d-Örgütsel İrtibatlar
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.03.2008 tarih ve Değişik İş No:2008/420 Soruşturma No:2007/1536 sayılı kararına istinaden Beyoğlu İlçesi Asmalı Mescit Mahallesi Deva Çıkmazı No:7 sayılı adreste bulunan Ulusal Kanal’da yapılan aramada elde edilen, dokümanların aynı karara istinaden yapılan incelemesinde;
6.Nolu Ajanda:
07.08.2006 tarihli ajanda sayfasında;
Fİ: Halka açılış AŞ/ YK: Ali Rıza S., Şener Eruygur, Zekeriya T., Enis Ö., Vural S., Kenan T., Emin Gürses, Mehmet S., Yasin M., Sedat S.
İşçi Partisi il yönetim kurulundan
cd ve dvd inceleme
İlimiz Beyoğlu İlçesi Asmalı mescit Mahallesi Deva Çıkmazı No: 7 İstanbul İşçi Partisi il yönetim kurulundan elde edilmiş CD ve DVD’lerin yapılan incelemesinde;
(-40–41-) nolu CD içerisinde : ‘Doğu Perinçek\Belgelerim\2004 Başyazılar’
1 Ağustos 2004
Milli Cephe Yine görülmektedir ki, SSK’ları tasfiye eden, TEKEL’leri özelleştiren ve SEKA’yı kapatan güç ile Kıbrıs’tan ve Kuzey Irak’tan Türkiye’yi tehdit eden güç, aynı güçtür. Bu nedenledir ki, Emekçi hareketi, “İş, ekmek, vatan” sloganı altında birleşmiştir. TEKEL’leri, SEKA’yı ve SSK’yı savunmak, bugün vatanı savunmaktır. Tarımın yıkımına karşı köylüyü desteklemek, yine vatanı savunmaktır.
Dış cephe ve iç cephe birbirinin devamıdır. Bu nedenle vatanımızın güvenliğini savunmak ile işimizi ve ekmeğimizi güvence altına almak mücadelesi, tek bir cephede birleşmiştir. Prof. Dr. Kemal Yalçın Alemdaroğlu’nun İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nden alınması, Koç Holding’in yeni rektörün atanmasında YÖK ve Çankaya’yı yönlendirme girişimleri, Avrasya ittifakı içinde millî devletimizi yeniden yapılandırmayı cesaretle savunan E. Org. Şener Eruygur ve E. Org. Tuncer Kılınç’a karşı yürütülen psikolojik savaş harekâtları, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni etkisiz hale getirme kampanyaları, İşçi Partisi’ni kuşatma girişimleri; bunların hepsi, aynı cepheleşme içindeki çarpışmalardır. Önümüzdeki günlerde özellikle Türk Ordusu’na, üniversitelere ve İşçi Partisi’ne karşı hazırlanan planları, kurulmakta olan yeni pusuları, medya teröründen şiddete uzanan yeni tertipleri biliyoruz ve siz de göreceksiniz, çelişmeler daha da keskinleşecektir. Şeklindeki Word belgesinden şüphelinin Doğu Perinçek’in grubu ile doğrudan işbirliği içinde olduğu görülmüştür
Tape:3539 08.12.2007 tarihinde Kemal Alemdaroğlu ile Habip Ümit Sayın’ın görüşmesinde özetle; Ümit’in “Yarında gaz alma operasyonu var Tandoğan’da Tuncay Özkan” dediği, Kemal’in “O nedir Tuncay Özkan mı yapıyor” “Türkiye Barolar Birliğimi yapıyor” dediği, Ümit’in “Onlarla koordineler Şener Paşaya ulaşamadım Şener Paşa ile buluşacaktım herhalde oda Ankara’da ee yani şey bir keşmekeştir devam edip gidiyor ne olduğu belli değil alo” dediği, Kemal’in “Yani Tuncay Özkan mı yapıyor Türkiye Barolar Birliğimi anlaşılmıyor Barolar Birliğinin yapması gereken bir şeyin Tuncay Özkan niye yapıyor” dediği,
Ümit’in “Tuncay Özkan zaten çok uzun süre önce izin almıştı hocam birkaç kişiyiz com da ki aktivite için Tandoğan’da toplanacaktı her halükarda şimdi birleştirdiler bu şeyle ee Barolar Birliğinin yapması gereken davayı bu günde Hukuk Dekanları itiraz etmişler böyle şey olmaz diye alo” “Hiçbir şey olmuyor hocam Asker satıyor Ülkeyi” “Hiçbir şey olmuyor Asker satıyor Ülkeyi hocam” “biz yapacağımızı yaptık sizde bende yapacağımızı yaptık” dediği,
Tape:1264 02.01.2008 tarihinde Sevgi Erenerol ile Şener Eruygur arasındaki mesajlaşmada; Sevgi Erenerol’un “iyi seneler Şener Paşam, ben Sevgi Erenerol, yeni yılınızı tebrik etmek için rahatsız etmiştim. Bütün aileye mutlu huzurlu, sağlıklı bir 2008 yılı diliyorum saygılarımla” şeklinde mesaj çektiği,
Tape No:1275 04.01.2008 tarihinde Sevgi ERENEROL Turgay..? ile görüşmesinde özetle; Turgay'ın "şey var Mehmet Şerif F.ın torunu doğu illeri varto tarihini yazan" "yazdığı için de öldürülenin torunu gelecek on dokuzunda daha var" " daha sonra bir de özel konuşturduk onu kürt meselesi şener paşa vardı ya veli paşa vardı" "On dokuzunda müsait olursanız herhalde iyi olacak bu defa" dediği,
Görüşme içeriğinde Mehmet Şener Eruygur un Sevgi Erenerolun kilisesinde düzenlenen sanık Veli Küçük’ün de katıldığı gizli toplantılara iştirak ettiği
Tape:3565 08.01.2008 tarihinde H.Ümit Sayın ile Arif…? Arasındaki telefon görüşmesinde özetle;Ü.Sayın’ın “Bu Şener paşa ADD’lerle koordine bi hareket başlatıyormuş.” “Ama yani Şener paşa yapamaz o işi yani.” dediği, Arif’in “Çünkü büyük para var” dediği, Ü.Sayın’ın “Büyük para işi. Tuncay Tzkan’la anlaşamamışlar.” dediği, Arif’in “Bunu tak diye Ankara’da bitirecen işi. Hiç orda yok İzmir Ankara işi değil. İzmir’de meydanlarda değil. Dann diye meclise girecen. Yoksa öteki türlü olacak iş değil” “Basacaksın meclisi, onun için, bitecek yani.” “Dün Sürmen agaya uğradım.” dediği, Ü.Sayın’ın “Ne diyo, bu durumlar için?” dediği, Arif’in “Gidişat iyi değil diyo.” dediği, Ü.Sayın’ın “Türkiyenin gidişi nolcak, onların gidişi hiç önemli değil.” dediği, Arif’in “Mart Mart diyolar ama, daha önce de Ocak demişti, şimdi de Mart diyo. Şeyler bitmiyo yani zamanlar” dediği, Ü.Sayın’ın “bu son aşamaya geldi yani son anda uyandık yani son anda uyandık. Son anda son beş yılda uyandık bişeyler yapmaya çalıştık ki her şeyi de ele geçirmiş vaziyetteler” dediği,
09.01.2008 günü saat:19.56’da Güler Kömürcü/M.Zekeriya Öztürk ile A. T. arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Görüşmenin başında Güler Kömürcü, A. T. ile karşılıklı sohbet ettikten sonra Güler'in telefonu yanında bulunan M.Zekeriya Öztürk'e verdiği, A.'in M.Zekeriya Öztürk'e hitaben "Biz öğlen yemek yedik hanımlar bu Atatürkçü Düşünce Derneğinin şeyi Yeniköy Şubesine üye kaydediyorlarmış bizim arkadaşlar onlarda" "Bugünde onların en yüksek başındaki Orgeneral kim" dediği, M.Zekeriya'nın "Şener Eruygur Paşa" dediği, A.'in "Kaç milyonda iki yiz kırk kişiyiz diyo şey iki yüz kırk bin kişiyiz diyo ayıptır yani diyo" dediği, M.Zekeriya'nın "Doğruda ama birazcık o zaman şikayet ediyorlarsa dışarıyı bi dinlesinler kulak versinler ne oluyo İşçi Partisinin arka bahçesine döndü orası" "E tabi yani bu yıllardır bilinen gerçek bu" "Asker İşçi partisi o yüzden zaten orayı arka bahçe haline getirdi geliyor onlardan iki kelime öğreniyor gidiyo Aydınlıkta yazıyo Ulusal kanalda yayınlıyor" "Onlar gibi düşünen adam oluyor askerlerde oraya sinek gibi üşüşüyo yani emeklileri" "Yani acayip bir döngü yarattılar Masonik bir yarım bir yaklaşım bile olabilir yani orda" "Ha yani nedir Atatürkçü Düşünce Derneği ben bir kısımını gördüm Ankara Hiltonda Tuncay Özkan geliyodu Cumhuriyet Kadının olarak çıkmışlar yaşa Tuncay hoşgeldin iyiki geldin iyiki sen varsın sen olmazsan biz mahvolmuştuk diye sloganlar atıyolardı" dediği, A.'in "Zaten biliyosun ADD İnglizcede ADD Dikkat Dağınıklığı, Dikkat Bozukluğu demek hastalık adı" dediği, M.Zekeriya'nın "Doğru söylüyosun yani öyle ... Allahtan Halk ingilizceyi bilmiyor" "Çok kişinin haberi yok yo bayrak hareketinde olay böyleydi zaten Tuncay Özkan’nın militer şeyleri geldi paramiter güçleri geldi" "Koruma halkası oluşturdular CHP ile ADD ile falan böyle yani buraya hizmet ediyor artık…" dediği,
Tape:1561, 28.01.2008 tarihinde Emin Gürses ile Mustafa…? arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Emin’in “…. eğer imkan varsa ADD başkanı Şener Eruygur paşaya haber gönderin.” “emniyet teşkilatında onla ilgili dosya hazırlanıyor.” “…Ergün Poyraz … bu belgeleri Şener Paşanın verdiği, onun aracılığı ile verildiği söyleniyor.” “.. çetenin içinde çetenin bir ucu şeyde kitap yazmış hapiste. Bu çeteye bu bilgileri sağlayan Jandarma Eski Genel Komutanı. Sevgi hanımla bağlantılı. Ergün Poyraz her gün Sevgi hanımın yanında, her gün onunla konuşuyor.” şeklinde konuşmalarından şüphelinin örgütsel konumu ortaya çıkmaktadır.
Şüpheli Mehmet Şener Eruygur ‘un sanık Sevgi Erenerol ile telefon irtibatlarının bulunduğu (Tape:1269 02.01.2008 tarihli görüşme)
11.03.2008 günü saat:11.48 de, Tamer ile “Öbür konuda mutabakat bildirildi mi diğer tarafa” “O şeyle ilgili biz kaç kişiyiz ile ilgili” şeklinde yaptığı görüşmede içeriğinden Tuncay Özkan‘ın biz kaç kişiyiz adlı oluşumuyla irtibatlarının da bulunduğu anlaşılmaktadır.
02.02.2008 günü saat:16.38’de Kemal Yalçın Alemdaroğlu ile X Bayan arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
K.Alemdaroğlu'nun "…ee şeye mi Meclise doğru yürüyüş mü yaptılar" dediği, x bayanın "Şimdi yapmışlar ama engellenmiş yolu değiştirmiş polis ben çünkü ordan çıktıktan sonra Mamak’a gittim" dediği, K.Alemdaroğlu'nun "Ben şöyle bir şey düşündüm bugün işte acaba ADD Rektörleri Ankara’da bir toplantıya çağırıp, Çarşamba veya Cuma meclise yürüttürebilirmi onları" dediği, x bayanın "Anladımda yani isterseniz siz Şener Paşayla konuşun bu konuyu ben kendisiyle konuşmuyorum" dediği, K.Alemdaroğlu'nun "Şimdi…ben konuşurum konuşmasına da ama yani şeydeki yönetimdeki rektörlerle de ben mi konuşayım" dediği, x bayanın bir süre ADD hakkında konuştuktan sonra “…ben ADD’nin buna sıcak bakacağını hiç düşünmüyorum, bu Ergenekon hareketi ile mitingleri birbirine bağlamaya çalışıyor bazıları" dediği, görüşmenin devamında K.Alemdaroğlu'nun rektörleri birisinin Ankara'ya davet etmesi gerektiğinden, bu kişinin Ankara Üniversitelerinin rektörlerinden birisinin olabileceğinden bahsettikten sonra yapılacak yürüyüşler için "İzin alınmasın canım artık izne ne gerek var ya miting değil ki bu gidip orada saygı duruşu" "İzne gerek bile yok zaten" dediği anlaşılmıştır.
Tape No: 6001, 11.02.2008 tarihinde saat 21:12’de Mehmet Şener Eruygurun Gülseven Y. ile yaptığı görüşmede özetle; Mehmet Şener Eruygur’un “Ali beyi veriyorum siz buluşma şeklini bi anlaşın aranızda” dediği ve görüşmeye Ali E.’ın devam ettiği, Ali E.’ın “ben Ali E. nasılsınız” dediği, Gülseven Y.’ın “Buyurun Ali bey biliyorum teşekkür ediyorum şimdi yarın akşam 11 de Danıştay başkanı Sumru hanımla randevumuz var” dediği, Ali E.’ın “Saat 11 de” “Nasıl planladınız gelmeyi” dediği, Gülseven Y.’ın “Şimdi biz yarın sabah 8 uçağı ile geliyoruz arkadaşlarla birkaç tanesi uçakta olacak ben getireceğim öbürleri de orada olacaklar ama biz şöyle yapalım 11 e çeyrek kala ya da 20 kala orada buluşalım” dediği, Ali E.’ın “o zaman Danıştay’ın önünde öyle mi” dediği, Gülseven Y.’ın “Danıştay’ın evet başkan özel kalemde de buluşabiliriz çünkü randevumuzu var zaten şimdi Danıştay binası tam olarak nerede Ali bey” dediği, Ali E.’ın “Danıştay binası Sıhhiye’de Sıhhiye Orduevini biliyor musunuz” “Orduevinin hemen bitişiğindedir” “Orduevi ile Danıştay arasında bir şey var yol yani sokak var” dediği, Gülseven Y.’ın “Tamam hatırladım şimdi Ali bey” “Özel kalemde bekleyebiliriz biz 15 çeyrek şey 20 kala orada olalım” dediği, Ali E.’ın “Ben sizi orduevinden” dediği, Gülseven Y.’ın “Şeyden Sivil Toplum Kuruluşları birliği geliyoruz diyoruz size de bütün programı fakslattırıyorum yarın bizim sekreterle konuştum şimdi” “13:30 da da Yargıtay başkanına gidiyoruz saat 14:00 te de başsavcıya gidiyoruz Yargıtay başsavcısına” dediği, Ali E.’ın “Efendim şöyle yaparsak bir kere Danıştay da buluşalım sonra konuşuruz” dediği, Gülseven Y.’ın “Sonra programımızı konuşalım çok teşekkür ediyorum” dediği, Ali E.’ın “Danıştay’da şöyle buluşalım 10:45 te ben Danıştay’ın özel kaleminde beklerim sizi” “Yanımda şey Bilim Danışma Kurul başkanımız emekli gelmiyor mu bizim bir arkadaşında gelme ihtimali vardı da” dediği,
Tape:3622 11.02.2008 tarihindeki Doğu Perinçek’in Ferid İ. ile görüşmesinde özetle; Doğu Perinçek’in “bir konuşalım dedim ben gelince anlatırım bugünkü toplantıyı ,bir bildirge yayınlanıyor yarın yada öbür gün 30 imzalı bir eşgüdüm komitesi kurmuşlar, Şener Eruygur geldi da geldi bugün yanında Dursun Ali Ercan, Hurşit Tolon işte 30 kişilik bir şey oluşturmuşlar işte onların hepsi vardı konuştuk ettik falan yani söylediklerinde yanlış yok ama mümkün olduğu kadar yuvarlak şeyler iç dış tehdit falan gelince anlatırım” dediği, ilerleyen konuşmada Talatpaşa komitesinin yapacağı toplantıdan bahsettikleri ve Doğu Perinçek’in “…Mehmet haberal ufuk söylemez Kamuran … da yolla gelmezlerse gelmesin” “… hatta İlhan Selçuk’ta gelsin” dediği,
08.04.2008 tarihli görüşmede, 12 Nisan ‘da düzenlenecek miting için,
“halk yapıyor biz yapmıyoruz ki” “mitingi de çoğunluğu add li olabilir ama millet kendisi geldi” dediği, Hurşit Tolon’un “şimdi bu 12 nisan ı kim yapıyor halk yapıyor” “halk toplanıyor” dediği, Mehmet Şener Eruygur’un “Onun için de ben özellikle toplantılara bile siz başlangıçta şey yaptınız bu konuda biraz karşı durdunuz ama onun için şey toplantılarında kendim şahsen bulunmak istemedim adamlara bakın ya” “Şimdi bakın halk istiyor halk ne yapsın kendisinin sivil toplum kuruluşları aracılığı ile bunu düzenleyebiliyor”..Mehmet Şener Eruygur’un “Şimdi bakın bütün bunun aslında çok teşekkür aradığın için bunun aslında yasal şeyi bu doğrudan doğruya bu cumhuriyet mitinglerini birileri tarafından planlanmış bir miting olarak yani kötü niyetlerin planladığı bir miting şimdi demokratık bir açılım bu insanlar insanlar düşüncelerini katılımcı bir demokrasiye mantığı içerisinde açıklıyorlar bunları söyleyenlerin konuşanların hepsi sivil burada konuşanların ne menem bir düştur ki ben diyorum ki çıkın gelin falanca yerde birleşin ya bu ne biçim iş bu böyle ya bende keşke öyle bir düş olsa değil mi, diyerek bizzat aylar öncesinden 12 nisan tarihini bizzat kendilerinin belirlediği, ve birçok kişi ve kurumu örgütlemelerine rağmen kendileri hakkında bazı gazetelerde darbe planlarıyla alakalı haberlerin çıkması ve kapatma davasının açılması sonrasına denk gelmesi sebebiyle mitingi kendilerinin düzenlemediğini halkın kendi kendine düzenledikleri gibi kendilerinin de inanmadıkları mazeretleri ileri sürüp kamuoyundan gizlenmeye çalıştıkları anlaşılmaktadır.
Tape:1591 22.02.2008 tarihinde Emin Gürses ‘in ile Bülent..? görüşmesinde özetle; Bir süre konuştuktan sonra Bülent’in “Şimdi bomba bir haber size ondan aramıştım da şimdi bomba bir haber bir numara Veli Küçük kaçıncı numarada biliyor musun?” dediği, Emin Gürses’in “Onuncu numara mı.” dediği, Bülent’in “He vallahi on numara birinci numarada Şener Eruygur listede Abdullah Öcalan'ı dahi katmışlar işin içine.” dediği, bir süre Doğu Perinçek ve Mehmet E. isimli şahıslar hakkında konuştukları, devamında Emin Gürses’in Ergenekon operasyonunu kastederek “Demek ki birinci sırada Şener Paşa var hee.” dediği,
SİYASİ PARTİLERLE ALAKALI FAALİYETLER
Şüpheli Mehmet Şener Eruygur’un 17.03.2008 tarihinde saat: 09.08 de Selman P. ile yaptığı görüşmede özetle; “bunların grup çalışması olduğunu söylediği, Selman P.’ nun da “… “Derya onun içerisinde şimdi bunlar Baykal ‘a yaklaşmaya çalışıyorlar” “Ve işte ileriye dönük bir siyasi bir prim elde etmek” “Olayı var İstanbul grubu da Nur hanım vasıtasıyla” “..İstanbul Şişli ‘de Zekiye Hanım ’ın kız kardeşi olduğu, CHP teşkilatında da önemli yerinin bulunduğunu” söylemelerinden siyasi partilerde etkili konuma gelebilmek için yapılan faaliyetler anlaşılmaktadır.
07.01.2008 günü saat:20.11 de Halis Yavuz IŞIKLAR ile Y.Yavuz T. ‘ın yaptığı görüşmede özetle;
Mehmet G. ’ün bir soruşturma nedeniyle aranması ile ilgili konuştukları, Halis Yavuz I.’ın “… Komutan bir görev verdi o görevi ... Koşuşturup duruyorum işte..” dediği, devamında Mehmet G.’ün aranması ile görüşmeye devam ettikleri, Halis Yavuz I.‘ın Mehmet G.’ü kastederek “Bir arayım bakayım ben.. yani olmaz bu ... bir takım yerlerde biz Mehmet ‘i alıyoruz yanımızda götürüyoruz, yarın Şener Paşa duyunca bunu kıyamet kopacak” dediği tespit edilmiş olup bu görüşme içeriğinden şüpheli Mehmet Şener Eruygur’un eski MHP ‘li Mehmet G. ‘le de irtibatlı olduğu anlaşılmaktadır.
Şüpheli Mehmet Şener Eruygur’un 08.04.2008 günü saat:10.56 da, Ahmet Hurşit Tolon ile yaptığı görüşmede özetle;
Hurşit Tolon’un, gazetelerde çıkan haberlerde, AKP ye yönelik psikolojik savaş planlandığı, bunun için Danıştay saldırısı, geniş katılımlı cenaze törenleri, Cumhuriyet mitingleri, Yürütme Organı karşıtı gösteri yürüyüşleri düzenlendiği, bunun amacının da darbe yapılması özlemi olduğu, tüm bunların planlayıcısı olarak ta şüphelinin gösterildiğini aktardığı,
Şüpheli Mehmet Şener Eruygur’un İstanbul ilindeki ikametinde el konulan, (2) sayfalık dokümanın, 26.12.2007 tarihli olup, ADD Emirgan Şubesince gönderildiği, içeriğinde; Ülkenin içinde bulunduğu tehlikeden bahsedilerek “Genel Merkezin öngöreceği her türlü eylem planına katkıda bulunmaya ve katılmaya hazır olduğumuzu” bilgilerinize arz eder” şeklinde bir yazı olduğu tespit edilmiştir.
Şüpheli Mehmet Şener Eruygur’un 16.02.2008 günü saat 19.52’de İlker Güven ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle;
“… Bak görüyorsun gazeteler nasıl üstümüze, üstümüze geliyor”… “O şey, Birol B. bi şeyler söylemişti ya, beni de alkışlarken çekmişler” dediği, şüpheli İlker Güven’in “Bende vardım bende alkışlıyordum beraber” dediği, şüphelinin “senin alkışlamanla bizimki farklı tabi” dediği, İlker Güven’in “haa o şey anladım, anladım hani şey mi darbe mi şeriat mı darbeden yanayım demişti alkışlamıştık onu diyorsun” şeklindeki görüşme içeriği ile alakalı olarak,
Savunmasında o panelde demokrasiyi öven, öne çıkaran konuşma yaptığını iddia etmiş ve ayrıca bu toplantı da bir hukuk fakültesi öğrencisinin yönelttiği. “Hukuk fakültesinde hukuk dışı yollardan bahsedilmesi ne kadar doğru diye” sorduğu soruya kendisinin soruyu soran kız çocuğuna karşı salonda bir tepki oluştuğunu beyan etmesinden de yapılan görüşmelerin hukuk dışına çıkılmasıyla alakalı olduğu anlaşılmakta olup, dosyada mevcut şüpheli Birol B.’a ait görüntülerin bulunduğu CD çözüm tutanağına bakıldığında, panelde konuşan Birol B.’ın; “ben bütün toplumlarda hukuka ihtiyaç olduğunu, hukuk içinde yaşanması gerektiğini düşünüyorum, bazı durumlarda hukukun askıya alınmasında bir zarar yoktur diye düşünüyorum” “bu kadar alkış aldığımıza göre örgütü kurduk biz… gerekirse hukukun dışına çıkarız. Zaten çıkılacağı günler geliyor diye düşünüyorum” dediği tespit edilmiştir.
“Bazı durumlarda hukukun askıya alınmasında bir zarar yoktur diye düşünüyorum, bunlardan bir tanesi de Atatürk ’ün yaptığı devrimdir yani Atatürk çok hukuka bağlı olması gidip padişahın önünde selam durması gerekiyordu ki biliyorsunuz….sonra yok buraya kadar dedi. Gitti kendi işini yaptı padişah tanımıyorum dedi…..bir şey yaptı hukuk dışına çıktı ama ülkesini kurtardı bu yüzden ben ….sahip hukuk içinde kalınması gerektiğini….ben çok şeylerine sığınarak aflarına sığınarak ben çok öyle düşünüyorum ülke zora düştüğü zaman hukuk dışına çıkılır diye düşünüyorum, bu kadar alkış aldığımıza göre örgütü kurduk biz evet evet gerekirse hukuk dışına çıkarız. Zaten çıkılacağı günler geliyor diye düşünüyorum, …1994 yılında biliyorsunuz istanbul ve ankara belediyelerini vermiştik ilk defa istanbul büyükşehir belediyesini ve ankara büyükşehir belediyesini vermiştik şöyle geriye bakıyorum 14 yıl geçmiş bu 14 yıl içindeki ….bakarsak durum çok kötü hep geriye gitmişiz, hep vermişiz, hep kaptırmışız. Şu günlerde şöyle bir problem oluşmaya başladı diye düşünüyorum….günlerden geçiyoruz her gün başka bir şeyle sinirlerimiz tepemize çıkıyor kızıyoruz işte elimize bayrağı alıp bir yerlerde mitingler eylemler yapıyoruz. Burada şöyle bir tehlike var bir süre sonra bunların yalan olma ihtimali yüksek yani ……yavaş yavaş insanlar biz gidiyoruz konuşuyoruz bağırıyoruz ama sonuçta olan oluyor dolayısı ile yaptığımız pek işe yaramıyor diye o yüzden hani bu bi savaş sebebi gibi bir mücadele ise barutu da iyi kullanmak lazım barutu da sık sık boşaltmamak lazım eğer ülkesini seven Atatürkçü insan şu tehlikenin …olması herkes rejim elden gidiyor maf olduk öldük doğru gerçekten rejim elden gidiyor maf olduk öldürüz ama işte orduyu çağrılalım ordu darp yapsın falan şu anda zamanı değil ben…..Yok yok şu anda zamanı değil niye zamanı değil ben onu açıklamaya çalışıyorum biz beş yıl boyunca akp’nin hükümetinin tüm vatan hainliklerini ülke satmasını gördükten sonra ülkeyi tekrar şu anda elimize alsak krizi elimizde buluruz böyle bir problem var lütfen o yüzden orduyu biraz rahat bırakın Türk ordusu biraz kenarda dursun o ne yaptığını bilir. …biz bu günlerde ….dalarsak, hem … yapacağız, kahraman olacağız, hem kriz elimizde kalacak o yüzden…. Şener Eruygur’un konuşmayalım lütfen…”dediği belirtilmiştir. Bu tutanakta oturumu yöneten kişinin Mehmet Şener Eruygur olduğu anlaşılmıştır.
Şüpheli Birol B.‘yı savunmaya çalışmasından ve bu konuşmanın haberlerde kendisinin, darbeci olarak lanse edilmesi sebebiyle tedirgin olduğu anlaşılmaktadır.
İstanbul’da bulunan ikametinde yapılan aramada çıkan, (5 sayfa) “Neden ihraç ettik” başlıklı gazete küpürü fotokopisi olduğu, üzerine bir Hüseyin Ö. tarafından yazıldığı anlaşılan el yazısında, Türk ordusu olarak kuvvetli bir ihtilal yapılmasından bahsederek, “.. askeri idare başımıza gelsin istiyorum” şeklindeki yazıyı bilmediğini beyan ettiği ancak bu yazınında yürütme organını devirmeyi yönelik eylemlerini bilen kendisini tanıyan kişilerce yazıldığı anlaşılmaktadır.
Ankara ilindeki ADD binasında yapılan aramada bulunan, (4 sayfa) ADD Niğde Şubesi temsilcisi Mehmet D.ün yazdığı anlaşılan “ne olacak bu memleketin hali ne yapmalı” başlıklı yazıda, “akp güdümünde yapılacak bir cumhurbaşkanlığı seçiminin mutlaka engellenmesi gerekmektedir. her yol ve her türlü eylemle.” şeklinde yazdığı görülmüştür.
Atatürkçü Düşünce Derneğinde yapılan aramada, “Ulusal Mutabakat Eylem Planı” isimli, internet çıktısı olduğu tahmin edilen belge bulunarak el konulmuştur. bu belgenin içeriğinde, “üniversite öğretim görevlilerinden, sivil toplum kurumu yöneticilerine kadar bir çok kişiden sağlanan dosyalar ve şahıslara ilişkin özel bilgilerin Cumhuriyet Çalışma Gurubunda raporlandığı, ulusal birlik hakeretinin bizzat dönemin jandarma genel komutanı şener erguygur tarafından kurulduğu ve cumhuriyet çalışma grubu dan alınan sivil toplum eylem kararları kapsamında, 225 ayrı sivil toplum kuruluşunun ulusal birlik hareketiyle iş birliğinin sağlandığının” belirtildiği anlaşılmıştır. buradan da ergenekon silahlı terör örgütünün darbe yapmak için oluşturduğu cumhuriyet çalışma grubu nun yapmayı palanladığı sivil toplum kuruluşlarının tek elden yönetimi çalışmalarına Mehmet Şener Eruygur un hem görevi zamanında hemde emekliliği zamanın da katılarak örgütsel faaliyetlerini sürdürdüğü anlaşılmıştır.
Şüphelinin dönemin Meclis Başkanı Bülent Arınç ile yaptıkları görüşmeyi gizli kameraya çektirdiği, buna ilişkin dökümlerin şüpheli de elde edildiği.
Yine gazeteci Aslan Bulut ile yaptığı görüşmeleri kaydedip çözümünü yaptırdığı tespit edilmiştir.
“görüşmeler 2” isimli klasörde şüphelinin Jandarma Genel Komutanı iken Eylül 2003, Kasım 2003, Mart 2004, Ocak 2004 tarihli ziyaret. Çizelgesinde Ergenekon Silahlı Terör Örgütüsanıkları Ferit İlsever, Adnan Akfırat, Vedat Yenerer ile Yavuz Işıklar ile görüştükleri anlaşılmaktadır.
08.11.2007 tarihinde Güler Kömürcü ile Ahmet R. arasındaki telefon görüşmesinde;
Güler Kömürcü’nün “32. programına katılacağından bahsederek, “grupta başka kimler var” diye sorduğu, Ahmet R.’nun “Bizim grupta işte en yeni Orgeneral emekli Şener Eruygur var” “Şener jandarma komutanı onların listesini ben size şey yaparım email olarak geçerim” dediği,
08.04.2008 günü saat:17.19’da Mehmet Şener Eruygur ve İlker Güven ’in İslam A. ile yaptığı görüşmede özetle;
İlker GÜVEN’in “Şimdi ben sana şeyi söyleyeyim Şener Eruygur orgeneral var ya tanırsın” “..şimdi beraberiz onun bi haritasını çıkarmanı istiyorum” dediği ve şüpheliyle ilgili bazı bilgiler verdiği, İslam A.’ın özel sorucağı bir şey varmı diye sorması üzerine, “.. .. ergenekon mergenekon abuk subuk laflar var yaa onlarla ilgili özel bi konu” dediği, İslam A.’ın ise “tamam abicim en kısa zamanda hazırlar dönerim” dediği, daha sonra şüphelinin de İslam A. ile görüştüğü görüşme içeriklerinden şüpheli ile alakalı resmi bir soruşturma olduğu bilinmeksizin kendilerinin de Ergenekon Silahlı Terör Örgütüdavasında yakalanabileceklerinden korktukları, örgütsel ilişki içinde oldukları kişilerin bazılarının tutuklanmasından korkarak cinci ve büyücü hocalara gidip bu konularda bilgi almaya çalışmaları da Ergenekon Silahlı Terör Örgütüile irtibatlarını ortaya koymaktadır.
Tape :1554’de kayıtlı, 22.01.2008 günü saat : 17.25’te Emin Gürses ile Erol…? (Mütercimler) arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Bir süre Veli Küçük ve diğer şahısların yakalanması ile ilgili görüştükten sonra “…Ben Veli küçüğe pek rastlamadım. Ben kilisede Veli Küçük’e hemen hemen hiç rastlamadım.” “Burda rastladığım insanlar daha ziyade bu şu anda cezaevinde Muzaffer yüzbaşıyla beraber var ya bir çocuk.” Dediği, Erol’un “Anladım Ergün Poyraz.” Dediği, Emin’in “Ergün Poyraz'a rastladım. Ergün Poyraz da zaten Jandarma genel komutanlığından aldığı bilgilerle o kitapları yazıyordu eski komutan.” “Sonra bunu teslim ettiler biliyorsun.
Sanık Ergün POYRAZ’ ın ait koruma notları göz önüne alındığında; MGK Genel Sekreterliği’nden, dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur’a kadar makamında görüşmeler yaptığı, Emniyet Müdür yardımcısının tayin işi için bizzat MGK Genel Sekreterine kadar gidip görüşebildiği, Mülkiye Başmüfettişlerinden Teftiş Kurulu Başkanına kadar birebir toplantılar yaptığı, Yargıtay’da görülen davalar için Yargıtay üyeleriyle toplantılar yaptığına ilişkin notlar olduğu görülmüş, bu davalara şüpheli Ergün Poyraz’ın müdahil olarak katılması hususları değerlendirildiğinde; sıradan bir yazar olarak bunları yapmış olmasının hayatın olağan akışına uygun düşmediği görülmüştür.
Sanık Hayrullah Mahmut Özgür savcılık beyanında;
Şüphelilerden Behiç Gürcihan ve İsmail Yıldız'ı tandığını, Ergün Poyraz ile bir defa yüzyüze görüştüğünü, Ankara'da EMİN Ç. ile ilgili bir konu hakkında görüştüklerini, "Ultra Türkler Derin Devlet Tartışmaları ve Yine Milliyetçilik Tartışmaları" isimli bir kitap yayınlamak üzere taslak hazırladığını ve şu anda Alfa Yayınevinde yayınlanmak üzere bu taslağın beklediğini, kendisine bu konularda gelen iddialar ve yazıları bir kitapta topladığını, Ultra Türkler kelimesini Amerikalıların kullandığını, BOP' da ortaya çıkan engellere karşı da Ultra İran ultra Gürci şeklinde tabirler kullandıklarını, bunun bir örgüt olmadığını, Türk devletinin kendisi olduğunu, Ankara' ya gittiğinde almış olduğu brifinglerden çıkardığı sonuca göre de Ergenekon efsanelerinin değil Türk devletinin kendi yapısı olduğunu anladığını,
Belirttiği brifingi o dönem Jandarma Genel Komutanı olan Şener Eruygur ile ve genel kurmay istihbarat daire başkanı Aslan Paşa isimli şahıslardan özel olarak aldığını, edindiği bilgilerle Türk devletinin zayıf olmadığı ve her alanda güçlü olduğunu anladığını, bu yazıyı da derin devlet tartışmalarını başlatmak için yazdığını, bu konuda MİT müsteşarı Şenkal A. ve Emniyet Genel Müdürü Gökhan A. ile de 2003 yılında görüştüğünü,
"İmam" başlıklı Musevi Alonriyel' in Türk Siyasetine armağan ettiği Potomyalı Recep Tayyip Erdoğan ile başlayan yazı ve "Fırıldak" başlıklı Melih Gökçek ile ilgili kitap,"çuval" başlıklı TSK' yı tasfiye operasyonu, "Genel Kurmay Başkanı Hilmi Özkök'ü istifa ettirme projesi" başlıklı yazıların sorulması üzerine; bunların kitap çalışmalarının önsözleri, kapakları ve benzeri çalışmaları olduğunu, bunların CD' lerinin Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde bulunduğunu, ancak Alfa Yayınevinde yayınlamak için sıra beklediğini,
"1994 Ağustos ayında gizli emirle GK K.Irakta gayri nizamiyel faaliyetlerinin başlatılması özel kuvvetler komutanlığına verilmişti" başlıklı yazının sorulması üzerine; yazıyı kendisine orada görev yapmış bir şahsın anlattığı bilgilerden yazdığını, burada Türkiye' nin Kuzey Irakta yapmış olduğu faaliyetleri anlattığını, çatışmalarda bir kısım şahısların devlet tarafından öldürüldüğünün iddia edildiğini ve yine oradaki bazı hadiseleri kendisine anlattığını, ancak bu önemli bilgiler içeren konuyu teyid ettiremediğinden sadece izlemeye aldığını, "Aponun yakalanması" başlıklı yazı ve devamındaki yazıların içeriğinin de aynı kişinin anlattığı olaylar olduğunu, bunları hiç bir yerde kullanmadığını, bu kişinin özel kuvvetlerde görevli olduğunu, ancak ismini bilmediğini,
"2 Nisan 2002 Londra notları" başlıklı yazının Erdoğan' ın kendisini Zapsu aracılığı ile İngiliz sat komandolarına korutmak istediği konusunda yazılmış bir yazı olduğunu,
Sesar Araştırma ve Geliştirme Merkezinde baş danışman olarak çalışmadığını, ancak İsmail Yıldız’ ın kendisini onure etmek için böyle bir kart bastırdığını, bu karta da baş danışman olarak kendi ismini yazdığını, zaman zaman İsmail Yıldız’ a bazı konularda bilgiler verdiğini, kendisi ile 2003 yılından beri Sesar' da tanıştığını, Haber Türk' deki yazıları yazdığı dönemde tanıştıklarını, daha sonra fikir alış verişinde bulunduklarını, ancak aralarında paraya bağlı bir iş alış verişi olmadığını, yazıları yazıp gönderdiğini, İsmail Yıldız’ ın beğendiği yazıları sitesinde Sesar ismi ile yayınladığını, daha önce Star Gazetesi başyazarı olduğunu, Tayyip Erdoğan' ın BOP projesini desteklemesinden ötürü kendisine muhalif yazılar yazdığını ve AKP' nin yolsuzluklarını anlatan yazıları sebebi ile basın kuruluşlarında işe girmesine engel olduğunu, bu sebeple Tayyip Erdoğan ile aralarında bir husumet bulunduğunu, bu sebeplerle AKPye mualif olduğunu, AKP’ nin kendisine zulmettiğini, kendisinin de bunu her platformda dile getirdiğini, Özel Kuvvetler mensubunun anlattığı Hilmi Özkök' e suikast yapılması ve Aziz Yıldırım' ın şirketinin ihale edilmesi konularında araştırmalar yaptığını, ancak sonuca ulaşamadığı için bunları yayınlamadığını, Aziz Yıldırım' ın konusu olan ihale ile alakalı olarak da ifadenin alındığı tarihli Yeni Şafak gazetesinde "VKGB' nin askeri ihalelere giren üyesi Balaban ile silah tüccarı Bozdağ' ın Fenerbahçe başkanı Yıldırım' ın aldığı ihaleyi başkasına verme pazarlığı ortaya çıktı" başlıklı haber yayınlandığı, kendisine anlatılan konularında bir kısmının medyaya yansıdığını,
Behiç Gürcihan' ı zaman zaman Star Gazetesinde İsmail Yıldız' dan aldığı fikirleri yazması ile tanıdığını, kendisi ile bir samimiyetinin bulunmadığını, zaman zaman fikir çatışmalarının olduğunu, diğer şüphelilerden hiç kimseyi tanımadığını beyan etmiştir.
Tuncer Kılıç' ve Şener Eruygur'la İlişkilerinin gazeteci ve subay ilişkisinden öteye geçmediğini, beyan etmiş ise de elde edilen dökümanlarda sanık Hayrullah Mahmut Özgür’ün İsmail Yıldız’la birlikte şüpheliler Levent Ersöz ve Hasan Atilla Uğur’un yanına Cumhuriyet Çalışma Grubu faaliyetleri çerçevesinde birçok kişiyi getirip gizli kamerayla görüntülerinin alınmasını sağladıkları, İsmail Yıldız’la Kıvanç Değirmenci kod adını kullandığı, sanık Halil Behiç Gürcihan’ında Kıvanç Değirmenli adınyla yazılar yazdığı, aralarındaki ilişkinin gazeteci subay değil Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün sivil ve askeri yapılanması içinde yer alan örgüt üyelerininin müşterek çalışmaları olduğu anlaşılmaktadır.
İsmail yıldız’ın işyerinde elde edilen bilgisayarda; Ulusal Birlik Hareketi Platformu; İnsan Hakları Derneği'nin eski Genel Başkanı Akın Birdal'a 1998 yılında silahlı saldırıda bulunulması eylemini organize eden Semih Tufan Günaltay, 4.5 yıl cezaevinde yattıktan sonra 2005 yılında Ulusal Birlik Partisi'ni (UBP) kurdu. Günaltay, Muzaffer Tekin'le Türksolu'nun düzenlediği bir etkinlikte tanıştı. Kitaplarını da Türksolu tanıyordu. Günaltay, Yargıtay kararıyla başkanlıktan ayrılınca UBP de kapandı. Günaltay, uzun bir sessizlikten sonra 11 Şubat'ta Ulusal Birlik Hareketi Platformu'nu (UBHP) kurduğunu açıkladı. Kağızman Gençlik Derneği'nin başkanlığını da yürüten Günaltay'ın oluşumunda 38 kuruluş var. UBHP'nin Ankara'daki temsilciliğini ise Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı ve eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur yürütüyor. UBH'ya destek veren kuruluşlar arasında Temiz'in UHB'si ve avukat Erkut Ş.'in İlerici Aydınlar Derneği (İAD) de yer alıyor.
İlerici Aydınlar Derneği: Semih Tufan Günaltay'ın Akın Birdal suikasti sonrası avukatlığını üstlenen Erkut Ş., İlerici Aydınlar Derneği'ni (İAD) kurdu. Şeklindeki yazıdan da aralarındaki ilişkinin örgütsel ilişki olduğu ortaya çıkmaktadır.
Şüpheli Mehmet Şener ERUYGURun dosya kapsamındaki diğer şahıslarla yapmış olduğu görüşmeler
1 Adnan TÜRKKAN 6
2 Aydın GERGİN 1
3 Ahmet Hurşit TOLON 43
4 Birol BAŞARAN 28
5 Doğu PERİNÇEK 7
6 Erol MÜTERCİMLER 14
7 Ergun POYRAZ 3
8 Emin ŞİRİN 11
9 Engin AYDIN 110
10 Hüseyin Vural VURAL 2
11 Hasan Atilla UĞUR 8
12 Halis Yavuz IŞIKLAR 385
13 Habib Ümit SAYIN 51
14 İlker GÜVEN 434
15 Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU 30
16 Mustafa Ali BALBAY 5
17 Muhittin Erdal ŞENEL 4
18 Münür Kemal YAVUZ 4
19 Mustafa ÖZBEK 1
20 Merdan YANARDAĞ 3
21 Nusret SENEM 2
22 Paşa Ümit ERENEROL 2
23 Sevgi ERENEROL 30
24 Sinan Aydın AYGÜN 6
25 Selim Utku GÜMRÜKÇÜ 10
26 Tunç AKKOÇ 2
27 Tanju GÜVENDİREN 24
28 Tuncer KILINÇ 1
29 Ahmet Tuncay ÖZKAN 29
30 Ufuk Mehmet BÜYÜKÇELEBİ 2
31 Veli KÜÇÜK 1
32 Levent ERSÖZ 4
e-Delillerin Ve Hukuki Durumunun Değerlendirilmesi
Ergenekon Silahlı Terör Örgütüyöneticilerinden Doğu Perinçek ve İlhan Selçuk 'tan elde edilen dokümanlar arasında, “Milli Hükümet” projesiyle ilgili elde edilen dokümanda,
“Kuşatma Nerden ve Nasıl Yarılır 16 Kasım 2003” başlığı altında “Milli Hükümet nasıl kurulabilir? Tayyip Erdoğan iktidarı, Millet-Ordu işbirliği ile bertaraf edilebilir. Millet-Ordu işbirliğinin unsurları Milli Kuvvetler olarak adlandırılacaktır. Milli Kuvvetler şöyle sıralanabilir:
— Halk Hareketi
— Milli Güçbirliği
— Meclisteki Milli Kuvvetler
—Ulusal Medya (Ulusal Kanal vb)
—Türk Ordusu” şeklinde bilgilerin bulunduğu, bu konuda ne yapılması gerektiğinin yazıldığı anlaşılmış olup şüpheli Mehmet Şener Eruygur bu konuda kendisinin Ulusal Birlik Platformunun başkanı olduğunu, Milli Güç Birliği ve Ulusal Güç Birliğiyle alakasının olmadığını belirtmiş ise de Ergenekon dokümanları arasında bulunan Ergenekon Yeniden Yapılanması başlıklı ana belgenin 3., 5., ve 24. sayfalarında,
Lobi ve Reaksiyon kodlu dokümanların 3. sayfalarında Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren “Ergenekon” şeklinde ibarelerin yer aldığı anlaşılmıştır.
Yine aynı örgütsel içerikli dokümanlardan,
Ergenekon isimli belgenin 5.Sayfasında “Ergenekon içinde yer alan değerli TSK mensupları ile Kemalizm’e ve ülkesine bağlı, insanlık onurunu ve kimliğini yitirmemiş, her meslekten sivillerin organizasyonu ile ortaya çıkacak olan yeni yapılanma gerçekte geç kalınmış bir girişim olarak görülmelidir.”
Aynı konuyla alakalı Lobi kodlu dokümanda 3. sayfasında
“Sivil Unsurların” örgütlenmesi zorunluluğu kaçınılmaz bir gerçektir. Bu gerçekten hareketle hazırlanan ve “Lobi” adı verilen bu “gizli örgütsel” çalışmanın amaçları doğrultusunda şimdiye değin faaliyet gösterilmemiş olması, bize göre büyük bir talihsizliktir.” şeklinde anlatımların bulunmasından Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün hem askeri alanda hem sivil alanda faaliyetlerde bulunduğu, şüpheli Mehmet Şener Eruygur‘un Ergenekon Silahlı Terör Örgütü içerisinde başlangıçta askeri görevi döneminde ve akabinde emekli olduktan sonraki dönemde yer aldığı, temadi eder nitelikteki bu suçu askerlikle ilişiğinin kesildiği tarihten sonra da işlemeye devam ettiği anlaşılmıştır.
Görev yaptığı dönemde Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün amaç ve faaliyetleri doğrultusunda, kendi mesleki görev ve yetki alanına girmeyen, konusu Anayasa ve yasalarla yasaklanmış ve suç teşkil eden fiilleri, sivil şahıslarla iş birliği içerisinde işleyerek darbe yoluyla halkı Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyana tahrik etmek ve Cebir ve Şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs fiillerinin içinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Şüpheli Mehmet Şener Eruygur ‘un Jandarma Genel Komutanı sıfatıyla görev yaptığı, bu görevi sırasında askeri görev ve amaçların tamamen dışında ve Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün amaçları doğrultusunda kurulduğu açıkça anlaşılan Cumhuriyet Çalışma Grubu adı altında illegal örgütlenmeye gittikleri, bu grubun Türk Silahlı Kuvvetlerinin hiyerarşik yapısına uymayacak biçimde be tamamen Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün hiyerarşik yapısına uygun olarak kurulduğu ve yasadışı istihbarat faaliyetleri, fişlemeler, arşivlemeler, medya yönlendirmeleri gibi yollarla silahlı örgütün amaçları doğrultusunda faaliyetlerde bulundukları anlaşılmaktadır.
Bu grubun faaliyetleri sırasında; dönemin Genel Kurmay Başkanını örgütün amaçları doğrultusunda hareket etmemesi nedeniyle istifaya zorlanmasından, yapılacak darbe sonucu tüm kişilerin görevleri ve hapis tutulacakları yerlerden, ABD ‘nin bu konudaki tepkilerine kadar ayrıntılı planlar yaptığı görülmektedir.
Darbe yapılabilmesi için;
Gerekli toplum desteğinin sağlanması konusunda şüphelinin emrinde çalışan Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli kendisine bağlı alt birimin geniş kapsamlı olarak çalışması yanında, Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün sivil unsurlarında görevli bireyler ve üst düzey yönetici kadrosunda bulunan şüpheli İlhan Selçuk, Mustafa Ali Balbay, Sinan Aygün, (Bülent kod) İsmail Yıldız, Ergün Poyraz gibi örgüt üyeleriyle sürekli olarak bizzat görüştüğü anlaşılmıştır.
Şüpheli Mustafa Ali Balbay ın haftada iki üç defa kendisiyle görüştüğü ve İlhan Selçuk ’un görüşlerini kendisine ilettiği Mustafa Ali Balbay ‘a ait dijital inceleme raporlarından anlaşıldığı,
Şüpheli Mehmet Şener Eruygur‘un görev yaptığı dönemde Cebir ve Şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs eylemlerinde başarılı olabilmek için Ergenekon emrinde bulunan sivil toplum kuruluşlarının da desteği ile kamuoyu ve halk desteğinin oluşturulması amacıyla Cumhuriyet Çalışma Grubunun birçok faaliyetlerde bulunduğu bu faaliyetlerle alakalı yapılan masraflardan eylemlere kadar kendisine sürekli raporlar ve birifingler verildiği, bu raporların bir kısmının Cumhuriyet Çalışma Grubu devre raporu ve yıllık çalışma raporları şeklinde kendisine ve Ergenekon üst düzey yöneticilerine yazılı olarak sunulduğu,
Devre raporlarında önceden Ergenekon Silahlı Terör Örgütünce alınan kararların uygulanması, yapılması planlanan ve yapılabilen konularla alakalı olarak değerlendirme toplantılarının sürdürüldüğü,
Örgüt tarafından bu konuda özel istihbarat arşivi adı altında illegal arşiv oluşturulduğu, bu konuda yapılan harcamalar ve tutarlarının, şüpheli Mehmet Şener Eruygur tarafından onay verilen ödemelere ilişkin belgelerin ele geçirilen belgeler içinde bulunduğu,
Örgütün amaçları doğrultusunda ve faaliyetleri kapsamında görüşülen birçok kişinin ses ve görüntü kayıtlarının gizlice - illegal olarak kaydedilip örgüt arşivine ulaştırıldığı, örgütün bu özel grubu dışındaki üyelerinin bile haberdar olmadıkları Özel İstihbarat Arşivi oluşturduğu,
Şüphelinin tüm bu eylemlerini kendi başına, ya da askerlik görevi kapsamında yapmak gibi bir durumunun, yetkisinin, görevinin bulunamayacağı, şüphelinin askerlikle ilişiğinin kesilmesinden sonra da sürdürdüğü tüm eylemlerini Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün amaç ve faaliyetleri doğrultusunda, örgütün diğer birimlerinin yardımları ile sivil unsurlar, medya ayağı, Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün kontrolünde bulunan kuruluşlar ile birlikte gerçekleştirdikleri, Milli Kuvvetler olarak adlandırdıkları,
— Halk Hareketi
— Milli Güçbirliği
— Meclisteki milli Kuvvetler
—Ulusal Medya (Ulusal Kanal vb)
—Türk Ordusu bileşkesini, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek şeklindeki eylemlerini gerçekleştirmek için kullandıkları, tamamen örgütsel kontrolde tuttukları kuruluşları, örgütsel organizasyonlarla gerçekleştirdikleri hareketleri, siyasi partilere ve medyaya dönük müdahalelerinin sonuçlarını, örgütsel amaçları doğrultusunda sevk ederek ve kendi konum ve imkanlarını da kullanıp TSK yı aynı doğrultuda kışkırtarak, bu kadar farklı dinamiği aynı anda ve tek bir merkezden yönetmek suretiyle amaçlarına ulaşmaya çalıştıkları anlaşılmaktadır.
Bu dinamiklerin benzer manipülasyonlarla aynı anda hareket ettirilmesi sonucu Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri daha önce de ortadan kaldırılmış, görevlerini yapması kısmen veya tamamen engellenmiştir. Bu çerçevede yapılan manipülasyonlar kapsamında, terör olaylarının artmasına göz yumulması, toplumsal kaos ve kargaşa ortamının körüklenmesi, halkın farklı kesimlerinin birbirlerine karşı acımasızca kışkırtılması ve bu doğrultuda meydanında kullanılması suretiyle psikolojik harekat uygulanması gibi faaliyetlerin bulunduğu bilinmektedir.Bu çerçevede Ergenekon Silahlı Terör Örgütü üyelerinde ele geçen belgeler, dokümanlar, planlar, dijital veriler ve benzeri belgeler, örgütün istihbarat ağının genişliğini, illegal amaçları doğrultusunda toplumsal kesimleri bölmek, birbirine karşı kışkırtmak, amaçları doğrultusunda özel hayat, hayatın mahrem alanları demeden her şeyi ve herkesi kontrol altına almak yönünde kararlılığını göstermektedir.Yine örgütün bazı üyelerinin bu konularda oldukça deneyimli oldukları, örneğin İlhan Selçuk un 1970 yılında aynı suçlamalarla tutuklandığı, Doğu Perinçek ’in birçok defa aynı tür suçlardan yargılandığı kendi beyanlarından anlaşılmaktadır.
Şüphelinin yazılı amaç suça teşebbüs bakımından hazırlık hareketleri bir yana icra hareketlerine bile başlamış bulunduğuna dair şüphe bulunmamaktadır.Şüpheli ve diğer örgüt üyeleri örgütün amacı doğrultusunda milli kuvvetler diye adlandırdıkları güçleri organize etmiş ve harekete geçirmişlerdir.16 Mart 2004 tarihli günlük notlarında; Özden Ö.’in Genel Kurmay Başkanını ziyarete gittiği, Jandarma Genel Komutanının darbe girişimlerinden haberdar olduğunu, bütün belgelerin elinde olduğunu, tarihi bir görev olarakta bu belgeleri devletin arşivine geçireceğini söylediği, şüphelinin Jandarmaya ait tesislerde Meclis Eski Başkanı ve rektörlerle toplantılar yaptıklarını ve bazı şahıslar hakkında fişleme çalışmaları yürüttüğünü ve bir derginin okunması için emir vermiş olduğu belirtilmiş olup; bu fiillerin tamamının icraata dönüştürüldüğü kanıtlardan anlaşılmaktadır.
Ayrıca bu tür suçlarla alakalı olarak yapılan yasal düzenlemelerde bu suçların devletin şahsiyetine karşı suçlar arasında sayıldığı ve hazırlık hareketlerinin dahi cezalandırılacağı hususları açıkça öngörülmüştür. Şüphelilerin eylemleri de bu kapsamda sayılarak cezalandırılması öngörülmüştür.
Sanık Emin Gürses beyanında: Ergün Poyraz da bulunan gizli askeri içerikli bilgi ve belgelerin Şener Eruygur tarafından verildiğini beyan etmiştir. Yine dosyada mevcut Ergün Poyraz’dan elde edilen ve korumaları tarafından elle yazıldığı anlaşılan günlük notlarda, Ergenekon Silahlı Terör Örgütüüyesi Ergün Poyraz’ın dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur, İstihbarat Başkanı Orgeneral Levent Ersöz, MGK Genel Sekreteri Org.Tuncer Kılıç’la bizzat makamlarında birçok defa görüştüğü, ayrıca Teknik Ve Mali Daire Başkanı Albay Atilla Uğur’ la bir çok defa görüştüğü, temin ettiği gizli askeri bilgi ve belgeleri kitaplarında kullandığı ve yazdığı kitapları büyük çoğunluyla askeri görevli şahıslara vererek bu kitapları sattırdığı, aynı notların içeriğinden anlaşılmaktadır. Şüpheli Ergün Poyraz’ın Levent Ersöz ve Atilla Uğur isimli üst düzey Jandarma İstihbaratından, para aldığına ilişkin tutanakların da İşçi Partisinden elde edilen CDlerin içinde yer alması, Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün kapasitesini ve çalışma yöntemlerini göstermektedir.
Şüpheli Emin Gürses’in 25.02.2008 günü C.Savcılıkta alınan ifadesinde;
Sakarya Üniversitesinde Uluslararası İlişkiler Bölümünde Profesör olarak ders verdiğini Veli Küçük, Muzaffer Tekin, Sevgi Erenerol, Ümit Sayın, Mehmet Zekeriya Öztürk ve Kemal Kerinçsiz isimli şahısları tanıdığını, Sevgi Erenerol’un Patrikhanede verdiği toplantılara katıldığını, Şener Eruygur ile alakalı dosya hazırlandığını basından duyduğunu, Ergün Poyraz'da bulunan belgeler ve arşivlerin Şener Paşanın verdiğini duyduğunu, bunu da Ergün Poyraz ile Sevgi' nin kilisesinde tanıştığı zamanda kendisine bazı dosyaları nereden aldığını sorduğunda Jandarmadan aldığını anlattığını beyan etmiştir.
2004 yılında Sinan Aygün’ün ATO tesislerinde düzenlediği devrim yasalarının yıl dönümü nedeniyle Kuvvet Komutanlarının ve şüphelinin de katıldığı organizasyonun ADD ve üniversitelerle birlikte yapıldığı,
Tape No: 6077, 08.04.2008 tarihinde şüphelinin Nermin…? ile yaptığı görüşmede özetle; Nermin’in “odanızı temizlerken” “Temizledim bazı şeyler buldum efendim gönderilmemiş mektuplar buldum Üniversite rektörlerine” dediği, Mehmet Şener Eruygur’un “Atın onları yırtın” dediği, Nermin’in “Atayım mı” dediği, Mehmet Şener Eruygur’un “He o şeyle ilgili eski” dediği, Nermin’in “Eski çok eski sizin imzanız var imzalamışsınız ayrıyeten özel kağıdınızıda koymuşsunuz” dediği, Mehmet Şener Eruygur’un “biliyorum vazgeçtik ondan sonra gönderelim dedik vazgeçtik” dediği, Nermin’in “Tamam onları atıyorum efendim” dediği, Mehmet Şener Eruygur’un “Yırtın onları atın” dediği, Nermin’in “Evet yırtıyorum onları hı yırtıp atıyorum kitapları şöyle bir gözden geçirdim” dediği, Mehmet Şener Eruygur’un “Kütüphaneye koydunuz” dediği, Nermin’in “bir kısmını kütüphaneye koydum bir kısmıda yine sizin bakın ona göre” “özel gelmiş” dediği, Mehmet Şener Eruygur’un “Onlara bakarım” dediği, Nermin’in “masanız tertemiz oldu artı özel evraklarınız var onları yine size bıraktım” dediği, Mehmet Şener Eruygur’un “Yırtın atın onlarıda boşverin” dediği, Nermin’in “bide efendim seçim sonuçları var geçen senenin böyle küçük bir zarfta” dediği, Mehmet Şener Eruygur’un “Onları muhafaza etmek lazım elimizde ..” dediği, Nermin’in “Onları muhafaza ettim zaten sordum bazı şeyleri Ali hocama soraarak yaptım onun dışında diğerlerini temizledim birde bir kaç özel mektupunuz vardı Erzurumdan gelmiş onları sakladım belki ilerde” Erzurum dan gelmiş böyle birtanesi işte yardım istiyor filan” dediği, Mehmet Şener Eruygur’un “boşverin atın gitsin ne olacak”, şeklindeki görüşmeden de kendilerinin de heran gözaltına alınabilecekleri korkusuyla evrak ve belgeleri imha girişiminde bulundukları, söz konusu görüşmede yazılmış mektupların bir kısmının şüpheli Mehmet Şener Eruygur dan elde edilen dijital verilerin içinde bulunduğu, ayrıca Cumhuriyet Çalışma Grubu faaliyetleri raporları içinde yapılması planlanlanan yüzbin mektup gönderilmesi konusunun da uygulamaya konulduğunu göstermektedir.
Ayrıca sanık Hayrullah Mahmut Özgür ün beyanında bahsettiği ve ultra Türkler olarak propagandasını yaptığı yazılarındaki derin devletle alakalı brifingin kendisine Mehmet Şener ERUYGUR tarafından verildiğini beyan ettiği, şüphelinin Cumhuriyet Çalışma Grubu faaliyetleri, Ayışığı ve Yakamoz adlı yürütme organını devirmeye yönelik planları ve dönemin Genel Kurmay Başkanı orgeneral Hilmi Özkök'ü istifa ettirme projesi gibi örgütsel yönde yazılan kitaplar da materyel temini suretiyle yönlendirdiği anlaşılmaktadır.
Şüpheli Mehmet Şener Eruygur Emekli Olduktan Sonraki Dönemine Ait Örgütsel Eylem Ve Fiileri
Şüpheli (Zafer kod) Muzaffer Tekin ’i tanımadığını beyan ettiği halde, aynı ortamda birlikte Çağlayan mitinginde çekilmiş fotoğrafının dosyada bulunduğu,
Konuşulanları ve katılımcıları her hangi bir şekilde basına veya başka bir kuruma bildirilmeyen, mutat olarak her ay şüpheli Engin Aydın ‘ın sekreterliğinde ve İlhan Selçuk'un başkanlığında yürütülen Ankara Kent Oteldeki toplantılara katıldığı,
Encümeni Daniş toplantılarına iştirak ettiği,
Kemal Kerinçsiz ile aynı mitinge katılıp tanıştığı ve birlikte olduğu,
Sanık İlhan Selçuk' ile görevdeyken olduğu gibi emekli olduktan sonra da örgütsel anlamda sık sık görüştükleri, İlhan Selçuk tarafından Cumhuriyet Vakfına üye yapıldığı,
Sanık Semih Tufan Gülaltay beyanına göre, platformun doğrudan üyesi olmadığı, ancak Yahya Efendi Vakfının kurucularından olduğu, S. O. Kuvva-i Milliye ve Büyük Hukukçular Birliği gibi oluşumların da platforma üye olmasını savunduğu, platformun bir toplantısına katıldığı,
Şener Eruygur'un ulusal platformun başkanı seçildiği şeklindeki tutanağın platformun yönetim kurulunun aldığı bir karar olduğu anlaşılmaktadır.
Ulusal Birlik Platformu adı altında birçok dernek ve sivil toplum kuruluşunun aynı çatı altında örgütleneceği sivil platform kurma çalışmalarına katıldığı, Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün talimatları doğrultusunda bütün sivil toplum kuruluşlarının aynı yerden yönetilmesi zorunluluğu kapsamında örgütlenme için TİT (Türk İntikam Tugayı) olarak tanınan örgütün mensupları ile ortaklaşa çalıştığı, birlikte çalıştığı Semih Tufan Gülaltay’ın “bir hedefi olduğunu, bu hedefte önüne babası dahi çıksa öldüreceğini, karşısına çıkana acımayacağını” arkadaşlarına söyleyerek bu sözde sivil toplum kuruluşunun Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün amaçları doğrultusundaki kararlılığını ortaya koymuş olduğu görülmektedir.
Yapılan çalışmalar sonucunda Mehmet Şener Eruygur’un 2005 yılında Ulusal Birlik Platformunu Ankara 'da oluşturduğu, Semih Tufan Gülaltay‘la İstanbul da gizli toplantılar tertiplediği, Semih Tufan Gülaltay tarafından kendisine birifing verildiği, birifingin amacının bu platformun arkasında emekli orgenerallerin olduğunu ve legal bir oluşum olduğunu anlatmaya yönelik olduğu Semih Tufan Gülaltay ın telefon görüşmelerinden anlaşılmaktadır.
Milli İktidar Harekâtı (MİH) adı altında oluşturulan yapılanma çerçevesinde toplantılar düzenlendiği ve bu toplantıya katılan kişilerin mesleklerine göre ayrıldığı, “Generaller” başlığı altında ise, “Org. Tuncer Kılınç, Tümg. Armağan Kuloğlu, Org. Hurşit Tolon, Org. Şener Eruygur” şeklinde isminin geçtiği, ayrıca örgüt üyelerinden Güler Kömürcü, Doğu Perinçek, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan ‘ın da isimlerinin geçtiği,
Ankara'da Kamuran İnan, Ufuk Söylemez ve Mehmet Haberal'ın yönettikleri 1-1,5 aylık sürelerle devam eden yaklaşık 30 civarında kişinin katıldığı, gizli toplantılara şüphelinin de iştirak ettiği, bu toplantılara Yaşar Okuyan, Doğu Perinçek, Yaşar Nuri Öztürk gibi siyasilerin katılması Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün ana dokümanında yer alan siyasi partilerin yönlendirilmesi amaçlarına uygun faaliyetlerden olduğu anlaşılmıştır.Şüpheli Mehmet Şener Eruygur un bir çok defa üniversitelerin üst düzey görevlileriyle görüşmeler yaptığı, üniversitelere seçilecek adaylara kadar çalışmalar yürüttüğü, düzenledikleri toplumsal eylemlere üniversitelerin de katılmasının sağlanması için bazı üniversite rektörleri ve üst düzey görevlileri ile gizli toplantılar yaptıkları görülmektedir.
Şüpheli Mehmet Şener Eruygur emekliliğini müteakip kendi beyanıyla Encümeni Daniş adı altında toplanan kurulun çalışmalarına katıldığı, yine kendi beyanına göre, Encümeni Daniş diye bir oluşumun varlığını, Jandarma Genel Komutanı iken bilmediği emekli olduktan sonra bu kurulun çalışmalarına davet edildiği anlaşılmaktadır.
Şüpheli Mustafa Ali Balbay ‘a ait dijital veri incelemelerinde, şüpheli ile sürekli olarak yaptıkları görüşme ve konuşmalara ait notların bulunduğu anlaşılmıştır.
Sanık Güler Kömürcü ‘nün sanık Mehmet Zekeriya Öztürk ‘le 11.01.2008 tarihinde yaptığı telefon görüşmesindeki anlatımları, şüphelinin amacını Türkiyede siyasi boşluğun giderilmesi biçiminde açıkladığı bu toplantı ile kişiler düzeyindeki faaliyet alanının genişliğini göstermektedir. (Tape:1423) “Güler Kömürcü telefon konuşmasında, bir toplantıdan bahsederek, “Duyurmuşlar Güler Kömürcüde katılıcak diye” “Tanınmış gazeteci Yiğit Bulut, Güler Kömürcü, Emin Çölaşan da aramızda olacak ve Bekir Coşkun aynı zamanda” “Şener Eruygur, İzzettin Doğan, Mehmet Haberal, Mustafa Özbek, Hasan Kundakçı, Tuncer Kılıç, Hurşit Tolon” “… Vural Savaş, Sadi Somuncuoğlu, Tantan, Yaşar Okuyan” “Ufuk Söylemez... Kamuran İnan” olarak isimler belirtmektedir.Şüpheliler bir yandan hiçbir siyasi oluşumla alakalarının olmadığını iddia ederken bir yandan da, bazı siyasi oluşumları örgütün amaçları doğrultusunda yönlendirebilmek için bu oluşumların gzili olarak yapılan toplantılarına katıldıkları anlaşılmaktadır.
16.02.2008 günü saat:21.17’de Emin Gürses ile Bülent..? arasındaki telefon görüşmesinde;
Bülent’in “STV 'den dinledim de yani açık açık şeylerde meydan okudu o Şener Eruygurlar falan onlar da meydan okudular yani” dediği, Emin Gürses ’in “onlar aldılar mesajı da.” dediği, Bülent’in “Tabi aldılar almışlar ki senin verdiğini almışlar ki bunlar iyice meydan okudular açık Şener Eruygur o bir adam daha var işte baya aynı Doğu Perinçek ağzıyla konuştular…” diyerek şüpheli Mehmet Şener Eruygur ile Doğu Perinçek ’in arasındaki konuşma lisanlarının önceden aralarında bilinen bir konuşma olduğunu ve yapılan görüşmeden de anlaşıldığı gibi şüphelinin hükümeti ortadan kaldırma faaliyetlerinin örgütçe de bilindiği ve bu şekilde algılanarak örgüt üyelerince de konuşulduğu anlaşılmaktadır.
26.03.2008 günü saat:10.14 de, Fulya (Ersöz) ile yaptığı telefon görüşmesinde; Fulya’nın sitem ederek, babasının kalbinin sıkıştığını, kötü olaylar yaşadığını anlattığı, şüphelinin, neden diye sorduğu, Fulya ‘nın “Sizin en son yaptığınız bir konuşma var Yeni Şafakta o kaydedilmiş ondan dolayı bugün şu anda kalbi sıkışıyor ben ona hakaret ettim bir sürü” “..2-3 gün önce” “….siz böyle bir konuşmayı yapmağınızdır umarım” “Bilmiyorum işte AKP ile ilgili mi ne konuşma olmuş” “Olay ondan ibaret şimdi bana da bulaşacaklar diyor yani hepimize sıra gelecek diyor bu kadar dikkat edin komutanım dedim diyor” “Allah bin türlü belalarını versin hepsinin TSK nın da” dediği şeklindeki yaptığı görüşme içeriğinden şüpheli Levent Ersöz ‘ün yaptıkları çalışmaların illegal olması ve bu kadar açık yapılmaması gerektiğini bu sebeple kanun korkusu sebebiyle kalp krizi dahi geçirebileceği belirtilmiş bu konuşmalardan da şüphelilerin örgütsel faaliyetlerini yaparlarken suç olduklarının bilincinde oldukları ve yasal süreç başladığında ise cezalandırılma korkusunda oldukları anlaşılmaktadır.
Ankara ilindeki ADD binasında yapılan aramada bulunan, (4 sayfa) ADD Niğde Şubesi temsilcisi Mehmet Duruöz ‘ün yazdığı anlaşılan “Ne olacak bu memleketin hali ne yapmalı” başlıklı yazıda, “AKP güdümünde yapılacak bir Cumhurbaşkanlığı seçiminin mutlaka engellenmesi gerekmektedir. Her yol ve her türlü eylemle.” şeklinde yazdığı görülmüş olup; ADD ‘lerin hangi amaçla kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Doğu Perinçek ile Bedri..? arasındaki telefon görüşmesinde;
(Tape:3842’de dava dosyasında) 07.03.2008 tarihli TÜMEP ’in bir toplantısından bahsederek, Bedri’nin “… İlhan Selçuk, Hurşit Tolon, Şener Eruygur, Yarsav Başkanı, Danıştay, Yargıtay, Üniversitelerden bayağı seçkin bir topluluktu 70 kişi vardı, … Şener Eruygur yani bir araya gelmek gerekir Ulusalcıların birleşmesi gerekir diye özeti bu..” diyerek şüpheli Mehmet Şener Eruygur ‘un konuştuğunu, toplantı sonrasında İlhan Selçuk ’un “…Orduya karşı kırgınlığını ve eleştirilerini” söyleyerek kapanış konuşması yaptığından bahsettiği konuşma içeriğinden de Kent Otel toplantıları olarak bilinen toplantılarda Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün amaçları doğrultusunda tüm sivil toplum kuruluşları ile ulusalcıların birleşmesinden bahsedilip orduya karşı kırgınlığın konuşulması da ordumuzun darbe çalışması içinde bulunan Ergenekon Silahlı Terör Örgütümensuplarına destek olmadığını açıkça göstermektedir.
Şüpheli Mehmet Şener Eruygur ‘un görevde iken bilmediği ancak emekli olduktan sonra öğrendiği Encümen-İ Daniş denilen, bazı emekli genelkurmay başkanları, kuvvet komutanları, devletin üst düzeyinde görev yapmış bürokratlar, hakimler, büyükelçilerden, milletvekillerinden oluşan bir grubun katıldığı, 15 günde bir Moda 'da Deniz Kulübünde toplanan gizli heyetin toplantılarına katıldığını ikrar etmiştir.
Şüpheliler kendi örgütsel faaliyetleriyle alakalı olarak medya kuruluşlarında yapılan haberler karşısında “bu, TSK ’ya karşı bir operasyon silahlı kuvvetler yıpratılıyor.”(Tape 6076 Ahmet Hurşit Tolon ile Mehmet Şener Eruygur görüşmesi 08.04.2008 tarihli) şeklinde tepki gösterseler de, - bu arada şüphelinin tüm telefon konuşmalarında dinleme ihtimaline göre dikkatli olmaya çalıştığı gözden kaçmamaktadır- Semih Tufan Gülaltay gibi sabıkalı ve provokatif eylemleri kamuoyunca bilinen sabıkalı kişilerle görüşmeler yapmaları, bunu yaparken; ordu komutanlığı, Jandarma Genek Komutanlığı gibi eski konumlarını hiçe saymaları, Türk Silahlı Kuvvetlerinin temsilcisi olmadıklarını Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün temsilcisi olarak örgüt adına hareket ettikleri, bu örgüt adına Semih Tufan Gülaltay gibi sabıkalı kişilerle gizli toplantılar yaptıkları Mehmet Şener Eruygur’un ve Ahmet Hurşit Tolon’un ikrarlarından anlaşılmaktadır.
Şüpheli Mehmet Şener Eruygur’un telefon görüşmelerinde genelde kendisinin dinlendiğini bildiği için fazla konuşmadığı, birçok kişiyle yaptığı görüşmelerde sonra konuşuruz yüz yüze konuşuruz şeklinde konuşulacak konuları yüz yüze konuşmayı tercih ettiği görülmektedir.
Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesi olayıyla ilgili olarak Şengül Hablemitoğlu’na ağladığını söylemesine rağmen bu hususta düzenlenecek hiçbir etkinliğe izin vermediği, Şengül Hablemitoğlu’nun ADD nin yönetim kuruluna girmesine dahi izin vermediği ve ADD içinde Şengül Hablemitoğlu ‘nun Necip Hablemitoğlu ile ilgili taleplerini hep olumsuz karşıladığı, dosya da mevcut 6170 nolu telefon görüşmesinde Şengül Hablemitoğlu açıkça bu konuda kendisinden şikâyetçi olduğu, aynı dernekte faaliyet gösteren iki kişiden yönetim listesine girmiş bir kişinin dernek başkanını böyle suçlaması ve bunu yaparken de daha önce gönderdiği haberleri hatırlatarak şikâyetçi olması, kendisinin tebrik etmek için arayan kişiye bu kadar tepki göstermesinden de şüphelinin ağladım ve cinayetin çözülmesi için tüm gücümle uğraştım diyebilmesi şüphelinin tamamen örgüt kontrolüne almaya çalıştığı ADD ye kontolü dışında kalabilecek kimselerin girmemesi için kararlı bir biçimde çalışması ve benzer terör örgütlerinde uygulanan iç anlaşmazlıklar ile iç hakimiyet kavgaları kapsamında değerlendirilmiş ve Şengül Hablemitoğlunun telefon konuşmasında şüpheliye, “siz Necip’le ilgili bir şey yapılacaksa bu bizi aşar dediniz” biçimindeki ifadesi şüphelinin örgütsel konumu ve tüm dosya kapsamı karşısında kaydadeğer görülmüştür.
Şüpheli Mehmet Şener Eruygur’un daha önce Cumhuriyet Çalışma Grubu içinde bulunan üniversite rektörleriyle ADD çatısı altında görüşmelere devam ettiği, bazı rektörlerin Mehmet Şener Eruygur evinde gelip özel görüşmeler yaptıkları, bazılarının ise rektör seçilme şansı ortadan kalktığında ADD ‘deki görevlerinden ayrılmak istedikleri yaptıkları görüşmelerden anlaşılmaktadır..
Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı olan şüpheli Mehmet Şener Eruygur ve etrafındaki yönetim kurulu üyelerinin birçoğunun Atatürkçü Düşüncelerin yayılması yerine tamamen Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün amaçları doğrultusunda yapılan tüm çalışma, miting ve diğer eylemlerin organizasyonuna katıldıkları, yapılan telefon görüşmelerinde sürekli yürütme organının yıkılması için yapılan faaliyetlerin içinde yer aldıkları anlaşılmıştır. Hatta Tuncay Özkan’ın büyük bir muhalefet odağı gibi gösterilmesine rağmen bizzat Mehmet Şener Eruygur ‘dan aldığı talimatlara göre hareket ettiği, bu yolla Atatürkçü Düşünce Derneği gibi Ergenekon Silahlı Terör Örgütüiçin önemli olan bir derneğin muhalif bir gurubun eline geçmesine engel olunmaya çalışıldığı, bunun Cumhuriyet Çalışma Grubu kararlarında yönetimiyle muhalefetiyle güçlü bir ADD ‘nin oluşturulmasının gerektiği yönündeki kararlar istikametinde yapıldığı görülmektedir.
Şüpheli Mehmet Şener Eruygur ‘un 6149 no lu Tapede 13.06.2008 tarihli Tuncay Özkan ile yaptığı görüşmede özetle;
Bir televizyon programından bahsettiği ve “Ben izlemedim ama, kız izlemiş, birde bizim İlker kayıtı izlemiş, ya müthişmişin ama çok saldırmışlar köpekler sana ya” “… bazı şeyler söyledi İlker… bana, böyle şeylere sakın itibar etme” “…şimdi şunu bil …o konuştuklarımızın dışında başka bir şey olamaz” “Ayarlayacağımız şeylerde ikimizin, hepimizin çıkarı için. Bizim, hele bizim çıkarımız filan gibi birşey olamaz, biz ihtiyar adamlarız” “…bu badireye böyle atlatacaz ondan sonra sen önde olursun Hiç ses çıkarma şimdi sen işine bak” şeklindeki Bu görüşme içeriğinden Tuncay Özkan ‘la Mehmet Şener Eruygur ‘un özel olarak görüştükleri, telefonda hemen hemen hiç görüşmemelerinden de aralarındaki örgütsel ilişkinin varlığı anlaşılmaktadır. Görüşme içeriğinden kendi içlerindeki çekişmeden çok örgütün bu konuda amaçladığı hedeflere ulşmak için şimdilik liderlik yarışnın ertelenmesini söylemelerinden de bu işlerin sırf dernek yöneticiliği için değil , Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün amaçları doğrultusunda yapıldığı anlaşılmaktadır.
Mevcut “hükümetin düşürülmesi için” Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde de yapılanılıp imkanları kullanılarak “Milli Kuvvetler” in oluşturulması, bu şekilde hükümetin devrilmesinin planlandığı açıkça görülmektedir. şüpheliler Şener Eruygur, Hasan Atilla Uğur, ve Hurşit Tolon dan elde edilen Yakamoz, Ayışıgı, Eldiven, gibi örgütsel içerikli dökümanlarda darbenin nasıl yapılacağını sivil toplum kuruluşlarının Milli Güç Birliği çatısı altında çeşitli platformlarda birleştirip, amaçlarına uygun olarak yönlendirme çalışmaları yaptıkları ve Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün gizli yapılanmasında bulunan bazı şüphelilerin halkı ve Türk Ordusunu Kışkırtmak suretiyle yürütme organına karşı halkı silahlı isyana tahrik fiillerinin içinde bulunmaya, askeri müdahale ortamı hazırlamaya gayret ettikleri, tüm şüphelilerin aynı amaç etrafında toplandıkları, örgüt çatısı içinde tek merkezden, disiplinli ve sürekli olarak sevk ve idare suretiyle Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün amaçlarını gerçekleştirmeye çalıştıkları anlaşılmaktadır.
Şüpheli Mehmet Şener Eruygur’un, Ergenekon Silahlı Terör Örgütüiçinde üst düzey faaliyetlerden sorumlu yönetici konumunda bulunduğu, görevde olduğu dönemde Cumhuriyet Çalışma Grubu faaliyetlerinin yürütülmesinden sorumlu olduğu gibi fiili olarak da bu çalışmaları organize ettiği, devletin kendisine vermiş olduğu görevle alakalı tüm yetkilerini Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün amaçları doğrultusunda yürütme organını devirmeye yönelik faaliyetlerde kullandığı, birçok kişiyi illegal olarak fişleyip örgütün özel arşivine aktardığı, bu arşivi emeklilikten sonra da yürütmüş oldukları faaliyetlerine esas olmak üzere yanlarında götürdükleri, arşivde bulunan bilgileri yeri ve zamanı geldiğinde bazı siyasi partilerle paylaşarak, başka şekillerde kullanarak yürütme organının devrilmesine yönelik olarak kullandırttığı şüpheye yer bırakmayacak biçimde anlaşılmaktadır. Örgüt adına tüm sivil toplum kuruluşlarını bir çatı altında toplayıp tek merkezden yönetmek için Ahmet Hurşit Tolon’la birlikte görevdeyken ve emeklilik döneminde aktif olarak faaliyetlerde bulunduğu,
ADD ‘nin yönetimini ele geçirerek derneğin amaçları arasında bulunmayan yürütme organını devirmeye teşebbüs ve yürütme organına karşı halkı silahlı isyana tahrik fiillerinin içinde bulunduğu, bu konuda birçok miting gösteri panel ve gizli toplantılara katıldığı,
İlhan Selçuk’un organize ettiği ve İlhan Selçuk gelmeden başlamayan gizli toplantılara sürekli katıldığı, bu toplantılarda alınan kararların hiçbir şekilde medyada yer almadığı ve son olarak yapılan toplantılarda orduya karşı darbe yapmadığı için İlhan Selçuk ’un kırgınlığının işlendiği bölüm olması da gerçek amaçlarının tüm sivil toplum kuruluşu, dernekler, platformlar ve kendilerine yakın siyasi partiler ile sendikaların da katılımıyla oluşacak merkezi bir hareketle yürütme organını devirmeye teşebbüs eylem ve fiillerine iştirak ettiği,
Şüpheli Neriman’ın kendileriyle birlikte hareket ettiğini ve kendilerine çalıştığı kurumun içine ait çok önemli bilgileri aktardığını söylediği İçişleri Bakanlığında Mülkiye Başmüfettişi olan C.E. isimli bir kişinin aldığı disiplin cezasının iptal ve Zonguldak Vali Yardımcılığına yapılan tayininin durdurulması için Ankara 10. ve 11. İdare Mahkemelerinde açılan davaların lehlerine sonuçlanması amacıyla şüpheli M.Şener Eruygur’a ve onun talimatıyla bu işle ilgilenmesi için görevlendirildiği anlaşılan J.Alb. Cengiz Y.’a mektuplar yazmıştır. Bu mektuplarda Türk Milleti adına bağımsız yargılama yapan mahkeme hakimlerinin, Jandarma Genel Komutanı olan ancak Ergenekon Terör Örgütünde lider kadrosunda görev yapan şüpheli M.Şener Eruygur’un vereceği talimatla Adli Müşavirler tarafından aranarak baskı yapılması istenmektedir:
17.08.2004 tarihinde dönemin Jandarma Genel Komutanı olan şüpheli M. Şener ERUYGUR’a yazdığı mektupta; “Paşam, emirleriniz üzerine komutanlığınız yetkililerinden Alb. Cengiz Y. Sayın Candan E. ile irtibata geçmişlerdir. ..söz konusu Mahkemelerin davaları bir an önce sonlandırmalarında Komutanlığınız Adli Müşavirlerinin Mahkeme Başkanları ile “Sayın Candan E.’in Bakanlıktaki görevine devamının sağlanması” şeklinde yapacakları görüşmelerin zaten haklı olduğu Dava kararlarının hızlandırılması bakımından olumlu sonuç alınmasında etkili olacağını düşünmektedirler. Sayın Candan E.’in Komutanlık Yetkililerinizin de dinledikleri üzere inanılmaz ölçüde bilgilere sahip olduğu düşünülürse, Bakanlıkta kalmasının sağlanmasının Asıl Devletimiz açısından fayda temin edeceğini ifade etmişlerdir…Konuyu Yüksek Makamlarınıza iletmenin gereğine inanmaktayım Paşam. Sayın Candan E.’in Ankara’da bulunması ASIL Devletimizin menfaatleri için önemlidir, vazgeçilmezdir”, bundan bir gün sonra 18.08.2004 tarihli J.Kd.Albay C.Y. isimli kamu görevlisine yazdığı iki mektupta benzer olarak; “…söz konusu Mahkemelerin davaları bir an önce sonlandırmalarında Komutanlığınız Adli Müşavirlerinin Mahkeme Başkanları ile “Sayın Candan E.’in Bakanlıktaki görevine devamının sağlanması” şeklinde yapacakları görüşmelerin zaten haklı olduğu Dava kararlarının hızlandırılması bakımından olumlu sonuç alınmasında etkili olacağını düşünmektedirler…Not: Albayım, konuyla ilgili aynı bilgiyi içeren bir notu Paşa’ya iletilmek ve bilgilenmesini sağlamak üzere Yaveri Yarbay Müfit Beyin odasındaki faksa da geçtim…Albayım, Sizleri aciliyetinden ve ehemmiyetinden haberdar ettiğim Sayın C.E. beyin T. C. ANKARA 11.İdare Mahkemesinde açılmış bulunan 2003/1001 Disiplin Cezası ile ilgili dava 2004/256 nolu kararla Sayın Candan E. lehine sonuçlanmış bulunmaktadır…söz konusu dava mesnet tutularak yine Ankara 11.İdare Mahkemesinde açılan “Zonguldak Vali Yardımcılığına tayin konulu 2004/2001 sayılı ikinci davanın da Sayın C. E. lehine sonuçlanmasına bu davanın dayanak ve örnek teşkil edeceği hususunu bilgilerinize arz eder …C. E.in Ankara’daki görevinde kalması için ikinci davada yardımlarınızı beklediğimizi belirtiyorum…” şeklinde taleplerde bulunmaktadır.
Bu talepler sonucunda şüpheli M.Şener Eruygur tarafından gerekli talimatların verildiği ve hakimlere davanın istedikleri gibi sonuçlanması için baskı yapıldığı şüpheli Neriman Aydın tarafından daha sonra yazılan teşekkür mektuplarından anlaşılmaktadır: 06.09.2004 tarihinde şüpheli M. Şener ERUYGUR’a yazdığı mektupta; “Paşam, Sizleri, Yüksek Makamlarınızı hayati aciliyetinden ve ehemmiyetinden haberdar ettiğim Mülkiye Baş Müfettişi, Sayın Candan E. Beyin, Ankara 11.İdare Mahkemesinde 2003/1001 Disiplin Cezası ile ilgili açılmış bulunan dava, 2004/256 nolu kararla Sayın Candan E. Beyin lehine sonuçlanmış bulunmaktadır. … söz konusu dava mesnet tutularak yine Ankara 11.İdare Mahkemesinde açılan “Zonguldak Vali Yardımcılığına tayin konulu 2004/2001 sayılı ikinci davanın da, bu durumda Sayın Candan E.Beyin lehine sonuçlanmasına dayanak teşkil edeceği hususunu bilgilerinize arz ediyor…Yüksek Makamlarınızın malumları olduğu üzere, Sayın Candan E.’in Ankara’da Mülkiye Başmüfettişliği görevinde kalmasının Asıl Devletimizin ayakta ve hayatta kalması için önemine ve gereğine inandığımızı belirtirken, Müfettiş olması nedeniyle inanılmaz bilgi ve belgelerin sahibi Sayın Candan E. Beyin bildiklerinin, Türk Ulusunun bir gün gereğini yapmak üzere Yüksek Makamlarınız nezdinde kayda alınmasının ehemmiyetine bir kez daha dikkatinizi çekmenin Türklük görevimiz olduğunu hatırlatmak istiyoruz Paşam. Arz ederiz…NOT: 1- paşam, bundan sonra elime ulaşacak bilgi ve belgeleri yine size mi yoksa Org.sayın F. T. paşamıza mı iletmeliyim, bunu izninizle öğrenmek istiyorum” , 18.01.2005 tarihinde yazılan bir diğer mektupta da; “…şahsınıza arz ettiğim Sayın Mülkiye Başmüfettişi C. E. Beyin Ankara İdare Mahkemesindeki iki davasının da Siz değerli ve duyarlı Türk Komutanının katkıları sayesinde lehine sonuçlandığını ve İçişleri Bakanlığındaki Başmüfettişlik görevine başladığını Yüksek Makamlarınıza iletmekten sevinç duymaktayız. Sayın C. E.’in Yüksek Makamlarınıza iletilmek üzere şahsıma ilettiği belgeler mektubum ekindedir. (Ek no: 3 C. E.) ) Arz ederim.” şeklinde ifadeler kullanılmakta ve mektup ekinde C.E. tarafından elde edilen belgeler bir teşekkür aracı olarak şüpheli M.Şener Eruygur’a sunulmaktadır. Böylece şüphelinin Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunu iki kez işlediği anlaşılmıştır.
Kişilerin siyasi felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydetme suçu da işlediği görülmektedir.
Görevi zamanında Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün üst düzey yapılanmasında sözde istihbarat dairesi komutanlığı görevini yürüttüğü, emekli olunca da Ergenekon Yeniden Yapılanması içinde üst düzey görev alarak sivil toplum kuruluşlarının birleştirilmesi ve eşgüdümünün sağlanması görevini Ahmet Hurşit Tolon la birlikte yürüttükleri anlaşılmış olmakla üst düzey yöneticilik konumu devam ettiğinden ayrıca diğer örgüt üyelerinin işledikleri suçlardan ve bulunan silah patlayıcı madde ve muhimmattan da ayrıca sorumlu tutulmasının zorunlu olduğu anlaşılmakla;
Şüpheli Mehmet Şener ERUYGUR ‘un:
Silahlı örgüt kurmak ve yönetmek suçunu işlediğinden, eylemine uyan TCK’nun 314/1 Maddesi,
Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellmeye teşebbüs ettiğiniden, eylemine uyan TCK’nun 311/1 maddesi,
Cebir ve şiddet kullanarak yürütme organını ortadan kaldırmaya teşebbüs ettiğiniden, eylemine uyan TCK’nun 312/1,
Halkı Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı bir isyana tahrik ettiğinden, eylemine uyan TCK.nun 313/1,
Kişilerin siyasi felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydetme suçundan eylemine uyan TCK.nun 135/2, 43, 137/1-a,
Devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge veya vesikaları, geçici de olsa, bunları tahsis olundukları yerden başka bir yerde kullanmak amacıyala hileyle alarak sanık Ergün POYRAZ’a vermek suçundan eylemine uyan TCK’nun 326/1, 327/1,
Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunu iki kez işleme eylemine uyan eylemine uyan suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK’nın 232, (5237 sayılı TCK’nın 288 maddeye tekabül ettiği eski yasanın lehe olduğu değerlendirilmiştir.)iki kere ayrı ayrı,
3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nun 53, 58/9, 63 maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
Dostları ilə paylaş: |