1. T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI


- Neriman AYDIN adıyla 23.07.2003 tarihli Hüseyin M. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta



Yüklə 14,92 Mb.
səhifə193/230
tarix30.04.2018
ölçüsü14,92 Mb.
#49575
1   ...   189   190   191   192   193   194   195   196   ...   230

- Neriman AYDIN adıyla 23.07.2003 tarihli Hüseyin M. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Sayın Mümtaz, Vatanımız ve Devletimiz işgal altında, Milletimiz ise sömürgedir. Türk Milletinin birlik olma mecburiyeti vardır…gereğini yapmak üzere ayağa kalktığımızı ifade ediyorum...Türk Ordusunun kıymetli mensubu Sayın M., …Türk Milletinin yapacağı ikinci kurtuluş mücadelesinde Türk Milleti ile birlikte olmanızı ümit ederken, emekleriniz için teşekkür ediyor huzurlarınızda saygıyla eğiliyorum.” şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 29.09.2003 tarihli Nuh Mete Y. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Sayın Y., …yerli işbirlikçilerin bu sömürü sürecini hızlandırmaktaki emeklerinin karşılığını, Türk Milleti olarak yapacağımız 150 likler değil, 15 binlik listelerde değerlendirmek üzere örgütlenme ve bir araya gelme zamanıdır… ali Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Türk Ülkesi Türkiye’yi yeniden bağımsız kılacak büyük mücadele günlerinde birlikte olmayı ve yeniden kurmak zorunda kalacağımız Türk İstiklal Mahkemelerinde Sizi Savcı olarak görmeyi diliyoruz.” şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 27.08.2003 tarihli Jandarma Genel Komutanlığı Yrb. Müfit isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; İRAN İSLAM CUMHURİYETİ sınırları içerisindeki Güney Azerbaycan Türklerinin ABD’de yaşayan ve bu ülke vatandaşı olan sürgündeki Türk Lideri MAHMUT ALİ ÇÖHREGANLI, bu sabah eşi ve çocuğu ile ziyaret için geldiği Ülkemizde, İstanbul’da Ülkemize giriş izinleri bulunduğu halde eşi ve çocuğu sınır dışı edilmek üzere Türk Emniyet Birimlerince gözaltına alınmışlardır. Değerli Komutan Org.Şener Eruygur’un “Bildiklerinizi bize her zaman ulaştırabilirsiniz” cümlesinden hareketle…konuyla ilgili yardımlarınızı Türk Tarihi ve Türk Milleti minnetle hatırlayacaktır.” şeklinde beyanların yer aldığı,



-Neriman AYDIN adıyla 19.08.2003 tarihli Bilgi notu başlıklı alt kısmında “paşa ile yapılan görüşmeye hatırlatma notu” ifadesi yer alan notta; “Bu, Türk Milleti ile Türk Ordusunun 65 yıl aradan sonra ilk buluşması, Türk Tarihinin bu anlardan hoş bir gülümseme ile bahsedeceği inancındayım. Sanırım daha önce ne Siz Türk Silahlı Kuvvetleri ne de Biz Türk Milleti hazırdık… Benim Ülkemde toplumun hemen her kesiminden kendisine hizmet eden, kendisine mensup olduğu ülkesinden daha bağlı insan yetiştiren ABD’ye ve AB ülkelerine karşı; Siz asli unsur Türk Soyunu ülkemiz için, devletimiz için ayakta ve hayatta tutmayı başaramadınız. Değerli Büyüğüm, Biz 65 yıldır Sizi bekliyoruz.... Ama ortada yoksunuz... Yolumuz ölmek ve öldürmek ihtimalleriyle doludur. Bu tehlikeyi Biz göze aldık, Siz de alıyorsanız başlayalım deriz …Değerli büyüğüm Türk Milleti gerçekleri ve gerçek olmayanları bilmektedir. Farklı düşünüyorsanız bu düşüncenizden vazgeçmenizi tavsiye ederiz. 150 likler listeleri hazırlayan Türk Milleti, 150 binlikler, 15 milyonluklar listeleri de hazırlayabilecek idrak ve şuurdadır” Şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 14.10.2003 tarihli Jandarma Genel Komutanı Org. Şener ERUYGUR isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Değerli Büyüyüm, işbirlikçi siyasi kadroların sömürge anlaşmalarına parti adı fark etmeksizin korkusuzca, uyarı şeklindeki beyanlarınıza rağmen hiç çekinmeksizin imza atmalarını Siz Türk Silahlı Kuvvetlerinin her seferinde “Türk Silahlı Kuvvetleri AB’ne karşı değildir” sözlerinde buldukları cesarette ararız. Bu şekildeki ifadelerinizi Türk Milleti olarak koyacak yer bulamadığımızı itiraf etmeliyim. Çünkü Türk Ulusu bu şekildeki sözlerinizle “demek ki korkulacak bir durum yoktur rehavetine ve yanılgısına” kapılmakta ve ihanetleri 65 yıldır ispatlanmış biri diğerini aratmayan soysuzlara desteklerini sürdürmeğe devam etmektedirler. Paşam, Başkent Ankara’da Karanfil Sokakta, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı-Sahil Güvenlik Komutanlığı binasının tam karşısındaki Eyüboğlu Otelde, Otel sahibinden misafirlerine kadar günün 24 saati Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine azınlık ruhlu, molla zihniyetli kafalar tarafından inanılmaz bir propaganda yapılarak kitleler etki altına alınmakta ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin dayanak noktası inceltilerek altı oyulmaktadır. Türk Milletinin gözleri önünde bölücülük, Türk Silahlı Kuvvetleri, Mustafa Kemal Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti düşmanlığı yapılmaktadır. Türk Milleti henüz bu ihanete ve şer odaklarına karşı koyacak güçte, uyanıklık ve duyarlılıkta değildir…Paşam, Birlik Mahallesi, 14. Sokak, 11 nolu konut Doğu illerimizden bir Şahıs, İşadamı ve Siyasetçiye ait olup, İlçi İnşaat tüzel kişiliği altında faaliyet göstermektedir. PKK-Kadek terör örgütü ile ilişkisinden başlamak üzere uyuşturucu kaçakçılığına kadar Türk Milleti, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Silahlı Kuvvetleri aleyhine bölücü faaliyetlerde bulunduklarını, terör örgütü elemanlarına yardım ve yataklık yaptıklarını tahmin ediyoruz. Konuta girip çıkan insan sayısı bir hayli fazla olup, çoğunluğunu Doğu ve Güneydoğu Anadolu kökenli vatandaşlarımız oluşturmaktadır. Gelip gidenlerden bazılarının asker kıyafeti taşıdıkları malumlarımız olup, asker üniforması ile konuta girenler dışarı sivil olarak çıkmaktalar, konuta gelip giden insanların sokaktaki davranışları ile bindikleri son model otomobiller duyarlı her vatandaşın dikkatini çekebilecek boyutlardadır…Bu tür girişimlerinizin Ulusal Güçlerin bir araya gelmesinde büyük katkıları olacağı inancını taşımaktayız. Bu ailelerin ve aşiretlerin, işbirlikçi ve satılmış mevcut siyasi partilere yönlenmelerine ve emperyalist ülkeler güdümünde çeşitli yollarla istismar edilmelerine yol açan tutumlar karşısında Türk Milletini ve Türk Devletini temsilen Devletimizin yegane teminatı Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve değerli komutanlarının bu boşluğu doldurmasını beklemek bunca ihanetten sonra hakkımız diye düşünüyoruz. Türk Ulusunun Milli olan her kafasından faydalanmanızı bekliyoruz….Türk Ulusu olarak amacımız zamansız harekete geçmemek, ama geç de kalmış olmamaktır. Örgütlenmemizde ve uyanmamızda bize katkıları olacak yegane milli güç Siz Türk Silahlı Kuvvetleri’nin olduğuna inanıyoruz. Türk Milleti bu konuda ısrar etmektedir Paşam. Plan ve program yapma, karşı düşünce üretme ve bu düşünceleri icraata dönüştürme zamanıdır. Tek bir sömürge anlaşmasının imzalanmasını ve yürürlüğe girmesini, hiç edilen tek bir Kamu kurumunun satışını durduramadığınız, durduramayacağınız içindir ki, tam bağımsızlığımızı kaybetmiş bulunuyoruz. Bu konudaki ihmalkarlıklarınızın devam etmemesi için acilen tedbir almanızı bekliyoruz. Durdurmak için kafalar koparılması gerekiyorsa, o da yapılmalıdır. Türk Ulusunun düşünceleridir. .. Türk yurdunda Türk ulusuna yakışır bir hayat istememizi bize çok görmeyeceğinizi ümit ediyor ve biz Türk Milletine gizli öncülük görevinizi yerine getirmenizi bekliyoruz. İzninizle; Vasiyet gayet açıktır, gereğini yapmak üzere Sizi bekliyoruz.” şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 10.10.2003 tarihli Veli Küçük isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; Paşam, 65 yıldır ihanette sınır tanımayan 65 yıllık Ankara Hükümetlerinden aksi bir tavır ve davranış beklememiz Türk ulusu olarak gaflette olduğumuzu gösterir. Bunun bilincindeyiz. Türk Ulusu olarak bütün beklentilerimiz Türk Silahlı Kuvvetlerinin yapacaklarına yöneliktir….Bizi yanıltan Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihanette sınır tanımayanlar üzerinde etkin ve etkili olamama duruşudur.” Şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 05.03.2004 tarihli Jandarma Genel Komutanı Org. Şener ERUYGUR isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Değerli Büyüğüm, 2003 Ağustos ayında şahsımı kabulünüzde Yüksek Makamlarınıza bir iki cümle ile açıklamaya çalıştığım, tedbir alabileceğiniz düşüncesiyle, özellikle Devlet-Millet ve Ülke güvenliğimizle doğrudan alakalı olan, şahsınızda Türk Silahlı Kuvvetlerinin birçok bilgi ve belgeye kolaylıkla ulaşabileceği konuyu ayrıntılı olarak bir kez daha Asıl Ellere iletmenin bir Türk Evladı olarak görevim olduğu inancındayım…Türk Ulusu bu konuda endişelidir Paşam. Bir tarikat sapığının henüz Başbakan değilken bile Kıbrıs’ı, Kıta Sahanlığını, Ermenistan, Kürdistan tavizlerini emperyalist babalarına söz vermiş icraatlarının yanında, Menderes’in yaptıkları solda sıfır kalmaktadır. Kaybettikten sonra kelle alınması Kıbrıs’ı geri getirmeyecektir Paşam. Türk Ulusunun düşünceleridir. Türk Ulusuna açıklamalarınızda, endişelerinizde dış merkezlerin saldırılarını, yerli maşaların azgınlıklarını göğüsleyebilecek güçte olduğunuza şüphemiz yoktur. En önemlisi Türk Ulusu emrinizdedir Paşam. Kıbrıs’ı ilhak ettiğinizi açıklamazsanız ilk cephemiz düşmüş olacak ve arkası çorap söküğü gibi gelecektir…Bunu durdurun Paşam, lütfen durdurun..” şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 10.11.2003 tarihli Sinan AYGÜN isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…Ulusal güçlerin birlikte hareketi kaçınılmazdır, yardımlarınızın önemini ve anlamını Türk Tarihi altın sayfaları arasında sonsuza kadar saklayacaktır Sayın Başkan..”şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 08.01.2004 tarihli Hayri B. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…hizmetlerinizin yeniden elde edeceğimiz ikinci bağımsızlık mücadelemizi anlatan tarih sayfalarındaki yerini alacağını ifade etmek istiyorum…” Şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 10.02.2004 tarihli Metin A. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “.. Türkeli Dergisi ile ilgili Kemal Ağabeyimin yapmış olduğu araştırmada; Taner Ünal’ın Sizin de bahsettiğiniz üzere MHP kökenli olduğu, kooperatifçilik yapmış olduğu, hatta MHP nin son kongresinde aday olduğu, pek düzgün olmayan bir geçmişi ile bilindiği gibi verilere ulaşılmıştır…(Kemal ağabeyimin ve Sizlerin) her ikinizin de takip edildiği ve telefonlarınızın dinlendiği gerçeğini göz ardı etmememiz ve sürekli uyanık ve tedbirli olmamız gerektiğinden Sizlere konuyu belge geçer yolu ile iletmeyi uygun gördük. Hatta birkaç yıl sonra Çankaya’da yükselen bir ateş ve tüten bir duman görürseniz, sakın şaşırmayınız... O bağımsızlığımızın dünyaya duyurulması kutlamalarının işareti olacaktır, o ateşi yakmak için sabırsızlanıyoruz.” şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 18.03.2004 tarihli Hayri B. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…geçen hafta sonu Jandarma Genel Komutanlığın’da Paşa’nın emriyle bir toplantıya çağrıldım... konuşulan ve paylaşılan konuları ancak karşılaştığımızda Size aktarabilirim.” şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 21.04.2004 tarihli Jd.Kd.Albay Cengiz Y. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; Ziraat Bankası Dış İşlemler Operasyon Daire Başkanı Güner A Beye malum konudan Türk Silahlı Kuvvetlerinin uzun zamandır haberdar olduğunu, bu vesile ile Türk Ulusunun Devleti ile birlikte ayakta kalabilmesi için her bir bireyin katkısının vazgeçilmez olacağını, malum konudan tarafım sayesinde değil de, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bizzat haberdar olduğunu hissettirmenizi, bu bilgilere dünya durdukça ulaşmanın geleneksel Türk Devleti bekasının bir gereği olduğunu Batılı Ülkeler Almanya, Fransa, İngiltere örnekleri vererek ifade etmenizi, bu konuyu Batılı ülkelerde Mali Polisin yaptığını, ülkemizde her kurumun Siyasi iktidarlar elinde istismar edilmesi nedeniyle ülkemiz bakımından hayati öneme haiz bu ve benzeri konuların Türk Silahlı Kuvvetlerine kaldığını belirtmenizi, Albayım özellikle bu bilgilere ulaşmak için Mahkeme Kararı çıkartmak gibi bir çözüm şeklinden asla bahsetmemenizi, bu hak ve yetkilerin Devletimizin Kurulduğu gün Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türk Ordusuna verildiğini belirtmenizi,

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin her bilgi ve belgeye istediği anda ulaşmasının Devletimizin günümüzde getirildiği durum nedeniyle önemli olduğunu, Türk Ulusunun Türk Silahlı Kuvvetlerine güvendiğini ancak katkılarının beklendiğini ifade etmenizi önemle istirham ediyorum…“Not: Albayım toplantıdan önce Güner Arslan ve konuyla ilgili düşüncelerimi öğrenmek konusunda emrinize amadeyim. Dahili telefonumdan rahat konuşma imkanım bulunmaktadır.” şeklinde beyanların yer aldığı,



