12 EYLÜL KALINTISI KILIK KIYAFET YÖNETMELİĞİNE KARŞI SERBEST KIYAFET, TEK TİPLEŞTİRMEYE KARŞI ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ!
AKP Hükümetinin 12 yıllık iktidarı sürecinde demokratikleşme adına attığı tüm adımların göstermelik olduğu ortadadır. 12 Eylül askeri darbesinin yarattığı kurumların, yasakların ve anti demokratik uygulamaların halen devam ettiği bir süreçte, insanca yaşam, eşitlik, özgürlük ve barış taleplerimiz faşizan yöntemlerle bastırılmaya çalışılmaktadır. Hak mücadelesi yürütenlere, sendikalara, kadınlara, Alevilere, Kürtlere ve tüm ötekilere yönelik her geçen gün artan baskıcı ve otoriter tutumu artık net bir biçimde görülmektedir. AKP Hükümetinin özgürlük ve demokrasi derdi ancak bunu talep eden toplum kesimlerinin ısrarı ve gücü kadardır.
Bir yandan toplumsal yaşamda halkı sefalete, her türlü ahlaki ve siyasi yozlaşmaya mahkûm eden AKP, kamusal yaşamı zaptu rapt altına almak istemektedir. Bu çerçevede başta eğitim alanı olmak üzere tüm kamuyu dinsel ritüeller üzerinden yeniden şekillendirme ve kendi zihniyetinde bir toplum inşa etme çabalarına devam etmektedir. En son 19. Eğitim Şurasında eğitimin geleceğine yönelik alınan kararlar AKP’nin bu konudaki kararlılığını ortaya koymakta, kamusal alan üzerinden tek tip toplum inşa etme çabası hız kesmeden devam etmektedir. Vesayet rejimini yıkmak iddiası ile ortaya çıkan AKP giderek kendi vesayetini oluşturmuş, uyguladığı neoliberal politikaların üstünü örtmek için dini inançları bir araç olarak kullanmayı bu güne kadar başarılı bir şekilde sürdürmüştür.
Diğer taraftan kamudaki çalışma koşullarına bakıldığında AKP Hükümetinin özgürlük ve demokrasi anlayışındaki iki yüzlülük açıkça görülmektedir. Yargı kararlarına ve Türkiye’nin altına imza attığı uluslararası sözleşmelere rağmen, kamu emekçilerinin grev hakkı bugüne kadar güvence altına alınmamıştır. Sahte bir toplu sözleşme süreciyle yandaş Memur-Sen’le kamu çalışanlarını oyalayan, kamu çalışanlarının ekonomik, sosyal ve özlük haklarında yaptığı düzenlemelerde kamu çalışanlarının görüşlerini dikkate almayan, ayrımcı ve kayırmacı yaklaşımlarla kadrolaşan, bir Hükümetin çalışma yaşamının demokratikleşmesi konusunda iyi niyetli olduğu söylenemez.
Birçok konuda kamuda anti demokratik uygulamaya imza atan AKP Hükümetinin özgürlükler adına attığı adımların “kendi zihniyetine özgürlük” adına attığı adımlardan ibaret olduğu ortadadır.
Çalışma yaşamının özgürleşmesi ve demokratikleşmesi, kamu çalışanlarının tüm haklarının güvence altına alınması, sendikaları aracılığıyla düşüncelerine başvurulması, grev hakkının güvenceye kavuşturulması, özgür toplu pazarlık sisteminin kurulması ve gerçek kılık kıyafet serbestîsinin sağlanmasıyla yani gerçek bir demokrasi ile sağlanacaktır. Bütün yurttaşların ortak alanı olan kamusal alanın, tekçi bir anlayışla korunup kollandığı bir alana dönüştürülmesi demokrasi olarak yutturulmaya çalışılmaktadır.
Büro Emekçileri Sendikası olarak, kamuda ayrımcılığın, eşitsizliğin, ötekileştirmenin karşısında olmaya ve tek tipleştirmeye karşı bu güne kadar olduğu gibi bundan sonrada mücadele etmeye devam edeceğiz.
Kurulduğumuz günden bugüne kadar her türlü statükoya karşı çıkan sendikamız, bugün de AKP’nin getirdiği yeni dayatma, tek tipleştirme çabalarına ve statükoya karşı direnmeye devam edecek iradeye sahiptir.
Kamu hizmeti veren emekçilerin kılık ve kıyafeti, kamudan hizmet almaya gelen yurttaşlarda eşitsizlik algısı yaratmayacak şekilde olmalıdır. Bu çerçevede sendikamızın 17.10.2014 tarihi itibariyle başlattığı işyerlerine serbest kıyafetle gitme eylemi bir yıl süreyle devam edecektir.
İNSANCA YAŞAM, GÜVENCELİ İŞ, GÜVENLİ GELECEK ÖZGÜR BİR TOPLUSÖZLEŞME VE GREV HAKKI EŞİTLİK, ÖZGÜRLÜK, BARIŞ VE ADALET İSTİYORUZ!
BÜRO EMEKÇİLERİ SENDİKASI MARDİN ŞUBESİ
Dostları ilə paylaş: |