10. UÇAn süPÜrge uluslararasi kadin filmleri festivali



Yüklə 323,31 Kb.
səhifə2/4
tarix28.07.2018
ölçüsü323,31 Kb.
#61450
1   2   3   4

SÖYLEŞİLER

* Anneliğin Halleri


* Bizim Feminizmimize Ne Oldu?

1 SİNEMAMIZ


Bu bölüm, her yıl festival kapsamında Uçan Süpürge Onur Ödülü ve Bilge Olgaç Başarı Ödüllerini alan yönetmen, oyuncu veya senaristlerin filmlerinden oluşuyor. Bu yıl Sinemamız bölümünde 4 film yer alıyor. Bu filmlerden ikisi, festivalin açılış gecesinde Bilge Olgaç Başarı Ödüllerinden birini alacak olan Güler Ökten’in de rol aldığı, Uçan Süpürge Onur Ödülü’nün bu yılki sahibi Müjde Ar’ın başrolünü oynadığı “Afife Jale” ve “Asiye Nasıl Kurtulur?” Diğer ikisi ise Müjde Ar denince akla ilk gelen iki unutulmaz film: “Adı Vasfiye” ve “Teyzem”.
1.1 Adı Vasfiye, Atıf Yılmaz, 1985

Oyuncular: Müjde Ar, Aytaç Arman, Yılmaz Zafer, Macit Koper, Levent Yılmaz, Erol Durak, Suna Tanrıverdi, Ali Rıza Ölbilgiç, Oktay Kutluğ

Senarist ve yönetmen Barış Pirhasan, Necati Cumalı’nın “Ay Büyürken Uyuyamam” adlı eserindeki beş öyküyü bir araya getirerek yazdı Adı Vasfiye’nin senaryosunu. Kadın filmlerinin usta yönetmeni Atıf Yılmaz da bu senaryoyu unutulmaz bir filme dönüştürdü. Bu filmde anlatılan, Vasfiye’nin öyküsü. Daha doğrusu, dört ayrı erkeğin; Şoför Emin, iğneci Rüstem, Hamza abi ve doktor Fuat’ın kendi ‘Vasfiye’lerinin öyküsü: Vasfiye, kendisine çocukluğundan beri aşık olan Emin'le evlenir. Ancak, Emin zamanla sert ve bencil bir erkek olup çıkar. Vasfiye de bu arada iğneci Rüstem'le ilişki kurar. Emin, iğneci Rüstem'i bıçakla yaralar; Rüstem topal kalır, Emin de hapse düşer. Vasfiye, karşısına çıkan yaşlı Hamza’yla evlenir. Ama, hapisten çıkan Emin, Vasfiye'nin peşini bırakmaz. Hamza’dan boşanan Vasfiye bu kez doktor Fuat'la aşk yaşamaya başlar. Emin, sonunda pavyona düşen Vasfiye'yi bir türlü bırakmayacaktır. Adı sahiden Vasfiye midir bu kadının? Böyle biri gerçekten var mıdır? Yoksa onun varlığında temsil edilen tüm kadınların muhtemel öyküleri midir anlatılan?..



    1. Teyzem, Halit Refiğ, 1986

Oyuncular: Müjde Ar, Tomris Oğuzalp, Haldun Ergüvenç, Yaşar Alptekin, Mehmet Akan, Serra Yılmaz, Ayşe Demirel.
Ürkütücü üvey babası, silik bir figür olan annesi ve ‘yüzyıllık yalnızlığıyla’ gencecik bir kız olan Üftade, kafesteki kuş gibi, daracık dünyasında çırpınıyordu. O bu eve ait değildi, bu hayat, bu aile onun değildi sanki. Hayalleri başka, özlemleri başkaydı. Kurtuluşu delice sevdiği Erhan’ın elinden olabilirdi ancak. Peki bu, Erhan’ın umurunda mıydı? 7 yaşındaki Umur, teyzesinin Erhan takıntısının ve hep onu sayıklayan halinin tanığıydı. Teyzesi Erhan’a, Umur ise teyzesine ‘aşık’tı, umutsuzca. Sonrasında teyze Üftade’nin mutsuz evliliği, üvey baba tarafından taciz edildiğini gördüğü kabusları, hallüsinasyonları arttırdı; ve yalnızlığı öyle derinleşti ki, o derin kuyulardan seslendiği biricik yeğeni teyzesinin sesini zor duyar oldu: “Umuuuurrr... Umuurrr...”

1.3 Asiye Nasıl Kurtulur, Atıf Yılmaz, 1986

Oyuncular: Müjde Ar, Güler Ökten, Ali Poyrazoğlu, Hümeyra Akbay, Nuran Oktar, Yaman Okay, Füsun Demirel.


Film, bir genelevde telaşlı bir koşturmaca ile başlar. Hazırlıklar elbette önemli konuklar içindir. Fuhuşla Mücadele Derneği Başkanı Seniye Gümüşçü, bir seks işçisinden Asiye adıyla imzalanmış bir mektup almıştır; “kurtarıcı” sıfatıyla bu “yoksul fakat namuslu kızların” düşmüş ya da düşürülmüş oldukları yere gitmeye, Asiye’yi ziyaret etmeye karar verir. Gider ve görür ki genelevde Asiye adında biri yoktur. Bunun üzerine, “İnsan her koşulda direnebilir” diye düşünen Seniye Hanım’a genelev çalışanları tarafından bir oyun teklif edilir. Oradaki kadınların katılımıyla Asiye’nin hayatı canlandırılacak ve dönüm noktalarında, hayati önem taşıyan seçimlerde Seniye Hanım’a sorulacaktır: “Asiye şimdi ne yapsın?” Bu oyun boyunca, Asiye’nin fuhuş yapmadan hayatını sürdürebilmesinin yolları aranır. Ne var ki, Asiye’yi ya da Asiyeleri kurtarmak sanıldığı kadar kolay değildir.



    1. Afife Jale, Şahin Kaygun, 1987

Oyuncular: Müjde Ar, Güler Ökten, Tarık Tarcan, İlkay Saran, Macit Koper, Alev Sezer, Şahika Tekand, Güzin Çorağan, İsmet Ay.

Bu filmde, Afife Jale’nin gerçek yaşam öyküsünü izleyeceksiniz. Yalnızca yabancı kadınların sahneye çıkabildiği Osmanlıların son döneminde, tiyatro tutkusunun önüne kimselerin geçemediği Afife’nin, baskılara boyun eğmeyip kendini sanatla nasıl var ettiğini göreceksiniz. Babasının karşı çıkmasına rağmen, tiyatro hayalinin peşinden inatla giden; kolluk güçleri tarafından sahneden zorla indirilip hakaret edildiği halde yolundan dönmeyen; sevdiği genci savaşa gönderip yalnız kalınca, bu yalnızlığa bir de çevre baskısı eklenince iyice dayanılmaz hale gelen baş ağrılarını morfinle dindiren doktorunun marifetiyle morfine alışan; bestekar Selahattin Pınar’la evliliğinde de aradığını bulamayan ve sonunda yaşamı bir akıl hastanesinde son bulan Afife Jale’nin bu inişli çıkışlı yolculuğunu izlerken, bir kadının başkaldırısına, cesaretine, gücüne tanıklık edeceksiniz; satır aralarında ise ödenen bedellere, yıkılan hayallere ve aşkın ‘huysuz ve tatlı’ haline…


2 BİR ÜLKE: MACARİSTAN


Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin değişmez bölümlerinden “Bir Ülke”, bu sene Macaristan sinemasından örnekler sunuyor festival seyircisine. Macaristan sineması, kendi özgün dilini ve tarzını yaratmış olan Marta Meszaros ve Judith Elek gibi öncü kadın yönetmenlerin eserleriyle dünyaya tanıtıyor kendini. Ildiko Enyedi ise genç Macar sinemasının dönüm noktalarından biri kabul ediliyor. 5 uzun, 2 belgesel, 2 kısa ve 1 animasyon filmin yer aldığı bu bölüm, Macaristan Büyükelçiliği’nin katkılarıyla hazırlandı.
2.1 Uyanış/Awakening, Judit Elek, 1994

Oyuncular: Fruzsina Eszes, Judit Hernadi, Andras Kern, Sandor Zsoter, Mate Elek.

Ödüller: 1996-Salerno Uluslararası Film Festivali Büyük Ödülü


1952 yılında, Budapeşte’deyiz. Ana karakterimiz, annesini henüz kaybetmiş olan 13 yaşındaki Kati. Bu gerçeği idrak etmeyi başarıyor gibi görünmüyor Kati. Ölümü kabullenmek o kadar kolay mı! Kocaman gözlü, at kuyruklu, ve sevgi için dinmeyen bir arzuya sahip bu küçük kız bu duruma bir çare bulacak: Annesini canlandıracak. Anne yeniden yaşamaya ve hareket etmeye başlayacak. Ve yaşamla ölümün büyük soruları, tartışmalarının baş köşesine kurulacak...

2.2 Sevgililerime Günce/Diary for My Loves, Márta Mészáros, 1987

Oyuncular: Zsuzsa Czinkoczi, Anna Polony, Jan Nowicki, Pal Zolnay, Mari Szemes, Erzsebet Kutvolgy.

Ödüller: 1987-Berlin Uluslararası Film Festivali Gümüş Ayı

Üvey annesiyle geçinemeyen 18 yaşındaki Juli halen bir Sovyet hapishanesinde olduğuna inandığı babasını görmek ister. Bir film okulu bursu ile Moskova’ya giden Juli orada babasına benzeyen Janos’la tanışır. Ancak, Janos politik nedenlerden dolayı hapse atılır. Juli diplomasını almak için ilk filmini çekmeye çalışırken Stalin ölür ve Janos hapisten çıkar. Juli bu arada babasının 1944’te hapishanede öldüğünü, itibarının ise iade edildiğini öğrenir. Juli filmini bitirdiğinde ülkesi Macaristan’dan isyan haberleri gelmektedir ancak sınırlar kapatıldığı için Juli’nin ülkesinde dönmesi imkansızdır.


2.3 Kaçış/Escape, Lívia Gyarmathy, 1996
Oyuncular: Daniel Olbrychski, Artur Zmijewski, Barbara Hegyi, Kzysztof Kolberger,

Zsolt László, Andor Lukáts, Ádám Schnell.


1950’de, savaştan beş yıl sonra Macaristan’da insanlar yargısız infaz yoluyla gizlilik içinde tutuklanır ve adı gaddarlıkla anılan Gulag kampına hapsedilirler. Bu insanlar neden bu kampta olduklarını ve orada ne kadar kalacaklarını bilmemektedir. Bu film, imkansız olanı, yani o kamptan kaçmayı deneyenlere dair bir anlatı. Bu, gizli kampın varlığından dünyayı haberdar etmek için yoldaşlarının ismini ezberleyen habercinin öyküsü. ‘Kaçış’, Stalinist Gulag sisteminin paranoyak, aşağılayıcı, onur kırıcı atmosferini kavramaya çalışıyor. Bu dünyada, bekçiler bile birbirine güvenmiyor. Küçük iyiliklerin karşılığını ödemenin tek yolu ise ihanet, hayatta kalmak için…



2.4 Urlicht/Urlicht, Diana Groó, 2006

Oyuncular: Kati Lazar, Adel Jordan, Ferenc Elek, Eszter Biro, Gabor Robert, Gabor Fischer, Armin Ivan Daniel.


Auschwitz’e gönderilen Yahudilerin doluştuğu trenler üzerine yapılmış trajik sahnelerle dolu birçok film var. Bu filmde ise, toplama kamplarından kurtulanlardan birinin torunu, ailemle birlikte yolculuk yaparken bir rüya görüyor... Mahler’in 2. Senfonisi eşliğinde çarpıcı bir öykü...
2.5 Salon Danslar/Ballroom Dancing, Livia Gyarmathy, 2003

Salon Dansları, dans sevenlerin kaçırmaması gereken bir belgesel... Yaşlı bir dans öğretmeni haftada bir gün ders vermek için şehir dışındaki bir bölgeye gitmektedir. Bu dersler orası için büyük sosyal etkinliklerdir; öğretmenler, postacılar ve domuz çiftliklerindeki işçiler, eski ayakkabılarıyla değiştirdikleri kaliteli deri ayakkabılarını giyerek bir günlüğüne de olsa kendilerini başka bir dünyada hissederler. Salon Dansları, açıklama ve diyalogları en az düzeyde tutarak, bu görkemli ortama ve insanların, acemice olmasına rağmen ihtişamlı görünen süzülüşlerine odaklanıyor.




2.6 Leyleğimiz/Our Stork, Lívia Gyarmathy, 1999

Bir leyleğin 29 dakikalık hikayesi bu. Havalar soğuyup diğer leylekler Afrika’ya yapacakları uzun yolculuk için köyden ayrıldıklarında, leyleklerden biri onlarla gitmez ve bir nöbetçi gibi köyde kalır. Burası, küçük bir Macar köyüdür, karakterler ise köyün sakinleri… Geride kalan leylek herkesin ilgi odağı olur ve çok geçmeden köy halkından biri haline gelir. Sonbaharın ardından gelen soğuk kış aylarında leylek köylülerin alışkanlıklarını öğrenmeye çalışır ve ilkbaharın gelmesini beklerken insan varlığının niteliklerini anlamaya başlar. İlkbahar kendini göstermeye başlayınca diğer leylekler de geri döner. Bu, leyleğimizin gerçek bir leylek yaşantısına dönüşüdür aynı zamanda. Başka bir leyleğe aşık olmalı ve diğerleri gibi yavruları olmalıdır.



2.7 Benim 20. Yüzyılım/My 20th Century, Ildikó Enyedi, 1988

Oyuncular: Dorota Segda, Oleg Jankovskii, Paulus Manker, Péter Andorai

Ödüller: 1989-Cannes Film Festivali Altın Kamera Ödülü
1899’un yılbaşı gecesi, henüz bebek olan Dora ve Lili adlı ikizler birbirlerinden ayrılmıştır. Yirminci yüzyılla birlikte Macaristan’a gelene kadar değişik yollardan geçmişlerdir. Dora bir dolandırıcı, Lili ise bir anarşist olmuştur. Macaristan’a vardıklarında trenden aynı anda inerler ancak ayrı kalmaya devam ederler. Yeni yüzyılın teknolojileri ve buluşlarına takıntılı garip bir aristokrat olan Bay Z. kızları hemen tanır. Dora ve Lili, Bay Z. için ‘kusursuz kadın’ temsilinin ifadesidir. Aynalı labirentte birin aslında iki olduğunu anlar ve kızlar onun için artık çok önemli değildir. Bay Z. yalnız kalmıştır. Zaman geriye doğru akmaya başlar, Edison’ın yolladığı ilk telgrafta “Dünya harika bir yer” dediği ana kadar.
2.8 İkinci El Hayaller/Seconhand Dreams, Orsolya Báthory, 2004

Oyuncular: Ferenc Elek, Zsuzsanna Horváth, Zsolt Huszár , Zsolt László, Kata Pálfi, Roland Rába, Andrea Takáts.

Ödüller: Aubagne Uluslararası Film Festivali En iyi Kısa Film Ödülü, 2006

Évora Uluslararası Kısa Film Festivali Organizasyon Ödülü, 2005

Brigi, bir metro istasyonunun bitişiğindeki ikinci el kitap satan küçük bir kitapçıda çalışmaktadır. O günün de diğer günlerden farkı yoktur; insanlar ve kitaplar gelir ve gider: Yandaki tezgahta çalışan ve romantik bir cep kitabının cinsel hayatını geliştirebileceğini hiç düşünmemiş olan manav Tibi; her seferinde istenmediği bir yerlerde bulunmayı başaran mahallenin evsizi JC; çalıntı plaklar satan ve kitap da çalan çılgın ‘çantalı adam’; için için Brigi’ye aşık olan gözlüklü çocuk ya da en beklenmedik anlarda fırtına gibi içeriye dalan ve kızının sorunlarını bir çırpıda çözmek isteyen Brigi’nin annesi... Ancak Brigi farklı yüzlerin ve farklı hikayelerin özlemini çekmektedir. Bir gün, acı çektiği belli olan garip bir kadın dükkana gelir ve elindeki değerli özel basım kitapları düşük bir ücret karşılığında alması için Brigi’yi zorlar. Brigi, bu pahalı antika kitapların arasında adı bile olmayan, bilinmeyen bir kitap bulur. Yoksa... kitap mı onu bulmuştur?..

2.9 Asla Asla/Never Never Gypsyland, Kati Macskássy, 2004

Ödüller: Kahire Uluslararası Film Festivali Jüri Özel Ödülü, 2005


Çingene Romani masalı, özgürlük arzusu üzerinedir. Bir çingene mahallesinde yaşayan çocuklar oturup dinlemekte oldukları bu efsaneyi hayallerinde canlandırarak siyah-beyaz, tekdüze hayatlarını canlı renklere boyarlar. Dinledikleri öykü ve rengarenk boyadıkları gerçeklik olgusu, acı dolu hayatlarını onlar için yaşanabilir kılmaktadır... Çocuklar için yaptığı çalışmaları “animasyon belgeseli” adı altında yeni bir tür olarak ortaya çıkaran Macskassy’den masal gibi bir canlandırma...



Yüklə 323,31 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin