaptılar böyle bir şeyi...
NT- Komutanı bazen çevresi etkiler..
DA- Tabii cumhuriyet'in içinde bazı çatlak sesler de var..
NT- Evet var, oo şey, Toktamış A., Oral Ç., Aydın E., yani bunlar bazen ne diyorlar bilemiyorum... Bazen de Attila İ.... İnanın yazılarını sonuna kadar okuyamıyorum..
MB- Tabii asıl olan geminin rotası, sotada bazı değişik isimler olabilir..
NT- Elbette öyle... Biz zaten Cumhuriyet'i onlarla değerlendirmiyoruz
Ne yapmalı
DA- Bu işin eninde sonunda ordu tarafından çözülecek... Ben böyle görüyorum
NT- Biz bir şey söyleyince de bozuluyorlar... Faşist ordu falan diyorlar. Toplumun öteki kesimleri doğruları söyleyince de bu oluyor. Mesela Vural S., gayet güzel koydu olayları... Adama yapmadıklarını bırakmadılar
MB- Savaş parlamentoya yüklenince hemen kenetlendiler. Ama toplumda savaş haklı diyenlerin sayısı az değil..
NT- Belki az değil, ama adamı yalnız bıraktılar..
DA- Ben Atatürkçü Düşünce Derneğine gireceğim. Orada bir ışık görüyorum.
MB- 430 şubeleri var, güçlü bir örgüt... ama işin merkezi parlamento..
NT- ADD falan tamam da bu CHP ayağa kaldırılmalı... Mesela Ecevit'ten sonra ortada DSP diye bir parti kalmaz. Bu adamlar dağılırlar. Buradan 30-40 kişilik bir çekirdek çıkabilir... Ona bakmak lazım..
DA- Ama asıl toplumu ayağa kaldırmak lazım... Bizim millet tembel kolay kolay ayağa kalkmaz. Bakmayın siz o karşıdakilerin arada toplu eylem yaptığına, parayla yapıyorlar. Anadolu'da işsiz güçsüz adam mı yok. Topluyorlar, haydi İstanbul'a gideceğiz. Şu şu sloganları atacaksınız. Araba bedava, yemek bedava diyorlar. bizim toplum bedavacı..
NT- Bu iş asıl medyayla olacak. Bazan ben medyayı da anlayamıyorum... Neler oluyor..
MB- Bugünlerde olup bitenlerin yanında orman kanunları Roma Hukuku kalır. Artık medya gücü kalmadı, güçlerin medyası var..
NT- Mesela bu Aydın D., yok CNN ile işbirliği yapıyor... Nedir bu gidiş
MB- Çok uluslu şirketlerle ortak hareket ediyor. Bu şirketlerin Orta Asya'ya da bu ortaklıklarla gideceği söyleniyor... Hükümetle de müttefik oldular..
NT- Evet hiç eleştirmiyorlar. Sözleşmiş gibi köşe yazarları da övüyor.
Ecevit-Demirel
MB- Tabi önümüzdeki günlerdeki asıl tartışma cumhurbaşkanı konusunda..
NT- Demirel istiyor... yapacak..
MB- Ne yapacak
NT- En azından görev süresi yarım uzar... İş oraya gidiyor. Hükümetle çok iyi oynuyor. FP'yi de cebine koyabilir..
MB- Yeri gelmişken, K.'nun da Kosova'da Bakü'de hemen Demirel'in yanında yer alması biraz manidardı..
NT- Orada çerçeveye girmeyecekti... Adam nutuk mu çekiyor, sen git Kosova'daki birliği denetle... Bakü'deki garnizonu ziyaret et... Aynı kareye girmesi pek olmadı... Tabi bu Demirel başka bir yapı... Allah kimseyi onun etkisi altına sokmasın. Adamı et gibi çürütür
DA- Biz K. zamanında, Erbakan başbakanken onunda yakın görünmesini bile eleştirirdik. Birinde Anıtkabir'e giderken, sohbet ettiler. K. gülerek Erbakan'a birşeyler anlatıyordu. Mesele yaptık. Olmaz dedik
NT- K. da adam Başbakan, o kadar da konuşmayacak mıyım demişti..
DA- Olmaz... biz de olmaz dedik..
NT- O günler tabii... K. bazen Köşk'e çıkar, bambaşka biri olarak gelirdi. Etkilerdi onu... Dedim ya Allah kimseyi onun etki alanına sokmasın. Çeker bitirir adamı..
MB- Ecevit'le ne kadar gideceği konuşuluyor..
NT- Gitmez... Zaten yarım çalışıyor. Esasen bu parlamentonun bir şey yapması zor. Vural S. söyledi açık açık... Mesut YILMAZ'la da olmaz. Neyi niçin diyor anlamıyorsunuz..
MB- Cumhurbaşkanlığı için Mesut YILMAZ'ın da hazırlandığı söyleniyor, İsmail C. de adı geçerlenden..
NT- İsmail C. korkaktır. Bu tür büyük adımlar için cesareti yoktur. Başka adlar olabilir..
DA- Ben Kemal Y. adını attım, ama Necdet hemen Özal'ın sekreteriydi dedi. doğru..
MB- Demirel'le Ecevit de iyi anlaşıyor. Ecevit evet dedi mi Demirel'in dediği olur..
NT- Tabii siyasette neler değişir belli değil. Belki bu hükümet düşer. MHP, ANAP, Fazilet'ye başka bir hükümet kurar... Bir başka durum, bu parlamentonun ömrü ne kadar olur, o belli değil. bir yıl daha taşıyamayabilir..
PKK-Öcalan
MB- Öcalan'ın geleceği, PKK'nın durumu hakkında ne düşünüyorsunuz
NT- zaten gerilla hareketi siyasi bir harekettir. Şimdi diyorlar ya, siyasallaşacak diye... Bu tür hareketlerin zaten çıkış şekli siyasidir. Ama zaman PKK'nın lehine işliyor. Bu işler uzadı mı terör örgütünün lehine işler..
MB- Peki ne yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz
Dostları ilə paylaş: |