31 Aralık 2004 tarihinde Levent ERSÖZ ile Fikret BARIN ve misafir olarak belirtilen kişi arasında yapılan görüşme çözümünde özetle; Görüşmenin başlangıcında değişik konularla ilgili kısa bir konuşma yaptıktan sonra Levent ERSÖZ’ün işler nasıl gidiyor diye sorduğu, Fikret BARIN’da kamu yönetimi temel kanunu verildiği günden beri savaş hali yaşadıklarını, bu konu ile ilgili Danıştay’da sempozyum düzenlendiğini, bu konuyu her yerde tartıştıklarını söylediği, bu çerçevede Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün kapatılmaya çalıştığını, bu konu ile ilgili de Hükümet içerisindeki değişik kişilerle görüşmeler yaptıklarını anlattığı,
Görüşmenin devamında bu olanlar karşısında Sivil Toplum kuruluşlarının hareket halinde olmadığını söylediği, Fikret BARIN’da kendilerinin de aynı dertten muzdarip olduklarını, herkesin üzerinde bir ölü toprağı olduğunu ifade ettiği ve değişik sendika ve konferadasyonlar hakkında serzenişlerini dile getirdiği, bu sırada misafir olarak belirtilen kişinin söze girerek “şimdi bir kere şu aşamada ekonomik kriz olmadan, geniş kitleleri harekete geçirmek mümkün değil” dediği, Levent ERSÖZ’ün de “o zaman bir kriz mi yaşayalım” dediği, misafir olarak belirtilen kişinin de “Kıbrıs meselesinde kriz yaşanacak, ekonomi şuanda bıçak sırtında ve ABD ve AB desteği ile ayakta durabilmekte” “Kıbrıs konusunda çok açıkça siz sağlam durursanız Türkiye ile AB iş birliği bozulur. Kriz olur, yüzbinler sokaklara iner. Yani Kıbrıs konusunda siz Ulusalcı çizgiyi bu güne kadar sürdürdüğünüz gibi sürdürürseniz o zaman bir ay içinde alluk bullak olur…… AB genişleme süresinde en önemli kriz noktası Kıbrıs’tır…… Hükümet-AB ilişkisini bozduğunuzda piyasa alluk bullak olacaktır….. eğer bu Hükümet döneminde ve kanundan ikinci dünya savaşından daha büyük bir yoksullaşma yaşanırsa şeriatçılık meselesi Türkiye’de kapanır….. daha büyük bir yoksullaşma yaşanırsa halk o zaman doğal tepki gösterecektir” dediği, bunun üzerine Levent ERSÖZ’ün “tabi bütün bunlara rağmen bu ekonomik krizlerden Ülkenin çok büyük darbe alması gerek, sonuçta bazı işlerin çok olumsuz boyutlara ulaşması demek, bunlardan daha nasıl olabilir diye düşünmemiz lazım. Masada ortaya koymak açmak lazım. Onun için tabi bizim bir takım faaliyetler var ama nerde yapılacak bu mevzu. Bunları düşünmek lazım dediğim gibi. Özellikle yerel seçimler gelmeden bu işi mutlaka ortaya açıklamak lazım” “şimdi biraz dojası artıralım. Yerel seçimlere karşı olan dönemde bir hareketlenme sağlamak….” dediği, Fikret BARIN’da “efendim ben bir sendikanın genel başkanıyım, bu konferedasyon başkanları düzeyinde bu işin ele alınması lazım” dediği ve devamında TÜRK İŞ, TES İŞ, HABER İŞ ve benzer sendikaların çok sayıda personellerinin olduğunu, fakat bunları ayağa kaldıramadıklarını söylediği,
Görüşmenin devamında aralarında sendikalarla ilgili değerlendirmeler yaparken misafir olarak belirtilen kişinin METAL İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa ÖZBEK’in bu işlere duyarlı olduğunu, fakat söz konusu sendika mensuplarının özel sektörlerde olması sebebi ile kitlesel anlamda yapılacak faaliyetlere katılamayacaklarını söylediği, ayrıca 28 Şubat süresince TÜRK İş, DİSK ve Esnaf Sanatkarlarının bir araya gelmesinin daha kolay olduğunu, bugün çok farklı bir süreç yaşandığını, o dönemde Alevilik ilişkilerinin de kullanıldığını anlattığı,
Görüşmenin sonlarına doğru Levent ERSÖZ’ün sizde elinize cebinize atacaksınız dediği, Fikret BARIN’da “az para değil ki dolarlar konuşuyor. Adama getirttireceğim, yemeğini yedireceğim, sabah-öğle-akşam…. En azından elimizden geleni yapacağız, bütün imkanlarımızı kullanacağız, ne yapalım? Diyeceğim ki otobüsün yarısı bizden olacak yarısı da memurları alacaksınız diyeyim öyle getirip götüreceğiz. Başka çaremiz yok. Onunla ilgili zaten sözümüz de var. Benim teşkilatta hazır. O mesajı da verdim, hazırlanın işaret bekleyin dedim” dediği, Levent ERSÖZ’ün’ de “haberinizle gelin” dediği ve kısa bir süre sonra görüşmeye son verildiği anlaşılmıştır.
DEĞERLENDİRME
Yukarıda açıkça izahı yapılan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Özden ÖRNEK’in M.Ö olarak kodladığı Mustafa ÖZKAN ile gerekli görüşmeleri yaptığı, bu görüşmelerde İstanbul da ki siyasi gelişmeler ve Aydın DOĞAN’la ilgili bilgiler aldığı, ayrıca basının desteğine ihtiyaçlarının olduğunu anlattığı, sonrasında medya patronlarından Aydın DOĞAN ile görüşme yaptıkları ve kendisine gerekli mesajları verdikleri, diğer taraftan o dönemde Karamehmet grubundan ayrılan Tuncay ÖZKAN’la görüştükleri ve İstanbul TV’yi alması konusunda gerekli desteği verdikleri, bunların yanı sıra Rahmi KOÇ’la görüştükleri, Darbe planları kapsamında basının ele geçirilebilmesi ve medyanın gerekli desteğinin alınabilmesi için diğer şüpheliler Şener ERUYGUR, Levent ERSÖZ ve Hasan Atilla UĞUR’un da gerekli çalışmaları yaptıkları
Bu kapsamda;
Tuncay ÖZKAN’ın tekrar Karamehmet grubunda çalışması için Mehmet Emin KARAMEHMET ile görüştükleri, bu görüşmeyi kayda aldıkları ve taleplerinin Şener ERUYGUR’dan geldiğini söyleyerek baskı uyguladıkları, yine bir medya kuruluşunun sahibi olan Cem UZAN ile görüştükleri, kendi planları doğrultusunda yayın yapılması ve AKP de bulunan bazı milletvekillerinin ayrılmasının sağlanması amacıyla telkin ve yönlendirmede bulundukları, ayrıca örgütün stratejisi doğrultusunda yayın yapan Cumhuriyet Gazetesinin tirajının artırılmasını ve böylece kamuoyunda daha etkin hale getirilmesinin sağlamak amacıyla Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde dağıtım ve satışının sağlanması işini organize etmeye çalıştıkları, şüpheli Mustafa BALBAY’ın da telkinleri ile diğer medya gurubu sahiplerine baskı yapmak amacıyla plan yaptıkları, özellikle darbe yapılması konusundaki azim ve kararlılıklarını şüpheli Levent ERSÖZ’ün “BUNLARIN HEPSİNİ KESECEKSİN, bir daha başa geçmeyecekler” sözlerinin yukarıda Özden ÖRNEK’ten ele geçirilen günlüklerde belirtilen SARIKIZ darbe planI ve stratejilerin adım adım ortaya konulduğu anlaşılmıştır.
AYIŞIĞI KOD İSİMLİ DARBE PLANI
GENELKURMAY BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK’ÜN EMEKLİYE AYRILMASI VEYA ETKİSİZ/YETKİSİZ HALE GETİRİLMESİ,
AZAMİ SAYIDA MİLLETVEKİLİNİN BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN’I TERK ETMESİ,
CUMHURBAŞKANI AHMET NECDET SEZER’İN GÖREVİNİ SÜRDÜRMESİ
Faaliyetelerinin olduğu ve bu faaliyetlerin gerçekleştirilmesi için neler yapılması gerektiği, yapılan eylemler karşısında ne gibi tepkiler gelebileceği ve gelen tepkiler karşısında da neler yapılacağı ayrıntılı bir şekilde belirlendiği tespit edilmiştir.
GENELKURMAY BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK’ÜN EMEKLİYE AYRILMASI VEYA ETKİSİZ/YETKİSİZ HALE GETİRİLMESİ İÇİN;
“YAPILACAKLAR”
01-Kuvvet Komutanlarının yapacağı açıklamaların metinlerinin hazırlanması,
02-Darbeye katılacakların ve karşı olanların belirlenmesi, katılacaklarla temas edilmesi, karşı olanların ise saf dışı edilmelerinin planlanması,
03-Darbeye karşı olan bazı kişilere vaatlerde bulunulması,
04-1.Ordu Komutanı Yaşar BÜYÜKANIT ve 2. Ordu Komutanı Fevzi TÜRKER’İN altında sağlam adamlar bulunması yada oldu bitti ile bunların hareketsiz ve yetkisiz bırakılması,
05-Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç YALMAN ile irtibat elemanı bulunması,.
06-Kuvvet Komutanlarının arka arkaya sert açıklamalar yapması,
07-“Emekli Generaller, diğer subayların ve darbe ile koordineli hareket eden sivillerin Başbakan ERDOĞAN ve Genel Kurmay Başkanı ÖZKÖK’ü hedef alan açıklamalar yapmaları,
08-TSK içerisindeki generallerin Genelkurmay Başkanına açık ve imzalı mektup yazması,
09-TSK içerisindeki alt hiyerarşik yapının da yoğun mektup, faks ve e-posta ile tepkilerini dile getirmesi,
10-Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç YALMAN’ın’ın son anda işin içine çekilmesi,
Faaliyetlerinin planlandığı görülmüştür.
“MUHTEMEL TEPKİLER”
Darbe planı hazırlık aşaması deşifre olursa, Genelkurmay Başkanı Hilmi ÖZKÖK’ün çağırma görüşme veya nakil yoluyla darbe planlarını yapan ve uygulayan kadroları dağıtmaya teşebbüs etmesi,
Medyanın TSK’nın birliğinin bozulduğu şeklinde spekülatif yorumlar yapması ile kamuoyunu tahrik etmesi,
Genelkurmay Başkanı Hilmi ÖZKÖK’ün sessiz kalması, basın yayın organlarının konuyu basite indirgemesi ,
Genelkurmay Başkanı Hilmi ÖZKÖK’ün Ayışığı planını reddeden açıklamalar yapması,
Genelkurmay Başkanının Başbakan ile işbirliği yaparak askeri şuranın erken toplanmasına ve emekliye sevk işlemlerine teşebbüs etmesi,
Özel Kuvvetler Komutanlığı unsurları da kullanılarak darbeci ekibin TSK’dan atılması planının uygulamaya konulması,
Yönündeki tepkiler öngörülmüştür.
“TEPKİLERE TEDBİRLER”
Hazırlıkların çok sınırlı grup ile yapılması,
Hücre şeklinde yapılanma,
Kişisel güvenlik tedbirlerinin artırılması,
TSK’nın birlik içinde olduğu, Genelkurmay Başkanı HİLMİ ÖZKÖK’ün bu birliği bozduğu ve bu nedenle emekliye ayrılması gerektiğinin, basın yayın organları aracılığı ile halka taşınması,
Genel Kurmay Başkanı Hilmi ÖZKÖK’e yönelik ‘ya çekil, ya çekil’ baskısının çok boyutlu ve çok sesli olarak arttırılması,
Darbe planının geniş tabanlı olduğu izlenimiyle gözdağı verilmesi,
AYIŞIĞI ve YAKAMOZ darbe planlarını hazırlayan ve uygulayacak olan kadrolar deşifre olur ve dağıtılırsa, planın aynen devam ettirilmesi için ikinci bir yapılanma oluşturulması ve bu yapılanmanın çok gizli tutulması,
Şeklinde tepkilere yönelik tedbirler planlandığı görülmüştür. Burada AYIŞIĞI ve YAKAMOZ kod adlı darbe planlarını hazırlayan ve uygulayacak olan kadronun deşifre olması durumunda planın aynen devam ettirilmesi için ikinci bir yapılanma oluşturmaya çalışılması ve bu yapının çok gizli tutulmaya çalışılması şüphelilerin DARBE teşebbüsü konusunda ne kadar ciddi ve kararlı olduklarını göstermektedir.
AZAMİ SAYIDA MİLLET VEKİLİNİN BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN’I TERK ETMESİ İÇİN;
“YAPILACAKLAR”
01-Milletvekillerinin analiz edilerek gruplandırılması,
02-Gruplarla temas kurularak organize edilmesi, liderlerin belirlenmesi,
03-Milletvekillerinin basın açıklamalarında kullanacağı tema ve argümanların belirlenmesi,
04-Ayrılan milletvekillerinin dağılmadan yeni bir grup kurmalarının sağlanması,.
“MUHTEMEL TEPKİLER”
Milletvekilleriyle temasın deşifre edilerek, medyatik kampanyalar ile Genel Kurmay Başkanı Hilmi ÖZKÖK’ün darbe planına yönelik inisiyatif almaya tahrik edilmesi,
Hazırlık aşamasında tespit edilmesi üzerine Başbakan ERDOĞAN’ın milletvekillerine yönelik tehdit, şantaj ve çıkar sağlama gibi yöntemlerle baskı uygulaması,
Milletvekillerinin açıklamalarının basite indirgenmesi ve spekülatif hale getirilmesi,
Ayrılan Milletvekillerine bireysel karalama kampanyaları yöneltilmesi,
“TEPKİLERE TEDBİRLER”
Temasın azami gizlilikle ve güvenilir grup liderleri ile bire bir görüşmeler şeklinde yapılması,
Basın açıklamalarının topluca veya en azından gruplar halinde arka arkaya bir hafta on gün içinde yapılması,
Harekete katılan bütün milletvekillerinin teknik takip altında tutulması,
Milli duyarlılıktan başka nedenlerle harekete katılanların öne çıkarılmaması, bunlardan arka planı bozuk olanların harekete hiç dahil edilmemesi,
Harekete patronlar, TUSİAD, meslek kuruluşları ve sendikalardan destek sağlanması,
CUMHURBAŞKANI AHMET NECDET SEZER’İN GÖREVİNİ SÜRDÜRMESİ İÇİN;
“YAPILACAKLAR”
01-Cumhurbaşkanı Ahmet Nejdet SEZER’in mevcut gelişmelere karşı şahsi değerlendirmelerinin alınması,
02-Değerlendirmeleri olumlu ise; durumun özet olarak açıklanması ve desteğinin istenmesi,
03-Değerlendirmeleri olumsuz ise; aydınlar ve danışmanlarından da istifade edilerek ikna edilmesi,
“MUHTEMEL TEPKİLER”
Cumhurbaşkanı SEZER ile yapılacak görüşmenin deşifre edilmesi suretiyle basın yayın organlarında kampanyalar yapılması,
Cumhurbaşkanı SEZER’in yetkilerinin kısıtlanmasına teşebbüs edilmesi,
“TEPKİLERE TEDBİRLER”
Cumhurbaşkanı SEZER ile temasların Ortadoğudaki gelişmelerin anlatılması kılıfında sürdürülmesi,
Cumhurbaşkanı SEZER’in kendisine yönelen tepkiler karşısında güçlü kalması için destek verilmesi,
Cumhurbaşkanının her hal ve şartta görevde kalmasının ikna veya zor ile sağlanması,
Yönündeki planları ihtiva ettiği belirlenmiştir..
AYIŞIĞI KOD İSİMLİ DARBE PLANININ UYGULAMAYA KONULMASI
01-Ayışığı darbe planında Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün emekliye ayrılması veya etkisiz hale getirilmesi için; darbeye katılacakların ve karşı olanların belirlenmesi, katılacaklarla temas edilmesi, karşı olanların ise saf dışı edilmelerinin planlanması gerektiği belirlenmiştir.
AYIŞIĞI kod adlı darbe planında belirtilen bu husus YAKAMOZ kod adlı darbe planında hayata geçirilmiş ve DARBE yapılmasına karşı olduğu değerlendirilen Kuvvet Komutanları kesik çizgilerle belirtilerek güven vermedikleri vurgulanmıştır. Bunun yanı sıra 1. Ordu Komutanı Yaşar BÜYÜKANIT ile 2. Ordu Komutanı Fevzi TÜRKERİ etkisiz hale getirildiğinde onların yerine atanacak Korgenerallerin belirlendiği görülmüştür.
Ayrıca Özden ÖRNEK’in günlüklerine bakıldığında, “18 Ağustos” başlıklı not içersinde, “Kara Kuvvetleri Komutanı Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman veda ziyaretine geldi. Değerli bir dosttan ayrılmanın sıkıntısı içime çökmüştü. Her ikimizinde üzerinde fikir birliği olduğu bir konu bu ülkeyi bir felaketten kurtarmıştık. Bunu ancak ikimiz birbirimize dayanarak yapmıştık. Sonucunun bizim aleyhimize kullanılacağını bilerek ve herşeyi göze alarak yapmıştık. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygurun bizim bildiğimizin dışına çıkarak bazı işler yaptığını ondan öğrendim. Hatta iş o kadar ileri gitmişti ki biz bile tasfiyeye tabiymişiz. Bunlar dehşet verici bilgilerdi. Ama verdiğimiz kararda ne kadar isabetli olduğumuzun delili oluyorlardı.” ,
“16 Ekim 2004” başlıklı not içersinde, “..Esas konu böyle açılınca konuşmaya başladık. Daha çok o konuştu. “Şenere bizden habersiz darbe planı hazırlatmış. Adıda “Ay Işığı” Darbede kimin başkan olacağı belli değil. Hepimize davranışlarımıza göre bir kod adı vermiş. Havacı ona destek verdiği için o anlamda bizler ise sana karşıt anlamda, bana da belli değil anlamda kodlar vermiş. Bu plan Gb’nin elinde olduğu gibi içlerinden bir tarafından sızdırıldığı için MIT ve hükumetinde elinde varmış. Ikinci bir planda ise senle ben gösterilmiyoruz, sadece havacı var.” şeklinde ifadelerin yer aldığı görülmüştür.
02-AYIŞIĞI kod adlı darbe planında, 1.Ordu Komutanı Yaşar BÜYÜKANIT ve 2. Ordu Komutanı Fevzi TÜRKER’in altında sağlam adamlar bulunması yada oldu bitti ile bunların hareketsiz ve yetkisiz bırakılması planlanmıştır.
AYIŞIĞI kod adlı darbe planında belirtilen bu husus YAKAMOZ kod adlı darbe planında hayata geçirilmiş ve TSK nın yeniden düzenlenmesi başlığı altında, 1. Ordu Komutanı Yaşar BÜYÜKANIT ile 2. Ordu Komutanı Fevzi TÜRKERİ etkisiz hale getirildiğinde onların yerine atanacak Korgenerallerin belirlendiği görülmüştür.
Bunların yanı sıra darbe planlayıcısının baş aktörlerinden olan dönemin Jandarma Genel Komutanı Mehmet Şener ERUYGUR, planladığı darbeyi daha sağlıklı gerçekleştirebilmek için bir taraftan da Kara Kuvvetleri Komutanı olmayı planlamış ve bu nedenle de normal hiyerarşi içerisinde Kara Kuvvetleri Komutanlığına gelecek olan Mehmet Yaşar BÜYÜKANIT’ın önünü kesmek için yıpratmaya ve sindirmeye yönelik ciddi çalışmalar yaptırdığı belirlenmiştir.
Şüpheli Mehmet Şener ERUYGUR’un Genel Başkanlığını yaptığı ADD Genel Merkezi binasında Genel Başkan odasında ele geçirilen 5 nolu CD içersinde, ‘‘ORG. BÜYÜKANIT’’ isimli klasör içerisinde 5 adet klasör, 1 adet pdf dosyası, 2 adet word dosyası olduğu görülmüştür. Klasör ve dosyalar incelendiğinde eski genelkurmay başkanı Mehmet Yaşar BÜYÜKANIT a ait sağlık raporları, kullandığı ilaçlar, ailevi bilgiler, dostlarıyla ilgili kişisel bilgiler, kardeşi Mednan BÜYÜKANIT ın öldürülmesi ile ilgili soruşturma ve kovuşturma evrakları, kooperatif bilgileri ve bazı kişisel bilgiler olduğu görülmüştür.
Yine aynı bilgi ve belgelerin şüpheli Ahmet Hurşit TOLON un Ankara ili Çankaya ilçesi Yukarı Bahçelievler Mahallesi Kazakistan caddesi No:163/34 adresinde ele geçirilen ELBA marka, ALI0043 seri numaralı cd içerisinde de olduğu tespit edilmiştir.
Ayrıca Özden ÖRNEK e ait olduğu anlaşılan günlüklerde “10 Ekim 2004” başlıklı not içerisinde “Öğleden sonra Kara Kuvvetleri Komutanı geldi. Önce Filiz ile yanlız konuştuk. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur’un bir şeyler karıştırıp durduğunu anlatan Aytaç Paşanın neler söylemek istediğini şimdi daha iyi anladım. YAŞARI ZEHİRLEMEYE KADAR VARAN PLANLAR HAZIRLANMIŞ. Tabi aynı zamanda internette okuduğumuz Yaşarların 3 villa sahibi oldukları, Imar bakasından para çektikleri, Seville beraber asker işi yaptıkları gibi konularında bu gurup tarafından yapıldığını tespit etmişler.” ifadesinin yer aldığı belirlenmiştir.
03-AYIŞĞI kod adlı darbe planında kuvvet komutanlarının arka arkaya sert açıklamalar yapması gerektiğine ilişkin planlar:
Konu ile ilgili Özden ÖRNEK’in günlüklerinde de, Kuvvet Komutanlarının sık sık açıklamalar yapmalarının ve özellikle Harp Okullarının açılış törenlerinde mesajlar verilmesinin planladığı görülmüştür.
Söz konusu darbe planlarının yapıldığı yıllardaki basın yayın organları incelendiğinde, Kuvvet komutanlarının planlandığı şekilde sık sık açıklamalar yapıldığı, özellikle Ergenekon terör örgütünün amacına uygun yayın yapan Cumhuriyet gazetesi, Yeni Çağ gazetesi ve Aydınlık dergisinin bu açıklamaları ağır ifadelerle ve çarpıtıcı manşetlerle kamuoyuna duyurduğu ve böylelikle örgütün gerçekleştirmeyi planladığı darbeye zemin oluşturmaya çalıştıkları anlaşılmıştır.
Bu haber başlıklarından birkaç örnek burada belirtmek gerekirse, “KOMUTANDAN SERT UYARI” “YAŞTA MUHTIRA GİBİ SÖZLER” “BAŞBAKAN ERDOĞAN UYARILDI” “MUHTIRA GİBİ” “ORDU MİLLET İŞBİRLİĞİYLE HESAP SORULUR” “PAŞALARDAN UYARI” “KOMUTANLAR SERT ÇIKTI” “AKP İKTİDARINI YIKMA ÇAĞRISI” “ŞENUYGUR PAŞA SERT KONUŞTU” “KOMUTANLARIN SON İHTARI” “ORDUDAN AKP İKTİDARINA BALYOZ” şeklinde haber başlıkları ile bir taraftan darbeye zemin oluşturulmaya çalışıldığı belirlenmiştir.
Dolayısıyla tüm bu veriler Özden ÖRNEK’in günlüklerinin doğruluğunu ve Darbe Planlarının aynen uygulamaya konulduğunu açıkça göstermektedir.
Özden ÖRNEK’e ait olduğu anlaşılan günlüklerde, Kuvvet komutanlarının sık sık açıklamalar yaptığı ve bu açıklamaları yaparken de Genelkurmay Başkanına bilgi vermedikleri, tamamen Genelkurmay Başkanından bağımsız hareket ettikleri, ayrıca kendi aralarında yaptıkları toplantı ve görüşmelerde Genelkurmay Başkanını tasfiye etmek için planlar yaptıkları tespit edilmiştir.
Özden ÖRNEK’e ait olduğu anlaşılan günlüklerdeki notlar incelendiğinde;
“22 Eylül 2003” başlıklı not içersinde, “Bu takdim bitiminden sonra 1 Ekim meclis açılışına eğer TBMM başkanı kapıda bizleri turbanlı ve eşli olarak karşılarsa gitmeme kararı aldık. Sonra bizler (komutanlar) Jandarma Genel Komutanlığına geçip çok özel olarak konuştuk. Şu kararları aldık: AKP hükümetini vazgeçirmek için neler yapılması konusunda yapılan hazırlıklar bu hafta Genlkurmay Başkanına takdim edilecek. İncelemesi için kendisine fırsat verilecek ve sonra onun niyetleri ve görüşü sorulacak. Eğer bizle aynı fikirde veya yakın ise yolumuza devam edeceğiz. Eğer bir işlem yapılmasını kabul etmezse kendisine “Ya sen çekil yahutta biz çekiliyoruz diyeceğiz.”,
“26 eylül 2003” başlıklı notta, “Sabahtan öğleye kadar özel çalışmayı yaptım. Güzel hazırlanmış. Bazı eksik noktalar vardı onları not ettim ve öğle yemeği için Kara Kuvvetleri Komutanı’lığına gittim. Özel çalışma üzerinde konuştuk. Hepimiz aynı fikirdeyiz. Bu çalışma tüm ordu komutanları ve bizlerin fikirlerini yansıtıyor. Bu çalışma Kara Kuvvetleri Komutanı tarafından genkur. Bşk’a verilecek ve onun reaksiyonu beklenecek. Çalışma biraz muhtırayı andırıyor ama Kara Kuvvetleri Komutanı’na onu yumuşatarak vermesini söyledik. Eğer Genkr. Bşk onaylamazsa problem o zaman başlayacak. Ya o gider yada biz gideriz.” ,
Bu notun devamında “Ekim ayı başında Harp okulları açılışı için yapılacak konuşmada hepimizin mesajlar vermesine karar vermiştik. Genelkurmay Başkanı açılıştan bir gün önce Kara Kuvvetleri Komutanı konuşma metnini istemiş oda ben size bu metni veremem demiş. BG peki ben kuvvet komutanlarının metinlerini kontrol edemiyecekmiyim demiş. Oda hayır edemezsiniz. Diye cevap vermiş. Bunun üzerine hepimiz artık bu Genelkurmay Başkanı ile işlerin yürüyemiyeceğine kendisinin başka menfaatler peşinde olduğuna korkak ve hükümet yanlısı olduğuna, dışdan cumhuriyetçi gözükmekle beraber içeriden dinci bir görüşü desteklediğine kara verdik” şeklinde ifadelere yer verildiği belirlenmiştir.
Konu ile ilgili belirtilen tarihlerdeki temin edilebilen gazete haberlerine bakıldığında, 2003 yılı içerisinde, kuvvet komutanlarının açıklamalar yaptıkları, özellikle şüpheliler Ahmet Hurşit TOLON ve Mehmet Şener ERUYGUR’un sık sık sert açıklamalar yaptığı, yaptıkları bu açıklamalarla planladıkları darbeyi meşrulaştıracak zemin oluşturmayı hedefledikleri anlaşılmaktadır.
Ayrıca yine Özden ÖRNEK’in günlüklerinde belirtildiği gibi, yapılan plan çerçevesinde, 2003 yılında Harp okullarının açılış törenlerinde Kuvvet Komutanlarının sert açıklamalar yaptığı ve bu açıklamaların basın yayın organlarında yer aldığı tespit edilmiştir.
Söz konusu açıklamalarla ilgili olarak örgütün stratejisi doğrultusunda yapılan yönlendirmelerle , medya organlarında yer alan haberlerin ve açıklamaların bir kısmı aşağıda örneklendirilmek amacıyla alınmıştır.
*16.05.2003 tarihli Yeni Çağ gazetesinde, “KOMUTANDAN SERT UYARI” başlıklı haberde, dönemin Ege Ordu Komutanı Ahmet Hurşit TOLON’un Hasan Tahsin’i anma töreninde yaptığı açıklamalara,
*16.05.2003 tarihli Milliyet Ege gazetesinde, “İRTİCAYA KARŞI ANLAMLI MESAJ” başlıklı haberde, yine İzmir ilinde Hasan Tahsin’i anma töreninde yapılan açıklamalara ,
*25.05.2003 tarihli Ortadoğu gazetesinde, “ORDU İLE HÜKÜMETİN ARASI AÇILIYOR” başlıklı haberde, AKP hükümetinin yaptığı bazı icraatların TSK da yarattığı hoşnutsuzluktan bahsedildiği ve özellikle laiklik ilkesini hedeflediği düşünülen girişimlerin TSK’nın tepkisini artırdığı, bu tepkinin üst düzey komutanlar tarafından Genelkurmay Başkanı Hilmi ÖZKÖK’e iletildiğinin belirtildiği, ayrıca son günlerde yaşanan bazı gelişmeler nedeniyle TSK’nın alt kademesinden ÖZKÖK’e daha sert tepki göstermesi yönünde talepler geldiğinin yönündeki değerlendirmelere,
*16.06.2003 tarihli Hürriyet gazetesinde, “İRTİCA UYARISI” başlıklı haberde, dönemin Jardanma Genel Komutanı Mehmet Şener ERUYGUR’un Jandarma teşkilatının 146. kuruluş yıldönümündeki laiklik konusundaki açıklamalarına,
*17.06.2003 tarihli Sabah gazetesinde, “ORG. ERUYGUR: İRTİCAİ FAALİYETLER SİSTEMLİ OLARAK SÜRDÜRÜLÜYOR” , Türkiye gazetesinde, “ERUYGUR’DAN UYARI” Akşam gazetesinde, “ERUYGUR:İRTİCA YOĞUNLAŞIYOR” ,Cumhuriyet gazetesinin 1. sayfasında “Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eruygur, ‘Duyarlı yurttaşları’ göreve çağırdı. İRTİCAİ ÖRGÜTLENME HIZLANDI” ,Milliyet gazetesinde, “ORG. ERUYGUR: İRTİCA İLE MÜCADELE EDELİM” başlıklı haberlerde, Mehmet Şener ERUYGUR’un irtica ile ilgili yaptığı açıklamalarına,
*03.08.2003 tarihli Ortadoğu gazetesinde, “YAŞTA ŞERH KRİZİ” başlıklı haberde, YAŞ ta 20 kadar subay ve ast subayın irticai faaliyetlerden dolayı ordudan ihraç edildiğinin kararlaştırıldığı, bu karara Başbakan Erdoğan’ın muhalefet şerhi koymasının ilişkileri gerdiğini yönündeki değerlendirmeye,
*04.08.2003 tarihli Cumhuriyet gazetesinin 1. sayfasında yayımlanan, “YAŞTA MUHTIRA GİBİ SÖZLER:Laik yapının bozulmasına ordu-millet işbirliği izin vermeyecektir.” “BAŞBAKAN ERDOĞAN UYARILDI” başlıklı habere,
04.08.2003 tarihli Sabah gazetesinde, “KOMUTANLAR ARTAN İRTİCAİ FAALİYETLERDEN YAKINDI” başlıklı habere,
*05.08.2003 tarihli Ortadoğu gazetesinde, “MUHTIRA GİBİ” gibi başlıklı haberde, emekliye ayrılan 1. Ordu Komutanı Çetin DOĞAN’ın giderayak Hükümeti uyardığı, yaş toplantısında Erdoğan’ı eleştirdiği ve laik yapının bozulmasına “Ordu-Millet işbirliği izin vermeyecektir” şeklindeki açıklamalarına,
*10.08.2003 tarihli Aydınlık Dergisinde, “ORDU MİLLET İŞBİRLİĞİYLE HESAP SORULUR” başlıklı haberde, Yüksek Askeri Şura toplantısında komutanların hükümete neredeyse muhtıra verdikleri çok ağır bir dil kullandıkları ve günü geldiğinde yaptıklarının hesabının sorulacağını söyledikleri şeklinde değerlendirmeye,
*20.08.2003 tarihli Cumhuriyet gazetesinde, “TAKİYYEYİ GÖRÜYORUZ” ,20.08.2003 tarihli Star gazetesinde, “TOLON PAŞA SERT KONUŞTU” ,Bursa Hakimiyet Gazetesinde “PAŞALARDAN UYARI” ,Akşam Gazetesinde, “PAŞADAN SERT ÇIKIŞ” , Yeni Asır Gazetesinde, “TOLON PAŞADAN LAİKLİK UYARISI” başlıklı haberlerde, Hurşit TOLON’un sinsice yürütülen laiklik karşıtı eylemlerin farkında oldukları şeklinde açıklamalarına ,
*21.08.2003 tarihli Yarın isimli gazetede, “ANLAYANA” başlıklı haberde, “Devir teslim törenlerinde konuşan Orgeneral Doğan ve Tolon Laiklik düşmanlarına BALANS AYARI yaptı” şeklindeki değerlendirmeye,
*24.08.2003 tarihli Yeni Çağ gazetesinde, “KOMUTANLAR SERT ÇIKTI” başlıklı haberde, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç YALMAN, MGK genel sekreteri Tuncel KILIÇ’ın açıklamalarına ,
* 24.08.2003 tarihli Aydınlık Dergisinin 4. sayfasında, “AKP İKTİDARINI YIKMA ÇAĞRISI” başlıklı haberde, Ege Ordu Komutanı Hurşit TOLON ve 1. Ordu Komutanı Çetin DOĞAN’ın açıklamalarına ,
26.08.2003 tarihli Akşam Gazetesinde, “ŞENUYGUR PAŞA SERT KONUŞTU” başlıklı haberde, Dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener ERUYGUR’un Jandarma Okullar Komutanlığının mezuniyet töreninde yaptığı konuşmaya,
*29.08.2003 tarihli Hürriyet Gazetesinde, “LAİKLİĞE TEHDİT SÜRÜYOR” başlıklı haberde, Yeni Deniz Kuvvetleri komutanlığı görevini devralan Özden ÖRNEK’ in açıklamalarına,
*31.08.2003 tarihli Halka Tercüman Gazetesinde, “İRTİCA İLE MÜCADELEDE ENGEL TAKİYECİLİK” başlıklı haberde, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener ERUYGUR’ un açıklamalarına ,
*01.09.2003 tarihli Cumhuriyet Gazetesinde, “AĞUSTOS MESAJLARI” “Komuta Kademesi kökten dincilikle mücadelede kararlılığını vurguladı” başlıklı haberde Genelkurmay Başkanı Hilmi ÖZKÖK, Orgeneral Şener ERUYGUR ve Orgeneral Aytaç YALMAN’ ın açıklamalarına ,
*02.09.2003 tarihli Radikal Gazetesinde, “ERUYGUR: İRTİCA İŞ BAŞINDA” , Posta Gazetesinde, “DEMOKRASİYİ KULLANIYORLAR” ,03.09.2003 tarihli Yeniçağ Gazetesinde, “DEVLET İRTİCA KISKACINDA” başlıklı haberlerde, Jandarma Genel Komutanı Şener ERUYGUR’un açıklamalarına ,
*02.09.2003 tarihli Hürriyet Gazetesinde, “SÖZLERİM HALA UYANMAYAN YADA UYARIDAN BIKANLARA” başlıklı haberde dönemin Ege Ordu Komutanı Hurşit TOLON’nun Maltepe Askeri Lisesinin eğitim ve öğretim yılı açılış töreninde yaptığı konuşmalara ,
*30.09.2003 tarihli İstanbul Gazetesinde, “KÖKTEN DİNCİ FAALİYETLER DEVAM EDİYOR” başlıklı haberde, Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden ÖRNEK’in Deniz Harp Okulu Komutanlığı 2003-2004 eğitim öğretim yılı açılış töreninde yaptığı konuşmalara ,
*30.09.2003 tarihli Yeni Asır Gazetesinde, “LAİKLİKTEN ASLA TAVİZ VERİLEMEZ” başlıklı haberde, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İbrahim FIRTINA’nın Hava Harp Okulunun 2003 eğitim yılı açılış töreninde yaptığı konuşmaya ,
*30.09.2003 tarihli Bursa Hakimiyet Gazetesinde, “KEMALİZM MODERNİZMİN ZİRVESİ” başlıklı haberde, Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç YALMAN’ın Kara Harp Okulunun 2003-2004 öğretim yılı açılış töreninde yaptığı açıklamaya ,
*05.10.2003 tarihli Aydınlık Dergisinin 14.sayfasında “KOMUTANLARIN SON İHTARI” başlıklı iki sayfalık haberde, Kuvvet Komutanlarının 2003 – 2004 öğretim yılı açılış konuşmalarında yaptıkları açıklamalara yer verdiği, bu çerçevede Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç YALMAN, Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim FIRTINA ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden ÖRNEK’in eğitim öğretim yılı açılış törenlerinde yaptıkları açıklamalarına,
*04.01.2004 tarihli Aydınlık Dergisinde, “ORDUDAN AKP İKTİDARINA BALYOZ” başlıklı haberde, komuta kademesinin görülmemiş ölçüde birleşerek, Cumhuriyet devrimini savunma kararlılıklarını olağanüstü yöntemlerle açıkladıklarını, batı güdümlü medya ve batı destekli irticanın telaşa düşerek komuta kademesini bölünmüş gösteren tertiplere kalktığının belirtildiği ve haber içerisinde Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç YALMAN’ın açıklamalarına ,
*13.05.2004 tarihli Gözcü Gazetesinde, “SÖYLEYECEĞİMİZİ SÖYLEDİK” başlıklı haberde, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç YALMAN’ın YÖK ile ilgili açıklamalarına ,
*27.08.2004 tarihli Akşam Gazetesinde, “ERUYGUR’DAN ZEHİR GİBİ VEDA” başlıklı haberde, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener ERUYGUR’un emekliye ayrılırken düzenlenen devir teslim töreninde yaptığı açıklamalara ,
*27.08.2004 tarihli Posta Gazetesinde, “HÜKÜMETE TARİKAT ELEŞTİRİSİ YAPIP GİTTİ” başlıklı haberde, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener ERUYGUR’un devir teslim töreni sırasında irtica ile ilgili yaptığı açıklamalara ,
*24.10.2004 tarihli Cumhuriyet Gazetesinde, “ATATÜRKÇÜLER BİRLEŞMELİ” başlıklı haberde, eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener ERUYGUR’un Atatürk Çizgisi Platformu Atatürkçü Düşünce Eğitim Merkezinin “Cumhuriyet ve Demokrasi” ödüllerinin dağıtımı nedeniyle düzenlenen törene gönderdiği mesajdan bahsedildiği ve eski MGK Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer KILINÇ’ın açıklamalarına ,
*11.11.2004 tarihli Güneş Gazetesinde, “PAŞADAN ANLAMLI GÜNDE ANLAMLI ÇIKIŞ” “SAHTE GÖZYAŞLARI DÖKENLER VAR” başlıklı haberde, Orgeneral Hurşit TOLON’un 10 Kasım konuşmasında, sahte gözyaşlarıyla Ata’yı anar gibi görünenlere dikkat çektiği yönündeki açıklamaların,örgüt stratejisi doğrultusunda yapılan ve basında yer alan açıklamalar olduğu anlaşılmaktadır.
Örgütün darbe planı kapsamında gerçekleştiridği bu faaliyeti ile ilgili şüpheli Şener ERUYGUR’dan ele geçirilen 13 nolu CD’de, “SLOGAN_1.doc” isimli vord belgesinden, “Kuvvet Komutanlarının gelişlerinde söylenecek sloganların dahi belirlendiği görülmüştür. Bahse konu word dosyasında, kuvvet komutanlarının gelişinde, “ORDU MİLLET AYRILMAZ, TÜRKİYE BÖLÜNMEZ” “ATATÜRK’ÜN ORDUSU HAİNLERİN KORKUSU” “MİLLİ ORDU GÖREVE” “HER TÜRK ASKER DOĞAR” “HEPİMİZ ASKERİZ EMRİNİZDEYİZ” “TÜRK TOPRAĞI MAL DEĞİL, SATILAMAZ” “TÜCCAR TAYYİP KIBRISI SATMA” “RUMLARA SATTIĞIN TÜRK TOPRAĞI, COLA TURKA DEĞİL” “TAYYİP KENDİNE GEL, HELENİZME ENGEL OL” “TAYYİP BAŞBAKANLIK YAP, UŞAKLIK DEĞİL” “COLA TURKA SAT, KIBRISI SATMA” “TAYYİP ŞAŞIRMA, SABRIMIZI TAŞIRMA” “TAYYİP USLU DUR, KIBRISTAN UZAK DUR” “TÜRK MİLLETİ SİLKELEN, BİRBİRİNE KENETLEN” “KIBRIS TÜRKÜNDÜR, SATILAMAZ” “KIBRIS BİZİMDİR, YUNANIN DEĞİL” şeklinde sloganlar attırılacağı planlanmıştır.
Dostları ilə paylaş: |