I.BÖLÜM 2008/623 SAYILI İDDİANAME ÖZETİ
Telefon ihbarı üzerine İstanbul Ümraniye ilçesindeki bir evde 27 adet el bombası bulunmuştur. İlk aşamada bombalar ile ilgili olarak ev sahibi Mehmet DEMİRTAŞ ve evde daha önce kiracı olarak oturan Ali YİĞİT ile daha sonrasında Mehmet DEMİRTAŞ’ın kolluk görevlilerine sözlü beyanlarına göre Oktay YILDIRIM yakalanmışlardır.
İhbar eden Şevki YİĞİT, Mehmet DEMİRTAŞ'ın evinde oturan oğlu Ali YİĞİT’in yanında geçici olarak kalmakta iken tahta aramak için çatıya çıktığında sandık içinde bombaları gördüğünü, Ali YİĞİT’e sorduğunda "Bombalar dayımın komutanınındır, fazla karıştırma" dediğini, manav dükkânı kapanınca Trabzon'a döndüğünü, ilk etapta oğlunun başına da bir iş gelir düşüncesi ile ihbarda bulunmadığını, ancak maddi durumu iyi olmayan oğlunun kandırılıp bir olayda kullanılabileceği endişesi ile ihbarda bulunduğunu, daha sonra basında yer alması nedeni ile Ali YİĞİT’in bombaların sahibi olarak bahsettiği komutanın Mehmet DEMİRTAŞ'ın gaz istasyonuna gelip giden Oktay YILDIRIM olduğunu anladığını söylemiştir.
Ali YİĞİT, babası Şevki YİĞİT’in evin çatısında tesadüfen el bombası sandığı görerek kendisine söylediğini, ev sahibi olan dayısı Mehmet DEMİRTAŞ’ın bundan sonra kendisine “çatıda askeri bir sandık içinde el bombaları var, bu malzemelere bir şey olursa başınız belaya girer, kurtaramayız, kimseye bu konudan bahsetme seni de alırlar, bu evde sen oturuyorsun” diyerek bombaların 1,5 yıl kadar önce Oktay YILDIRIM tarafından getirildiğini söylediğini, korktuğu için ihbarda bulunamadığını, ancak bu sebeple evden taşındığını, ihbarı da babasının yapmış olabileceğini söyleyerek, askerliğinde Mehmet DEMİRTAŞ’ın komutanı olduğu söylenen Oktay YILDIRIM’ı bir dönem kendisinin de çalıştığı Mehmet DEMİRTAŞ’a ait LPG istasyonuna gelişlerinde tanıdığını, sonrasında Mehmet DEMİRTAŞ’a ait ancak kendisinin işlettiği manava zaman zaman Oktay YILDIRIM ve Mahmut ÖZTÜRK’ün Mehmet DEMİRTAŞ’ı görmeye geldiklerini, bu kişilerin manavda kendisine duyurmamaya çalışarak gizli konuşmalar yaptıklarını, Oktay YILDIRIM’ın manavda olduğu bir tarihte sonradan adını öğrendiği Muzaffer TEKİN’in siyah renkli bir Mercedes ile manavın önüne gelip durduğunu, dikkatlice manava bakmasından sonra uzaklaştığını, arkasından Oktay YILDIRIM’ın manavdan ayrılıp bir süre sonra Mahmut ÖZTÜRK ile birlikte sarı renkli Opel Corsa ile manava geldiğini, Danıştay saldırısında isimleri geçen bu kişileri televizyonda görerek Mehmet DEMİRTAŞ’a sorduğunu, onun da kendisine bu kişilerin devlet için çalıştıklarını, devletin her yerinde adamları olduğunu, bu yolla bilgi aldıkları için Muzaffer TEKİN’in Çavuşbaşı'ndaki evinde arama yapıldığı halde silahların bulunamadığını söylediğini beyan etmiştir.
Oktay YILDIRIM, Mehmet DEMİRTAŞ ve Ali YİĞİT ilk aşamada tutuklanmışlardır. Ali YİĞİT, tehtid edildip suçu üstlenmesinin istendiği iddiaları nedeni ile yeniden alınan ifadesinde özetle; Tutuklandığı gün Cezaevinde Oktay YILDIRIM’ın "…Ben burada kaldığım süre içerisinde, sen veya oğlunun, ailenin rahat yaşayabileceğinizi zannediyor musun? Onları öldürmek bana kalmaz, dışarıdakiler zaten o işi halledecekler…” sözleri ile kendisini tehdit ettiğini, “…babasının daha önce silah kaçakçılığı ile uğraştığı, bu bombaları da alıp satmak amacıyla orada bulundurduğu, emniyette verdiği ifadenin polisin vaatleri sonucunda olduğu, polisin bu konuda kendisine baskı yaparak ifadesini aldığı, ifadesinin doğru olmadığı…” içeriğindeki bir yazı vererek aynısını yazıp ezberlemesinin istendiğini, kendisine verilen bu yazıyı Cezaevi Müdürüne ilettiğini söylemiştir. Cezaevi idaresinden temin edilen bu yazıda Ali YİĞİT’ in ifadesinde geçtiği şekilde anlatımlar olduğu, kiriminal inceleme sonucu da yazının Mehmet DEMİRTAŞ’ a ait bulunduğu tespit edilmiştir.
Ali YİĞİT’ in ifadesi ve Muzaffer TEKİN’in basında yer alan Oktay YILDIRIM’ı savunmaya yönelik beyanları üzerine Muzaffer TEKİN ve Mahmut ÖZTÜRK yakalanmışlardır.
Oktay YILDIRIM’ın bilgisayar ve flaş belleğinde internetten aldığını söylediği Lobi isimli doküman bulunmuştur. Bu dokümanın giriş bölümünde “…Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren Ergenekon’a bağlı olarak “Sivil Unsurların” örgütlenmesi zorunluluğu kaçınılmaz bir gerçektir. Bu gerçekten hareketle hazırlanan ve “Lobi” adı verilen bu gizli örgütsel çalışmanın amaçları doğrultusunda şimdiye değin faaliyet gösterilmemiş olması, bize göre büyük bir talihsizliktir…” denmektedir.
Muzaffer TEKİN ’in işyerinde “Devletin yeniden yapılanması için öneriler (Master plan ön çalışması)” başlıklı doküman, Genelkurmay Başkanlığı bilgisayarlarında hazırlandığı anlaşılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı öncesi Kuvvet Komutanlarının kendi aralarında yapmış oldukları gizli toplantılara ait yazılar ve Muzaffer ŞENOCAK ile ilgili resim ve yazılar içeren CD, bilgisayarında da internetten aldığını söylediği Lobi isimli doküman bulunmuştur.
Devletin yeniden yapılanması için öneriler (Mastır plan ön çalışması) başlıklı bu dokümanın yapılanmanın temel felsefesi alt başlığında “…Planlama Yürütme Kurulu (PYK) üye sayısı (?) dir. Üye sayısı arttırılamaz. Üyeler değiştirilemez. Vefat halinde yeni üye oybirliği ile seçilir. Kabul töreninde ritüel uygulanır. İhanet ve ayrılmak ancak hakka teslimiyet ile olur. PYK’nun alt birimleri vardır. Alt Kurul (AK) başkan ve alt birim temsilcilerinden oluşur. Yapılanma sacayağı diyalogu şeklinde olur. Yani kendi alt birimleri 3 kişiden oluşan 21 temsilciden oluşur. Alt birimler uygun sayıda danışman ile çalışırlar. Her alt birimin kendi konularında fikir üreten 3 kişilik grupları vardır. Öneri halinde gelen fikirler temsilcileri aracılığı ile PYK’na sunulur. (?)+21 isimleri kesinlikle gizlidir ve deklare edilmez. Kod isim kullanırlar. Toplu seyahat etmezler. Toplantıları gizlidir…” ve sızma stratejileri geliştirmek alt başlığında “Yargı, Emniyet, Eğitim, Sağlık, İstihbarat, Ordu, Sivil yeraltı Örgütleri (Mafya), Sivil toplum örgütleri, Meslek odaları, Kooperatifler ve Birlikler, Medya, Camiler ve tarikatlara sızmak ve denetim mekanizmaları oluşturmak…” yazmaktadır.
