1. T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI


STK ler orduyu çekince güçsüz kalır. Bu sistemi koruyamaz



Yüklə 14,92 Mb.
səhifə108/230
tarix30.04.2018
ölçüsü14,92 Mb.
#49575
1   ...   104   105   106   107   108   109   110   111   ...   230
STK ler orduyu çekince güçsüz kalır. Bu sistemi koruyamaz. Onlar da bunun farkında. Kemalizm’i bir ideoloji olarak gösteremediğimizi biliyorlar. Bunu söylüyorlar bize.

İrtica zaferinden emin. Çok emin. Geliyoruz diyorlar

Ankara’da resepsiyona katılınmadı aman Anadolu’da katılırdı. Düştü Anadolu. Belki 19 Mayısta bir genelge çıkarıp türban varsa toplantıya katılınmaması

1-bunlar değişmeyecek

2- bir numara değişmeyecek

3- CHP’den bir şey umulamaz

4- vakit kaybetmemeli

5-bu kez tümüyle halletmeli

MGK bir istişare yeri haline geliyor. O hale getiriyorlar. Bu kabul edilemez. Yaptırımı yok. Baktım A. paşa MGK da hep konuşmuş, ama o kadar. Yaptırımı yok”

“MILLI6.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;

“1- Milli Eğitim BAKANLIĞINDAKİ çalışmalar... İmam hatiplerin durumu, imam hatiplilerin bir yerlere getirilmesi

2- İrticadan atılanların af kapsamına alınması. Öğretim üyeleri ve öğrenciler

3- MGK'nın yapısının değiştirilmesine yönelik çalışmalar. Gen Kurm Başkanının başbakana bağlanması

4- Önceki dönemlerde Genelkurmayın istemesiyle düzenlemeler yapılmıştı.

5- 28 Şubat sürecinde başlatılan değişikliklerin değiştirilmesine sessiz kalkmaması gerekiyor

6- Genelkurmay bunlara sessiz kalırken... Eski Genelkurmay Başkanları Ö. Paşayla ilişki kurmuyorlar. Görüşme isteğini geri çeviriyorlar. Emekli Orgeneraller Ö. Paşaya AKP iktidarının laik yapıyı bozmaya yönelik çalışmalarına sessiz kalmasına yönelik ağır mektuplar yazıyorlar. Özgen Paşa ile görüşme.

7- Kuvvet Komutanlığı Arınç'ı ziyaret etmek isteyiyişi... Sonra 3 dakika ile anlaşıldı.

8- Tepkinin arkası gelebilir. Şu andaki aysbergin ucu bile yok. Hafif dalgalanma var. İlerisi daha farklı olabilir

9- Ö. benim demokrasi anlayışım olabilir. ama bir iktidarın da laik yapıyı bozucu. Hali. En demokrat en anti laik yönetimde... Ben batıda çok kaldım, oradaki gibi olması..

10- İrtica basında övgüler, Nazlı I. muhterem paşam diyor. O birine böyle diyorsa..

11- Ramazan T. Silahlı Kuvvetler tabanında tepkiye rağmen... Acaba Ö. bu kişi DHKPC den atılmış olsaydı ne yapacaktı”

“ATES.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;



24 Mayıs 2003 tarihli notta;

24 Mayıs Cumartesi



Atila A. aradı, bu ne dedi? Görevini yaptın dedi.

Bir numara için: ya görevini yapar ya gider. Bunun ortası olmaz. İşin özeti budur

Ben sizler emekli olup elbiseyi çıkarırsınız ama ben emekli olmazsınız deyince evet öyledir dedi. Gereğini yapıyor musun deyince, evet dedi. Yapılıyordur dedi. Herkes böyle gitmeyeceğini görüyor, dedi”



26 Mayıs 2003 tarihli notta;

“26 Mayıs Pazar

Kemal aradı, yalanlanmayacak dedi. En üstten en alta kadar, binlerce milyonlarca teşekkür dedi. Bu kadar etkili olacağını belki siz de bilmiyorsunuz dedi. Bugün iki üç kuvvet komutanı ile toplandı ve nelerin yapılacağını, söyleneceğini konuştu dedi. Yalanlarsa ne olur sorusuna bu beni buradan alın, anlamına gelir.'

