ADALET VE KALKINMA PARTİSİNE YÖNELİK YÜRÜTÜLEN FAALİYETLER
Soruşturma kapsamında elde edilen delillerden Ergenekon Terör Örgütünün 2002 yılı Genel Seçimlerinden sonra AKP’ye yönelik kapsamlı bir çalışma başlattığı, öncelikli olarak darbe planları çerçevesinde AKP’yi bölüp parçalamayı ve böylelikle hükümetten düşürmeyi hedefledikleri, yaptıkları çalışmalarla bunu tamamen başaramamış olsalar da bir kısım AKP’li Milletvekillerini koparmayı başardıkları, anlaşılmıştır.
AKP’yi bölme ve parçalama hedeflerini tam olarak gerçekleştiremeyince bu kez AKP’nin kapatılması amacıyla “KAPATMA DAVASI”nı etkilemek için davanın görüldüğü Anayasa Mahkemesi ile ilgili çalışmalar yaptıkları, bu çerçevede Mahkeme üyelerine yönelik karalama ve yıpratma amaçlı faaliyet yürüttükleri ,
Bu faaliyetlerini yürütürken tüm AKP’li Milletvekilleri ile ilgili kapsamlı çalışmalar yaptıkları, Milletvekillerini dini, siyasi görüşlerine ve ırki kökenlerine göre ayrıştırarak kişisel verileri kaydettikleri, bazı AKP’li milletvekilleri ve Belediye Başkanlarını partiden koparmak için bire bir görüşmeler ve yönlendirmeler yaptıkları anlaşılmıştır.
KAPATMA DAVASI devam ederken AKP’nin kapatılacağını göz önünde bulundurarak AKP’yi bölme ve parçalama faaliyetlerini sürdürdükleri, bu kapsamda bir kısım partilileri AKP’den kopararak yeni bir siyasi parti kurdurmayı hedefledikleri, bunların yanı sıra örgütün yönetici kadrosunun yönlendirmeleri ile birçok şüphelinin siyasi çalışmalara başladığı görülmüştür.
Ergenekon Terör Örgütünün AKP’ye yönelik gerçekleştirdiği faaliyetlerin daha iyi anlaşılabilmesi için konu ile ilgili elde edilen deliller aşağıya sarih olarak izah edilecektir.
Yapılan aramalarda Şüpheliler Ahmet Hurşit TOLON, Mehmet Şener ERUYGUR ve Hasan Atilla UĞUR’dan ele geçirilen dijital veriler yer alan Cumhuriyet Çalışma Grubu isimli slaytların olduğu tespit edilmiştir. Bu slaytlar incelendiğinde, şüpheli M.Şener ERUYGUR’un Jandarma Genel Komutanı olduğu dönemde komutanlık bünyesinde illegal olarak Cumhuriyet Çalışma Grubu adı altında bir oluşum kurduğu ve bu çalışma grubu kapsamında birçok legal ve illegal faaliyetler planladığı anlaşılmıştır.
Cumhuriyet Çalışma Grubunun geleceğe dönük perspektifleri başlığı altında; “Mahalli İdareler Genel Seçimleri” kapsamında yapılacak çalışmalar ve bu çerçevede, Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde yurt genelinde AKP’nin, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da DEHAP’ın muhtemel başarılarını engellemek maksadıyla; Merkez sağda alternatif bir partinin güçlendirilmesi, AKP ve DEHAP’a karşı seçim ittifakı yapılması projeleri üzerinde çalışmalar planlandığı anlaşılmıştır.
Cumhuriyet Çalışma Grubunun devre raporlarına bakıldığında, bu planların uygulamaya konulduğu ve gerekli çalışmaların yapıldığı tespit edilmiştir. 01 Aralık 2003 tarihli devre raporuna incelendiğinde, “Mahalli Genel Seçimler öncesi ortamın şekillendirilmesi başlığı altında”, merkez sağda alternatif bir partinin yaratılamaması halinde AKP’nin seçimden fazlasıyla güçlenerek çıkacağı, ANAP liderinin merkez sağ partilere ve gizli olarak DYP’ne birleşme talebinde bulunduğu, Bu yönde alınan bilgilere rağmen, taraflardan birinin desteklenmemesi halinde birleşmenin gerçekleşmeyeceği” belirtilmiştir.
Ayrıca Partilerin son 10 yılda yapılan seçimlerde aldıkları sonuçların ayrıntıları ile incelendiği, DYP, ANAP ve MHP’nin parti yönetiminde görev alan kadroları ve İl Başkanı seviyesine kadar tespit edildiği, Partide söz sahibi kişilerin biyografik istihbaratlarının yapıldığı görülmüştür.
Devam eden slaytlarda dönemin ANAP Genel Başkanı Ali Talip ÖZDEMİR ve ANAP’lı Nesrin NAS hakkında yapılan biyografik istihbarat çalışmalarından bahsedildiği, sonuç bölümünde ise ANAP ve DYP Genel Başkanlarının biyografik istihbaratlarına göre durumları değerlendirildiğinde, DYP Genel Başkanının daha güvenilir olduğu, bu nedenle M. AĞAR’ın desteklenmesi gerektiği, Mahalli Genel Seçimlerden önce DYP ve ANAP’ın DYP çatısı altında birleşmeleri, birleşme kısa vadede mümkün olmaz ise Mahalli Genel Seçime ittifak ile girilmesinin sağlanması gerektiği, ayrıca kısa vadede, sayıları 55’i bulan DYP kökenli AKP milletvekillerinden mümkün olduğu kadar çoğunun Mahalli Genel Seçimden önce DYP’ye transfer edilmesi, bu sayede DYP’nin mecliste grup kurmasının sağlanması gerektiği belirtilmiştir.
Ayrıca “İstanbul’da Ali Müfit GÜRTUNA’nın DYP’ye angaje edilmesi, Ankara’da İ.Melih GÖKÇEK ile R.T. ERDOĞAN arasındaki güvensizlik ortamından istifade edilerek, İ.Melih. GÖKÇEK’in saf dışı edilmesi ve Turgut ALTINOK’un DYP’ye angaje edilmesi, Diğer illerde de aday şahsiyeti bazında benzer çalışmaların yapılması gerektiği,
R.T. ERDOĞAN ve hükumetinin laiklik ve dinsel temelli argümanlar yerine; Kamu Yönetimi Yasa Tasarısının ulusal birliğimizi ve üniter yapımızı tehdit eden durumu, Irak, Kıbrıs, Yunanistan ve Ermenistan politikalarındaki gayri milli yaklaşımlar, Uzan grubuna yönelik tutumdaki sapmalar, Etnik köken ayrımcılığı yapması ve gayri ahlaki tutum ve davranışları kullanılarak kamuoyunda küçük düşürülmesinin önem arz ettiği” hususları vurgulanmıştır.
19 Ocak 2004 tarihli devre raporunda “Cumhuriyet platformu çalışmaları başlığı altında; Ulusal Birlik Hareketi STK Platformu başkanı Bülent B… ile yapılan görüşmeden bahsedildiği, bu görüşmede Bülent BE..’nın “Ülke gündemi ve iktidarın icraatlarını yakından takip ettiklerini, Problemin Siyasi Partiler Kanununun partileri lider diktatörlüğüne maruz bırakmasından ve Seçim Kanununun %45 oyu dışarıda bırakmasından kaynaklandığını, TSK’nin müdahalesi ile bu kanunların değiştirilip tekrar seçime gidilmesi ile bu partinin önünün kesilmenin mümkün olabileceğini,
İktidarın geliş sürecini; camiler, İmam Hatip Liseleri ve yeşil sermaye olarak tanımladığını, Ulusal Birlik hareketi ile yukarıda bir faaliyetin olduğu ancak tabana inemedikleri için çok yüzeysel kaldığı, Anadolu'ya açılmak gerektiği ve bunun için çalıştıkları, bu sayede geniş halk kitlelerine ulaşmayı hedeflediklerini, Halkın eğitimsizlikten ve bu tür oluşumlara ihtiyatla yaklaşmasından dolayı yapılan çalışmalara uzak durduğu, halkın eğitilmesi gerektiğini, CHP’nin iyi muhalefet yapamadığı, CHP’ye güveninin sarsıldığını,
AKP’nin son derece iyi örgütlenmiş bir parti olduğu, bunlarla mücadele etmek için aynı tarzda STK’ larının öncülüğünde iyi örgütlenilmesi gerektiğini” söylediği belirtilmiştir.
2003 tarihli devre raporunda, “Seçim öncesi TBMM’nin şekillendirilmesi” başlığı altında; Mahalli Genel Seçimlere kadar merkez sağda alternatif bir partinin yaratılamaması halinde AKP’nin seçimden güçlenerek çıkacağı, mevcut tehdidin daha da büyüyeceği, DYP ve ANAP arasında gayri resmi birleşme taleplerinin olduğu, ancak taraflardan birinin desteklenmemesi halinde birleşmenin gerçekleşemeyeceği, şeklinde değerlendirmeler yapılmıştır.
Ayrıca AKP’nin kopmalarla parçalanması gerektiği, AKP bünyesinde daha önceden başka siyasi partiler içerisinde yer almış birçok milletvekilin bulunduğu, bu milletvekillerinin bir kısmının AKP yönetiminden ve mevcut durumdan rahatsız olduğu, bir kısmının da kriz durumunda partiden kopabileceği, bu amaca yönelik krizin suni bir gerilimle kontrollü bir şekilde tırmandırılabileceği ,
Bu krizin; TSK öncülüğünde AKP’nin tabanını da rahatsız eden uygulamalarından istifade edilerek yaratılabileceği ifade edilmiştir. Gerilim konusu yapılacak argümanların ise, laiklik ve dinsel temelli argümanlar yerine; Kamu Yönetimi Yasa Tasarısı, Irak, Kıbrıs, Yunanistan ve Ermenistan politikalarındaki gayri milli yaklaşımlar ve Uzan grubuna yönelik tutumdaki sapmaların kullanılmasının daha etkili olacağı belirtilmiştir.
Dönemin Hava Kuvvetleri komutanı İbrahim FIRTINA Cumhuriyet Çalışma Grubunun faaliyetleri ile ilgili yaptığı değerlendirmede diğer konuların yanı sıra; “Hedef şahısların biyografik istihbaratı kapsamında, bu şahısların hassas taraflarının tespit edilmesi ve başkaları tarafından kullanılan şantaj unsurlarının da elde edilmesi, gerektiğinde bu şahıslara karşı kullanılmak üzere arşivlenmesi”, “AKP ve bu partinin Belediye Başkanı adayları hakkında elde edilecek bilgilerin seçimden ne kadar önce basına sızdırılmasının uygun olacağı konusunda uzman görüşü alınması” şeklinde görüşler belirttiği anlaşılmıştır.
Soruşturma kapsamında ele geçirilen diğer delillerden Cumhuriyet Çalışma Grubunun planladığı faaliyetlerin aynen gerçekleştiği, bu kapsamda bazı şüphelilerin zaman zaman toplantılar yaparak kararlar aldığı, ayrıca AKP ve AKP’li Milletvekilleri ve Belediye Başkanları ile ilgili istihbari çalışmalar yaparak kişisel verileri hukuka aykırı bir şekilde kaydettikleri, bunların yanı sıra dini siyasi görüşlerine ve ırki kökenlerine göre ayrıştırarak fişleme yaptıkları, diğer taraftan elde ettikleri bir takım bilgileri şantaj ve yıpratma amaçlı kullanmayı planladıkları belirlenmiştir.
Şüpheli Mehmet Şener ERUYGUR’dan ele geçirilen dijital verilerde, Şüpheliler Levent ERSÖZ ve Hasan Atilla UĞUR’un Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat dairesinde görevli oldukları dönemde, ayrı ayrı ve değişik tarihlerde şüpheliler İsmail YILDIZ, Tuncay ÖZKAN ve Mustafa BALBAY’la yaptıkları toplantılarda, AKP’nin bölünmesi ve parçalanması için planlar yaptıkları, bu toplantılarda konuşulanları kaydettikleri, ayrıca bazı görüşmelerdeki ses dosyalarını da sakladıkları tespit edilmiştir.
Ayrıca bu toplantılarda alınan kararlar gereği, AKP’yi içerden bölmek için bazı AKP’li Milletvekilleri ve Belediye Başkanları ile de görüşmeler yaptıkları, bu görüşmeleri de kaydedip , bazı ses dosyalarını sakladıkları tespit belirlenmiştir.
Bu verilere bakıldığında;
5 Kasım 2003 tarihinde Kıvanç DEĞİRMENCİ kod adlı İsmail YILDIZ ile Levent ERSÖZ arasında yapılan görüşme metni çözümünde özetle; AKP’nin bölünmesi ile ilgili konuşmalar yaptıkları, görüşme içerisinde İsmail YILDIZ’ın AKP’nin bölünüp parçalanmasının çok kolay olduğunu söylediği, bu çerçevede “hadiseden milletvekillerinin hepsi bu şekilde tesir edecek hale geldiler. Orada 219 tane milletvekili AKP’den kopacak durumda, bu sayı 250 ye çıkabilir.” dediği,
Görüşmenin devamında bu durumu Mehmet AĞAR’a anlattığını ve AKP içerisinde sadece 55 tane DYP kökenli milletvekili olduğunu, 40 milletvekilinin MHP kökenli olduğunu, 60 milletvekilinin ise ANAP geçmişi olduğunu söylediğini, fakat bunun için gerginliğin tırmandırılması gerektiğini ifade ettiği, bunun üzerine Levent ERSÖZ’ün “gerilimi kim tırmandıracak, nasıl tırmandıracak” dediği, İsmail YILDIZ’ın da “gerilimi de bir şekilde TSK tırmandırabilir. Stratejik olarak ama dini noktalar üzerine değil de milli noktalar, idari yapı yada hukuk konularında sıkıştırabilir” “gerilimi orada tırmandırırsa, Ağar ılımlı mesajları vermeye devam ederse, hatta biraz daha yoğunlaştırırsa bunu, AKP nin milletvekillerinin DYP ye geçmesi için meşru bir zemin oluşur” dediği, Levent ERSÖZ’ün de “yani korkup kaçan mı olur” dediği, İsmail YILDIZ’ın “hem korkup kaçan olur, hem de DYP böyle bir durumda en iyi adres galiba” dediği,
Bilahare; İsmail YILDIZ’ın Ali Müfit GÜRTUNA’nın AKP’den kopartılması gerektiğini öne sürerek “Ali Müfit Beyi mutlaka koparmamız lazım. Ali Müfit Bey, gelecekte Türkiye’deki Tayyip Beyin pozisyonunu doldurabilecek siyasi olarak görülüyor” dediği,
Daha sonra; Mehmet AĞAR’ı ne şekilde yönlendirdiğini anlattığı, bu çerçevede Mehmet AĞAR’a, Türkiye’deki işsizlik sorununu çözeceğini ve ekonomi ile ilgili vatandaşı ikna edebilecek söylemlerde bulunmasını tavsiye ettiğini, bundan sonraki süreçte de Meclise yöneleceklerini söylerken “Meclis içerisinde bazı milletvekillerinin hiç değilse milli ve dini duygularıyla bir şekilde oynayalım, oradan bir grubu DYP ye angaje etmeye başlayalım” dediğini,
Görüşmenin sonlarına doğru İsmail YILDIZ’ın yerel seçimlerde AKP nin ciddi anlamda oy almasının engellenmesinin gerektiğini söylediği anlaşılmıştır.
22 KASIM 2003 tarihinde Kıvanç DEĞİRMENCİ kod adlı İsmail YILDIZ ile LEVENT ERSÖZ arasında yapılan görüşme metni çözümünde özetle; Başlangıçta İsmail YILDIZ’ın DYP ile ilgili yoğun çalışmalarının olduğunu, DYP nin kamp faaliyetlerini yaptıklarını, burada karşıt grupları bir araya getirmeyi düşündüklerini, toplantının 10 Aralıkta Hilton otelinde yapılacağını söylediği, Levent ERSÖZ’ün de söz konusu toplantıya katılacak isim verebileceğini söylediği, görüşmenin devamında, İstanbul’da meydana gelen HSBC Bankası ve İngiliz Konsolosluğundaki patlama olaylarıyla ilgili konuştukları, bu konu ile ilgili konuşurken Levent ERSÖZ’ün daha önceden aralarında konuştukları AKP ile ilgili bir şeyi kastederek “alabildiniz mi onları” diye sorduğu, İsmail YILDIZ’ın da “alamadık paşam, zannediyorum bu akşam operasyonu bitireceğiz, tam beş gündür uğraşıyoruz paşam” “patlama bizim işimize yaradı. Şimdi bir ekiple sürekli onu gözlüyoruz. Aslında aldığımız anda birçok şey kökünden değişebilecek. Çok fazla deşifre olmadan götürmeye çalışıyoruz” dediği,
Görüşmenin devamında, AKP nin dağıtılması ve hükümetten düşürülmesi ile ilgili konuşurken İsmail YILDIZ’ın “AKP yi tehdit edebilecek tek güç şu anda silahlı kuvvetler paşam. Başka bir şey yok” dediği ve devamında AKP nin dağıtılması için Mehmet AĞAR ve Cem UZAN ile ilgili yaptıkları planları konuştukları,
Bu çerçevede İsmail YILDIZ’ın Mehmet AĞAR’ı ne şekilde yönlendirdiğini anlattığını, fakat Mehmet AĞAR’ın bunu değerlendiremediğini söylediği, bunun üzerine Levent ERSÖZ’ün “Ağar’a aslında anlaması gereken bir mesaj gönderdik. Onu algılaması lazım. Yani Şırnak Milletvekili ile ona mesaj gönderdik. Onu anlaması lazım.” dediği, İsmail YILDIZ’ın da Mehmet AĞAR’la tesadüfen gerçekleşmiş gibi bir görüşme yapılıp yapılamayacağını sorduğu, Levent ERSÖZ’ün de “tesadüfe gerek yok, davet edelim Mehmet AĞAR’ı, gelsin görüşelim, konuşalım” “ama öncelikle parti içerisinde birkaç milletvekili transfer etmesi gerektiğini düşünüyorum” dediği, İsmail YILDIZ’ın da “beş tane milletvekili paşam, beşi geçecek, iki tane Isparta milletvekili, iki tane Muğla milletvekili, bir tane İstanbul milletvekili, benim temas halinde olduğum 15 tane milletvekili var. İlk aşamada beş transfer gerçekleştirebilecek durumdayız, ondan sonra parça parça diğerleri. Şimdi bir çalışma yapıyoruz. Kim ne karşılığı AKP den ayrılabilir diye. Önemli ölçüde tamamlanmak üzere” dediği,
Görüşmenin devamında, İsmail YILDIZ’ın “uzun lafın kısası paşam, Ağar’ı ikna edeceğiz paşam, orada bir tereddütümüz yok. Zannediyorum kısa zamanda, aralık sonuna kadar da önemli sayıda milletvekiline ulaşabilecek durumdayız.” dediği,
Konuşmanın ilerleyen bölümlerinde, DYP ve Mehmet AĞAR olmadığı takdirde AKP nin alternatifinin Genç Parti ve Cem UZAN olabileceğini konuştukları, bu çerçevede İsmail YILDIZ’ın “AKP nin alternatifinin Genç Parti olabileceğini söylüyoruz paşam. Çünkü para var. Hükümeti yıkma girişimi var.” “…neticede Genç Parti önümüzdeki günlerde böyle bir çıkış yapabilir. Cem UZAN paranın, kesenin ağzını açabilir. Milletvekili transferi yapabilir. Ama nereye kadar yapabilir? İktidara gelebilir mi? Ben o kadar olacağını düşünmüyorum da, AKP yi, hükümeti zayıflatıcı bir faktör olarak kullanılabileceğini düşünüyorum” “...burada Cem kullanılabilir paşam rahatça hükümetin düşürülmesinde. Cem çok rahat kullanma makamı haline gelebilir.” dediği,
Daha sonra, Mehmet AĞAR ve Cem UZAN hakkında bir değerlendirme yaptıkları, bu çerçevede İsmail YILDIZ’ın “sonuçta her ikisi de kontrolsüz güç paşam. Kesinlikle, çünkü Cem’in böyle endişeleri olmaz zaten, Cem parasına bakar, keyfine bakar, Cem’in en ufak bir milli düşüncesi yoktur, babasının belki olabilir. Ama dolar bütün milli düşünceleri yumuşatabiliyor…. Burada gariban yine Ağar paşam, yani Genç Partiden de bir şey çıkarmamız mümkün değil” dediği, ayrıca görüşme içerisinde, İsmail YILDIZ’ın Genç Partinin arkasında muhtemelen İngiliz İstihbarat Servisi MI 6 olduğunu söylediği,
İsmail YILDIZ’ın sonucun kısa zamanda alınabileceğini söyleyerek “burada ilk adım, partiyi dağıtacak ortam, arkasından dağıtmak, sonucu almak ve Mehmet AĞAR’ı yada “X” i hadisenin başına geçirmek olabilir paşam” dediği,
İsmail YILDIZ’ın konuyu Mehmet AĞAR’a anlattıklarını ve yavaş yavaş ısındırdıklarını, fakat Mehmet AĞAR’ın bazı korku ve çekincelerinin olduğunu söylediği, ayrıca AKP den koparabilecek milletvekilleri ile ilgili çalışmalar yaptığını söylediği, bu çerçevede “bakın şu milletvekilleri, şunlar vaat edildiğinde partiden kopabilir. Seçim süreci yaklaştı, bunların hepsinin dosyası var aşağı yukarı. Örnek veriyorum, Miraç …….., Malatyalı, ne yapıyor? Erkan MUMCU’nun kasası, onun kirli işlerini yapıyor, seçimden önce bunu deşifre ederiz, adama dersinki sen artık epey kirlenmişsin, bunun dışında kal. Yani siyasette yapılmayan şeyler değil bu.” Dediği ve bu konuları Mehmet AĞAR’a anlattığını, Mehmet AĞAR’ın da yavaş yavaş aklına yattığını söylediği, devamında “aklına yatıyor yavaş yavaş, geçen gün bir iki milletvekili ile ilgili background verdim. Mesela Kırıkkale milletvekili Murat, Milli Görüşçü, AKP den, akrabaları DYP de, Kürt kökenli, akrabaları kürt kökenli ama DYP deler. Birkaç örnek verdim, bu adama milletvekilliği garanti versen AKP den bugün istifa eder. “garantiyi verirsek ne olacak” diyor, biz bunu aday yapmak zorundayız. Zorunda değilsin dedim.” dediği,
Görüşmenin devamında, İsmail YILDIZ’ın AKP nin dağıtılması için yeterince malzeme olduğunu ve istendiği takdirde çok kısa bir sürede dağıtabileceklerini söylediği, bu çerçevede “AKP yi hükümetten indirmek, toplam bizim 15 günümüzü alır paşam en fazla” “15 günde rahat indirilebilir, çünkü gerçekten malzeme var…, tedbirli bir plan yapılabilir, aşamalı bir plan. O aşamalı plan dahilinde önce yıpratıp sonra iyice dağıtmak” “…ben şunu söylüyorum, AKP yi dağıtmak için çok fazla bir şeye gerek yok paşam, rahatça dağıtılabilir bir parti AKP. Yeter ki Ağar siyasi hırsını biraz ilerletmiş olsun. Biraz hırslansa dediğim gibi AKP yi dağıtmak en fazla 15 günümüzü alır normal şartlar altında” dediği,
Görüşmenin içerisinde, İsmail YILDIZ’ın AKP nin dağıtılması için medyanın öneminden bahsettiği, bu konuda medyanın verimli bir şekilde kullanılabilmesi için Cem UZAN’dan faydalanılabileceği, Cem UZAN’ın gerekli finansmanı sağlayabileceğini söylediği, ayrıca hükümetin aleyhinde yayın yaptırmak için araştırma yaptığını, birkaç kişiye sorduğunu ve mesela Karamehmet grubunun ilk yayın yapacak gruplardan biri olabileceğini anladığını, Levent ERSÖZ’ün de “peki Doğan da buna yanaşacak mı” dediğini, İsmail YILDIZ’ın “paşam o da zor durumda bir çok açıdan. Yani kendisinin Alman istihbaratıyla olan ilişkisinin yavaş yavaş deşifre edildiğini düşünüyor, yani zorlandığını düşünüyor. Kendisini ciddi anlamda şantaja tabi tuttuklarını düşünüyorum, Almanların ve içeride bazı grupların. yine dışardan bazı grupların. Her an ilişkisinin deşifre edilebileceğinin korkusu var Aydın DOĞAN’ın” dediği,
Görüşme sırasında ayrıca Can ATAKLI hakkında konuştukları, İsmail YILDIZ’ın Can ATAKLI için “ağzı gevşektir, sır tutmaz” dediği, Levent ERSÖZ’ün de “Hayrullah onu kullanıyor zaten” dediği, İsmail YILDIZ’ın da “paşam biz kullanıyoruz. Fakat Cem Hayrullah’a soğuk. Tanımıyor Hayrullah’ı, birde Sabah grubundan geldi Hayrullah” dediği,
Ayrıca Anap’lı Ali Talip ÖZDEMİR ve Nesrin ……. hakkında konuştukları, İsmail YILDIZ’ın Nesrin …….’ın CİA ajanı olduğunu ve gayri milli bir insan olduğunu söylediği,
Görüşmenin sonlarına doğru Levent ERSÖZ’ün konuştukları konularla ilgili bazı bilgi ve belgeler istediği ve ayrıca “bizimle olan ilişkin deşifre olmasın” dediği, İsmail YILDIZ’ın da istenilen belgeleri en kısa sürede getireceğini, diğer konularda da çok ketum olacağını söylediği anlaşılmıştır.
21 Ocak 2004 tarihinde Levent ERSÖZ, Hasan Atilla UĞUR, İsmail YILDIZ, Hayrullah Mahmut ÖZGÜR ve Cem UZAN arasında yapılan görüşme çözümü özetinde; Öncelikli olarak o dönemde Uzan grubuna yönelik yapılan mali operasyonlar sonucu Uzan Grubunun yaşadığı sıkıntıları konuştukları, bu çerçevede Levent ERSÖZ’ün Uzun Grubunun mevcut hükümet tarafından mağdur edildiğini öne sürerek Uzun Grubuna adli olarak ta gerekli desteği vereceklerini söylediği, bu çerçevede Levent ERSÖZ’ün “Bu olayı sürdürmek gerektiğini, zaten düşüncemiz olarak ortaya koyduk. Konunun yansımasını dün akşam biz, özellikle yüksek yargıdan bir kanal vasıtası ile ulaştırdık bu vatandaşlara” dediği,
Görüşmenin devamında Levent ERSÖZ’ün Uzun Grubunun yaşadığı mağduriyetler ile ilgili tepkilerini dile getirmeye devam etmeleri gerektiği, bu tepkileri basın yayın organlarıyla sürdürmeleri gerektiğini söylediği, bu söylemler üzerine Cem UZAN’ın kendi üzerine düşen her şeyi yaptığını ve Başbakan’ı kastederek “ya o beni indirecek ya ben onu” dediği,
Levent ERSÖZ’ün Cem UZAN’a televizyon programlarında yada medya karşısında yaptığı konuşmalarla ilgili taktik ve yöntemler verdiği, bu çerçevede “bundan sonra çelik gibi bir sinire sahip olmanız lazım, bundan sonraki olaylar içerisinde de son derece sakin olmamız lazım. Eğer böyle olursanız, bunları istediğiniz tarzda tahrik edersiniz, istediğiniz mesajları verebilirsiniz” “bir de tabi bu operasyonu yürütürken bazı tabirlerden kesinlikle kaçınmak gerektiğini düşünüyorum” diyerek kullanılan kelimelere çok dikkat edilmesi gerektiğini söylediği,
Levent ERSÖZ’ün “bu genel seçimlerden sonra niye bir transfer konusu yapıp ta bir grup oluşturmadınız mecliste” dediği, Cem UZAN’ında “mümkün olmadı ki” dediği, Levent ERSÖZ’ünde “yani darbeler gelinceye kadar olan dönemde böyle bir milletvekili transfer edipte, Türkiye Cumhuriyetinin yüz karası bir hadise belki ama” dediği, Cem UZAN’ın da Hakkari’den bağımsız milletvekili seçilen birisinin böyle bir iş için bir buçuk milyon dolar para istediğini, parayı sokaktan toplamadığını, bu tür şeyler yapmasının kendisine bir fayda sağlamayacağını, fakat mecliste grup kurmanın başka bir olay olduğunu, bununda çok zor olduğunu, bir yığın servet harcayarak 15 kişi alsa yine grup kuramayacağını söylediği,
Görüşmenin ilerleyen bölümlerinde İsmail YILDIZ’ın yaptığı çalışmalar ve AKP’nin Hükümetten indirilmesi için yapılabilecek faaliyetler hakkında bilgiler verdiği, bu çerçevede “belirli operasyonlar yapılırsa AKP’nin oyu aşağıda kalır, ama normal şartlar altında bu seçim cereyan ederse dediğiniz gerçekleşmez tekrar Uzan’larla uğraşmaya başlarlar dediği, devamında yaptığı araştırmalar sonucu partilerin yerel seçimlerde alabilecekleri oy oranları hakkında bilgi verdikten sonra “yani neticede burada çok kapsamlı bir operasyon yapmak, çok kapsamlı bir senaryoyu hiçbir nokta ihmal etmeden oluşturmak ve oylamak gerekir diye düşünüyorum” dediği,
Konuşmanın devamında İsmail YILDIZ’ın “Cem UZAN öyle bir şey yapmalı ki hükümet feleğini şaşırmalı. Ne yapabilir? Bir; mecliste bir siyasi partiyi tehdit unsuru haline getirebilir….., ikincisi; 368 milletvekili var zaten AKP’nin. Ben bu 368 milletvekilinin 368’i ile de ilgili dosya hazırladım. Ve sorduğumuz soru; AKP’den koparmasınız? Niçin koparsınız? Neden koparsınız? Ne zaman koparsınız? Hangi şartlar altında koparsınız? Ve ne istersiniz? Cevap;280 milletvekili AKP’den tabi ki kopabilirim diyor, bunlar devletle çatışmaya devam ederse, bunlar Türkiye’yi iyi idare edemezse ve ekonomik kriz çıkarsa, Güneydoğu ile ilgili baskılar artarsa, Kıbrıs’la ilgili taahhütleri artarsa bu zafiyetlerde kopabiliriz diyor. Yada bir siyası alternatif üretilirse. Bakın bu çok önemli, biz AKP’den kopabiliriz diyor” dediği, bu noktada Levent ERSÖZ söze girerek “ZATEN ONU YARATMAĞA ÇALIŞIYORUZ” dediği, devamında İsmail YILDIZ’ın “öncelikle AKP’yi iktidardan uzaklaştırmak hedefleniyor ise bir başka partinin %20-25 oranında alacağı oy AKP’de ki az önce Cem beyin işaret ettiği soru işaretini uyandırabilir milletvekillerinin kafasında. Milletvekillerini tahrik edebilir ve parti değiştirme sürecine gelebilir rahatça” dediği,
Daha sonra AKP’yi devirmek için neler yapılabileceği hususunun konuşulmaya devam edildiği, bu çerçeveden konuşmaya katılan kişilerin neler yapılabileceği sorduğu, bunun üzerine İsmail YILDIZ’ın “Şu yapılabilir bana göre, AKP’yi belinden veya beyninden vurmak gerekiyor ki sersemlesin. Kamuoyu nezdinde ki desteğini azaltabilmek gerekiyor. Bunu AKP’nin oturmuş olduğu ideolojik tabana yönelik bir taarruzla yapabilirsiniz. Bu ne olabilir?” dediği, Levent ERSÖZ’ün de “Bakın açıkçası diyor ki; AKPnin gayri milli olduğunu vurgula. Yani ortaya koy, belge ile ortaya koy. Deki Tayip efendi nedir etnik kökeni? Şudur. Efendime söyleyeyim nedir? Bunların yolsuzluğu şudur. Bu gibi somut işleri ortaya atıyorsun değil mi” dediği, İsmail YILDIZ’ında “Olabilir, evet yollardan birisi bu” “ikincisi gayri İslami oldukları ortaya konulabilir……, üçüncüsü yine diyoruz ki az önce siz söylediniz, her an ekonomik kriz gelebilir. Bizim yaptığımız çalışmalar da var. Halk şu anda krizi gizli olarak yaşıyor…… böyle bir propaganda yürütülmeli ki burada bunu halk açıkça görebilmeli, günlük yaşantısın da bunu algılayabilmeli….. yine alışılmış bir siyası mücadele ile buradan çıkmak mümkün değil, AKP’yi vurmamız lazım. Öncelikle Tayip beyi vurmamız lazım. Kendisi ile ilgili ne varsa ortaya koyup, Tayip beyi toplumun nezdin de bir defa kesin olarak siyaseti hür olmaktan çıkarmamız gerekiyor” dediği, devamında Cem UZAN’ın gerekirse geri çekilip başka bir partinin mecliste siyasi alternatif olarak yükselmesini sağlaması gerektiğini söylediği, bunun üzerine Cem UZAN’ın “ben bu lafı söyleyeceksiniz diye bekliyordum. Cem UZAN çekil seçimlere girme…..” dediği, İsmail YILDIZ’ın böyle bir şey demediğini fakat Cem UZAN’ın çok farklı bir propaganda ve kampanya yürütmesi gerektiğini söylediğini, bu noktada Levent ERSÖZ’ün söze girerek “şimdi İsmail Beyin daha önce yaptığı çalışmalar var, onu anlatmaya çalışıyor. Bu yapmış olduğu çalışmalardan bir tanesi, bu AKP’yi nasıl bölelim. Ciddi anlamda yaptığı çalışmalar var. Ondan yola çıkarak bir takım şeyler anlatmaya çalışıyor” dediği, bunun üzerine Cem UZAN’ın “368’lik bir grubu hayallerle parçalayamazsınız. Parayla da parçalayamazsınız. 10 kişi alsanız ne olacak, öbür 350 devam eder” dediği,
Görüşmenin devamında Levent ERSÖZ’ün “şimdi geçende konuştuk, elinizde ki silahları kaybetmeden, grubu riske etmeden, onu kaybetmeden, en yakın zamanda onları darbeleyecek tarzda, ha bu darbelemek İsmail Beyin söylemiş olduğu ve yabana atılmayacak konular var. Yani bu adamın gayri milli, İslami konusu, yolsuzluklar konusu, bütün bunları elinizde ki silahlarla ve seçim meydanında çok açık ve net vurarak yaparsınız” dediği, Cem UZAN’ın da “bu konu da en ufak bir endişeniz olmasın. Burada bu adama vurabilecek hangi malzeme bizim elimize ulaşırsa bütün çıplaklığıyla paldır küldür yayınlanacak” dediği,
Bilahare İsmail YILDIZ’ın yine yerel seçim sonuçları ile ilgili değerlendirmeler yaptığı ve bu değerlendirmelerde AKP’nin %54 oranında oy alabileceğini söylemesi üzerine Cem UZAN’ın “paşam, paletleri bir çalıştırsanız aslında” dediği ve bir süre sonra Levent ERSÖZ’ün “şimdi kendinize iyi bakın, kılıcınız keskin olsun, öyle diyorum bizim açımızdan, bizimle ilgili konuştuğumuz konulardan hiç şüphe yok onu açık ve net ifade edeyim, özellikle Hayrullah’ın bu konuyu açıklaması son derece yararlı oldu, sizinle bu konuyu da görüşmek açısından da. Biraz evvel söylediğimiz konuda da daha önce konuştuğumuz gibi yükselen trend içerisinde biz ne varsa ve ne gerekiyorsa yaparız. Ama önemli olan grubun, buranın ve sizin ayakta kalmanız, bu zaten Ülkenin ayakta kalması demektir” dediği ve Cem UZAN’la görüşmeye son verip, Cem UZAN’ı yolcu ettikleri, daha sonra Levent ERSÖZ, Hasan Atilla UĞUR ve İsmail YILDIZ’ın konuşmaya devam ettikleri,
Bu konuşmada Cem UZAN ile yapılan konuşmayı değerlendirdikleri İsmail YILDIZ’ın yaptığı konuşmada Cem UZAN’ın AKP ile anlaştığını düşündüğünü, bu nedenle yeterince muhalefet yapmayacağını öne sürdüğü, Cem UZAN’ın yaptığı davranışların AKP’nin oyunu artırıcı etkilerin yapacağını söylediği, bu nedenle yerel seçimlerde iyi hazırlık yapılması gerektiğini, vatandaşın daha önce yaşadığı mağduriyetlerden dolayı Ankara’da Melik GÖKÇEK’i desteklediğini, sol kazanacağına Melih GÖKÇEK kazansın dediğini, İstanbul’da ki vatandaşların Nurettin SÖZEN dönemi bildiklerinden sol kazanacağına sağcı parti kazansın dediğini söylediği, bu çerçevede “Burada yapmaları gereken tek şey var herkesin, Melik GÖKÇEK’in defterine açacak herkes, diyecek ki arkadaş sen bu kadar hizmet yaptım diyorsun, ama bak bu kadar borca sokmuşsun… sen devleti soymuşsun arkadaş, git içerde biraz yat bunun hesabını ver demek” dediği ve yaklaşımlarını benzer şekilde anlatmaya devam ettiği,
Görüşmenin sonunda Levent ERSÖZ’ün “neyse sen bunları bir rapor olarak yaz” dediği anlaşılmıştır.
Bu görüşme çözümlerine bakıldığında 22 Kasım 2003 tarihli görüşmede, İsmail YILDIZ’ın AKP ile ilgili yaptığı çalışmadan bahsederek “Şimdi bir çalışma yapıyoruz. Kim ne karşılığı AKP den ayrılabilir diye” dediği görülmüştür. 21 Ocak 2004 tarihinde yaptığı görüşmede de bir önceki görüşmede yaptığını söylediği çalışmanın sonuçları ile ilgili bilgi verdiği ve bu kapsamda, İsmail YILDIZ’ın “368 milletvekili var zaten AKP’nin. Ben bu 368 milletvekilinin 368’i ile de ilgili dosya hazırladım. Ve sorduğumuz soru; AKP’den koparmasınız? Niçin koparsınız? Neden koparsınız? Ne zaman koparsınız? Hangi şartlar altında koparsınız? Ve ne istersiniz? Cevap;280 milletvekili AKP’den tabi ki kopabilirim diyor, bunlar devletle çatışmaya devam ederse, bunlar Türkiye’yi iyi idare edemezse ve ekonomik kriz çıkarsa, Günedoğu ile ilgili baskılar artarsa, Kıbrıs’la ilgili taahhütleri artarsa bu zafiyetlerde kopabiliriz diyor. Yada bir siyası alternatif üretilirse. Bakın bu çok önemli, biz AKP’den kopabiliriz diyor” dediği görülmüştür.
Diğer taraftan Şüpheli İsmail YILDIZ’dan ele geçirilen (84) numaralı bilgisayarda, diğer verilerin yanı sıra “Milletvekilleri aciklamali1” isimli Word dosyasında; (368) AKP Milletvekilinin isimlerinin yer aldığı, çizelge halinde hazırlanmış yazıda, her milletvekilinin özgeçmişi ve haklarında notlar bulunduğu, kişilere ait Notlar bölümünde “MIT, İran, CIA, Mossad, Almanya, AKP yönetiminin güvendiği isimlerden, Konjonktürel davranabilir, İlişkilerinde pargmatist, AKP DEN KOPABİLİR, AKP DEN KOPMAZ” gibi, kişinin yapısı, davranışları, ideolojisi ve etnik durumuyla ilgili bilgilerin yazıldığı, bu şekilde ayrı ayrı fişlemelerin yapılarak çok kapsamlı bir rapor hazırlandığı görülmüştür.
Dolayısıyla şüpheli İsmail YILDIZ’ın görüşmelerde bahsettiği AKP milletvekilleri ile ilgili çalışmaları gerçekten yaptığı ve çalışma sonuçları ile ilgili bağlı bulunduğu örgüt yöneticilerine rapor verdiği anlaşılmaktadır.
Ayrıca Cem UZAN’la yapılan görüşmeden de anlaşıldığı üzere, Ergenekon Terör Örgütü AKP’yi bölmek için muhalifi olan kişilerlede görüşüp bu kişileri kullanmayı ve AKP’ye karşı kışkırtmayı planladıkları anlaşılmaktadır. Hatta görüşmeler içersinde şüpheli İsmail YILDIZ’ın “Cem çok rahat kullanma makamı haline gelebilir” diyerek bu durumu açıkça ifade ettiği görülmektedir.
16 Aralık 2003 tarihinde şüpheli Levent ERSÖZ ile Ahmet Tuncay ÖZKAN arasında yapılan görüşme çözümünde özetle; Levent ERSÖZ’ün “Kaleler birer birer düşüyor zaten” dediği, Tuncay ÖZKAN’ın da “çok düştü, mevzide kalmadı. Sıkıntı büyüyor” dediği, görüşmenin devamında Tuncay ÖZKAN’ın, Show TV televizyonundaki işinden çıkartılması ile ilgili patronu Mehmet Emin KARAMEHMET hakkındaki şikayetlerini dile getirdiği, yeniden işe alınması için Mehmet Emin KARAMEHMET’e baskı yapılmasının faydalı olacağını, kendisinin yeniden Show TV televizyonuna geri dönmesinin çok önemli olduğunu söylediği,
Görüşmenin ilerleyen bölümlerinde; Ali Müfit GÜRTUNA ve bu kişiye ait televizyon kanalı hakkında konuşmaya başladıkları, Tuncay ÖZKAN’ın Ali Müfit GÜRTUNA’nın öneminden bahsettiği ve bu kişiye ait televizyonu yerel seçimler öncesinde almak istediğini söylediği, bu çerçevede Tuncay ÖZKAN’ın “Ali Müfit’i sıkıştırmak gerekiyor. Yine ben sizden yardım isteyeceğim” dediği,
Görüşmenin devamında; Tuncay ÖZKAN’ın “ben kendisiyle yüzyüze konuşmadım daha, korkmasın diye. Çünkü bu Recep Tayyip nedeniyle bundan korkuyorlarda, Dalan’ı konuşturdum, Bedrettin beyi konuşturdum, sizde Bedrettin beyle konuşup bilgi alabilirsiniz. Bedrettin DALAN’a dedim ki git bununla bir konuş, öyle bir şeye ihtiyacımız var. Bu ihtiyaç Türkiye’nin ihtiyacıdır, burada bir ulusal duruş ortaya koymalıyız” dediği,
Görüşmenin devamında medyanın öneminden ve medyadaki ulusal duruşu kontrol altına almaktan bahsettikleri, bu çerçevede Tuncay ÖZKAN’ın “medya çok önemli, medya içerisinde benim ve benim arkadaşlarım bu düşüncede, ortak düşündüğümüze inandığımız bu düşüncelerin bu duyguların bulunmasında büyük fayda var, bunun için ben diyorum ki biz operasyonu mutlulukla sonuçlandıralım. Ne olmalı, Mehmet Emin’in kafası bu işe aymalı ve aydınlanmalı ve geriye gitmemelerini değerlendiririz.” “ikincisi de yedek bir sistem olarak bu Ali Müfit GÜRTUNA’nın elindeki sistemi almalıyız ve olayı organize etmeliyiz. Ben, onunla ilgili olarak Ali Müfit beye yapılacak psikolojik bir baskının çok yararlı olacağına inanıyorum. Orada bu TV kanalı, bugüne kadar Türkiye’de ve dünyada hiç kimsenin yapamadığını yapabilir… Yerel seçim öncesinde Show TV de Mehmet Emin’in yaptıramadığı her şeyi yapma olanağı var. Bütün görüşlerini orada seslendirme olanağı alır ve yarın bir gün çok ileri bir hamle alır” dediği, Levent ERSÖZ’ün de “İKTİDARA VURULACAK DARBE İÇİN BU ÇOK ÖNEMLİ” dediği, görüşmenin devamında; Tuncay ÖZKAN’ın “İstanbul TV konusunda mutlaka Ali Müfit GÜRTUNA’ya baskı yapıp, bunu devredip çıkması konusunu sağlamalıyız.” dediği
Görüşmenin sonlarına doğru; AKP ile ilgili konuşmaya başladıkları ve bu çerçevede Tuncay ÖZKAN’ın “AKP KENDİ İÇERİSİNDE ÜÇE DÖRDE BÖLÜNMEK ZORUNDA. Erkan MUMCU’yu, BAŞESGİOĞLU’nu biraz körüklemek lazım. Ben sekiz dokuz ay önce Erkan ile bir görüşme yaptım. Dedim ki Erkan sen çok seviliyorsun, destekleniyorsun, biz seninle çok paslaşacağız. Ben geldim burada Enerji bakanını tehdit ettim. Dedim sayın bakan bu YÖK yasası falan filan böyle yapıyorsunuz. Bunların altından kalkabilecekmisiniz. Ben bunları yayın yapacağım. Bunları göğüsleyebilecek misiniz. Söyle Tayyip’e bunları çeksin, adam bana geri döndü, “gece ben notunuzu ilettim” dedi. Ertesi günü çekti adam, sonra 29 ekim resepsiyonunda “bak görüyor musunuz, dediklerinizi yapıyoruz” dedi, bunlar beni TSK’nın temsilcisi gibi görüyorlar, öyle gördükleri içinde adam TSK BİR DARBE İLE GELİP BENİM KAFAMI UÇURACAKLAR DİYE KORKUYOR, onu öyle görüyor, onun algısı öyle” dediği anlaşılmıştır.
24 ARALIK 2003 tarihinde Albay Hasan Atilla UĞUR ile Keçiören Belediye Başkanı Turgut ALTINOK arasında yapılan görüşme metni çözümünde özetle; Hasan Atilla UĞUR’un “Başkanım ne oluyor yav secimler geliyor son durumlar nedir?” diyerek 2004 yılında yapılan yerel seçimler hakkında konuşmaya başladıkları, Hasan Atilla UĞUR’un Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile ilgili olarak “Yani şunu merak ediyorum. Ben şimdi senimi aday gösterecekler yoksa şeyi mi Melih’ imi gösterecek?” diye sorduğu, T.ALTINOK’un “Şimdi albayım. Net, objektif, adalet, refah temiz ilkeli siyaset varsa beni aday gösterecekler. Ama sistem” “sistem diğer türlü paylaşım üzerine devam edecekse öbür adam öbür adam çok uygun bu işe zaten profesyonel yani” dediği, Hasan Atilla UĞUR’un da “Evet çok profesyonel. Bide şu var peki onu ekarte edip onu ne yapacaklar yani İstanbul’ a mı aday gösterecekler ne yapacaklar” diye sorduğu, T.ALTINOK’un “Yani onu eğer niyetleri ekarte etmekse belki bi dışarıdan bakanlık makanlık verebilirler.” dediği ve görüşmenin devamında Ali Müfit GÜRTUNA’nın AKPye girmek için yalvardığını, partiye girmek için uğraştığından bahsettiği,
T.ALTINOK’un “büyükşehir çok büyük de bir pasta birilerine göre çok büyük bir hizmet birilerine göre de çok büyük bir pasta” dediği, Hasan Atilla UĞUR’un ise “Ondan sonrası içinde büyük bir pasta” “Ondan sonrası ülke siyasetine ulusal siyaset içinde büyük bir pasta” dediği, T.ALTINOK’un “Melih bu işi değerlendiremez” “Tayyip beyi başbakanlığa götüren İstanbul Büyük Şehir belediye başkanlığı” “Şimdi Ankara büyük şehir belediye başkanlığı çok önemli bir görev.” “Değerlendirebilene” dediği ve görüşmenin devamında Melih GÖKÇEK’in yaptığı ihalelerden bahsettiği,
Görüşmenin devamında Turgut ALTINOK’un “Melih her pu…… yaptı baktı ki AKPyi durduramadı muvaffak olamadı Demokrat Partiyi için her şeyi yaptı” “10 trilyon para harcadı, 39 ile gitti toplantı yaptı, il teşkilatlarına gitti mütahitlere paylaştırdı, para verdi açtırdı hiç harcamadıysa o zamanın parasıyla 10 trilyon para harcadı.” “melihin korkusu şu. Melih GÖKÇEK Belediye Başkanı olmazsa Melih’ ten sonra sisteme uymayan bir … adam gelse melih cezaevine girer.” “Ama sisteme uymayan birisi gelse. İki melih tabi siyasetinde başbakanı olmak istiyor. Allah korusun Cem UZAN’ı da pabuçu beş sefer giydirir.” dediği ,
Hasan Atilla UĞUR’un “Peki AKP den sen şuanda devam ediyorsun şeyde Keçiörende. Akp senin dediğin o 5 tane güzel nitelik olmadı diyelim, tuttular Melih’ i gösterdiler, yada senin dışında başkan adayı gösterdiler ne yapacaksın?” dediği, Turgut ALTINOK’un “Şimdi komutanım. Konjektürü iyi okumak lazım” “Halkı iyi anlamak lazım sonuca da gitmek lazım. Şimdi seçimlere çok az bir zaman kaldı.” “Bir AKP rüzgarı var. … ha bu rüzgarın yönü ne kadar değiştirilebilir veya gücümüz değiştirmeye yetermi?” “Yani şeyi konjektürü değiştirebilecek güç bu şartlarda olur mu olmaz mı. Birde tabi şuda var yani bu bunca puştluğu yaptı yapmaya da devak edecek yine…” dediği ve devamında Keçiören’le ilgili olarak “Şuan Türk devletlerinin ülke siyasetinde bir tane bizim burada kalemiz var Keçiören.” “Milli yani bir Türk kenti” olduğundan bahsettiği,
Daha sonra Hasan Atilla UĞUR’un “Başka yerden teklif falan geldi mi sana.” diye sorduğu ve devamında “Tamamen bizim gözümüzde bir numarasın. Dürüstlüğünle, vatanseverliğinle her şeyinle…, senin milli duruşun asla tartışılmayacak, İrticayla bilmem neyle ilginin olmaması konusu bizim için çok önemli konu.” dediği ve devamında Melih GÖKÇEK ile ilgili olarak “SANA ÇOK ÖNEMLİ ŞEYLER SÖYLEYECEM.” “Seni çok sevdiğim için sevdiğimiz için bunları söyleyeceğim. Senin en büyük hedeflerinden bir tanesi, BİZCE BENCE BU MELİH DENİLEN PE…….İ ALT ETMEK OLMALI, yani bunu sakın aklından çıkartma.” “Tekrar söylüyorum sen lütfen kulağını aç ve beni dinle. ŞİMDİ BU PE…….K ARTIK O HERİFİN İSMİNİ SÖYLEMİYORUM. O PE……..K DENİLEN HERİF SENLE İLGİLİ HER TARAFTA DEDİKODU YAPIYOR. Her tarafta ama aklına neresi gelirse.” dediği,
Görüşmenin devamında Hasan Atilla UĞUR’un Tahir isimli bir şahıstan bahsederek “Bu Tahir diye bir şerefsiz var. Tahir basın müdürü. Tahir ne o” “Bu herife kesin çok dikkat et. Bak bu herife çok dikkat et. Bu herif senin bir numaralı düşmanın ben sana diyim. Bu herif Melihin bir numaralı da adamı.” diyerek Turgut ALTINOK’a bazı şahısların isimlerini vererek bu şahısların Melih GÖKÇEK ile irtibatlı olduğunu ve dikkat etmesini söylediği,
Konuşmanın devamında, Hasan Atilla UĞUR’un “Melih senin bu kasetle ilgili diyor ki kadınla diyo yanında çalışan bir kadınla geçen bir senaryoyu kasete çekmişler bu kaset polisin eline geçmiş. Bir ara diyo bunun iyice zayıflamasının nedeni bu diyo.” dediği, Turgut ALTINOK’un da “ONUN TELEFON KONUŞMASI VAR MI SENDE” diye sorduğu, Hasan Atilla UĞUR’un “YOK TELEFON KONUŞMASI FALAN DEĞİL. BİZİM ÇOCUKLARIN RAPORLARI BUNLARIN HEPSİ. TELEFONDAN DEĞİL ŞİMDİ SANA ŞÖYLE DİYİM. Avukat Mehmet Ali ALAN kim bu. Bu herifle konuşuyor bunu.” dediği ve F. K ve M. Ş’in isimlerini vererek “Bu adama güvenebilirsin.” dediği ve “İÇ İSTİHBARAT BAŞKANIMIZIN DA BİLGİSİ VAR SENİN GELDİĞİNDEN. ODA MERAK ETMİŞ GELDİMİ GELMEDİMİ DİYE SORUYOR. selamları var” dediği,
Görüşmenin ilerleyen bölümlerinde Hasan Atilla UĞUR’un “ŞİMDİ BU SENLEN BENİM SÖYLEDİKLERİMİN HEPSİ ÖLENE KADAR ARAMIZDA KALACAK ŞEYLER.” Dediği, Turgut ALTINOK’un “Buradan çıktık mı bu biter.” Dediği, Hasan Atilla UĞUR’un “Olsa zaten asla ve kati olarak sana söylemezdim…, Artı şuanda bulunduğumuz çok yetkili bir makamı Allah bize nasip etmiş böyle bir makamı. Türkiye nin birçok şeyinde etkili oluyor ise bu konuda da ben kardeşimi uyarayım” “Kılıçlarını ona göre çek.” “Sana verdiğim şu bilgilerin hepsi yüzde yüz doğru.” Dediği,
Hasan Atilla UĞUR’un devamla “Peki nasıl olur şimdi bu adamlar dediğim gibi seni şeyden göstermezlerse büyükşehirden ne olacak?” diye sorduğu, Turgut ALTINOK’un da “Keçiören de devam edicez komutanım.” “Veya bırakacağız siyaseti.” dediği, Hasan Atilla UĞUR’un “o yanlış tamamen yanlış olur. Çünkü bu zihniyetlerle mücadele etmek için” dediği,
Alparslan TÜRKEŞ ve MHP’ den bahsettikten sonra Hasan Atilla UĞUR’un “… Sen nerden olursan ol yine hep bizimle omuz omuza olacağından hiç şüphemiz yok. …” dediği, Turgut ALTINOK’ un ise Milli Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK’ in çok tehlikeli olduğunu, bir ortamda durup dururken “… YA İŞTE KÜRTLER DEDİ AYRI BİR MİLLETTİR DEDİ” şeklinde konuştuğunu, bunun üzerine kendisinin de Hüseyin ÇELİK’ e “Doğu, Güney Doğu açınca dedim ki ya Hüseyin Bey sen ne biçim laf konuşuyorsun” dediğini, Hasan Atilla UĞUR’un “Bunu hiç tepkisi olmadı mı Tayyip’ in?” diye sorduğu, Turgut ALTINOK’un da “Şimdi Tayyip Bey en son dediki ya Hüseyin bey kapa bizim şimdi başka konular var onları konuşalım.” Dediği,
Görüşmenin son bölümünde; Hasan Atilla UĞUR’un “Başkanım şimdi ben sana çok özel numaramı vercem. Beni 24 saat arayabilirsin her türlü konuda. Ben hazırım tamam mı. Ama lütfen her şeyden bilgim olsun. Mesela başka bir yerlere geçme durumu falan olursa, BİZİMDE BİR TAKIM HAZIRLIKLARIMIZ VAR SENİNLE İLGİLİ DESTEKLEME AÇISINDAN. Lütfen bana haber ver olur mu. Ben şimdi sana özel numaramı yazayım vereyim. Ama yalnız of the recort kimseye zaten dedim kimse senin aramaz” dediği, Turgut ALTINOK’un da “Normalde telefonda yerleri aradığım telefondan da aramam” “Bilinen numaralardan aramam.” dediği, Hasan Atilla UĞUR’un “Yalnız demin söylediğim konularda lütfen çok dikkatli ol. Son derece duyarlı hareket ediyorsunuz zaten.” dediği ve görüşmenin devamında Turgut ALTINOK’ un U.B isimli bir şahıstan bahsederek Melih GÖKÇEK’ in oğluyla ÇİN’ e gelip gittiklerini anlattığı ve U.B. ile ilgili olarak “UFUK’ UN 3 TANE ARABASI VAR BEN HER HALDE O PLAKALARI VERMİŞTİM BİLMİYORUM ARKADAŞLAR VERDİ Mİ” diye sorduğu, Hasan Atilla UĞUR’un da “VERDİLER” “Başkanım bu zor dönemde Allah nasip ederse ülkenin bir çok şeyini kurtaracaz hep beraber hep beraber” dediği, Turgut ALTINOK’un “TAHİR MAHİR … ONLARLA ŞEY YAP İLGİLEN” dediği, Hasan Atilla UĞUR’un “onlarla çok iyi ol. Türk ün aklını kullan.” “çünkü BUNLAR NE DİYORLARSA BEN SANA HABER VERCEM. Anladın mı? Tekrar haber vercem.” dediği, Turgut ALTINOK’un “Onlar Melih’ ten haber alıyor bende onlardan bir şeyler alıyorum.” dediği, Hasan Atilla UĞUR’un da “Biliyorum ama onlar daha organize.” dediği ve “Şimdi Ankara’ da bide şu var … parti olarak düşünülmüyor her şey. Turgut ALTINOK ismine oy verecek bir sürü insan var bunu da bil. Soysal Demokratından da tut yani bu iktidara da büyük bir tepki var ha. Şuan da sen bakma anketlere hepsi hikaye. Şuanda git bi nabız yokla bakalım. Sadece Keçiören de bakma” dediği ve görüşmenin sonunda Hasan Atilla UĞUR’un “Sık sık görüşelim kendine iyi bak. Bizim senle görüşmelerimizden en yakınının dahi haberi olmaması lazım.” “Dikkatli bir taktik uygulamamız lazım bilgin olsun.” dediği anlaşılmıştır.
11 Aralık 2003 tarihinde Jandarma İstihbarat Başkanı makamında AKP Bingöl Milletvekili Fevzi BERDİBEK görüşme neticesinde elde edilen bilgilerin özet olarak yazıldığı, bu metnin özetinde ise; AKP’nin içerisinde Fevzi BERDİBEK gibi düşünenlerin sayısının 100 kişiden aşağı olmadığı ancak sayısı az olmakla birlikte, içlerinde çok hain olan ve pkk’lıdan farksız düşünenlerinde olduğu, Recep Tayyip ERDOĞAN’ın Refah kanadından gelen milletvekilleri ile sorunları olduğu, YÖK yasası konusunda bazı milletvekillerinin YÖK’ün kökten gitmesi, kimilerinin de mevcut ortamda askerle ve öğrenci ile uğraşılmaması görüşünde olduğu, Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ile Dışişleri Bakanı Abdullah GÜL arasında sürtüşme bulunduğunun yazılı olduğu görülmüştür.
Şüpheli Mehmet Şener ERUYGUR’dan ele geçirilen 13 nolu CD’de, “5 KASIM GÖRÜŞMESİNDEKİ TEMALAR” isimli Word dosyası içersinde; 5 Kasım 2003 görüşmesinden çıkarılan temalar başlıklı (17) sayfadan oluşan bir yazı olduğu, yazı içersinde bazı konu başlıklarının bulunduğu ve her konuyla ilgili bilgi verildikten sonra, bu bilginin ne zaman ne şekilde kullanılacağının belirtildiği, bu kapsamda özetle,
1. Tema başlığının altında; İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı için Ali Müfit GÜRTUNA nın AKP den koparılması, Deniz BAYKAL’ın yerel seçimlerde muhalefet yapmayacağıyla ilgili bir konu olduğu, “Ali müfit beyin AKP den kopuşunu zannediyorum gerçekleştirdik” şeklinde bir cümle kullanıldığı, Ali Müfit GÜRTUNA nın tabanının farklı olmasından dolayı CHP adayı olamayacağı, ancak DYP ye entegre edilebileceğinin anlatıldığı,
2. Tema başlığı altında; AKP Milletvekillerinden kopacak şahısların DYP çatısı altında birleştirilmesiyle ilgili Ağar’ın harekete geçirilmesi gerektiği, Ağar ın çevresinin ve kendisinin boş olduğunu ve doldurulması gerektiği, kendisinin doldurulmaya başlandığını, ciddi bir bilgi transferinin yapıldığını, bunun için günlük yada haftalık seanslar uygulandığını, 219 tane milletvekilinin AKP den kopabilecek durumda olduğunu, gerginliğin tırmanması halinde ılımlıların yanına gitme eğilimi başlayacağını, gerilimi TSK nın tırmandırabileceğini, stratejik olarak dini noktalar üzerine değil, milli noktalar idari yapı yada hukuk konularında sıkıştırılabileceğini, Ağar’ın ılımlı mesajlar verebileceğini ve bu şekilde AKP milletvekillerinin DYP ye geçmesi için meşru bir zemin oluşturulabileceğini,
Meclisteki milletvekillerinin biyografik istihbaratlarının yapılması, Mehmet Ağar’ın bu konudaki düşüncesinin öğrenilmesinin gerektiği, bu bilgilerin yerel seçimler öncesi başlatılan faaliyetin genel seçimlere kadar sürdürülmesi veya erken genel seçimin gündeme getirilmesi esnasında kullanılabileceği,
3. Tema başlığı altında; Ankara ve İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı çalışmaları, Turgut Altınok’un DYP ye gelmek üzere olduğunu, burada seçim kazanacak Turgut ve Melih olduğunu, Melih (Gökçek) in arkasında Yahudi bir grubun olduğunu, Hisarcıklıoğlu’nun arkasında MİT ve Yahudi Mossad la bağlantılı bir grubun olduğunu, söz konusu şahıslarla ilgili teyit çalışması yapılması gerektiği, yerel seçimler öncesi kullanılmasının faydalı olacağının değerlendirildiği,
4. Tema başlığı altında; BDDK Başkanının değişmesi, Cem Uzan’ın faaliyetlerinin irdelendiği, Cem Uzan ile AKP nin anlaşabileceği, eğer böyle bir şey olursa Aydın Doğan ın da devlete 35 milyar dolar takabileceğini, verilen bilgilerin teyit edilmesi gerektiği, bu bilgilerin yerel seçimler öncesinden genel seçimlere kadar kullanılabileceği,
5. Tema başlığı altında; Milletvekillerine şantaj yapılması konusunun olduğu, Sezer’e de yakın olan insanlarında çok şaibeli olduğu, hepsinin de servis bağlantısının deşifre edilebileceği, Nevrezoğlu, Alpaslan Işıklı, Gökhan Atadı, 1402 lilerin ekseriyesinin hepsinin bir yerle bağlantılı olduğu, Enver Ören inde bu alanda çok kullanılan bir kişi olduğu, İngiliz istihbaratının bir adamı olduğu, Işık tarikatının İngiliz istihbaratının islama yönelik bir dezenformasyonu olduğu, bütün bilgilerin derlenmiş durumda olduğu, bir durum olması halinde dosyanın çok rahat önüne konabileceği, kendilerine şantaj yapılan milletvekilleri ile ilgili doküman ve fotoğraflara ihtiyaç duyulduğu, bu bilgilerin yerel seçimler öncesinde genel seçimlere kadar kullanılabileceği yazdığı görülmüştür.
“tayyip erdoğan’ın danışmanı arion liel” isimli Word dosyasında; 15 Kasım görüşmesindeki temalar şeklinde başlık olduğu, bu başlık altında özetle,
1. Tema Cem UZAN ile RTE bağlantısı başlığı altında, Cem UZAN’ın Amerikalılarla yaptığı görüşmelerden bahsedildiği, yapılan görüşmelerin ses ve görüntü kayıtlarının temin edilmesi, varsa anlaşma metinleri ile farklı pasaport kullanıp kullanmadığının tespiti gerektiği, bu bilgilerin Recep Tayyip ERDOĞAN ile Cem UZAN arasında bir anlaşma olması durumunda gerek duyulacağı,
2.Tema Mehmet AĞAR ın etrafının boşaltılması operasyonu başlığı altında, Mehmet AĞAR ile yapılan görüşmenin aktarıldığı, bu organizasyon içerisinde bulunanların teknik takiplerine ve DYP den ayrılanların listesine ihtiyaç duyulduğu, bu bilgilerin Recep Tayyip ERDOĞAN ın DYP üzerine ne tür oyunlar oynadığı komu oyuna duyurularak yerel seçimler öncesi prestij kaybetmesini sağlayacağı,
3. Tema Bankalarla ilgili çalışmalar isimli başlık altında, bir çok banka ismi sayılarak bir operasyondan bahsedildiği, el konulacak yeni banka isimleri ile yazılı bir metin olup olmadığı ve yeni seçilecek kişi ile ilgili detaylı bilgiye ihtiyaç duyulduğu, bu bilgilerin Türk Finans sektörü ve diğer sektörlerle ilgili neler tasarladıkları kamu oyuna sızdırılarak yerel seçimler öncesi zor duruma düşürülmesinin sağlanması,
4. Tema AKP den DYP ye geçiş çalışmaları başlığı altında; Ali Müfit’in düşünülmesi gerektiği, meclisin içinde bir operasyon yapılmasını kolaylaştıracağı şeklinde bilgilerin olduğu
5. Tema RTE nin kökeni ile ilgili iddialar başlığı altında, Recep Tayyip ERDOĞAN’ın kökeni ile ilgili bilgilerin yer aldığı, Recep Tayyip ERDOĞAN’ın kökeni ile ilgili detaylı bilgiye ihtiyaç duyulduğu, bu bilgilerin yerel seçimler öncesinde istifa etmesi için kullanılabileceği belirtilmiştir.
“MAHALLİ GENEL SEÇİMLER” isimli Word dosyasında; Mahalli genel seçimler öncesi ortamın şekillendirilmesi konusunda değerlendirme başlığının olduğu, Mahalli Genel Seçimlere kadar merkez sağda alternatif bir partinin yaratılamaması halinde AKP’nin seçimden güçlenerek çıkacağı değerlendirmesinin yapıldığı, diğer siyasi partilere ilişki bu şekilde değerlendirme notlarının bulunduğu, siyasi partilerin son 10 yılda aldığı oy oranlarının incelendiği, 3 Kasım 2002 seçimlerinin bir çizelgesinin çıkartıldığı, parti dağılımı ve oy oranlarının gösterildiği, “Biyoğrofik istihbarat” başlığı altında, ANAP millet vekilleriyle ilgili “arap kökenli, fettullahçı gruplarla yakın ilişkili, E.Tümg.Erdal ŞENER de kaset var” şeklinde bilgilerin yer aldığı, “değerlendirme” bölümünde ise ANAP ve DYP genel başkanlarının biyoğrafik istihbaratları değerlendirildiğinde, DYP genel başkanının daha güvenilir olduğu bunedenle M.AĞAR’ın desteklenmesi gerektiği, mahalli genel seçimlerden önce ANAP ve DYP nin DYP çatısı altında birleşmeleri, Ali Müfit GÜRTUNA’nın DYP ye angaje edilmesi, İ.Melih GÖKÇEK ile Recep Tayyip ERDOĞAN arasındaki güvensizlik ortamından istifade edilerek, Melih GÖKÇEK in saf dışı edilmesi ve Turgut ALTINOK’un DYP ye angaje edilmesi şeklinde rapor bilgilerin yer aldığı anlaşılmıştır.
Ergenekon Örgütü AKP’nin bölünüp parçalanması için, başta Erkan MUMCU olmak üzere bazı milletvekillerini , Ali Müfit GÜRTUNA ve Turgut ALTINOK’un AKP’den koparılması için ciddi çalışmalar yapıldığı anlaşılmıştır.
Dostları ilə paylaş: |