Muzaffer TEKİN’in Devletin yeniden yapılanması için öneriler (Mastır plan ön çalışması) dokümanının, geçmiş dönemde Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM ile birlikte Ankara’daki Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi içindeki (Soruşturma aşamasında ölen) Kuddusi OKKIR tarafından bu hareketin İstanbul grubunu oluşturmak için hazırlanarak incelemesi için kendisine getirildiği, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK’ün de kendisinin tavsiyesine uyarak bu hareketten ayrıldığı ancak kendisi ile irtibatını koparmadığı şeklindeki beyanlarına göre Kuddusi OKKIR ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK yakalanmıştır.
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK’ten bir dönem çalıştığı Ulusal Kanal Haber Merkezinden aldığını söylediği Octobus (State Organized Crime) Mafia (La Cosa Nostra), Osmanlıdan günümüze masonik bilderberg çetesi siyonizm ve protokol finans odakları ve teknokratlar uluslara nasıl egemen oldu? başlıklı dokümanlar ve Lobi ve Devletin yeniden yapılanması için öneriler (Mastır plan ön çalışması-CD içerisinde) başlıklı dokümanlar ile gizli askeri belgeler ele geçmiştir.
Octobus (State organized crime) Mafia (La Cosa Nostra) başlıklı dokümanın bazı bölümlerinde “…bu çalışma ulusal ve uluslar arası entrika labirentlerinde çıkarları doğrultusunda diledikleri gibi at koşturan narko/ekonomik/politik prensiplere sırtını yaslamış kamuoyunda mafia tanımlaması ile anılan state-organized-crime (devletçe örgütlenmiş) güç odaklarının reorganizasyonu için hazırlanmıştır… , …Türk mafiasının çökertilmesi yok edilmesi yerine mafianın reorganize edilmesinin getireceği yararlar küçümsenebilecek veya vazgeçilebilecek ölçekte değildir… , …önce yapılması gereken bir zamanlar Pentagon’un yaptığı gibi Türk Genel Kurmayının denetiminde yepyeni bir mafia örgütlenmesinin gerçekleştirilmesidir, Türkiye’de mafianın yeniden yapılandırılabilmesi mutlaka askeri bir gelişim olarak ele alınmalıdır… , …Türkiye’de istihbarat birimlerince kurulan tüm örgütler başarısız kalmıştır… , …Türkiye’de yapılması gerekli ve zorunlu olan doğrudan Genel Kurmay’a bağlı sivil bir kurul tarafından oluşturulacak mafia yapılandırılmasıdır…” yazılarının bulunduğu görülmüştür.
Kuddusi OKKIR’ın bilgisayarında Devletin yeniden yapılanması için öneriler (Mastır plan ön çalışması) dokümanının yanı sıra Danıştay saldırısı ve Atabeyler davası olarak bilinen olaylar ile kişilerin özel yaşamına ilişkin istihbari mahiyette bilgi ve belgeler bulunmuş, bunların bir örgüt faaliyeti içerisinde Ayşe Asuman ÖZDEMİR tarafından derlenip Gazi GÜDER’e, onun tarafından da Kuddusi OKKIR’a iletildiği belirlenmiş, Gazi GÜDER, Ayşe Asuman ÖZDEMİR ve bağlantılı olduğu anlaşılan Halil Behiç GÜRCİHAN yakalanmıştır.
Halil Behiç GÜRCİHAN’ın bilgisayarında, kapsamlı bir istihbarat çalışması ile oluşturulabilecek şekilde 366 milletvekilinin bazılarının “…sadakati tam, yakından izlenen milletvekillerinden, siyasi dalgalanmalardan etkilenebilir, profili AKP’nin en önemli negatiflerinden, Kürtçülüğü ile gündemde, Recep Tayip Erdoğan’ı ilk terk edecek milletvekillerinden, bir anda parti değiştirebilir, ABD, İngiltere ve İsrail’in etki alanında, AKP ve Recep Tayip Erdoğan’a sadık ancak provokasyonlara açık, dikkatle izlenmeli, AKP’ye yönelik operasyonlarda kullanılabilir, özellikle enformatik provokasyonlara açık, AKP içindeki hareketlenmelerde rol alabilir, siyasi sadakati konjonktüre tabidir, siyasi operasyonlara katılabilir, gemiyi terk edecek gerekçeler üretebilir, etnikçilik yapabilir, dezenformasyona açık, sadakati asgari ölçülerde, İsrail’in etkisinde ancak direkt teması yok, İngiliz ve ABD takibi altında, RTE’ ye küs Abdullah Gül ekibinde, takip dışı…” ve benzeri yazılarla sınıflandırıldığı bir liste bulunmuştur. Halil Behiç GÜRCİHAN bu listenin içinde bulunduğu bilgisayarı bir dönem başkan yardımcılığını yaptığı SESAR isimli şirketten olan alacağına karşılık aldığını söylemiştir.
Yine Muzaffer TEKİN’in, içerisinde gizli askeri bilgiler bulunan CD nin eski bir polis aracılığı ile Mete YALAZANGİL tarafından kendisine getirdiğine ilişkin beyanına ve CD içeriğindeki bilgilere göre Aydın YÜKSEK ve Muzaffer ŞENOCAK yakalanmışlardır.
Aydın YÜKSEK ve Muzaffer ŞENOCAK’tan, Muzaffer TEKİN’den de elde edilen Genelkurmay Başkanlığı bilgisayarlarında hazırlandığı anlaşılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı öncesi Kuvvet Komutanlarının kendi aralarında yapmış oldukları gizli toplantılara ait yazıları içerir CD ele geçirilmiştir. Muzaffer ŞENOCAK’tan ayrıca frekans bozucu jammer cihazı ile kimyasal maddeler, dinamit lokumu parçası, 1,5 voltluk AA ebadında kalem pil, 13 cm fitil, ele geçirilmiş, aldırılan ekspertiz raporunda özetle “…bulunan maddelerin belli bir düzenek içerisinde bir araya getirilerek el yapısı bir bomba yapılabileceği …” belirtilmiştir.
Muzaffer ŞENOCAK’ın, gizli askeri bilgileri bir dönem Ankara’daki bir özel güvenlik şirketinde birlikte oldukları Şamil ismi ile bildiği Emekli Binbaşı Fikret EMEK’in bilgisayarından kopyaladığını, bu bilgilerin Aydın YÜKSEK’e kendisinden geçtiğini söylemesi üzerine Fikret EMEK yakalanmıştır.
Fikret EMEK’in annesine ait Eskişehir’deki evde; Kalashnikov marka otomatik silah, Kanas marka silah ve dürbünü, 7,65 mm. çapında Lama marka tabanca ve susturucu, el yapımı kesik eski tüfek, çeşitli çap ve markalarda bol miktarda fişek, 12 adet savunma ve taarruz tipi el bombası, 11 kg. C-3 (27,5 libre) plastik patlayıcı, 210 gr. 12 adet TNT kağıdına sarılı vaziyette malzeme, 6 adet yabancı menşeli 1’er librelik TNT , 3 adet 1’er librelik TNT, 1360 gr. tahrip kalıbı, 17 cm. imha kiti, 13 cm imha kiti, kendisine ait Ankara’daki evde de yapılan aramada da muhtelif gizli askeri belgeler ele geçirilmiştir.
Oktay YILDIRIM’da ele geçirilen dokümanlarda ve Kuddusi OKKIR’ın beyanlarında KMT olarak ifade edilen kuruluşun Ergenekon örgütünün legal kurumu olarak nitelenen Kuvva-i Milliye Teşkilatı (Derneği) olduğunun anlaşılması üzerine İstanbul İl Başkanlığını Oktay YILDIRIM’ın yaptığı merkezi Ankara’da bulunan Kuvva-i Milliye Derneğinin genel başkanı Bekir ÖZTÜRK yakalanmıştır.
Kuvva-i Milliye Derneğinin Ankara’daki genel merkezinde yapılan aramada Bekir ÖZTÜRK’e ait bilgisayarda Fuat ERMİŞ/SESAR imzalı Recep Tayyip ERDOĞAN veya AKP’den her hangi birinin Cumhurbaşkanı olması durumunda 1. Şok suikast Fener Patriği Bartholomeos’ un öldürülmesi, 2. Şok suikast Ermeni Patriği Mutayfan’ ın öldürülmesi, 3. Şok suikast İshak ALATON’un öldürülmesi konularını içerir yazı bulunmuştur.
Bu yazıyı SESAR isimli şirket ve internet sitesi sahibi İsmail YILDIZ’ın yazıp kendi sitesinde yayınladığı, Kuvva-i Milliye Derneği üyesi olan Fuat ERMİŞ’in de bu yazıyı kendi imzası ve Bekir ÖZTÜRK’ün onayı ile kuvvaimilliye.net.com isimli internet sitesinde yayınlandığı anlaşılmış, bu tespitler üzerine Tuğrul DERME, İsmail YILDIZ ve Fuat ERMİŞ yakalanmışlardır.
İsmail YILDIZ’dan yukarıda da anlatılan milletvekilleri hakkındaki istihbari içerikli yazı, Ergenekon’un istihbarat yapılanması içerikli belge, şema ile illegal olduğu anlaşılan istihbari raporlar ele geçirilmiş, bilgisayarında da birçok çok gizli belge bulunduğu tespit edilmiştir.
Tuğrul DERME’ nin bilgisayarında GYP, GTA Hareketi olarak isimlendirilen illegal gençlik oluşumlarının kurulmasına ve faaliyetlerinin düzenlenmesine ilişkin yazılar bulunmuştur.
İsmail YILDIZ’ın ifadesi ve aramalarda elde edilen diğer delillere göre Kemal ŞAHİN, M. Murat Yücel Ferudun Refik NUHOĞLU yakalanmışlardır.
Halil Behiç GÜRCİHAN’ın bilgisayarında Ergün POYRAZ’ a ait olup, yayınlanmadan önce Halil Behiç GÜRCİHAN’ a verildiği anlaşılan word formatında yazılar bulunduğunun tespit edilmesi ve diğer şüphelilerden ele geçirilen delillerin incelenmesi sonucu Ergün POYRAZ’ın da bu oluşumun içinde olduğu, yakın ilişki kurduğu asker kişilerden elde ettiği gizli bilgi ve belgeleri diğer şüphelilere aktararak örgütün hareket ve stratejisinin oluşumuna katkı sağladığı anlaşılmıştır.
Ergün POYRAZ’dan içerisinde Kara Kuvvetleri Komutanlığının istihbarat çalışmalarına, askeri gizli iç yazışmalara, Batı Çalışma Grubu (BÇG) tarafından hazırlanan raporlara, birçok kamu kurumunun çalışmalarına ilişkin gizli belgeler ile birçok kamu görevlisi, milletvekili, bakan ve başbakanlara ait fişleme bilgileri içeren istihbari mahiyette yazı ve notların bulunduğu CD ler ele geçirilmiştir. CD ler içerisindeki gizli askeri bilgileri içeren birçok word belgesinin ise Genel Kurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığına ait bilgisayarlarda hazırlandıkları tespit edilmiştir.
Muzaffer TEKİN ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK’ün beyanları ve elde edilen diğer delillere göre, bu kişiler ile bağlantılı faaliyette bulundukları anlaşılan İsmail EKSİK, Rafet ARSLAN, Zeki Yurdakul ÇAĞMAN, Mete YALAZANGİL, Saipir DEBZLELVİDZE ve Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU yakalanmışlardır.
Bu aşamada geçmişte konu ile ilgili bir çalışma yapılıp yapılmadığı İstanbul Emniyet Müdürlüğüne sorulmuş, alınan cevapta 2001 yılında başka bir suç nedeni ile Organize Suçlarla Mücadele Şubesi Müdürlüğünce gözaltına alınan Tuncay GÜNEY’den Ergenekon, Lobi ve aşağıda anlatılacak olan birçok doküman ele geçirildiği bildirilmiştir.
Dokümanlarda devletin Ergenekon örgütünce yönetilmesinin temini için yapılanma ve yayılma planları yapıldığı, dokümanların örgüt tarafından kabul edilmesinden sonra uygulamaya konduğu anlaşılmıştır. Alınan mahkeme kararları ile soruşturma derinleştirilmiş, toplanan delillerden örgütün yeniden yapılanmasını gerçekleştirip faaliyetlerini sürdürdüğü anlaşılmış, örgüt bağlantısı olduğu yönünde kuvvetli şüphe doğuran delillerin elde edilmesinden sonra Veli KÜÇÜK ve arkadaşlarının örgütsel bağlantılarının deşifresi yönünde çalışmalara başlanmıştır. Devam eden soruşturmada örgütsel yapının geniş bir alana yayıldığı, örgütün aldığı kararlar çerçevesinde örgüt tabanını genişletmek, örgüt amacına hizmet edecek legal ve illegal eylemlerde istihdam etmek ve istihbarat sağlamak amacı ile birçok dernek ve platform kurulduğu anlaşılmış, Kuvayı Milliye l919 Derneğinin de bu amaçla kurularak faaliyetlerini sürdürdüğü tespit edilmiştir.
Toplanan tüm delillere göre Veli KÜÇÜK, Sami HOŞTAN, Ali YASAK, Güler KÖMÜRCÜ, Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ, Ümit OĞUZTAN, Mehmet Fikri KARADAĞ, Abdullah ARAPOĞULLARI, Erdal İRTEM, Hüseyin Gazi OĞUZ, Kahraman ŞAHİN, Erkut ERSOY, Recep Gökhan SİPAHİOĞLU, Oğuz Alparslan ABDÜLKADİR, Raif GÖRÜM, Hüseyin GÖRÜM, Yaşar ARSLANKÖYLÜ, Tanju OKAN, Muhammet YÜCE, Coşkun ÇALIK, İhsan GÖKTAŞ, Atilla AKSU ve Asim DEMİR ile daha sonra Ali KUTLU ve Murat ÇAĞLAR yakalanmış, cezaevinde bulunan Selim AKKURT’un da talimat yolu ile ifadesi aldırılmıştır.
Veli KÜÇÜK’ ten Ergenekon dokümanının orijinal sureti, örgütün yapılanmasına ilişkin Tuncay GÜNEY’den elde edilen dokümanların orijinal metinleri ile Tuncay GÜNEY’ den elde edilenler arasında bulunmayan örgüte ait birçok doküman ele geçirilmiştir.
Sevgi ERENEROL’un basın sözcüsü olduğu ve gizli örgüt toplantıların yapıldığı anlaşılan Türk Ortodoks Kilisesinde yapılan aramada içerisinde “Derin Ergenekon” başlıklı doküman ve üniversite öğretim görevlilerinin fişlendiği “Selçuk” isimli word belgesi bulunan CD’ ler ele geçirilmiştir.
Derin Ergenekon başlıklı dokümanda “…Ergenekon’un gizli yapılanmasından, gizlilik gereği bazı şeylerin açıklanmaması gerekliliğinden, Özel Kuvvetler Komutanlığının Eergenekon’un göz bebeği olduğundan, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’ün dahi bu örgütün tarikatvari yapısı içerisinde olduğundan, ancak bunun henüz açıklanması zamanı gelmediğinden…” bahsedildiği görülmüştür.
Ümit OĞUZTAN’ dan elde edilen disketler içerisinde Veli KÜÇÜK’ten ele geçirilen dokümanlardan bazıları ve daha önce diğer şüphelilerden elde edilemeyen birçok farklı örgütsel içerikli doküman ve yazışma word belgesi olarak bulunmuştur.
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK’ ün kendisinden ele geçen bir kısım örgüt dokümanını İşçi Partisi’ne danışmanlık yaptığı dönemde Ulusal Kanal’dan aldığını beyan etmesi, Veli KÜÇÜK’ten ele geçen “Fabrikatör” isimli dokümanda Doğu PERİNÇEK ve grubunun ayrıntılı analizinin yapılmış olması, Veli KÜÇÜK ve Ümit OĞUZTAN’dan elde edilen “Ulusal Medya 2001” isimli dokümanda Cumhuriyet Gazetesinin örgüt tarafından reorganizasyonu çalışmalarından, bu konudaki görüşmelerden bahsedilmesi ve Tuncay GÜNEY’in 2001 yılında kendisi ile yapılan mülakatta bu bağlantıları açıklar mahiyetteki beyanları üzerine Doğu PERİNÇEK ve grubu ile İlhan SELÇUK’un da örgütle bağlantılarının araştırılması amacı ile adı geçen kişiler alınan Mahkeme kararları uyarınca teknik takibe alınmıştır.
Çanakkale Cumhuriyet başsavcılığının proje aşamasındaki bir soruşturmasında yapılan teknik takiplerde kendisini Türk İntikam Tugayı (TİT) Ergenekon örgütü üyesi olarak tanıtan Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU’nun, Veli KÜÇÜK’ün tutuklanması üzerine Veli KÜÇÜK’ten aldığı talimat gereği Ergenekon operasyonuna misilleme olarak Başbakan veya Emniyet İstihbarat Daire Başkanının öldürülmesi için silah ve tetikçi temin etmeye çalıştığı yönünde görüşmeler yaptığı bilgisinin alınması üzerine, Çanakkale Cumhuriyet başsavcılığının soruşturması bu soruşturma ile birleştirilmiş, olası bir suikastın önlenmesi için Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU yakalanmış, bilgisayarında söz konusu suikast planlarından bahsedilen elektronik postalar bulunduğu tespit edilmiştir.
Devam eden teknik takip çalışmalarında örgüt bağlantıları tespit edilen Emin GÜRSES, Habip Ümit SAYIN, Orhan TUNÇ, Vedat YENERER, Muammer KARABULUT, Hayrettin ERTEKİN ve Abdulmuttalip TONÇER yakalanmışlardır.
Yapılan teknik takip ve soruşturma kapsamında elde edilen diğer bilgi ve belgelerden örgütün üst düzeyinde oldukları anlaşılan İlhan SELÇUK, Doğu PERİNÇEK ve Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU ile bu kişiler ile bağlantılı oldukları anlaşılan Mehmet Adnan AKFIRAT, Ferid İLSEVER, İbrahim BENLİ, Serhan BOLLUK ve Yusuf BERİŞİK yakalanmışlardır. Ayrıca teknik takipte olmamakla birlikte İşçi Partisi binasında yatıp kalktıkları yerde ruhsatsız tabanca bulunduran Mahir Çayan GÜNGÖR, Aydın GERGİN ve Yusuf TUNCER’de silahları ile yakalanmışlardır.
Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU’nda bulunan Kuvayi Milliyeci Aydınlar Hareketi başlıklı dokümanın bazı bölümlerinde özetle “…mütakere hükümeti olarak belirtilen mevcut hükümetin eğitim sistemini çökertmek ve yerine medrese yapısını getirmek için kadrolaşma yaptığı, Türkiye Cumhuriyetinin tüm yapılarının kaybedilmek üzere olduğu, Türkiye Cumhuriyetinin ana niteliklerini tekrar kazanması için Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk Genelkurmayı ile koordine içinde örgütlenilmesi, ülkenin iç ve dış düşmanlara karşı korunması, yitirilmekte olan bağımsızlığın tekrar kazanılması gerektiği, mütareke hükümetinin bir ordusunun bulunmadığı, Amerikan ordusu ile işbirliği içinde olduğu, bu nedenlerden dolayı filizlenerek çoğalacağına inanılan bir Kuvayi Milliye hareketinin başlatılmak istendiği, biraz daha geç kalınması halinde ülkenin daha da kötü bir hal olacağı, Kuvayi Milliye hareketinin temel hedefinin ulusalcı tüm güçleri kısa sürede bir çatı altında toplamak olduğu, bu amaçla en küçük birimler olan ve periyodik toplantılar yapan 8–10 kişilik çalışma grupları ile işe başlamak gerektiği, bu çalışma gruplarının hedeflerinin ve aktivitelerinin ulusalcı pek çok konuda fikirsel platformda çalışma yapmak ve zincirin halkalarını arttırmak olduğu, bu konuda ADD gibi sivil toplum kuruluşlarıyla direkt ve güçlü koordinasyonun şart olduğu…” yazılıdır.
İşçi Partisi, Ulusal Kanal ve Aydınlık Dergisinin Ankara ve İstanbul binalarında yapılan aramalarda basılı şekilde ve dijital veriler içerisinde örgüt dokümanları ile birçok gizli belgeler ele geçirilmiştir. Bunlardan birkaçı aşağıda özetlenmiştir.
“Yargı - Nusret SENEM” isimli klasör içinde Yargıtay binasının ayrıntılı krokisi ve krokinin açılımının tarif edilip Yargıtay binasının ana giriş çıkış, güvenlik ve aydınlatma zafiyetleriyle güvenlik kameralarının bulunduğu noktalar ve güvenlik zafiyetlerinin ayrıntılı olarak anlatıldığı, Yüksek yargıda görev yapan birçok hâkim ve Cumhuriyet savcısının siyasî, felsefî veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine, hukuka aykırı olarak ahlâkî eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgilerinin kişisel veri olarak kayıt edildiği metin belgelerinin bulunduğu CD,
“İzmir’den Hayati ÖZCAN’ dan gelen” isimli klasör içinde Ege Ordu Komutanlığı’nca hazırlanan muhasebe kayıt ve harcamaları ile bunların dışında birçok askeri gizli bilgi ve belge bulunan CD,
“Hikmet ÇİÇEK’e ulaşanlar” isimli klasör içinde Genelkurmay Başkanlığı iç istihbarat ve Genelkurmay Başkanlığı İç Güvenlik Daire Başkanlığı raporları, Kara Kuvvetleri Komutanı olduğu döneme ilişkin Yaşar BÜYÜKANIT’a ait koruma planı ile birçok gizli belge bulunan CD,
“A.Gül. Eminağaoğlu hazırladı” başlıklı dosya ile, Ergün POYRAZ’ın Jandarma üst düzey görevlilerinden yaptığı işlere karşılık para aldığına ilişkin tutanaklar, örgüt dokümanları, Ergenekon yapılanmasına ilişkin şema, Fırat Üniversitesinde görevli bazı öğretim üyelerinin siyasî, felsefî veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine, hukuka aykırı olarak ahlâkî eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgilerinin kişisel veri olarak kayıt edildiği metin belgelerinin bulunduğu CD ele geçirilmiştir.
İşçi Partisi Genel Merkez binasında üzerinde “Çok gizli kopya” yazılı İşçi Partisi Karargâh Evlerinin anlatıldığı bir belge bulunmuştur. Belgede özetle İşçi Partisinin Türk Silahlı Kuvvetlerinde gizlice örgütlendiği belirtilerek, örgütlenmenin ne şekilde yapıldığı, bağlantı kurulan asker kişilerin lojmanlarında patlayıcı madde bulunduğu anlatılıp, yapılanmadaki kişilerin isim ve telefon numaralarının yazıldığı görülmüştür. Bu belge Milli İstihbarat Teşkilatına sorulmuş, alınan cevapta belgenin Mit Müsteşarlığı tarafından hazırlandığı, elde edilen belgenin Genelkurmay Başkanlığına sunulan nüshanın sureti olduğu” bildirilmiştir. Elde edilen bu CD’ ler ve soruşturma kapsamında elde edilen diğer delillere göre CD’lerde ismi yazan Nusret SENEM, Hikmet ÇİÇEK ve Hayati ÖZCAN’ın örgütle bağlantılı oldukları yönünde şüphe oluştuğundan adı geçen kişiler yakalanmıştır.
Hayati ÖZCAN’ın İzmir’deki işyeri ve ikametinden elde edilen CD içerinde, İzmir Şirinyer’de bulunan NATO müttefik kuvvetlerine yapılacak olası bir sabotaja ilişkin oldukça ayrıntılı plan, kroki, bilgi ve resimler bulunmuştur.
Ele geçen “Mafia” başlıklı örgüt dokümanında gösterilen “…bu çalışma ulusal ve uluslar arası entrika labirentlerinde çıkarları doğrultusunda diledikleri gibi at koşturan narko/ekonomik/politik prensiplere sırtını yaslamış kamuoyunda mafia tanımlaması ile anılan state-organized-crime (devletçe örgütlenmiş) güç odaklarının reorganizasyonu için hazırlanmıştır… , …Türk mafiasının çökertilmesi yok edilmesi yerine mafianın reorganize edilmesinin getireceği yararlar küçümsenebilecek veya vazgeçilebilecek ölçekte değildir…” şeklindeki örgüt amacına uygun olarak Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN ve Mehmet Fikri KARADAĞ aracılıkları ile kendileri ile bağlantı kurulduğu anlaşılan, organize suç örgütü liderleri olduklarından bahisle tutuklu olarak yargılanan Sedat PEKER ve Semih Tufan GÜLALTAY’ın ifadeleri alınmıştır.
Son olarak CMK 48 maddesi uyarınca tanık olarak dinlenilen Cumhuriyet Gazetesi ve Danıştay saldırısı olaylarının hükmen tutuklu sanığı Osman YILDIRIM’ın, Cumhuriyet Gazetesine atılan bombaların Muzaffer TEKİN tarafından verildiği toplantıda olup, Muzaffer TEKİN’in talimatı ile bombaları bir odadan diğerine getirdiği şeklindeki ifade ve fotoğraf teşhisi ile bu kişinin daha önce Muzaffer TEKİN ile aynı ortamda fotoğraflarının bulunduğunun tespiti üzerine Rasim GÖRÜM yakalanmıştır.
Dostları ilə paylaş: |