Kul ma es'elüküm aleyhi min ecrin illâ men şâe en yettehıze ila Rabbihi sebiyla Ey peygamber, ben bu davet karşılığında dileyen kimsenin rabbine doğru bir yol tutması dışında sizden herhangi bir ücret talep etmiyorum, istemiyorum de.
illâ men şâe buradaki ibare, dileme fiili iki özneyi de görüyor. Beşeri iradenin ilahi hidayeti celbetmede ki belirleyici rolüne bir atıf var burada. Vermeyi dilemeseydi, dilemeyi vermezdi. Onun için dileyen kimsenin hidayetini diler. Dileyen kimsenin de dalaletini diler. Yani sen dalaleti dilersen O da senin için senin dileğini diler. Çünkü iradeyi veren O’dur, O aslında irade vermekle senin dileğine hürmet göstereceğini ifade buyurmuştur. Burada ki nükte de budur.
58-) Ve tevekkel alel Hayyilleziy lâ yemutü ve sebbih Bi hamdihi ve kefa Bihi Bi zünubi ıbadiHİ Habiyra;
Ölümsüz Diri'ye (özellikleriyle hakikatin olana) tevekkül et; Bi-HamdiHİ (O'nun Hamdı olarak) tespih et! Kullarının suçlarına, Habiyr (vâkıf) olması yeterlidir! (A.Hulusi)
58 - Ve o hayyi lâ yemuta tevekkül (ve itimat) kıl da ona hamd ile tesbih eyle, kullarının günahlarına onun habîr olması yeter. (Elmalı)
Dostları ilə paylaş: |