d-Örgütsel İrtibatlar
Şüpheli Neriman AYDIN’dan el konulan 7 nolu CD incelendiğinde;
bel1.doc isimli word dosyasında; Neriman AYDIN isimli şahsa değişik tarihlerde gelen ve gönderilen epostalar, mektuplar ve farklı konularla ilgili açık kaynaklardan alınan belgelerin yer aldığı, belgenin tamamının 130 sayfadan ibaret olduğu görülmüş olup,
Neriman Aydın tarafından 29.01.2007 tarihinde Noyan ÇALIKUŞU isimli şahsa gönderilen e postada;
Teyzesi Merhaba,
Öncelikle ilk dönemi başarıyla bitirmene sevindik, tebrik ediyoruz seni .. Aile fertlerine özel selamlarımızı gönderiyoruz...
Tereddütlerini geldiğinde Kemal Amcanla, benimle paylaşabilirsin...Ancak ekteki bilgilerin eksiği var fazlası yok... Hepsi doğru...
Yalnız Büyük İsrail demeği unutmuş sunumu hazırlayan.. Teyzesi bütün amaç Büyük israil için...
Bu düşünceyi yaşanan bir hadise ile anlatalım:
İsrail kurulduğunda israil Cumhurbaşkanı Weizmann Amerikayı ziyaret eder, Trumanla bir görüşmesinde aynen şu sözleri sarfeder:
"Sayın Başkan siz 170 milyonluk amerikan halkının başkanısınız,
Ben başkanların başkanıyım"
bu cümle her şeyi anlatmaya yeterli değil mi Teyzesi ..?
Evet Teyzesi, minicik bir sunum... ama gerçeklerden bahsediyor... Şimdi bu kadar deşifre olmalarının sebebi de artık bu işi bitirdiklerine, tüm devletleri teslim aldıklarına inandıklarından... Irak'da Afganisten'da düştükleri berbat hale rağmen hala oralarda kalabilmeleri de bu işi bitirdiklerine inandıklarından..
Türkiye'ye savaş ilanları ise...Büyük İsrail için tetiğe bastıklarında ilk vuracakları ülke olmasına rağmen, Türk Ordusunun ne yapacağını kestiremediklerindendir..
Türk ordusunun üst rütbedeki amerikancı -mason paşalar alt rütbedeki Atatürk neferi subaylar tarafından saf dışı bırakılırsa emperyalist halim ne olur diye tereddüt ettiğinden Türkiye'ye vurmayı geciktirmişlerdir... Yoksa Türk Milletini sindirmeyi çoktan başarmışlardır... hem de Atatürk'e sövdürerek..
Canım Teyzesi, bu savaş ahirete kadar devam edecek onun için her Türk bu savaşa karşı kendini hazırlamakla görevli, bu önce Allah'ın emri,Sevgili Peygamberimizin emri, Kuran'ın emri...
Sonra Mustafa Kemal'in emri.... Bu dört Kutsalımızın kutsal emirleri için canlar feda olsun bu cennet vatana, bu ecdada... gelecek Türk nefeslerine...nesillerine..
dolayısıyla bu insanlık dışı siyonist planı anlamak için Peygamberler tarihini, Peygamberimizin hayatını, Türkçe Kuranı Nutuk'u başucu kitabı yapmak gerek...
Ancak bu kitapları okuman mesleğinin geleceği açısından sana zarar verebilir Teyzesi... Onun için çok dikkatli olmalısın... Ne demek istediğimi anlıyorsun..
Biz Noyan 'ın Kuvvet Komutanı olduğunu görmek istiyoruz, Genel Kurmay Başkanı olduğunu yaşamak istiyoruz... Hedefin bu makamlar olmalı Teyzesi...
Genel Kurmay Başkanı olan general olan subaylarımızın Türklükten başka mensubiyet duyduğu teşkilatlar aramasın istiyoruz.. Türklük en yüce kurum değil mi ? Bu her subay için yeterli değil mi ? mustafa Kemal Neferi olmak en şerefli ünvan değil mi ?
İnsanlığı kirleten bu alçakça düşünceye er geç insanlık karşı durmayı öğrenecektir... Unutma teyzesi, Allah'ın insanlık için yeryüzünde kurduğu düzeni hiç bir beşer değiştiremez... Allah Kuran'da "Galip gelen Allah'ın taraftarları olacaktır." buyuruyor...
Ama en önce bu karşı duruşu Allah'ın kılıcı Allah'ın yeryüzündeki eli Türk Mİlleti gerçekleştirecek, en önce Türk Mİlleti başaracaktır...Her zaman olduğu gibi masum ve mazlum insanlık Türk Mİlletine bakarak ayağa kalkacaktır...
Senden talebimiz, sivil halde Türk Milleti ile iç içe olman, mesleğini söylemeden, sohbet esnasında ben garsonum diyerek konuş, ben işçiyim diyerek konuş, onların düşüncelerini öğrenmen için , Türk Milletinin nasıl bir ferasetin nasıl bir yüksek insanlık değerinin olduğunu görmen için sana yol gösterecektir, her zaman her zaman... Mustafa Kemal neferlerine de bu yakışır...
Milletinin özelliklerini ve değerlerini bilen yarın öncülük ettiği değerin ne düşündüğünü bilmek gibi bir şansın sahibi olacaktır. Tıpkı Mustafa Kemal gibi...
Ve öncülük önderlik yaparken asla yanılmayacaktır, ne Kumandanlığında ne Devlet önderliğinde , Türk Milleti önderini asla yanıltmaz, ama onu tanıyan önderini... !!!!
İstanbul'dan misafirlerimiz vardı, Şifre Çözüldü Kitabının yazarı Ali Özoğlu Bey... Sabahladık... ama ne sohbet Teyzesi... 10 gün öncede Kemal Amcan Karadeniz de özel bir TV kanalında 1 saat konuştu, yalnız o konuştuktan sonra programı yayından kaldırdılar, bütün Karadeniz ayakta...
Seni sevgiyle kucaklıyoruz,Selda'ya da selamlar gönderiyoruz... Kemal Amcanın bugün cenazesi var, Kayınbiraderi vefat etti, bugün onunla meşgul,,
sevgilerimizle
Neriman Aydın tarafından 20.02.2007 tarihinde Durmuş Ali ÖZOĞLU isimli şahsa yazılan mektupta;
Kahraman Türk,
Sevgili Kardeşim Ali Özoğlu,
Bugün Önderimiz Kemal Aydın Bey ile bir telefon görüşmesi yaptık. Selamınızı ve sağlık haberlerinizi ilettiler şahsımıza. Sevgi ile aldık kabul ettik. Gönlümüzdeki özel yerinizden sizi selamlıyoruz, sevgilerimizi gönderiyoruz.
Canım Kardeşim, Mesaj ve ART televizyon yayınlarında Büyüğümüzle program yapmak olanağının bulunduğunu ilettiniz kendisine. Aslında bunu çok istiyoruz. Ancak bununla ilgili doğabilecek tehlikeleri sevgili kardeşimle tespitlerimizi paylaşmak istiyoruz.
Sevgili kardeşim;
Büyüğümüzün tespit ve söylemleri emperyalistler ve işbirlikçileri için tamamının sonunu getirecek nitelikte olduğu malumlarınızdır.
Bu tespitlerin Türk Milleti tarafından eyleme dönüşmesinde geç kalmaktır tüm endişemiz. Bu tespitleri millet davasına dönüştürüp başarıya taşımakta yarım kalmaktır tüm endişemiz. Büyük davalar , büyük mücadele haline ancak millet gücüyle ulaşır. Taktir edersiniz ki dava adamı olmak kolaydır ama davayı yürüten olmak zordur, çok zordur. 10 Kasım 1938 den beri yaşadıklarımız buna yeterli delildir Sevgili Kardeşim.
İşte bir Önder’in varlığı bunun için gereklidir. Nefer olmak kolay ama Önder olmak güç iştir. Bizler nefer olarak bu büyük millet davasının söylem ve eylemlerini elbetteki layıkıyla yine milletimiz nezdinde, milletimizin huzurlarında yapmaktayız Biz neferler söylediğimizde belki milletimizi harekete geçiremeyiz, ama, Önder’in söylem ve eylemleri milletimizi harekete geçirecek güç ve kuvvettedir.
Böyle bir Önder, işte bu durumda hem emperyalistler hem de işbirlikçileri için büyük korkular yaratacağından , erkenden tedbirler almalarının yolunu açacaktır. Bizim düşüncemiz ise millet bu büyük davayı bir güç halinde konuşuncaya kadar Önder’i bu tür emperyalist tedbirlerden ve yaratacakları bilinçli ve amaçlı tehlikelerden uzak tutmaktır.
Onun içindir ki , ulusal yayın kuruluşlarında şimdilik program yapmasını milletimizin geleceği için sakıncalı görmekteyiz benim Sevgili kardeşim.
Ancak millet davasını geniş kitleler halinde Önderi’nin öncülüğünde konuşmaya başladığında , milletimiz büyük davası ile ayağa kalktığında bir büyük güç olduğunda milletimiz için endişe veren durumlar artık söz konusu olmayacaktır. Çünkü o zaman Önder’e herhangi bir kötülük yapılmasından emperyalist ecnebinin muhakkak çekineceğini biliriz..
Sevgili Kardeşim, bildiğiniz üzere millet öğle bir güçtür ki, onun arkasında durduğu dava, onun taraf olduğu cansız varlıklar taş toprak dahi cana gelir. Taşlar kayalar akarsular nehirler denizler kısaca her zerre her yaratılmış geçit vermez bu düşmana, düşmanlara; Allah’ın düşmanlarına, Sevgili Peygamberimizin düşmanlarına, Türk Milletinin, Mustafa Kemal’in Türk Ordusunun , Türk Vatanının ve Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanlarına.
Canım kardeşim, davamızın büyük bir millet gücüne dönüşme öncesinde; Türk Milletini bu güzellikten yoksun bırakmamaktır tüm emelimiz, amacımız . Onun içindir ki bugünlerde bir tv programı kendisine sizin de bizim de engel olamayacağımız zararlar verebilir.
Ama aynı düşüncenin neferleri olarak sizler , Büyüğümüzün yerine ortak tespit ve düşüncelerimizi tv programlarına katılarak milletimize duyurabilme fırsatlarınız olursa bunlar milletimizin geleceğini emin ellerde gördüğümüzün işaretleri olacaktır.
Büyük millet davasının yine milletimizin gönlündeki tuğlaları olacaktır.
Ayrıca aynı endişelerimiz siz değerli kardeşimiz için de söz konusudur. Düşünce ve tespitlerinizi Önderimiz ve Sizlerin yörüngesinde aktarabilen Türk Milletinin cesareti yüksek evlatları bu hazırlıkları televizyon yayınları aracılığı ile yapabilirler. Tabii sizlerin güvenmeniz koşuluyla.
