in hüm illâ kel en'ami belhüm edallü sebiyla hayır onlar sürü içgüdüsüyle davranan hayvanlar gibidirler. Hatta yoldan sapmak konusunda daha da beterdirler.
Evet dostlar vahiy, iç güdüleriyle hareket edenlerin akli ve kalbi yetilerinin köreleceğini ve sonuçta bunun da insanlıktan çıkma anlamına geleceğini ifade ediyor. Yani akli ve kalbi yetenekleri körelenler nihayetinde diğer canlıların durumuna düşerler. Hayvanlaşırlar diyor.
Bu ayet bir önceki ayetle birlikte mütalaa edilmeli mutlaka. Yani iç güdüsünü tutkusunu tanrı edinen tip aslında aklını ve yüreğini devre dışı bırakmış, kendini insan eden taraflarını kendi öz elleriyle yok etmiş ve kendisini sürüleştirmiş, sürü güdüsüne teslim olmuş, yığınların içine, arasına teslim olmuş bir tiptir. Bu tip sürü güdüsüyle hareket eder. Yani koyun gibi. Bir tutam otun arkasına bin koyunluk bir sürüyü çekmek mümkindir. Hiç sormazlar nereye gidiyoruz, nereden geliyoruz, kimin ardına düştük, bu bir tutam ot bize yeter mi? Bunun arkasından çok ucuz değil mi diye sormazlar. Bunu sorabilecek akıl zaten vahye teslim olur.
Aslında burada referans sistemimize de bir atıf var. Sem’iyyat ve Akliyat. Sem’iyyat; vahiy, Akliyat; o vahyi algılayan aklımız. Yani iki temel referans. Hakikate götüren iki temel referans. Adeta bir lokomotifin iki rayı gibi. İlahi vahiy, seliym akıl. Bunların ikisi de aynı yere doğru götürür insanı, eğer insan ikisi üzerinde hareket eden bir lokomotif olursanız hakikate doğru yolculuğunuz istikametle devam eder.