a-Savunmaları, Emniyet beyanında;
1988 yılında Ankara’da doğduğunu ilk ve orta okulu Ankara’da lise öğrenimini İzmir Maltepe Askeri Lisesinde Hava Kuvvetleri adına yaptığını, 2006 yılında Hava Harp Okulunun intibak kampından kendi isteğiyle ayrıldığını, 2007 yılında Anadolu Üniversitesi inşaat mühendisliği bölümünü kazanıp halen aynı okulda ikinci sınıfta okuduğunu, 0 555 719 01 93 numaralı babasının adına kayıtlı telefonu yaklaşık olarak 3-4 yıldır kullanmakta olduğunu, 22.01.2008 günü başlatılan operasyonlarda yakalanan şahıslardan Veli Küçük, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Sevgi ERENEROL, Sami HOŞTAN, Vedat YENERER, Mehmet Fikri KARADAĞ ve Kemal KERİNÇSİZ isimli şahısları medyada çıkan haberlerden tanıdığını diğer şahısları tanımadığını, 21.03.2008 günü yapılan operasyonda yakalanan şahıslardan Doğu PERİNÇEK, Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU ve İlhan SELÇUK isimli şahısları medyadan tanıdığını diğer şahısları tanımadığını, yine düzenlenen operasyonlarda yakalanan şahıslardan Kuddusi OKKIR ve Ergün POYRAZ’ı medyadan tanıdığını diğer şahısları tanımadığını, 01.07.2008 günü yapılan operasyonda yakalanan şahıslardan Kemal AYDIN’la beni üniversiteden Haydar ÜNALAN isimli arkadaşının 2008 yılı Mart veya Nisan aylarında aile dostu olduğunu söyleyerek tanıştırdığını, Kemal AYDIN ile yüz yüze iki defa Ankara’da görüştüğünü onu Haydar’ın götürdüğünü, Kemal AYDIN ile görüşmesinde ona askeri lisede iyi bir eğitim aldığını ve askeri liseden ayrıldığı için üzülmemesi gerektiğini, şu an okuduğu bölümün de iyi bir bölüm olduğunu söylediğini, kendisine psikolojik olarak destekte bulunduğunu, bu görüşmeden sonra Haydar ile birlikte tekrar Kemal AYDIN’la görüşmeye gittiklerini, bu görüşmenin de önceki gibi Kızılay’da Salon Buluş isimli bir kahvehanede olduğunu, ikinci görüşmede Kemal AYDIN’a ilk görüşmede ona söylediği iyi dilekleri için teşekkür ettiğini, zaten bu görüşmenin çok kısa sürdüğünü, bundan sonra kendisi ile yüzyüze ve telefonla görüşmediğini, Haydar ÜNALAN ile Kemal AYDIN’ın aile dostu olduklarını bildiğini aralarında başka bir ilişki olup olmadığını bilmediğini, Durmuş Ali ÖZOĞLU’nu medyadan yazar olarak bildiğini herhangi bir görüşmesi olmadığını diğerleri gibi medyadan tanıdığını, Mehmet Şener ERUYGUR, Ahmet Hurşit TOLON, Ufuk BÜYÜKÇELEBİ, Neriman AYDIN, Sinan AYGÜN ve Erol MÜTERCİMLER’i medyadan tanıdığını Arif DOĞAN’ın adını medyadan gözaltına alındığı için duyduğunu kendisini tanımadığını, Muzaffer TEKİN, Semih Tufan GÜLALTAY, Sedat PEKER, Oktay YILDIRIM, Ertuğrul YILMAZ, Osman YILDIRIM, Murat ÇAĞLAR, Alparslan ASLAN ve Tuncay GÜNEY’i de medyadan duyduğunu hiçbirini tanımadığını, 18.09.2008 günü yakalanan şahıslardan Mehmet Ali ÇELEBİ ile askeri lisede okurken tanıştığını, daha sonra okuldan ayrılınca da kendisi ile görüşmeleri olduğunu, okuldan ayrıldığı için geçmiş olsun dileğinde bulunduğunu, ortak yaptıkları herhangi bir iş olmadığını, okuldan ayrıldıktan sonra Mehmet Ali ÇELEBİ’nin telefonla arayarak, onun gibi okuldan ayrılanların isimlerini ve telefon numaralarını istediğini, ona askeri okuldan ayrılan 5-6 kişinin ismini ve telefon numarasını verdiğini, kendisiyle telefonda hal hatır sormak için konuştuğunu özel günlerde mesajlaştıklarını, Mehmet Ali ÇELEBİ ile sadece istediği kişilerin isimlerini vermek için yüz yüze görüştüğünü beyan ettiği,
Ergenekon Silahlı Terör Örgütüüyesi olduğu şüphesi ile gözaltına alınan askeri personel Mehmet Ali ÇELEBİ’nin, Neriman AYDIN, Kemal AYDIN ve Durmuş Ali ÖZOĞLU ile sık irtibatlı olduklarının tespit edildiği ve kendisinin bu şahıslarla irtibatı sorulduğunda; Mehmet Ali ÇELEBİ’nin bu şahıslarla olan irtibatını bilmediğini, Neriman AYDIN’ın ismini gözaltına alındığı zaman duyduğunu ve Kemal AYDIN ile kardeş olduğunu basından öğrendiğini, Durmuş Ali ÖZOĞLU isimli şahsı tanımadığını kendisinin PKK ile ilgili bir kitabı olduğunu gördüğünü, 22.07.2008 günü Saat 18.08’de Mehmet Ali ÇELEBİ’yi (05454678899) Doğukan’ın (05557190193) aradığı görüşmede Doğukan’ın “Evet abi nerdesiniz” dediği, Mehmet Ali ÇELEBİ’nin “Ulus’tayım geldin mi” dediği, Doğukan’ın “Ha geliyorum ben de şimdi oraya, yoldayım.” dediğinin tespit edildiği belirtilerek görüşmenin yapıldığı tarihte Ulus’ta buluşma nedeninin ne olduğu sorulduğunda “Bu görüşmeyi hatırlamadığını, Mehmet Ali ÇELEBİ ile Ulus’ta hiç görüşmediğini, sadece yukarıda beyan ettiği isim listesini verirken Kızılay’da görüştüğünü, Temmuz ayında görüşüp görüşmediklerini hatırlamadığını beyan ettiği,
ERGENEKON dokümanı hakkında hiçbir bilgisi olmadığını, 15.07.2008 günü saat 22.30’da Doğukan YORULMAZ’ı (0 555 7190193) Fatih’in (0 555 7156672) araması ile yapılan telefon görüşmesinde; görüşmenin başında Alican, Aydın, Alper isimli şahıslarla beraber olduğunu söyleyerek aralarında bir süre özel konuşmalar yaptıktan sonra Doğukan’ın “Siyasetçi var değil mi siyasetçi ruhu var bende” dediği, Fatih’in “... bak konuşmalarımızla bunlardan bahsediyo... MEVZULARA GİRİYORSUN ÇOK SEVİYORUM, ERGENEKON MU, AAA NE KADAR KÖTÜ ŞEY DİYOSUN” dediği, Doğukan’ın “Kardeş sıkıldım burada, bi de girelim oranın ortamını görelim diyorum. NE VAR A...KOYUM HER GÜN DIŞARIDAYIZ Bİ DE GİRELİM ORDA YATALIM BİRAZ. NE İŞİMİZ VAR BURDA, HEM KEMAL AMCAYI YALNIZ MI BIRAKACAZ, ADAM İÇERDE, AÇ... YAZIK ADAMA GÜLMEYELİM YA...” dediği, Fatih’in “Oğlum ne manyak adamsın sen ya, HAYDAR NE YAPIYO HAYDAR” dediği, Doğukan’ın “SÖYLE DE ALKOLÜN ETKİSİ BU DE, ALKOL ETKİSİ, ONDAN ÖYLE DİYO DE, HANİ DİNLİYOLAR YA. Fatih abi biz HAYDAR’la sabah görüştük işte biraz… Kardeş ben geçeyim, içeride haberleşiriz seninle tamam mı, sağolasın aradığın için, var mı bi isteğin” dediğinin tespit edildiği belirtilerek sorulduğunda; “Görüşmeyi hatırlamadığını, anladığı kadarı ile görüşmede Fatih ile şakalaştıklarını ciddi bir konuşma olmadığını, Fatih’in askeri liseyi bitirdikten sonra ayrılmış ve Eskişehir Anadolu Üniversitesinde de beraber okudukları Fatih AKÇAY olduğunu, görüşme sırasında Fatih’in “…MEVZULARA GİRİYORSUN, ÇOK SEVİYORUM. ERGENEKON MU, AAA NE KADAR KÖTÜ ŞEY DİYOSUN” diyerek bahsettiği konunun ne olduğu sorulduğunda “Görüşmeyi hatırlamadığını”, yine görüşmede yürütülen soruşturmadan kendisine pay çıkartarak “NE VAR A...KOYUM HER GÜN DIŞARIDAYIZ, Bİ DE GİRELİM ORDA YATALIM BİRAZ. NE İŞİMİZ VAR BURDA, HEM KEMAL AMCAYI YALNIZ MI BIRAKACAZ ADAM İÇERDE, AÇ… YAZIK ADAMA GÜLMEYELİM YA” şeklinde neden konuştuğu herhangi bir illegal işi ve eylemi yoksa neden suçluluk psikolojisi içersinde hareket ettiği sorulduğunda “Bu konuşma ciddi içerikli değildir. Fatih ile aramızda yapmış olduğumuz şaka içerikli bir konuşmadır.” şeklinde cevaplandırdığı, yaptığı bu görüşmede Ergenekon Terör Örgütüne yönelik çeşitli beyanlarda bulunduktan sonra telefonların dinleniyor olabileceğini düşünerek alkollü olduğunu beyan ettiği yani söz konusu olayı alkollü olduğunu söyleyerek örtbas etmeyi düşünecek kadar bilincinin yerinde olduğu terör örgütü ile irtibatı yoksa neden bu şekilde beyanlarda bulunarak irtibatı olmadığını vurgulamaya çalıştığı sorulduğunda yine “Sadece şaka içerikli bir konuşmadır. Hiçbir şeyi örtbas etmeye çalışmıyorum” diyerek cevap verdiği,
Yapılan aramada el konulan bilgisayarının yapılan incelemesinde C.M.K. 250. maddesi ile yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/1536 sayısına kayden Ergenekon Terör Örgütüne yönelik yürüttüğü soruşturmanın iddianamesinin ve eklerinin bulunduğu tespit edilip bunları bulundurmasının sebebi ve iddianameyi nereden ve ne şekilde temin ettiği sorulduğunda “İddianamenin internette çoğu yerde bulunduğu, merak ettiği için bu iddianameyi bilgisayarına internetten indirdiğini sadece göz attığını” beyan ettiği,
El konulan Samsung E-490 marka cep telefonunun yapılan incelemesinde gelen mesajlar bölümünde; 26.05.2008 günü saat 23.29’da “0 545 467 88 99 numaralı telefondan “kardeşim nasılsın irtibatı koparmak yok beraber büyük işlere imza atacağız görüşmek üzere” yazıldığı tespit edildiği ve söz konusu telefon numarasının Mehmet Ali ÇELEBİ’ye ait olduğu anlaşılarak Mehmet Ali’nin “büyük işlere imza atacağız” diye bahsettiği konunun ne olduğu sorulduğunda Mehmet Ali’nin gönderdiği mesaj olduğunu büyük işlere imza atacağız derken ona iyi dileklerini iletmek istediğini tahmin ettiğini, bu mesajdan sonra kendisine cevap verdiğini de hatırlamadığını, 07.06.2008 günü saat 01.01’de 0 554 8149785 numaralı telefondan gelen mesajda “s.a DERİN DEVLET nasılsın kardeşim……” şeklinde, yine 27.04.2008 günü saat 23.44’te 0 544 9580506 numaralı telefondan gelen mesajda “DERİN DEVLET nerdesin ben avcı, yurtta, avcı vadiye insin mi” yazdığı, yine 27.04.2008 günü saat 23.44’te 0 544 9580506 numaralı telefondan gelen mesajda “sana tavsiyem o DERİN SULARDA FAZLA YÜZME BOĞULURSUN” yazdığı tespit edilerek ona bu mesajları kimin gönderdiği gelen mesajlarda onun için sürekli “DERİN DEVLET” diye bahsedilmesinin sebebi sorulduğunda “Bu mesajları ona Recep..? isimli arkadaşının gönderdiğini soyadını ARSLAN olarak hatırladığını bu şahıs Kurtlar Vadisi hayranı olduğu için bu şekilde cümleler kurmakta olduğunu kendisiyle hiçbir ilgisi olmadığını, mesajların geldiği numaralar farklı olsa da bu mesajları Recep ARSLAN isimli arkadaşının gönderdiğini, yine telefonunun gelen mesajlar bölümünde 14.05.2008 günü saat 23.27’de 0 545 467 88 99 numaralı telefonu kullananan Mehmet Ali ÇELEBİ’nin ona gönderdiği mesajda; “iyi akşamlar ben Mehmet Ali Çelebi, Doğukan senin için zor ama yasadığın olay, kaç kişi muhatap oldunuz ve hatırlayabildiğin isimleri bir rapor şeklinde hazırlayabilir misin, Türk Devleti mutlaka yarar görecektir” şeklinde mesaj gönderdiği tespit edilerek Mehmet Ali ÇELEBİ’nin ondan istediği rapor konusunun ne olduğu ona ne hakkında rapor verdiği sorulduğunda “Bu mesajı hatırlamadığını Mehmet Ali’ye böyle bir rapor vermediğini” beyan etmiştir.
Savcılık beyanında;
Emniyette verdiği ifadeyi tekrar ettiğini, şüpheliler Kemal Aydın ve Mehmet Ali Çelebiyi tanıdığını, Askeri Liseden sonra Harp Okuluna gitmeden intibak kampından ayrıldığını, Kemal Aydın’la Haydar Ünalan adlı arkadaşının tanıştırması üzerine Salon Buluş Kafe’de iki kez görüştüğünü, Kemal’in kendisine moral motivasyon içeren konuşmalar yaptığını, Durmuş Ali Özoğlu’nu pkk ile ilgili bir kitabı nedeniyle tanıdığını, Mehmet Ali’nin kendisinden askeri okuldan ayrılanların listesini istemesinin nedeninin bilmediğini,
Neriman Aydın’ın evinde yapılan aramada ele geçen bir belge içerisinde Gökhan GÜRSES, Utku ERNEZ, Fatih AKÇAY, Selçuk ULUTAŞ, Volkan. TAŞÇI, Cengiz UYSAL, Abdullah GÖK, Çağdaş NAZIRDIR, Özgür MERCAN, Özgür PALAZ, Yeti Ziya GÜRBÜZ, Aykut Yücel GÜNEL, Mehmet OKUMUŞ Recep AKKAYA, İnan BİNGÖL, Zeki Utku GÖREN, Göksel OLUKÇU, Mustafa Kemal AYDOĞAN, Mustafa Anıl YAKAR, Erdem VURAL, Muhammet Yücel İPEK, Mehmet Ali YILMAZ ve Veli ZOR isimlerinin yazılı olduğu belirtilerek sorulduğunda; bunların kendisiyle birlikte askeri okuldan ayrılan arkadaşları olduğunu, bunları Mehmet Ali’ye kendisinin el yazısıyla yazıp verdiğini, Kemal Aydın veya Neriman Aydın’a kendisinin vermediğini, Neriman’ın evinde ele geçen bir başka listede adı geçen Önay May’ın kendi devre arkadaşı ve Kara Harp Okulunda olduğunu bir daha görüşmediklerini, ancak bu listeyi kendisinin vermediğini listeyi Mehmet Ali’nin verip vermediğini bilmediğini, Mehmet Ali ile Ulus’ta hiç görüşmediklerini o tarihte Ulus’ta olup olmadığını hatırlamadığını, telefonda niye öyle dediğini bilmediğini, 15.07.2008 tarihinde Fatih Akçay ile yaptıkları görüşmenin doğru olduğunu Kemal Aydın’ın yerine içeri biz girip yatalım derken de telefonu dinliyorlar derken de şakalaştıklarını, Ergenekon dosyasını internetten indirdiğini, Mehmet Ali’nin telefon mesajında “irtibatı koparmak yok beraber büyük işlere imza atacağız” demesinin iyi niyetten olduğunu, derin devletle ilgili kendisine mesaj atan kişinin yurttan arkadaşı Recep Arslan olduğunu ve neden öyle mesaj gönderdiğini bilmediğini, derin devletle ilgisi olmadığını, Mehmet Ali’nin kendisine atılan arkadaşlarıyla ilgili bir rapor hazırlamasını istediği mesajı hatırlamadığını ona böyle bir rapor vermediğini evde çıkan belgelerdeki disiplin puanlarına ilişkin notları kendisinin hazırlamadığını, Neriman Aydın’da ele geçen Gökhan Gürses ile başlayıp Veli Zor ile biten listedeki yazının kendisine ait olduğunu ve hazırlayıp Mehmet Ali’ye verdiğini, Ergenekon Silahlı Terör Örgütüüyesi olmadığını, derin devletle bir bağlantısı olmadığını, Mehmet Ali Çelebi ile örgütsel bir ilişki içinde olmadığını beyan etmiştir.
Sorgu beyanında;
Kemal Aydın'ı Haydar Ünalan vasıtasıyla tanıdığını, Neriman Aydın'ı tanımadığını, Kemal Aydın ile iki defa yüzyüze görüştüklerini, Haydar Ünalan'la beraber gittiklerini, Ankara'da Kızılay'da görüştüklerini, Kemal Aydın onun askeri liseden ayrıldığını öğrenince iyi bir lisede okuduğunu bu anda okuduğu üniversitede de başarılı olacağını söyleyerek iyi niyetlerini bildirdiğini Kemal Aydın ile telefonla görüşmediğini, Mehmet Ali Çelebi'yi askeri liseden tanıdığını üç üst devresi olduğunu askeri lisede alay kıdemli yardımcısı ve öğrencilerden sorumlu birisi olduğunu, o nedenle tanıştıklarını, Mehmet Ali Çelebi ayrıldığını öğrenip ona geçmiş olsun diyerek iyi niyetlerini bildirdiğini, şüphelilerden Durmuş Ali Özoğlu'nu tanımadığını, şüpheli Neriman Aydın'ın ikametinde yapılan aramada bulunan belgeyi Şubat ayında Mehmet Ali Çelebi’ye verdiğini, Mehmet Ali ondan askeri liseden ayrılan öğrencilerin telefon numaralarını isimlerini istedi için verdiğini, 15.07.2008 tarihli Fatih Akçay ile yaptığı telefon görüşmesinin ciddi bir konuşma olmayıp aralarında şakalaşma şeklinde olduğunu, Mehmet Ali Çelebi’nin ona gönderdiği “İrtibatı koparmak yok beraber büyük işlere imza atacağız.” şeklindeki mesajı iyi niyetlerini bildirme şeklinde anladığını, derin devlet ile alakalı mesajları Recep Arslan isimli arkadaşının Kurtlar Vadisini izlediği için bundan etkilenerek gönderdiğini, Emniyette verdiği ifadesinin doğru olduğunu, 12.09.2008 tarihli Mehmet Ali Çelebi ile yapmış olduğu telefon görüşmesi sorulduğunda hatırlamadığını, Mehmet Ali'nin askeri liseden ayrılanlarla ilgili rapor istemesi hususundaki mesajını hatırlamadığını kendisine böyle bir rapor da vermediğini beyan etmiştir.
b-Elde Edilen Dökümanlar,
Şüphelinin Ankara ili Şefkat Mahallesi Erdek Sokak No:10/9 sayılı yerde bulunan ikametine gidilerek yapılan aramada;
-(1) adet ACER marka 74509654616 seri numaralı Laptop bilgisayar,
-(1) adet Samsung marka R3WP507162R seri numaralı cep telefonu,
-(1) adet 89902860310054588085-12 K seri numaralı sim kart (0555 719 01 93 numaralı) bulanarak el konulmuştur.
Şüpheli Doğukan YORULMAZ’dan el konulan laptop bilgisayarın hardiskinde yapılan incelemeler sonucunda;
“yazılar” isimli klasör içerisinde “akp, atatürk, dünya, ergenekon, ırak-ortadoğu, köşeyazıları, r, ülkü” isimli alt klasörlerin olduğu,
ergenekon isimli klasör içerisinde Ergenekon iddianamesi ve eklerinin, “iddianame” ve “klasörler” isimli klasörler içinde arşivlendiği, ayrıca ergenekon isimli klasör içerisinde bulunan word belgeleri arasında “bel1.docx” ve “a.doc” isminde karargah evleri isimli belgenin; 4 sayfalık world belgesi şeklinde bulunduğu, ayrı olarak tasnif edildiği, bu belgelerin şahsın bilgisayarında aşağıda belirtilen ağaç şeklinde kayıtlı olduğu görülmüştür.
└─yazılar
├─akp
├─atatürk
├─dünya
├─ergenekon
│ ├─iddianame
│ └─klasörler
├─köşeyazıları
├─ülkü
├─ırak-ortadoğu
└─r
“Kuvayı Milliye 1919 Mehmet Fikri Karadağ.flv” isimli görüntü dosyası içersinde ise;
Kuvayı Milliye 1919 Genel Başkanı Mehmet Fikri KARADAĞ’ın bir televizyon programında yaptığı konuşmanın olduğu görülmüştür.
Şüpheli Kemal Aydın’ın Ankara Ümitköy’deki ikametinde yapılan aramada ele geçen ABS Alçı ibareli koyu renkli ajandada yapılan incelemede; ırkçılığı öven ibareler bulunduğu ve ırkçılığı inkar etmenin Tanrıyı inkar etmek olduğu, bir Türk ve Türklük hareketi yaratılacağı, bununlar ilgili bir teşkilat oluşturulacağı, Devlet eli dışında yapılmış tüm eğitim kurumlarının kapatılacağı, kadınlara kısa da olsa askerlik mecburiyeti koyulacağı, Turancılığı kendi Megalo İdeaları olarak benimsedikleri, günümüz siyasetinin anlayışının bozukluğu, emperyalist odaklara karşı mücadele etmenin gerekliliği ve bunun için izlenecek olan yöntemler, önemli toplantılar yapılacağı ve katılımcıların üst aramalarının yapılacağı, bir yemin metni hazırlanacağı ve bu büyük mücadeleye katılmak isteyen herkese bu yeminin yaptırılacağı, yemine uymayanların konumuna ve görevine bakılmaksızın davadan uzaklaştırılacağı, kendi kadrolarını kendilerinin yetiştirecekleri, her türlü bilgiyi öğretecekleri ve davalarına sahip çıkacak kadrolar oluşturacakları, ordu, istihbarat ve dışişleri kurumlarının ulusalcı kadrolarla donatılarak ulusalcı anlayışın yerleştirileceği, konularında el yazısı ile alınmış notlar ve bu hususlarda yorumlar bulunduğu görülmüştür.
Şüpheli Kemal Aydın’ın Ankara Ümitköy’deki ikametinde yapılan aramada ele geçen lacivert kaplı içerisinde el yazmalı notların bulunduğu telefon rehberi ile ilgili yapılan incelemede; telefon rehberinin arasından çıkan el yazısı ile yazılmış sarı renkli not kâğıdında “İçişleri bakanlığının 12-27 tarihleri arasında Fransa’da faaliyet gösteren C.I.E.O papazlarına Samsun’dan başlayarak tarihi büyük Ermenistan gezisine izin verilmiştir yazdığı, not kağıdının arkasında, Samsun, Tokat, Amasya, Erzincan, Erzurum, Kars, Ağrı, Diyarbakır, yalnız o tarihte Ağrı’da görevli bulunan Jand. Alay Komutanı Veli Küçük bu geziyi Ağrı’da yaptırmamıştır. Bakan İ. S.” İbarelerinin yazılı olduğu görülmüştür.
Şüpheli Kemal Aydın’ın Ankara Ümitköy’deki ikametinde yapılan aramada ele geçen “TÜRKİYE ARTIK BİZİM KONTROLÜMÜZDE” başlıklı bilgisayar çıktısında yapılan incelemede; ülkeye ihanet edenlerin icraatlarının vatan topraklarını satanların ve kadrolaşmalarının Kuvayı Milliye tarafından izlendiği ve gereğinin yapılacağı gibi konularla birlikte, Başbakan Recep Tayip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Org.Yaşar Büyükanıt’ın yaptığı görüşme metni olduğu iddia edilen yazı ve bu yazıda Başbakan ve Genelkurmay Başkanı arasındaki gergin ortam ve konuşmaların bulunduğu, metnin sonunda ise “bu cennet vatana ihanet edenler ve ihanetin en küçük halini bile o küçük beyinlerinden geçirenler şunu çok iyi bilmelidir ki Kuvayı Milliye asla unutmaz… Asla Affetmez!” ibaresinin yazılı olduğu tespit edilmiştir.
Şüpheli Kemal Aydın’ın Ankara Ümitköy’deki ikametinde yapılan aramada ele geçen A.K. isimli şahsın 28.03.2004 tarihinde Finlandiya’dan şüpheli Kemal Aydın’a yazdığı mektupta yapılan incelemede; Kemal Aydın’ın adım attığı ve yürüttüğü kutsal uyanış harekatını yürekten kutladığını, kendisinin de bir Türk olarak bu harekette rütbesiz bir er olarak bu harekatta bulunmak istediğini belirterek dilek ve temennilerini ilettiği,
Yine şüpheli Kemal Aydın’ın Ankara Ümitköy’deki ikametinde yapılan aramada ele geçen Abdullah Öcalan ve Doğu Perinçek’in birlikte terör örgütü üyeleri ile tokalaşırken çekilmiş ve 1-2-3 şeklinde numaralandırılmış bilgisayar çıktılarının olduğu tespit edilmiştir.
Şüpheli Neriman AYDIN’ın Ankara İli Çankaya İlçesi Birlik Mahallesi 14. Sokak No:7 sayılı adresinde yapılan arama işleminde çok sayıda doküman, ajanda, videokaset, CD ve not kâğıtları bulunarak el konulmuştur. El konulan dokümanların yapılan incelemesinde;
-(1) adet not kağıdı üzerinde; “*Özgür ŞENER (12.Bölük) Bölüğe III. Sınıfta katıldığında 117 puanı varmış, Jandarma Özel Harekat olmak istiyormuş. Takım Komutanı Üstgm. …… seni bu okuldan atacağım ifadesini kullanmış, -40 puanla Nisan ayında atılmış” “Nusret MEMİÇ (4 üncü bölük) 2006-2007 eğitim-öğretim yılında kasıtlı olarak disiplin puanı düşürülmüş” “*Necdet YÜCEL(19. bölük) Babası Cumhuriyet gazetesinde yazılar yazmış, 19 uncu bölükse (Ali ÇAKAY) bu yılbaşından itibaren disiplin puanı düşürülmeye başlanmış” “Aykut ÖZTÜRK(19. bölük)” “+Atılanlar” yazdığı, arka kısmında ise “*Emrah ERVERDİ Disiplin puanı -30, kredisi 3.400, asker olmak subay olmak isteyen bir Harbiyeli, kısaca hayata askerlikle tutunduğu ifade ediyor, 9 uncu Bölük” “*Önay MAY Kredisi 3.500 civarında, Beden eğitimi ve spordan askeri eğitim sınavlarından sorunu yok, Harp okulunu kaldıramayacak biri değil. 9 uncu Bölük” “*Kur. Yzb. ….’in bölüğündeki 2006-2007 eğitim-öğretim yılında birinci sınıf kısmı, yıla 29 mevcutla başlamış, şu anda söz konusu kısmın mevcudu 20’dir. Yukarıda ismi geçen Emrah ERVERDİ ve Onay MAY da aynı bölüktedir” “*Barışcan ŞAHİN, Erdem GÜRKAN(9. bölük), Baha CANGÖREN (15. bölük), Bayram Burak GÜZELCİK (gönderilen)” yazan doküman olduğu, (Şüpheli Doğukan YORULMAZ bu doküman için, kendisiyle birlikte askeri okuldan ayrılan arkadaşları olduğunu, bunları Mehmet Ali’ye kendisinin el yazısıyla yazıp verdiğini, Kemal Aydın veya Neriman Aydın’a kendisinin vermediğini, yine Neriman’ın evinde ele geçen bir başka listede adı geçen Önay May’ın kendi devre arkadaşı ve Kara Harp Okulunda olduğunu bir daha görüşmediklerini, ancak bu listeyi kendisinin vermediğini listeyi Mehmet Ali’nin verip vermediğini bilmediğini beyan etmiştir.)
-(1) sayfa, 25.12.2007 22:33 gönderi tarihinde Mehmet Ali ÇELEBİ’nin Neriman AYDIN’ a gönderdiği mail de; Neriman teyze bunun üzerine ayrılma dilekçesi vermiş babası sanırım iptal ettirmiş belli değil. Emre’nin bölük komutanı ile Emre komutanım bana “seslerini yükselttiler saygısızlık yaptılar alt sınıflarım” demiş, Bölük komutanı “bu normal sen de bana yükseltebilirsin” diye karşılık vermiş. Yani göndermeyi kafalarına koymuşlar. Bir bölük komutanı böyle saçma konuşamaz tabi maksatlı değilse. Savunmasına şikayet edenlerin yalanlarını ispatlayacak şeyler yazması kar etmemiş Emre’nin” yazan bilgisayar çıktısı doküman olduğu,
“harbiye.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; “Hepimiz Kemaliz,Hepimiz Türk’üz” Yürüyüş Kararı sayılamadığı Harbiye’nin yetiştirdiği Teğmen de nasıl bir komutan olmaktadır yada olacaktır, takdiri Yüksek Makamlarınıza bırakıyoruz.” “Yüksek Lisans ve Doktora Tezlerini tavukçuluk, arıcılık , su ürünleri üzerinde yaparak nasıl bir Harbiye eğitimi aldığının trajikomik örneklerini sunmaktadır…” şeklinde beyanların yer aldığı,
“mali.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; “…Hepimiz Kemaliz Hepimiz Türküz yürüyüş kararı izne tabidir. Normal olan Türk diline saygı neredeyse takdir konusu halini almıştır. Üst rütbedeki birçok komutan Atatürk adını ağzına almamaktadırlar…Askeri eğitim birçoğu kalıplaşmış, zamanı geçmiş, günümüzün ihtiyaçlarından uzak programlardan oluşmakta ayrılan zaman verimli geçmemektedir...Harbiyede korku kültürü lider yetiştiremez, liderliğini ispat etmiş çok yönlü komutanlar Harbiye de bulunmalıdır… Taburumuzdaki kimi kurmay subayımız ise bizlerin onur ve şerefini ufacık bile olsun düşünmeyerek bizlere karşı hakaret dolu sözler sarf edebilmekte Harbiyelileri geliştirmektense kendi bireysel çıkarları için her türlü fedakarlığı yapmakta olup Harbiyelilere sürekli onur kırıcı cezalar vermektedir...Verilen konferanslara harbiyelilerin ilgisi! Videoda nettir. Bunda yoğun programlarda savrulmalarının da etkisi vardır.” İfadelerinin bulunduğu,
“konferansta uyuyan harbiyeliler.DAT” isimli video dosyası içerisinde; Harp Okulu öğrencilerinin konferanslarda uyurken çekilen görüntülerin bulunduğu, görüntü kaydının “mali.doc” isimli belgede Kara Harp Okulunun eğitim sistemi hakkında ileri sürülen iddiaları doğrulamak için çekildiği,
“NER 2 1.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; Neriman AYDIN isimli şahsa değişik tarihlerde gelen ve gönderilen epostalar, mektuplar ve farklı konularla ilgili açık kaynaklardan alınan belgelerin yer aldığı, belgenin tamamının 134 sayfadan ibaret olduğu, söz konusu belgede;
-Neriman AYDIN adıyla 19.08.2003 tarihli Bilgi notu başlıklı alt kısmında “paşa ile yapılan görüşmeye hatırlatma notu” ifadesi yer alan notta; “Bu, Türk Milleti ile Türk Ordusunun 65 yıl aradan sonra ilk buluşması, Türk Tarihinin bu anlardan hoş bir gülümseme ile bahsedeceği inancındayım. Sanırım daha önce ne Siz Türk Silahlı Kuvvetleri ne de Biz Türk Milleti hazırdık… Benim Ülkemde toplumun hemen her kesiminden kendisine hizmet eden, kendisine mensup olduğu ülkesinden daha bağlı insan yetiştiren ABD’ye ve AB ülkelerine karşı; Siz asli unsur Türk Soyunu ülkemiz için, devletimiz için ayakta ve hayatta tutmayı başaramadınız. Değerli Büyüğüm, Biz 65 yıldır Sizi bekliyoruz.... Ama ortada yoksunuz... Yolumuz ölmek ve öldürmek ihtimalleriyle doludur. Bu tehlikeyi Biz göze aldık, Siz de alıyorsanız başlayalım deriz …Değerli büyüğüm Türk Milleti gerçekleri ve gerçek olmayanları bilmektedir. Farklı düşünüyorsanız bu düşüncenizden vazgeçmenizi tavsiye ederiz. 150 likler listeleri hazırlayan Türk Milleti, 150 binlikler, 15 milyonluklar listeleri de hazırlayabilecek idrak ve şuurdadır” Şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla 10.10.2003 tarihli Veli Küçük isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Paşam, 65 yıldır ihanette sınır tanımayan 65 yıllık Ankara Hükümetlerinden aksi bir tavır ve davranış beklememiz Türk ulusu olarak gaflette olduğumuzu gösterir. Bunun bilincindeyiz. Türk Ulusu olarak bütün beklentilerimiz Türk Silahlı Kuvvetlerinin yapacaklarına yöneliktir… Bizi yanıltan Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihanette sınır tanımayanlar üzerinde etkin ve etkili olamama duruşudur.” Şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla 05.03.2004 tarihli Jandarma Genel Komutanı Org. Şener ERUYGUR isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Değerli Büyüğüm, 2003 Ağustos ayında şahsımı kabulünüzde Yüksek Makamlarınıza bir iki cümle ile açıklamaya çalıştığım, tedbir alabileceğiniz düşüncesiyle, özellikle Devlet-Millet ve Ülke güvenliğimizle doğrudan alakalı olan, şahsınızda Türk Silahlı Kuvvetlerinin birçok bilgi ve belgeye kolaylıkla ulaşabileceği konuyu ayrıntılı olarak bir kez daha Asıl Ellere iletmenin bir Türk Evladı olarak görevim olduğu inancındayım… Türk Ulusu bu konuda endişelidir Paşam. Bir tarikat sapığının henüz Başbakan değilken bile Kıbrıs’ı, Kıta Sahanlığını, Ermenistan, Kürdistan tavizlerini emperyalist babalarına söz vermiş icraatlarının yanında, Menderes’in yaptıkları solda sıfır kalmaktadır. Kaybettikten sonra kelle alınması Kıbrıs’ı geri getirmeyecektir Paşam. Türk Ulusunun düşünceleridir. Türk Ulusuna açıklamalarınızda, endişelerinizde dış merkezlerin saldırılarını, yerli maşaların azgınlıklarını göğüsleyebilecek güçte olduğunuza şüphemiz yoktur. En önemlisi Türk Ulusu emrinizdedir Paşam. Kıbrıs’ı ilhak ettiğinizi açıklamazsanız ilk cephemiz düşmüş olacak ve arkası çorap söküğü gibi gelecektir…Bunu durdurun Paşam, lütfen durdurun..” şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla 18.03.2004 tarihli Hayri B. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…geçen hafta sonu Jandarma Genel Komutanlığın’da Paşa’nın emriyle bir toplantıya çağrıldım... Konuşulan ve paylaşılan konuları ancak karşılaştığımızda Size aktarabilirim.” şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla 06.09.2004 tarihli Tümgeneral Sabri D. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…Türk Ulusuna 85 yıl önce biçilen sömürge gömleğini 1923- 10 Kasım 1938 den beri 66 yıldır yeniden ısrarla giydirmeye çalışan emperyalistler ve işbirlikçilerine gerekli dersi bir kez daha olmak üzere yine Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk Ulusu birlikteliği vereceğine inancımız tamdır. Gizli Öncülüğünüz kaçınılmazdır.” Şeklinde beyanların yer aldığı,
“NER-AY 7.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; Neriman AYDIN isimli şahsa değişik tarihlerde gelen ve gönderilen epostalar, mektuplar ve farklı konularla ilgili açık kaynaklardan alınan belgelerin yer aldığı, belgenin tamamının 169 sayfadan ibaret olduğu,
“plazma tarihçesi.doc” isimli MSword dosyası içerisinde: şüpheli Ercüment OVALI isimli şahsın 31.08.2007 tarihinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar BÜYÜKANIT’a hitaben yazdığı ve tamamı 9 sayfadan ibaret mektup olduğu, söz konusu mektup içerisinde; “ … Ülkemin benim uzman olduğum alanda iki büyük gereksinimi vardı… Ülkemizin her yıl 300 milyon dolar ödeyerek satın aldığı bazı ilaçları (insülin gibi), dokuları ve hatta gerektiğinde biyolojik silahlar üretebilecek bir biyoteknoloji merkezi idi… Her türlü silaha karşı tedbire sahip olmasına rağmen Biyolojik silahlarla savaşma konusunda yeterli hazırlığı olmayan ülkeme biyolojik savaş endüstrisini kurmaktır. Nitekim bu gün 1 trilyon borcu olan, zorlukla ayakta kalan bu küçücük şirkete, onun yaratıcısı olan bana yapılan ulusal ve uluslar arası saldırının 2 nedeninden biri ATİ tesislerinin 15 günde bu silahı üretece hale gelebilecek şekilde dizayn edilmiş olması…” şeklinde beyanların yer aldığı,
“YAZI-1.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; şüpheli Neriman AYDIN’a değişik tarihlerde gelen ve gönderilen e-postalar, mektuplar ve farklı konularla ilgili medya vs. temin edilen belgelerin bulunduğu 105 sayfadan ibaret belgede:
-NOYAN ÇALIKUŞU [mailto:h033223@kho.edu.tr] isimli e-posta adresinden 09.10.2006 tarihinde Neriman Aydın isimli şahsa gönderilen e postada; “Merhaba Neriman Teyzecim, … Bir Harbiyeli olarak diğerleri gibi kendimi milli konularda eksik hissediyorum. Bana birkaç kaynak gönderebilir misiniz? …Saygıdeğer Kemal Amcama çok selamlarımı iletin.” şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman Aydın tarafından 09.10.2006 tarihinde Noyan ÇALIKUŞU isimli şahsa gönderilen e postada; “Merhaba Teyzesi… Evet çalışmalar son hızla devam ediyor, Türk Milletinin feraseti ve Tanrı vergisi hasletleri bizlere her gün yeni mucizeler yaşatıyor. Bunları gördükçe daha fazla heyecan ve yüksek oranda enerjimizle çalışmalarımıza devam ediyoruz, canım Teyzesi. Bir kaç gün önce biz de Kemal Amcanla senden söz ettik… Sen öyle bir insanla tanıştın ki, seni her konuda yetiştirecek, geleceğe hazırlayacak engin bir bilginin sahibidir kendisi. Zaten böyle olduğu için bizlere önderlik yapmaktadır… Bayramdan sonra Kemal amcan bir hafta sonunu sana ayırmak istiyor... Ne zaman müsait olursan beni arayabilir söyleyebilirsin Teyzesi...” ifadelerinin bulunduğu,
-NOYAN ÇALIKUŞU [mailto:noyan.selda@gmail.com] isimli eposta adresinden 26.10.2006 tarihinde Neriman Aydın isimli şahsa gönderilen e postada; “…Siz ve Kemal Amcamın aynı coşku ve heyecan ile biz Harbiyelilerin timsali olması dileklerimle...”şeklinde beyanların yer aldığı,
30112007136.jpg, DSCF1625.JPG, DSCF1626.JPG, DSCF1631.JPG, DSCN1177.JPG, DSCN1179.JPG, DSCN1183.JPG ve P1000835.JPG isimli resim dosyaları içerisinde; yer ve zamanı belli olmayan bir toplumsal gösteri yürüyüşü ile şüpheli Mehmet Ali ÇELEBİ isimli şahsın mezuniyet töreninde çekilmiş fotoğrafların olduğu,
07 NOLU CD içerisinde; “Bel1.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; şüpheli Neriman AYDIN’a değişik tarihlerde gelen ve gönderilen e-postalar, mektuplar ve farklı konularla ilgili medya vs.temin edilen belgelerin yer aldığı 130 sayfadan ibaret belgenin olduğu,
-Neriman Aydın tarafından 10.01.2007 tarihinde ismail / adana isimli şahsa gönderilen e postada; “…Büyüğümüz bir müthiş Türk olup, bize 4.5 yıldır Önderlik yapmaktadır. Türk Mİlletinin oylarıyla Türkiye Büyük Milleti Meclisi hükümetlerine kavuşanların 10 kasım 1938 saat 9:06 dan beri hiristiyan ve yahudi emheryalist düşmanlarımızla işbirliği yaparak TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNE TÜRK MİLLETİNE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'E TÜRKİYE'YE TÜRK ORDUSUNA TÜRK BAYRAĞINA ihanet edenleri ve arkalarındaki düşmanlarımız israili amerikayı ingiltereyi ve avrupa birliği ülkelerinin üzerimizdeki işgal emellerini durdurmak ve Devletimizin iradesine sadece Mustafa Kemal Atatürk'ten ve Türk milletinden emir alan Türk Milletinin evlatlarını hakim kılmak için büyük bir mücadelinin öncüsüdür Büyüğümüz.
Ne MİT'in ne Ordunun ne CIA nın ne Mossad'ın ne MI5 in ne alman istihbaratının adamı değildir, mason değildir. Hiç bir siyasi teşkilatın derneğin vakfın sivil toplum kuruluşlarının üyesi değildir. Türk Milletine mensuptur M Kemal Atatürk'ten emir almaktadır. İlahi manada emirleri Yüce Allah'tan ve sevgili Peygamberimiz Hz Muhammed'ten almaktadır…Davamız Türkiye Cumhuriyetini kaybetmemek davasıdır... ihaneti cezalandırmak davasıdır...” Şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman Aydın tarafından 29.01.2007 tarihinde Noyan ÇALIKUŞU isimli şahsa gönderilen e postada; “…Türk ordusunun üst rütbedeki amerikancı -mason paşalar alt rütbedeki Atatürk neferi subaylar tarafından saf dışı bırakılırsa emperyalist halim ne olur diye tereddüt ettiğinden Türkiye'ye vurmayı geciktirmişlerdir... Yoksa Türk Milletini sindirmeyi çoktan başarmışlardır... hem de Atatürk'e sövdürerek… İstanbul’dan misafirlerimiz vardı, Şifre Çözüldü Kitabının yazarı Ali Özoğlu Bey... Sabahladık... Ama ne sohbet Teyzesi... 10 gün öncede Kemal Amcan Karadeniz de özel bir TV kanalında 1 saat konuştu, yalnız o konuştuktan sonra programı yayından kaldırdılar, bütün Karadeniz ayakta...” eklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman Aydın tarafından 20.02.2007 tarihinde Durmuş Ali ÖZOĞLU isimli şahsa yazılan mektupta; ““Bizim düşüncemiz ise millet bu büyük davayı bir güç halinde konuşuncaya kadar Önder’i bu tür emperyalist tedbirlerden ve yaratacakları bilinçli ve amaçlı tehlikelerden uzak tutmaktır. Onun içindir ki, ulusal yayın kuruluşlarında şimdilik program yapmasını milletimizin geleceği için sakıncalı görmekteyiz benim Sevgili kardeşim.. Türk Milletini bu güzellikten yoksun bırakmamaktır tüm emelimiz, amacımız. Onun içindir ki bugünlerde bir tv programı kendisine sizin de bizim de engel olamayacağımız zararlar verebilir. Ama aynı düşüncenin neferleri olarak sizler, Büyüğümüzün yerine ortak tespit ve düşüncelerimizi tv programlarına katılarak milletimize duyurabilme fırsatlarınız olursa bunlar milletimizin geleceğini emin ellerde gördüğümüzün işaretleri olacaktır… Biz sizin de tv yayınlarına çıkmanızı sakıncalı görmekteyiz… Ancak yine karar Önderimizin ve sizindir… Kemal Aydın’dan ve Ali Özoğlu’ndan birer tane daha olsaydı keşke, ama yok… yok yok.. Öncelikli görevimiz sizi gücümüzün yettiğince korumaktır… ” ifadelerini bulunduğu,
-Noyan ÇALIKUŞU tarafından 20.02.2007 tarihinde Neriman Aydın isimli şahsa gönderilen e postada; “Değerli büyüklerim Kemal Amcam ve Neriman Teyzem… Siz büyüklerimin bizlere vermekte olduğu fikir beyanatları, ileride atılacağımız kıta hayatında bizim görevlerimiz nazarında çok stratejik bir noktaya sahip olacaktır… Türk Yurdu içerisinde, oluşturulmak istenen "etnik ekalliyet" kümeleri, büyük bir ihanetin pençesindedir ve Sevr Antlaşması'nın önümüzdeki günlerde önümüze konulması ile büyük bir oyunun parçaları olmaktan geri kalamayacaklardır… Siz değerli büyüklerimizin nihayetsiz büyüklükteki bilgi dağarcığından yararlanmak ve sizlerin ruhlarımızı şahlandıran değerli sözlerinizi tekrar dinlemek için huzurunuza gelmek istiyoruz. Affınıza sığınarak pazar günü eğer müsaitseniz çok değerli vakitlerinizi almak istiyoruz. Ellerinizden öper, sağlık ve mutluluğunuzun daim olmasını dileriz. Eren MUMCU, Noyan ÇALIKUŞU” şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman Aydın tarafından 21.02.2007 tarihinde noyan.selda@gmail.com isimli e posta adresine gönderilen e postada; “Merhaba Teyzesi, Büyüğümüzle görüştüm pazar günü müsait sizlerle görüşecek, aklınıza takılan, sizi rahatsız eden tespitleriniz, sorularınız varsa yazmayı unutmayınız...Bilgilenmek istediğiniz her konuyu da ayrıca not ederseniz, sizler için hepimiz için çok daha faydalı olacaktır…biz değil intikamda ve ihanette yarışanlar ölmeli. Çünkü bu vatanda yaşamayı hak etmiyorlar, bu devletin makamlarını asla hak etmiyorlar... Aldıkları her nefes attıkları her adım haram onlara... haram olduğunu biz biliyoruz onlar da öğrenecekler..Büyüğümüz Kemal Aydın bey adına teyzeniz olarak sevgilerimizi gönderiyoruz ... ” şeklinde beyanların yer aldığı,
-Noyan ÇALIKUŞU tarafından 06.03.2007 tarihinde Neriman Aydın isimli şahsa gönderilen e postada; “Merhaba Neriman Teyzeciğim, Cuma günü ile ilgili olarak sizin ve Büyüğümüzün ve Selda‘ nın isimlerini yazdırdım. Sizleri Atamızın mezun olduğu Harbiye de görmekten, sizin gibi Atatürk ün açtığı yolu kapattırmamaya yeminli, yüksek vatan sevgisiyle dolu saygıdeğer Büyüklerimin buraya gelmesinde bir vesile olmaktan onur duyuyorum. ” şeklinde beyanların yer aldığı,
19 nolu Cd içinde; DSCF1597.JPG, DSCF1631.JPG, DSCF1681.JPG ve PICT0056.JPG isimli resim dosyaları içerisinde şüpheli Mehmet Ali ÇELEBİ’nin mezuniyet töreninde çekilen fotoğraflarının bulunduğu saptanmıştır.
c-Telefon Görüşmeleri
15.07.2008 günü saat 22.30’da Fatih adlı şahısla yaptığı telefon görüşmesinde; Doğukan’ın “Siyasetçi var değil mi siyasetçi ruhu var bende” dediği, Fatih’in “... bak konuşmalarımızla bunlardan bahsediyo... MEVZULARA GİRİYORSUN ÇOK SEVİYORUM. ERGENEKON MU, AAA NE KADAR KÖTÜ ŞEY DİYOSUN” dediği, Doğukan’ın “Kardeş sıkıldım burada, bi de girelim oranın ortamını görelim diyorum. NE VAR A...KOYUM HER GÜN DIŞARIDAYIZ Bİ DE GİRELİM ORDA YATALIM BİRAZ. NE İŞİMİZ VAR BURDA, HEM KEMAL AMCAYI YALNIZ MI BIRAKACAZ, ADAM İÇERDE, AÇ... YAZIK ADAMA GÜLMEYELİM YA...” dediği, Fatih’in “Oğlum ne manyak adamsın sen ya, Haydar ne yapıyor Haydar” dediği, Doğukan’ın “SÖYLE DE ALKOLÜN ETKİSİ BU DE, ALKOL ETKİSİ, ONDAN ÖYLE DİYO DE, HANİ DİNLİYOLAR YA. Fatih abi biz HAYDAR’la sabah görüştük işte biraz…Kardeş ben geçeyim, içeride haberleşiriz seninle tamam mı, sağolasın aradığın için, var mı bi isteğin” dediği,
16.07.2008 günü saat 13.36’da şüphelinin telefonuyla arayan Halil İbrahim adlı şahsın Oğuz adlı şahısla yaptığı telefon görüşmesinde; Halil İbrahim’in “He reis şimdi bizim bi Doğukan var ya bu yurttan Mimarlık Mühendislikte okuyo.” Dediği Oğuz’un “Biliyorum reis” dediği, H.İbrahim’in “He onu biliyon değil mi, onun dün bi olayı olmuş da. Biriyle kavga etmiş birkaç kişiyle. Ondan sonra bu eleman şikayetçi falan olmuş. Bu çocuğun da Erasmus işi felan var biliyor musun. Ondan sonra, eleman şey Eskişehir’li, ondan sonra it kopuk tayfasındanmış böyle şey. Bunu bulup bizim şey yapmamız lazım şimdi, şikayetini geri aldırmamız lazım, yani en azından konuşmamız lazım, işte şey olmaması için.” dediği, Oğuz’un “He he anlaşıp uzlaştırıp şikayeti geri al…” dediği, H.İbrahim’in “Yalnız yalnız Eskişehir’li olduğu için buna biz yani ulaşamayız muhtemelen. Ondan sonra senin hani Eskişehir’den tanıdıkların felan var ya bi şey yapsan.” dediği, Oğuz’un “Tamam tamam başkan yapalım” dediği, H. İbrahim’in “He doğrudur. Ya neyse işte, bu çocuğun adı İrfan Fıçı anlatabildim mi? İrfan Fıçı, bu neferden falan, bizleri falan muhakkak bilirler bunlar yani, zaten şeymiş biraz bizimkiler dövmüşler de yani çocukları. Ondan sonra yani mevzu önce yani şey yapmak hani şu şikayetini geri aldırak da öbürleri kolay diğeri kolay, sana zahmet sen onunlan bi ilgileniver ya tamam mı? Sen de işte neferden falan artık tanıdıklarına falan şey yaparsan sokaktan.” dediği, Oğuz’un “Hıhı. Tamam, ben bugün ilgileneyim Başkan.” dediği konuşmalardan şüphelinin dövdüğü bir şahsın şikayetçi olmaması için baskı kurmayı planladıklarının anlaşıldığı,
17.07.2008 günü saat 13.15’te şüphelinin Mehmet Emin adlı şahısla yaptığı telefon görüşmesinde; Mehmet Emin’in “Oğlum o gün orda olay yapan sen miydin?” diye sorduğu Doğukan’ın “Nerden çıktı bu şimdi.” dediği, Mehmet Emin’in “Sen miydin değil miydin? Oğlum gittim ben orda polisler felan gördüm. Ne biliyim içim rahatsız oldu biraz ya. Orda telefon numaranı felan bulmaya çalıştım bi kızı aradım a...koyum senin telefon numaran diye. Ulaşamadık o gün he.” dediği, Doğukan’ın “Bizdik ya, bizdik bizdik.” dediği, Mehmet Emin’in “Oğlum ne yapıyon ya ne oldu? Polis felan götürdü mü sizi? Ne oldu bişey oldu mu orda a...koyum.” dediği, Doğukan’ın “Sorun yok ya birşey yok. Yok ya, bu numara senin mi. He tamam, sonra konuşuruz, ararım ben seni tamam?” diye o an konunun telefonda görüşülmesini engellemeye çalıştığı, Mehmet Emin’in “Yanlışlık yapıyon, a...koyum. Sınıfta 50 tane erkek var a...koyum, söyle, anasını da s..z bacısını da s..z yani orda.” diyerek şüphelinin karıştığı yasadışı olaylarda arkasında destek olarak önemli bir güç bulunduğunu belirttiği,
El konulan Samsung E-490 marka cep telefonunun yapılan incelemesinde gelen mesajlar bölümünde; 26.05.2008 günü saat 23.29’da “0 545 467 88 99 numaralı Mehmet Ali ÇELEBİ’ye ait telefondan “kardeşim nasılsın irtibatı koparmak yok beraber büyük işlere imza atacağız görüşmek üzere” yazıldığı, 07.06.2008 günü saat 01.01’de 0 554 8149785 numaralı telefondan gelen mesajda “s.a DERİN DEVLET nasılsın kardeşim……” yazıldığı, 27.04.2008 günü saat 23.44’te 0 544 9580506 numaralı telefondan gelen mesajda “DERİN DEVLET nerdesin ben avcı, yurtta, avcı vadiye insin mi” yazıldığı, yine aynı gün saat 23.44’te 0 544 9580506 numaralı telefondan gelen mesajda “sana tavsiyem o DERİN SULARDA FAZLA YÜZME BOĞULURSUN” yazıldığı, 14.05.2008 günü saat 23.27’de 0 545 467 88 99 numaralı telefonu kullananan Mehmet Ali ÇELEBİ’nin gönderdiği mesajda; “iyi akşamlar ben Mehmet Ali Çelebi, Doğukan senin için zor ama yasadığın olay, kaç kişi muhatap oldunuz ve hatırlayabildiğin isimleri bir rapor şeklinde hazırlayabilir misin, Türk Devleti mutlaka yarar görecektir” şeklinde mesaj gönderdiği,
-Doğukan YORULMAZ isimli şahısa ait olan Samsung E-490 marka cep telefonu ve 89902860310054588085-12 K seri numaralı sim kart (0555 719 01 93 numaralı) üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda; 0 544 9580506 telefon numarasına ait telefondan 20.07.2008 tarihli ve saat 19.39’da gönderilmiş mesajda “Vay be…!kardsm vatanimda bayraklarm iniyor, pasalarım tutuklanyr, hainler kuduruyor, partiler kapatılmiyor, ben bir TÜRK genci olarak ne yapmalıym dagami cikiyim.” mesajının yazılı olduğu tespit edilmiştir.
d-Örgütsel İrtibatlar
Şüpheli Doğukan YORULMAZ’ın telefon irtibatları ile ilgili yapılan çalışmalar sonucunda; Şüpheli Mehmet Ali ÇELEBİ ile 57 kez görüştüğü tespit edilmiştir.
e-Delillerin Ve Hukuki Durumunun Değerlendirilmesi
Ergenekon terör örgütüne yönelik yapılan soruşturmada çeşitli şüphelilerden ele geçirilen DEVLETİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İÇİN ÖNERİLER (MASTIR PLAN ÖN ÇALIŞMASI) isimli dokümanda, terör örgütünün Türk Silahlı Kuvvetlerine sızma ve Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde yapılanma faaliyetlerinin hedeflendiği ve bu hedefin gerçekleştirilmesi için gerekli çalışmaların yapılması gerektiği belirtilmektedir.
Gizli tanık Kıskaç’ın beyanlarında, şüpheli Kemal ve Neriman Aydın’ın da aralarında bulunduğu örgütün Kuvayı Milliye uzantısının gizli bir toplantısında genç subaylara örgüt adına rozet takıldığı belirtilmektedir.
Soruşturma kapsamında yakalanan şüpheliler Kemal AYDIN, Neriman AYDIN ve Durmuş Ali ÖZOĞLU isimli şahısların Ergenekon Terör Örgütünün hedeflerini gerçekleştirme amacıyla hayati derecede önem verdikleri Türk Silahlı Kuvvetlerine sızabilmek için bir kısım Harp Okulu öğrencilerine ve bir şekilde herhangi bir askeri okuldan ayrılmış olan kişilere çeşitli şekillerde ulaşarak örgüte kazandırdıkları dosya kapsamıyla ortaya çıkmış bulunmaktadır. Yine soruşturma kapsamında yakalanan şüphelilerin iddianamenin giriş kısmında belirtilen alışılmış terör örgütlerinin kullandığı yöntemlerden farklı olarak devletimizin temel kurumlarını karşılarına almak yerine devletin bütün kesimlerinde bulunan görevliler arasında örgütlenmeye çalıştıkları, bu bağlamda Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmaya özel bir önem verdikleri anlaşılmaktadır.
Bu amaç doğrultusunda hareket eden ve bu amacı gerçekleştirme konusunda Ergenekon Silahlı Terör Örgütütarafından görevlendirildikleri anlaşılan şüpheliler Neriman Aydın ve Durmuş Ali Özoğlu’nun şüpheli Kemal Aydın’ın emir ve talimatları doğrultusunda hareket ettikleri, Kara Harp Okulunda okuduğu sırada bir şekilde ulaştıkları şüpheli Mehmet Ali Çelebi’yi örgüte kazandırdıkları, bu aşamadan sonra da şüpheli Mehmet Ali’nin harp okulunda okuyan veya şüpheli Doğukan gibi askeri okuldan herhangi bir şekilde ayrılmış olan diğer öğrencilerin örgüte kazandırılması konusunda rol oynadığı, şüpheli Doğukan’ın bu amaçla samimi olduğu Haydar adlı arkadaşı aracılığıyla bilge bir kişi olarak gördükleri şüpheli Kemal Aydın ile tanıştığı, sonrasında da şüpheli Kemal Aydın’ın yönlendirmesiyle şüpheli Durmuş Ali Özoğlu ile tanışmasının sağlandığı, yapılan bu çalışmaların sonunda adı geçen şüphelinin örgüte katılmasının sağlandığı, her fırsatta şüpheli Kemal ile buluşma temin ettiği, Kemal Aydın’a onun yerine hapse girip yatmayı düşünecek kadar derin bir bağlılık taşıdığı, örgüte bu şekilde dahil olan bu kişilerin örgütün amaçları doğrultusunda eğitilmeleri konusunda seminer adı altında sık sık gizli toplantılar yapıldığı, gizli yapılan bu toplantılarda başta şüpheli Kemal olmak üzere Neriman ve Durmuş Ali’nin Ergenekon Terör Örgütü’nün propagandasını yaptıkları, şüpheliler Kemal ve Neriman Aydın’ın bir yandan Genelkurmay Başkanlığı ile ortak hareket ettikleri ve yapılan faaliyetlerden Genelkurmay Başkanlığının haberinin bulunduğu konusunda bir hava oluşturdukları, bir yandan da hem subay adayı askeri öğrencilerle hem de askeri okuldan ayrılmış öğrencilerle çok yakından ilgilenip onları etkilemeye ve güven kazanmaya çalıştıkları, şüpheli Doğukan’ın Durmuş Ali, Kemal ve Neriman’a bağlı faaliyet yürüten Mehmet Ali’nin emir ve talimatlarına uygun hareket ettiği, Mehmet Ali’nin Doğukan gibi askeri okuldan ayrılan diğer kişilerle Doğukan’ın aracılığı ve yönlendirmesiyle bir faaliyet yürütmeyi planladığı ve bu amaçla ondan bu isimleri tespit edip haklarında rapor düzenlemesini istediği, Doğukan’ın bu talimatı da yerine getirdiği, şüpheliler Kemal Aydın, Neriman Aydın, Durmuş Ali Özoğlu ve Mehmet Ali Çelebi’nin askeri öğrencileri ve okuldan ayrılan öğrencileri Türkiye Cumhuriyetinin yasama ve yürütme organına karşı kışkırtarak yönlendirdikleri, şüpheli Doğukan’ın örgüte kazandırıldıktan sonra örgütün üniversitedeki etkili ve arkasında önemli bir güç bulunan bir temsilcisi konumuna gelerek çevresini şüpheli Kemal Aydın ve Mehmet Ali Çelebi’nin emir ve talimatları doğrultusunda yönettiği anlaşılmaktadır.
Şüphelilerin faaliyetlerinin deşifre olmaması için çalışmalarını gizlice yürüttüğü, kendi aralarındaki örgütsel irtibatı sağlamak için sivil kişiler aracılığıyla temin ettikleri isim ve yer kaydı bulunmayan özel cep telefonu hattı kullandığı ve bunu diğer arkadaşlarına da sağlamaya çalıştığı, örgüt üyelerinin sızma ve örgütlenme faaliyetlerinin tespit edilmesini önlemek için karşı bir önlem olarak birbirleriyle aralarındaki ilişkileri normal arkadaşlık ve dostluk ilişkisiymiş gibi gösterme çabasına girdiği, askeri okul içinde örgüt faaliyetlerini hücre tipi yapılanma şeklinde sürdürdüğü, oluşan hücre yapılanmasında tüm örgüt üyelerinin birbirlerini tanımamaktadırlar.
Şüpheli Mehmet Ali Çelebi’nin, şüpheliler Kemal Aydın, Neriman Aydın, Durmuş Ali Özoğlu’nun talimatları doğrultusunda Doğukan gibi askeri okulda da örgüt üyesi olarak faaliyet gösterirken askeri okuldan ayrılıp bir üniversiteye girmiş kişileri de takip ederek onların bulundukları yerlerde örgütsel amaçlara uygun faaliyette bulunmaları için eğitip motive ettikleri, Mehmet Ali’nin Doğukan’a çektiği “kardeşim nasılsın irtibatı koparmak yok beraber büyük işlere imza atacağız” yazılı telefon mesajında da olduğu gibi onları önemli örgütsel amaçlara psikolojik olarak hazırlamaktadırlar.
Açıklanan tüm bilgi ve belgeler ile bütün soruşturma işlemlerinden şüpheli Doğukan Yorulmaz’ın; şüpheliler Kemal Aydın, Neriman Aydın ve Durmuş Ali Özoğlu’nun yönlendirme, emir ve talimatlarıyla ile ve Mehmet Ali Çelebi’nin yönetimi altında Ergenekon Terör Örgütünün Türk Silahlı Kuvvetleri içine ve toplumun etkili güç odaklarına sızma faaliyetleri kapsamında hücre şeklinde oluşturulmuş örgütsel bir yapılanmaya dahil olduğu anlaşılmakla;
Şüpheli Doğukan Yorulmaz’ın üzerine atılı ERGENEKON terör örgütünün üyesi olmak suçundan eylemine uyan TCK’nun 314/2, 53, 58/9, 63 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
Dostları ilə paylaş: |