1. T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI



Yüklə 14,92 Mb.
səhifə107/230
tarix30.04.2018
ölçüsü14,92 Mb.
#49575
1   ...   103   104   105   106   107   108   109   110   ...   230

- Medya çok önemli. Şimdi ne olursa olsun, Ankara'da bir sorumlu kişi güne gazeteleri okuyarak, en azından önüne konan basın özetlerine göz atarak başlıyor. Medya önemli bir güç haline geldi

- Tekelleşme önemli bir sorun. Şimdi bir-iki grup kaldı. Onlar da değişik biçimlerde kullanıyorlar. Bu ortamda cumhuriyet'in de güçlükleri var, tahmin ediyorum. Bize düşen bir şey olursa lütfen söyleyin... Elimizden geleni yapmaya çalışırız..

- Vakıf danışma kuruluna askerleri de almışsınız. Atilla K. var, Çevik B., Kemal Y. değil mi? ama fazla asker almayın, bu sefer size militarist derler..

2- Türkiye'nin durumu

- Bizde ciddi bir bellek zayıflaması var. Ne yazık ki yakın geçmişte olup bitenleri hemen unutuyoruz. Bu Kıbrıs meselesi de öyle. Sanki 1974 öncesi olup bitenler hiç yaşanmamış gibi. Bunda karşı propaganda faaliyetlerinin de etkisi var ama, demek ki bizim insanımız da kolay kanabiliyor..

- Afganistan olayı çıktıktan sonra ben Atatürk'ün Afganistan politikasını araştırdım. Atatürk'ün büyüklüğünü bir kez daha gördüm. Daha o zamandan ciddi bir ittifak planı yapmış. Biz Afgan subaylarla okuduk. Çok da başarılı öğrencilerdi. Şimdi biz orada adım atarken çok dikkatli davranıyoruz. Geçen gün İngiliz general geldi buraya. Afganistan'da ne işiniz vardı, neden hemen asker gönderdiniz dedim... Bana, Afganistan'a asker gönderdik ama pişmanız, erken oldu' dedi. Orada bir kişi yönetime geleceği zaman, önce İngilizlere karşı savaşacağına dair yemin eder. Ondan sonra güvenirler. Tarihte çok çekmişler. Bizimse diyaloglarımız iyi. ama çok dikkatli davranıyoruz..

- AGSP'de son derece haklıyız. Ama anlamak istemiyorlar. Ankara'da İngiliz heyetiyle görüşüyoruz, bize durup durup öneri getirin' diyorlar. Bizim durduğumuz yer belli. Şimdi onlar, Avrupa ordusu kurulsun, NATO imkan ve kabiliyetlerinden yararlansın, siz de danışma organında olun, diyorlar. Biz de bunu yeterli görmüyoruz. AGSP'nin NATO üyesi ülkelerin ulusal çıkarlarına karşı operasyon yapmayacak sözü veriyor musunuz diyoruz, veriyoruz diyemiyorlar. Bu durumda tabii ki biz de kuşkulanıyoruz

- Ben bir çizelge yaptırdım. 1999 Helsinki zirvesinde Türkiye'ye adaylık statüsü verilmesinden sonra gelişen uluslararası olayları alt alta koydurdum, neredeyle lehimize hiçbir gelişme yok. Hep aleyhimize olaylar, Ermeni kararları, Kıbrıs olayı... Burada bir şey var... Yani bize AB umudu gösterip, istediklerini almak istiyorlar. Bunu böyle söyleyince de asker AB'yi istemiyor' diyorlar. halbuki hiç alakası yok. Biz sadece gerçekleri görmeye çalışıyoruz.

Yaşamı-anıları

- Ben 27 Mayısta harp okulu öğrencisiydim. Heyecanlı çocuklarız. İçimizdeki tek duygu vatan sevgisi. BAŞKA hiçbir şey yok. o zaman bu ülke yanlış yönetiliyor diyoruz, başka bir şey bilmiyoruz. Bize nöbet görevleri verdiler. Hiç unutmam bir generalin başına verdiler beni. Karşımda general ben başındayım. Benden portakal istedi. Tamam dedim, söyledim. Az sonra bir tabakta elma, bu var dediler. Verdim, üzerime attı, ben portakal istedim, dedi. Ben de sinirlendim, aldım üzerine attım, yiyeceksen bu var dedim. General aldı yerden almayı, bir yiyişi var ki... Sonradan öğrendik lakabı Deli Suat'mış... Sık sık nöbet yerimizi değiştirirlerdi, karşılıklı bir durum olmasın diye..

- Talat AYDEMİR olayında da asteğmendim.. O zaman da biz ülke böyle yönetilmez, yanlış yönetiliyor diyorduk..

- 12 Eylülde de karargahtaydım. O zaman da tabii değişik şeyler yaşadık. Sonrasında da genelkurmay karargahında görev aldım. O sırada Uğur MUMCU'yu tanıdım. Ona sordum, siz sakıncalı piyadesiniz. Şimdi Genelkurmay Başkanıyla görüşüyorsunuz, harp okullarında kanferans veriyorsunuz. Nasıl değiştiniz'... Uğur bey, siz de kendinizdeki değişime baksanız' dedi bana... Haklıydı tabi..

- Benim Atatürk'e olan saygım sevgim her geçen gün artıyor. İnanın insan o günkü koşulları düşününce, hani diyorum ben olsam... değil İstanbul'dan Anadolu'ya geçmek, boğazın öteki yakasından bu yakasına geçemezmiydim diyorum... (geçerdiniz deyince) evet geçerdim tabii ama çok zor... O dönem Kuleli'de okurken Anadolu'ya geçenleri buldum sonradan, daha çocuk yaşta yola çıkmışlar...tabii cumhuriyet de o dönemlerin ürünü..

GUN2.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;

16 Temmuz 2002'de

MGK Genel Sekreteri Org. Tuncay KILINÇ'LA görüşme..14.00-15.05 arası- makamında

Makam koltuğunun yan karşısında yine Türkiye'nin Kafkas ve Balkanları da içine alan büyük bir haritası 3'e 2 gibi bir ebat

-Yeni oluşum çok önemli. Ben temas halinde olduğum sanayi odalarıyla konuşuyorum, destekleyin diyorum. Neden? Türkiye'ye bir heyecan lazım. Bu AKP'yi sadece yasal önlemlerle durdurmak mümkün değil. Milli Görüşün oyu 17-18. bunun büyük bölümünü Erdoğan alsa 11-12 eder, ötekine de yüzde 5-6 kalır. Ama bunlar anketlerde 20'nin üzerinde çıkıyor. Bunlara giden tepki oylarını bir başkasının alması lazım

- Şimdi bu Cem'i ben pek tanımam ama, bir şey yapmak istiyor. Anketlerde asıl lider olarak Derviş görünüyor. Onu da almaları lazım. Sadece Cem'le olmaz

- Şükrü S.'ya falan söyledim ben, CHP'ye git, burada artık ikbal kalmadı dedim. Öyle. Ecevit nereye kadar götürebilir

- Siyasete bakıyorum, anarşi var. Evet bu anarşi. Böyle şey olmaz. 30-40 parti seçime girecek. Bölünecek. Bunun adı anarşi. Düzeltilmesi lazım

- Vatandaştan çok tepki mektubu geliyor. (birini okudu) siz orada ne iş yapıyorsunuz. Mustafa Kemal sizi görse ne der. Dil o kadar önemli ki, bunlara Kürtlere biz mi dil vereceğiz. Vatanın parçalanması demek. Siz Osmanlı Paşası gibi memleketin batışını mı izleyeceksiniz..

- Irak konusu tatsız. Amerika kararlı. Bizim de fazla bir çıkışımız yok. Bütün işimiz bunlarla. Sonra, bunlar bize AB'den daha yakın. Irak'ta devlet zaten oluşmuş. Biz görmezden geliyoruz, o kadar. Bunu da nereye kadar yapabiliriz.

AB konusu pentatlon salonuna benziyor. Önce basit engeller gelir. Onları geçersiniz, giderek ağırlaşır. Bunların en ağırı İtalyan çukurudur. NATO ülkeleri arasında tatbikatta İtalyanlar çukurda kalmış o yüzden. Biz orada kalabiliriz. bir de İrlanda masası var..”

GUN3.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;

23.7.02'de Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Mehmet T.'nin makamında sohbet... Yanında Hamza K. da vardı. pek çok gizli raporu yazan kişi..

-IMF ile görüşmelerde Tiftiş Kurulunu ortadan kaldırmak istiyorlar. Arkadaşlara gidin müzakerenizi yapın. Ne geriyorsa yapın, dövmek dahil dedi

- TSK'den bir önceki kale biziz

- Hollanda Büyükelçiliğinin 1984’de PKK'ya 50 milyar liralık bağış yaptığına dair dekont var

-Adamlar Türkiye'nin güçlü kurumları olmasın istiyorlar. Birbirinden habersiz kurumlar olsun istiyorlar

- Yolsuzluk olayları ekonomik değil, politik. Yolsuzluğa karışanların arasında uluslararası terör listelerinde yer alanlar da var. Buna ayrıca dikkat etmek gerekiyor

GUN0801.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;



2 Ağustos 2002 tarihli notta;

2.8.0 Cuma



-Dünkü toplantı dönüm noktası gibiydi. Önce vakıf, sonra yayın kurulu. Vakıfta Çapanların engellemesinin sürmesi durumunda dışlanacağı açıkça yazıldı. Tartışmalı geçmiş. CA, ne demek, kim bunlar, ne görüşmesi, atalım gitsinler belediyecilik yapsınlar gibi keskin konuşmuş... H.Ç, çok bozulmuş..sonra yayın kurulu... öncesinde Emre K.'la sohbet ettik. Bana, Ankara büro çok iyi dedi, TV programlarını övdü... Yayın kuruluna C.A. da katıldı. Orada da konuştu..

Bugün H.Ç. aradı, C.A'yı çekiştirdi. Ona güvenmemek gerektiğini, her şeyi yapabilceğini söyledi vs. İ.Y.'ye konuştuk... Şukran ben devreye gireyim, aracı olayım, Işıklar'la konuşayım demiş..

Şükrü S. ile konuştum... Yetki belgesi alabileceklerini söyledi. Irak'ta Türkiye dışında karar alınamayacağını herkesin gördüğünü söyledi

7 Ağustos 2002 tarihli notta;

7.8.0

Şükrü Sina G.'le makamında görüşme... Ürdün gezisini değerlendirdi. T.C.'nin eşkiya kökenli, doğru biri olduğunu söyledi. Bana söylediği her şeyi tuttu. Size de ne söz verdiyse tutmuştur

-C.A. ile sohbet... Valla geçinecek kadar param olma mesleği bırakacağım. Bıktım, bu meslekten bıktım. Bozuldu... Bu E. Hürriyet'i mahvetti. Orada bile rahat edemem ben. Çetin A.'la anılar... Bir fıkrası girsin diye 10 tane yazarmış. Birini seçerlermiş. İlk seçtiğinde Cemal ustanın yanındaymış. Müjdeyi verince beraber içmişler. Sonra ulus matbasına gidip gazetenin basılmasını.

Çetin görünce fıkrasını C.A. sormuş

- belin geldi mi

kahkahalar..

portreler yazacağım. herkesi yazacağım. bazen kötü huyum var, yumuşuyorum. ama

yazacağım..

- İ.Y., Çapanlarla dananın kuyruğu bugün kopuyor. İlhan abi kararlı. Maaşlar yarın çekilecek

GUN0902.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;

10 Eylül 2002 tarihli notta;

10 Eylül salı saat 14.30 Cumhurbaşkanı ile görüşme.



Tam 14.30'da kabul etti. Planlanan yarım saatti. Ucu açık bırakıldığı için 80 dakika sürdü. Daha başlangıçta, İlhan bey, böyle yazılı randevu başvurularına gerek yok. Siz Ankara'ya gelince haber verin, mutlaka zaman ayırırız' dedi.

İ.S.- Size medya dünyasında olup bitenleri anlatalım diye geldik. Yeni bir dağıtım şirketi kuruldu. Turgay C., K., kendilerini savunmak için bu sektöre girdiler. Başarı kazanacaklar. Biz de onlarla aynı cephede olduk

A.N.S- Tekel'in kırılması iyi olur. Böyle şey olmaz.

İ.S.- Tabii basın 4. güç. düzenli olmalı

A.N.S- Valla İlhan bey birinci güç. O hale geldi. Ama güvenilirliği kalmadı. Ben bana gelen tepkilerden biliyorum. İnanın toplum her şeyin farkında.

İ.S.- Burada Sabah'ın yaşaması için, K. için önemli olan BDDK'nin çalışma biçimi. Eğer, ver paramı diye boğarsa, bu iş tutmaz. Kötü olur. Orada çalışanlar da. Eğer öyle yapmaz da şans tanırsa, o zaman iş değişir.

A.N.S- Benim yapabilecek bir şey varsa, söyleyin..

İ.S.- Yok, siz en üst katlarda bir kişi olarak gelişmeleri izliyorsunuz, izleyin yeter. Sizi bilgilendirmeye geldik

İ.S.- Seçimleri nasıl görüyorsunuz

A.N.S- Yapılmalı. Artık geri dönüş olmaz. Ben er geç topun bana geleceğini tahmin ediyordum ama, bu kadar erken geleceğini tahmin etmiyordum.

İ.S.- Ben seçimi istemiyorum. Herkes Ampul Partisine çalışıyor. Böyle şey olur mu

A.N.S- Ama seçimin olmaması daha zararlı olur. İleride inşaallah, demokrasi mi laiklik mi ikileminde kalmayız..

İ.S.- Bu parlamento ülkeye faşizmi getirir.

A.N.S- Her şeye rağmen parlamenter sistemden umudu yitirmemek gerekiyor. Laiklik konusu çok önemli. Bu imam hatiplere kızların alınmaması olayını hala çözemediler. Ben bunu yasayla halledin dedim, yapamıyorlar. Çekiniyorlar. Kızların imam hatipe girmesini yıllar önce bir velinin Danıştay'a başvurmasıyla sağlamışlar..

12 Eylül 2002 tarihli notta;

12 Eylül perşembe akşam çalgan'da yemek.

Yücel Y., İhsan E.(müsteşar), Erdal Ş. (Tümg. Gen Kurm. Adli Müş), Engin A., Birkan E..

E.Ş.- AKP yükseliyor. Tek başına iktidara gelebilir. Bunlar Erbakan'dan daha beter. Erbakan'ı ararız. Laikliği sulandırmak isteyeceklerdir. Merkez sağdan bir kişi onlara geçecekti, sordular. cemsede size de yer ayıralım' dedim... Öyle bir şey olursa AB, ma be dinlemeyiz. ne AB'si yaaa..

30 Ağustosta Yılmaz'ı çektim, ya bu seçim kararını niye aldınız' dedim. Bir şey diyemedi... böyle şey olmaz...

Turgay C. yurtsever adamdır... Dağıtım tekelinin kırılması iyi oldu...”

25.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;

12 Eylül 2002 tarihli notta;

12 Eylül Perşembe günü Ankara'da Çalgan restoran'daki akşam yemeğine katılan kişiler



Tümgeneral Erdal Şenel (Genelkurmay Adli Müşaviri

Yücel Y. (TRT Genel Müdürü)

Birkan E. (KİT Komisyonu Başkanı)

İhsan E. (Adalet Bakanlığı Müsteşarı )

Fahri K. (Ankara Cumhuriyet Başsavcısı)

Bekir S. E. (Ecevit'in Eski Danışmanı)

Engin A. (Adalet Bakanlığı Danışmanı)

Mustafa BALBAY

Yemekte Tümgeneral ŞENEL'İN Turgay C.'LE ve Cumhuriyet-Ciner ilişkisiyle ilgili söyledikleri

- Cumhuriyet'in o ilişkisi iyi oldu

- Bu bağlantıyla Cumhuriyet'in önü açılabilir

- Ben Ciner'i bir ölçüde... Hatta iyi tanıyorum... O yurtsever bir işadamı. Bu ülkeye inanan biri

- Sağdan soldan bir şeyler diyen olacaktır. İtibar etmeyin

- Dağıtım tekelinin kırılması da iyi oldu. Dilerim onu başarırsınız. Zor iş ama, sonunu getirin.

GUN1002.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;

5 Kasım 2002 tarihli notta;

5 Kasım Salı günü akşamüzeri Genkur. Adli Müşaviri Tümgeneral Erdal ŞENEL'le görüşme..



Çok bozuk... Seçim sonuçlarını Fethullah'ın iktidarı olarak yorumladı. Bunların başlangıçta takıye yapacağını, Fethullah gibi kendini gizle, çok güçlü olduğun an ortaya çık modelini benimseyeceklerini söyledi

İçim acıyor.. Bu kadar olamaz dedi... Çocuklarımı düşünüyorum, Mustafa Kemal Türkiyesi bu olmamalı dedi... TSK'nin dimdik ayakta olduğunu gerekeni yapacağını söyledi.

Aynı gün saat 19.00 sıralarında Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Aytaç Y. aramama yanıt verdi.

Bunu öngörmediklerini, hatta tam tersini düşündüklerini yani AKP ile CHP'nin yer değiştirmesi gerektiğini, bunu beklediklerini söyledi. Dikkatle izlediklerini, başlangıçta hemen tepki vermenin uygun olmayacağını söyledim, en azından bir mesaj deyince, o olabilir dedi. 10 Kasım var önümüzde o olabilir dedi.

8 Kasım saat 10.15 KKK Aytaç Y.'ın makamında görüşme..



Bugün yayınlanacak bildiriyi okudu. 10 Kasım nedeniyle ilk kez, Atatürk'e rahat uyu ve bize güven... diye bitiyor bildiri bana da bazı ekler yaptırdı.

Sonra yazılmamak üzere söyledikleri

- Bu seçim sonuçlarına millet iradesi diyemiyorum. Bu ümmet iradesi. Demek ki biz daha ulus olamadık. Bu onun yansıması. Üniter devleti kurup halkı uluslaştırmak o kadar kolay değil. Aydınlanma hareketini tam olarak tamamlayamadık

- Oyum şahsen CHP'ye idi. istedim ki, AKP'nin yerinde CHP olsun, olmadı. Ama şimdi CHP'nin de AKP'ye bu kadar yanaşmaması gerekli. Ne öyle, yakınlaşmalar, öneriler, ortak hareket edelimler. CHP yerini unutmamalı

- Bu seçim sonuçlarından sonra hemen ABD'nin sevinmesi, İstanbul sermayesinin sevinci desteği olayın çok geniş boyutlarının olduğunu gösteriyor. Bu orduyu da zayıflatma, etkisini azaltma girişimleri. Güçlü ama içte etkisiz bir ordu isteniyor. Biz bunun farkındayız

- AKP'nin ileride ne yapacağını hesaplamak istemiyoruz. Ne olursa ne olur diye bakmıyorum. Dileriz germezler ama herkes gibi bizim de kafamızda kuşkular var. Bizim bu açıklamalarımız zinde güçlere bir kuvvet verir diye bakıyoruz

- Bu seçimin tek yararlı yanı, Mesut YILMAZ'ın Tansu ÇİLLER'in gitmesi oldu. Yoksa onların başka türlü gideceği yoktu. Onlar yönetemiyordu. Ben MGK'da biliyorum. Her şeyi görüyorduk. Yönetemiyorlardı.

- Cumhuriyet nasıl gidiyor? Tek gazete kaldınız söyleyeyim... Ama bu Çapanlardan kurtulun. Onların altında çapanoğlu var bilesin... Bu gazeteye Atatürk ad vermiş, size para koyanın da temiz olması lazım

GUN1102.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;

5 Kasım Salı günü akşam üzeri Genkurm. Adli Müşaviri Tümgeneral Erdal Şenel'le görüşme..

Çok bozuk... Seçim sonuçlarını Fethullah'ın iktidarı olarak yorumladı. Bunların başlangıçta takıye yapacağını, Fethullah gibi kendini gizle, çok güçlü olduğun an ortaya çık modelini benimseyeceklerini söyledi içim acıyor.. bu kadar olamaz dedi... çocuklarımı düşünüyorum, Mustafa Kemal Türkiyesi bu olmamalı dedi... TSK'nin dimdik ayakta olduğunu gerekeni yapacağını söyledi.

Aynı gün saat 19.00 sıralarında Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Aytaç Y. aramama yanıt verdi.

Bunu öngörmediklerini, hatta tam tersini düşündüklerini yani AKP ile CHP'nin yer değiştirmesi gerektiğini, bunu beklediklerini söyledi. Dikkatle izlediklerini, başlangıçta hemen tepki vermenin uygun olmayacağını söyledi en azından bir mesaj deyince, o olabilir dedi. 10 Kasım var önümüzde o olabilir dedi..”

8 Kasım 2002 tarihli notta;

8 Kasım saat 10.15 KKK Aytaç Y.'ın makamında görüşme.. Bugün yayınlanacak bildiriyi okudu. 10 Kasım nedeniyle ilk kez, Atatürk'e raha uyu ve bize güven... diye bitiyor, bildiri bana da bazı ekler yaptırdı.

Sonra yazılmamak üzere söyledikleri,

- Bu seçim sonuçlarına millet iradesi diyemiyorum. Bu ümmet iradesi. Demek ki biz daha ulus olamadık. Bu onun yansıması. Üniter devleti kurup halkı uluslaştırmak o kadar kolay değil. Aydınlanma hareketini tam olarak tamamlayamadık

- Oyum şahsen CHP'ye idi. İstedim ki, AKP'nin yerinde CHP olsun, olmadı. Ama şimdi CHP'nin de AKP'ye bu kadar yanaşmaması gerekli. Ne öyle, yakınlaşmalar, öneriler, ortak hareket edelimler. CHP yerini unutmamalı

- Bu seçim sonuçlarından sonra hemen ABD'nin sevinmesi, İstanbul sermayesinin sevinci desteği olayın çok geniş boyutlarının olduğunu gösteriyor. Bu orduyu da zayıflatma, etkisini azaltma girişimleri. Güçlü ama içte etkisiz bir ordu isteniyor. Biz bunun farkındayız

- AKP'nin ileride ne yapacağını hesaplamak istemiyoruz. Ne olursa ne olur diye bakmıyorum. Dileriz germezler ama herkes gibi bizim de kafamızda kuşkular var. Bizim bu açıklamalarımız zinde güçlere bir kuvvet verir diye bakıyoruz

- Bu seçimin tek yararlı yanı, Mesut YILMAZ'ın Tansu ÇİLLER'in gitmesi oldu. Yoksa onların başka türlü gideceği yoktu. Onlar yönetimiyordu. Ben MGK'da biliyorum. Her şeyi görüyorduk. Yönetemiyorlardı

- Cumhuriyet nasıl gidiyor? Tek gazete kaldınız söyleyeyim... ama bu Çapanlardan kurtulun. Onların altında çapanoğlu var bilesin... bu gazeteye Atatürk ad vermiş, size para koyanın da temiz olması lazım

- Tabii bizim kırmızı çizgilerimiz var. Onları geçmemeleri gerekiyor. Bu biliyorsunuz dışişleri tanımı ama, kırmızı çizgileri geçmelerine izin vermeyiz

13 Kasım 2002 tarihli notta;

13 Kasım Çarşamba

Abdülkadir AKSU'nu bulunduğu yemek. Atlıspor kulübünde. Kemal B. verdi. Doğan C., Bekir C., Yavuz D., Mehmet A.... vardı. Aksu'ya B. bir tek sana güveniyorum. Dilerim sen iyi bir yere gelirsin dedi.

Aksu, bu kadar vekili kendilerinin de beklemediğini söyledi. ANAP'ın doğrudan kendilerine aktığını söyledi...”

“14 Kasım 02-Perşembe

-Mini ehli dil... gazi orduevinde. Yener, Artuk, Aydın, Erdal, Önal..

Ev sahibi Şenel, ben çok karamsarım dedi devam etti ben Türkiye Cumhuriyeti askıya alınmıştır diyorum. Karamsarım. Çok karamsarım. Bunlar başlangıçta ılıman gelecekler, sonra usul usul girecekler. Kadrolaşacaklar. Fethullah iktidarda... Bunlar ekonomide de başarılı olur. Yastık altındaki paraları çıkarırlar, yeşil sermayeyi getirirler.. Demek ki biz patinaj yapmışız. Bunlarla mücadele ediyoruz dedik ama, boşunaymış. CHP de umut vermiyor... bilmiyorum... karamsarım...

Aynı gün Yarbay Mehmet, B.'la görüşmeyi anlattı... Tek Cumhuriyet kaldı demiş bilgi notları sadece bize..”

18 Kasım 2002 tarihli notta;

18.11.0 Pazartesi

Dünkü pazar panoramadan sonra Erdal ŞENEL aradı. Kutladı. İyi dengelediniz dedi. Bülent ARINÇ'a soruları olabildiğince net sordum. Size her kesimden oy verildi, içinizdeki redikallerle bunu nasıl dengeleyeceksiniz dedim... O da ılımlı gibi görünmeye çalıştı.

Erdal ŞENEL'e göre, AB'nin Türkiye’de asker etkin falan demesi AKP'nin planı da olabilir. AB üzerinden istemlerini yerine getirmek istiyor olabilirler.. Orta vadede, ordunun etkisini azaltmaya yönelik hedef de olabilir dedi. Bunun usul usul başladığını söyledi.

18-22 Kasım 2002 tarihli notta;

Bugün Genkurmaydan Yarbay Mehmet aradı. 28 Şubatın kazanımlarının kesinlikte yitirilmeyeceğini söyledi. Dikkatle izliyoruz, hükümet kurulmladan bir şey yapsak inandırıcı olkmayacak, bunun için kurulmasını bekliyoruz. Bunların ne yapacakları belli. Elimizde bilgi belge var. Şuna kesinlikle inanın, 28 Şubattan ödün vermeyeceğiz. Türban, imam hatiplerden ödün yok. dedi..”

22 Kasım 2002 tarihli notta;

22.11.0 cuma

Şener abi aradı. Bir dost sesi duymak istediğin söyledi. Emin’i de arayacağım dedi. Bu günler de geçer, geçecek dedi. Güç verdiniz deyince, devam edin dedi. Çok iyi gidiyorsunuz dedi.

27 Kasım 2002 tarihli notta;

27.11.0 Çarşamba Karkuv aradı

- İki gündür arayacağım arayacağım bir türlü olmadı. yoğundum. yazını okudum. Çok güzeldi. Aynen katılıyorum. Sen orada bin yılın sıfırları gider mi demişsin, haklı olarak endişelerin var. Ama değil. Gitmez. Gitmeyecek. Daha çok konuşacağız

- Tşk. ederim. güç verdiniz.

- Bunu biliyorum, o yüzden aradım. Güç vereceğiz. olacak. Önümüzdeki günlerde daha çok konuşacağız... Sıfırlar gitmez. Orgeneraller falan vardı burda. Onlarla ilgilendim, yoğundum

- Bu konuları mı konuştunuz

27/28 Kasım 2002 tarihli notta;

Sabah Mehmet aradı

- Güzel haberler var. Cuma günkü ziyarete sadece bir gidecek. Kuvvetler gitmeyecek. Öyle karar alındı.

Nasıl bu karara vardınız?'

- Daha doğru olacağı düşünüldü. Bugünkü haber çok iyi oldu. Teşekkürler. Burası çok yoğundu. Orgeneraller geldiler, toplu halde birle görüşmek istediler. O da birisi temsilci olarak gelsin yeter dedi.

Acaba bir iyileşme..'

- Anlıyorum sizi ama, çok zor. Umudumuz çok zayıf..”

Emini aradım. Kısaca konuştuk. bunlar çok ciddi dedi.. İnanamadı. O da belki yazar

29 Kasım 2002 tarihli notta;

29.11.0

Dün KKK Telf. anadı

- Hiç mutlu değilim.. İnan ki. Benim düşündüğüm davranış tarzı bu değildi. Bu ziyaret hiç olmamalıydı. Bu Arınç''ın türban olayından önce planlanmış, randevu alınmış. Ben hiç değilse kapıda şöyle bir açıklama yapılmasını istedim son dönemde yaşanan olaylara karşın, milletimizin iradesine duyulan saygının gereği'…

Bunu birinci kabul etmedi. bir tek millete duyulan saygı gibi olabilir.. Senin iki gün önceki yazını çok dikkatle okudum. Tamamen katılıyorum. Sen benim ne düşündüğümü biliyorsun. Ama bir dönem böyle olacak... Tabii ekonomik durum var bir de AB var. Bu AB adı altında her şeyi yapacak bunlar. Çok kritik bir eşikten geçiyoruz. Biz de ekonomiyi bozan taraf olmak istemiyoruz

MGK için notlar hazırlıyorum. Kodrolaşma sorununu gündeme getirceğim Arınç'ı ziyaret gir-çık olacak. Hiç olmaması daha iyiydi ama, böyle olacak bizim bu tür mesajları içimiz yani altımız için de vermemiz gerekiyor. Anlıyorsunuz değil mi

25-26 Kasım tarihli notta;

25-26 Kasım,

Tüm Orglar Ankara'ya geliyorlar. Birinciyle görüşmek istiyorlar. O da, hep birlikte olmaz, içlerinden birini temsilci seçsinler' diyor. Onlar da, hayır, biz hep birlikte görüşmek istiyoruz' diyorlar. Bunun üzerine Ordu Komlar, Orglar görüşüyorlar. Kuvvet Komutanıları da ayrıca görüşüyorlar.

Birinci kabul ediyor tamam diyor, mücadele edelim, ama şu ara diyor zaten AB süreci var, zaten asker önde deyip duruyorlar, bunlara malzeme verecek bir şey yapmayalım.

İrtica birfinginin çerçevesi kendisine sunulyor bir ara. Beğeniyor, bunu biraz genişletin diyor. Önümüzdeki günlerde Kuvvet Kom ve Ord Komların konuşmasına izin veriyor. İstediğinizi söyleyin, serbest bırakıyorum, diyor yoğun bir iç değerlendirme

GUN1201.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;

30 Kasım 2002 tarihli notta;

30 Kasım cumartesi günü Jandarma Genel Komutanı Org. Şener ERUYGUR'LA 75 dakikalık sohbet..



Saat 14.25'te kapıdaydım. O da hemen önce çıktı... Yaveri ile çıktık. Girişte, jandarma heykelleri, jandarmalar Atatürk'e bakarken temsili kabartma heykel birinci katta. Üst kattaki makama çıkarken yine kabartmalı heykeller

14.29'da görüşme..

- Ben bu sabah neleri konuşabiliriz diye notlar aldım. (elindeki 8-15'lik kartın önü arkası dolu) önce şunu söyleyeyim, seninle iki yurtsever olarak konuşacağız. Bunların hiçbir şekilde güncel olarak kullanılmayacağını düşünüyorum... (ben elbette dedim) Türkiye'de birinci görev aydınlara düşüyor. Durumun farkında olmalılar. Şunu bilmek gerekiyor ki, bunlar değişmez. (AKP'lilerin kastediyor). Kimileri belki değişmiştir, şudur budur diyor ama, kesinlikle değil.

- Bunlar cumhuriyetten, cumhuriyetin kazanımlarından intikam almak için gelmişler. Bunu MGK'da da gördüm.

- Yapılması gereken nedir? Şimdi darbe olmaz. 28 Şubat benzeri durum da zor. Artık tecrübe de kazandılar. Ama, yapılacak şu, korkutup yerlerinde tutmak, kendi hedefleri bakımından bir şey yapamacakları bir yerde tutmak. Biz bunu yapmaya çalışacağız

- Bunların 28 Şubat, Refahyol gibi bir deneyimi var. Oradaki hatalara yapmayabilirler

- Burada medyanın görevini yapması önemli. Çok azsınız, bir Emin Ç.'ı biliyorum. Bekir C... Cumhuriyet yazarları genel olarak iyi. Belli bir çizgide devam ediyorlar. Bu arada sorayım; Cumhuriyet'te ne oluyor, satılıyor, Ciner, Karamehmet hisse aldı diyorlar... (ben durumu ayrıntılarıyla anlattım. İlhan SELÇUK'un altın üçgeninden söz ettim... Dikkatle dinledi. Bağımsızlığını koruyacaksa sorun yok, dedi. Sonra medyadaki bozulmadan söz ettim. Medya gücü yok, güçlerin medyası var dedim... O da tüm medya kötü olmaz ya dedi, arada çıkar sizin gibiler.

- Ben yarbaylığımda birinci ordu komutanımızla Çetin D.'la birlikteydim. 12 Eylül döneminde Yarbaydım. Çetin arada şeyleri olur ama, iyidir. Yurtseverliğinden kuşku yoktur. O zaman bizim İstihbarat Daire Başk. Suat İ.'dı. 1979 ya da 80'in başları... Neden bu hale geldik yazın bakalım dedi. Ben de bir şeyler karaladım. Başımıza ne geldiyse Atatürkçülükten saptıığımız için geldi dedim. Buna inanıyorum, bu yüzden geldi. İlhan aldı benim yazıyı, her tarafını çiziyor. Susup dinlemem lazım ama, haddimi aştım, komutanım ne yapıyorsunuz dedim. O da, senin sol elin kuvvetli' dedi. Ben de efendim kuşkunuz varsa atın dedim. O da, hayır dedi, biz ileride bizim yerimize gelecek olanlar üzerinde ayrıca eğiliriz dedi. Bana bir kitabını göndermiş. Teşekkür için aradığımda hatırlattım. Güldü. o biraz Türk İslam sentezine yakındı

- CHP adam olsa... Mecburen oy verdik. Kızım aradı, baba ne yapacağız dedi, ben de mecburen CHP dedim. Baykal... Niye yardımcı oluyorsun be adam. Erdoğan, kamu düzenini bozucu suç işlemiş. Bu hiç yok mu sayılacak. Acaba Baykal, Erdoğan dışarıda kalırsa daha kötü olur, mazlumluk devam eder diye mi düşünüyor. CHP'ye önemli görev düşüyor

- (benim sorum üzerine) seçimlerde bizim subay astsubayların oy kullandığı yerlere baktırdım. Subaylarda sorun yok. Genel olarak iyi. Astsubaylar arasında biraz var. O zaten öteden beri öyle..

- Kurtuluş bunları ya bölmekte ya da çekilmeye zorlamakta. İçlerinde bir dağınıklık var gibi görünüyor. Arınç ayrı havada, Gül yerleşmek istiyor. Erdoğan bir an önce oturmak istiyor... Böyle bir değerlendirmeyi birkaç kişiden dinledim.

- MGK'da yüzlerinde korku ve ihanet vardı. Çok net... Hem korkuyorlar hem de ihanet içinde olduklarını biliyorlar. Orada bize, efendim biz cumhuriyetin temel ilkelerine, değerlerine saygılıyız dediler ama, bunun takiye olduğu belli oluyordu. İnanmak mümkün değil. Bunların değişmesi mümkün değil. Kafa öyle yetişmiş.

- Abdulkadir AKSU'yla amir-memur bağlantımız var. Benim yanıma sürtünerek yılışarak geldi. Cumhurbaşkanı, bu tür namaz gibi, türban gibi gösterisel şeyler yapmayın dediğinde neden bir daha olmayacak demedin dedim. Gülerek, konuşturmadı ki dedi.

- Burada göreve gelince baktım yazılımlar, harfler değişik. Biri ötekine uymuyor. Yanımdakiler, bak oğlum dedim, beni manyak falan sanma ama, bu harflerin yazılımı Atatürk devrimlerinde tarif edildiği gibi olacak. Buna uyan az olur ama, yine de birkaç kişi uysa iyidir' dedim. Harf devriminde hangi harfin nasıl yazılacağı da tarif edilmiştir.

- AB'ye giriş... Şimdi bunlar bizi AB'ye almayacaklar. Bunu Erdoğan da biliyor. Ama bazı şeyleri AB üzerinden yaptırabileceklerini bildikleri için böyle davranıyorlar. Temel amaçları, ordunun işlevini zayıflatmak. ama buna biz izin vermeyiz

- Türkiye'de İslami bir yönetim konusu zaman zaman gündeme gelir. Ancak bunu biraz ABD'nin de kafasına soktular. ABD'nin de kafası karışık.

- Abd Elçisi Pearson ziyarete geldi. Öteki makam odamda, orası da güzeldir. Önü Atatürk Orman Çiftliğine bakıyor. Bakın dedim, Atatürk olmasaydı biz de bugünkü Afganistan gibi olurduk. Bunun şakası yok. Kafanızda bu ülkeyi yıkmak olabilir. Belki başarırsınız da, ama altında siz de kalırsınız. Hiçbir şey demedi. Dondu durdu. ne doğru söylüyorsunuz dedi, ne bunlar yalan dedi..

- PKK, K.Irak'ta 5 bin adamı barındırıyor. Bunlar hala Güneydoğu'da tek kişi görünce saldırıyor. Genel duruma hakimiz ama, hala varlar...

- Aydınlar belki bizi hala faşist ordu diye bakıyor. Bizim tek başına yapabileceğimiz bir şey yok. Bunu toplumun yapması lazım. Onların harekete geçmesi gerekiyor

- AKP'ye oy verenlerin dağılımı sizin de dediğiniz gibi, Zonguldak'ta sol, Rize'de ANAP, Isparta'da DYP, Konya'da Milli Görüş, Yozgat'ta MHP tabanı bunlara kaydı. Zaten yüzde 34'ün hepsi mürteciyse koyver gitsin. Yapacak bir şey kalmadı demektir. Bunlara giden oyların çoğu ödünç..

- (ben hafiften irtica basınının Özkök'ü övmesine dokundurdum... Aman bu konu çok hassas, bunu içimizde bütünleşerek halletmek gerekiyor. Onlar ikilik çıkarmaya çalışıyor. Zamanla komutanımız da görecek olanı biteni)

- (ben ziyaretleri gündeme getirdim. Arınç'a gidip 3 dakika kalma... Ben zaten gitmekten yana değildim, hiç gitmeyelim dedim. Ama bu da etkili oldu. Elini dahi sıkmadım. Uzattı hafif sıktıktan hemen sonra, haydii gibilerden elimi hafif yukarı kaldırarak çektim, dedi…

- Bu irtica propagandasının karşısına televole kültürüyle çıktık. Onlar, propaganda yaparken, Atatürkçülük eşittir televole dediler. Medyanın bu hali nasıl düzelir bilmiyorum

2 Aralık 2002 tarihli notta;

2 Aralık Pazartesi sabahı Mehmet Beyle görüşme..

-CHP'den 1950'lerin DP'ye karşı muhalefet yapan CHP'si bekleniyor. Olabilir mi? Bunu soruyoruz..

- Baykal İnönü olabilir mi? Buna bakıyoruz. Ancak kimi tutumları hayal kırıklığı yarattı.

29 Kasım cuma günü Genelkurmay'da bayrak töreni sırasında tüm subaylar harbiye marşı söylüyorlar. Herkes şaşırıyor. Yener söyledi

11 Aralık 2002 tarihli notta;

11 Aralık

9 Aralıkta Brifing. Katılımcıların bir kısmı uyumuş. Sadece irtica bölümünde gözlerini dört açıp dinlemişler. İki kez 15 dakika ara verilmiş

Memet, iki tokat atıp gönderdik dedi.

CA, bugün çok ters bir yerden girdi. Yeni şafak ve Vakit'te haber nasıl sızdı tartışması var. Bana, sen imzanı falan koyma, hedef olursun, askerin muhabiri derler gibi laflar söyledi. Benim iyiliğim için söylediğini söyledi. Ben de sadece Amerikan planını aldığımda imzamı koydum dedim..

Dün Erdal beyi aradım. Bozuk, işimiz zor dedi. Kös kös dinlediler dedi. Gül'ün birinci başkanı arama cesareti göstermesinin bile olayın yeni durumunu ortaya koyduğunu söyledi

GUN1202.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;

22 Aralık 2002 tarihli notta;

22 Aralık Paza



Tuncer KILINÇ'LA TRT programından sonra saat 12.00'de görüşme... Bu kez kultukların olduğu yerde değil, daha dar oturma grubunda. Pazar günü, kimi görüşmeleri daha rahat yapıyormuş. O yüzden makamda

Kıbrıs: Orada bir sürü itler, satışmışlar var. Adamların ulusal şuuru yok olmuş. Hayretle bunu görüyoruz. Tabii işin öteki ucu da Denktaş bir plan yapmamış. Bunca yıl işbaşındalar bir hazırlıkları olması gerekirdi. Planınız var mı diye sordum, Genelkurmayla hazırlayacağız, diyorlar. Olmadı ki.

Irak: Bizim ABD'yi üzmeden, Saddam'ı karşımıza almadan bu işin içinden nasıl çıkarız ona bakmamız gerekiyor. Şimdi ABD'den bazı şeyler isteyelim diyen var. (ben Baykal'ın canlı yayından sonra, Irak'taki işbirliğinin karşılığı olarak ABD'nin KKTC'yi tanımasını isteyelim, dediğini anımsattım.) Siz ABD'den ne isterseniz, ABD de mutlaka karşılığında birşey ister... Bunu unutmamak lazım. Bir asker dahi yurtdışına göndersek, bir asker dahi çağırsak mutlaka meclis kararı gerekir.

Ö.: Hilmi Ö. paşayla ben en samimi konuşabilecek kişilerden biriyim. 1965-66 yılıydı. Çorlu’da görevliyim. Bunlar, Hilmi Ö., Hüseyin K., Çetin D. geldiler. Havacı ayrılmışlar ama, havacı olarak çok yükselemeyeceklerini düşünmüşler, bu yüzden de vazgeçmişler, karaya dönmüşler. Ö., üsteğmen... ev bulamamış. Komutan beni çağırdı, Tuncer, Hilmi açıkta. Sen kiraladığın evde tek başına oturuyorsun. Seninle otursun' dedi. Benim de iki odalı bir bağ evim var. Komutanım, biriki gün düşüneyim dedim. Sonra olur dedim. İki yıl beraber kaldık. Bu yüzden ben ona istediğimi rahat söylerim. Bu TBMM başkanıyla görüşeceğinin basında çıkmaya başlamasından sonra, tam MGK öncesinde yarım saat kadar bir araya geldiğimiz sırada, komutanım herhalde bu ziyarete gitmeyeceksiniz, dedim. Soğuk baktı. Sen olsan ne yapardın dedi, ben gitmezdim dedim. Bunlar daha gelir gelmez türbanla gösteri yapmaya giriştiler, olmaz dedim... oteki komutanlar da gitmemekten yanaydı. Sonuçta ziyaretin çok kısa yapılması ama, medyanın çağrılarak makamın ziyarete yapıldığının açıklanması görüşünde birleşildi. Ama o sözleri de söylemedi. Kaygılarını anlıyorum ama, Genelkurmay'da kimse tek başına bir şey yapamaz. O bakımdan, rahat olun

İmam Hatipler: Radikal'in muhabiri geldi. Konuştuk. Bunlar sohbet dedim. Bir tek imam hatiplere kızlar alınmasın görüşümü yazayım dedi. Ben de yaz dedim. O benim eski görüşüm. Bizde imam kız var mı? Bunun ardından dincilerin yayınlarına cevap vermek olmaz. Tabii bunu başkalarının vermesi gerekiyor. Genelkurmay da burayı biraz sivil görür. O yüzden pek karışmak istemezler.

MEDYA: Bu medya ile ilgili mutlaka bir şeyler yapılmalı. Böyle gidemez. Bilmiyorum, toplayıp konuşmalı mı... Önümüzdeki günlerde belki öyle bir şey yaparız.

Gül'e: Ben senin yerine olsam, karının örtüsünü çıkarırım. dedim. Kendi kararı dedi. Ben de insan karısına hakim olamaz mı dedim. Bunlar bize iyi yaklaşmaya çalışıyor ama, değişmediler

Erdoğan: Ona da AB'ye gidiyorsun, onların ikiyüzlülüğünü yüzlerine vur dedim. yapamadı. Bunlar AB'yi kullanıyor. AKP iktidarda bölünür diyorlar. Öyle emareler de var ama bakalım

Ağar: DYP'nin başına geçti ama toparlayabilir mi bilmiyorum. Bana kalırsa zor toparlar. örneğin, sizin taban onu teper..

Aynı gün Kara Kuvvetleri Komutanı aradı...



Önce yoldan sonra bürodan konuştuk.

Irak konusunda: Türkiye'nin uzun vadeli çıkarlarına bakmak gerekir. Bugün için savaşa hayır demek kolay. Ben de hayır diyorum. Savaşı kim ister. Ama biz girsek de girmesek de olaydan etkileneceksek, bunun için hazırlık yapmamız gerekir

Klasik müzik konusunda hafta içinde Hürriyette röportaj çıkmıştı. Bugün de bizde çıktı. o iyi mi oldu kötü mü diye tartıyor..

Menemen olayıyla ilgili bir bildiri yayımlanmış. Bildirinin neden çıkmadığını sordu. Sadece Vatan'da varmış. Araştırdım. Bildiri Hasan Tahsin sitesine konmuş. O sitede gören almış. Gazetelere fakslanmamış. Bunu hemen kendisine bildirdim. Az sonra bildiri her yere fakslandı..

26 Aralık 2002 tarihli notta;

26 Aralık perşembe

YAŞ toplandı. 7 irticacı atıldı... 27 Aralık cuma günü haberi aldım

YAŞ'ta 1.5 saat tartışma yaşanıyor. Gül ve Gönül, atılmaya karşı çıkıyor. Bizim tabana mesaj oluyor. Aleyhimize oluyor diyor. YAŞ'ın 21 üyesi var. Başbakan ve Savunma Bakanı sivil. Ötekiler askeri

tartışmadan sonra oylama yapalım deniyor. Yapılıyor tüm askerler atılsın diyor, ikisi hayır diyor. Bu büyük olasılıkla askerin içinde bir diş sökebilir miyiz, biri hayır der mi arayışı olabilir

bunun üzerine, YAŞ kararları yargıya gitmediği için bunun antidemokratik olduğu yönünde bir şerh düşerek imza koyuyorlar

bunu Tuncer KILINÇ'a yaveri aracılığıyla doğrulattık Mustafa ne biliyorsa yazsın' demiş. Gece de Aytaç Y. notum üzerine aradı: sen bildiklerini söyle, doğru ya da yanlış diyeceğim' dedi. Anlattım, doğru dedi, ama dedi haberin büyüğünü henüz alamamışsınız...

9 Aralık’taki güvenlik brifinginrde, Gül'ün Özkök'ü aramasından sonra bu ikinci çıkış oldu..”

30 Aralık 2002 tarihli notta;

30 Aralık 2002

KKK ile saat 12.04de görüşme. 12.45'te başlayabildi. İlhan SELÇUK'la. Bizden önce Gönül vardı. Yarım saat için diye gelmiş. 12.00'de görüşmesi bitecekmiş ama, uzamış. Gönül'le bu irtica işlerini konuşmuşlar. Gönül, Yalman'a, :sizin için Ahmet Emin YALMAN'IN akrabası diyorlar, demiş. Yalman, dönmeymiş de onunla ilintilendirmeye çalışıyorlarmış. Bir de, doğuda, güneydoğuda orduya dinsiz diyorlar, demiş... Bu tür propagandalara hazırlanıyorlar anlaşılan

MB'ye: çok güvenilir bir gazeteci. Bakıyoruz, yüzde yüz güvendiğimiz bir tek o var. Ötekilere de güveniyoruz ama yüzde 60,70. Bu kadarı çok az. Çok genç ve dürüstsün ve dirayetli bir arkadaş..

Irak: Orada biz belli miktar varız ama, çok da varız denmez. Türkmenlerin durumu önemli. Bizim bağlantı noktalarımızdan biri. Amerikalılar çok şey istiyor tabi ama bizim hepsini yapmamız çok zor olmaz yani..

Bakın şunu çok açık söylüyorum, Kuzey Irak'ta Kürt Devleti kurulursa Güneydoğu elden gider, Türkiye bölünür. Bunu açık açık söylüyorum. Ben oralarda yıllarca kaldım. Irak'ta federasyon da olmaz. Belki kantonlar şeklinde düzenleme olabilir..

Savaş olsun olmasın diyorlar ama, savaş sürecindeyiz. Yani savaş başladı, içindeyiz... Ben öyle görüyorum. Bu petrol, enerji kaynaklarına ulaşma savaşı. Bakın, Afganistan'dan yeni raporlar geldi, orada müthiş maden ve doğal gaz yatakları varmış. ABD bu enerji yataklarına hakim olmak istiyor

AKP: bunlar değişmedi. Bilmiyorum siz ne tavsiye edersiniz. Biz dikkatle izliyoruz. kadrolaşmalarını, devlet kurumlarına zararları çok önemli bizim için. Balbay, bunlar iki adım attılar, 1.5 adım geri geldiler, yarım adım öndeler diyor ama, önümüzdeki günlerde duyacağı haber onu da geri attırdığımızı, hatta bizim bir adım önde olduğumuzu gösterecek. Bunu ben söyleyemem. YAŞ'ta yaptıkları Avrupa İns. Hakl. Mahkemesine de aykırı..

Yolsuzluklar: Ben işi gücü bıraktım bununla ilgineniyorum. Savaş yapmak kolay. Asıl olan bunlarla uğraşmak. Ben jandarmadan beri ilgiliyim. Engin A.'yı çağırdım, ne oluyor bankalarda anlat dedim. Anlattı... Bunları bir rapor haline getir dedim, bir ay oldu getirecek... Takip edeceğim.

Karamehmet: Onun da bir beck to beck olmuş. Kendi firmasına kredi açmış. Bunun olmaması lazım. Fazla tanımıyorum adamı ama, fazla itimat telkin etmiyor. (bir rapor.....

Medya: bunu ben her toplantıda dile getiriyorum. Gerekirse, biz medya kuralım diyorum. Sadece Cumhuriyet'le olmaz bu. Aydın D. geldi buraya oturdu. Gazetene para verip almam bunu bil. Hürriyeti bu hale getirdiniz dedim. O da onlar özgür falan diyor. Aydın D. bana Tuncay'ın transferinin nasıl olduğunu anlattı. Her şey dönmüş. Ciner başka bir insan. Ben onun Suriye’de fabrika kurmasına yardımcı oldum..”

30 Aralık 2002 tarihli notta;

Yalman'dan 13.50'de ayrılıp apar topar Köşke. Saat 14.15'te randevuya. Tam saatinde oradaydık. Hemen kabul etti. 70 dakika kadar sohbet... Sağlığı iyi değil. Şeker var. Ağzı kuruyormuş, konuşmakta zorlanıyormuş. 260'a kadar çıkmış. Tansiyon var, 16'ya çıkmış. İlaçları iki katına çıkarmış ama yine de düşmüyormuş. Yüzü kireç gibi..

AKP: Bunlar değişmedi. Hedefleri niyetleri belli. Bu düzenleme, Anayasa değişikliği tamamen kişiye özel. Kim hayır diyebilir. Soruyorum, eğer Erdoğan milletvekili olsaydı bu Anayasa değişiklikleri olacak mıydı? Hayır. Biri olacaktı desin... Referanduma mı götüreceksiniz diye sordum, siz olsanız ne yapardınız dedi. İlhan abi, siz yüce gönüllüsünüz, biraz erken. Bu hükümet zaten beceremeyecek.. dedi. CB sustu. Ben de yineledim, referandum mu görünüyor diye, o da bir şey görünmüyor, henüz toz duman dedi. Halk da olup bitenin farkında bir sürü destek telefonu, faksı geldi dedi referandum derse şaşmamak gerekir

CB: bunlar kadrolaşma konusunda çok densizler. Çoğunu engelliyoruz. En çok Milli Eğitim. Erkan MUMCU: bak dedim, beni YÖK Başkanını savunmak durumunda bırakma. O kadar söyledim yani... Eğitim bir felaket. Üniversitelerde eğitim, lise düzeyine indi. Öğretim üyesi kalitesi de öyle. Devrim tarihi dersleri verip, 13 Ekimin ne anlama geldiğini bilmeyen var...

CHP yardım etse daha kolay olacak. Baykal'a kopya da veriyorum. Örneğin, 10 Kasımdaki toplantıda hukukun kişiye özel olmaması gerektiğini söyledim. Bence CHP 1999'da değil, 2002'de bitti. Bunca elverişli ortama rağmen bu sonuç başarısızlık..

Medya uzun uzun konuşuldu. İlhan abi cumhuriyetin ilişkilerini anlattı. Tatmin olmadı, aman dedi, gazetenin bağımsızlığına gölge düşmesin. Bir kez daha anlattı. Yine, İlhan bey bunlar işadamı, ne yapacakları belli olmaz dedi. Bu kez İlhan abi bana döndü, Balbay sen ne diyorsun anlat dedi... Ben de en az zararlı bu. Yapmak şarttı gibi şeyler söyledim

Irak: ABD çok şey istiyor ama bunların çoğu olmaz. Bu uluslararası oydaşma şart. Hep bunu söylüyoruz. Ben bunu Bush'a da söyledim. 22 Kasımdaki Prag zirvesinde söyledim... Orada liderlerden iğrendim. Bunlar dışarıya ne derlerse desinler, güçlü olana ayrıca bağlanıyorlar. İçeride hep onun yanında yer alıyorlar. Bize karşı da öyleler. A ülkesi, biz sizin yanınızdayız asıl B'ye dikkat edin diyor. B, asıl biz sizin yanınızdayız ama A'dan ters çıkış olur diyor. Ben de yüzlerine bunu söyledim... Kopenhag'a gitmemeye Güney Afrika zirvesinde Prodi ile görüştükten sonra karar vermiştim. Prodi, bizim kamuoyumuzu hazırlamamız gerekir, dedi. Ben anladım. Irak'ta her şeye evet demeyiz. ABD'nin dediklerinin tümü olmaz. Orada sağlam dururuz...

30 Aralık 2002 tarihli notta;

Saat 16.00 Jandarma Genel Komutanı Şener ERUYGUR'la makamında görüşme... 75 Dakika

Necip HABLEMİTOĞU'nun KÖSTEBEK adlı basılmamış kitabının fotokopisini ve Ergun POYRAZ'ın PATLAK AMPUL kitabıın verdi. Bir de La Traviata oyunuyla ilgili yazısını verdi. Çok ilginç, militanca bir yazı...

Medya: çok yakınıyor. Nasıl böyle oldu diyor. Anadolu Basınıyla ayrıca ilgilenme kararı aldı... Öteki gazetkelerden olumlu olanlarla görüşmek istiyor

Irak: Hani bir şarkı var ya, kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgarına, durum o. Kapıldık bir rüzgara gidiyoruz. Uzun ince bir yol bu. ABD kararlı. Ben ABD elçisine seçimden önce öteki binada, AOÇ'yi gören binada her şeyi açık açık söyledim. Bakın dedim, siz bölgede haritayı yeniden düzenlemek istiyorsunuz. Bu girişim TC'yi bölebilir. Ama bizim tarihimiz çok derindir, bölerseniz bu derinliğin içinde kalırsınız. Siz de çok zarar görürsünüz... Bunlar böyle. Ama istedikleri hemen olmaz.

AKP: Bu köpekler yapmak istediklerinden vazgeçmeyecekler. Mümkün değil. İki uç var, hemen erken hareket etmemek gerekiyor. Edersek bir karmaşa olursa hemen bundan yararlanmak isteyebilirler. Ama geç de kalmamak gerekiyor. Çok hassas bir denge... Dikkatle izliyoruz. En büyük kadromuz kadrolaşma girişimleri. Çok hızlı çalışıyorlar. Mesela Haşim K. gizlice İçişleri Bakanlığına geliyor, Anayasa değişikliklerine katkıda bulunuyor. Neden yapıyor? Onlardan..

YAŞ: Bunlar YAŞ'ta bir şey yaptı. Bu hiç önemli değil. Biz onu hallederiz. tartışma çıktığında.. Hemen çağırdım evladım dedim, bu 7 dosyaya ek yok mu biraz daha ekleyin, şöyle 20'ye yaklaştırın dedim... ama masum kişilerse atmak da olmayacaktı, o yüzden orada bıraktık. Biz bir dahaki sefere bu rakamı 3 katına çıkarırız görürler...

Bunu hallederiz asıl olan kadrolaşmalarına engel olmak

Ben olabildiğince insanları cesaretlendirmek istiyorum. Mesela Yaşar YAKIŞ'IN karısı AKP nedeniyle ayrılmış. Arkadaşlara faks çekin dedim. Cesaretlendirin. bunu yapacağız. Topumu dirileştirmeye çalışacağız.. Başarırız buna inanıyorum. Halkımız bu kadar da boş değildir. Öyle düşünüyorum. Zaten bunlara oy verenlerin tümü irticacı ise bırakalım gitsin. Ama değil. Her şeye rağmen 1919'dan kötü değiliz..

Ben çağdaş giyim esastır diye broşürler hazırlattım, gönderiyorum. Atatürkün zamanında kadının özgürlüğünü, giyimini gösteren fotoğlaflardan broşür yaptırrdım. MGK'da hiç yeri olmadan, lafım kesilmesin diye çıktım irticayı konuştum…

Bunları orta vadede parçalayabiliriz... Asıl iş CHP'de. Onların bir şeyler yapması lazım. Onlardan uygun olanları cesaretlendirmek lazım

29 Aralık 2002 tarihli notta;

29 Aralık Pazar

Akşam İlhan SELÇUK geldi. Baş başa her şeyi konuştuk

Askerler: her şey için erken. Eğer içte bir çatlama olursa hangi tarafın önde olacağı belli olmaz. Ben bu işlere hem 9 Mart 12 Mart açısıandan bakıyorum. Ne olacağını kestiremezsin, birden dönenler olur. Zayıf kalan taraf da tasfiye edilir. Ortada henüz bir şey yokken çıkış yapmak yanlış olabilir. Orduyu yalnızlaştırabilir.

Gazete: İyiye gidiyor ama atılım yapmamız lazım. İbrahim hala Yazı işleri Müdürü gibi. Genel Yayın Müdürü gibi değil. Çok açık söylüyorum, eğer başarı kazanamazsak parayı koyan kişiler, hani derler ve yeni yöneticiler getirmek isterler. Gözünüzü seveyim... Bir atılım grubu oluşturun. İçinde İbrahim, Salim, Emre K., Orhan B. olsun, sen ol... Atılım yapmamız lazım... Satış 43. biraz yükseldi ama, 36'ları görmüştük..

Ben: Şimdi sen Ankara'nın dışına taştın. Buraya sığmıyorsun. İstanbul'a gelsen de olmaz. Burayı ne yapacağız. Burada ilişkilerin de çok iyi oturdu. Ama İbrahim'le iyi konuşun, açık konuşun, her şeyi konuşun..

CA: Bu Demirel kitabını yazmakla iyi etmedi ya. Olmaz. Sen yanına danışman olarak git, herşeyi yaz..

Şükrü S. belki oturur ha... Henüz oturmadı. Yakup'u ne yapalım? Ben ilişmeyelim deyince, tamam ilişmeyelim

Senin büroda da baya gençler yetişti. Bir daha geldiğimde hep beraber yemek yiyelim

GUN0301.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;

8 Ocak 2003 tarihli notta;

8 Ocak Çarşamba



Basın kokteyli... Özkök'le uzun uzun konuşma..

Konuşmanın içeriğini biraz az bulmuşlar... 9 Ocakta Erdal ŞENEL'in katıldığı yemek... Anayasanın 125. maddesinin değişemezliğinin konması istenmiş..

3000 bin subay astsubay irticadan sakıncalı... Harb Okullarında yüzde 80 oruç tutanlar... bunu azaltmanın yolu nedir, diye bakılıyor..

12 Eylülde dini bütün, eşi kapalı aile çocukları aranmış subay olmaları için. Sonra onları atmışlar. Onlardan kalmamış. şimdikiler farklı..

YAŞ çok sert geçmiş.

Özkök: Sizi anlıyorum, tabanınızı da anlıyorum. ama..

Gül: Gündemi ben yapmak istiyorum

Askre-yapamazsınız

Gül- neden

Ask- yasa böyle... Gündemi Genelkurmay Başk yapar

Gönül- (yşansıdan sonra) ben size hak veriyorum ama, bunlar yargıya gidebilmeli. Disiplin çok önemlidir... Ama yargısız olmaz... (Gül o sırada konuşmuyor)

Doğan- (tartışma alevlenince) eğer niyetiniz 28 Şubatın intikamını almaksa pişman olursunuz. Bunun hesabını size sorarız.(Başbakana sen diye hitap ediyor)

Doğan konuştuktan sonra komuta kademesi hariç komutanlar 11'i birden el kaldırıp, konuşmayı destekliyoruz, diyor

16 Ocak 2003 tarihli notta;

16.

Selçuk beyy... Korlar, ikinciyi aramışlar ve biz BİRE çıkmak istiyoruz demişler. O da, önünüzde rütbeler var, geleceğiniz var, yakmayın, ben sizin yerinize gerekenleri söylüyorum, demiş. ikna olmuşlar..

- Belki de cumhurbaşkanı olma hayali var birin. Ona yormaya başladı. Ben de Mustafa B. de benzer beklentide dedim.

-Yazı etkili olmuş. iki, etrafına bakıp bu ne nasıl yorum falan demiş..

-İçerde, Osmanlı döneminde Enver Paşaları Almanlar kontrol ediyordu, şimdi de bizim biri Amerika yorumu

-Artık tespit ettik, aradaki haberleşmeyi bir Tuğg. sağlıyor. Onunla da Akif GÜLLE, Diyarbakır mv. atılacağını hissedince emekliliğini isteyen..

- Bir numara Kıbrıs’ta da istediklerin yapsınlar havasındaymış, etrafı durumu anlatınca, tamam demiş

Ocak 2003 tarihli notta;

İS'le Aydın D. dün Uğur D.'ın onuncu yıl kokteyinde buluşmuş. Ağırlamışlar. Hava iyiymiş... Önümüzdeki günlerde ortak yemek…

İS bunları buluşturmak lazım. Karteli kırdık, şimdi de bunların arasını bulmak lazım' demiş..

-İS aradı, 27'sinde gelecek. Randuvular al dedi.

13 Ocak 2003 tarihli notta;

13 Ocak pazartesi günü

Baykal, komutanlarla ayrı ayrı görüştü. Şener ERUYGUR

- Bunların kafasının bir tarafı çürümüş. Bunların normal olması, normal kararlar vermesi mümkün değil. olanaz... Baykal’a da söyledik., siz yüzde 65'siniz dedik..

Bunlarla yılmadan mücadele. Biz jandarmaya gönderdiğimiz dergide çağdaş bir hayat için mücadele ediyoruz..”

23 Ocak 2003 tarihli notta;

23.1.0

- Fatih, H.Ç.'den randevu istemiş. Bugün saat 17.30'da görüşme. HÇ beni aradı, sıcak bakıp bakmamayı sordu. İY'de yanındaydı. Bugün Fatih aradı

-Aslında ben seninle ne yapacaksam yapmak istiyorum. Bunu bil. Bana doğru adres söyle. Sen ne istiyorsan, nerede çalışmak istiyorsan. Ankara’ya geleceği konuşalım..

H.Ç. aradı yeniden. Seninle konuştuğumu Fatihe söylemeyeceğim dedi. İ.Y.'le, H.Ç. Mustafa P. yemek yemişler. Pamukoğlu, Ciner gazeteyi ele geçiriyor. İşlem tamamlanınca, M.B., İ.Y., H.Ç. atılacak. Böyle konuşuyorlar, bilginiz olsun demiş..

Aslında iş bana bakıyor gibi.. İ.S., aslında T.Ö.’ye olumsuz bakılmamasını istemiş. İyi oğlan demiş, hem bize bu iş bitti diyor. Hem sonradan iyi oğlan diyor. Karamemetle konuşmuş, bunu biraz erteleyelim demiş. Onlar da olur demiş. TÖ bunu istediğini kendisi söylemiş

27 Ocak 2003 tarihli notta;

27.1.0 pazartesi

Saat 18.00'de Şener ERUYGURLA görüşme... 19.10'a dek. Komutanlık kapısından, meclisin karşısından giriş. Jandarma heykelleri... Döner merdivenden çıkış. Görüşme..

ABD: Görüşmelerde çok açık konuşuyorum. Bize bir türlü operasyon sonrası planlarını söylemiyorlar. Yazılı verin diyoruz yapmıyorlar. Ben onlara Türkiye'nin nasıl kurulduğunu anlatıyorum. Dikkatle dinliyorlar. Bu ülkeyi böldürmeyiz diyorum.. Büyükelçi geldi ona dedim ki biz eğer çok zorda kalırsak delilik de yaparız. Ne yapacağımız belli olmaz. Eğer bülünürsek, siz de altında kalırsınız… Gerçekten söylüyorum. Türkiye parçalanırsa, ABD altında kalır. Bunların niyeti petrol. Bu belli oldu.

AKP: Bunların kafalarının bir bölümü çürümüş. Bu yüzden bunlardan sağlam fikir çıkmaz. Arada bir iyi fikir gibi görünse bile mutlaka sapıtırlar. Mümkün değil. Bunları orta vadedede, hatta çok vakit kaybetmeden parçalamak lazım. Şimdi bazı emareler var ama, doğrusu onlara kesin gözüyle bakamıyorum. Biraz zaman tanımak lazım görüşü var. İyi güzel de bu zaman içinde ne tür kadrolaşma yapacaklar, devleti nasıl yıpratacaklar, bunu bilmiyoruz. Bu kadrolaşmanın önüne mutlaka geçmek gerekiyor

Davos'a gittiler, kepazelik. Bunların derdi türbanı kabul ettirmek.. Bunlara karşı biraz sabırlı da hareket etmek gerekiyor. Şimdi eskisi gibi müdahale et.. Olmaz... (gülerek) keşke olsa, öyle bir ortam... gerekirse...yani..

CHP: çok şey bekliyoruz. Baykal’ı dikkatli, kararlı, ne yapmak istediğini bilen bir havada buldum. Kararlı görünüyor. Dedim ki, siz yüzde 65'i temsil ediyorsunuz. Öyle davranmanız lazım... onun da kendine göre değerlendirmeleri var

MEDYA: çok önemli nasıl bizim tarafa çekilir bakmak gerekiyor. Bu sizce nasıl olabilir... Tuncay ÖZKAN geldi buraya. Nasıl biri tam olarak bir not veremedim. cumhuriyette yetiştim dedi.

İtrica Operasyonu: Bu İstanbul Sultanbeyli deki operasyon. Önce alt ediyorlardı, neden dedim, üzerine gidin. Gittiler.

Biz bunlara karşı sağlam duracağız. Ama toplumun da sağlam durmasının yolunu bulmak onları birbiriyle irtibatlandırmak lazım..

Bir dosya ve CD verdi..

İlhan abi Cumhuriyette olanları, ittifakları, Akşam-Sabah Grubu ile kurulan ilişkileri anlattı..

Suriye ile ilişkiler iyileşmiş. Türkiye aleyhine bir film varmış, onun kaldırılması için rica etmişler kaldırılmış

28 Ocak 2003 tarihli notta;

28.1.0 salı

Cumhurbaşkanı ile görüşme... 15.35-16.55 arası. Randevu 15.40'ta idi. gelir gelmez hemen aldılar. Bu yüzden 5 dakika erken başlamış oldu. Bizden önce ANAP Genel Başkanı Ali T. Ö.'le randevusu vardı. 30 dakikayı geçmiyordu..bize ucu açık randevu verdi... istesek daha da kalabilirdik..

İlhan abi devlet hizmetini çok iyi yaptığını, üstüne CB. görevinin de iyi gittiğini söyledi. CB, yok dedi bu kadarı fazla oldu. Aslında bu fazla oldu. İşte verildi görev yapıyoruz. 3 yıl 5 yıl yapacağız... İlhan abi, belki devamı olur deyince de, kesinlikle başka bir görev almayacağını söyledi.. Karşılıklı gülüşmeler..

AKP: bunlar tam takiyeci. Bana geliyorlar, sayın cumhurbaşkanım çok haklısınız diyorlar, biz de inanmış gibi yapıyoruz. Abdullah GÜL geldi. Açıkça söyledim, bakın dedim, değil 363, 550 kişiyle gelseniz dahi yapamayağınız şeyler var. Bunu unutmayın. Devlet çarkını olumsuz etkilemeyin, dedim. Dikkatle dinledi ama, yine bildiklerini yapıyorlar

Kadrolaşma konusunda çok dikkatli hareket ediyorum. Ne yapıyorum? En az kötü olanı tercih ediyorum. Yapabildiğimiz o. Birini alacaklar yerine gelen kişinin kim olduğunu ayrıntılı olarak inceletiyorum. Bilgiler geliyor, hakkında olumsuz bir şey varsa olmaz diyorum. Bundan hiç kuşkunuz olmasın. Bunda sonuna kadar direneceğim. Burası o konuda sağlam duruyor...(ben kuşkuşu gibi bakınca) kesinlikle sağlam. Kuşkunuz olmasın..

CHP: CHP malesef dolduramıyor. başarısız bence.. Zaten bu ortamda aldığı oy da başarısız. Genç Parti kadar olamıyorlar.

MEDYA: İlhan abi anlattı. Cukurova, Ciner... Çok dikkatli olun. Sözleşme yaparsınız ama, öyle bir inceliği olur ki, kritik bir anda işin içinden çıkamazsınız. Buna dikkat edin. Ben ne hukuki anlaşmalar gördüm. Çok sağlam gibi duruyor ama, bakıyorsunuz iş içinden çıkılmaz hale gelmiş

Anayasa Mahkemesi: Sayın Balbay pazar günkü yazınız çok ağırdı. Yargının bu hale gelmesini istemezdim. Eğer bunlarla ben karşı karşıya kalsam o gün istifa ederdim.

Görüşme sonrasında Şov TV binasında Karamehmet ve kurmayı Osman B.'le görüşmeye gittik. Bana, sen de gel, adam görsünler' dedi. 10 dakika kaldım. Karamehmet ilginç bir kişi. Mutevazı oturuyor. BDDK ile anlaşma olursa, işlerine bakacaklarını söyledi. Irak'ta petrol sahaları varmış... Boğazın yerine geçecek bir boru hattı düşünüyorlarmış. Gemi alıp satacaklarmış... Medyada ilerleyeceklermiş..”

29 Ocak 2003 tarihli notta;

29.1.0 salı

Sabih KANADOĞLU ile görüşme.

AKP: felaket... Bunlarla bir yere gidilmez. Ama daha kötüsü bunların yapacağı olumsuzluk nedeniyle birilerinin (askerlerin) sabırsızlanması ve bir şey yapması. çok uzun gidemez..

Cumhurbaşkanı: sabah beni acil çağırdı. Çok sağlam bir kişi. Burası benden sonra da sağlam olacak. Mayısta emekli oluyorum. Senden sonra gelcek kişiyi CB sececek. Sağlam arkadaşlar var

Askerler: Şener ERUYGURLA görüşün. Sağlam... j başkanları sağlam mı? Sağlam..

TC Başsavcılığı: bunun Türkiyeye gelmesi lazım. Bu yasa benim için değil. Ama bu hükümet kabul eder mi? bilemem..

Medya: cumhuriyetin kendisini koruması lazım. İlhan bey, söyledikleriniz yaptıklarınız geçmişinizle biraz ters gibi ama, cumhuriyet için şart anlaşılan.. Aman dikkat edin ben bu medya patronlarının hiçbirine güvenmiyorum.

Yargı: Yargı bir felaket. Hani diyor ya Özdemir ASAF, bütün renkler aynı anda kirlendi, birinciliği beyaza verdiler. Biz beyazız. Bizim kirlenmememiz lazım. Ama hem Anayasa Mahkemesi hem Yüksek Seçim Kurulu tarihin hiçbir döneminde bu kadar kötü olmamıştı

30 Ocak 2003 tarihli notta;



30.1.0 Perşembe

KKK Aytaç YALMAN'LA görüşme... Önce 10 dakika sohbet sonra karavanaya. Çatıdaki Marmara Salonuna geçtik. Uzun bir generaller yemekhanesinin ötesinde. Kayu sarı kahve ağırlıklı renkler çok şık

Salonun önünde yemyeşil küçük balkonumsu yer. Duvarlarla deniz kıyısı ve insan resimleri... Ressamlarını okuyamadım havuç maydonoz çorbası, levrek, özel patlıcan... tatlılar..

Almanya gezisi: Bu gezimi sizinle paylaşmak isterim. Almanya KKK'nin davetlisiydim. Hava kötü olunca savunma bakanı helikopterini vermiş. Bana, bunu sizin için yaptı, çok önemlisiniz' dedi. Ben normal bulmuştum. Sonra bir sorun daha oldu, bunu da buradaki Amerikan komutan çözdü. Herkes için yapmazlar dedi. Bana da normal gelmişti. Almanya Türkiye'nin AB'yi kişiliğini yitirmiş olarak girmesini istiyor. Fransa ise ulusal değerler bozulmadan girilsin, eklemeler olsun istiyor. Almanya ile Fransa AB'nin nasıl büyüyeceği konusunda anlaşamadı. Almanyanın büyük bir askeri gücü yok. Küçük güçlerle sorunlara müdahale edebileceklerini düşünüyorlar. Askeri güçle desteklenmeyen bir politikanın geçerliliği de yok. Türkiye'nin ne ABD'ye teslim olmasını ne de tam AB içinde yer almasını istiyorlar

Medya: modeliniz güzel, oturmuş olmasına sevindim. Ama dikkat edin. Hatta onları kendi yanınıza çekmeye çalışın. Medyanın kesin adam edilmesi lazım. Burada işbirliği yapmamız lazım

AKP: Bunların kesin bölünmesi lazım. Bu kadar bütün bir parça olmaz. İçlerinde değişik sesler var. Bu bize de geliyor. Erdoğan gelince daha da gerginlik olacak. Öyle tahmin ediyorum. Erdoğan devleti tanımadan konuşuyor. GÜL da YAŞ'ta askerlerle tanıştı. Orada ciddi bir hata yaptılar. Anayasaya karşı çıkmış oldular..

Bizimle uğraşıyorlar. Benim aleyhime, ordu aleyhine, dinsizdir demeye çalışıyorlar. Ama halk bunları yemez diye düşünüyorum

CHP: Deniz beyin kendine göre hesapları var. Ben şunu gördüm, CHP'liler devlete çok yakın durursak oy kaybederiz havasında görünüyor. Sezdim bunu. Mesela son görüşmemizde bir şey dediler sonra verdiği demeçle bunun tersine düştü. Ben ona açık açık her şeyi söyledim. sizden çok şey bekleniyor dedim..

CB: ona çok saygı duyuyorum. Kendisine de söyledim. TSK olarak sizinle gurur duyuyoruz, sizin gibi bir CB ile olduğumuz için çok mutluyuz dedim. Görüşlerimizi kendisine açıkça söyledim. Yalnız olaylara sadece hukukçu gözüyle bakıyor. Olmaz ama kadrolaşmada falan çok hassas..

Irak: ABD'nin hesabı kesin işi bitirmek. Bir günde bitirmek... 1 Şubat 03 tarihli yazım, onun söylediklerinden esinlenerek... Meclis işin en kritik ayağı. Bakalım orada ne olacak. Biz şu değerlendirmeyi kesin yapıyoruz, eğer K. Irakta bir Kürt Devleti olursa bu domino etkisi yapar ve bizi de etkiler. Buna izin vermeyeceğiz

Kıbrıs: Gittik Denktaşa destek verdik ama, şu da var ki, Denktaşla toplum arasında bir uzaklık oluşmuş. Bu çok acı. Ortada gezinip duran bir başbakan bir hükümet var. Etkinliğini yitirmiş. Muhalefet gelişmeleri belirliyor. Böyle olmaz. Tabii muhalfetin küstahlaşmasında AKP'nin rolü var. Onlar Erdoğanı dinledikçe cesaret alıyor... Abdullah GÜL bir paketle adaya gidecek. Bir harekat yapılacak. 28 Şubattan sonra ne olacağına karar vermek gerekiyor

GEKU.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;

28 Mart 2003 tarihli notta;

Yaşar B.'la 28 Mart Cuma günü saat 17.00'da karargahta görüşme.



Karargaha girişte her zamanki gibi tam karşıda Atatürk... Onu geçince meclis'te Atatürk, onu geçince yine meclis önünde Atatürk, onu geçince tam karşıda yine mareşal üniformasıyla portre Atatürk.

Bekleme odasında Kıbrıs Güvenlik Komutanlığının gemi, üzerinde Kıbrıs'taki birliklerin bulundukları yerleri gösteren bayraklar yelken gibi işlenmiş...

Camlı bölümde Osmanlıdan bu yana asker üniformaları... Duvarla sanırım 30 Mayıs 2001'de çekilmiş Kıvrıkoğlu'nun da olduğu genelkurmay önünde toplu hatıra fotoğrafıl.

Kısa bir giriş sohbeti... Kasımpaşa'dan önce Sultahanmet önemlidir. Benim dayım eski kabadayılardandı. Biz Sultanahmet'te büyüdük.

- Sizin bu yazı çok ciddi bir durum. Bu orduyu çatlatır. Çatlatır. Çok ciddi. eğer altta böyle bir durum öne çıkarsa TSK bundan büyük yara alır

- Ben komutanı 1970'lerden beri tanıyorum. Beraber çalıştık, ayrı yerlere gittik, yine çalıştık... komutan öyle biri değil.

- Yazdıklarınızın yüzde 95'ine katılıyorum. Ama bu Aziz A.'le görüşmesi yok. Sadece bir kez, 3 Kasım seçimlerinden sonra Erdoğan ve Aksu'yla geldi. O kadar. Ben buranın muhtarıyım. Siz bana 3 yıl önce burada şöyle bir görüşme olmuş deyin ben hemen çıkartır, bilgisayara bakarım. Öyle bir görüşme yok. (ben, görüşme, karargahta değil başka yerde olmuş, deyince)... aaaa, eee, onu bilemem. Tabi o ayrı. Yani olduğunu sanmıyorum. Aziz AKGÜL'de Harp Okulundan gelen dostluğu doğru ama, öyle görüşme falan yapacağı bir durum olacağını sanmıyor

- Komutan çok üzüldü. İnanın çok üzüldü. Tyson'dan yumruk yemiş gibi oldu. Şaşırdı. Bana sordu. Ben Mustafa beyi tanırım dedim. Öyle tanımadığımız biri değil dedim... Çok üzüldü. Neden, dedi.

- Siz eğer bunu uygun bir dille, bilirsiniz onu, şöyle bir uyaklı bir şekilde düzeltirseniz, bir nebze, iyi olacak... (ben de yeri gelirse, öyle bir durum olabilir, deyip başka bir şey demedim

- (Ben bunların kadrdolaşmasından, bunun tehlikesinden söz edince) çok haklısınız... Bunlar gitse bile kalıntıları yıllarca temizlenemez. Öyle kadrolaşıyorlar. Mücadele etmek gerekir ama, bakın 28 Şubat farklıydı. Orada bunlar hükümet ortağıydı. Öteki ortakla işbirliği yapılabilirdi. Şimdi bunlar tek başına geldiler. Öyle bir güçle geldiler. Hem 28 Şubatta iktidara geldiler 6 ay sonra ilk adımlar atıldı. Bunlar geleli 4 ay oldu. Bunun da nasıl geçtiğini görüyorsunuz

- Bana küfredin. İstedğinizi söyleyin. Musatafa bey öyle düşünmüş der, keserim. Ama TSK'ya zarar verecek bir şey yaparsanız çok üzülürüm. Hemen duruma bakarım. Bundan TSK çok zarar görür. İçinde bulunduğumuz koşulları biliyorsuzunuz

- Bunlarla mücadele sadece bizim işimiz değil. Bu seçmen iradesi. Bunlara oy veren 10.5 milyona da sormak lazım. Hep bize güvniyorlar. Ama nereye kadar..

- Bugün medya desteği olmadan hiçbir şey yapılamaz. Bakın medyaya sizin dışınızda laiklikle ilgili hassasiyeti olan yayın organı yok. Artık bu konuda sizden başka kimseye bilgi notu da göndermiyoruz. (ben, kesildi, azaldı, deyince)... Evet orada bir kaza oldu. Bir hasar meydana geldi. Düzeltiyoruz, yeniden yoğunlaştıracağız

- Aydın D. geldi söyledim. Her gün milliyetin birinci sayfasında bir türbanlı fotoğraf koymaya mecbur musunuz, dedim. Farkında değilim, bakayım dedi. Ertesi gün de birinci sayfaya Hülya A.'ın p…. koydular. Ben ille onu yap demiyorum ki

- Bu Abdullah GÜL, Erdoğan'dan daha tehlikeli. Öyle güleryüzlü durduğuna bakmayın. ingilizcesi de gakguk ingilizcesi. Powel'la telefonla konuşuyor. Ne dediği belli değil..

- Benim bunlarla bir temasım yok. Eski hükümet döneminde işleri Hüsamettin ÖZKAN'la halederdik. Şimdi o yok. Öyle bir ortam yok. Hiç temasım da yok.

- (Özkök'ün eşi Gül'ün eşinin 8 Mart davetine mesaj çekmiş, deyince) yaa, sanmıyorum. Yapmaması lazım. Bana davetiye geldi, eşim iade edelim, dedi. Öyle yaptık. Tabii o ailevi bir durum, bunun olmaması lazım

- Türkiye'yi daha zorlu günler bekliyor. Bakın, nisan ortası AB süreci diye yeni durumlar başlayacak. Ordunun siyasetteki ağırlığına gelecekler. Oysa ne ağırlığı var. (ben, int her trbü'de çıkan reform için ordunun gerekli olduğu, yazısını anımsatınca)... ama her şey ordudan beklenmemeli. Şili Büyükelçilğinde çalışan zarif bir hanım var. Eşi Şilili. 3 Kasımdan önce korktuğunu söyledi, sonra neyse ki ordu var dedi. Ben de sana bir yumruk çakarım dedim. Güldük. Ama 28 Şubatta üniversiteler vardı, toplum ayaktaydı... Bunlar daha akıllı gidiyor, onların yaptığı hataları yapmıyor..

- (Benim benzer sözlerim üzerine) Başbakanlıkta Kürtçü-Şeriatçı bir yapı oluşuyor. çok endişe ediyoruz..

- (Yeri geldikçe yazıya döndü) bunu ne olur düzeltin, haberin kaynağını sormaya hakkım yok. Bizim içimizden de sabırsız arkadaşlarımız çıkıyor. Bazı şeyler yanlış anlaşılabiliyor..

- 1960'ları, 70'leri, 80'leri yaşadık. Her şeyi gördüm. Ordunun birlik beraberliği çok önemli. Bu nedenle sizden haseten rica ediyorum

31 Mart 2003 tarihli notta;

31 Mart Pazartesi Mehmet Beyle görüşme

- Elinize sağlık... Adresini buldu. Arkası gelebilir... Çetin'in ameliyat olmasının nedeni hazırlık. O güne hazırlanır... Röportajda sürekli ben emekli olacağım demesinin nedeni, bazı dedikodular çıktığı için kimseyi ürkütmemek. Ama fazla emekli olacağım, dedi.”

31 Mart 2003 tarihli notta;

31 Mart Pazartesi akşam Fatih’le Sheraton'ın barında..

- Kaptan sen çok büyük bir iş yaptın. Bu çok önemli. Y. paşa, bu eğer doğruysa diyor, bize de doğru söylemiyor, diyor

- Kaptan şu söyleyeceğimi duy unut... Aydın D., Y. paşaya gelmiş, bu Ertuğrul bizi size kötü tanıttı diyor. Yerine Fatihi getirsek diyor... Y. paşa, siz demek ki Fatih'in burayla ilgisini anladınız diyor... Benim sözleşmem Haziran'da bitiyor. sonra serbestim..

Eğer böyle bir şey olursa, sana gelir misin bile demem, tutar kolundan, beraberiz derim, haberin olsun..

Sana çok güveniyorlar, çok seviyorlar. Ben de o kardeşim gibidir, pırıl pırıldır dedim

1 Nisan 2003 tarihli notta;

1 Nisan Salı, 03... Aslan Paşayla telefonda..

- Sayın Balbay, komutan şu düzeltmeden ses çıkmadı diyor. Acaba bir yere sıkıştıramazmısınız. ( ben de görüşmenin yerini, zeminini söyledim) ooo dedi, devam etti... Ben emekliliğimi istesem bir kıyı kasabasına gitsem, buraları artık sizlere bıraksam en azından o zatın açıklamasını haberleştirseniz.”

14NIMGK.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;

31 Mart 2003 tarihli notta;

Em. Tüm. Orhan A., 1986-87'de eğitim öğretim yılında Kuleli Maltepe ve Işıklar Askeri Liselerinde Fetullah yanlısı öğrencilere yönelik olarak başlatılan operasyonun yarım kalmasını sağlamış.. O gün Kara Kuvvetleri Okullar Daire Bakanlığı görevinde bulunmuştu. Tümgeneralliği sırasında görev yaptığı illerde irticai unsurlarla ilişkisi tespit edilmiş ve daha üst bir makama gelmesi engellenmiş. Em Tümg A., halen Fethullah GÜLEN nurcu grubunun yurtdışındaki eğitim öğretim faaliyetleriyle ilgili koordinatörlük görevini sürdürüyor. Orduevlerine girişi yasak olan Ateş'in kadın eli sıkmadığı da bilinmektedir.



Aynı yazıda Em Kürkmaz T., Zaman Gazetesine yazıları çıkıyor. Bunun da orduevlerine giriş yasak

ABD 1998'de bir su savaşı orta doğuda. Hedef Arap ülkeleri tarafından Türkiye alınıyor. Savaşa karşılık ABD Türkiye nin yanında yer alıyor. ve Türkiye askeri güç gönderiyor. Arap ülkelerine karşı. ABD iki şey hedefliyor, bir askeri güç bulundurararak Türkiyeyi deki etkisini arttırmak. Diğeri, savaşa dahil olarak kontrol altına girmemiş Arap ülkelerine müdahalede bulunmak. Planının özü buy. İki mad6de. Genelkurmaydan da albay düzeyinde dört kişilik bir heyet tatbikata katılmış.

ABD sınır aşan sularla ilgili bir çalışması var. Böyle bir planı da iki üniversiteye yaptırıyor. O radordan sonra bu tatbikat yaptırılıyor ABD de yüzde 3 boşa akıyor, bizde 75 boşa akıyor

Ç. Paşa Aktüeldeki yazıyı okuduktan sonra demiş ki

- Ameliyattan önce tabancam yan tarafımdaydı. Şimdi çapraz tutuştayım

O hazır. Onunla ilgili gidişte bir sorun yok. Ameliyattan hemen önce İzmir’de ordu komutanlarıyla konuşmak, toplanmak üzere hazırlık yaptı. Orada yapacağı konuşmayı hazırladı. Bunu bilgi olsun diye, Genkura da gönderdi. Y. Paşa bir üste iletmedi. Konuşması ağırdı. Türkiye böyle gitmez, hükümet bu işi götüremiyor. türündeydi..kesin konuşmayı yapacaktı A. Paşa yap demiş..

IRAK17.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;

10.4.0 Perşembe 17.00..

Recep, Siirt’ten sonra Feridun Ç.'i arayıp, teşekkür ediyor. Kandil dağındaki arkadaşlara da teşekkür ederim diyor. Bunun gereğini yapacağını söylüyor bunlar PKKMK üyesiyle Osman ÖCALAN arasındaki görüşmenin dinlenmesinden elde edilen bilgiler.

Bunun hemen ardından Adalet Bakanlığına emir veriliyor ve geniş kapsamlı bir pişmanlık yasasının çıkması için düğmeye basılıyor

Erdoğan'ın sitelerinni tümü hackerleniyor ve İsrail bayrağı çıkıyor

Baba İhsan A. Hizbullaha ve İrana yakın. Eskiden zaman gazetesine maddi destek sağlıyordu. Ama daha radikal düşündüğü için vazgeçti. AKP Genel Merkezini o inşa etti, ama bina onun üzerinde görünüyor tüm ihaleleri Mir Dengir Mehmet FIRAT'la birlikte dağıtıyorlar.

Cüneyt ZAPSU, Ali BABACAN ve Yaşar YAKIŞ'a ABD'ye gitmeden önce şunu söylüyor

-ABD, kuzey cephesi açılmazsa, 150 milyar dolara mal olacak. Bu yüzden siz 100 milyar dolar isteyerek başlayın. En çok da 75 milyar dolara düşün pazarlık için de Amerikan gemilerinin Türkiye karasularına girdiği dönemi hesaplayın.

Yakış ve Babacan, ABD elçimizle birlikte günlerden pazar olmasına karşın Powell'ın evine gidiyorlar. Hal hatırdan sonra konu pazarlığa geliyor. P. rahatsız oluyor. Onları kovarcasına beyler, ben pazar günleri evimde iş, resmi konular konuşmam' diyor resmen odadan çıkmalarını istemiş pazartesi günü tekrar Powell'la görüşüyorlar. P. karşısında yine pazarlık etmek isteyen kişileri görünce dinliyor, ben bu tür pazarlıklarda yetkili değilim, isterseniz Bush'la görüşün. Ancak Bush'un size ne yanıt vereceğini, sizi nasıl karşılayacağını, bilemem' diyor P. ikaz ediyor. Ters yanıt verebilir diyor sonra bilinen diyalog yaşanıyor

Yeni hükümetin kurulması aşamasında , RTE Gül hükümetinin büük bir bölümünü değiştirmek istemiş. Ancak Gül buna yanaşmamış. O sırada Ertuğrul YALÇINBAYIR’ın benim performasınımım kimse değerlendiremez çıkışını yapması üzerine RTE, A. Gülün karşı çıktığı geniş çaplı hükümet değişikliğini gerçekleştirmek istiyor. Bunu koz olarak kullanıyor bunu öğrenen Abdullah GÜL eğer benim kabinemde büyük bir değişikliğe gidersen bu durum kamuoyunda ve partide benim 58. Hükümetin başarısızlığı anlamına gelir. Yine de böyle bir şey yaparsanız partiden kendi ekibimle birlikte istifa ederim diyor RTE de yapacağı değişikliği kendi kabinesinden bir süre sonra istifa ettirmek ya da değiştirme şeklinde yapayım önerisinde bulunmuş bunu Gül, makul görmüş. Bu çekişmede Abdullatif ŞENER'in de Gül den yana tavır koyması A. Gülün gerçekleşmesine neden oluyor RTE yaz aylarında bir değişiklik yapacak

6 Nisan 2003 Pazar günü saat 12.30'da Genelkurmay Karargahında Aslan Paşayla görüşme...

45 dakika sonra, Yaşar Paşa geldi, ona günü anlatmam lazım, isterseniz bekleyin, en çok yarım saat sürer' dedi sonra ikisi birlikte geldiler..Y. Paşa, sivildi. Kırmızı ağırlıklı bir tişörtü vardı. Konu H.Paşayla ilgili yazıya geldi..

- Söyleyin Sayın Balbay, bu medya yapısıyla bugün darbe yapılır mı? Yapılmaz. Bugün medyayı arkanıza almadıktan sonra bir şey yapamazsınız. Laikliği konu edinen bir tek siz varsınız. Öteki gazeteler her gün bir türbanlı kadın fotoğrafı koyup, neredeyse sempatik hale getirdmeye çalışıyorlar

- Sizin yazı bizi çatlatır. Bundan endişe ediyoruz. Komutan ısrar ediyor. Görüşmedim diyor. neredeyse ikisini yüzleştireceğim diyor..

- Biz Başbakanlık Takip Kuruluna yine bilgi belge gönderiyoruz ama, kime ne göndereceksiniz

- 28 Şubat, öncesi... Geçmişe bakarak bir şey olmaz. İleriye bakmamız lazım. ileriye, geçmişe takılıp kalmamak lazım..

- Uğur MUMCU benim arkadaşımdı. Buraya çok geldi gitti. Bizim arşivde çalıştı. En sevilen yazardı... öldürülmeseydi ertesi gün, pazartesi buraya gelecekti. Arşivde çalışıyordu. Öcalan'ın karısının babasının MİTE çalıştığını saptamıştı. daha derin araştırmalar içindeydi

Adamlar kadrolaşıyorlar. Bunu görüyoruz. Bir şeyler yapmak lazım. Kabul ediyorum ama, 28 Şubat hükümet kurulduktan 6-7 ay sonra patladı..



(Öcalan İmralı'da, Sezer Çankaya'da tecrit. Aslan bey”)

2 Nisan 2003 tarihli notta;

2 Nisan Pazartesi 15.30 Şener ERUYGUR'la görüşme..

Şunu iyi bilin, MGK da şu dendi irtica böyle giderse, demokrasi tehlikeye girer.' bunu ben söyledim komutan YÖK'le ilgili ağır konuştu. O da böyle bir planımız yok dedi

Çok dikkatli olmak lazım. (sizi Güven ERKAYA'ya benzetiyorlar) bak bu hoşuma gitti. Benden haz etmediklerini biliyorum. Bu karolaşmayı mesele yapmak lazım. Ben Diyanet İşleri Başkanını çağırdım konuştum..”

9 Nisan 2003 tarihli notta;

9 Nisan Çarşamba...saat 14.30

ŞEN'le görüşme... Plaka önceden verildi. Kışla havasında girişi... Hiç renk vermeyen bir düzenleme. ortada kağıt benzer hiçbir şey yok..

-Turgay'la ilgili bizde olumsuz, özenle çalışılmış bir dosya yok. Biz bir kişi mafya tarafına bulaşmışsa, terör örgütleriyle bağlantısı var mı, ona bakarız. O yok. Ama çok muteber olmadığını siz de haberlerden görüyorsunuz.

- Önceki kadar olumsuz bir durum yok. Ama kendisini devletin bir tarafı seviyor nedense.

- AKP felaket kadroşalıyor. Çok hızlı. Bu konudaki tüm kaygılar doğrudur. Biz takip kuruluna gerekli bilgileri veriyoruz ama, komik bir durum tabi.. Kimi kime şikayet ediyorsunuz

ABD bizi güvenilmez, dağınık bir ülke olarak görüyor. Çok zik zak çizdik. Böyle devlet olmaz. Ama biz işimizi tam yapıyoruz. Bu kurumu siyasetin tamamen dışına çıkardık

Irak'la ilgili 3 diplomat konusunda biz kısa bir rapor ilettik dışişlerine. kullanmayacaksan göstereyim..26.3.2003 tarihli üç paragraf. Birincisi, kişilerin adları ve görevleri. İkincisi onlarla ilgili her hangi bir ipucu bulunamadığına ilişkin. Türkiye aleyhindde. Üçüncü, Türkiye aleyhine çalışan kişişlerin batı elçiliklerinde bolca olduğu.. altında Emre T. imzası..

Gülenle ilgili bir sürü iddia var. Bir ara durumu kötüydü. Ama 3 aydır haber yok. bunların yatırım Türkiye'ninkine yakın desem abartma olmaz..

Barzani Talabani... Bunlar, kullanıla kullanıla kullanmayı öğrendiler. Bize karşı İran'ı onlara karşı bizi, hepimize karşı ABD'yi kullandılar. İkisi de buraya çok geldi gitti. Bize rağmen fazla şey yapabilceklerini sanmıyorum.

Bugün bir başkan gider yarın öteki başkan, ben bu bölgeyle bu kadar ilgili değilim diyebilir..

Türkiyede ekonomiyi düzeltmediğiniz sürece terör bitmez. Bitti görünür yinebaşlar... Biz 3 Kasımdan önce bunu söyleyemeye çalıştık. Medya büyük sorun. Kimler kullanıyor, biliyoruz. O Sabah gazetelere bakınca kimin ne demek istediğini biliyoruz.

Siz gelmeden önce baktım 5 yılda bizimle ilgili 15 yazı yazmışsınız 10'u nötr, 5'inde bizi tırmalamışsınız.”

23NISU1.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;

21 Nisan 2003 pazartesi günü

Emin Ç. ile birlikte Şener ERUYGUR'la yemek. Beşevler, Anıttepedeki Jandarma Tesislerinde.. Başlangıçta imam hatip okullarına ve irtica yuvalarına operasyonlar. Bazı videolar gösterdi. Bunlarla kararlı mücadele. Ç. biri sordu. O da bunlar önemli değil, bir blok olmak önemli dedi. İleri gidene biraz dur, geride kala yürü diyeceğiz ve bir blok olarak ilerleyeceğiz dedi..

Bunların azgınlığından söz etti. 23 Nisanda ne yapmak gerektiğini konuştuk. Mutlaka bir duruş göstermek gerektiğini söyledi. Olamaz dedi. Bunlar böyle dedi..”

22 Nisan Salı günü

Aslan G. Paşayla Tlf. görüşmesi..

23 Nisan resepsiyonuna katılmama eğilimi... İzleme, takip, değerlendirme safhası bitti. Bundan sonra uyarı ve duruş aşaması başladı dedi. Bunun ısrarla altını çizdi.

23 nisanda Meclisteki resmi törene katılırız ama, akşamki resepsiyon özel sayılır bunu öyle değerlendireceğiz..”

23 Nisan çarşamba

Fatih ve ŞENEL'le Şharatonda sohbet

- Yav biz bu işi 28 Şubatta bitirecektik. Bunu o gün üç kişi planladık, Bir, Fevzi Ben. Her şeyi hazırladık. Bakanlar kurulunu dahi. Müsteşarları bulmak zordu onları da tamamladık. Karadayı bizi uyuttu. Az sonra dedi, hemen dedi. Hükümet devrilsin ondan sonra dedi..

Artık gelip 10-15 yıl gitmeden işleri hallettmek gerekiyor. Üstelik o ara AB de yoktu. Kopenhag olmamıştı. Şimdi her şey çok daha zor

Bugün durum çok kötü. Çok. Bir numara teslim olmuş durumda. Bunu lami cimi yok.

Onunla Recep arasında hat var. Hat var. Bunlar AB yasalarını tümüyle kendi çıkarları için uygulayacak. İşte imar yasası. Apartmanların altına mescit yapmanın yolunu açacak değişiklik planlıyorlar

Birin altı sağlam. Blok. Ama orası çok önemli.

25 Nisan 2003 tarihli notta;

25 Nisan cuma Şener Paşa..

- İyi oldu Katılmamamız iyi oldu ama, neler çektik, sorma... O gün Baykalı aradım. Sonra o beni aradı. Sizde bir sarsılma var dedi, ben yok dedim. Derken onlar da öyle davrandı. Olur mu canım, Atatürk’ün partisi sen oraya nasıl gideceksin..

Şimdi bir dönem başladı denebilir. Bundan sonra uygun platformlarda gereken şeyler söylenir. MGK da da gereken söylenecek, MGK iyi geçecek. Tek neden türban değil. Ama bunlar ona indirgiyor. Yahu bunlar seks manyağı mı? Kadını görünce akıllarına hemen açık-kapalı yerleri geliyor

MGK de millet affetmeyecek, ne demek (Erdoğan söylemişti) onu da soracağız işimiz zor ama, bunlarla mücadele edeceğiz.

resepsiyona 5-6 kişinin türbanlı gelmesi isteniyor. Onlar emir almış gibi türbanlı geliyor.. Balıkesir’e gittim, babam orada öğretmendi. Akçakaya köyü... Orada aynı sınıfta okuduğumuz kadınlar geldi. Bana sarılıyorlar. Anadolu insanı budur. Görseniz.”

25 Nisan 2003 tarihli notta;

25 Nisan

Aslan GÜNER’le görüşme

Artık izleme, takip dönemi bitti. Eğer anladılarsa iyi, anlamadılarsa yeniden söylenir. Biz bunları kapalı ortamlarda hep söylüyoruz. Ama artık kamuoyuyla paylaşmanın gerektiği bir durum doğdu. Tek neden türban değil. Kadrolaşma, Milli Görüş, siz de biliyorsunuz... Bundan sonra da gereken uygun platformlarla söylenecek

--geri adım

hayır.. Olamaz. Artık belli bir duruş gösterildi. Son dönemde kimileri TSK'yi başka türlü göstermeye çalıştı. Hassasiyetlerinin değiştiği izlenimi verilmeye çalıştı. Ama öyle değil. TSK bir bütündür ve hassasiyetlerini korumaktadır.

Atatürk’ün kurduğu bu rejimi korumak bizim görevimizdir.

25 Nisan 2003 tarihli notta;

25 Nisan saat 14.00 sıraları Tuncer KILINÇ'la görüşme

Avrupa’dan dönüş. Orada söyledikleri. Onlara, bir olun buraya ayak uydurun diyoruz,. bunu yapmadıtktan sonra senin bana yararın yok, zararın var.

Hürriyet ayrıca üzerime geliyor. Hali Burhan Felek söyler haber saman alevi gibidir, yanar söner ama bunlar hemen yanıp sönmesin istiyorlar. Sürekli diri tutmak istiyorlar. Halbuki söyediklerim ortada. Viyana’da halkı da çağırmlışlar. onların içinde tabi bunlar da varmış. Tabii böyle laflar olunca ben de masaya vurdum. Siz yobazsınız dedim. Bu tür şeylere alışık olmadığımız için..

Yurtdışından döndüm, baktım davetiye.. 23 Nisan. Hemen ikinci başkanı aradım, ben gelmiyorum dedim. Siz ne yaparsanız yapın. O gün Gürcistandaydılar. dönrdüyor... onlar da gitmemeye karar vermişler..

Bu yıl böyle de bakalım seneye burası sadece bizim deyip, hepsi türbanlı mı gelir.

-geri dönüş

Yok bu aşamadan sonra olmaz artık. Bir duruş gösterildi. Bugünkü açıklamayı yapmasa iyiydi (Özkök, Baykalla görüşmemizde siyaset konuşulmadı diye açıklama yaptı)

28NIGUN.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;

Nisan/Mayıs 2003 tarihli notta;

Memet İLHAN’la sohbet



Her şey planlandğı gibi. 30–60 gün içinde ilk hareket. Sizin tahmininizden de öte. Çok öte. BİRİN yanısıra 59un da gitmesi gerek..

İçe kapandılar.2 aydır öyle. Aytaç paşa çok ağır konuşacak. MGKda konuşacak. Son tümce şu olsun demiş bunlar yapılmazsa kırılma yaşanır.' çok hazırlıklı gelecekler. Bunu biliyoruz. Ona göre konuşmak lazım. Aslında onlara konuşma diye de değil, doğru neyse o. söylenip tamam denmesi lazım. bunlar cevap veriyor. Öyle görünüyor

Tümüyle bir temizlik. SBF mezunu, yerel yönetimleri bilen, eğitim almış subaylar var bu son şans olabilir. Yoksa daha kötü. Tümüyle bir yenilik. her konuda.. AB sürecini de engellemeyecek bir süreç. böyle olmalı..

Medyanın durumu bizi çok düşündürülüyor. Çoğu satımlı

ABD ne yapar bizim harekete o belli değil. Acaba... BİR Numara en çok ona mı güveniyor. Olabilir.

Öz ÖR, Çetin, Tamer emekli edilirse bu iş bitmiş demektir. Ya da 27 benzeri bir şey olabilir demektir. O da kanlı olur. Komlar da öyle düşünüyor.

Irakta başarısızlık, Kıbrıs’ta son durum biraz rahatlattı ama o da başarısızlık. Olay sadece irtica değil, Türkiye kayıyor bizi örnek Müslüman ülke olarak tanıtıyorlar İslam dünyasına olmaz..

CHP’den bir şey beklenmez. Bu hareket onu hesaba katmadan yapılacak.




Yüklə 14,92 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   103   104   105   106   107   108   109   110   ...   230




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin