a-Savunmaları, Emniyet beyanında;
2005 yılında askerden terhis olduğunu, babasına ait olan nakliye şirketinde işe başladığını, başşoför olarak çalıştığını, halen Ankara ilinde faaliyet gösteren Soyut inşaat şirketinde şoför olarak çalışmakta olduğunu,
Ankara ilinde bir yaralama olayına karıştığını, konu ili ilgili olarak gözaltına alındığını, bunun haricinde uyuşturucu kullanmaktan yakalandığını ve mahkeme kararı ile tedavi olduğunu,
18.09.2008 günü birlikte yakalandığı şahısları tanıyıp tanımadığı, aralarında herhangi bir irtibat bulunup bulunmadığı hususundaki soruya:
“Hizb-ut Tahrir Terör Örgütü”üyesi olmak suçundan haklarındaki evrak tefrik edilen Rıza DEMİR’in çocukluk arkadaşı olduğunu, Ankara ilinde Turkcell bayiinde satış elemanı olarak çalıştığını, aralarında herhangi bir ticari ilişki olmadığını, Rıfat YILDIRIM’ın da çocukluk arkadaşı olduğunu, ismini bilmediği bir şirkette su dağıtım elemanı olarak çalıştığını, fırsat buldukça görüştüklerini,Mahmut Oğuz KAZANCI’nın eniştesi olduğunu, Ankara ilinde reklam işi ile uğraştığını, Mahmut OĞUZ’un arkadaşı olduğunu, Ankara ilinde bir şirkette muhasebe elemanı olarak çalıştığını, Kurtça BEKTAŞ’ı çocukluk arkadaşı olduğu için tanıdığını, Ankara ilinde ismini hatırlamadığı bir şirkette güvenlik elemanı olarak çalıştığını, Kurtça’yla sık sık görüştüklerini, aralarında ticari bir ilişki olmadığını,
ERGENEKON terör örgütü üyesi olduğu şüphesi ile gözaltına alınan askeri personel Mehmet Ali ÇELEBİ ile Neriman AYDIN ve tutuklu Kemal AYDIN, Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun sık sık irtibatlı olduklarının tespit edildiği hatırlatılarak bu şahıslarla irtibatının bulunup bulunmadığı, bu şahıslardan kimlerle görüştüğü hususu sorulduğunda: Bu tarihten beş altı ay kadar önce Ankara’da A. H. isimli bir şahsın ticari taksisinde şoför olarak çalıştığını, bu dönem içerisinde müşteri olarak ismini burada öğrendiği Mehmet Ali ÇELEBİ isimli şahısla tanıştığını, şoförlük yaptığı taksiye müşteri olarak bindiğini, kendisini Kızılay’dan alıp Mamak Boğaziçi’nde bir yerde bıraktığını, Taksi ile giderken Mehmet Ali ÇELEBİ’nin kendisini tanıttığını, ismini şuanda hatırlamadığı bir isim olarak söylediğini, kendisinin muhasebe elemanı olarak çalıştığını anlattığını, dini konularda bir süre sohbet ettiklerini, Mehmet Ali ÇELEBİ’nin dini konulara meraklı olduğunu ve araştırma yaptığını anlattığını, ÇELEBİ’ye okuduğu bazı hadis kitapları olduğunu söylediğini, Mehmet Ali ÇELEBİ’nin de kitapları alıp okuyabileceğini söyleyerek kitapları kendisinden istediğini, daha sonra görüşmek üzere ÇELEBİ’nin telefon numarasını verdiğini, vodafone olduğunu hatırladığı numarayı (A) olarak telefonuna kaydettiğini, şahsın ismini hatırlayamadığından dolayı (A) olarak kaydettiğini, bir süre sonra Mehmet Ali ÇELEBİ’nin mesaj attığını ve kitapları ne zaman getireceğini sorduğunu, mesajına karşılık vererek buluşabileceklerini söylediğini, 10 gün kadar sonra Mehmet Ali ÇELEBİ ile Ulus’ta buluştuklarını, bazı hadis kitaplarını kendisine verdiğini,
Bahsettiği görüşmeden sonra Mehmet Ali ÇELEBİ’nin telefonuna mesaj atarak kitapları geri istediğini, Mehmet Ali ÇELEBİ’nin kitapları amcasına verdiğini söyleyerek ertelediğini, kitapları alamadığını, kitapların isimlerini şuanda hatırlamadığını,
25.05.2008 günü saat:16.45’de Mehmet Ali ÇELEBİ ile yaptığı mesajlaşmada; “kardes simdi bizim akrabalar gelmis onlarla ilgileniyorum olursa nerde gorusebiliriz carsamba gelirim” şeklinde mesaj çektiğinin tespit edilmesi üzerine Mehmet Ali ÇELEBİ’nin kendisi ile ne amaçla buluşmak istediği, bu şahsın askeri personel olduğunu bilip bilmediğinin sorulması üzerine; “Mehmet Ali ÇELEBİ ile buluşmasında vermiş olduğu kitapları daha sonra geri istediğini, onun da akrabaları geldiğini söyleyerek mesaj attığını, konunun kitaplarla ilgili olduğunu, Mehmet Ali ÇELEBİ’nin askeri personel olduğunu bilmediğini, Mehmet Ali ÇELEBİ’nin kendisini muhasebeci olarak tanıttığını,
Şüpheliye 25.05.2008 günü saat:17.42’de Mehmet Ali ÇELEBİ’ye; “Bugün müsaitsen bi saat söyle alalim seni degilsen crsba günü arkadaslarinida ayarla saat 6 dan sonra bi saat söyleyin ev varsa evde toplanalim yoksa bizi I@m eve gideriz.” şeklinde mesaj çektiğinin tespit edildiği hatırlatılarak askeri personel olan Mehmet Ali ÇELEBİ ve arkadaşları ile evde toplanmadaki amaçlarının ne olduğu, bu şahıslarla ne sıklıkla toplantı yaptıkları sorulması üzerine: “Mehmet Ali ÇELEBİ’nin dini konularda merakı olduğunu söylediğini, verdiği kitapları da okuduğunu ve sohbet edebileceğini söylediğini, mesajı Mehmet Ali ÇELEBİ’nin kendisine attığını, arkadaşlarını da alıp gelebileceğini Kızılay da bir kafede sohbet edebileceklerini söylediğini, ancak Mehmet Ali ÇELEBİ ile buluşamadıklarını,
Bu şahısla yaptığı bazı mesajlaşmaları, hakkındaki evrak tefrik edilen Kurtça BEKTAŞ’ın telefonu ile yaptığını, çünkü bazen kontürü olmadığından onun telefonunu kullanmak zorunda kaldığını,
25.05.2008 günü saat:19.13’de Mehmet Ali ÇELEBİ’nin kendisine “Abi carsamba gunu olur gorusmek uzere” şeklinde mesaj çektiği hatırlatılarak Mehmet Ali ÇELEBİ ile yaptıkları toplantılarda kimlerin bulunduğu sorulduğunda: “Mehmet Ali ÇELEBİ ile bu şeklide bir çok kez mesajlaştıklarını bir araya gelip dini sohbeler yapacaklarını, ancak bu isteklerinin gerçekleşmediğini, Kurtça BEKTAŞ, Rıfat YILDIRIM, Mahmut OĞUZ ile görüşerek dini sohbet içerikli toplantılar yaptıklarını, Mehmet Ali ÇELEBİ ile de buluşabilseler bu arkadaşlarla birlikte sohbet yapacaklarını,
25.05.2008 günü saat: 00.12’de Mehmet Ali ÇELEBİ’ye; “Kardes persembe saat 6 dan sonra msaidim butr sohbetler evlerde olur yasen ev ayarla biz gelelim yada siz buyrun bizim evde toplanalim” şeklinde mesaj çektiği tespit edilmesi üzerine, “bu tür sohbetler evde olur” sözü ile neyi kastettiği, sohbetleri özellikle evde yapmak istemelerinin nedeninin ne olduğu sorulduğunda: “Dini sohbetler kafelerde yapılamayacağı için evlerin daha müsait olacağını düşündüğü için bu şekilde mesaj attığını, sohbetlerinde Kuran ve hadis okuduklarını,
25.05.2008 günü saat:16.33’de Mehmet Ali ÇELEBİ’ye; “Kardes müsaitsen bizim hocayi alip gelelim konusalim sohbet edelim cvp bekliyorum. Ben sülayman.” şeklinde mesaj çektiği; “Bizim hoca” diye kastettiği şahsın kim olduğu, sohbetleri bu şahsın yapıp yapmadığı sorulması üzerine: “Hoca olarak ismi geçen şahıs’ın Mahmut OĞUZ olduğunu, herkesin söz alarak konuştuğunu,
27.05.2008 günü saat:23.52’de Mehmet Ali ÇELEBİ’nin şüpheliye; “Abi arkadaslarin gelmeleri yarın belli olacak ev degilde kizilayda” şeklinde mesaj çektiği tespit edilmesi üzerine: Mehmet Ali ÇELEBİ’nin arkadaşları ile birlikte geleceği toplantının konusu ve amacının ne olduğu sorulduğunda; Mehmet Ali ÇELEBİ’nin arkadaşları ile sohbete geleceğini söylediğini, kendilerini de Kızılay’a çağırdığını,
07.06.2008 günü saat:14.33’de Mehmet Ali ÇELEBİ’nin şüpheliye: “Abi birkac arkadas daha ilgilendi dergileri okuyorlar hatta baska bile istediler biraz zaman verebilir misin” şeklinde mesaj çektiği; şüphelinin Mehmet Ali ÇELEBİ’ye verdiği ve Mehmet Ali ÇELEBİ’nin arkadaşlarına okuttuğunu söylediği dergilerin hangileri olduğu ve içeriklerinin ne olduğu sorulduğunda: Mesajda geçen derginin isminin “KÖKLÜ DEĞİŞİM” olduğunu, Bu dergiyi Mahmut OĞUZ’un getirip kendilerine verdiğini, Mahmut OĞUZ’un nereden aldığını bilmediğini, Piyasada satılıp satılmadığını bilmediğini, Mehmet Ali ÇELEBİ’ye bu dergilerden de verdiğini, Ayrıca hadis kitapları da verdiğini, Mehmet Ali ÇELEBİ’nin de dergileri yanında bulunan arkadaşlarının da okuduğunu söylediğini, arkadaşlarının kim olduğunu söylemediğini, zaten Mehmet Ali ve arkadaşları ile hiç buluşup sohbet edemediklerini,
Hizb-ut Tahrir Terör Örgütü hakkında bilgisinin bulunup bulunmadığı, bu örgüt içersinden kim ya da kimleri tanıdığı sorulduğunda; Hizb-ut Tahririn terör örgütü olup olmadığını bilmediğini, Hizb-ut Tahririn ne anlama geldiğini de bilmediğini, Ancak bahsettiği dergilerde ve evinde bulunarak el konulan dergi kitap ve dokümanlarda hizbutahrir isminin geçtiğini, Bu doküman, dergi ve kitapları Mahmut OĞUZ’un getirip kendilerine dağıttığını, Diğer arkadaşlarında da bu kitaplardan olduğunu, Bunları bulundurmamın amacı dini ağırlıklı olduğu için okumak amaçlı olduğunu, bunun dışında başka bir amacı olmadığını, Bunların yasak olup olmadığını da bilmediğini,
Neriman AYDIN’ın ikametinden Hizb-ut Tahrir örgütü ile ilgili kitap ve yayınların ele geçirildiği, bu yayınlardan HİZBUTTAHRİR isimli kitap hakkında, Ankara 1 No’lu DGM’nin 17.01.2003 tarih 2003/82 sayılı kararı ile toplatma ve el koyma kararının olduğu, bu kitap ve yayınlar Neriman AYDIN’a sorulduğunda, kendisinin bilgisi ve ilgisinin olmadığını, söz konusu kitapları askeri personel Mehmet Ali ÇELEBİ’nin getirdiğini beyan ettiği hatırlatılarak Mehmet Ali ÇELEBİ’nin bu kitapları şüpheliden alıp almadığı sorulduğunda;
Mehmet Ali ÇELEBİ’ye hadis kitapları ve bazı dergileri verdiğini, Hatta şuanda hatırlamadığı, dini içerikli bazı CD’ler de verdiğini, verdiği dergiler içerisinde Hizb-ut Tahririn de isminin geçtiğini, Muhtemelen Neriman AYDIN isimli şahıstan el konulan dergi ve dokümanlar’ın Mehmet Ali ÇELEBİ’ye verdikleri olabileceğini,
Şüpheli Neriman AYDIN’ın bilgisayarında, Hİzbuttahrir örgütüne ait olduğu değerlendirilen çok sayıda isimlerin yazdığı toplam (8) sayfadan oluşan liste yine şüpheli Neriman AYDIN’ın ikametinde yapılan aramada, ele geçirilen bir not kağıdında, üst kısmında “Hizb-ut Tahrir”, bunun altında da, “Süleyman” “Ulus kiler çarşı girişindeki Türkcell telefoncu Rıza arkadaşı” “Keçiören sanatoryum konuşma yerleri” “Her hafta toplantı yapılıyor, ayda bir büyük toplantı” “Aşama aşama hazırlık” “Senin bu kitaba geçmen için altı ayın var” “Bu iş için hiçbir şey talep etmeyen hocalarımız var” “CD ler kalabalık ortamda izleyin” “Telefonda kayıtları sayı olarak yapıyorlar 11 numara 7 numara gibi” yazdığı hatırlatılarak ve bu doküman Neriman AYDIN’a sorulduğunda, söz konusu dokümanın taksici tarafından Mehmet Ali ÇELEBİ ye verilen doküman olduğunu beyan ettiği hususları da hatırlatılarak; bu dökümanlardan haberinin olup olmadığı ve Mehmet Ali ÇELEBİ’nin bu dökümanları kendisinden temin edip etmediği sorulduğunda;
Notların yazdığı dokumanın kendisine gösterildiğini, bu yazıların kendisine ait olmadığını, fakat yazı içerisinde geçen konuları Mehmet Ali ÇELBİ’nin kendisine sorduğunu, bu soruları cevapladığını, kendisinin verdiği cevapları Mehmet Ali ÇELEBİ’nin not olarak yazdığını zannettiğini, Bu şahsın neden bu şekilde not aldığını bilmediğini, Ancak Mehmet Ali ÇELEBİ ile görüşmelerinde istemiş olduğu hadis kitaplarını işi çıktığı takdirde Ulus Kiler çarşı girişindeki Turkcell telefoncusunda çalışan arkadaşı Rıza DEMİR’e bırakabileceğini onun da oradan almasını söylediğini, ancak Mehmet Ali ÇELEBİ ile daha sonra buluştuklarını, Kitap ve dergileri elden teslim ettiğini,
Keçiören Senatoryum’un yakınında Kurtça BEKTAŞ’ın evinin bulunduğunu, Mehmet Ali ÇELEBİ ile tanıştıktan sonra ÇELEBİ’nin arkadaşlarıyla gelebileceğini söylediğini, kendisininde Toplantı ve sohbet için Kurtça BEKTAŞ’ın evini tarif ettiğini, Mehmet Ali ÇELEBİ’nin bu konuları Neriman AYDIN isimli şahsa anlatmış olabileceğini, Neriman AYDIN ile herhangi bir ilişkisinin olmadığını,
Yine notlarda belirtilen Ayda bir büyük toplantı konusunun da, kendi yakın çevre sohbetleri haricinde bazen büyük toplantılar yaptıklarını, Bu toplantılara 9-10 kişinin katıldığını, Herkesin kendi arkadaş çevresini toplantılara davet ettiğini bu şekilde toplantıların gerçekleştiğini, Toplantılara katılan diğer şahısların isimlerini hatırlamadığını, toplantıları Mahmut OĞUZ’un yönettiğini,
Neriman AYDIN’dan ele geçirilen HİZBUTTAHRİR ile ilgili kitap ve yayınların aynıları, şüpheliden ve birlikte yakalanan ve haklarındaki evrak tefrik edilen diğer şüpheliler Kutça BEKTAŞ, Rıza DEMİR ve Rıfat YILDIRIM isimli şahıslardan da ele geçirilmesi üzerine söz konusu kitap ve yayınları kim yada kimlerden temin ettikleri, amaçlarının ne olduğu sorulduğunda: Yukarıda beyan ettiği gibi bu dergi kitap ve dokümanları Mahmut OĞUZ’un getirdiğini, Onun nereden temin ettiğini bilmediğini, bahsedilen toplantılarda amaclarının dini sohbetler yapmak olduğunu, bunun haricinde hizburtahrir örgütüyle bir ilgisi olmadığını, Mahmut OĞUZ’un bu yönde herhangi bir telkini olmadığını,. Mahmut’un bu örgüt içerisinde yer alıp almadığı konusunda bir bilgisi olmadığını,
31.07.2008 günü saat:17.40’da, Kurtca BEKTAŞ ile yaptığı görüşmede geçen toplantı ile ilgili olarak, toplantının konusunun ne olduğu, Huzb-ut Tahrirle ilgisinin bulunup bulunmadığı, bu tür toplantıları kimlerle, ne sıklıkla yaptıkları sorulduğunda; dini toplantılar için yaptıkları bir görüşme olduğunu,
01.08.2008 günü saat:16.49’de, Rıfat YILDIRIM ile yaptığı görüşmede geçen toplantı konusunu açıklaması istendiğinde; Dini içerikli sohbetler için yaptıkları görüşme olduğunu,
Şüpheliye 01.08.2008 günü saat:17.01’de, Kurtca BEKTAŞ ile şüphelinin yaptığı görüşmede geçen konuşmalar hatırlatıldığında; Kurtça BEKTAŞ, Rıfat YILDIRIM ve Mahmut OĞUZ ile dini içerikli sohbetler yaptıklarını, bu şahıslardan herhangi birisinin işi çıktığında sohbeti iptal ettiklerini, sohbetlerin herhangi bir kişinin evinde yapılabileceğini, telefon görüşmesinin de bu konu ile ilgili olduğunu,
Şüpheliye 18.09.2008 günü saat:09.43’de, X bayanla yaptığı görüşmede; görüştüğü bayanın, kendisini Rıfat YILDIRIM’ın ablası olarak tanıttığı ve Kurtça olup olmadığını sorduğu, şüphelinin de kendisini tanıttığı, X bayanın da polislerin eve baskın yaptığından bahsederek “Evde ne var ne yok kitaplar mitaplar toplandı mühürlendi götürdüler Hizbuttarih” “.. belki sizin de haberiniz vardır bu Hizbuttarih diye” “Kitaplar ney var ya onları hep alıp götürdüler” “…Rıfat dedi Kurtça’ya haber verin şimdi sen de o tarikattan mısın” “Peki bişey soracam sende o tarikattan mısın” diye sorduğu, şüphelinin de “Hı hı” diyerek onayladığı tespit edilmesi üzerine şüpheliye bu telefon görüşmesini açıklaması istendiğinde;
“Huzbutahrir denilen tarikatla bir ilgisi olmadığını, sohbet toplantısı yapmalarının amacının dini konularda bilgi sahibi olmak olduğunu, örgüt içerisinde herhangi bir şekilde yer almadığını,
ikametinde yapılan aramda Hizbut tahrir ismiyle hazırlanmış kitap, belge, çok sayıda dergiler bulunarak el konulmuş ve bunları nereden temin ettiği sorulduğunda;
“El konulan tüm belgeleri Mahmut OĞUZ’un getirdiğini, nereden aldığını bilmediğini, Bu dergi ve dokümanları öyle derinlemesine okumadığını,
Ev aramasında ele geçirilen ve el konulan belgeler içerisinde “kardeşiniz Ebu katade” ismiyle yazılmış iki sayfalık mektup sorulduğunda;
“Mektubun kendine hitaben yazılmadığını, katılmış olduğu sohbetlerde ismini hatırlamadığı ve tanımadığı bir şahıs tarafından dağıtıldığını, ne amaçla dağıtıldığını bilmediğini, merak ettiği için aldığını,
Savcılık beyanında;
Ankara’da şoförlük yaptığını, herhangi bir dernek ve parti üyeliğinin olmadığını, kendisi ile birlikte yakalanan ve haklarındaki evrak tefrik edilen Kurtça BEKTAŞ, Rıza DEMİR, Rıfat YILDIRIM ve Mahmut OĞUZ’un çocukluk arkadaşı olduğundan tanıdığını, Mahmut Oğuz KAZANCI’nın da eniştesi olduğunu, Hizbut Tahrir örgütü ile de hiçbir ilgisinin bulunmadığını,
Mehmet Ali ÇELEBİ ile tanışmasının taksisine binmesi sebebiyle olduğunu, Mehmet Ali ÇELEBİ’nin kendisini muhasebeci olarak tanıttığını, dini konulara çok meraklı olduğunu, O’nu evine taksisiyle bıraktığını, daha sonrada kendisi ile buluşup O’na hadis kitapları verdiğini, başka bir görüşmesinin olmadığını,
0535 251 05 66 numaralı telefonu kullanmakta olduğunu, bu telefonla ilgili olarak kendisine okunan iletişim tespit tutanaklarının kendisine ait olduğunu, ancak bunlarda suç veya suç unsuru olmadığını, genelde dini içerikli konuşmalar olduğunu, kendisinin eskiden uyuşturucu kullandığını ancak artık kullanmadığını, eskiden uyuşturucu kullandığından ve bundan kurtulmak için biraz dine ağırlık verdiğini olayın bundan ibaret olduğunu,
Kendisinin gerek Hizbul Tahrir gerekse Ergenekon örgütü ile hiçbir ilgi ve alakasının bulunmadığını,
Sorgu beyanında;
Ergenekon terör örgütü ve Hizb-ut Tahrir Terör Örgütüyle ilgi ve alakasının bulunmadığını,
Şüphelilerden Mehmet Ali Çelebi'nin Kızılay'da taksi şoförlüğü yaparken arabasına müşteri olarak bindiğini, Mamak Boğaziçi’ne kadar götürdüğünü, o sırada sohbet ettiklerini, normal hayattan sohbet ederken dini konulardan sohbet ettiklerini, kendisinin bu konularla ilgisini olduğunu söylediğini, Mehmet Ali Çelebi’nin kendisinden okumak için kitap istediğini, kendisinin de O’na hadis ve ayet kitapları verdiğini, telefonla mesajlaştıklarını, kitaplarımı getireceğini söylediğini ancak amcasında olduğunu söylediğini, getirmediğini,
Haklarındaki evrak tefrik edilen Kurtça Bektaş, Rıza Demir, Rıfat Yıldırım’ın çocukluk arkadaşı olduğunu, Mahmut Oğuz ile sonradan tanıştığını, bu arkadaşlarla birlikte evlerinde bir araya gelip kuran okuduklarını, hadis okuduklarını, kendisinin Hizb-ut Tahrir Örgütü ile ilgili bilgisinin bulunmadığını, burada öğrendiğini, suçlamaları kabul etmediğini,
Rıza Demir, Mustafa, Mahmut, Rıfat Yıldırım, Kurtça Bektaş ile yaptığı telefon görüşmeleri okunarak sorulması üzerine; bu telefon görüşmeleri hakkında emniyette ayrıntılı beyanda bulunduğunu, doğru olduğunu, tekrar ettiğini,
Dostları ilə paylaş: |