20) TBMM Dönemi
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Açýlmasý
Mebuslar Meclisi Misak-ý Milli’yi ilan edince Anlaşma Devletleri Istanbul’u işgal
ederek Meclis’in çalýşmalarýný engellediler (16 Mart 1920).
Mustafa Kemal Paşa, Mebuslar Meclisi’nin bu şekilde sona erebilecegini tahmin
ediyordu. Derhal kapanan meclisin yerine yeni bir meclisin açýlmasý için
çalýşmalara başladý. 19 Mart 1920'de bir genelge yayýnlayarak Ankara’da
olaganüstü yetkilere sahip bir meclisin toplanacagýný, bunun için hemen seçimlerin
yapýlmasýný, her sancaktan beş üyenin seçilerek 15 gün içerisinde Ankara’ya
gönderilmesini istedi.
Mustafa Kemal Paşa Meclisin yetkileri ve hükümetin kurulmasý konusundaki
görüşlerini bir önerge şeklinde TBMM’ye sundu. 24 Nisan 1920'de kabul edilen
önergeye göre;
1. Hükümet kurmak gereklidir.
2. Geçici kaydýyla bir hükümet reisi tanýmak veya padişah kaymakamý atamak
dogru degildir.
3. Mecliste toplanmýş milli iradeyi vatanýn gelecegine hakim kýlmak temel ilkedir.
TBMM’nin üstünde güç yoktur.
4. TBMM yasama ve yürütme yetkisine sahiptir. Meclisten ayrýlacak bir heyet
Meclise vekil olarak hükümet işlerini görür. Meclis başkaný bu hükümetin de
başkanýdýr.
5. Padişah ve halifenin durumu bulundugu baskýdan kurtulduktan sonra Meclis
tarafýndan belirlenecektir. Önemi :
* 23 Nisan 1920'de TBMM’nin açýlmasýyla yeni Türk Devleti kurulmuştur.
* TBMM’nin üstünde güç olmadýgý belirtilerek Istanbul Hükümeti yok
sayýlmýştýr (3. madde).
* “Geçici bir hükümet reisi tanýmak dogru degildir.” maddesi ile Meclisin
bagýmsýzlýgý ve devamlýlýgý belirtilmiştir (2. madde).
130
* Ilk TBMM’de “güçler birligi ilkesi” ve “Meclis Hükümeti sistemi” kabul
edilmiştir (4. madde).
* “Türkiye Büyük Millet Meclisi” adýnýn kullanýlmasý kurulan yeni devletin
milliyetçi bir karakter taşýdýgýný ve Türk milletine dayandýgýný ortaya koymaktadýr.
* TBMM, Mustafa Kemal Paşa’yý meclis başkanlýgýna seçti.
* ”Milli Egemenlik” ilkesinin gerçekleştirilmesi yolunda önemli bir adým
atýlmýştýr.
* Çogunlugu padişah ve halifeye baglý olan bu insanlarý birleştiren temel amaç
“Misak-ý Milli’nin gerçekleştirilmesi” idi. Mustafa Kemal Paşa inkýlâplarý sonraya
býrakarak, öncelikle vatanýn kurtarýlmasýný amaçlamýş, böylece milli birligin
korunmasýný saglamýştýr.
* 30 Nisan’da Mustafa Kemal Paşa, Avrupa devletlerinin dýşişleri bakanlarýna;
TBMM’nin kuruldugunu, yabancý hükümetlerin, Istanbul Hükümeti ile yaptýklarý ve
yapacaklarý antlaşmalarýn Türk milletinin gerçek temsilcisi olan TBMM tarafýndan
tanýnmayacagýný bildirmiştir.
1921 Anayasasý’nýn Kabulü (Teşkilât-ý Esasiye)
20 Ocak 1921 tarihinde “Teşkilat-ý Esasiye Kanunu” adýyla Türk Devleti’nin ilk
anayasasý olarak kabul edilmiştir.
1921 Anayasasý’nýn Önemli Maddeleri
1. Egemenlik kayýtsýz şartsýz milletindir.
2. Yasama ve yürütme gücü TBMM’ye aittir.
3. Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi’nce yönetilir ve “TBMM Hükümeti” adýný
alýr.
4. Şer’i hükümlerin yerine getirilmesi TBMM’ye aittir.
5. Büyük Millet Meclisi başkaný, hükümetin de başkanýdýr.
6. Kanun-u Esasi’nin Teşkilat-ý Esasiye ile çelişmeyen hükümleri geçerlidir.
7. Milletvekilleri seçimi iki yýlda bir yapýlýr. Eski Meclisin görevi yeni Meclis
toplanýncaya kadar devam eder.
Önemi
* Yeni Türk Devleti’nin kuruluşunun hukuki ve siyasal bir belgesi olmuştur.
131
* Olaganüstü şartlardan dolayý çabuk karar almak ve hemen uygulayabilmek için
“güçler birligi” ilkesi kabul edilmiştir (2. madde).
* Ulusal egemenligin tekligine dayanarak Istiklâl Mahkemeleri meclis içinde
kurulmuştur. Böylece TBMM yargý gücünü de kullanmýştýr.
* Dönemin şartlarý içinde ulusal birligi zedelememek için devletin rejimi
belirtilmemiştir (1. ve 3. maddeler).
* Meclis hükümeti sistemi kabul edilmiştir.
* “Şeriat hükümlerinin yerine getirilmesi” görevinin TBMM’ye verilmesi devlet
yönetimini tek organda toplamayý amaçlamýştýr. Bu durum 1921 Anayasasý’nýn
“laik” olmadýgýný göstermektedir (4. madde)
1921 Anayasa'sýnda en önemli degişiklikler 29 Ekim 1923 tarihinde
gerçekleşmiştir.Bu tarihte Cumhuriyet ilan edilerek devletin yönetim şekli
belirlenmiş''Meclis Hükümeti'' sistemi yerine ''Kabine'' sistemine geçilmiştir.
Sevr Antlaşmasý ve Önemi
* Osmanlý Devleti bu antlaşma ile başka devletlerin güdümü ve yönetimine
býrakýlmýştýr.
* Bu antlaşma ile I. Dünya Savaşý’nýn galipleri Osmanlý topraklarýný
paylaşmýşlardýr.
* Türklere hayat hakký tanýnmadýgý gibi, azýnlýklar çok geniş haklara sahip
olmuşlardýr.
* Osmanlý Anayasasý’na göre barýş antlaşmalarýnýn mutlaka Mebuslar Meclisi
tarafýndan onaylanmasý gerekliydi. Mebuslar Meclisi dagýtýldýgýndan Sevr
Antlaşmasý onaylanmadý. Bu yüzden Sevr, hukuki bakýmdan geçerli degildir.
Sevr Barýş Anlaşmasý'na TBMM'nin tepkisi çok sert oldu. Meclis bu barýý
tanýmadýgýný açýkladý.Sevr'i imazalanlar ve onaylayanlar vatan haini sayýldý.
:Türk milleti,yaptýgý Kurtuluş savaşý'yla Sevr'in geçerliligini Önlemiş ve Sevr yerine
Lozan Barýş Anlaşmasý yapýlmýştýr.
132
21) Kurtuluş Savaşý
Dogu Cephesi
22 Haziran 1920'de Yunan saldýrýsýnýn başladýgý sýrada, Doguda da Ermeni
saldýrýlarý sürekli artýyordu. Bu sýrada Kýzýlordu’nun önünde Kafkasya yolu
açýlmýştý. Ruslarýn Kars ve çevresini işgali an meselesiydi. Kýzýlordu’nun
Kafkasya’ya girmesi üzerine TBMM Hükümeti taarruza karar verdi. 24 Eylül
1920'de Ermenilerin saldýrýya geçmesi üzerine Türk ordusu da karşý taarruza
başladý. Türk ordusu Misâk-ý Milli sýnýrlarýna ulaşýnca ilerleyişini durdurdu. Böylece
Kâzým Karabekir komutasýndaki Türk ordusu amacýna ulaştý.
Türk ordusunun kazandýgý başarýlar Ermenilerin barýş istemelerine neden oldu.
Görüşmeler sonunda Gümrü Antlaşmasý imzalandý.
Gümrü Antlaşmasý’yla,
* Yeni Türk Devleti’nin uluslararasý ilk siyasi başarýsý Gümrü Antlaşmasý’dýr.
* Misak-ý Milli’nin bir kýsmý gerçekleşmiştir.
* Ermenistan, TBMM’nin siyasal varlýgýný kabul ederek antlaşma yapan ilk devlet
olmuştur.
* Ermeniler, Sevr’i tanýmadýklarýný belirterek, Türk topraklarýndaki iddialarýndan
vazgeçmişlerdir.
* Gümrü Antlaşmasý, dýş ilişkilerimizi canlandýrmýştýr. Gürcistan ve Rusya ile
ilişkilerin kurulmasýnda etkili olmuştur.
Güney Cephesi
Iskenderun, Kilis, Antep, Maraş ve Urfa Ingiliz, Mersin, Osmaniye ve Adana
Fransýz işgaline ugradý (Ocak 1919).
Ingilizlerin çekilmesinden sonra Antep, Urfa ve Maraş Fransýzlar tarafýndan işgal
edildi. Fransýzlar, Mýsýr ve Suriye’den getirdikleri Ermenileri örgütleyip Türkler
133
üzerine saldýrýlar düzenlettirdiler. Bu durum Fransýzlara karşý büyük bir tepkinin
dogmasýna neden oldu. Halk yaşadýgý yerleri korumak amacýyla örgütlenmeye
başladý. Sivas Kongresi’nde Güneydogu illerinde de “Kuvay-ý Milliye” kurulmasýna
karar verildi.
Fransýzlar, halkýn direnişi karşýsýnda Urfa, Antep ve Maraş’ý elde tutmanýn mümkün
olmadýgýný anladýlar. TBMM’nin ardarda kazandýgý askeri zaferlerle gerçegi anladý.
Sakarya Savaşý’ndan sonra Ankara Antlaşmasý’ný imzalayarak Anadolu’da işgal
ettikleri yerleri geri verdiler (20 Ekim 1921).
Italyanlara karşý bir direniş olmamýş ve cephe açýlmamýştýr. Bunun nedeni
Italyanlarýn Ege bölgesinin Yunanlýlara verilmesinden dolayý kýrgýnlýk içinde
bulunmalarý ve Kuvay-ý Milliye hareketini desteklemeleridir. Italyanlar ileride
ekonomik açýdan sömürebilmek için halkla iyi geçinmeye çalýştýlar. II. Inönü
Savaşý’nýn kazanýlmasýndan sonra işgal ettikleri yerleri terkettiler (5 Temmuz
1921).
Batý Cephesi
Birinci Inönü Savaşý (6 - 10 Ocak 1921)
Savaşýn Nedenleri;
* Türk ordusunun güçlenmesini engellemek
* Çerkez Ethem Ayaklanmasý’ndan yararlanmak
* TBMM Hükümeti’ne Sevr Barýş Antlaşmasý’ný kabul ettirmek istemişlerdir.
Yunanistan ile yeni Türk devleti arasýnda yapýlan savaşý, yeni kurulan Türk düzenli
ordusu kazanmýştýr.
Savaşýn Sonuçlarý
1. Türk milletinin düzenli orduya olan güveni artmýştýr.
2. TBMM, bu zaferden sonra Londra Konferansý’na davet edilmiştir.
134
3. Zaferden sonra Afganistan’la dostluk ve yardýmlaşma anlaşmasý, Rusya ile
Moskova Antlaşmasý imzalanmýştýr.
Londra Konferansý (23 Şubat-12 Mart 1921)
I. Inönü Savaşý’nýn kazanýlmasý üzerine Ingilizler de TBMM gerçegini kabul etmek
zorunda kaldýlar.
Itilaf Devletleri, Istanbul Hükümeti’ni Londra Konferansý’na davet ettiler. Istanbul
Hükümeti’nin gönderecegi delegeler arasýnda M. Kemal’in ya da M. Kemal’in yetki
verdigi birisinin de yer almasýný istediler. Bu davranýşlarýyla TBMM Hükümeti’ni
tanýmadýklarýný göstermek istemişlerdir.
Londra Konferansý’nýn Sonuçlarý
* Itilaf Devletleri, TBMM Hükümeti’ni konferansa çagýrmakla onun varlýgýný
hukuken tanýmýşlardýr.
* Sevr Barýş Antlaşmasý’nýn çeşitli hükümleri tartýşma konusu yapýlmaya
başlamýştýr.
* TBMM Hükümeti, bu konferanstan önemli sonuçlar beklemiyordu. Fakat
konferansa katýlmakla “Türkler barýş görüşmelerine yanaşmýyorlar, savaşý
uzatýyorlar” şeklindeki propagandanýn önlenmesi saglanmýştýr.
* Londra Konferansý’nýn başarýsýzlýkla sonuçlanmasý üzerine Anadolu’da Yunan
saldýrýsý yeniden başladý. Bu durum II. Inönü Savaşý’na neden olmuştur.
* Londra Konferansý sonrasýnda TBMM temsilcisi Fransa, Ingiltere ve Italya ile
ikili antlaşmalar yaptý. Fakat bu antlaşmalarda “devletlerin eşitligi” ilkesine
uyulmamýştýr. Yapýlan antlaşmalar TBMM tarafýndan onaylanmadýgýndan yürürlüge
girmemiştir.
135
Moskova Antlaşmasý (16 Mart 1921)
I. Inönü Savaşý’nda Yunanlýlara karşý kazanýlan başarý ve TBMM temsilcisinin
Londra Konferansý’na çagrýlmasý üzerine Moskova Antlaşmasý imzalandý (16 Mart
1921).
Moskova Antlaşmasý’yla;
* Ilk defa büyük bir devlet TBMM’yi tanýmýştýr.
* Sovyet Rusya, Misak-ý Milli’yi tanýyan ilk Avrupa devleti olmuştur.
* Sovyet Rusya, Sevr Antlaşmasý’ný tanýmadýgýný ilan etmiştir.
* Her iki devlet de kendilerinden önceki döneme ait antlaşmalarýn geçersiz
oldugunu bildirmiştir.
* Batum Gürcistan’a, dolayýsýyla Sovyet Rusya’ya býrakýldý. Buna karşýlýk
Sovyetler, Kars ve çevresinin yeni Türk Devleti’ne ait oldugunu kabul ettiler.
Dönemin olaganüstü şartlarýndan dolayý Batum Gürcistan’a býrakýlmýştýr. Bu durum
Misak-ý Milli sýnýrlarýndan verilmiş ilk tavizdir.
II. Inönü Savaşý (23 - 31 Mart 1921)
I. Inönü Savaşý’ndan kýsa bir süre sonra Yunanlýlar yeniden saldýrýya geçtiler.
Yunan saldýrýsýnýn başlamasýnda:
* Londra Konferansý’ndaki barýş tekliflerinin TBMM Hükümeti tarafýndan kabul
edilmemesi
* Ingilizlerin yeni bir saldýrý konusunda Yunanlýlarý teşvik etmeleri
* Yunanlýlarýn Türk ordusunun teşkilatlanmasýna fýrsat vermeden Eskişehir ve
Afyon’u almak, Ankara üzerine yürüyerek TBMM’yi dagýtmak istemeleri
* Sevr Antlaşmasý’nýn TBMM’ye kabul ettirilmek istenmesi
etkili olmuştur.
136
II. Inönü Savaşý’nýn kazanýlmasýyla:
* Halkýn Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne olan güveni artmýştýr.
* Italyanlar, Anadolu’da işgal ettikleri yerleri boşaltmaya başlamýşlardýr (5
Temmuz 1921).
* M. Kemal Paşa, Ismet Paşa’ya bir telgraf çekerek tebrik etmiş ve; Siz orada
yalnýz düşmaný degil, milletin ters alýnyazýsýný da (makus talihini de) yendiniz.”
demiştir.
Eskişehir - Kütahya Savaşlarý (10 - 24 Temmuz 1921)
Yunan saldýrýsýnýn amacý; TBMM Hükümeti’ni dagýtarak kesin sonucu elde etmekti.
Bütün güçleriyle hazýrlanan Yunan ordusu geniş bir cephe üzerinde saldýrýya geçti.
Bu cephe Inönü’den Afyon’a kadar uzanýyordu. Türk ordusu henüz II. Inönü
Savaşý’nýn yorgunlugunu üzerinden atamadýgýndan Yunan kuvvetleri karşýsýnda
başarýlý olamadý.
Üstün kuvvetlerle yapýlan Yunan saldýrýsý karşýsýnda Türk kuvvetleri yenilgiye
ugradý. Bu gelişmeler üzerine M. Kemal Paşa, Ismet Paşa’ya “Sakarya’nýn
dogusuna çekilmesi” tavsiyesinde bulundu. Bunun üzerine Türk ordusu Sakarya
nehrinin dogusuna çekildi.
Başkomutanlýk Kanunu’nun Çýkarýlmasý
* TBMM, Meclisin sahip oldugu yetkileri şahsýnda toplamak ve Meclis adýna
uygulamak üzere M. Kemal Paşa’ya üç ay süreyle Başkomutanlýk yetkisi veren
kanunu kabul etti (5 Agustos 1921). Başkomutanlýk Kanunu’nun çýkarýlmasýyla
M.Kemal Paşa;
* TBMM’ye ait olan “yasama ve yürütme” yetkilerini dogrudan kullanmaya
başladý.
* Istiklâl Mahkemelerinin de kendisine baglanmasýyla “yargý” yetkisine de sahip
oldu.
* Erzurum Kongresi’nde askerlik mesleginden ayrýlan M. Kemal Paşa, milli irade
ile başkomutan oldu.
137
Tekâlif-i Milliye Emirleri (7 – 8 Agustos 1921)
Mustafa Kemal Paşa başkomutan olduktan sonra Türk ordusunu yapýlacak yeni
savaşa hazýrlamak amacý ile çalýşmalara başladý. Ordu asker sayýsý olarak yetersiz
oldugu gibi silah ve teçhizat bakýmýndan da çok zor durumda idi. Bundan dolayý
Mustafa Kemal Paşa, Tekalif-i Milliye Emirlerini yayýnladý. Çýkartýlan kanun ile Türk
ordusunun ihtiyaçlarýnýn karşýlanmasý ve savaş gücünün artýrýlmasý amaçlanmýştýr.
Sakarya Meydan Savaşý (23 Agustos - 12 Eylül 1921)
Yunan kuvvetleri 22 Agustos 1921'de Sakarya nehrini geçerek Türk kuvvetleriyle
karşýlaştýlar.
22 gün gece ve gündüz devam eden savaş 13 Eylül 1921'de Türk ordusunun
zaferiyle sona ermiştir.
Sakarya Savaşý’nýn Sonuçlarý
* 1683 Viyana bozgunu ile başlayan Türk gerileyişi Sakarya’da sona ermiştir.
* Türk ordusu ilk defa savunma durumundan taarruz durumuna geçmiştir.
* TBMM ile Kafkas Cumhuriyetleri arasýnda Kars Antlaşmasý yapýlmýştýr (13
Ekim 1921).
* Kars Antlaşmasý ile Türkiye’nin Dogu sýnýrý kesinlik kazandý.
* Fransýzlarla Ankara Antlaşmasý imzalanmýştýr (20 Ekim 1921).
* Yunanlýlar taarruz gücünü kaybettikleri gibi, Ingiltere desteginden de mahrum
kalmýşlardýr.
* Itilaf Devletleri TBMM’ye ateşkes ve barýş teklifinde bulunmuşlardýr.
Itilâf Devletleri’nin Barýş Teklifleri
2 Mart 1922 tarihinde Itilâf Devletleri Dýşişleri Bakanlarý Türk ve Yunan taraflarýna
ateşkes teklifinde bulundular. Yapýlan teklifte, “iki taraf arasýnda askersiz bölge
býrakýlmasý, her iki tarafýn asker ve silah bakýmýndan güçlenmemeleri, askeri
138
açýdan Türk tarafýnýn Itilâf Devletleri’nin denetimi altýnda bulunmasý ve
çarpýşmalarýn üç ay süreyle durdurulmasý” yer alýyordu. Böylece Türk ordusunun
taarruz hazýrlýklarý durdurulacaktý. Bu teklifler Yunanlýlar tarafýndan hemen kabul
edildi. Türk tarafý ise bagýmsýzlýk anlayýşýna ters düşen askeri denetim teklifini
kabul etmedigini bildirdi. Ateşkesin ancak memleketimizdeki yabancý kuvvetlerin
çýkmasýyla yapýlabilecegi belirtildi.
Büyük Taarruz
26 Agustos 1922'de taarruz başladý. 27 Agustos’tan itibaren Türk ordusunun
üstünlügü eline geçirmesi üzerine Yunan kuvvetleri geri çekilmeye başladý.
Aslýhanlar bölgesinde yapýlan bu savaşa Dumlupýnar Meydan Savaşý denilmiştir.
30 Agustos 1922 tarihinde de Yunan kuvvetlerinin tamamen yok edildigi ve
Başkomutan Mustafa Kemal’in dogrudan yönettigi savaşa Başkomutanlýk Savaşý
denilmiştir. Yunan kuvvetlerinin yeni bir savaş hattý oluşturmalarýna engel olmak
amacýyla M. Kemal Paşa, “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, Ileri!” emrini verdi.
Yunan kuvvetleri Izmir’e dogru kaçarken Türk ordusu 6 Eylül’de Balýkesir, 8
Eylül’de Manisa, 9 Eylül’de Izmir’e girdi. 17 Eylül’de ise Bandýrma’ya ulaştý. 18
Eylül 1922 tarihinden itibaren Anadolu’da artýk hiçbir Yunan kuvveti kalmamýştýr.
Büyük Taarruz’un Sonuçlarý
* Milli mücadele başarýya ulaşmýştýr.
* Anadolu’da Italyan ve Fransýz işgalinden sonra Yunan işgali de sona ermiştir.
* Kurtuluş Savaşý’nýn askeri safhasý başarýyla tamamlanmýştýr.
* Türk ordusu Çanakkale ve Izmit civarýnda Ingiliz kuvvetleri ile karşý karşýya
gelmiştir.
* Içte milli birlik ve bütünlük saglanmýştýr.
Mudanya Ateşkes Anlaşmasý (11 Ekim 1922)
Mudanya Ateşkes Anlaşmasý’na göre:
1. Türk - Yunan kuvvetleri arasýndaki savaş sona erecektir.
139
2. Yunan kuvvetleri Meriç nehrine kadar olan Dogu Trakya’yý 15 gün içinde
boşaltacaklardýr.
3. Dogu Trakya TBMM’nin jandarma kuvvetlerine býrakýlacaktýr. Ancak bu
kuvvetler 8.000'i geçmeyecektir.
4. Istanbul, Bogazlar ve çevresinin yönetimi TBMM Hükümeti’ne býrakýlacaktýr.
Itilaf Devletleri barýş yapýlýncaya kadar Istanbul’da kuvvet bulunduracaklardýr.
5. Barýş antlaşmasý yapýlýncaya kadar Türk silahlý kuvvetleri Çanakkale ve Izmit
yarýmadasýnda belirlenen çizgiyi geçemeyeceklerdir.
Mudanya Ateşkes Anlaşmasý’yla:
* Türk Kurtuluş Savaşý’nýn askeri safhasý sona erdi.
* Yeniden silahlý çatýşmaya girilmeden diplomatik başarýlarla Dogu Trakya ve
Istanbul kurtarýldý.
* Istanbul, Bogazlar ve çevresinin TBMM Hükümeti’ne býrakýlmasý ile Osmanlý
Devleti hukuken sona erdi.
Lozan Antlaşmasý
Lozan Konferansý’nda Alýnan Önemli Kararlar
Sýnýrlar
Suriye Sýnýrý : 20 Ekim 1921 tarihli Ankara Antlaşmasý’nda belirlenen sýnýrlar kabul
edilmiştir.
Irak Sýnýrý : Musul-Kerkük sorunundaki anlaşmazlýktan dolayý sýnýr
belirlenememiştir. Sýnýrýn daha sonra TBMM ile Ingiltere arasýnda yapýlacak ikili
görüşmelerle belirlenmesine karar verilmiştir.
Bogazlar
* Bogazlarýn idaresi, başkanlýgýný bir Türk’ün yapacagý uluslararasý komisyona
býrakýlmýştýr.
140
* Bogazlarýn her iki yakasýnda 20'şer km’lik askerden arýndýrýlmýş bölge
oluşturulmuştur.
* Oluşturulan askersiz bölgeye olaganüstü bir durum yaşandýgýnda Türkiye’nin
asker sokabilecegi kararlaştýrýlmýştýr.
* Bogazlardan ticaret gemilerinin serbestçe geçmesine karar verilmiştir. Savaş
gemilerine ise tonaj sýnýrlamasý getirilmiştir.
* Istanbul’daki işgal güçlerinin şehri bir buçuk ay içerisinde boşaltmalarý
kararlaştýrýlmýştýr.
Kapitülasyonlar
Lozan’ýn en çok tartýşýlan konusu, hiç taviz verilmeden çözülmüş ve
kapitülasyonlar kesin olarak kaldýrýlmýştýr.
Ermenistan Sorunu
Sevr Antlaşmasý ile Dogu Anadolu’da kurulmasýna karar verilen Ermeni Devleti’nin
kuruluşundan vazgeçilmiş ve bölgenin Türk topragý oldugu kabul edilmiştir.
Adalar
Oniki Ada Italyanlara, Bozcaada ve Gökçeada Çanakkale Bogazý’ný kontrol ettigi
için TBMM’ye, diger Ege adalarý ise Yunanistan’a verilmiştir. Yunanistan’ýn
Anadolu kýyýlarýna yakýn olan adalarý askeri amaçlarý için kullanmasý
yasaklanmýştýr.
Borçlar
* Duyun-u Umumiye (Genel Borçlar Idaresi) kaldýrýlacaktýr.
* Osmanlý Devleti’nden ayrýlan devletlere Osmanlý borçlarýndan hisse
verilecektir.
* Osmanlý borçlarýnýn büyük bölümünü TBMM ödeyecektir.
* Borçlar Türk lirasý olarak ve taksitler halinde ödenecektir.
141
Azýnlýklar
XIX. yüzyýl başlarýndan beri Türkiye’nin başýný agrýtan azýnlýklar sorunu
Türkiye’deki bütün azýnlýklarýn Türk vatandaşý kabul edilmesi ile çözümlenmiştir.
Azýnlýklara, Türk vatandaşlarýna tanýnan tüm haklar tanýnmýş, ayrýcalýklarý ise
kaldýrýlmýştýr. Türkiye’deki en kalabalýk azýnlýk durumunda bulunan Rumlarýn
Istanbul’dakiler hariç Yunanistan’a gönderilmesi kararlaştýrýlmýştýr. Buna karşýlýk
Batý Trakya hariç Yunanistan’da yaşayan Türklerin Türkiye’ye gönderilmesine
karar verilmiştir.
Yabancý Okullar
Türkiye’deki yabancý okullarýn baglý bulunacaklarý rejim Lozan’da bir esasa
baglanmýştýr. Buna göre yabancý okullar Türk kanunlarýna ve diger okullarýn baglý
bulunduklarý tüzük ve yönetmelik hükümlerine uyacaklardýr. Türk Hükümeti bu
okullarýn ögrenimini düzenleyecektir.
Savaş Tazminatý
Kurtuluş Savaşý’nýn en büyük sorumlusu durumunda bulunan, Anadolu’nun büyük
bir bölümünü tahrip eden ve Türk milletini iki yýl boyunca savaş felaketi ile karşý
karşýya býrakan Yunanistan savaş tazminatý olarak Karaagaç’ý Türkiye’ye
býrakmýştýr.
Patrikhane
I. Dünya Savaşý ve Kurtuluş Savaşý boyunca azýnlýklar ve dýş güçlerle birlikte
hareket eden Fener Patrikhanesi’nin, yabancý kiliselerle ilişki kurmamasý şartý ile
Türkiye’de kalmasý kabul edilmiştir.
142
22) Inkýlâplar
Atatürk Inkýlâplarýnýn Amaçlarý
1. Türkiye’yi muâsýr medeniyet seviyesinin üzerine çýkartmak
2. Modern Avrupa devletleri ile Türkiye’yi bütünleştirmek
3. Osmanlý Devleti’nden kalmýş ve halkýn ihtiyaçlarýna cevap vermeyen
müesseselerin yerine çagdaş müesseseler kurmak
4. Türkiye’de milli egemenlik ilkesini yerleştirmek
şeklinde sýralanabilir.
Saltanatýn Kaldýrýlmasý (1 Kasým 1922)
Saltanatýn kaldýrýlmasýyla;
* TBMM, Abdülmecid Efendi’yi halife seçerek, halifeligin devam ettirilmesini
saglamýştýr.
* Milli egemenligin gerçekleşmesi yolunda önemli bir adým atýlmýştýr.
* Saltanatýn kaldýrýlmasýyla devletin lâikligi konusunda ilk aşama
gerçekleştirilmiştir.
* Itilâf Devletleri’nin Lozan Konferansý’nda ikilik çýkarma planlarý sonuçsuz
kalmýştýr.
Cumhuriyetin Ilâný
29 Ekim 1923'te TBMM anayasa degişikligini kabul ederek yeni Türk Devleti’nin bir
Cumhuriyet oldugunu onayladý.
143
Cumhuriyetin Ilân Edilmesinin Sonuçlarý
* Yeni Türk Devleti’nin yönetim şeklinin Cumhuriyet olarak belirlenmesiyle 1921
Anayasasý’nda esaslý degişiklikler yapýlmýştýr. Türkiye’nin hükümet şeklinin
Cumhuriyet, dininin Islâm, resmi dilinin Türkçe oldugu şeklindeki madde
Anayasaya konulmuştur.
* Cumhuriyetin ilaný ile devlet rejiminin adý belirlenmiş, bu konudaki tartýşmalar
sona erdirilmiştir.
* M. Kemal Paşa, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkaný seçilmiştir.
Cumhurbaşkaný, ilk Cumhuriyet hükümetini kurma görevini Ismet Paşa’ya vermiş,
Fethi (Okyar) Bey de TBMM Başkanlýgý’na seçilmiştir.
* Cumhurbaşkaný’nýn seçilmesiyle devlet başkanlýgý sorunu çözüme
kavuşmuştur.
* Meclis hükümeti yerine kabine sistemi getirilerek, yürütme işlerinin
gecikmemesi saglanmýştýr.
* Milli Mücadelenin başýndan beri amaçlanan ulusal egemenlik düşüncesi
başarýlý olmuş, çagdaşlaşma yolunda da önemli bir adým atýlmýştýr.
* Cumhurbaşkaný seçimini Meclisin yapacagý kesinleşmiştir.
Halifeligin Kaldýrýlmasý
Halifeligin Kaldýrýlmasýnýn Nedenleri
* Saltanatýn kaldýrýlmasý ve Vahdettin’in ülkeyi terketmesinden sonra TBMM,
Abdülmecit Efendi’yi halife seçti. Çünkü kamuoyu henüz halifeligin kaldýrýlmasýna
hazýr degildi. Halbuki, Cumhuriyetin ilâný ve devlet başkanýnýn seçilmesi ile
halifeligin rolü kalmamýştý.
* Saltanatýn kaldýrýlmasý ve Cumhuriyetin ilanýndan sonra eski rejim
taraftarlarýnýn sýgýnabilecekleri tek güç olarak halifelik kalmýştý.
* Bazý TBMM üyeleri, halifeyi milletin üzerinde görmeye başlamýşlar, “TBMM
Halifenin, Halife de TBMM’nindir.” şeklinde propagandalara girişmişlerdi.
* Türkiye, çagdaşlaşma yolunda olduguna ve laikligi amaçladýgýna göre
halifeligin böyle bir rejimde yeri yoktu.
144
Bütün bu sebeplerden dolayý 3 Mart 1924 günü alýnan bir kararla halifelik kaldýrýldý.
Ayný gün;
* Şer’iye ve Evkâf Vekâleti kaldýrýldý. Böylece lâik devlet yolunda önemli bir adým
atýldý. Daha sonra yerine Diyanet Işleri Başkanlýgý ve Vakýflar Genel Müdürlügü
kuruldu.
* Erkân-ý Harbiye-i Umumiye Vekâleti Kaldýrýldý. Böylece Genelkurmay
Başkanlýgý’nýn hükümet ve siyaset dýşýna çýkmasý saglandý.
* Osmanlý Hanedaný’nýn Türkiye Cumhuriyeti sýnýrlarý dýşýna çýkarýlmasý
kararlaştýrýldý.
Dostları ilə paylaş: |