Biz sizin de tv yayınlarına çıkmanızı sakıncalı görmekteyiz…
İlmi irfanı cesareti yüksek Türklük erdemleri ile bezenmiş , kahramanlık timsali sevgili kardeşime düşünce ve tespitlerimizi iletmekle, tarihi bir görevi yerine getirmek istedik.
Ancak yine karar Önderimizin ve sizindir. Düşüncelerimiz ve tespitlerimiz tamamen milletimizin geleceğine ve bağımsızlığına ilişkin önemle üzerinde durmamız gereken tedbirlerdir .
Tedbirden başka bir düşünce ve niyet taşımamaktadır canım ablası… Bu düşünceler de tamamen ablana ait düşüncelerdir..
İletmekle sorumluluk duymaktayım. Davamızın Yüce Allah’ın korumasında olduğuna şüphemiz yoktur , ancak tedbir almak biz iman etmiş kullarının görevidir. Çünkü Allah’ın emri böyledir.
Sevgili kardeşim Hatice’ye ve Kahraman Kardeşime Ankara’dan sevgilerimizi gönderiyoruz. Kemal Aydın’dan ve Ali Özoğlu’ndan birer tane daha olsaydı keşke, ama yok … yok yok.. Öncelikli görevimiz sizi gücümüzün yettiğince korumaktır … Allah’a emanet olunuz.
Neriman aydın 20 şubat 2007
Neriman AYDIN isimli şahsa ait, LENOVO marka bilgisayar içerisindeki, Toshiba marka hard diski üzerinde yapılan incelemede; “Belge 8.doc” isimli bir MSword dosyasının bulunduğu tespit edilmiş, belgenin tamamının 25 sayfadan ibaret olduğu görülmüş olup söz konusu belgede Sazlı Semaver isimli bir programa katılacak olan operasyon kapsamında göz altına alınan Mehmet Şener ERUYGUR, Ercüment OVALI, Ali ÖZOĞLU nunda aralarında bulunduğu şahıslar ve konuşulacak konular ile ilgili notların yazılı olduğu görülmüş, belge içerisinde;
“Tarihçi Muhittin Nalbantoğlu ile Kemalizm’in esasları konuşulurken millet ordu devlet birlikteliğinin Cumhuriyet’i nasıl kutsal ve dokunulmaz yaptığı konuşulmalı.
Emekli Org. (eski) Jandarma Genel Komutanı M.Şener ERUYGUR ile Ordu Millet konusu milletimizi yönlendirmekte ve bilgilendirmekte etkin olacaktır
Gazeteci Yazar Düşünür Ali Özoğlu ile millet -Türk Silahlı Kuvvetler ilişkisini ve bağını Şifre Çözüldü eseri ile birlikte konuşmalı” yazdığı görülmüştür.
Şüpheli İbrahim ÖZCAN’a ait CURSOR marka 06 nolu CD üzerinde yapılan incelemede muhtelif sayıda resim dosyaları tespit edilmiştir. Resim dosyalarında; operasyon kapsamında göz altına alınan İbrahim ÖZCAN, Kemal AYDIN ve Durmuş Ali ÖZOĞLU isimli şahısların fotoğraflarının yer aldığı görülmüştür.
Şüpheli Doğukan YORULMAZ’ın İstanbul Emniyet Müdürlüğünde alınan ifadesinde; Durmuş Ali ÖZOĞLU’nu medyadan yazar olduğunu bildiğini ve bu şekilde tanıdığını, herhangi bir görüşmesinin olmadığını,
Şüpheli Ercüment OVALI’nın İstanbul Emniyet Müdürlüğünde alınan ifadesinde; Durmuş Ali ÖZOĞLU’nu tanıdığını, bir defa yüz yüze, 2-3 defa da telefonla görüştüğünü, kendisini Durmuş Ali ÖZOĞLU ile Kemal AYDIN’ın tanıştırdığını, Kemal AYDIN’la Ankara’daki bir görüşmesinde Kemal AYDIN’ın yanında D. Ali ÖZOĞLU’nun da bulunduğunu, hatta orada Hatice BAHTİYAR isimli bir bayanın da bulunduğunu, Durmuş Ali’nin telefonunu orada aldığını, Durmuş Ali’nin kendisine matbaası olduğunu ve şirketleri için iş yapabileceğini söylediğini, orada bu şekilde tanıştığını, daha sonra çeşitli sebeplerle 1 veya 2 kez telefonla görüştüğünü,
Şüpheli Eren MUMCU’nun Savcılıkta alınan ifadesinde; Ali ÖZOĞLU’nu kitap fuarında gördüğünü, soyadının ÖZOĞLU olduğunu da bilmediğini,
Şüpheli İbrahim ÖZCAN’ın Savcılıkta alınan ifadesinde; Durmuş Ali ÖZOĞLU'nu tanıdığını, Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun Kuvayi Milliyenin kuruluşunda yer aldığını, hakkında Kuvayi Milliyenin motorize istihbarat ekipleri kurulduğu şeklindeki beyanlarının basında yer almasından sonra istifa ettiğini ve bu haberler konusunda dava açtığını da bildiğini,
Şüpheli Kemal AYDIN’ın İstanbul Emniyet Müdürlüğünde alınan ifadesinde; Durmuş Ali ÖZOĞLU’nu 2007 yılı ocak ayından bu zamana kadar tanıdığını, bu şahsın ŞİFRE ÇÖZÜLDÜ isimli kitabın yazarı olduğunu, kendisini bu kitapla ilgili olarak tebrik etmek için araması nedeni ile tanıdığını, bu şahsın Toplumsal Dönüşüm yayınlarının sahibi olduğunu bildiğini, bunun haricinde kendisi ile bir ilişkisinin olmadığını,
Şüpheli Mehmet Ali ÇELEBİ’nin Savcılıkta alınan ifadesinde; Durmuş Alî ÖZOGLU'nu kitaplarını okuduğu için tanıdığını, "Şifre çözüldü", " Ermeni Fransız ilişkileri" gibi kitaplarını okuduğunu, bir keresinde KEMAL AYDIN'nın evine gittiğinde kendisini gördüğünü, kendisine ALÎ ÖZOGLU'nun bu şahıs olduğunu söylediklerini, kitabını aldığını,
Şüpheli Neriman AYDIN’ın Savcılıkta alınan ifadesinde; Durmuş Ali ÖZOĞLU'nu kitabını okuduktan sonra tanıdığını, Şifre çözüldü, Ermeni Fransa ilişkileri isimli kitaplarını beğendiğini, kendisine teşekkür içeren bir faks gönderdiğini, Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun da kendisine 2007 yılı Ocak ayında cevap gönderdiğini, ilk defa yüzyüze görüşmesinin abisi olan Kemal AYDIN'la İstanbula kendisini ziyaret için özel olarak geldiklerinde görüştüklerini, Cağaloğlu’nda kendi bürosunda Toplumsal Dönüşüm yayın evinde buluştuklarını, Hatice BAHTİYAR ile de orada tanıştıklarını, Hatice BAHTİYAR’ın onun editörü ve yazarı olduğunu, Kemal AYDIN’ın da ilk defa Durmuş ALİ ve Hatice ile bahsettiği 2007 yılı Şubat veya Mart aylarında İstanbul'a geldiğinde tanıştığını,
Şüpheli Hatice BAHTİYAR’ın savcılıkta alınan ifadesinde; ALİ ÖZOGLU ile Kuvayı Milliye'ye üye olduğunu,, bir seferinde Kadıköy'deki Genel Merkezi'ne gittiklerini, DURMUŞ ALİ OZOGLU ile kuruluş aşamasında dernek işleri ile ilgilendiklerini, daha sonra istifa ettiklerini, KEMAL ve NERİMAN AYDIN ile DURMUŞ ALİ ÖZOGLU'nu tanıştırdığını, Kuvayı Milliye'nin kurulmasından sonra motorize ekiplerin kurulması konusunun gündeme geldiğini, MEHMET FİKRİ KARADAĞ ve HÜSEYİN GÖRÜM’ün bu konuya "Özel Büro" isimli bir internet sitesi sahibi olan ERKUT ERSOY'a söylediklerini, onunda internet aracılığı ile bu konuyu yaydığını, açıklayıcı bilgi için MEHMET FİKRİ KARADAĞ ve HÜSEYİN GORÜM'ü aradığını, bu konuda FİKRİ KARADAĞ ve HÜSEYİN GÖRÜM’ün yetkilinin ALİ ÖZOGLU olduğunu söylediklerini, onun da TEMPO Dergisi'ne kurtulmak için beyanda bulunduğunu, TEMPO Dergisi'nden TUTKUN AKBAŞ isimli muhabirin gelip, Toplumsal Dönüşüm Yaymevi'nin Sirkeci'deki bürosunda bu röportajı yaptıklarını,, roportaj da kendisinin de hazır olduğunu, daha doğrusu başından sonuna durmadığını, ancak konuştuklarının bir kısmını duyduğunu, bu röportajda DURMUŞ ALİ ÖZOGLU’nun, TUTKUN AKBAŞ'a şaka mahiyetinde iddia edildiği gibi "1 milyon değil 2 milyon motorize ekip kurabilsek te ihtiyacı olanlara yardımcı olabilsek" şeklinde beyanlarda bulunduğunu, ancak bunlar gerçek sözlermiş gibi daha sonra TEMPO Dergisi'nde yayınlandığını, buna ilişkin tekzip gönderildiğini bildiğini, bu röportaj iddia edildiği gibi e-mail yolu ile soruların gönderilip cevaplanması şeklinde olmadığını, Daha sonra DURMUŞ ALİ ÖZOGLU ile birlikte dernekten istifa etiklerini, KEMAL KERİNÇSİZ ile DURMUŞ ALİ ÖZOGLU’nun Meltem Televizyonunda bir programa birlikte katıldıklarını,. Kendisinin de DURMUŞ ALİ ÖZOGLU ile birlikte gittiğini, DURMUŞ ALİ ÖZOGLU ile birlikte Ankara'ya gittiklerinde iki defa Neriman ve Kemal AYDIN’ın evlerine gittiklerini,. Bu gidişlerimde evde NOYAN ve MEHMET ALİ isimli asker öğrencileri gördüklerini, Burada Atatürk üzerine konuşmalar yaptıklarını, 02.01.2008 günlü KEMAL AYDIN ile CANDAN isimli kişi arasındaki telefon görüşmesi okundu sorulduğunda; Bu görüşmede Başkomutandan kasıt DURMUŞ ALİ ÖZOGLU’nun olabileceğini, Durmuş ALİ ÖZOGLU ile aralarında SABIH KANATOGLU'nun Toplumsalhaber sitesinde yazı yazması konusu geçtiğini,.
Şüpheli Noyan ÇALIKUŞU’nun Savcılıkta alınan ifadesinde; Durmuş Ali ÖZOĞLU'nu Toplumsal Dönüşüm Yayınlarının sahibi, genel yayın yönetmeni ve yazarı olarak bildiğini, hatırladığı kadarıyla Ankara Atatürk kültür merkezindeki kitap fuarında Kemal AYDIN vasıtasıyla tanıdığını, o esnada Kara Harp okulunda öğreniminin devam etmekte olduğunu, ayrıca yaklaşık 1 yıl önce tam zamanını hatırlamadığı bir tarihte Neriman AYDIN'ın evinde görüştüğünü, bu görüşmenin sosyal ilişkiler çerçevesinde olan bir görüşme olduğunu, ayrıca telefonla da birkaç defa görüştüğünü, görüşme konularının hal hatır sormaktan ibaret olduğunu, bunun dışında herhangi bir ortak faaliyetlerinin olmadığını, en fazla 3 defa görüşmüş olabileceğini beyan etmiştir.
Şüpheli Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun telefon irtibatları ile ilgili yapılan çalışmalar sonucunda;
1 Adnan TÜRKKAN 6
2 Emin GÜRSES 6
3 Hatice BAHTİYAR 3377
4 İbrahim ÖZCAN 638
5 Kemal AYDIN 304
6 Neriman AYDIN 615
7 Noyan ÇALIKUŞU 77
8 Yalçın KÜÇÜK 4
9 Erol MÜTERCİMLER 39
10 Levent TEMİZ 2 kez görüştüğü tespit edilmiştir.
e-Delillerin Ve Hukuki Durumunun Değerlendirilmesi
Şüpheli Durmuş Ali ÖZCAN Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu, Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı “Sivil Unsurların” kurulması ve örgütlenmesi amacı ile hazırladığı “Lobi” adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyarınca kurulan Ergenekon Terör Örgütüne bağlı “Lobi Yapılanmasının” kararı ve bu yapılanmanın Sivil Toplum Kuruluşları alanındaki faaliyet şekil ve esaslarını belirlemek için hazırladığı “Dinamik” adı verilen örgüt dokümanında gösterilen “Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllarında kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür” hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı Milliye Derneğinin kurulmasında etkin rol oynadığı, ERGENEKON Terör Örgütünün propagandasını yapmak ve örgütün amaçları doğrultusunda kamuoyu oluşturulması için medyanın kontrol altına alınmasının zorunluluğu, ERGENEKON ve Lobi belgelerinde sıklıkla tekrar edilmiştir. Şüpheli sahibi olduğu toplumsal dönüşüm yayınevinin ve internet sitesi vasıtasıyla ERGENEKON terör örgütünün propagandasını yapmak, ve örgütün amaçları doğrultusunda kamuoyu oluşturulması medyanın kontral altına alınması amacı doğrultusunda basın sözcüsü olarak görevlendirildiği, bu görevi kapsamında da örgüte eleman kazandırdığı, yine örgüte kazandırdığı elemanlar aracılığı ile örgüt amaçları doğrultusunda istihbarat topladığı, legal faaliyetleri çerçevesinde sivil demokratik tepki görüntüsü ve kamuoyu oluşturmak amacı ile yönetim aleyhine olan sivil toplum hareketlerini organize ettiği veya içerisinde yer aldığı iddiası ile itham edilmektedir.
Yukarıda geniş olarak özetlenen telefon görüşmelerinden de ve savcılıkta verdiği ifade diğer ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜşüphelilerinin ifadelerinden, şüphelinin Ergenekon Terör Örgütünün Kuvayı Milliye Derneğindeki yapılanması ve hiyararşisi icerisinde şüpheli İbrahim ÖZCAN’ın hiyeraşisi altında ERGENEKON terör örgütüne eleman kazandırmak, sahibi olduğu internet sitesi ve yayınevi vasıtasıyla propagantasını yapmak, örgüte adam kazandırma, örgüte gelir temin etme adına tahsilât, askeri ihaleleri takip ve örgüte gelir temini, askeriye ve bürokrasi içerisinde yapılanma,örgütün düzenlediği mitinglerde afiş ve pankart hazırlanması ve hazırlıklarını organize etme, kamu kurum kuruluşları ile irtibatı sağlama faaliyetleri yürüttüğü anlaşılmaktadır. Ayrıca Kemal AYDIN ve Neriman AYDIN ile irtibatlı olarak ordu içerisine sızma girişiminin de yönetici konumunda olduğu anlaşılmaktadır.
Kuvayı Milliye Derneğinde kuruluş aşamasında rol aldığını ve basın sözcüsü olarak görevlendirildiğini savcılıktaki soruşturması esnasında itiraf etmiştir. Daha sonra istifa etse de şüphelinin Fikri KARADAĞ’a bağlı olarak başkan yardımcısı ithamı ile soruşturulan diğer şüpheli İbrahim ÖZCAN’ ın hiyerarşisi içerisinde olduğu telefon konuşmalarından ve evinde ele geçirilen fotoğraflardan anlaşılmaktadır. (Tape 6881, 6883, 6813, 6868, 6802) nitekim İbrahim özcan ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde Fikri KARADAĞ’ı yasadışı sivil yapılanmanın başı olarak kabul ettiği ve ona bağlı olarak çalışmayı devam ettikleri (tape 6883) anlaşılmaktadır. Ayrıca telefon görüşmelerinde Ergenekon soruşturması nedeniyle her an tutuklanacakları endişesi içerisinde oldukları ( tape 6823, 6842) ve özellikle şüpheli Kemal AYDIN ile yapmış oldukları konuşmalarda sürekli derin devlet dedikleri yapılanmadan bahsettikleri anlaşılmaktadır.
Yukarda geniş özetinin verildiği 6802,6795, nolu telefon tapelerinde Urfa’daki temsilcileri olan M.K gönderilen afiş kitap ve dokümanları Adliye Emniyet ve Jandarmaya, tanıdıkları hâkim ve savcılara, vali yardımcılarına iletilmesi ve dağıtılması istenmektedir. Ayrıca örgütün Urfa temsilcisi, elemanlarının siyasi partilere veya derneklere üye olunmasını dahi kendisine sordukları yapılan işlemlerden dolayı ropor verdikleri ve kendisinin de talimat verdiği görülmüş olup, bu bağlamda İbrahim ÖZCAN hiyerarşisi içerisinde yönetici pozisyonunda olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar savcılık aşamasında kendisine komutanım diye hitap edilmesini asker tanıdığının fazla olmasına bağlasa da, S ile yapmış olduğu konuşmalarda sürekli Komutanım diye hitap edilmesini istediği ve emir komuta zinciri içerisinde talimat verildiği, kendi başına hareket edilmemesi gerektiği ve toplantı sonrası alınan kararların uygulanmasının istendiği, S nin de bu talimatları uyacağını bildirdiği , belli periyotlarla bir araya geldikleri anlaşılmakta olup, bu bağlamda şüphelinin örgüt hiyararşisi içerisinde şüpheli İbrahim ÖZCAN’ ın, yardımcısı olarak yönetici pozisyonunda olduğu ve toplantıları organize ettiği ( tape 6858 )anlaşılmaktadır. (tape, 6801, 6808, 6815 )
ERGENEKON terör örgütünün yapılanması içerisinde askeri yapılanmanın çok önemli bir yeri olduğu anlaşılmaktadır. Bu örgütün üst yöneticileri içinde asker kökenli kişilerin bulunduğu ve bu kişilerin ellerindeki imkân ve yetkilerini örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda kullandıkları anlaşılmaktadır. Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun TSK mensupları ile yakın ilişki içerisinde olduğu, bu ilişkiler sayesinde bir çok kişinin askerlikle ilgili problemlerini çözdükleri ve istedikleri yerlerde askerlik yapmalarını sağladıkları ayrıca bu ilişkileri örgütün farklı amaç hedefleri için kullandıkları görülmüştür. Bu konuda örnek verilecek olursa bir rap sanatçısın bakaya suçundan dolayı ülke içine girmesi esnasında tutuklanmaması için TSK içerisindeki nüfuzlarını kullanarak bu problemlerini çözdükleri anlaşılmaktadır.(tape, 6863, 6856, 6864, 6854, 6855) Bundan başka bu ilişkileri kullanarak askeri ihaleleri takip ederek hem kendisine hem de örgüte gelir temin ettiği anlaşılmıştır.( tape 6819, 6820) Hatta alınan bu ihalelerden kendilerine fazla pay düşmediğinden yakınmaktadırlar. ( tape 6838 )Ayrıca bu nufuzlarını kullanarak yayınevinin basmış olduğu kitapları askeri birliklere satarak ve bedava dağıtarak hem örgüte gelir temin ettiği ve propagandasını yaptığı görülmektedir. ( tape . 6873, 6869)
Şüpheli Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun birçok asker kişi ile irtibat içerisinde olduğu ve kendi sorumluluk bölgesinde hem teşkilatlanmak amacıyla yapmış olduğu gezilerde jandarma, emniyet, adliye ve kamu kurum ve kuruluşlarını sürekli olarak ziyaret ettikleri ve temsilcileri sayesinde buralara hediyeler gönderilerek bürokrasi içerisinde yapılandıkları anlaşılmaktadır(tape, 6802,9795, 6794 ). Hatta örgüt elemanlarının yanında başkaları nazarında itibarını ve etkinliğini artırmak ve örgüt amaçları doğrultusunda kullanmak amacıyla o kişiler general rütbesindeki askeri kişilerle birlikte ziyaret edilerek askeriye içerisinde ne kadar güç sahibi olduklarını bu suretle kendilerini askeri bünye içerisinde imiş gibi göstererek taban kazanmaya ve örgütün hâkim konumunda olduğunu göstermek için TSK ‘nın bu işin içinde olduğunu vurgulamaktadır. ( tape 6802, 6795). Başka bir zaman da ise o ile yeni gelen örgüt elemanları yine örgüt mensubu subaylarla özellikle resmi kıyafetlerle ziyarete gidilerek eleman kazanmaya çalıştıkları görülmektedir. (tape 6794. 6795 )
Şüpheli özellikle kendi bölgesinde teşkilatlanma bağlamında Erzurum Denizli İstanbul Kızılay şubesini kendi elemanlarının tayini için çalışma yapmaktadırlar. (tape 6794, 6802, 6865, 6812, 6830, 6795). Ayrıca 19 Mayıs Üniversitesi Rektörluk seçiminde kendilerine yakın olan 3. sıradaki adayı seçtirmek amacıyla çalıştıkları ve üniversite içerisinde de yapılanmaya çalıştıkları görülmektedir. (tape 6874
Şüphelinin Toplumsal Dönüşüm Yayınlarının hissedarı olduğu, bu yayınevinin 2003 yılında Ergün POYRAZ ‘ın “Patlak Ampul, Hilafet Ordusundan Arap Türk Partisine, Misyonerler Arasında Altı Ay” isimli kitaplarını yayınladığı, şüphelinin asker kişilerle ilişkileri sayesinde Türk Silahlı Kuvvetleri içinde birifing verdiği, kendisini arayan kişilerin komutanım diye hitap ettiği görulmektedir.
Şüphelinin evinde ve işyerinde yapılan aramalarda ele geçirilen bilgisayar ve hard disklerde birçok istihbarat belgesinin bulunduğu görülmüştür. Her ne kadar kendisi inkar etsede basına da yansıyan ve Tutkun AKBAŞ ve Erkut ERSOY’un ifadelerine göre Kürt mafyasına karşı joplu motorize ekip kurulacağı, bu sayede istihbarat toplayacakları bu konuda da Kuvayı Milliye Derneğinde Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun vazifelendirildiği anlaşılmaktadır. Şuphelinin MK ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde (tape 6818) Gaziantepte 60-70 kişilik gençten oluşan istihbarat timi kurdukları ve bunlardan birisinin öldüğü anlaşılmaktadır. Ayrıca istihbarat amaçlı takiplerinden birisinde telefondan direk rapor verilmekte ve talimat alınmaktadır( tape 6803, 6836, 6827 ). Evinde geçen belge ve dijital kayıtlar birlikte değerlendirildiğinde şüphelinin illegal olarak istihbarat faliyeti yürüttüğu kişisel verileri kaydettiği anlaşılmaktadır.
Şüpheli Durmuş Ali ÖZOĞLU Kemal AYDIN ve Neriman AYDIN ile bağlantılı olarak Harp Okulunda okuyan öğrencileri örgüte kazandırmak amacıyla faaliyetlerde bulunmaktadırlar. Bu öğrencilerle tanışıp örgütün amaçları doğrultusunda yönlendirmektedirler. Bu öğrencileri özellikle kurmaylık ve özel kuvvetlere girmeleri konusunda yonlendirmektedirler.Evinde aramalarda ele geçirilen 24 saatlik günlük programın öğretmen olan eşine ait olabileceğini belirtmiş ise de, program seyrinde elbiseleri değistirme olduğu bu askeri öğrencilerin gidecekleri yere resmi elbiselerini degiştirerek gittikleri ve bu programın onlar için hazırlandığı anlaşılmaktadır. Bundan başka askeri öğrecilere Toplumsal Haber sitesinin takip edilmesi önerilmekte ve Toplumsal Dönüşüm Yayınları kitapları okutulmaktadır. (tape , 6804, 6835, 6851, 6853, 6865, 6812, 6870, 6872,)
Örgüt kendi amaçları ve görüşlerine uymayan, Devlet adına yapılan tüm icraatları ihanet olarak algılamakta ve suçlamaktadırlar.(tape 6798 ) Bu amaçla örgüt üye ve dernekleri kamuoyu oluşturup ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜamaçları doğrultusunda toplu eylem ve gösteriler yaptıkları ve ülke içerisinde kargaşa ortamı yaratıp halkta panik ve kutuplaşmaya yol açacak eylemleri yapmayı benimsedikleri ve bilfiil organize ettikleri anlaşılmaktadır. Şüpheli İbrahim ÖZCAN kendisine bağlı olarak çalışan ve Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun başında bulunduğu Toplumsal Dönüşüm Yayınevinde bu tür mitinglerde kullanmak üzere afiş, bayrak, poster ve pankartlar hazırladıkları, bu pankartlıların hazırlanmasında mali destek sağladıkları, kullandıkları, toplu gösterileri organize ettikleri, bu hadiseleri telefonda şifreli şekilde konuştukları ve bu pankart ve afişler mitinglerde esnasında kullandıkları anlaşılmaktadır( tape 6794, 6795, 6868,). Bu afişleri 1000 kadar bastırarak yurt çapına dağıttıkları bunların asılmasında da emniyet görevlileri başsavcı, hakim ve jandarmayıda bu afişleri asılması aşamasında yardım için çağırdıkları anlaşılmaktadır. (tape 6868,6795, 6802)
Örgütün amacı ve hedefi doğrultusunda kanlı eylemler gerçekleştirmeyi planladıkları, şüpheli İbrahim ÖZCAN ile onunla bağlantılı olarak çalışan D. Ali ÖZOĞLU ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde örgüt içindeki ikili uygulamaların ve döneklerin bulunduğundan yakınarak çürük elmaların temizlenmesi gerektiği bu konuda örgüt üyesi yıldız sahibi üst düzey askeri kişilerin öldürülmesi gerektiği, bu eylemlerin bir kısım kişileri uyandıracağı ve yazı ve konuşma zamanının geçtiğini ve artık eylem zamanının geldiğini, bu işi Alinin yapması için talimat vermektedir. D. Ali ÖZOĞLU telefonların dinlenme ihtimalinin de verdiği rahatsızlık ile bu konunun kendisinin işi olmadığını bu işin başka bir birimin işi olduğunu belirterek bu öldürme işine karşı çıkması üzerine örgüt dışındakilere nasıl uygulama yapılıyorsa örgüt üyelerine de aynı uygulama yapılması ve bu konunun ülke problemi olduğundan dolayı dışarıdaki kimselere nasıl işlem yapıldıysa örgüt içindeki kimselerde aynı uygulamanın yapılması gerektiği belirtilmektedir (tape 6881). Görüşmenin devamında ise D. Ali ÖZOĞLU’nun örgüt işlerine yeterince önem verilmediğinden toplantılara gelmemesinden dolayı uyarılarak kendi emirlerine kesin itaat edilmesi gerektiği hatırlatılmaktadır. Böylece darbe zemini hazırlanması için birilerinin uyanması amacıyla örgüt üyesi üst düzey subayları dahi öldürülmesinden kaçınmayacak kadar gözlerini kararttıkları anlaşılmaktadır. Ayrıca telefon görüşmelerden silahlı eğitim icin dağa çıktıkları bu konuda eğitim aldıkları anlaşılmaktadır.