-Neriman AYDIN adıyla 20.07.2004 tarihli M. Şener ERUYGUR isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…Türk Ulusuna Bildirge niteliği taşıyacak bir Gazetenin acil olarak ihtiyacımız olduğunu belirtmek isterim. …Söz konusu Gazeteye gönüllü olarak ve bundan büyük bir haz duyarak makale verecek Ulusalcı araştırmacı yazarlarımızın artık var olduğunu bilmek büyük bir imkan olup, Türk Ulusunu uyandırmak yolunda önemli mesafeler aldıracağı, siyonist emperyalistlerin Türk Ulusuna kolay kolay etki edemeyeceklerini, Türk Ulusunun uyandırılma süresini kısaltacağı düşüncelerini taşımaktayız. Paşam, bu konuyla ilgili olarak Türk Ulusunun ve Türkiye Cumhuriyetinin geleceği için yapacağınız hizmetin Türk Ulusunun bir an evvel yönetimde hakim olmasına imkanlar, fırsatlar hazırlayacağı muhakkaktır... Türk Ulusunu emperyalist, siyonist AB ve ABD ye sömürge yapmaya yemin etmiş siyasi zihniyetlere bu gazete ile ya da bir TV kanalı ile Türk Ulusunun layık göreceği tokatı atma fırsatı doğacak ve Türk Ordusunu yıpratacak bir ihtilale gerek kalmayacaktır düşüncesindeyiz. Çünkü bu kez yapacağınız bir ihtilalin Ulusal Tam Bağımsızlıktan, Ulus Devlet varlığımızdan yana olmasını, Vatan ve Devlet hainlerinin ise kafalarını almasını beklerizCandan E. bir Türk çocuğudur, günümüz İstanbul Valisi ve Devletimin en tepesindeki diğer bir çok zevat gibi Süryani değildir. Bunun için de korunmasını, kollanmasını beklemenin hakkımız olduğunu bilmenizi isteriz. … Türk Ulusunun Devlet kadrolarından bir bir tasfiyesine ve öldürülmelerine dur demek zamanı gelmedi mi Paşam ? Siyonist emperyalistler ve işbirlikçileri tarafından öldürüldüklerinden sonra mı kendilerine selam duracaksınız…? Onlar hayatta iken kendilerine ulaşmanızın anlamı, ehemmiyeti, öldürüldükten sonraki milyonlarca selama bedel diye düşünüyoruz Paşam….Değerli Büyüğüm, 30 Ağustos’da Orgenerallikteki sürenizin dolduğunu biliyoruz. …Temenni ederiz ki zati âlinizden boşalacak Makama emperyalistlerin emrinde olmayacak değerli bir Türk Subayının Sizi aratmaksızın gelmesi ve Sizin kadar Türk Ulusuna güven vermesidir. Acaba böyle mi olacak diye endişelerimizi zati alinize iletmek, Sizinle paylaştığımız düşünce ve tespitlerimizi kendileri ile de paylaşıp paylaşamayacağımızı bilmek ve sormak isteriz.” Şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 17.08.2004 tarihli M. Şener ERUYGUR isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; Paşam, emirleriniz üzerine komutanlığınız yetkililerinden Alb. Cengiz Y. Sayın Candan E. ile irtibata geçmişlerdir. ..söz konusu Mahkemelerin davaları bir an önce sonlandırmalarında Komutanlığınız Adli Müşavirlerinin Mahkeme Başkanları ile “Sayın Candan E.’in Bakanlıktaki görevine devamının sağlanması” şeklinde yapacakları görüşmelerin zaten haklı olduğu Dava kararlarının hızlandırılması bakımından olumlu sonuç alınmasında etkili olacağını düşünmektedirler. Sayın Candan E.’in Komutanlık Yetkililerinizin de dinledikleri üzere inanılmaz ölçüde bilgilere sahip olduğu düşünülürse, Bakanlıkta kalmasının sağlanmasının Asıl Devletimiz açısından fayda temin edeceğini ifade etmişlerdir…Konuyu Yüksek Makamlarınıza iletmenin gereğine inanmaktayım Paşam. Sayın Candan E.’in Ankara’da bulunması ASIL Devletimizin menfaatleri için önemlidir, vazgeçilmezdir.” Şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 18.08.2004 tarihli J.Kd.Albay Cengiz Y. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…söz konusu Mahkemelerin davaları bir an önce sonlandırmalarında Komutanlığınız Adli Müşavirlerinin Mahkeme Başkanları ile “Sayın Candan E.’in Bakanlıktaki görevine devamının sağlanması” şeklinde yapacakları görüşmelerin zaten haklı olduğu Dava kararlarının hızlandırılması bakımından olumlu sonuç alınmasında etkili olacağını düşünmektedirler…Not: Albayım, konuyla ilgili aynı bilgiyi içeren bir notu Paşa’ya iletilmek ve bilgilenmesini sağlamak üzere Yaveri Yarbay Müfit Beyin odasındaki faksa da geçtim” Şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 18.08.2004 tarihli J.Kd.Albay Cengiz Y. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; ““Albayım, Sizleri aciliyetinden ve ehemmiyetinden haberdar ettiğim Sayın Candan E. beyin T. C. ANKARA 11.İdare Mahkemesinde açılmış bulunan 2003/1001 Disiplin Cezası ile ilgili dava 2004/256 nolu kararla Sayın Candan E. lehine sonuçlanmış bulunmaktadır…söz konusu dava mesnet tutularak yine Ankara 11.İdare Mahkemesinde açılan “Zonguldak Vali Yardımcılığına tayin konulu 2004/2001 sayılı ikinci davanın da Sayın Candan E. lehine sonuçlanmasına bu davanın dayanak ve örnek teşkil edeceği hususunu bilgilerinize arz eder …Candan E.in Ankara’daki görevinde kalması için ikinci davada yardımlarınızı beklediğimizi belirtiyorum…” Şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 06.09.2004 tarihli M. Şener ERUYGUR isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; Paşam, Sizleri, Yüksek Makamlarınızı hayati aciliyetinden ve ehemmiyetinden haberdar ettiğim Mülkiye Baş Müfettişi, Sayın Candan E. Beyin, Ankara 11.İdare Mahkemesinde 2003/1001 Disiplin Cezası ile ilgili açılmış bulunan dava, 2004/256 nolu kararla Sayın Candan E. Beyin lehine sonuçlanmış bulunmaktadır. … söz konusu dava mesnet tutularak yine Ankara 11.İdare Mahkemesinde açılan “Zonguldak Vali Yardımcılığına tayin konulu 2004/2001 sayılı ikinci davanın da, bu durumda Sayın Candan E.Beyin lehine sonuçlanmasına dayanak teşkil edeceği hususunu bilgilerinize arz ediyor…Yüksek Makamlarınızın malumları olduğu üzere, Sayın Candan E.’in Ankara’da Mülkiye Başmüfettişliği görevinde kalmasının Asıl Devletimizin ayakta ve hayatta kalması için önemine ve gereğine inandığımızı belirtirken, Müfettiş olması nedeniyle inanılmaz bilgi ve belgelerin sahibi Sayın Candan E. Beyin bildiklerinin, Türk Ulusunun bir gün gereğini yapmak üzere Yüksek Makamlarınız nezdinde kayda alınmasının ehemmiyetine bir kez daha dikkatinizi çekmenin Türklük görevimiz olduğunu hatırlatmak istiyoruz Paşam. Arz ederiz…NOT: 1- paşam, bundan sonra elime ulaşacak bilgi ve belgeleri yine size mi yoksa Org.sayın F. T. paşamıza mı iletmeliyim, bunu izninizle öğrenmek istiyorum” Şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 18.01.2005 tarihli M. Şener ERUYGUR isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…şahsınıza arz ettiğim Sayın Mülkiye Başmüfettişi Candan E. Beyin Ankara İdare Mahkemesindeki iki davasının da Siz değerli ve duyarlı Türk Komutanının katkıları sayesinde lehine sonuçlandığını ve İçişleri Bakanlığındaki Başmüfettişlik görevine başladığını Yüksek Makamlarınıza iletmekten sevinç duymaktayız. Sayın Candan E.’in Yüksek Makamlarınıza iletilmek üzere şahsıma ilettiği belgeler mektubum ekindedir. (Ek no: 3 Candan E.) ) Arz ederim.” Şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 06.09.2004 tarihli Tümgeneral Sabri D. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…Türk Ulusuna 85 yıl önce biçilen sömürge gömleğini 1923- 10 Kasım 1938 den beri 66 yıldır yeniden ısrarla giydirmeye çalışan emperyalistler ve işbirlikçilerine gerekli dersi bir kez daha olmak üzere yine Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk Ulusu birlikteliği vereceğine inancımız tamdır. Gizli Öncülüğünüz kaçınılmazdır.” Şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 16.09.2004 tarihli Hayri B. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…biraz önce bir büyük Türk çocuğu Sayın Candan E. bey ziyaretlerime geldiler. Meşrutiyet’te yaşanan hadiselerden bahsettiler. Değerli İnsan, Türk Yurdu ve Türk Devleti için gerekli insan Siz neden bana bu konudan bahsetmediniz… Meşrutiyet, Türk Ulusunun Ankara’dan yön ve yol bulmasında bir karargah merkezidir. Meşrutiyet, içeri giren insanı kendiliğinden etkileyecek zaman ve mekanüstü bir yer olmalı, havası büyülemeli, hatiplerinin söylemleri ise özellikle ilk kez gelen insanı kalbinin en hassas yerinden vurmalı, yerinde oturtmamalı, heyecanlandırmalı, ayağa kaldırmalı. Meşrutiyet kuralları sıkı, insanları sadık, Önderi’nin ışığında tüm Anadolu’yu sallamalı, depremleri şiddetli olmalı…. Tabii emperyalizme karşı dikkatli ve kendini korumalı. Meşrutiyet’in sırları olmalı…. Fikirler ve eylemleri sadece kurmay heyeti bilmeli…. Kurmay heyet arasında sır ve soru işareti olmamalı. Az insanla çok iş yapılmalı…Sayın Ergün POYRAZ bey ile de Kemal Bey’den konuşmasını isterseniz…. Kendisinin olaya çeki düzen vereceğine şüphem yoktur. ..Sizinle paylaştığım her cümle bir sırdır ve sadece Kemal Beyle paylaşılır. Karargahın sırları sırlarımızdır. Sadece dikkat etmemiz gereken husus sırlarımızı kimlerle paylaştığımızdır…NOT: …Meşrutiyet’te çalışmasına vesile olduğum Türk kızının yaptığı hatadan dolayı beni bağışlayınız lütfen. Dünya’daki hadiselerden habersiz olmasının, karargah merkezimize gelebilecek olumsuz amaçlı insanların anında tespitine yarayacağını ve emperyalistlerin ilişki kurmada zorlanacakları bir çocuk olacağını düşündüğümdendi. Sizlerin bu manada üzülmesine sebep olmamdan dolayı özür diliyorum, lütfen kabul buyurunuz. Kendisine ulaşıp, edindiğim bilgileri en kısa zamanda Şahsınıza aktaracağım. Bilgilerinize… Telefonla paylaşma imkanımız olmayan konulardı.” Şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman AYDIN adıyla 14.01.2005 tarihli Hayri B. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Sayın E.Poyraz ve Sizin birlikteliğinizin ölçülerini, boyutunu, derinliğini bilmiyoruz, onun için de gerek dostluğunuzu gerekse Ulusal Birliktelikteki beraberliğinizi yanlış anlamış olmaktan çekiniriz….Sayın E.Poyraz’ın etrafında son senelerde olan şahıslar ve ilişkileri son derece önemli. Size karşı düşünce ve tavır manasında yaşadığı tedirginlik ve saldırganlığının arkasına iyice bakmamız gerekiyor…Bu yön iki senedir Sayın Kemal Aydın Bey’in yurt çapında ulusal kafa taşıyan Türklerle yaptığı görüşmelerdir. (ki bayağı yol almış bulunuyoruz, bunları Size açıklamak ve Sizinle paylaşmak fırsatımız olmadı, inşallah olacak ) Birlikteliğimizin Yönetim Kadrosunun, Beyin Heyetinin bir elin parmakları kadar kişiyle devamı, istihbarat servislerinin sırlarımızı, hedeflerimizi uzun süre öğrenmelerine engel olacaktır diye düşünüyoruz…düşüncemiz odur ki her üç ayda bir Kurmay Heyet olarak bir araya gelip hadiseleri, kat edilen yolları, yapılması gerekenleri görüşmemiz ve bunları zabta geçirmemiz geleceğe dair yolumuz için son derece faydalı olacaktır diye düşünüyoruz. (Bu şahsi düşüncemdir, henüz Sayın Kemal Aydın Beye söylemedim, şu anda mektubu yazarken aklıma geldiği için Sizinle paylaşmak istedim)” şeklinde beyanların yer aldığı,

Neriman AYDIN adıyla 19.10.2005 tarihli Hatice BAHTİYAR isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; Aylardan beri müthiş zorluklar yaşadığınızı biliyoruz, fiziken yanınızda olamamamız nedeniyle Sizlerden uzak olduğumuzu, halinizden anlamadığımızı zannetmeyiniz. Tanrı şahittir ki her günümüzde Size TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM YAYINLARINA maddi olarak yardım edememenin hüznünü yaşadık. ..Üstlendiğiniz görevin kutsiyetini ve Türk Milletinin hak ettiği idarecilere kavuşması için ULUSAL MÜCADELEDEKİ yerini kalemimiz yazmakta aciz kalmaktadır.” Şeklinde beyanların yer aldığı,

Neriman AYDIN adıyla 09.11.2005 tarihli Sevgi ERENEROL isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…Türk Milletinin Ulusal uyanışında bir büyük mücadeleyi zaferle sonlandırmak üzere tarihi bir sorumluluğu üstlenen Sayın Kemal Aydın Bey’in Size ulaştırmamı rica ettiği sözlerini mektubum vesilesi ile Sizlere ve Erenerol Ailesine iletmek istiyoruz: “TÜRKLÜK MÜCADELESİNDE SEVGİ ERENEROL HANIMEFENDİYE TÜRK’ÜN TANRI’SINDAN BİTMEK TÜKENMEK BİLMEZ BİLGİ VE GÜC DİLİYORUM. BU BÜYÜK TÜRK’ÜN MÜCADELESİ GÖGÜSÜMÜZÜ KABARTMAKTADIR. BU ASİL MÜCADELEYİ YAPANLARIN EMRİNDE OLMAK BİZLER İÇİN BÜYÜK BİR ŞEREFTİR. TAŞIYACAĞIMIZ EN BÜYÜK ŞEREF MADALYASIDIR. ŞARTLAR GEREĞİ FİZİKSEL OLARAK YANLARINDA OLAMIYORUZ. ANCAK ULUSAL MANADA,YENİDEN TAM BAĞIMSIZ DEVLET FİKRİNDE, İŞTE VE EYLEMDE KENDİLERİYLE HER AN BİRLİKTE OLDUĞUMUZDAN HABERDAR OLSUNLAR. SEVGİ HANIMA SAYGIMIZ VE TEŞÜKKÜRLERİMİZ VARDIR. Kemal Aydın 05332369786)…” Şeklinde beyanların yer aldığı,

Neri adıyla Günaydın ablası hitabı ile başlayan mektupta; “Dün Merdan ile beraberdik, 3-4 saat sohbet ettik, kulaklarını çınladı mı..Cumartesi Kemal Abimle Kütahya'da bir toplantıdaydık... Merdan aramasaydı Pazar günü de görüşemeyecektik... Eskişehir'de küçük bir toplantı ve bilgilendirmemiz oldu...sonra Kütahya'da.. gece de döndük ve Merdan'a yetiştik...Kemal abim, Merdan'a çok değerli bilgiler verdi, sana aktaracaktır, sanıyorum... Bunu her toplantıda yaşıyoruz: Türk insanı her şeyi ama her ihaneti biliyor... alt alta koyabiliyor.... Yalnız bunları bilmesine rağmen hala aynı konuları paylaşmak istiyor... Bu bize zaman kaybettiriyor... Oysa madem ihanetler ve hainleri biliyoruz...O zaman şunu konuşmalıyız Bize ne görev veriyorsunuz ? Biz ne yapmalıyız ? Bizden vatanımız ve devletimiz için ne istiyorsunuz..? …Mesela Kemal abinle gittiğimiz toplantılarda biz bu konuya - zaten insanlar ulusal manada hazır oldukları için- en fazla 30 dakika ayırıyoruz...Hemen yapacaklarımıza, birlikteliğimizin nasıl sağlanacağına, eylemlerimize geçiyoruz...” Şeklinde beyanların yer aldığı,

NER-AY 7.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; Neriman AYDIN isimli şahsa değişik tarihlerde gelen ve gönderilen epostalar, mektuplar ve farklı konularla ilgili açık kaynaklardan alınan belgelerin yer aldığı, belgenin tamamının 169 sayfadan ibaret olduğu,



neaydin@ziraatbank.com.tr isimli e posta adresinden 24.11.2005 tarihinde holmez@ttnet.net.tr isimli e posta adresine gönderilen e postada; “.. KEmal AYDIN benim ağabeyim... üç bucuk yıldır muhteşem bir hareketin önderliğini yapmaktadır... Sadece bu kadar söyleyim...Çünkü e mail ortamında daha derin bilgilerimizi paylaşmanın sakıncaları malumlarınızdır ... inşallah Sizleri karşılaştıracağım... bir İzmir seyahatimiz olacak inşallah...” Şeklinde beyanların yer aldığı,

neaydin@ziraatbank.com.tr isimli e posta adresinden 24.11.2005 tarihinde holmez@ttnet.net.tr isimli e posta adresine gönderilen e postada; “Çünkü Türk Milleti fikren büyük bir taarruza hazırlanmakta...Bu taarruz Türk Milletinin cevheri aslisi TÜRK OLANLARIN yeniden TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNE idaresi ile neticelenecek inşallah... Çok çalışıyoruz Sayın Ölmez, çok çalışıyor, çok bilgileniyor, ve bilgilerimizi TÜRK MİLLETİNİN her ferdi ile paylaşıyoruz... Tanrı hızlandırsın ....Tanrı Türk Milletini birbirinden haberdar etsin..... mesela, İzmir'de çok değerli bir Yazarımız var Sayın Metin A. Biz kendileri ile sık sık biraraya geliyoruz... Harika eserleri var... BİTMEYEN OYUN, AVRUPA BİRLİĞİNİN NERESİNDEYİZ, KEMALİZM , TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI , TÜRKİYE ÜZERİNE NOTLAR...VS....” Şeklinde beyanların yer aldığı,

holmez@ttnet.net.tr isimli e posta adresinden 28.11.2005 tarihinde Neriman AYDIN’a gönderilen e postada; “Lutfen agabeyinize selam ve saygilarimi iletiniz. Ben de bu mucadeleden umutluyum ve her inanan gibi uzerime duseni seve seve yapmaya kararliyim” şeklinde beyanların yer aldığı,

neaydin@ziraatbank.com.tr isimli e posta adresinden 06.12.2005 tarihinde holmez@ttnet.net.tr isimli e posta adresine gönderilen e postada ;“..Bu çetin yılları hep birlikte aştığımız, hainleri ve işbirlikçileri bertaraf ettiğimiz gün Ankara'da büyük Türk şöleni yapacağız, Atamızı, kendisine layık evlatlar olduğumuza şahit kılacağız İnşallah...

67 yılda Türk Milletinin elinden alınan Devletimizi elbette 67 günde geri alamayız. not:kemal ağabeyim bilgilendirmede bulunmak üzere bu gece acilen İzmir'egeliyor... İzmir'de müsait olması halinde Size bilgi vereceğim Efendim... şeklinde beyanların yer aldığı,



Neriman AYDIN adıyla 01.02.2006 tarihli Akhmed AKHMEDOV isimli şahsa gönderilen e postada; Bu göreviniz Türk Ulusunun Rusya ile gelecekte bizlerin yönetiminde kuracağı ilişkilerde temel teşkil edecek... Kemal Abimin önderliğinde, Türk Ulusunu uyandırma ve bilgilendirme faaliyetlerimiz son hızıyla ve büyük coşkular ve katılımlarla devam etmektedir Sevgili Kardeşim” şeklinde beyanların yer aldığı,

plazma tarihçesi.doc” isimli MSword dosyası içerisinde: şüpheli Ercüment OVALI isimli şahsın 31.08.2007 tarihinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar BÜYÜKANIT’a hitaben yazdığı ve tamamı 9 sayfadan ibaret mektup olduğu, söz konusu mektup içerisinde; “ … Ülkemin benim uzman olduğum alanda iki büyük gereksinimi vardı…ülkemizin her yıl 300 milyon dolar ödeyerek satın aldığı bazı ilaçları (insülin gibi), dokuları ve hatta gerektiğinde biyolojik silahlar üretebilecek bir biyoteknoloji merkezi idi…Her türlü silaha karşı tedbire sahip olmasına rağmen Biyolojik silahlarla savaşma konusunda yeterli hazırlığı olmayan ülkeme biyolojik savaş endüstrisini kurmaktır. Nitekim bu gün 1 trilyon borcu olan, zorlukla ayakta kalan bu küçücük şirkete, onun yaratıcısı olan bana yapılan ulusal ve uluslar arası saldırının 2 nedeninden biri ATİ tesislerinin 15 günde bu silahı üretece hale gelebilecek şekilde dizayn edilmiş olması…” şeklinde beyanların yer aldığı,

YAZI-1.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; şüpheli Neriman AYDIN’a değişik tarihlerde gelen ve gönderilen e-postalar, mektuplar ve farklı konularla ilgili medya vs. temin edilen belgelerin bulunduğu 105 sayfadan ibaret belgede:

-NOYAN ÇALIKUŞU [mailto:h033223@kho.edu.tr] isimli e-posta adresinden 09.10.2006 tarihinde Neriman Aydın isimli şahsa gönderilen e postada; Merhaba Neriman Teyzecim, … Bir Harbiyeli olarak diğerleri gibi kendimi milli konularda eksik hissediyorum. Bana birkaç kaynak gönderebilir misiniz? …Saygıdeğer Kemal Amcama çok selamlarımı iletin.” şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman Aydın tarafından 09.10.2006 tarihinde Noyan ÇALIKUŞU isimli şahsa gönderilen e postada; “Merhaba Teyzesi…Evet çalışmalar son hızla devam ediyor, Türk Milletinin feraseti, ve Tanrı vergisi hasletleri bizlere her gün yeni mucizeler yaşatıyor. Bunları gördükçe daha fazla heyecan ve yüksek oranda enerjimizle çalışmalarımıza devam ediyoruz, canım Teyzesi. Bir kaç gün önce biz de Kemal Amcanla senden söz ettik… Sen öyle bir insanla tanıştın ki, seni her konuda yetiştirecek, geleceğe hazırlayacak engin bir bilginin sahibidir kendisi. Zaten böyle olduğu için bizlere önderlik yapmaktadır… Bayramdan sonra Kemal amcan bir hafta sonunu sana ayırmak istiyor... Ne zaman müsait olursan beni arayabilir söyleyebilirsin Teyzesi...” ifadelerinin bulunduğu,

-NOYAN ÇALIKUŞU [mailto:noyan.selda@gmail.com] isimli eposta adresinden 26.10.2006 tarihinde Neriman Aydın isimli şahsa gönderilen e postada; “…Siz ve Kemal Amcamın aynı coşku ve heyecan ile biz Harbiyelilerin timsali olması dileklerimle...”şeklinde beyanların yer aldığı,

Kitap1.xls” isimli Excel dosyası içerisinde; 80 işiye ait kesinleşmiş mahkumiyet hükümleri, hüküm maddeleri, verilen ceza ve çektiği ceza, “Kitap2.xls” isimli Excel dosyası içerisinde de, idam cezası almış olan 157 kişinin şahsın isim, doğum tarihi, idam tarihi, yaş, iş, medeni hal, idam şekli, aile ve akrabalarından başka idam edilen başlıkları altında kayıtlı bilgilerin bulunduğu,



30112007136.jpg, DSCF1625.JPG, DSCF1626.JPG, DSCF1631.JPG, DSCN1177.JPG, DSCN1179.JPG, DSCN1183.JPG ve P1000835.JPG isimli resim dosyaları içerisinde; yer ve zamanı belli olmayan bir toplumsal gösteri yürüyüşü ile şüpheli Mehmet Ali ÇELEBİ isimli şahsın mezuniyet töreninde çekilmiş fotoğrafların olduğu,

ati sermaye ve bilgi.ppt” isimli Power Point dosyası içerisinde; şüpheli Ercüment OVALI isimli şahsa ait Ati Teknoloji isimli firmanın faaliyetleri ile ilgili hazırlanan 78 sayfalık sunum olduğu,



07 NOLU CD içerisinde;

Bel1.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; şüpheli Neriman AYDIN’a değişik tarihlerde gelen ve gönderilen e-postalar, mektuplar ve farklı konularla ilgili medya vs.temin edilen belgelerin yer aldığı 130 sayfadan ibaret belgenin olduğu,



-7 ocak 2006 yer İlk San öğretmen evi tesisleri, Ankara Kalesi Altı Ulus’ta yapılan görüşmeye ilişkin alınan notta; “6 ocak 2006 gecesinden misafirimiz olan D.Ali Özoğlu ve Hatice Bahtiyar ile birlikte baba evimizde Çankaya ‘da kahvaltı sohbetinden sonra malum mekana intikal ettik, İbrahim Beyle kahve içtik, sohbet ettik . ilk 5-10 dakika sükunetini muhafazadan sonra Vatansever Güçler Birliğinin tüzüğünü hazırladığından ve memleketimize dair bir takım endişelerden bahsetti İbrahim Bey.

Ali Özoğlu Beyle tanışmasını istediğim Hakan E. kardeşimiz de bu sohbete katıldı. Bir saate yakın bir zaman sonra sohbet esnasında aslında İbrahim Bey ilginç ifadelerde bulundu. Bir ara Baki Tuğ’un yeğeni ile arkadaş olduğunu da hafiften dillendirirken, bir davanın böyle üç kişinin kontrolünde kalamayacağını, mutlaka içerisine sızmaların olacağını ifade etti. Bunun üzerine Kemal Aydın Bey: “ Kumanda heyeti istemezse, izin vermezse hiç kimse bir sızamaz, isterseniz deneyin. Ayrıca hareketimizi yöneten kumanda heyetinde asker ve polis asla olmayacak “ dedi. İbrahim Bey: Siz buna engel olamazsınız.



Kemal Aydın: İsterseniz deneyin. Kerkük ve Saddam konusu açılınca ben Kemal Aydın Beyden 1979 yılında yaşadığı bir hadiseyi anlatmasını istedim..Ali Özoğlu: “İbrahim yaklaş, tarihe tanıklık et” der Kemal Aydın Bey, acı hatıralarla dolu bu yaşanmış hikayeyi anlatır, hikaye içerisinde Süleyman Demirel’den, Osman Bölükbaşı’ndan ve Baki Tuğ Bey’den bahseder. Hikaye Kerkük ‘de idama mahkum edilen bir Türk ailesinin yardımına koşulmasını kapsamaktadır. Hüzünlü bir hatıradır Kemal Aydın ve ailemiz için. Bunun üzerine İbrahim Bey: “Baki Tuğ’un yeğeni ile iyi arkadaşım.” der. Kemal Aydın Bey üzerinde durmayarak hadiseyi anlatmaya devam eder. Sonrasında gelen telefon üzerine Gazi Mustafa Kemal Bulvarı 121 numarada bir büroya gidilir. Hatta gidilen şahsı tanıyıp tanımadığımız bize de sorulur. Hayır cevabı verilir. Saat 14:30 civarında Halit B. Bey’in bürosuna gittik. Beyefendi bize hoş geldin dedikten ve oturmamız için yer gösterdikten sonra doğrudan konuya giriş yapar, hem de ne giriş. İbrahim Bey hariç tanımadığı insanların yanında, Devlet sırrı olması ve kalması gereken öyle hadiseler anlatır ki, tüm ekibimiz de benim gibi sarsıntı geçirir. Oturur oturmaz , İbrahim Bey ile Halit B. arasında bir konuşma başlar. İbrahim Bey, Taner Ünal’ın yanlışlarından bahsederek şikayette bulunurken, Halit Bey de kendisine herkesin duyacağı şekilde ; “Onu çocuklara öldürtürüm, parça parça ederler. Yanına almış o hatunu, terbiyesiz herif. Ne zannediyor kendisini. Bir de beni tehdit ediyor.” Öldürürüm onu “ dedim çocuklar aman hacım, elini pisliğe sürme” dediler.

Efendim, büro kapısında Kültür Bakanlığı Başmüfettişi yazan bir odada bulunan bir Bakanlık Başmüfettişinin bahsettiği konu ile, taşıdığı unvanı ayırt edemeyecek kadar Türk Milletini aşağı seviyede gören bir zihniyete ve söylemlerine şahit oluyorduk. Türk Milletini ne kadar da aşağıda görüyorlar, ne kadar da kafası çalışmaz, geri zekalı görüyorlar.Kimler mi? Devletimizin belkemiği Milli İstihbarat Teşkilatının maaşlı görevlileri. Yüce Allah’a ne kadar hamdü senada bulunsak az gelir. Hani bunları birisi anlatsa , bizimle dalga geçtiğini düşünürdük, ya da uydurduğu bir senaryo diye düşünürdük.”“Efendim İbrahim Bey ve Halit Bozkurt Beyin konuşmaları devam ediyor. Başmüfettiş Beyefendi bir ara hiddetlenerek hazırladığı dosyanın Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcısı tarafından kabul edilmediğini söylüyor.İbrahim Bey: Benim kardeşim TPAO da çalışıyor, Trakya Bölgesinde yapılan jeolojik, jeofizik araştırmalarda Türk mühendislerince tespit edilerek haritaları çıkarılan petrol ve doğal gaz yatakları ile ilgili hiçbir önlem alınamıyor. Bu nasıl iş.

Halit Bey: Ben hazırladığım dosyayı Devlet Güvenlik Mahkemesi başsavcısına götürdüm, adam dosyayı kabul etmedi. Ben bu dosyayı sonunda Genel Kurmay’ın önünde yakacağım.

Konuşulan konulara baktığınızda hakikaten Devlet ve ülke güvenliği için son derece gizli bilgilerin nasıl da rahatça söylendiğine dikkatinizi çekmek istiyorum. Sır bilgiler öylesine havada uçuşuyor ki, Cumhuriyetin güvenliğinin ayaklar altına alındığına şahit oluyoruz. Bu arada Türk Silahlı Kuvvetleri yüksek komuta kademesinden insanlardan Tolun Paşa (Hurşit Tolon. Emekli Orgeneral) Halit B: Tolun Paşa 40 ton altınımız çaldı. 400 tonu falanca ordunun depolarında. İ. B. define avcılığı yapıyor. Çevik B. paşa doğuda define avında.

İnsanın kanını dondurucu ifadeler bunlar. Devletin en önemli kurumu ile birlikte çalışmak zorunluluğu olan Türk Ordusunun generalleri Kuvvet komutanları hakkında öylesine ifadeler kullanıyor ki, Türk Ordusu yerin dibine batırılırken, Türk Ordusunun Türk Milletinin gözünden nasıl düşürüldüğüne bir kez daha tanık oluyoruz. Hayretlerimizi gizleyemiyoruz. Ama susuyoruz. Biz susuyoruz Başmüfettiş konuşuyor.

Bir kez daha hatırlatmakta fayda var, bütün bunlardan bahseden Kültür Bakanlığı Başmüfettişi Halit B. Hani Türk Milleti enayi ve geri zekalı ya, bir Başmüfettişin altınla na alakası var demeyin. Demek ki varmış. Türk Ordusu ile ne alakası var demeyin. Demek ki varmış. Dahası var: Kasayı açıyor ve bir torba çıkarıyor: Halit Bozkurt: İşte hazine burada. İbrahim Bey torbayı açıyor Altın , Bakır, Toryum ve daha bir çok değerli maden örneklerini elimize alıyoruz.” “Efendim bu sohbetteki şahısları da belirtelim ki tarihe müdahale olmasın. Kemal Aydın, (2002 Mayıs ayında bizzat kendisi tarafından başlatılan Milli Mücadele Hareketinin Önderi) Ali Özoğlu , (Gazeteci –Yazar, kahraman bir Türk evladı) Hakan E. (Avukat, Milli Mücadele Hareketenin Kurmaylarından ) Hatice Bahtiyar (Ali Bey’in arkadaşı, Toplumsal Dönüşüm Yayınevinin Ortak Sahibi), İbrahim Bey (Ali Bey’in İstanbul’dan tanıdığı, Halit B. ile görüşmeyi tertip eden zat) Serhat Bey (Ali Özoğlu’nun yardımcısı) Neriman Aydın (Milli Mücadele Hareketinin kurmaylarından, aynı zamanda Kemal Aydın Beyin kız kardeşi). Bütün Bu şahıslar içerisinde konuşanlar sadece Halit B. ile İbrahim Bey idi. Kemal Aydın Bey muhtelif zamanlarda birkaç cümle söylemiştir.

Bunlardan en etkilisi İbrahim Bey’in Devletimiz hakkındaki serzenişleri üzerine Kemal Aydın: “Milli İradeye hakim olamadığınız sürece hiçbir şey yapmazsınız İbrahim Bey. Lütfen dikkat buyurum. Devlet iradesine el koyamadığınız sürece hiçbir şey yapmazsınız. Bağırtmayın beni.” Demiştir.

Bir de petrolden bahsedilirken , Kemal Aydın Bey’den 80 li yıllarda yaşadığı bir Türk Mühendisin Türk İstihbarat Servisi elemanlarınca öldürülme emri üzerine Türk Mühendisin yaşadığı hikayedir.

Bunlar dışında hiçbir şahıs tek kelime etmemiştir, Kemal Aydın Beyin kalkalım artık demesi ile birlikte müsaade alıp Kültür Bakanlığı Başmüfettişinin odasından ayrıldık.

Türk Milletinin ferasetinin ne kadar yüksek olduğunu biliyoruz, çok şükür. Bütün bu hadiseleri yorumlayacak ve gerekli dersleri alacak yetenekte olduğuna şüphe etmiyoruz. Önemli bir konu olması nedeniyle kaleme alarak tarihe bırakalım istedik.



Halit B. sayesinde ADD nin (Atatürkçü Düşünce Derneğinin) MİT tarafından kurdurulduğunu da öğrendik, içerisinde MUSTAFA KEMAL ATATÜRK olmayan ŞU ÇILGIN TÜRKLER kitabının da Turgut Özakman’a yazdırıldığını öğrendik. Beyefendi Turgut Özakman’dan ağabeyimiz, üstadımız bize konferans verdi demiştir. Bugünkü ADD yönetiminden rahatsızlığını da dile getirmiştir.

Bir kez daha belirtelim ki Türk Milletinin geri zekalı olmadığını bütün dünya ve içimizdeki acziyet ve zafiyet gösterenler de anlayacaklardır. 10 ocak 2007 Gaziosmanpaşa, Ankara” şeklinde beyanların yer aldığı,



-Neriman Aydın tarafından 10.01.2007 tarihinde ismail / adana isimli şahsa gönderilen e postada; “…Büyüğümüz bir müthiş Türk olup, bize 4.5 yıldır Önderlik yapmaktadır. Türk Mİlletinin oylarıyla Türkiye Büyük Milleti Meclisi hükümetlerine kavuşanların 10 kasım 1938 saat 9:06 dan beri hiristiyan ve yahudi emheryalist düşmanlarımızla işbirliği yaparak TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNE TÜRK MİLLETİNE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'E TÜRKİYE'YE TÜRK ORDUSUNA TÜRK BAYRAĞINA ihanet edenleri ve arkalarındaki düşmanlarımız israili amerikayı ingiltereyi ve avrupa birliği ülkelerinin üzerimizdeki işgal emellerini durdurmak ve Devletimizin iradesine sadece Mustafa Kemal Atatürk'ten ve Türk milletinden emir alan Türk Milletinin evlatlarını hakim kılmak için büyük bir mücadelinin öncüsüdür Büyüğümüz.

Ne MİT'in ne Ordunun ne CIA nın ne Mossad'ın ne MI5 in ne alman istihbaratının adamı değildir, mason değildir. Hiç bir siyasi teşkilatın derneğin vakfın sivil toplum kuruluşlarının üyesi değildir. Türk Milletine mensuptur M Kemal Atatürk'ten emir almaktadır. İlahi manada emirleri Yüce Allah'tan ve sevgili Peygamberimiz Hz Muhammed'ten almaktadır…Davamız Türkiye Cumhuriyetini kaybetmemek davasıdır... ihaneti cezalandırmak davasıdır...” Şeklinde beyanların yer aldığı,



-Neriman Aydın tarafından 24.01.2007 tarihinde noyan.selda@gmail.com isimli şahsa gönderilen e postada; “Harbiyeli ,Bir ermeninin (Hrant Dink) hangi emeller için neden ve kimler tarafından vurulduğunu elbette tahmin edecek ferasettedir Türk Milletinin evlatları... Türk'ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan Ermeninin ermenistan ile kuracağı asil damarında mevcuttur." 13 Şubat 2004 Hrant Dink

Hoşgidişler ola Mustafa Kemal Paşa. Hrant Dink

Katil Devlet.... Hrant Dinkin ardından PKK

Şimdi kanları daha mı temiz oldu Sera Dink 22 Ocak 2007

Devlet taşlarının altını temizlesin, onu öldürerek kurtulamaz Rakel Dink 22 ocak 2007

PKK ve DHKP/C : Hepimiz Hrantız, hepimiz Ermeniyiz 22- 24 Ocak 2007



Dink milli kuvvetlendendi Emin Gürses 23 Ocak 2007” şeklinde ifadelerin geçtiği,

-Neriman Aydın tarafından 29.01.2007 tarihinde Noyan ÇALIKUŞU isimli şahsa gönderilen e postada; “…Türk ordusunun üst rütbedeki amerikancı -mason paşalar alt rütbedeki Atatürk neferi subaylar tarafından saf dışı bırakılırsa emperyalist halim ne olur diye tereddüt ettiğinden Türkiye'ye vurmayı geciktirmişlerdir... Yoksa Türk Milletini sindirmeyi çoktan başarmışlardır... hem de Atatürk'e sövdürerek…İstanbul'dan misafirlerimiz vardı, Şifre Çözüldü Kitabının yazarı Ali Özoğlu Bey... Sabahladık... ama ne sohbet Teyzesi... 10 gün öncede Kemal Amcan Karadeniz de özel bir TV kanalında 1 saat konuştu, yalnız o konuştuktan sonra programı yayından kaldırdılar, bütün Karadeniz ayakta...” eklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman Aydın tarafından 20.02.2007 tarihinde Durmuş Ali ÖZOĞLU isimli şahsa yazılan mektupta; ““Bizim düşüncemiz ise millet bu büyük davayı bir güç halinde konuşuncaya kadar Önder’i bu tür emperyalist tedbirlerden ve yaratacakları bilinçli ve amaçlı tehlikelerden uzak tutmaktır. Onun içindir ki, ulusal yayın kuruluşlarında şimdilik program yapmasını milletimizin geleceği için sakıncalı görmekteyiz benim Sevgili kardeşim.. Türk Milletini bu güzellikten yoksun bırakmamaktır tüm emelimiz, amacımız . Onun içindir ki bugünlerde bir tv programı kendisine sizin de bizim de engel olamayacağımız zararlar verebilir. Ama aynı düşüncenin neferleri olarak sizler, Büyüğümüzün yerine ortak tespit ve düşüncelerimizi tv programlarına katılarak milletimize duyurabilme fırsatlarınız olursa bunlar milletimizin geleceğini emin ellerde gördüğümüzün işaretleri olacaktır…Biz sizin de tv yayınlarına çıkmanızı sakıncalı görmekteyizAncak yine karar Önderimizin ve sizindirKemal Aydın’dan ve Ali Özoğlu’ndan birer tane daha olsaydı keşke, ama yok… yok yok.. Öncelikli görevimiz sizi gücümüzün yettiğince korumaktır… ” ifadelerini bulunduğu,

-Noyan ÇALIKUŞU tarafından 20.02.2007 tarihinde Neriman Aydın isimli şahsa gönderilen e postada; Değerli büyüklerim Kemal Amcam ve Neriman Teyzem… Siz büyüklerimin bizlere vermekte olduğu fikir beyanatları, ileride atılacağımız kıta hayatında bizim görevlerimiz nazarında çok stratejik bir noktaya sahip olacaktır… Türk Yurdu içerisinde, oluşturulmak istenen "etnik ekalliyet" kümeleri, büyük bir ihanetin pençesindedir ve Sevr Antlaşması'nın önümüzdeki günlerde önümüze konulması ile, büyük bir oyunun parçaları olmaktan geri kalamayacaklardır…Siz değerli büyüklerimizin nihayetsiz büyüklükteki bilgi dağarcığından yararlanmak ve sizlerin ruhlarımızı şahlandıran değerli sözlerinizi tekrar dinlemek için huzurunuza gelmek istiyoruz. Affınıza sığınarak pazar günü eğer müsaitseniz çok değerli vakitlerinizi almak istiyoruz. Ellerinizden öper, sağlık ve mutluluğunuzun daim olmasını dileriz. Eren MUMCU, Noyan ÇALIKUŞU” şeklinde beyanların yer aldığı,

-Neriman Aydın tarafından 21.02.2007 tarihinde noyan.selda@gmail.com isimli e posta adresine gönderilen e postada; Merhaba Teyzesi, Büyüğümüzle görüştüm pazar günü müsait sizlerle görüşecek, aklınıza takılan, sizi rahatsız eden tespitleriniz, sorularınız varsa yazmayı unutmayınız...Bilgilenmek istediğiniz her konuyu da ayrıca not ederseniz, sizler için hepimiz için çok daha faydalı olacaktır…biz değil intikamda ve ihanette yarışanlar ölmeli. çünkü bu vatanda yaşamayı hak etmiyorlar, bu devletin makamlarını asla hak etmiyorlar... aldıkları her nefes attıkları her adım haram onlara... haram olduğunu biz biliyoruz onlar da öğrenecekler..Büyüğümüz Kemal Aydın bey adına teyzeniz olarak sevgilerimizi gönderiyoruz ... ” şeklinde beyanların yer aldığı,

-Noyan ÇALIKUŞU tarafından 06.03.2007 tarihinde Neriman Aydın isimli şahsa gönderilen e postada; Merhaba Neriman Teyzeciğim, Cuma günü ile ilgili olarak sizin ve Büyüğümüzün ve Selda‘ nın isimlerini yazdırdım. Sizleri Atamızın mezun olduğu Harbiye de görmekten, sizin gibi Atatürk ün açtığı yolu kapattırmamaya yeminli, yüksek vatan sevgisiyle dolu saygıdeğer Büyüklerimin buraya gelmesinde bir vesile olmaktan onur duyuyorum. ” şeklinde beyanların yer aldığı,

19 nolu Cd içinde; DSCF1597.JPG, DSCF1631.JPG, DSCF1681.JPG ve PICT0056.JPG isimli resim dosyaları içerisinde şüpheli Mehmet Ali ÇELEBİ’nin mezuniyet töreninde çekilen fotoğraflarının bulunduğu saptanmıştır.

Yüklə 14,92 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   189   190   191   192   193   194   195   196   ...   230




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin