a-Savunmaları, Şüpheli Emniyet Beyanında:
Şüpheli Levent Ersöz Emniyetteki ifadesinde susma hakkını kullanmıştır.
Şüpheli Savcılık Beyanında:
Şüpheli Levent Ersöz’ün Cumhuriyet Savcılığında alınan ifadesinde özetle; Ergenekon Silahlı Terör Örgütüiçersinde üst düzey sorumlu olarak faaliyet göstermek ve yürütme organını devirmeye teşebbüs ve yürütme organına karşı isyana tahrik suçları, ayrıca sahte kimlik kullanmak ve sahte kimlik ile Türkiye'ye giriş yapmak hususları hatırlatılıp sorulduğunda; 2005 yılında Bilecik Jandarma Er Eğitim Tugay Komutanlığından emekli olduğunu, 30 Haziran 2008 tarihinde kendi pasaportu ile İstanbul Atatürk Hava Limanından kendi pasaportu ile Moskova’ya gittiğini, Polus isimli Rus şirketinin ürettiği sismik detektörlerinin üretimi ile ilgili şirket tarafından davet edildiğini, şirketin üretimini inceleyip Türkiye’de pazarlamak için araştırma yaptığını, Moskova’da kaldığı süre içersinde Alfa, Beta ve Gama isimli birbirine bağlı otellerde kaldığını, daha sonra Ukrayna Kiev’e gittiğini, burada kendi imkânlarıyla bulduğu bir evi kiralayıp kaldığını, Türkiye’deki gelişmeleri takip ettiğini, sağlık problemlerinin çıkması üzerine Türkiye’ye dönmeye karar verdiğini, Türkiye’ye rahat girebilmek için İvan isimli yabancı şahıs adına düzenlenmiş sahte pasaport ile deniz yolundan 20.11.2008 günü Zonguldak’tan giriş yaptığını beyan etmiştir.
Üzerinde bulunan Mehmet Orhan G. adına düzenlenmiş sahte kimliğin Türkiye’ye geldiğinde eşi Muzaffer E. tarafından kendisine verildiğini, Türkiye’ye geldikten sonra tedavisi ile ilgilendiğini, sadece ailesi ile görüştüğünü, başka kimse ile görüşmediğini beyan etmiştir.
Şüpheli Sorgusunda:
Kendisinin 30 yıl kamu hizmeti yaptığını, bu süre içersinde kanunun verdiği yetkiler dışına çıkmadığını, amirlerinin emirlerini uyguladığını, generalliği döneminde Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanlığı, Bursa Jandarma Komutanlığı, Ankara Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Daire başkanlığı ve Bilecik Er Eğitim Tugay Komutanlığı yaptığını beyan etmiştir.
30.06.2008 tarihinde yurt dışına çıktığını, 20 veya 21.11.2008 tarihinde yurda döndüğünü, arandığını döndükten sonra öğrendiğini, yurtdışında iken ailesi ile ara sıra görüştüğünü, ancak arandığı ile ilgili bir şey söylemediklerini, yakalandığında üzerinde bulunan Mehmet Orhan G. adına düzenlenmiş nüfus cüzdanını ailesinin verdiğini, kendisinin de kullanmaya başladığını, yurt dışına gitmeden bir operasyon yapılacağından haberinin olmadığını beyan etmiştir.
Örgüt içersinde olduğu iddia edilen kişilerden Cihangir Hasanoğlu ve Mustafa Koç’u tanıdığını, bu kişiler ile 2003 Ağustos ayından 2004 Ağustos ayına kadar emri altında çalıştıklarını, Sinan Aygün’ü Ankara’da görev yaptığı sırada görüştüğünü, kendisinin ve Mehmet Şener Eruygur’un ziyaretine geldiğini, Mustafa Balbay’ı gazeteci olması sebebiyle tanıdığını, bir iki defa ziyaretine geldiğini, “Cumhuriyet Gazetesinde genç subaylar rahatsız” diye haber çıktığını, Genel Komutanın takdiri üzerine kendisini çağırıp haber ile ilgili görüştüğünü, Ergün Poyraz’ı koruma meselesi ile ilgili tanıdığını, İstihbarat Daire Başkanı olmadan önce Ergün Poyraz’a koruma tahsis edildiğini, ayrıca emekli olduktan sonra bir kitabını getirdiğini, bir kez de karşılaştıklarını, Ergün Poyraz’ın resmi kayıtlı haber elemanı olduğundan haberi olmadığını, komutanlığı döneminde haber elemanı olarak para ödemediğini beyan etmiştir.
İsmail Yıldız’ı araştırma şirketi başkanı olarak bildiğini, İstihbarat Daire Başkanlığı döneminde iki kez kendisini ziyaretine geldiğini, emekli olduktan sonra bir kez üniversitedeki bir konudan dolayı görüştüğünü,
Erdal S.’i meslektaşı olması sebebiyle tanığını, Yalçın Tanfer’in şikâyetçi olduğu bir konuyla ilgili soruşturmaya baktığını, Hasan Atilla Uğur’un Teknik Daire Başkanı olarak emrinde görev yaptığını,
Jandarma Genel Komutanlığı içerisinde Cumhuriyet Çalışma Grubu diye bir oluşum olmadığını, İstihbarat Daire Başkanlığı döneminde böyle bir olaya tanık olmadığını, Mustafa Koç ve Enver Özkan’ı emri altındaki subay olmaları sebebiyle tanıdığını, bu kişilerin Cumhuriyet Çalışma Grubunda görev almalarının mümkün olmadığını, Cumhuriyet Çalışma Grubu faaliyetleri raporlarıyla ilgili hiçbir bilgisinin olmadığını, emrinde ve yakın olan çalışma arkadaşlarının kendisinden habersiz bu gurup içerisinde yer almalarının mümkün olmadığını,
İstihbarat Daire Başkanlığı döneminde kendisini ziyarete gelen kişilerin bazılarının ses ve görüntülerini üstlerinin emri üzerine çektirdiğini, bunları daha sonra Jandarma Genel Komutanlığına sunduklarını, ziyaretine gelen Cem U., Bedrettin Dalan, Kıvanç D., Turgut A. ile bu şekilde görüştüğünü, bu kişilerin kendilerine iletmek istedikleri şeyler olduğunu, bu maksatla şahıslarla görüştüklerini, bu kişilerin bir kısmının Jandarma Genel Komutanını ziyaret ettiklerini, oradan yönlendirme ile kendisine geldiklerini,
Nuray B.’ı gazeteci olarak tanıdığını, birkaç ziyaretine geldiğini, genel konuları karşılıklı konuştuklarını, Mehmet Emin K.’in iş adamı olduğunu, Jandarma Genel Komutanı tarafından kendisine gönderildiğini, Emin Şirin’i tanıdığını, kendisinden önce İstihbarat Daire Başkanlığına gelip gittiğini, birkaç kez kendisini ziyarete geldiğini, genel konularda, ülkenin içinde bulunduğu ortam ile ilgili görüştüklerini,
Ömer Faruk E.’yi bir arkadaşı vasıtasıyla tanıştığını, 2006 yılında Ankara’da Liman lokantasında yemek yediklerini, kedilerinin dışında Yargıtay savcısı Mehmet Ş., Emekli Binbaşı İlhan Ö.’ın da katıldığını, bu yemekte Ergun Poyraz’ın olmadığını, genel konularda sohbet yaptıklarını, AKP ve kapatılmasıyla ilgili hiç bir şey konuşmadıklarını,
Yüksel Dilsiz’i İstihbarat Daire Başkanı olduğu dönemde tanıdığını, haber elamanı olarak İstihbarat grup Komutanlığına yönlendirdiğini, birkaç ay çalışıldığını, ancak tutarsız bulduğundan dolayı ilişiğini kesip takibe aldıklarını,
Fulya Deniz’in kızı olduğunu, Mehmet Şener Eruygur ile telefon görüşmesi ve mesaj atmasından sonradan haberinin olduğunu, kızının emekli olmasını hazmedemediğini, emekli olduktan sonra Mehmet Şener Eruygur ile bayramlarda görüştüğünü, kızının psikolojik sorunları olduğunu, Mehmet Şener Eruygur ile görüştüğünde kendisine bir zarar gelebileceğini düşündüğünden arayıp mesaj çektiğini beyan etmiştir.
Kendisinin ordu içersinde bir darbe girişiminden bilgisinin olmadığını, Nuray B. aracılığı ile tanıdığı bir araştırma şirketinin başında olan Faruk D.’in kendisine dört sayfadan ibaret sunular gösterdiğini, bu sunuların darbe ile ilgili olduğunu, bunların ayrıntılı olmadığını, kutucuklar içerisinde bazı şeylerin olduğunu, içeriğini tam olarak hatırlamadığını, bunları dönemin Jandarma Genel Komutanı Mehmet Şener Eruygur’a götürüp bilgilendirdiğini, Mehmet Şener Eruygur’un “komutan olarak gereğini yaparım” dediğini, gereğini yapıp yapmadığını bilmediğini, bu görüşmede Faruk D.’in olmadığını, Faruk D.’i daha sonra bir general arkadaşının yanına götürdüğünü, burada anlattıkları içersinde Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven kod isimli darbeler olup olmadığını bilmediğini beyan etmiştir.
Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Ö.’in günlüklerinden ve içeriğinden bir bilgisinin olmadığını,
İbrahim Çiftçi’nin öldürülmesi ile ilgili hiçbir bilgisinin olmadığını, Ulusal Birlik Hareketi isimli bir oluşumla ilgisinin olmadığını, İstihbarat Daire Başkanı olarak ve diğer görevlerinde hukuka aykırı veri ve bilgi toplayıp saklamadığını, yaptığı tüm çalışmaları görevden ayrılırken bıraktığını,
Bülent Ersöz’ün abisi olduğunu, emlak komisyonculuğu yaptığını, Bülent Ersöz’e belge, bilgi ve doküman vermediğini, Bülent Ersöz’den ele geçirilen belge, doküman ve veriler ile hiçbir bağlantısının olmadığını beyan etmiştir.
Dostları ilə paylaş: |