inne ehleha kânu zâlimiyn çünkü oraların halkı çoktan hadlerini aşmış bulunuyorlar. Zâlimiyn haddi aşmış olanlar şeklinde çevirmek boşuna değil. Zulüm bir şeyi yerinden etmektir. Kelime manası bu. Zâlemu en fusehüm der Kur’an bir çok yerde. Kendilerine zulmettiler. Burada zulmün öznesi de, nesnesi de insanın kendisi. Her ne kadar en fusehüm yoksa da özne de nesne de kendisi. Yani onlara zulmeden kim? Yine kendileri. Kendilerini yanlış yere koymakla kendilerine zulmettiler. Bir şeyi yerinden etmekti ya. Kendilerini yanlış yere koydular. Eşyayı ve hayatı yanlış yere koydular. Haddi aştılar yani.
Hayatın yasasını çiğnediler Lût kavmi. Hayatın yasası vardı. Bu yasa belliydi, insanın çoğalma sistemi belliydi ve insanın cinsel ihtiyaçlarını giderme yöntemi belliydi. İşte bu yasayı çiğnedikleri için böyle cezalandırıldılar. Aslında kerametlerini çiğnediler. Yüceliklerini çiğnediler. Allah’ın kendilerine yüklediği değeri beş paralık ettiler.
32-) Kale inne fiyha Luta* kalu nahnu a'lemu Bi men fiyha* lenünecciyennehu ve ehlehu illemraetehu, kânet minel ğabiriyn; (İbrahim) dedi ki: "Muhakkak ki orada Lût var?" Dediler ki: "Orada kim olduğunu biliriz... Mutlaka Onu ve Onun ailesini kurtaracağız... Karısı hariç; o geride kalanlardan oldu." (A.Hulusi)
32 - «Onda Lût var a» dedi, biz dediler: onda kim var olduğunu pek âlâ biliriz, her halde onu ve ehlini kurtaracağız, ancak karısı ötekilerden oldu. (Elmalı)