Mayıs 2003 tarihli notta;

16 Mayısta ve 19 Mayısta T. ERDEM geldi. 45 er dakika konuştuk. Ona ulaşanlar

- Böyle gidemez diyorlar. Bu kez daha farklı diyorlar. Mesela, kesin çözüm için kaç yıl kalmak gerekir sorusuna yanıt arıyorlar. Bugüne kadar 2-3 yıl kalındı yetmedi, acaba daha uzun mu kalmak gerekiyor diye düşünüyorlar” demek ki bu durum tartışılıyor. Öncekiler olmadı ne olur? Geçmişte denenip başarını olunmayanı başarmak diyorlar. Aydınlanma... Güvenlik kavramının içine her şeyi koymak? Enflasyon da güvenlik kavramının içindedir, ekonomi ülke güvenliğini ilgilendirir... Aydınlanma hareketini başarıya ulaştıracak, bugünkü olumsuzlukları kökünden silip süpürecek bir durum. Gidiş, bundan sonraki adımların CHP’siz atılacağını gösteriyor gibi.”

29 Mayıs 2003 tarihli notta;

“29 Mayıs



Kemal’le sohbet ettik. Milat oldu. Gerçekten milat oldu. Her şeyi hızlandırdı. İyi oldu. Genel değerlendirme böyle. MGK, Irak ve AB çok konuşuldu. AB daha yoğundu. 8. madde, Kürtçe Propaganda, Kürtçe Yayın, İbadethane... Konularında çekişme”

“MIT.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;

“30 Mayıs 2003 Cuma günü MİT Müsteşarlığında yeme

Şenkal A. (ŞA), Emre (EM).... İlhan SELÇUK (İS), İbrahim Y. MB

Konutta... Güzel bir salon. Alman kurdu köpekleri arada dolaşıyor. Koklayıp gidiyor. Sonra gezdirmeye götürdüler. Tablolarda deniz, ara, yarımada ağırlıklı. Güzel biblolar vardı... İki tane büyük Benjamin salonu süslüyordu. Ağaç gibiydiler.

Beyaz koltuklara oturduk. İçecekler söylendi. Daha birkaç dakika geçmeden ŞA konuya girdi efendim bizim sizi çağırma, görüşme nedenimiz hazırlanmakta olan yeni yasa. Buna pişmanlık yasası adını taktılar ama öyle adlandırmak istemiyoruz. Şu anda güçlü tarafız. Nasıl bir adım atarsak atalım bu ödün olarak değerlendirilemez. Bizim bir lütfümüz olur. Burada endişemiz, şehit anaları ve benzer kesimlerin tepkisi. İşte bu noktada medyaya gereksinmemiz var. Beni hükümetler ilgilendirmiyor. Türkiye'nin durumu ilgilendiriyor. Biz nasıl geçmişte olanlardan ders aldıysak, terör örgütü de aldı. Yeni bir terör dalgası başlarsa bu kırsal kesimde olmayacak. Metropollerde olacak. Aponun yakalandığı dönemde 60'ın üzerinde kendini yakma eylemi oldu. Bunlardan 30'dan fazlası ölümle sonuçlandı. Demek ki, intihar eylemcisi bulmakta zorlanmayacaklar

- Burada hükümetin durumu bizi doğrudan ilgilendirmiyor. İktidarda o olmuş, AKP olmuş bu olmuş ilgili değiliz, biz ne yapıp edip teröristleri eritmek istiyoruz. En uygun konjonktür budur diyoruz

İS- ben buraya karamsar geldim. Bugün Turhan'la da konuştuk. O da diyor, memleket ayağımızın altından kayıyor. Bana göre asıl tehlike irtica. Bunlar devleti ele geçiriyorlar. Sonra bu yasa yanına başka sağlamlaştırıcı şeyler eklemeden bir işe yaramaz ki...

ŞA- İlhan Bey, ben sizin kadar karamsar değilim. Bunları biz tanıyoruz. Türkiye'de çark tersine, önce ben sonra partim en son ülkem. Oysa bunu tersine çevirebilsek... İnanın bunlar da öncekilerden farklı değil, önce kendilerini, ceplerini düşünüyorlar. Yolsuzlukla mücadele edeceklerdi ne oldu? Yok. Bunlar da çıkar peşinde. İdeolojiyi öne aldıkları falan yok. Haa tabii kadrolaşma önemli bir tehdit, bir şey bilmeyen insanları olmadık yerlere getiriyorlar... Bana göre laiklik tehlikesine karşı en büyük güvence Türk Silahlı Kuvvetleri. Ama inanın bunlarda öncelik ideoloji değil, kendi Bekaları. Kadrolaşma ciddi sorun, diyeceğim bir şey yok. Ama bunların çoğu bir yere gelmek isteyen insanlar. Bakın bana neler dediler, Mesutçu dediler, adamı dediler... Adamı birkaç kez ya gördüm ya görmedim. Bir atanacağım zaman Londraya çağırdı, otel odasında konuştuk, o kadar.

MB- Öcalan buna ne diyecek

ŞA- (gülümseyerek) tabii bunu yazmayacağınıza inanarak söylüyorum... O da buna ikna edilecek. Bunun ön emareleri var. O da zaten bugünler için tutuluyordu. Siz Öcalan'ın getirilişinin 7 dk. Bölümünü izlediniz. Geride 1,5 saatlik bölüm var. Oralarda neler diyor. Beni istediğiniz gibi kullanın diyor. Aman buradan aşağı atmayın diyor.

MB- Öcalan Avrupa ile dışarıyla istediği gibi haberleşebiliyor mu

ŞA- tabii haberleşiyor. Avukatlar gelip gidiyor. Aslında iyice entelektüel oldu. 150 kadar kitap okudu.



MB- Belki daha önce okuduğu kitapların toplamı bu kadar değildir. Bir de Almanların bir girişiminden söz ediliyor. Almanya, Öcalan İtalya'dayken iki diplomat göndermiş, bundan lider olur mu baktırmış. Olmayacağına kanaat getirince peşine düşmemiş.

ŞA- Yok böyle bir şey. Almanya kendisinden korkuyor. Biliyorsunuz, Öcalan yakalandığında en çok eylem Almanya'da oldu. Onlar kendi kamu düzenlerini her şeyin önüne alıyorlar. O etkileniyorsa, adamlara hiçbir şey yaptıramazsın

Şimdi biz ABD ile Irak'ta komşu olduk. Dediğim gibi bu girişim kime yarar yaramaz hiç ilgilenmiyoruz. Örneğin, Öcalan'ın getirilişi Ecevit'e yaramıştı. Burada da olumlu şey olursa Erdoğan’a yarar, ama asıl olan bu teröristlerin eritilmesi. Buna bir ad bulalım, pişmanlık demeyelim.

MB- Evine dön olabilir.

ŞA- Olabilir, biz eve dönüş dedik... O da olabilir.

İS-Bu güzel bir ad.

MB- Irak'ta nasıl bir düzen kurulacak

ŞA- Bunu belki ABD de bilmiyor. Ama terör gruplarını kullanmak istiyor. Biz halkın mücahitlerine karşı tavır değişince tedirgin olduk. Başta onları yok etmek üzere plan yaptılar. Sonra baktık, halkın müc. İle anlaşmışlar, İran için kullanmayı planlıyorlar.

ABD-Irak


ŞA- Aba ile komşu olduk. Çok hızlı gidiyorlar ama, böyle devam edebilirler mi? Bence zor görünüyor. Kafalarındaki planların tümünü yaşama geçirmeleri zor bence.

MB- Bir imp. Sorunları sadece silahla çözmeye başlamışsa, çökmeye başlamış demektir..

ŞA- Aynen öyle. Ben ABD'nin çökebileceği kanaatindeyim... Bizimle iş yapma istekleri konusunda bir kararlılıkları vardı. Yani her şeyi hazırlamıştık. (MB- yaka kartları bile basılmıştı) evet... Ama bu 40 bin adam nasıl çıkarılacak, bu konuda da herkesin kafasında bir endişe vardı

İS-ABD bu Kürtleri ne yapacak

ŞA- her şey ortada... Kürtler baştan beri ABD ileydi. Bize Barzani Talabani geldiğinde hep, ABD Saddam'ın adamlarını satın aldı. Savaş uzun sürmeyecek, bütün planlarınızı buna göre yapın' dedi ama doğrusu biz bu kadar olduğunu düşünmedik. devrim muhafazalarının komutanlarını satın almışlar..

Cumhuriyet'in manşeti

ŞA- cumhuriyet'in manşeti çok etkili oldu. Bu haber başka yerde çıksa başka değerde olur, bir de sizin imzanız var... Kaynağınız ne bilmiyorum ama önemli olmalı... Eğer mektuplarsa bize de geliyor. İstanbul'dan birinci ordudan geliyor. Oraya baksan birinci orduda her şey hazır, ihtilale hazırlanıyorlar.

MB- Kaynaklar sağlamdı.



ŞA- Gazetecilik olarak diyeceğim bir şey yok. Bu haber hangi gazeteciye gelse, önemli haber... Ama inanın bu haberle TSK içindeki çatlak derinleşti. Zarar verdi. Bunun devamında olumsuz bir şey olursa bundan AKP yararlanır. Bunu sammimiyetle söylüyor. Ö. Paşayla ilgili değişik şeyler konuşuluyor. Doğrusu ben kendisini biraz tanıyan biri olarak bunların çoğunun doğru olduğunu sanmıyorum. Bir görüşmenizde yarar var bence.

İS- Bu ilginç bir öneri.

ŞA- Evet. Ben her perşembe kendisiyle görüşüyorum. Olağan görüşme. Orada söz ederim. Biz TSK'nin hiçbir şeyine karışmıyoruz. Onlar eğer bir şey isterse yapıp çekiliyoruz. Ben de perşembe günü gider söylerim. Hem tanırsınız.

MB- Olabilir.

İS- Tamam biz bunu değerlendirelim, sizi arayalım



ŞA- Önümüzdeki salı, çarşamba beni arayın. Eğer olumlu düşünürseniz, devreye girerim. (gülümseyerek) tabii sizin de görüşeceğiniz kişiler vardır... Önümüzde çok kritik bir, iki ay var... Bu dönem çok önemli. Testi kırılırsa iyi olmaz. Belki de kendi içlerinde tamir etmeleri daha iyi olur. Bunu yapabilirler. Ben sizin haberinizin bu bakımda hiç de iyi olmadığı görüşündeyim

Medya


ŞA- bugün Türkiye'nin en birinci sorunu medyadır. Ben buna izin verirseniz medya terörü diyorum. Bugün Türkiye'de herkes medyadan korkuyor. Gündemi o belirliyor. Bürokrat, hakkında bir şey çıkacak diye ödü kopuyor. Bu ülkeye medyanın yaptığı kötülüğü kimse yapmaz.

Biz biliyorsunuz geçen sefer devreye girdik. Konuştuk. Onlar siz aramıza girip İstanbul'a gelin diyorlar. Biz daha ileri gidemeyiz ki. Biz bu AKP'nin gelişini görüyorduk ve medyanın tele vole yayınları buna çanak tuttu



Emre- yani PKK'yı dağdan indirdikten sonra medyayı dağdan indireceğiz. (gülüşmeler)

Cumhuriyet

ŞA- cumhuriyetin tirajıyla ters orantılı bir etkinliği var. Satışınız az ama devlet katında etkin. Bu ortaklarınız iyi anılmıyor. Çapanların ardından Ciner, Karamehmet... Daha farklı bir çalışma yapamaz mısınız. Siz durumu nasıl anlatırsanız anlatın, dışarıdan Ciğer-Karamehmet cumhuriyet'te etkin diye görünüyor

İS- Bizim altın üçgenimiz var..



ŞA- bunu daha açık anlatmanız lazım... 70'lerde birbirimizi yanlış anladık. O günlerde sizi, etrafınızdakileri hemen karşımıza almak yerine, ya bunları bir dinleyelim, nedir ne değildir deseydik, ona göre hareket etseydik bu günlere gelmezdik. Böyle olmazdı.

Çapa


ŞA- Gürbüz'ün dalgalı bir gençliği geçmiş. Ermenistan'a gitmiş. Sık gittiği söyleniyor. Bunlar ayrı da bizde hala bu adamın kafasının arkasında ne olduğu konusunda kesin bir kanı yok. Yani şüpheler geçmiş değil. Belki sadece popüler olmak için gündemde kaymak içindir. Bilemem.

Ermenistan-Orta Asya



ŞA- biz çıkarlarımızın nerede olduğunu bilen millet değiliz. Şimdi Ermenistan’a ambargo uyguluyoruz, Azerbaycan'ı ürkütmeyelim diye devam ettiriyoruz. Ama bizim malları İran sokuyor Orta Asya'da da akıllı hareket etmedik. İçlerine gereğinden fazla karışmaya kalktık... Bütün bunlar için plan yapabilen ülke olmak lazım.

(CA’ ya verilen metin”



30 Mayıs 2003 tarihli notta;

30 Mayıs Cuma günü Konutta akşam yemeği

- Temel konu, hazırlanmakta olan pişmanlık yasası... Ne olursa olsun K.Irak'taki 5 bin kadar teröristi eritmemiz gerekiyor. En uygun dönem bu dönem. Güçlü durumdayız. Bir adım atarsak, bu taviz olarak değerlendirilmez. Çünkü terörü en azından sindirmişiz.

- K.Irak'a ayda 25-30 yeni terörist katılıyor. Bu düzenli olarak devam ediyor. Kesin sayıyı inanın biz de bilmiyoruz. Bir ara 4500 dedik. Zamanla 5 bini geçti. Orada silahlı eğitime devam ediyorlar

- ABD'nin İranlı halkın mücahitlerini korumaya başlaması, bizi de ayrıca endişelendiriyor. PKK'yı da önümüzdeki dönemde şu anda bizim öngörmediğimiz hedeflere dayalı olarak kullanabilirler

- Şu günlerde bir bölümünün basına da yansıdığı pişmanlık yasası diye adlandırılan bir hazırlık var. Biz buna kesinlikle pişmanlık yasası demek istemiyoruz. Bu örgütte değişik yorumlanıyor. Kim pişmanmış deniyor. Başka bir adla çıkarılabilir

- Biz bu aşamada medyadan yardım bekliyoruz. En azından şehit aileleri başta olmak üzere toplumdan gelebilecek tepkileri sağduyu ile göğüsleyebilirler

- Eğer bu teröristleri eritemezsek, önümüzdeki dönem terör metropollerde başlayabilir. Kırsal alanın yeterince etkili olmadığını değerlendiriyorlar.

Önümüzde Filistin örneği var. İntihar eylemcisi bulmakta zorluk çekmezler

Cumhuriyetin Manşeti

- Kaynağını bilmiyorum ama belki mektuplardır... Kimlerle temasınız var bilmiyorum ama bize de bazı mektuplar geliyor. Bu her dönem olur

- Tabii bu dönem biraz farklı. Benim şahsi düşüncem irticaya karşı en büyük güvence ordu. Sizin haberler... Orduda derin bir dalgalanmanın olduğu anlaşılıyor. Bir gazeteci olarak, haber olarak diyeceğim yok... Kaynaklarınızı sormak tabii hakkım değil, ama nasıl bir kaynak onu da bilmiyorum... Önümüzde kritik birkaç ay var... Eğer bu dalgalanmanın devamında dışa yansıyan bir başarısızlık olursa, bundan AKP yararlanır... Belki kendileri tamir edebilirler diye düşünüyorum... Biz, özel bir istek gelmedikçe ordunun hiçbir şeyine karışmayız.”



31 Mayıs 2003 tarihli notta;

31 Mayıs öğleyin evinden JGK Eruygur aradı.

- Görevinizi yaptınız. Rahatsızız. şunu sorun soranlara siz rahatsız değil misiniz...köpek... Bunlar korkak Kasımpaşa kabadayısı."

31 Mayıs 2003 tarihli notta;

31 Mayıs Çalgan'da yemek sırasında Kemal aradı. Anlattım, çok şaşırdı. Ben sizi arayacağım dedi

Aynı gün akşam, İS'le durumu değerlendirdik uzun uzun... O biraz tedirgin ben olsam bunu yazdırmazdım, gibi şeyler söyledi... Yemekte can sıktı... Yıldızımız dedi sonra Naouma gibi gösterdi deyip güldü.

Mümtaz S.'ın da olduğu ortamda... Soysal, görüntü değiştirmeye çalışmayalım, dedi. Duruşumuzdan geri adım atmayalım, dedi.”

2 Haziran 2003 tarihli notta;

2 Haziran Pazartesi Kemal aradı... Tamam dedi. Bu durumu görmüyor musunuz türü sorular... Olumsuzluk olursa çok çok kötü olurcuları anlattım

- Merak etmeyin... Mermi çok... Her şey hesaplanıyor.”

“GUN1.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;



13 Haziran 2003 tarihli notta;

13 Haziran Cuma saat 20.00'de Marmara Köşkü'nde yeme

Katılımcılar: İlhan SELÇUK, İbrahim Y, Cüneyt A., Mustafa B., Şenkal A., Cevat Ö., Emre B., Cem .

Önce Marmara Köşkü'nün bahçesinde 30-40 dakika oturma

(Bu bölümde MİT Başkanının Milli İstihbarat Teşkilatı ile ilgili açıklamaların bulunduğu görülmüştür.)

“CAN.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;



14 Temmuz 2003 tarihli notta;

14 Temmuz Pazartasi Şener’le görüşme.

Geçen günlerde Manisada baskın. Evde yakalananlar nerede eğitim gördüklerine ilişkin bilgi veriyorlar. Eve gidiyorlar. Ev Bülent Arınç’ın. Selviler caddesi no 5.

Bölge Jandarma Komutanı Albay Edarl S.... Durumu Ankaraya bildiriyor. Savcının arama emri vermesi... Arınç savcıyı arıyor. Bani annemin eşyaları var. Zarar verilymesin diyor. Sonradan arama emri kaldırılıyor. 5 katlı bir ev. Baçzı katları bir vakfa veriliyor. Vakıf irtica işlerine bulaşmış”

“YASAR.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;

10 Ağustos 2003 tarihli notta;

10 Ağustos Pazar akşamı Yaşar B’nin, Genkur bahçesinde veda kokteyli vardı.



Birinci orduya gidiyor. İkinci Başkanlğı devredeceği B.'la karşıladı. B. yanında özel kalem müdüründen hallice duruyor. Az ileride zırhlı birliklere giden genel sekreter Aslan G. vardı. Ona, siz zırhlı birliklere biz de hırslı birlikler olarak devam' dedim. güldü. Sizin bu başlıkları toplayıp kitap yapacağım dedi. Onun yanında da görevini devralacak olan D. vardı. Onun görünümü de farksızdı. Demek ki Ö. ekibini kuruyor

Büyükanıt önce kürsüden kısa bir konuşma yaptı. Bir grup gazetecinin kendisine yemek verme istemi üzeriyor. O, kısımsal olmasın, herkese veda kokteyli olsun demiş. O çerçevede düzendindiğini söyledi.

Güzel bir bahçe. Burada Erol Ö., zırhlı birliklere giderken de veda kokteyli verilmişti. Öyle anımsıyorum. Orada Hüsnü Albay, yav, bu cumhuriyet'in tirajı niye düşük' diye sormuştu. Bir askerden bunu duymak hoş bir şeydi.



Y. Paşa, askerliğin içine siyaseti ve diplomasiyi de yerleştirmiş. Bulunduğu görevler bu olanağı da vermiş görünüyor genel havası, önünün açıldığını hissettiği yönündeydi. Önümüzdeki yıl Kara Kuv. Kom, burada iki yıl kaldıktan sonra Genkur. Başk... Bunu anımsattığımızda, kısmet, dedi. Bu tür sorulara hep, kısmet diye yanıt verdi. Komutanların adlarının geçmesinden hoşlanmadığını vurguladı.

Bana karşı hiç renk vermedi. nötr durdu. Sorularıma ayrıntılı yanıt verdi bu sırada da renk vermedi

IRA

Bir karara varmışlar. Asker göndermek istiyorlar. Bu belli. Her tümce bunu gösteriyordu..ABD ile askerden askere birkaç gün önce görüşme başlamış. Sordum



- Bu gidiş bir mart öncesini anımsatmıyor mu

Hayır. tarih hiçbir zamar tekerrür etme

- Tekemmül eder. Gelişir. Hiçbir koşul önceki gibi değildir. O kez savaş katılma durumu yoktu. Bu kez daha karmaşık bir durum var. Ama dibimizdeki duruma bigane kalamayız. Bu kez daha riskli bir durum var. Onu kabul ediyoruz

- Cumhurbaşkanın BM kararında ısrar ediyor

Bir karar beklerseniz karar veremezsiniz. Ben hep söylerim en kötü karar bile kararsızlıktan iyidir..

- ABD'ye nasıl bir sualname gönderdiniz

Nerede, hangi koşullarda ne görev yapacağımızı sorduk. Yanıt için kesin bir tarih yok. Kendi altyapılarından bizi yararlandıracaklar mı? Bu önemli. Bunları tek tek kağıda döktük

- Hükümet devlet kararı istiyor. topu atmak istiyor..

Öyle şey olmaz. Tabii bize danışılır ama karar hükümetin getireceği tezkere üzerniden meclisindir. Bir tane meclis var. Devletin meclisi, milletin meclisi diye bir şey yok ki. Şunu özellikle vurgulamak istiyorum. Asker üzerinden siyaset yapılmasın. Kimse bu yola girmesin. Bunu özellikle vurguluyorum. (iki üç yineledi)..

Hükümet


- Yaş’ta durum nasıldı.

Her zamanki gibi geçti. Yapılması gerekenlerin zaten bir listesi vardı. Onlar yapıldı. İçinde neler konuşuldu bunu size söyleyemem. YAŞ kararları YAŞ kararıyla açıklanır. (bu sözleri bir anlamda benim haberi de doğrulamış oluyordu.

- Hükümet, orduyu hizaya getirme.

TSK’yi kimse hizaya getiremez. O kendi doğrultusundadır. Onu doğrudur. Kendi doğrultusunda gitmektedir

- 7. paket Atatürkçülüğe darbe, karşı devrim... Deniyor

Yok. Öyle şey mi olur. Anayasa mı değişti. Oradaki özel hükümler mi değişti. Yok. Atatürkçülüğü ne yasayla ne zorla değiştirebilirler.

Terör- PKK

- Yeni yasa bir işe yarayacak mı, dağdan inenler ne kadar olacak

Henüz erken ama verilen rakamların ayrıntılarına bakmak gerekli. 900'e yakın başvuran var deniyor. Ama başvuranların çoğu cezaevinden. Onlar tabii başvuracak. Bizim asıl beklediğimiz dağdan başvuracak olanlar.

- Dağdan ne kadar oldu

14 tane. Biri Habur'dan girdi. Onu hemen serbest bıraktık. Ötekiler dağdan. Bunlardan 5'ini hemen serbest bıraktık. Ötekilerle ilgili araştırma sürüyor. Çok az rakam. Ama bir ayı görmek gerekli. Terör örgütü bir eylülde diyor, eylem diyor. Onu izliyoruz

- Irak'a asker göndermekle PKK'yı bitirmek arasında bağlantı. ABD ile bunu görüşme var mı

İkisi ayrı şeyler. Bizim terörle mücadelemiz zaten devam ediyor.”

“ILSEL.TXT” isimli metin belgesi içerisinde;



14 Eylül 2003 tarihli notta;

İS, 14 Eylül Pazar akşamı Ankara’ya geldi.

Akşam Kent Otele gittim. Başbaşa görüştük.

- Diyelim ki ben bir gün bir karının üzerinde çöküp kaldım, öldüm. O gün ne olacak. Karar verin. O gün gazetede herkes bir tarafa gidecektir. Kimi, Koç'a Sabancı'ya gidecektir. Kimi, Çapan'a zaten gazete içinde adamları var. Benim yaşardıklarım, tecrübem, en güvenilir olarak Turgay'ı gösteriyor. Hiç beni aldatmadı. Ne dedimse yaptı. Gözü kara, dediğini yapıyor. Bana Sabah'ın bilânçolarını gösterdi hep karda

Reklâm işini de halledeceğiz. Biraz zaman istiyor, o kadar sen, İbrahim, Alev, alın götürün

Çukurova’yı biraz isteksiz buluyorum. Onların eli kolu bağlı gibi duruyor. Bakalım

Ben askerlerin biraz daha az konuşmasından yanayım. (ben uzun uzun 23 Mayıs sürecini anlattım. Hürriyet işi kaşıdı dedim... Ben olsam o haberi koydurmazdım... Ben bu işleri zamanında Nadiye danışmadan yapmadım. Hep onun izni olunca yaptım) sanki bana, sen benden habersiz haber yaptın der gibiydi..”



15 Eylül 2003 tarihli notta;

15 Eylül Pazartesi saat 14.00'te gittim. Yarım saat kadar sohbet ettik. CBye neler aktarılması gerektiğini tarttık. Medyayı anlatacak, hükümetin gidişini vs.

14.55'te Köşke girdik. Bu sanırım 4 ya da 5. görüşmemiz. CB hiç basın mensubu ile görüşmüyor. Bizim iyi bir ayrıcalığımız var. İnsanın hoşuna gidiyor. Bakalım bundan sonra buraya kim gelecek

Tam 15'te Atacanlıyla birlikte girdik. Bizi bir öncekinin aksine konuk odasının bize göre sağındaki bölmede ağırladı. Daha önceleri böyleydi. Kırmızı koltuklar. Yerde güzel ahşap döşeme halının altından belli oluyor

İlk sözleri huzursuzum, gerginim, rahatsızım. Bence en tepedekinin üç kelimesi devleti özetliyor devamını açık açık getirdi bu koşullarda ne kadar rahat, huzurlu olunur. Adamlar geliyor. Muhatap olmak zorundasın. Sevmemene rağmen bunu yapman gerekiyor. Buradaki görevin bir olumsuzluğu bu. Ben Anayasa Mah Başk iken istemediğim kişiyle görüşmezdim. Burada öyle olmuyor. Adam geliyor, yüzüne yalan söylüyor. Bunu hissediyorsun. Hissettiğini hissettiriyorsun, yine pişkin. Sonra geliyor bir şey istiyor. Onu hangi koşularda yapabileceğimi söylediğim halde o koşulları yerine getirmeden yine istiyor.

Hasıl en az zararla çıkılır ona bakmak lazım. Bu dönemi böyle atlatacağız. Başka bir yolu yok.

Benim Meclis'te bir arkam da yok. Bir karar aldığımda orada dayanak yok. (önceki görüşmelerde bundan söz etmezdi

Bunlardan kurtulmak için halkın bunları görmesi lazım. Bunun için de biraz daha süre lazım

YSK-29 Eylül- ortada tam bir kanunsuzluk var. Açık. Verilecek karar belli aslında. Yargıtay'dan öyle geçer ama YSK’ de ne olur bilemiyorum. Olması gereken barajın iptali, DYP'nin girmesi. Eğer Yargıtay onalar da YSK durumun aynen devamında karar kılarsa, bu meclis'in üzerinde büyük bir gölge olur. Meşruluğu tartışma konusu olur.

Irak konusunda benim görüşlerim değişmedi. Sık sık görüş mü değiştirilir. Hava durumu mu bu? Ben ta başından beri böyle söylüyorum. Uluslararası hukuk olmadan bir adım atamayız. Bunu Bush’a da söyledim.

Ben hükümete söylüyorum, bir Martta aldığınız karar önemlidir. Onda çekinilecek bir şey yok. Arkasında durun. Bence en büyük olumsuzluk o kararın arkasında durmamaktı.

Medya büyük felaket. Giderek kötüleşiyor. Buradan yapabilecek bir şey yok. Ben bunların arasındaki kavga bitmez demiştim. Bakın haklı çıktım. Kavga giderek büyüyor. Siz cumhuriyeti koruyun. Cumhuriyet, zayıflarsa biz de zayıflarız

“Akşam Erdost, Hıdır O. Erdoğdu, Metin D. ile Göksu'da yemek. Bol bol şiir konuşuldu. Erzincan'da bir kuş var... Orada Fransızca şiir dergisinin çıkması vb”


Yüklə 14,92 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   104   105   106   107   108   109   110   111   ...   230




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin