NT- Yasalar ne diyorsa o...
MB- Bir taraftan da çekiliyoruz diyorlar.
DA- Bakmayın siz ona... Ben o bölgede görev yaptım... Biz bu savaşı zaman zaman hatalar yapmamıza rağmen bir yere getirdik. Şimdi terörle mücadeleyle bölgenin kalkınmasının birlikte gitmesi lazım. Adam senin dozerini yaktı mı bir tane daha koyacaksın. Onu da mı yaktı, bir daha... Yılmayacaksın. Şimdi önce terör önlensin sonra yatırım diyorlar... olmaz...
MB- Bazı hatalar derken, neyi kastediyorsunuz..
DA- Canım geçti artık... yani her devlet bazı gizli operasyonlar yapar... Ama bunları Ağar gibi beceriksizlerle neyi niçin kullanacağı belli olmayan kişilerle yapmayacaksın..
NT- ABD de birşeyler yapmaya çalışıyor. Adam çekti 36. Parelele çizgiyi. O çizgi Kürdistan'ın güney sınırıdır. bunu böyle görmek lazım..
Ordu-Solcular-İrticacılar
MB- Geçen gün bize 12 eylülde teğmenken yüzbaşıyken solcu olduğu için ordudan atılanlar geldi... Ordunun bugünkü durumunu, Türkiye'nin sorunlarına bakışını onaylıyorlar. Önyargıyla bakmıyorlar. bana ilginç geldi..
NT- O dönem bazı şeyler oldu tabi..
DA- Bu solcular diyelim ordudan atıldı mı, birşey demezler, toparlanır giderler. Ama ötekiler öyle değil. Çok aşağılıktır onlar. Attın mı, atmadık çamur bırakmazlar, iftira ederler..
NT- Biz irticacıları atıyoruz, ama FP'li belediyeler hemen onlara iş buluyor. Adamların biri açıkta değil
Çevik Bir
NT- Bu medyanın yaptığı... Biraz evvel Çevir B. ile konuştum. Hürriyet'e o beyanatı vermemiş... Sedat E.'le bir kez yemek yedim. O galiba kendisini biraz öne çıkarmaya meraklı... Çevik Amerika'dayken bu anonsları verdiler. Biz şaşırdık. Dün akşam komutanlarla bir vesileyle bir aradaydık. Herkes Çevik'e bozuk. Bir ben, yapmamıştır, bir de kendisini dinleyelim dedim. Çevik sadece AB'yle ilişkilerimizin geleceğini anlatmış onlar nerelere götürmüş. Çevik, derhal Aydın D. 'ı aramış. Bunu düzeltmezseniz basın toplantısı yapar, açıklarım demiş. Sonra Ferai T.'ı aramış. Sen ne yapmak istiyorsun, niyetin de demiş..
DA- Çevik de biraz heyecanlı..
NT- Evet heyecanlı, o var tabii... Biz Çevik, Ben, Doğu Paşa, Hava Kuvvetleri Komutanı aynı devreyiz...”
“KKK.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;
“15 Ocak 2000 salı günü, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla A., Kurmay Başkanı Orgeneral Necdet T., Emekli Orgeneral Doğu A. ile öğle yemeği
Atilla A.(AA)
Necdet T.(NT)
Doğu A.(DA)
Saat 12.00'de NT'nin makamında buluşma da orada... Dokuzuncu kata çıkış. Ankara ayaklar altında. çatı kat... üst düzey komutanlara hizmet veren yiyecek-içecek bölümleri... En uçta özel oda var... Oraya geçtik
12.15'te AA geldi. koltuklardan masalara geçtik..
Konulara göre görüşme
Medya
(AA, masaya oturur oturmaz ilk bu konuyu açtı
AA- bu medya nereye gidiyor böyle... memlekette olup bitenlerin gerçek yönleriyle yansıtmıyorlar. Her ihaleden koku çıkıyor, dünyaya açılma diye herşey haraç mezat satılığa çıkarılıyor, bunların hiçbiri yok... Bu kişiler vatansever değil mi
AA- Pek çok şeyden haberimiz vardı ama, bu kadarına pes... Peki nasıl adam olur bunlar? Böyle gidemez.
NT- Gazeteciler arada bir araya gelip, konuları tartışmıyor mu? Olup bitene müdahale etmeleri lazım..
AA- Ben Kayseri'de konuşma yaptım. Çok önemli şeyler söyledim. Bir tek Cumhuriyet birinci sayfadan verdi. Ötekiler ya olanların farkında değil ya da vermek istemiyorlar..
DA- Komutamınım Cumhuriyette zaman zaman değişik yazılar çıkıyor. Onlara çok kızıyorum. İlhan bey sağlam, Cüneyt A. doğruları yazıyor, işte sizler varsınız, o kadar..
AA- Medyanın neyin ülke yaranına neyin zararına olduğunu ayırt etmesi gerekiyor
Laiklik
AA- Türk Silahlı Kuvvetleri bu konuda milim ödün vermez. Ancak işin merkezi meclis. önce meclis'in bu konuda duyarlı meclis olması lazım..
DA- Bu meclis mi komutanım
AA- Evet bu meclis. Başka meclis yok. Meclis'in laiklik konusun artık tartışılır hale getirmekten çıkarması lazım.
NT- Toplumda da bir suskunluk var. Arada bir canlanıyor o kadar.
Soru- Herşey daha kötüye giderse, toplumun öteki kesimlerinde de beklenen canlanma olmazsa, Silahlı Kuvvetler ne yapar
AA- Gereğini yapar. (biraz duraksayıp, yeniden) Yapar... TSK'ye sızmaya çalışıyorlar ama uzun yıllar bunu başaramazlar. Bizleri nasıl tanıyorsanız, en alttaki öğrenciler öyle. Onlara böyle eğitim veriliyor... İran'ın durumu belli, Suriye'yi biliyoruz, laiklik çok önemli..
DA- Komutanım bu iş sopayla olur, öteki yollar boşuna..
AA- (gülümseyerek) sen beni kötü yola iteceksin..
NT- Komutanım sivillere söylenmesi gereken ne varsa, en açık biçimde söylüyorsunuz..
AA- Evet, MGK'de inanın söylenecek en sert üslupla söylüyorum bunları.
Soru- Hassas bir konu ama...Herhangi bir kulis bilgisi alma kaygısıyla da sormuyorum... Biz yanlız kalmış gibi görünüyorsunuz... K., öteki Kuvvet Komutanları elbette laiklikte çok hassas. Ancak siyasilerin de TSK'yi ikinci plana itme planı dikkati çekiyor... Demirel, K.'nu konuşma kürsüsünün arkasına alıyor, şık bir fotoğraf çıkmıyor... Dışarıdan görünen bu... Siz ne dersiniz
(bir süre sessizlik)
AA- Sakın ola bunları bir yerde değerlendirmeyin... Söylediklerinizin tümünün farkındayız... Komutanın (K.) böyle hareket etmemesi gerektiği yönünde değerlendirmemiz oldu... Örneğin cumhurbaşkanı bizi Iğdır'a çağırdı... Tüm komutanlar oradayız. Kürsüye çıkınca bize seslendi, yanıma gelin' dedi. Komutan (K.) gitti. Ben gitmedim. Öteki arkadaşlar da yönelikler, arkadaşlar ben çıkmıyorum' dedim. Onlar da çıkmadılar. Kürsüde Demirel'le komutan oldu. Yanlız laiklik konusunda TSK'den hiçbir kuşku olmasın.
DA- Bu fazilet komutanım... hemen kapatılması gereken bir parti..(AA sustu)
Terör-ülkenin geleceği
AA- Herkes PKK bitti Hizbullah başladı diyor. Hayır, PKK da bitmedi. Şu anda bastırıldı o kadar. Kuzey Irak'ta tehdit unsuru olarak duruyorlar. Sonra bu HADEP'li belediye başkanlar... Diyarbakır Belediyesinde Türkçe konuşmak yasak. Dışarıdan gelenler de Türkçe konuşursa işleri yapılmıyor. Kürtçe mecburi dil. Yani biraz daha güçlenseler ne yapacakları ortada..
NT- HADEP'in ne yapacağı önemli..
DA- Komutanım ben bu Öcalan'ın hala yaşıyor olmasını kabul edemiyorum. Vatan hainliğinin insan hakları mı olur. asılmalıydı..
NT- Öcalan da siyasetin bir ayağı haline gelecek..
(AA biraz sustu, konu değiştirdi)
AA- Bizi AB'ye aday yapıyorlar... Yunanistan dostluktan söz ediyor... Birşeyler değişiyor. Bizden istediklerini PKK terörüyle alamayınca başka yollar arayacaklar. Şimdi bunlar (AB), her konuda yedek politikalar geliştirirler, bir politika tutmadı mı, hemen yenisini sürerler... Çok, çok dikkatli olmamız lazım. Ama bu medya, Cumhuriyet'i ayrı tutuyorum, bunların farkında değil. Biz ne yapmamız gerektiğini tartıyoruz... Kayseri'de konuşuyoruz... Yer verilmiyor..
DA- Komutanım, bu demeçle olacak şey değil, sopayla..
AA- (gülerek) Bugün kar yağacak..
Gülen
AA- Bu Gülen'i iyi tahlil etmek gerekiyor. Adam aylardır Amerika'da... Bunlar siyaseti ele geçirerek, hedeflerine ulaşmak istiyor..
DA- En tehlikelisi..
AA- Bakıyorsunuz ABD'nin çıkarı neredeyse bunlar orada okul açmış..
DA- Komutanım üstelik bu okulları kendisi de açmıyor. Bizim dangalaklara açtırıyor. yani parayı da biz veriyoruz.
AA- Şimdi bunlar (şeriatçılar) ekonomik bir güç de elde ettiler. Artık işadamları, tüccarları var... Kimi iş alanları öyle ki, Gülen'in adamlarına para vermeyen ihale alamıyor... Bu böyle gitmez..
Cumhurbaşkanlığı
AA- Benim gördüğüm şu... Bu Meclis Demirel'i seçmeye hazır değil. Demirel de çok istiyor... Ecevit, Demirel yukarıda olursa daha rahat yürüteceğini düşünüyor...Mesut YILMAZ'ın hesabı farklı..
DA- Yılmaz kendine oynuyor..
AA- Yılmaz'ın iki aşamalı hesap yapıyor... Birincisi, anayasa değişikliğinin olmaması için çalışacak. Bu olmayınca, bakın olmuyor diyecek, adaylığını koyacak. İkincisi Demirel'in üç yıllık bir uzatmayla seçilmesini sağlayacak. Beş artı beş on olduğuna göre... Demirel yedi yıl cumhurbaşkanlığı yaptığına göre, geriye üç yıl kalıyor... Sonra bu Meclis'le kendisini seçtirecek... Hesabı bu görünüyor..
NT- Demirel de Meclis'e ödün veriyor... kıyak emeklilik falan..
DA- Bu memleket zaten gelir dağılımındaki dengesizlikten batacak... Milletin yüzde 40'ı aç, bunlar bir milyar emekli maaşı alıyor.
AA- Bu gidişle Demirel başka hatalar yapmak zorunda kalabilir... Yapacak... Öyle görünüyor..”
“14NIKK.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;
“5 Nisan Çarşamba günü KKK Atilla A. ve KKK Kurmay Başkanı Necdet T.'la öğle yemeği..
Yemek KKK'nın çatı katında. yeni düzenlenmiş komutan yemek salonunda. Daha önceki görüşmede emekli Org. Doğu A. da vardı. Bu kez yok. Atilla A.'nin değerlendirmelerinin konulara göre dökümü
Cumhurbaşkanlığı
Bu meclis Demirel'i seçmeye hazır değildi. Zamanla belki hazırlanabilirdi, olmadı. Son anda bir değişiklik olmazsa, öyle görünüyor. (görüşme oylamadan birkaç saat önceydi.) Yeni cumhurbaşkanı için liderler nasıl bir yol izler, şu aşamada bir şey söylemek zor. O makam bizim için çok önemli.
PKK
Ben Milli Güvenlik Kurulu'nda açık açık şunu söyledim biz teröre karşı mücadeleyi dağda kazandık. Ama masada kaybedebiliriz. Çok dikkatli olmamız lazım...' Beni dikkatle dinlediler, ama ne yaparlar, daha doğrusu gereğini yaparlar mı, göreceğiz. Şu aşamada bu konuda iyiye giden bir şey görünmüyor. PKK, Avrupa ile çok iyi bağlantılar kurdu. Bunlar sürüyor. Avrupa ülkeleri de buna açıklar. Şimdi dağda yapamadıklarını masada yapmaya çalışacaklar. Zaman zaman durup tartıyorum, çok mu abartıyorum diye düşünüyorum, ama değil. Çok ciddi bir süreçteyiz. Bu konuda çok dikkatli olmamız gerekir geçen yüzyıldan bugüne Doğu-Güneydoğu'da 40 civarında isyan oldu. Bakıyoruz, 1937'de büyük bir isyan oluyor, bastırılıyor... Sonra 1970'lere kadar bir hareket yok. Neden ben bunu şöyle yorumluyorum 1930'ların sonundan itibaren ikinci dünya savaşının hazırlıkları yapıldı. 1939-45 arası ikinci dünya savaşı yaşandı. 45'ten sonra ancak 1970'lerde dünya yeni bir raya oturabildi. İşte şu safhadan sonra önceki politikalarına tekrar döndüler ve bizim Güneydoğuyu karıştırmaya başladılar.
Yunanistan
Yunanistan'la her yandan dostluk havası varmış gibi gösteriliyor. Ama öyle değil. Adamlar silahlanıyor. PKK'ya verdikleri destek aslında devam ediyor. Bütün bunlar yokmuş gibi sadece dostluk havasının estiğini söylemek, böyle göstermeye çalışmak ülke yararına değil tarihe bakın Yunanistan bize karşı hiçbir zaman savaşta kazanamamıştır, ama masada hep kazanmıştır.
Ordu-İrtica
Adamlar pes etmiş değil. Ancak bugünkü ortamda şu meclisteki partilerle bir şey yapmak çok. Bu partilerin irtica ile mücadeleye niyetleri yok. Bir de şu durum var; adamlar ekonomik olarak da güçlendiler. Siyasette şöyle bir plan işliyor ordunun etkisini azaltmaya çalışıyorlar biz bunu görüyoruz. İrticacı kesim her fırsatta silahlı kuvvetler aleyhine yayın yapıyor. Bundan rahatsızız. Meclis'te de 28 Şubatın ardında duracak bir parti kalmadı. Bunu da geçtik, ordunun etkisini azaltmak için her fırsatı değerlendiriyorlar Tabii biz ne yapabiliriz tartıyoruz. Acaba, Hasan TAHSİN bilgi merkezi biraz daha aktif mi olmalı, bunları araştırıyoruz. Benim görev sürem Ağustosta doluyor. Kişisel olarak hiçbir hesabım yok, ancak bu orduyu etkisiz hale getirme politikasının ülkeye de yararı olmaz.
Medya
Medyadaki Yurtsever-Atatürkçü insanların sayısı azalıyor. Buna karşı ne yapılır kestiremiyorum... Sizin meslek kuruluşlarınız vardır, onlar bir çözüm arayışı içine girmeli..Medya gücü çok önemli hale geldi. Ama haberlere bakıyorsun, Türkiye'nin ulusal çıkarlarıyla yakından ilgili konuları işlemiyorlar. Yanıbaşımızda neler oluyor, Yunanistan'ın öteki yüzünde ne var ne yok, hiç bunlarla ilgili değiller bakıyorum yine cumhuriyet bu tür konularda duyarlı yayın yapıyor. Ben emekli olunca da eve cumhuriyet alacağım.”
“SEZ.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;
“A.N.S.'le 6 Mayıs 2000 günü telefon görüşmesi
Büyük bir sorumluluk... Pislik, kokuşmuşluk, almış yürümüş. Bunların hepsinin üstesinden gelmek gerekiyor
Tabi arkamda parti ve örgüt desteği yok. Büyük bir zorluk... Kamuoyu aydınlar arkamda olursa, sonuç alırız diyorum
Beni korkutan bir durum da şu; Türkiye bir kişinin değişmesiyle her şeyin hallolacağını düşünüyor. Değil. Milletin bu yönde bir umudu var. Böyle olmaması gerekir
Cumhurbaşkanı yasa yapmaz, yön gösterir
Devlet denetleme kurulunu önemli ölçüde harekete geçirmek gerekiyor. Etrafa uygun kişileri atamak gerekiyor.
Söylediklerimi yazmayın. Böyle bir yöntem istemiyorum. Anayasa mahkemesinde de görüyordum, bir yere gelen arkadaşlar gazetecileri arayıp yardım, destek istiyorlardı. Onlar da konuşmadan sonra destekliyorlardı. Bir süre sonra bakıyorlardı o iş öyle değil. Ben bunu istemiyorum hakkımda değişik yayınlar çıktı. Aslı olmayan şeyler çıktı, tabi bunlara cevap vermedim. Vermeyi de düşünmüyorum ama nasıl dayanacağımı da bilmiyorum. Bir yöntem bulmak gerekli
Faziletliler bize yakın dediler. Bunu bilerek yaptılar. Böyle diyerek benim hem Anayasa Mahkemesi Başkanlığından istifa etmemi, hem seçilemememi istiyorlardı. Böylece ikili bir başarı elde etmeyi hedeflediler.
Doğru bildiğim yoldan beni kimse döndüremez. Bu konuda hiç endişeniz olmasın pek çok kaygımız da ortak..”
“16AGKKK.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;
“KKK Atilla A. ve Kurmay Başkanı Necdet T.'la öğle yemeği 15.8.2000
Ateş emekli oluyor, Timur 1. Ordu Komutanı oluyor
Saat 12.00'de KKK geliş, Timur'un makamına geliş. Pazar günkü Çanakkale yazımı okumuş. O aileyi ben de tanıyorum, haberim olsaydı oradaki komutana bir program yaptırırdım dedi
Daha sohbetin başında sordu
- Doğruluğuna inanmıyorum, ama Cumhuriyet'i mafya almış doğru mu
Hayır deyip ayrıntıları anlattım. İlhan abi de konu Cumhuriyet'e gelirse satır başlarını anlat demişti
12.15'te her zamanki gibi sekizinci kattaki taraça salona çıktık
“29NISS.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;
“Emniyet Genel Müd. Yard. Muhiddin K., Dr. Nihat K., Tahsin B.... Bakana çok yakın Kafkas kökenli, Gürcü-Abaza kökenliler..
Kazım A., Abaza. oğlu da Abazya da gidip geldi. Hem Gürcü, Abaza hem tarikat, bir kızı İst. Emniyet Md. gidinceye kadar tarikat içinde..oğlu Ali A...
Tantan'ın görünüşünün arkasında ırkçılığa yakın bir gruplaşma... Hem de maalesef tarikat ayağı var
Tantan tamamen hakim konuya. Eskileri yavaş bir tasfiye var. Tepki çekmiyor. Onlar da büyük zararlar verdiler.
Tantan ve Mesut YILMAZ'A yakın grup... Bir de Mesut'a yakın grup vardır. Turan G. Tantan'dan değil ANAP grubundan destek aldı.
Turan G. Polis Akademizinin ilk mezunlarından. Turan T.'ın abisi. Etkili bir yapıda değil
Personel yönünden Tahsin B. yönlendiriyor
Vali A. göre biraz daha laik. ANAP tipi laiklik... Bunlar kendi çıkarları doğrultusunda..
Maske yolsuzluklarla çok iyi mücadele öteki tarafta büyük bir kadrolaşma var vekaletler dönemi başladı. Atamaya uygun değilse vekaleten gönderiyorlar. Pek çok kritik yer vekaleten. Birçok il Tantan'ın Mesut'un yakın çevresidir. MHP biraz küskün durumda. Sosyal dem zaten yok. Bir ANAP damgası vuruyorlar geçmişte dört kanatlı ANAP, RP, Liberal, Sos Dem, muh
Recep G., ANAP'ın RP kanadıydı aldılar... Dış İlş Dai Başk. Aldılar bakanla görüşüyor, teftiş kuruluna geçti. Bunlar belirli özellikleri olan kişiler.
cep 542-……..
İbrahim S.”
“CAP.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;
“Dr. Gürbüz ÇAPAN
- Azeri Türklerindendir.
- 1955 Kars Çıldır doğumludur.
- Gençliğinde THKP-C, Devrimci-Yol örgütleriyle bağlantıları olmuştur
- Bu örgütlerin militanlığını yapmış, bazı silahlı eylemlere karışmıştır
- Diyarbakır Tıp Fakültesine öğrenciliği sırasında şehirdeki değişik örgütlerle bağlantıları olmuştur
- Bir dönem Elazığ'da faaliyeti olmuştur
- 1980 sonrasında cezaevinden çıkan örgüt elemanlarıyla bağlantılarını sürdürmüştür
- Bu örgütlere silah alımı konusunda devreye girmiştir
- 1983'te Kore Dostluk Derneği'nin kuruluşunda görev almıştır
- 1991'de SHP'den Esenyurt Belediye Başkanı seçilmiş. Başkanlığından sonra da önceki bağlantılarını korumuştur
- PKK, DHKP-C örgütlerine değişik dönemlerde para yardımında bulunmuştur
- İkinci kez belediye başkanlığı seçilmesi sırasında HADEP'le pazarlık yapmış, bu pazarlık sonucunda belediye meclis üyeliği söz konusu olmuştur
- 1995'ten sonra cezaevinden çıkan kişilere değişik biçimlerde yardımı bulunmuştur
- 1995'te bir heyetle birlikte Ermenistan'a gitmiş ve soykırım anıtına çelenk koymuştur
-Küba ile değişik biçimlerde bağlantıları olmuştur
- Nisan 1999 seçimleri öncesinde İşçi Partisi'nin düzenlediği Sol Güçbirliği Platformunda konuşmacı olarak yer almıştır
- Ermeni soykırımı konusunda Ermeni iddialarını öne çıkarmakla tanınan Taner AKÇAM'la teması olmuş, ona yardımda bulunmuştur
- Esenyurt'ta mafya yöntemleriyle arazilerin konut yapımı için arsalaştırılması işlerinde rol oynamıştır
- Nisan 2001'de Cumhuriyet Gazetesinin ortakları arasında yer aldığına ilişkin, açık kaynaklara dayalı bilgiler yer almıştır
- Kartal Cezaevinde tutukludur. Cezaevindeki tutuklulara maddi yardımlarda bulunmaktadır”
“CAP2.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;
“Kendi Değerlendirmeleri
- Biz kendisiyle ilgili özel bir çalışma yapmadık. Size aktardıklarım sağdan soldan bize toslayan bilgiler. İstanbul'da son dönemde yapılan operasyonlarla ilgili bizden bilgi-yardım istenmedi.
- Biz son iki yıldır öne çıkan, yolsuzluk, vurgun operasyonlarıyla ilgili hiçbir işe karışmadık. Karışamayız da. Çünkü, bunun için örgütlü değiliz. Bizim böyle birimlerimiz yok. Bunlar emniyette var. Bu yüzden bu kişiye ilişkin yolsuzluk iddialarıyla ilgili çalışmamız olmadı. Bizim işimiz belli, ülkenin güvenliğiyle ilgili konular.
- Siz kendi değerlendirmelerinizi söylediniz. Ben de bizim taraftan görüneni aktarıyorum. Fotoğrafı veriyorum size. Bizdeki kanı, muteber bir kişi olmadığı yönünde. Her tarafa bulaşmış bir kişi. Sanıyorum buna meraklı da.
- PKK, DHKP-C'ye para yardımı yaparken yürekten mi yaptı yoksa tehdit mi ettiler bunu sadece kendisi bilir. Kimi zaman silah alımı konusunda da devreye girdiği yolunda bilgiler var
- Ermenistan'a gidiş nedenine ilişkin bizde bir kayıt, bizden alınmış izin ya da bilgilendirme yok. O zamanın İstanbul Bölge Sorumlusuyla kişisel bir dostluğu varmış. Ona söylemiş. Onunla ev alımı gibi temasları da olmuş. Gittikten sonra, haberler çıktıktan sonra o, bana bilgi vermişti' dedi. Belki Belediye Başkanı da, ben İstanbul Bölge Sorumlusuna söyledikten sonra o da yukarıya bilgi vermiştir' diye düşünmüştür. Ama bizde öyle bir bilgi yok. Soykırım anıtına çiçek koyması, kurduğu temaslar... Belki Türkiye-Ermenistan ilişkileri iyi olsun, gelişsin bizim de yararımıza olur diye düşündü ama..
- İstanbul'daki bazı mafya gruplarıyla, Fevzi B. olsun, ötekiler olsun, bunlarla da bağlantılarının olduğu, onlarla bazı ufak tefek hesaplaşmalarının olduğu biliniyor..
- Okuduğunuz iki sayfa tabii satır başları. Bunların her birinin ayrı dosyası var. Ama tekrar ediyorum, biz kendisiyle özel olarak ilgilenmiş değiliz. Güvenlik sorunu, casusluk ne bileyim başka konular olsa size söylerdim. Böyle bir şey yok. Ama biz fotoğrafı koyuyoruz
- Cumhuriyet'le ilişkisine ilişkin bilgiler de özel kaynaklara dayalı değil. O günlerde gazetelerde yazılıp çizildiği için arkadaşlar not olarak koymuşlar
- Bir Belediye Başkanlığı döneminde bunlara sahip olmak için biraz eli maşalı biraz da cesur olmak gerekir.
- Taner A.'dı, bazı eski PKK, Dey-Yol'lulardı, bunlarla temaslarını kesmemiş. Gerçi o eski militanlar farklı yerlere savruldular, kimi siyasetçi kimi işadamı oldu ama, bu kişi hepsiyle bağlantıları sürdürmüş..
- Biz geçmişle ilgilenmiyoruz. 70'li yıllarda hayıflanarak baktığımız pek çok konuya bugün gülüp geçiyoruz. Bu yüzden bu arkadaşın gençlik yıllarında yapıp ettikleriyle ilgili değiliz. Son dönemi de aktardığımız gibi. Kim bilir belki yakın gelecekte çok başka biri olur. Örneğin, 70'li yıllarda orduya etmedik küfür bırakmayan Doğu PERİNÇEK'in bugün söylediklerine bakıp seviniyorum. Her ne kadar bugünlerde en çok bana saldırıyorsa da yine de geldiği noktadan memnunum. Belki yaşarsak, 25-30 yıl sonra bizim için de çok iyi şeyler söyler”
“GKM.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;
“Yaşar B.'la görüşme
- 27 Kasım salı, saat 16.50'de karargaha giriş. Genelkurmay başkanı kapısından alınış. Karargaha girişte her koridor dönüşü tam karşıda Atatürk'lü tablolar, fotoğraflar. ilk iki fotoğraf Atatürk'ün Meclis'ten çıkarken ekibiyle birlikte çekilmiş ünlü fotoğrafı. Yani sivil. 3. fotoğraf üniformalı portresi..
- Saat 17.10'da görüşmeye giriş... Odada duvarın birini büyük ölçüde kapatacak büyüklükle harita. Haritanın merkezinde Türkiye var. Sağ tarafta tüm Asya, solda da Avrupa Almanya'ya kadar... Harita, Türkiye, Balkanlar, Ortadoğu, Orta Asya merkezli..
- Görüşme yarım saat planlandı, 65. dakikada iki özel not gelince sona erdi. Özel notlardan biri Dışişleri Müsteşarı Uğur Z.'in acil notlu telefonu, öteki Genelkurmay Başkanı katında verilecek brifingin hazırlıkları. 11 Eylülden sonra günlük brifing birden ikiye çıkarılmış. Eskiden sadece sabahları yapılırmış, şimdi sabah-akşam.
Görüşme konuları
1-Cumhuriyet
- Herşeyden önce hanımefendi için başsağlığı diliyorum. Berin hanımın vefatına üzüldük. şimdi yük sizin üzerinizde.
- Görüşme öneriniz gelince inanın heyecanlandım. Şu anda da heyecanlıyım. Böyle bir fırsat verdiğiniz için çok teşekkür ederim
- Ben Sultanahmet'te büyüdüm. İstanbul çocuğuyum. Cinci meydanında sarı bir evde doğdum. Çocukluğumda bizim eve iki gazete girerdi, biri Cumhuriyet öteki Akşam Postası. Bir bakıma okuma-yazmayı cumhuriyet'le öğrendik
- Cumhuriyet'in çizgisi bizim için çok önemli. Biz bu gazeteyi hala Atatürk'ün gazetesi olarak görüyoruz. (hafif gülümseyerek) gerçi bazı yazarlarımız var ama, onlara da belki günlük bir gazetenin rengi olarak bakmak gerekiyor
Dostları ilə paylaş: |