(tape, 6833) bundan başka darbe zemini hazırlamak amacıyla hükümeti yıpratacak yayınların bir merkezden hazırlandığı ve talimatlar doğrultusunda haber yapıldığı, bu konuda da şüphelinin kendisine gelen talimatlara uyduğu anlaşılmaktadır. (tape 6860, 6842, 6848 )
Şüphelinin evinde ve işyerinde yapılan aramalarda ele geçirilen dijital kayıtlardan darbe sonrası yapılacak işler ayrıntısı ile sayılmıştır. Bu belgelere göre darbe sonrası kurulacak kabinenin belirlendiği ve ilk yapılacak işlerin tesbit edildiği görülmektedir. Bu bağlamda tüm belediye başkanlıklarına makama girişin yasaklanacağı, tüm siyasi partilere girişin yasaklanacağı. Hemen mali ve hukuki inceleme başlatılacağı, tüm özelleşen firmalara yeni bir amir atanacağı, RTÜK’ün kanalları kordine edeceği bazılarının yayınını men edeceği Merkez Bankasına verilecek talimatla tüm bankalara talimat geçilecek günlük 800 YTL dışında kimsenin bankadan para çekemeyeceği internetten dahi işlem yapamayacağı belirtilmiştir. Tüm C. Başkanlarının ve Başbakanların makam kazanımları ile milletvekillerin vekillik, belediye başkanlarının başkanlık sebebiyle kazanımları iptal edilecek, VİP hakları kalkacak ve maaşları artık asgari ücretten ödenecektir. 65 yaş üstü olan vekillere % 50 artışla maaş ödenecektir. C. Başkanı ve Başbakanların yapılacak inceleme sonucunda gerekirse maaşları Bakanlar Kurulu kararıyla 10 asgari ücrete kadar yükseltilebilir. Zorluk çıkaran hastane müdürü ve başhekim derhal görevden alınacak, doktor derhal memuriyetten atılacak, eczane kapatılacak ve eczacılık ruhsatı iptal edilecektir. Tüm uçuşlar iptal edilecektir. Havalimanı kapatılacaktır. Tüm seferler ve tüm vizeler iptal edilecektir. Tüm illerde valiler görevden alınacaktır. Yenileri atanıncaya kadar bu görevi İl Jandarma Alay komutanları yapacaktır. Böylece darbe sonrası ayrıntılı bir şekilde belirlendiği hazırlıkların tamamlandğı görülmüştur.
Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı “Sivil Unsurların” kurulması ve örgütlenmesi amacı ile hazırladığı “Lobi” adı verilen gizli-örgütsel çalışmasının “Yöntem” alt başlığında yazılı “Lobinin tüm çalışma ve faaliyetlerinde gizlilik prensiplerine sadık kalınmalıdır” prensibine uygun olarak faaliyetlerini gizli yürüttüğü anlaşılmaktadır.
Şüpheli telefon görüşmelerinde gizlilik ve şifreli konuşmaları dikkat ettikleri örgütle ilgili önemli konuları karşılıklı görüşmeleri gerektiği ihtar edildiği açıktan yapılan görüşmeler konusunda rahatsızlığını belirttiği bu bağlamda da şüpheli önemli örgütsel görüşmelerini telefondan yapmayıp muhataplarını bu konuda uyararak, örgütün faaliyetlerindeki gizlilik prensibine uyduğu anlaşılmaktadır (tape 9839, 6830, 6833, 6861). Ayrıca şüpheli telefonlarda şifreli konuşmakta ( tape 6862) ve Kahraman kod ismini kullanmaktadır. ( tape 6835 )26, 5 , 2008 tarihli telefon görüşmesinde ise toplantı yerini ameliyat şifresi ile ifade edilmekte ve bu yerleri karargah olarak nitelemektedirler.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda;
Şüpheli Durmuş Ali ÖZOĞLU’ nun üzerine atılı ERGENEKON Terör Örgütünün ara yöneticisi olmak suçundan eylemine uyan TCK’nun 314/1,
Cebir Ve Şiddet Kullanarak TBMM’ ni Ortadan Kaldırmaya, Kısmen Veya Tamamen Görevlerini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs suçundan eylemine uyan TCK’nun 311/1,
Cebir Ve Şiddet Kullanarak Yürütme Organını Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etmek suçundan TCK’nun 312/1,
Askerleri Kanunlara Karşı İtaatsizliğe Teşvik Etmek suçu nedeniyle TCK’nun 319/1, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nun 53, 58/9, 63 maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
Dostları ilə paylaş: |