46-Şüpheli Eren MUMCU a-Savunmaları Savcılık beyanı:
İzmir Maltepe Askeri Lisesinde ve Kara Harp Okulunda okuduğunu daha sonra Tuzla Piyade Okulunu bitirip Hakkari’ye tayin olduğunu, şüphelilerden Kemal AYDIN, Neriman AYDIN, Durmuş Ali ÖZOĞLU, Mehmet Ali ÇELEBİ, Noyan ÇALIKUŞU, Hasan Hüseyin UÇAR, Önder KOÇ ve Yaşar TOZKOPARAN’ı tanıdığını diğerlerini tanımadığını, Ergenekon Silahlı Terör Örgütüdokümanı ve Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki yapılanması hakkında bilgisi olmadığını, Kemal AYDIN ile Ankara’da Buluş Kıraathanesinde Noyan ÇALIKUŞU ile otururken tanıştıklarını, Neriman AYDIN’ın onun kardeşi olduğunu, bir defa evlerine gündüz vakti yemeğe gittiklerini, bir daha telefonda bayram ve kandillerde görüştüğünü, Ali Bey diye kitap fuarında tanıştığı kişinin Durmuş Ali ÖZOĞLU olabileceğini simaen tanıdığını konuşmadıklarını, Kuvayı Milliye Derneğini haberlerden duyduğunu Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun irtibatını bilmediğini, Kemal ve Neriman AYDIN’ın evine bir kez gittiğinde güncel konulardan bahsettiklerini, Neriman AYDIN’ın evinde ele geçirilip Neriman’ın evlerine gelip giden askeri öğrencilere ait olduğunu içeriğini bilmediğini beyan ettiği listeyi bilmediğini ve kendisinin hazırlamadığını, Neriman AYDIN’a “teyze” demesinin kendisinden yaşlı olmasından kaynaklandığını, Kemal ve Neriman AYDIN’a herkese söylediği kura yeri gibi genel konular dışında bir bilgi vermediğini, normalde hafta sonları Ankara’ya kız arkadaşının yanına gittiğini, hafta sonu hatırlayamadığı bir görev olduğundan gitmemiş olabileceğini, kuradan sonraki iki haftalık mehil izninde bir haftalığına Ankara’da kursta olacağı için Kemal’in bir hafta boyunca görüşebileceklerini söylediğini, Kemal AYDIN’la 2-3 defa Buluş Kıraathanesinde görüştüklerini sohbet ettiklerini, organik bir bağı olmadığını kendisini herhangi bir konuda yönlendirmediğini, Noyan ÇALIKUŞU’nun Neriman’ın evinde arama yapılırken not defterlerinin güvende olduğunu söylemesinin nedenini ve Kemal AYDIN’ın evine gelen jandarma astsubay meselesini bilmediğini, Noyan’ı rahatlatmak için “Değerli, çok değerli birine gittiğini ondan bilgi alıp Noyan’a getireceğini” söylediğini aslında öyle birinin ve ondan alacağı bir bilginin olmadığını, rehabilitasyon kelimesini Noyan’ı rahatlatmak için söylediğini, görüşmesinde geçen “şey de var, diğer paşamızın da şeyi var işte avukatlık mavukatlık muhabbeti var ya” şeklindeki konuşmasında söz ettiği paşaların Şener Eruygur ve Hurşit Tolon Paşalar olduğunu ve avukatları olduğu kendilerini savunabileceklerini düşündüğü için öyle söylediğini, Kemal ve Neriman AYDIN’ın ne tür bağlantılar içinde olduğunu bilmediğini, görüşmesinde geçen Köksal doktor diye birinin olmadığını bunu da yine Noyan’ı rahatlatmak için söylediğini, Noyan’ın konuşmasında “ bizim tayfa” diye sözettiği şahısların kimler olduğunu bilmediğini kendi okul arkadaşları olabileceğini, telefon fihristinde adı geçen Hamza DEMİR adlı şahsı tanımadığını bu ismi telefonuna Noyan’ın kaydetmiş olabileceğini, Noyan’ın “Haricilerin yanında mı” diye sorduğu haricilerin sivil elbiseler olduğunu, “Yeminlerimizi bu günler için yaptık” derken neyi kastettiğini bilmediğini, Mehmet Ali ÇELEBİ’nin telefonla görüşmekten çekinmesine neyin neden olduğunu ve neden yan yana gelince konuşmayı tercih ettiğini bilmediğini, telefon görüşmesinde Noyan ÇALIKUŞU’na Ergenekon Silahlı Terör Örgütüile ilgili gündemdeki gelişmeleri o zaman görevde olduğundan görsel ve yazılı basını takip edemediği için sorduğunu, yine Noyan’ın “Yargıtay satışı koydu” derken neyi kastettiğini bilmediğini belki Yargıtay’ın bu konuyla ilgili bir kararı olabileceğini, Kemal AYDIN’ı tanıdığı ve tanıdığı kadarıyla böyle bir suçu işlemiş olabileceğini düşünmediği için mahkemelerini takip ettiğini, cep telefonu fihristinde adı ve telefon numarası geçen Ercüment Ovalı adlı şahısla tanışmadığını kız kardeşinin rahatsızlığı nedeniyle Noyan’ın Kemal Bey vasıtasıyla bu doktorun numarasını verdiğini ancak rahatsızlığı başka türlü hallettikleri için aramaya gerek kalmadığını, Kemal AYDIN ve Neriman AYDIN ile örgütsel bir irtibatı olmadığını sadece aile dostu ve yaşlı insanlar olması nedeniyle Noyan ÇALIKUŞU sayesinde tanıdığını, Mehmet Ali ÇELEBİ’nin abisinin derin devlet ile ilgili kendisini uyardığından görüşmesinden haberdar olmadığını beyan etmiştir.
Sorgu beyanı:
Suçlamayı kabul etmediğini, Kemal AYDIN ve Neriman AYDIN ile Noyan vasıtasıyla 2006 yılının sonunda Buluş Kıraathanesinde tanıştığını, orada tarihten sohbetler yaptığını kendilerinin de dinlediğini, daha sonra tarihe çok meraklı olduğu için Kemal AYDIN ve Neriman AYDIN’ın evine iki kez gittiğini, birinci kez Noyan ile birlikte gidip yemek yediklerini, ikincisinde de teyze oğlu ile birlikte gittiklerini, her iki gidişlerinde de Kemal AYDIN ile sohbet etme imkânı olmadığını, şüphelilerden Noyan ÇALIKUŞU, Mehmet Ali ÇELEBİ, Hasan Hüseyin UÇAR, Önder KOÇ ve Yaşar TOZKOPARAN’ı tanıdığını diğer şüphelileri tanımadığını, Doğu PERİNÇEK’i internetteki bilgilerden tanıdığını, Kuddisi OKKIR’ı tanımadığını, bu şahıslarda ele geçirilen dokümanlardaki Türk Silahlı Kuvvetlerine sızma ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde yapılanma faaliyetleri ile ilgili bilgisi olmadığını, Durmuş Ali ÖZOĞLU’nu tanımadığını, Noyan ile bir kitap fuarına gittiklerinde orada Ali Bey diye biri ile tanıştıklarını, bu şahsın Durmuş Ali ÖZOĞLU olup olmadığını bilmediğini, Merkezi Kadıköy’de bulunan Kuvayı Milliye Derneği ile bir ilgisi olmadığını, Neriman AYDIN, Kemal AYDIN, Mehmet Ali ÇELEBİ ve Noyan ÇALIKUŞU ile yapmış olduğu telefon görüşmelerinin doğru olduğunu, Mehmet Ali ÇELEBİ, Noyan ÇALIKUŞU, Önder KOÇ, Hasan Hüseyin UÇAR ile devre arkadaşı olduklarını Hamza DEMİR i tanımadığını, Noyan veya Kemal AYDIN’ın onun numarasını kendisine vermiş olabileceğini, Ergenekon Silahlı Terör ÖrgütüTerör Örgütü ile uzaktan yakından bir ilgisi olmadığını beyan etmiştir.
b-Elde Edilen Dokümanlar:
Diğer Şüphelilerde ele geçen dokümanlar:
Şüpheli Neriman AYDIN’ın Ankara İli Çankaya İlçesi Birlik Mahallesi 14. Sokak No:7 sayılı adresinde yapılan aramada ele geçirilen dokümanların yapılan incelemesinde;
-(3) adet yazar ismi olmayan kitaplar incelendiğinde, “HİZB-UT TAHRİR TERÖR ÖRGÜTÜ ile ilgili yayınlanan kitaplar” örgütsel dokümanlar olduğu,
-(1) adet not kağıdı üzerinde; “*Özgür Ş… (12.Bölük) Bölüğe III. Sınıfta katıldığında 117 puanı varmış, Jandarma Özel Harekat olmak istiyormuş. Takım Komutanı Üstgm. …… seni bu okuldan atacağım ifadesini kullamış, -40 puanla Nisan ayında atılmış” “Nusret M… (4 üncü bölük) 2006-2007 eğitim-öğretim yılında kasıtlı olarak disiplin puanı düşürülmüş” “*Necdet Y…(19. bölük) Babası Cumhuriyet gazetesinde yazılar yazmış, 19 uncu bölükse (Ali Ç…) bu yılbaşından itibaren disiplin puanı düşürülmeye başlanmış” “Aykut Ö…(19. bölük)” “+Atılanlar” yazdığı, arka kısmında ise “*Emrah E… Disiplin puanı -30, kredisi 3.400, asker olmak subay olmak isteyen bir Harbiyeli, kısaca hayata askerlikle tutunduğu ifade ediyor, 9 uncu Bölük” “*Önay M.. Kredisi 3.500 civarında, Beden eğitimi ve spordan askeri eğitim sınavlarından sorunu yok, Harp okulunu kaldıramayacak biri değil. 9 uncu Bölük” “*Kur. Yzb. ….’in bölüğündeki 2006-2007 eğitim-öğretim yılında birinci sınıf kısmı, yıla 29 mevcutla başlamış, şu anda söz konusu kısmın mevcudu 20’dir. Yukarıda ismi geçen Emrah E… ve Onay M.. da aynı bölüktedir” “*Barışcan Ş…, Erdem G…(9. bölük), Baha C… (15. bölük), Bayram Burak G… (gönderilen)” yazan doküman olduğu,
-(1) adet not kağıdı üzerinde, “Hizbut Tahrir –Süleyman, -ulus kiler karşısı girişindeki Türksel Telefoncu Rıza arkadaşı, Keçiören senatoryum konuşma yeri, her hafta toplantı yapılıyor, ayda bir büyük toplantı, aşama aşama hazırlık, “Senin bu kitaba geçmen için 6 ayın var” “Bu iş için hiçbirşey talep etmeyen hocalarımız var” CDler kalabalık ortamda izleyin” Telefonda kayıtları sayı olarak yapıyorlar 11 numara 7 numara gibi” yazan doküman olduğu,
-(1) sayfa, 25.12.2007 22:33 gönderi tarihinde Mehmet Ali ÇELEBİ’nin Neriman AYDIN’ a gönderdiği mail de; Neriman teyze bunun üzerine ayrılma dilekçesi vermiş babası sanırım iptal ettirmiş belli değil. Emre’nin bölük komutanı ile Emre komutanım bana “seslerini yükselttiler saygısızlık yaptılar alt sınıflarım” demiş, Bölük komutanı “bu normal sen de bana yükseltebilirsin” diye karşılık vermiş. Yani göndermeyi kafalarına koymuşlar. Bir bölük komutanı böyle saçma konuşamaz tabi maksatlı değilse. Savunmasına şikayet edenlerin yalanlarını ispatlayacak şeyler yazması kar etmemiş Emre’nin” yazan bilgisayar çıktısı doküman olduğu,
-(1) sayfa 09.08.2006 11.59 gönderi tarihinde Neriman AYDIN’ ın Zübeyde A.’e gönderdiği mailde, ülkeyi yönetenlerin Türk olmadığından bahsederek tehlikeden Türk milletini haberdar edilmesi gerektiğinden bahsettikten sonra “… önderimiz konumundaki insan Kemal AYDIN bey her an bizlere şunu söylemektedir…” yazan bilgisayar çıktısı doküman olduğu,
-(1) sayfa A4 kağıdı üzerine el yazısı ile askeri öğrenci oldukları değerlendirilen (23) kişinin sabit ve cep telefonlarının yazılı bulunduğu ve sonunda denize gidenler İ. G.G., B.D. yazılı doküman olduğu,
“emreçelebi.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; “Harbiye ruhunu Harbıyede gecırdıgım 4 yıl boyunca goremedım ..”“Harbıyelılerın MUSTAFA KEMAL'den sonra örnek alabilecek en yakın unsuru bence bölük komutanının davranışlarıdır. Şu zamana kadar benım ornek alabilecegim komutanım olmadı. sebebi ise bölük komutanlarının harp okuluna gonderılırken kısılıklerınden cok alaverelerle yaptıkları karıyerlerı olmasıdır..” “Her gelen komutan (okul k.) Harp Okulundakı sıstemde degıssıklık yapıyor. Dolayısıyla Harbıyelıler neyın dogru neyın yanlıs oldugunu degerlendıremıyor. Yaptıklarınıda inanarak degıl yapmak için yapıyorlar.” şeklinde beyanlarının yer aldığı,
“mali.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; “…Hepimiz Kemaliz Hepimiz Türküz yürüyüş kararı izne tabidir. Normal olan Türk diline saygı neredeyse takdir konusu halini almıştır. Üst rütbedeki birçok komutan Atatürk adını ağzına almamaktadırlar… Askeri eğitim birçoğu kalıplaşmış, zamanı geçmiş, günümüzün ihtiyaçlarından uzak programlardan oluşmakta ayrılan zaman verimli geçmemektedir... Harbiyede korku kültürü lider yetiştiremez, liderliğini ispat etmiş çok yönlü komutanlar Harbiyede bulunmalıdır… Taburumuzdaki kimi kurmay subayımız ise bizlerin onur ve şerefini ufacık bile olsun düşünmeyerek bizlere karşı hakaret dolu sözler sarf edebilmekte Harbiyelileri geliştirmektense kendi bireysel çıkarları için her türlü fedakarlığı yapmakta olup Harbiyelilere sürekli onur kırıcı cezalar vermektedir... Verilen konferanslara harbiyelilerin ilgisi! Videoda nettir. Bunda yoğun programlarda savrulmalarının da etkisi vardır.” İfadelerinin bulunduğu,
“konferansta uyuyan harbiyeliler.DAT” isimli video dosyası içerisinde; Harp Okulu öğrencilerinin konferanslarda uyurken çekilen görüntülerin bulunduğu, görüntü kaydının “mali.doc” isimli belgede Kara Harp Okulunun eğitim sistemi hakkında ileri sürülen iddiaları doğrulamak için çekildiği,
“NER 2 1.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; Neriman AYDIN isimli şahsa değişik tarihlerde gelen ve gönderilen epostalar, mektuplar ve farklı konularla ilgili açık kaynaklardan alınan belgelerin yer aldığı, söz konusu belgede;
-Neriman AYDIN adıyla 19.08.2003 tarihli Bilgi notu başlıklı alt kısmında “paşa ile yapılan görüşmeye hatırlatma notu” ifadesi yer alan notta; “Bu, Türk Milleti ile Türk Ordusunun 65 yıl aradan sonra ilk buluşması, Türk Tarihinin bu anlardan hoş bir gülümseme ile bahsedeceği inancındayım. Sanırım daha önce ne Siz Türk Silahlı Kuvvetleri ne de Biz Türk Milleti hazırdık… Benim Ülkemde toplumun hemen her kesiminden kendisine hizmet eden, kendisine mensup olduğu ülkesinden daha bağlı insan yetiştiren ABD’ye ve AB ülkelerine karşı; Siz asli unsur Türk Soyunu ülkemiz için, devletimiz için ayakta ve hayatta tutmayı başaramadınız. Değerli Büyüğüm, Biz 65 yıldır Sizi bekliyoruz.... Ama ortada yoksunuz... Yolumuz ölmek ve öldürmek ihtimalleriyle doludur. Bu tehlikeyi Biz göze aldık, Siz de alıyorsanız başlayalım deriz… Değerli büyüğüm Türk Milleti gerçekleri ve gerçek olmayanları bilmektedir. Farklı düşünüyorsanız bu düşüncenizden vazgeçmenizi tavsiye ederiz. 150 likler listeleri hazırlayan Türk Milleti, 150 binlikler, 15 milyonluklar listeleri de hazırlayabilecek idrak ve şuurdadır” Şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla 18.03.2004 tarihli Hayri B. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…geçen hafta sonu Jandarma Genel Komutanlığın’da Paşa’nın emriyle bir toplantıya çağrıldım... konuşulan ve paylaşılan konuları ancak karşılaştığımızda Size aktarabilirim.” şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla 06.09.2004 tarihli Tümgeneral Sabri D. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…Türk Ulusuna 85 yıl önce biçilen sömürge gömleğini 1923- 10 Kasım 1938 den beri 66 yıldır yeniden ısrarla giydirmeye çalışan emperyalistler ve işbirlikçilerine gerekli dersi bir kez daha olmak üzere yine Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk Ulusu birlikteliği vereceğine inancımız tamdır. Gizli Öncülüğünüz kaçınılmazdır.” Şeklinde beyanların yer aldığı,
“NER-AY 7.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; Neriman AYDIN isimli şahsa değişik tarihlerde gelen ve gönderilen epostalar, mektuplar ve farklı konularla ilgili açık kaynaklardan alınan belgelerin yer aldığı, belgenin tamamının 169 sayfadan ibaret olduğu,
07 NOLU CD içerisinde; “Bel1.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; şüpheli Neriman AYDIN’a değişik tarihlerde gelen ve gönderilen e-postalar, mektuplar ve farklı konularla ilgili medya vs.temin edilen belgelerin yer aldığı 130 sayfadan ibaret belgenin olduğu,
-Neriman AYDIN tarafından 29.01.2007 tarihinde Noyan ÇALIKUŞU isimli şahsa gönderilen e postada; “…Türk ordusunun üst rütbedeki amerikancı -mason paşalar alt rütbedeki Atatürk neferi subaylar tarafından saf dışı bırakılırsa emperyalist halim ne olur diye tereddüt ettiğinden Türkiye'ye vurmayı geciktirmişlerdir... Yoksa Türk Milletini sindirmeyi çoktan başarmışlardır... hem de Atatürk'e sövdürerek…İ stanbul'dan misafirlerimiz vardı, Şifre Çözüldü Kitabının yazarı Ali ÖZOĞLU Bey... Sabahladık... ama ne sohbet Teyzesi... 10 gün öncede Kemal Amcan Karadeniz de özel bir TV kanalında 1 saat konuştu, yalnız o konuştuktan sonra programı yayından kaldırdılar, bütün Karadeniz ayakta...” şeklinde beyanların yer aldığı,
-Noyan ÇALIKUŞU tarafından 20.02.2007 tarihinde Neriman AYDIN isimli şahsa gönderilen e postada; “Değerli büyüklerim Kemal Amcam ve Neriman Teyzem… Siz büyüklerimin bizlere vermekte olduğu fikir beyanatları, ileride atılacağımız kıta hayatında bizim görevlerimiz nazarında çok stratejik bir noktaya sahip olacaktır… Türk Yurdu içerisinde, oluşturulmak istenen "etnik ekalliyet" kümeleri, büyük bir ihanetin pençesindedir ve Sevr Antlaşması'nın önümüzdeki günlerde önümüze konulması ile, büyük bir oyunun parçaları olmaktan geri kalamayacaklardır… Siz değerli büyüklerimizin nihayetsiz büyüklükteki bilgi dağarcığından yararlanmak ve sizlerin ruhlarımızı şahlandıran değerli sözlerinizi tekrar dinlemek için huzurunuza gelmek istiyoruz. Affınıza sığınarak pazar günü eğer müsaitseniz çok değerli vakitlerinizi almak istiyoruz. Ellerinizden öper, sağlık ve mutluluğunuzun daim olmasını dileriz. Eren MUMCU, Noyan ÇALIKUŞU” şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN tarafından 20.02.2007 tarihinde yazılan yazı içeriğinde;
Merhaba Harbiyeli,
Mensubu olmakla iftihar ettiğimiz yüce Türk Milletinin, muhteşem inkılabının üzerinde yükselen eseri Türkiye Cumhuriyeti’nin sivildeki nöbetçileri olmakla uğrunda ölüme hazır olduğumuz büyük Komutan Ebedi Önderimiz Mustafa Kemal ülküsünün uygulayıcıları olarak; biz de bu genç Harbiyelinin onun şahsında tüm Harbiyelilerin gözlerinde öpüyoruz.
Can, beden, namus, mal ve mülk, hürriyet ve bağımsızlığımızın Varlığınız ile sağlandığının bilincinde Yüce Türk Milletinin evlatları olarak Türk Ordusunun genç Harbiyelilerinin huzurlarında saygıyla eğiliyoruz, varlığınızın kıyamete dek devamı için, Yüce Tanrıya dua ve niyazda bulunuyor, sevgilerimizi gönderiyoruz.
Harbiyeli, edindiğiniz bilgilerin, okuduğunuz kitapların en başına 10 Kasım 1938 saat 09:06 koymayı unutmayınız.
Bunu yaparsanız ulaştığınız bilgileri hep ve her zaman doğru değerlendirmek imkanına ve ufkuna sahip olacaksınız.
Çok yoğun çalıştığınızı, düşünce olarak çok yorulduğunu biliyoruz, ama öyle hayırlı düşünceler, eylemler ve hizmetler içerisindesiniz ki, yorgunluklarınızın karşılığı ödüller Tanrı katından üzerinize yağacaktır.
Böylesine hayırlı eylemlerin sahipleri olarak da zamanınızın bereketli olduğunu her zaman hissedeceksiniz.
Bunda hep Mustafa Kemal’i örnek alınız canım teyzesi. Büyük Taarruz öncesi Kocatepe’de çadırında dinlenmeye çekildiği saatlerde, kendisine bilgi ulaştırması gereken komutan çekinerek çadıra girdiğinde Mustafa Kemal’in kitap okuduğunu görür. Saat sabaha karşı 03:00
-Komutanım siz uyumadınız mı ?
-Hayır, kitap okuyorum..
-Bu saatte ne kitabı komutanım, ne okuyorsunuz ?
-İslam Tarihi okuyorum..
10 Kasım 1938 saat 09:06 dedik ya sevgili Harbiyeli, sizlerin de artık öğrenmeye başladığınız gerçekler Vatanımızın, Devletimizin, Ordumuzun, Mustafa Kemal’in ve Kemalizm’in, Bayrağımızın, Milletimizin, Bağımsızlığımızın ve Hürriyetimizin aleyhine tüm ihanet eylemleri işte o gün başlatıldı.
Mustafa Kemal’in Dolmabahçe’deki cenaze merasimine katılmayan, naşının 11 yıl etnografya Müzesinde kalmasına sebep olan, vasiyetinin aksine Çankaya yerine anıtkabire gömülen, Anıtkabire naklinde yine merasimde bulunmayan, Mustafa Kemal aramızdan ayrılır ayrılmaz paraların pulların üzerine kendi resmini bastıran, Mustafa Kemal’in kendi emriyle Milli Eğitimde okutulması zorunlu kitaplarını müfredatdan kaldıran, Mustafa Kemal ismini yasaklayan, Amerika ‘dan 45 kişilik bir yabancı komisyona Milli eğitim programlarını teslim eden ( bu komisyon halen görevdedir) , laikliği dinsizlik gibi halka propaganda ederek halkımızda düşmanlık yaratırken Mustafa Kemal’i dinsiz yapan, en önemlisi Mustafa Kemal’in huzurundan kovup yasakladığı Mason localarını açan ve Yahudilerle o gün gizli anlaşmalar yapan alçağın başlattığı ihanetin günümüzde geldiği boyuttur okuduklarınız.
Eserdekilerin tamamı gerçektir Harbiyeli.
Gerçek ve doğru, ihanetin sahipleri imzaladı ve uyguluyorlar, Mustafa Kemal’in emrinde sizler de imzanızı geri çeker, yürürlükten kaldırırısınız. Tabii ki günü ve zamanı geldiğinde.
Unutmayınız Harbiyeli, alçaklığın sınırı yoktur. Yukarıda saydığımız ihanetin sahipleri daha Cumhuriyet 3 yaşındayken 1926 da Mustafa Kemal’i İzmir’de öldürmeye kalkışmışlar ve tamamı İstiklal Mahkemelerinde yargılanmışlardır.
Yurt dışından mahkemeye gelmeyen arkadaşları da vardır, örneğin 10 yıla mahkum edilen Rauf Orbay gibi… Rauf Orbay’ın Mondros Mütarekesini imzalayan Osmanlı Devletinin Deniz Amirali olduğunu bilmelisiniz. Türkiye’yi işgal ettiren, ecnebi müdahalesine zemin hazırlayan bu anlaşma için başarılı bir anlaşma yaptık diyebilmiştir.
Mustafa Kemal aramızdan ayrıldıktan sonra Avusturya’dan Türkiye’ye dönmüşlerdir.
Mustafa Kemal’in huzurundan kovduğu, derneklerini kapattığı mason localarını açan adamın o günkü eyleminin sonucudur okuduklarınız. Aynen doğrudur Teyzesi.
Tahrif edilmiş Tevrat ve İncil üzerine el basarak mason localarına bağlı olup onların hizmetkarı iken sözde Kemalist olmak değil,
Kuran-ı Kerim üzerine el basarak Kemalist olmak Türk Milleti için kabuldür. (Mustafa Kemal yaşarken Harbiye Mezunları mezuniyet törenlerinde Kuran üzerine el basarak yemin ediyorlardı bunu biliyor muydunuz, canım teyzesi ? )
Okuduğunuz anlaşmaları yapanların tamamı bu Türk düşmanı, Mustafa Kemal Düşmanı, Allah Düşmanı, Hz Peygamber düşmanı ecnebi hizmetkarlarıdır sevgili Harbiyeli.
Sevgili Harbiyeli, vatanımıza milletimize devletimize Kemalizm’e ait her ayrıntıyı bilmeniz yarın komuta edeceğiniz alaylarda birliklerde tümenlerde tugaylarda ordularda sizi farklı kılacak olan bilgi hazineleriniz olacaktır.
Gerçekleri öğrenmekten çekinmeyiniz, canım teyzesi. Yüreğinizi yaksa da, içinizi eritse de. Yazılanlar doğrudur,
Mustafa Kemal yaşasaydı İsrail Devleti kurulamayacaktı… “Filistin’e el sürülemez…” diye başlayan nutkunu okumadınızsa ben size göndereyim… “ Kudüs Filistin Türk Toprağı olarak hürriyet ve güven içerisinde yaşamaya devam edecekti. Selanik de Musul Kerkük de Telafer de hatta Bağdat da Türk şehirleri olarak yaşamına devam edecekti. Tüm Irak Halkı stratejik düşmanımızın tecavüzünden katliamından uzak olacaktı.
Türk Ordusunun dünyanın en etkin ordusu olduğu bilinmektedir, Türk Ordusu zaferleri göz kamaştıran, çağları alt üst eden büyük Dahinin eseridir.
Türk Ordusu mensuplarının sadece Kemalist olarak yetişmeleri başlıca dileğimizdir, arzumuzdur. Sadece Mustafa Kemal’den emir alan komutanlardan subaylardan erlerden oluşması en büyük dileğimiz ve talebimizdir.
Sevgili Harbiyeli, yüzbaşı rütbesi taşıyan Mustafa Kemal Selanik’de daha 25-26 yaşında iken bakınız neler söylemiş masonlar için: “BEN BİR TÜRKÜM, ÜLKEMİN VE İNSANLARIMIN BU LEŞ KARGALARI TARAFINDAN YAĞMALANMASINA VE TECAVÜZE UĞRATILMASINA İZİN VERMEYECEĞİM.”
Harbiyeli, sizlerle paylaşacak tarihi gerçekler öylesine fazla ki, ancak hepsini bilmeniz gerekiyor, bu nedenle hayatınız çok yoğun olacak ama milletimizin devletiyle birlikte ebediyete kadar vatanımızdaki hür ve bağımsız kalmasının tek teminatı olduğunuzu bilmelisiniz.
Teyzen her zaman emrinizdedir asla unutmayınız, bizler bilgileri sizin için edindik, sizlere aktarmak için edindik, Türk Milletiyle paylaşmak için edindik.
Milletimizin geleceğini kurtarmak için edindik.. Devletimizin ebediyete kadar sahibi olmak için edindik..
Dost ve düşman tanımı ile ilgili geçmişi, günümüzü ve geleceği anlatan, hatta büyük ders niteliğindeki şu konuşmayı hiç unutmamak üzere hatta yarın emrinizdekilerle paylaşmak üzere bilgileriniz arasına katmanızı istiyoruz Harbiyeli.
1933 yılında Ankara Erkek Lisesinde, sınava giren çocuklardan biri sorulan soruya şöyle karşılık vermişti.
-Fransa ile olan geleneksel dostluğumuz…
-Atatürk, derhal sözü keserek sormuştu: -Hangi geleneksel dostluk, bu da nereden çıktı, kim söyledi bunu ?
O zaman coğrafya öğretmeni ayağa kalkarak –“Ben söyledim Paşam “ diyerek onun hiddetini azaltmaya çalışmıştı.
Bana dönüp “Sen söyle tarih hocası” deyince, hemen ayağa kalkarak cevap vermiştim.
-Paşam, ortada bir geleneksel dostluk yoktur. Yalnız ortak hareketlere Fransız yazarları geleneksel dostluk niteliğini vermişlerdir. Örneğin Kırım Savaşında olduğu gibi…
-Aferin, bu gerçekten böyledir. Acınarak söylüyorum Türk’ün geleneksel dostu yoktur. Çıkarlar (menfaatler-faydalar) ortak olunca Avrupalılar buna hemen “geleneksel dostluk” ismini vermişlerdir.” Demişti. (Kemal Arıburnu’ nun anılarından)
Canım Teyzesi, 1934 yılında Danimarka’ya uçak satan bir Ordunun mensubusunuz. Uçak fabrikasını kapatan işte okuduğunuz anlaşmaları imzalayan hainlerdir. Haine hain demekten korkmayınız. Çünkü ihanetin tanımı açıktır. Türk Milleti, Türk vatanı, Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal, Türk Ordusu Türk Bayrağı aleyhine ve tabii ki Allah’a ve Hz Muhammed’e muhalif söylem ve eylemlerin sahiplerine hain denir.
Vahdettin’in hainliği ile 10 kasım 1938 den günümüze hainlerin hiç farkı yok. Üzücü ama gerçek.
Düşmana düşman demekten korkmayınız. NUTUK bu konuda size yol göstermektedir, ışık saçmaktadır.
Allah’ın düşmanım dediklerine ise hiç kimse dostum stratejik dostum batılı dostum avrupalı dostum alman dostum İngiliz dostum Fransız dostum yahudi hiristiyan dostum diyemez. Derse kafirdir… Bugün yaşadığınız gibi. Allah’ı ve uğruna evrenin yaratıldığı insanlığın yaratıldığı sevgili Peygamberimizi da bilmekten geri kalmayınız sevgili Harbiyeli.
Türk Ordusuna imansız inançsız diyerek suçlayanların yüzünüze bakacak yüzleri olmasın vatanımızda.
Canım Teyzesi, sizleri sevgi ile kucaklıyoruz. Bilgilerimiz sizin içindir… Aklınıza takılan her şeyi sorabilirsiniz. Çekinmek yok…
Vatan sevgisi imandandır buyuruyor sevgili Peygamberimiz. Hainlerin vatanı yok teyzesi… ne imanları ne de vatanları… imanı ve vatanı olmayanın devleti de olmaz… Onların namuslarının üzerinden her ecnebi geçebilir, bunda sakınca görmezler. Onlar aşağı varlıklardır…
İsrail ile en çok anlaşmayı yapan da yine bunların iktidarlarıdır. Bunlar yaptıysa diğerleri iptal etseydi madem… Ama olur mu ? Onlar da ihanette yarış halindeler Teyzesi…
Sizi sevgili ile kucaklıyoruz… Tekrarlıyoruz okumaya vaktiniz olmayabilir, öğrencisiniz, her zaman her konuyu sorabilirsiniz ….
Eren’e de ayrıca sevgilerimizi gönderiyoruz… Sizleri özledik… Yüce Yaradan yardımcımız ve koruyucumuz olsun..
Türk Milleti hep yanınızda olacaktır… Büyüğümüz Kemal amcanızın çok selamlarını iletiyorum ikinize de … ibarelerinin yer aldığı görülmüştür.
-Neriman AYDIN tarafından 21.02.2007 tarihinde noyan.selda@gmail.com isimli e posta adresine gönderilen e postada;
Merhaba Teyzesi,
Büyüğümüzle görüştüm pazar günü müsait sizlerle görüşecek, aklınıza takılan, sizi rahatsız eden tespitleriniz, sorularınız varsa yazmayı unutmayınız...
Bilgilenmek istediğiniz her konuyu da ayrıca not ederseniz, sizler için hepimiz için çok daha faydalı olacaktır.
Yazınızı okuduk, ilminize, feyzinize, yüksek Türklük düşüncenize, bedeninize sağlık.. ancak ölmek yok, ölümü anlamlı kılmaktır görevimiz..
biz değil intikamda ve ihanette yarışanlar ölmeli. çünkü bu vatanda yaşamayı hak etmiyorlar, bu devletin makamlarını asla hak etmiyorlar... aldıkları her nefes attıkları her adım haram onlara... haram olduğunu biz biliyoruz onlar da öğrenecekler..
Ereni ve seni sevgi ile kucaklıyoruz teyzesi... Ortak kaleme aldığınız yazınıza ayrıntılı bilgi yazacağım, sadece Mustafa Kemal neferleri Harbiyeliler, göz bebeklerimiz, canlarımız için... Her şeye gücü yeten, sonsuz güç ve kudretin sahibi Yüce Tanrı, Türk'ün Tanrısı yardımcımızdır, sizleri bu yüce güce emanet ediyoruz.
O'nun varlığından şek ve şüphe etmiyoruz, her an biliyor ve farkındayız ki ona imanımız tamdır.
Büyüğümüz Kemal AYDIN bey adına teyzeniz olarak sevgilerimizi gönderiyoruz ...
Ne mutlu Türk Milletine böyle güzel evlatları var, ne mutlu ecdadımıza böyle fedakar evlatları var, ne mutlu Mustafa Kemal'e onun için canlarını vermeye hazır neferleri var, ne mutlu Türk Ordusuna cesaret, liyakat , feragat timsali subayları var, Şükürler olsun Yüce Tanrı'ya böyle yüksek karakterli, tam iman sahibi Türk Milleti ve Türk askeri Türk Komutanları var...
Harbiyeli var, ne mutlu Harbiyeli olabilene...
Sevgimiz sizleredir” şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN tarafından 28.02.2007 tarihinde Noyan ÇALIKUŞU isimli şahsa gönderilen e postada;
Merhaba teyzesi, üzülerek ifade edelim ki şu ana kadar ihtilallerin gerekçeleri, ihtilali hazırlayan sebepleri ve neticelerini sağlıklı bir şekilde açıklayan bir eser yazılmadı. Yazılanların tamamı taraflı, kendisine sağ tarafta yer bulanlar kendi lehlerine ya da aleyhlerine olanları, kendisine sol tarafta yer bulanlar kendi lehlerine ya da aleyhlerine olanları yazmaktalar.
Bildiğiniz üzere sağ ve sol yön tayinindeki fiziki zemindir. Ama ecnebi emperyalist güçler milletlerin siyasi düşünce yapısında öyle etkin vuruşlar yapıyorlar ki, aynı milletin evlatları birbirlerini bu yüzden öldürebiliyorlar.
Ne korkunç bir tuzak öyle değil mi ?
Her iki görüş de dahil, tarafsız olanlar dahi böyle bir eseri yazmaya henüz cesaret edemedi, çünkü Türk Ordusunun kayıtlarına belgelerine başvuru yapılması mutlak zorunluluktur. Çünkü İhtilal Türk Silahlı Kuvvetleri adıyla ve eylemiyle gerçekleştiği için bu belgelere başvurmak esastır diye düşünüyoruz.
Aslında böyle bir çalışma yapılsa TSK' ne yönelen ecnebi emperyalist destekli düşmanlık ortaya çıkacak, Türk Milleti de layıkıyla bilgilenecek.
TSK nin gerekçeleri ve haklı sebepleri ile halkın gerçekleri ya da halkın nasıl önce taraftar sonra düşman yapılmasındaki tuzaklarda nasıl kullanıldığı ortaya çıkacak.
Sevgili Selda, bu konuda ihtilalleri yaşayan canlı tanıklara başvurmak kalıyor bizlere, ancak yaşayanlardan dinleyeceklerimiz ve onların işaret edeceği araştırma eserlerle bilgilerimizi tamamlayabiliriz.
Teyzesi, sizlerin okuyabileceği eserler yine de var, onların sizlere en çok fayda edeceklerinin isimlerini küçük bir araştırma ile yazalım size...
Doğru bir karar, ihtilalleri her Türk evladı bilmeli, öğrenmeli.. Gerçekte, sizlerin yaşlarındakilerin merak etmediği konular ve tarihi olaylardır bunlar.
Es basit en yalın en sade olanları seçmeye özen gösterelim, çünkü kafa karıştırmak için bu konuda yazılan pek çok eser de mevcuttur.
Örneğin insanlar hala Deniz gezmişin neden asıldığını bilmezler ve TSK ni suçlarlar, deniz gezmişin elindeki bayrağın şekline ve rengine bakmazlar, deniz gezmiş Türk Bayrağı varken eline neden kızıl bayrak almış diye hiç düşünmezler. Neden Cumhuriyeti değiştirme eylemi içerisinde olmuşlar diye düşünmezler...
Hem Cumhuriyeti yıkmak için başkaldıracaksın hem de Kemalist olacaksın var mı böyle bi şey ?
Aynı düşünceler kendisini milliyetçi olarak ifade edenler için de geçerlidir, bunların da elinde Türk Bayrağı yerine üç hilalli MHP flamalar vardı.
İki tarafta düştükleri ecnebi emperyalist tuzakta birbirlerinin canına kıymayı başarmışlardır..
Düşüncelerini ve eylemlerine devlet vatan millet yerine ecnebi emperyalist tuzakta boşa harcayarak tarihe geçmeyi başarmışlardır Türk Milletinin evlatları. Buna rağmen aynı tuzakta durmaya devam etmekte oldukları ise en acı olanı..
Teyzesi, sizleri sevgi ile kucaklıyoruz... Kemal amcanız Trabzon'da ... selamlarınızı ileteceğiz... Noyan'a ve Eren'e sevgilerimizi gönderiyoruz...” ibarelerinin yer aldığı,
-Neriman AYDIN tarafından 01.03.2007 tarihinde noyan.selda@gmail.com isimli e posta adresine gönderilen e postada;
Merhaba Teyzesi,
28.02.2007 tarihi itibariyle milletimizin gündemine taşınan kirli düşüncelerin neler olduğuna hep birlikte tanıklık etmiş bulunuyoruz. Ecnebi emperyalistlerin tuzaklarından konuşurken ve doğru tespitleri sizlerle paylaşırken yanılmadığımızı bir kez daha gördük. 1980 ihtilalini yapan Ordu mensuplarının kimin çocukları olduklarını sizler de kendi ağızlarından duymuş oldunuz. ( C.Carter': Merak etmeyiniz onlar bizim çocuklar")
İhtilalin kime nasıl hizmet ettiğini, hangi amaç için yapıldığını görmüş oldunuz. Org Kenan Evren'in dünkü sözlerini Türk Milleti ile paylaşmak üzere en önemli kayıtlar olarak defterinize alınız sevgili Harbiyeliler...
Sizler şanslısınız çünkü ihtilali yapanın ağzından ihtilali neden yaptığını duymuş oldunuz... Allah ne kadar büyük gördünüz mü, sizler niyet ettiniz, Allah 'da önünüze getirip koyuverdi, hem de kendi ağızlarından kendi kelamlarıyla...
Belki insanlar size inanmazdı ama artık insanları inandıracak kuvvetli bir delilin sahibi konumundasınız. Gerçi biz bunları Büğüyümüz sayesinde olduğu günden beri biliyoruz, ama insanımız delili ile görünce söyleminin doğruluğunu görünce daha bir rahat etmektedir ve size inanmaktadır...
Sizleri sevgi ile kucaklıyoruz, Eren ve Selda'ya sevgilerimizi gönderiyoruz... Bilginin ne kadar önemli olduğuna günümüz itibariyle bir kez daha şahitlik ettiniz, Harbiyelinin her zaman ufkunu çok uzakları görecek kadar geniş tutmasınının gerekliliğini gördünüz.
Org Evren'in sözlerine yapılan yorumlar çok gülünç kaldı... Gerçek tuzağı bildikleri halde hala milletimizden saklamaları utanç verici...
Kemal Amcanız hala Trabzon da, Eren babasına bildirirse 05332369786 Büğüyümüzle tanışma imkanına sahip olabilir... Eğer arzu ederse..
Sevgilerimizle” şeklinde beyanlarının yer aldığı görülmüştür.
-Neriman AYDIN tarafından 07.03.2007 tarihinde Noyan ÇALIKUŞU’na gönderilen e postada;
“ Merhaba Teyzesi, Türk Milleti için kutsal mekan Harbiye'de Genç Harbiyelilerin misafiri olmakla kavuşacağımız mutluluk, manevi dünyamızın en müstesna yerinde ömür boyu en özel duygularla hatırlayacağımız saatler olarak tazeliğini hep koruyacaktır.
Türk Milletinin geleceğinde ve bağımsızlığında, bizlerin ise gönüllerinde çok özel bir yerin sahibi olan genç Harbiyeli Noyan 'ın bu güzelliğe vesile olması ise bizim için bir başka anlam taşımaktadır.
Sevgilerimiz sizedir, devamlıdır ve sonsuzdur Teyzesi. "Millet sevgisi kadar büyük menfaat yoktur" diyor Ebedi Önder. Milletinden, milletinin evlatlarından haberdar Harbiyelilerin varlığını bilmenin mutluluğu da bir başka mutluluktur bizim için. Tanrı'ya şükürler olsun.
Yine sizlerin notları arasında her zaman özümseyeceğiniz bir yerde olması için Ebedi Önderin bir başka söylemini yazıyorum" "Devletin ve milletin mukadderatında (kaderinde) ; milli irade söz sahibi ve hakimdir. Ordu, bu milli iradeye bağlı ve onun hizmetindedir. (Nutuk'tan )
Teyzesi senin notların arasında bulunması için (Ergun Poyraz'ın Tarikat, Siyaset ticaret Cinayet adlı eserinin 19. sayfasından) yazmaya söz verdiğim R Tayyip Erdoğanın 2005 yılında milletvekillerine yaptığı konuşmadan:
"Tüm dünyadaki yahudi lobilerinin ve masonların desteğini aldık. Türkiye'de her istediğimizi yapabiliriz. Ordu da masonların kontrolünde. Tüm Paşalar mason ya da masonların kontrolünde. İsrail ile stratejik işbirliği yapıldığı için Paşaları İsrail bağlantılarımız ile bağladık.
Masonlar, mason localarının kapatılmasının hesabını, Kemalizmi, Atatürkçülüğü, Atatürk'ü Türkiye'den silerek intikamlarını Atatürk'ten alacaklar. İshak Alaton bana bu konuda teminat verdi"
Teyzesi, üzerinde düşünüp değerlendirmek hep birlikte görevimiz.... Zamanı geldiğinde de gereğini yapmak hep birlikte görevimiz Sizlerin bilmesi çok önemli. hiç unutulmayacak notlarınız arasında hep olmalı...
teyzesi,
Dün gece çok özel bir misafirimiz vardı, Ahmet Ahmedov, Dağıstanlı, dünyanın 3 sesinden biri, bir büyük ses sanatçısı... Onu sanatı ve müziği de dahil dinlemenizi çok arzu ederdik.. Ama inşallah karşılaştıracağız sizi... uzaklarda doğmuş büyümüş bir Türk'ün vatanımızda devletimiz aleyhine nelerin cereyan ettiğine ilişkin konuşmaları ve tecrübeleri dinlenmeye ve kayda değerdi...
Ancak kendisinden dinlemek bir başka tabii ki...
Bundan sonra sık karşılaşacaksınız...
Tüm faaliyetlerinin konserlerinin ve görevlerinin dışında,
TRT de SAZLI SEMAVER adlı konuğu olan bir program hazırlıyor, metinlerini Teyzenin yazmasını rica etti... Planı hazırladık, konukları belirledik...sizlerin de düşüncelerinizi ve görüşlerinizi alacağım tabii ki...
Bir an önce mezun olsanız da biraz sizi yorsam diyorum:::))))))
Bu müthiş Türk'ün söyleyecekleri Mustafa Kemal'in söylemleri ile içi dolu hazineler olacak Teyzesi... müzik eşliğinde hazmı son derece kolay olacak, su gibi akacak, manalarıyla dolduracak milletimizin gönüllerini...
Canım Teyzesi, yarın Metin Çitak bey Ankara'ya geliyorlar, bugün haberini aldık, inşallah misafirimiz olacaklar .. ne güzel günler bunlar, Allah çoğaltarak devam ettirsin....
Genç Harbiyelilere, Noyan ve Eren’e, kızımız Selda'ya ve sizlerin düşüncesindeki her Harbiyeliye sevgilerimizi gönderiyoruz. Türk'ün nefesinin sonsuz olduğunu evrene ve insanlığa gösterecek genç Harbiyelileri selamlarken Ebedi Önder Mustafa Kemal'in huzurlarında saygıyla eğiliyoruz.
bizler de sizlerle aynı ortamda bulunmanın heyecanı ile Cuma gününü sabırsızlıkla beklediğimizi ifade edelim. Kemal amcanız sizlere ayrı ayrı selam ve sevgilerini ilettiler...
Canım Teyzesi, görüşmek üzere... ” şeklinde beyanların yer aldığı görülmüştür.
-Neriman AYDIN tarafından 21.02.2007 tarihinde noyan.selda@gmail.com isimli e posta adresine gönderilen e postada;
“Merhaba Teyzesi, Büyüğümüzle görüştüm pazar günü müsait sizlerle görüşecek, aklınıza takılan, sizi rahatsız eden tespitleriniz, sorularınız varsa yazmayı unutmayınız...Bilgilenmek istediğiniz her konuyu da ayrıca not ederseniz, sizler için hepimiz için çok daha faydalı olacaktır…biz değil intikamda ve ihanette yarışanlar ölmeli. çünkü bu vatanda yaşamayı hak etmiyorlar, bu devletin makamlarını asla hak etmiyorlar... aldıkları her nefes attıkları her adım haram onlara... haram olduğunu biz biliyoruz onlar da öğrenecekler..Büyüğümüz Kemal AYDIN bey adına teyzeniz olarak sevgilerimizi gönderiyoruz ... ” şeklinde beyanların yer aldığı,
Dostları ilə paylaş: |