13. AĞIr ceza mahkemesi ( cmk 250 maddesi İle yetkiLİ ) duruşma tutanağI


Duruşmaya 13.30’a kadar ara verildi



Yüklə 0,76 Mb.
səhifə3/11
tarix02.08.2018
ölçüsü0,76 Mb.
#66114
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

Duruşmaya 13.30’a kadar ara verildi

Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu,

Bu arada bir kısım sanıklar müdafileri avukat Hikmet Fırat Arslan, Cihan Öztugay, Saim Tuğrul, Zeynep Küçük, Gönül Kerinçsiz, Nevzat Çetin, Vural Ergül, Mehmet Taşdelen, Necip Yenişan, Hüseyin Buzoğlu ile tutuksuz sanık Aykut Metin Şuke’nin geldikleri görülmekle huzurdaki yerlerine alındı.

Sanık Ferit İlsever’in sorgu ve savunmasının tespitine, diğer sanıklar ve müdafilerinin alınacak beyanları ve talepleri dikkate alınarak, bu oturuma mahsus olmak üzere son verildi.

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk söz istedi verildi; Sayın başkanım müsaadenizle muhtemelen dördüncü iddianame olarak önümüzdeki günlerde size sunulacak yine iddianameyle ilişkili olarak hakkımdaki bir şahsın beyanlarını gazete haberi üzerinden size aktarmıştım ancak şimdi esprili polis arkadaşlarında dikkatle hazırladıkları ifadeden şahsıma ibaret bölümü aktarmak zorundayım tarih 28 Şubat 2009 ifadesi alınan şahıs tekke ve zaviye kanununa muhalefet suçundan sabıkalı Ali Kalkancı sayın başkanım daha öncede söylemiştim şahıs benim kendisinin gizli ortağım olduğunu beyan etmiş ve ifadede bu şekilde kayda geçmiştir. Tekrar söylemek istiyorum şahısla ilgili hiçbir ortaklığım olmamıştır. Ticari anlamda da, arkadaşlık anlamında da hiçbir ortaklığım, gizli ortaklığım, açık ortaklığım olmamıştır. Şahsın beyanına göre ben şahısla 2002 yılında tanışmışım ama şahıs açmış olduğu firmanın beni ortak ettiği gizli ortak ettiği tarih”



Mahkeme Başkanı " Mehmet Zekeriya bey daha bunun iddianamesi açılmamış değil mi yani bu”

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk “ sayın başkanım doğru söylüyorsunuz da şimdi şöyle burada bulunduğum sürece mecbur kalarak savcılar ve kollu gücü kendilerini zorunlu hissederek ya bir gizli tanık ortaya atıyorlar, yada açık tanık ortaya atıyorlar olmayan şeyi söylüyorlar şimdi bu hiç adil değil sayın başkanım yani hukuki olmasını geçiyorum kanuni olmasını geçiyorum bu itibar infazı 90’lı yıllarda PKK terör örgütü gözüne kestirdiği bir güvenlik görevlisini öldürmeden önce bu yöntemleri uygulardı. Özel hayatını, ahlaki değerlerini, namusa ait değerleri bir şekilde gündeme getir daha sonra bir şekilde infaz ederlerdi. Sonrada bunlar duyulmazdı infaz edilmek meselesi değil ülke infaz ediliyor. Ülke infaz ediliyor. Siyasi partiler bir birine girdi, ortalık ayağa kalktı sayın başkanım mahkemenizin de konusu olan konular üzerinden bugün ülke infaz ediliyor. Benim ismimin hiçbir önemi yok ki buradaki şahısların öncelikle bir önemi yok ama gerçek şu önüne gelen hukuksuz, kanunsuz şekilde ifade alıyor, gizli tanık oluşturuyor sonradan da bizim üzerimizden ülkenin değerleri ülkenin kurumları yıpratılıyor. Ben şahsen burada olmaktan 19 ay bitti 20. ayımdayım tutukluluğumun kendi adıma üzüntümün yanı sıra kuruma verdiğim eski görev yaptığım kuruma verdiğim, ülkenin insanlarının zihniyetine, milli değerlerine, önemli değerlerine, kutsal değerlerine zarar verdiğim içinde ben üzüntü duyuyorum müsebbip ben değilim, müsebbip bunu bugün yaratanlar ancak bu mahkeme beni burada tuttuğu sürece bu kaynak kullanan şahıslar kurum, savcılık veya polis teşkilatı bir şekilde sizin beni burda tutmanızdan faydalanarak evet bu adam burada 20 aydır devam ediyor ben daha da üstüne gideyim bunu da ekleyeyim, bunu da ekleyeyim diye dayanılmaz bir azaba dönüyor söylediğim iki sebepten dolayı ha ismim var evet bir profilim var, benim önceden askerdim 8 yıldır da bir şekilde basın sektöründe, gazetede köşe yazarlığı, dergide yazdım, televizyon vesaire profilim uygun eski asker olmam sebebiyle köşe yazıp hükümete muhalefet etmem sebebiyle profilim uygun birazdan bunu da açıklayacağım doğru haklısınız iddianame size gelmedi ama üç iddianame kabul ettiniz bakın üçüncü iddianame kabul etmiş olduğunuz iddianamede ikinci bölümünde beyanın ikinci bölümünde onla ilgili talebimde olacak facia ifadeler var hakkımda ki ben size ilk gün burada kendi adıma savunma yaparken 4 Aralık 2008’de elimle Kürdistan post com internet sitesinde bir şahsın askerim olduğunu söyleyerek yapmış olduğum sözde infazları anlatıyor demiştim bunu verdim size şahsınıza mahkemenize sundum. Arkasından uluslar arası ceza mahkemesinin yaptırımlarını aktardım burada savunmamın içerisinde inandığım değerler ölçüsünde, ülkeme inancım ölçüsünde, eski kurumuma inancım ölçüsünde, bu toprakların sınırına inancım ölçüsünde bu toprağın insanının değerlerine inancım ölçüsünde buna anlatmaya çalıştım ve uluslar arası ceza mahkemesinin yine Mazlumder derneği tarafından yazılan bir yazıyla savcılara kalkın uluslar arası ceza mahkemesini şikayette bulunun diye internetten yazı yayınlandığında size tekrar aktardım burada savunmamda bugün geldiğimiz nokta daha vahim bir şekilde daha karanlık bir tablo şekilde karşımda şimdi ben kendimi savunmazsam bir kendimi savunmamış olacağım birde benim dışımdaki bana benzer insanlara haksızlık etmiş olacağım ben savunmayayım, bunu ben söylemeyeyim ne zaman söyleyeyim sayın başkanım 6-7 ay daha bekleyip dördüncü iddianameye kadar beni yerden yere vursunlar ve bu arkada basın ordusu beni izlerken sessiz mi kalmış olayım keşke böyle olsaydı bakın görüntü alıyorsunuz ses kaydediyorsunuz ama bunun buradaki konuşmanın buradaki kaydın dışında birde dışarıda bir hayat var basın bunu alıyor farklı bir şekilde yazıyor yansıtabiliyor. Yetmiyor kin öfke o kadar yüksek ki evire çevire bir daha veriyor. Ertesi gün bir daha veriyor on gün sonra bir daha veriyor bunu hem birey olarak hem vatandaş olarak şahsım adına yapmak zorunda olduğuma inanıyorum hem de bu ülke insanı bugünkü koşullarda bu ülke insanı olarak çok daha fazla yapmak zorunda olduğuma inanıyorum. Bir kurtuluş mücadelesine döndü nerdeyse bu buradaki insanlar bir savunma cephesini oluşturdu sanki savcılar sakın iştahlanmasınlar kastettiğim bir örgüt değil. Duyarlı sağlam, inançlı, bilinçli bireyin vatandaşın yapması gereken şey benim burda söylediği şey müsaade edin bu yüzden buna ben burda değineyim kısaca değineceğim zaten çok uzatmayacağım kalkıp mikrofonla burda konuşmaktan çok hoşlanmıyorum ama yapmak zorundayım sayın başkanım Ali Kalkancı benim kendisiyle 2002 tanışmama rağmen 2000 yılında kendisine gizli ortak olduğumu söylüyor bu kesinlikle yalandır ve doğru değildir. Şimdi şöyle bir soru soruluyor yasadışı Ergenekon terör örgütü üyesi misiniz? Üyesiyseniz bu terör örgütü içerisindeki faaliyetleriniz ve görevleriniz nelerdir. Ben Ergenekon terör örgütü üyesi değilim, Ergenekon soruşturması operasyonunda hakkında işlem yapılan Mehmet Zekeriya Öztürk, Sisi lakaplı Seyhan Soylu şahsı hiç görmedim, Turgut Büyükdağ, Ümit Oğuztan Sayın Oğuztan’ı burada tanıdım isimli şahıslar bana 28 Şubat sürecinde her türlü komployu kuran ve beni maddi ve manevi zarara uğratan şahıslar olmasından dolayı tanıyorum. Bu şahıslarla ilgili olarak ifademin akışı içerisinde detaylı bilgi vereceğim sayın başkan dördüncü iddianame veya 14 önemli değil bakın burada bir zihniyet ortada 28 Şubat sürecine karşı geliştirilen bir kontra atak söz konusu şimdi bunun müsebbipleri, bunu yapanları kim bunun karşı hamlesini yapanlar kim belli, muhatabı kim belli ancak bugün bunun tekrar bu şekilde gündeme getirilmesi şunu gösteriyor. Cumhuriyet tarihinin kuruluşundan beri Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde önemli kilometre taşları, Cumhuriyetin kuruluşu da dahil belli kesimleri rahatsız ettiği için bugün bir karşı darbe şeklinde yok ediş şeklinde cumhuriyeti yıkmak adına, ülkeyi belki de uçuruma sürüklemek adına bu kilometre taşlarını tek tek alıp sizin karşınıza getiriyorlar siz bunları mahkemede görmeye ve dava açmaya ve bu yargılamayı yapmayı da uygun buluyorsunuz sayın başkanım buda bunlardan bir tanesi aday ben 28 Şubat sürecinde üsteğmenliğimi bitirdim yüzbaşılığa yeni başlamıştım bakın çok ilginç bir olayla devam edeceğim müsaade ederseniz tabi bunun doğru olmadığının altını hemen çiziyorum soruldu 14.01.2009 tarihinde TRT kanalında yayınlanan Büyüteç isimli programda canlı yayına katılan Tuncay Güney isimli şahsın sizin hakkınızda Ali Kalkancı Esenyurt belediyesinde bira yudumlarken bir binbaşı tarafından şeyh yapıldı şeklinde beyanlarda bulunmuştur. Tuncay Güney isimli şahsı tanıyor musunuz? Bu şahısla görüşmeniz oldu mu? Esenyurt Belediyesi ve bir dönem başkanlığını yapan Gürbüz Çapan ile ne tür ilişkiniz olmuştur. Soru bu sizi son soruda şu sizi şeyh yapan binbaşı kimdir? şimdi sayın başkanım bir şeyi bu kadar göstere göstere yapıldıktan sonra insanlar ahmak, aptal yerine konduktan sonra ben tabiki buna müdahale edeceğim el cevap şöyle Tuncay Güney isimli şahsı ben medyadan tanıyorum kendisiyle herhangi bir görüşmem olmamıştır. Benim hakkımda söylemiş olduğu iddialar yalandır. Benimle alakalı bahsedilen Binbaşı Mehmet Zekeriya Öztürk’dür. Sayın başkanım bu doğru değil bu 10 defa burada çürütülür. CMK 170’e göre özür dilerim ukalalık sayılmasın savcının sizin karşınıza bir iddiayla, suçlamayla geldiği takdirde yanında delilini de getirmesi gerekiyor ama ben mahkemenizde iki net somut olay yaşadım bugüne kadar hala bunun delillerini alamadım ama 19 aydır bunlarla yargılanıyorum ben hala cevabını alamadım hala buda bunlardan bir tanesi benim o tarihte 28 Şubat sürecinde Binbaşı olmadığım ortaya çıkacak, Gemlik’te görev yaptığımı zaten savcılar biliyorlar. Sonrasında Şırnak’a tayin olduğumu zaten biliyorlar. Ali Kalkancı ile kesişen bir zamanım ve mekanım olmadığını zaten biliyorlar ama amaç burada ne sizin mahkeme heyetinin zihninde acaba yaratmak, ne kadar çok acaba yaratırsa sizin zihninizde benim burada kalma ihtimalim yüksek şansım yok zaten ellerinden gelse idam infazını geri getirtip size idam ettirtecekler bu kadar kişiyi idam ettirtecekler. Amaçları bu keşki idam olsaydı yemin ediyorum şimdikinden daha sıkıntı çekerdim bu kadar saldırı, bu kadar yüz kızartıcı şekilde ifade almalar, karşı töhmet altında bırakmalar insanın ailesine karşı, toplumuna karşı, şu mahkeme heyetine karşı ben devlet terbiyesi aldım utanıyorum, utanıyorum ben utanıyorum sayın başkanım bu devletin polisi savcısı utanmıyor. Utanmayı bilmiyor öğrenememiş aile terbiyesi olmadığı gibi kurumsal terbiyede yok bunu yazdırabiliyor buraya bir polis ifade tutanağı bu sayın başkanım kurumsal terbiye dahi gelişmemiş ama bunun dışında ülke değerleri de yok bu bireysel kazanımlarının yanında ülke değerlerine de sahip çıkma anlayışı da yok tabi buda doğru değil bunu da reddediyorum basın ordusu da arkada onları da tekrar tekrar altını çizerek söylüyorum gizli ortaklığım yoktur. Ali Kalkancı’yı iki defa karşılaştım o şekilde tanıyorum ve bu şahsı şeyh yapan kişi ben değilim şeyh olduktan sonra peşinde koşan şahısları bulsunlar polis onun ifadesini alsın sayın başkanım diğer bir konuda şu üçüncü iddianamede şimdi ben dedim ki profil olarak tutukluluğum devam etmesi konusunda mahkemenizce de uygunum, savcılar tarafından da uygun görülmüşüm, polis tarafından zaten düşman ilen edilmiş bir şahsım ben sayın başkan askerlikten sonra ayrılıp köşe yazarlığı yaptığım sırada bakınız 10 ekim 2006 tarihli köşe yazım konusu aynen şu Avrupa Parlamentosunun Türkiye’nin katılım yönünde ilerlemesiyle ilgili raporu 2006/118 parantez içinde ı-n-ı şimdi bu rapor herkese dağıtılmış yayınlanmış bir rapor değil bu yazım 6 bölüm ve gayri resmi tercümeden köşeme aktardığım yazı şimdi şöyle söylüyor geçen yıl başbakan Erdoğan tarafından Kürt sorunu ile ilgili olarak yaptığı bir konuşmada teşfik edici ve ümit verici sinyal alınmış olsa da bu sinyalin sonunda henüz bir tedbir alınmadığından madde p madde o ülkenin güneydoğusunda şiddetin ortaya çıkması ve akabinde askeri harekatın artmasına yol açan Kürdistan işçi partisinin terör eylemlerinin yeniden kendini göstermesinin Türkiye’deki barış istikrar ve demokrasi için ciddi bir tehdit oluşması nedeniyle ve teröre karşı alınan tedbirlerin tehditle orantılı olması ve her zaman uluslar arası insan haklarına riayet edilmesi gerektiğini vurgulayarak madde o ve p’nin birlikte bugün ülkeyi ne hale getirdiğini görüyoruz. Sayın mahkeme yine aynı raporum tümünü asla okumayacağım da birkaç maddesini maddi 9 Türkiye’yi bütün vatandaşların soruşturma, yargılama, hüküm giyme ve gözaltına almaya kapsayan bütün yasal süreç boyunca devlet memurlar askeri personel veya güvenlik güçlerine karşı ayrım yapmaksızın kanunlar önünde eşit muamele görmemizi sağlamaya davet eder. Kastedilen eşim muamele burada 20 aydır ben buradayım eski bir asker şahıs olduğum için akademisyen olduğu için benzer süre içerisinde kalanlar var. Siyasetçi olduğu için burada kalanlar var. 20 aydır 27 aydır burada tutuklu insanlar var bu maddeye göre ancak diyor ki eşik muamele görmelerini sağlamaya davet ederek diyor eşik muamele göremiyorum ben burada hiçte görmedim zaten çünkü demokratik açılım bana değil bana demokratik kapanma, hizmet ettiği yerlere demokratik açılım, yaşadığım koşullarda ben bunu görüyorum burada profilim uygun neden profilim uygun 28 Aralık 2004’te şöyle yazmışım militarilize olmuş güneydoğumu terörize olmuş güneydoğumu korucuların militarilize olmasından bahsedilen gündem konuşmalarına ve yazışmalarına karşı 17 Haziran 2005 isyan ve ayaklanma hazırlığı içindeki PKK terör örgütü ve demokratik toplum hareketi bu parti oldu şimdi demokratik toplum hareketi parti oldu sayın başkanım ve ülkeye meydan okuyor. Askere orduya meydan okuyor. Aleni açık haberlerde görüyoruz hepimiz tek bir televizyon kanalı değil bütün televizyon kanalları veriyor. 4 Ocak 2005 tarihli yazım federasyon Türk halkına empoze edilmeye başlandı. 9 Nisan 2006 PKK, HPG siyasi üyesi HADEP’li belediye başkanları ve DTP üyeleri doğu ve güneydoğu’da doğu illerinde halk üzerinde PKK terör örgütü ile birlikte baskı kuruyor belgeli bunlar. PKK odaklı şehir hareketleri ve PKK odaklı Türk aydın hareketleri. Kod İmralı Terörist başının ajan İngiliz avukatları Sidney Kentriş’ten tutunda avukat Kerim Yılmaz’a kadar, Timoti Otti’ye varana kadar hangi görevde olduklarını İngiltere’de hangi servislerle irtibatlı olduklarını, orduyla nasıl ilişkileri oldukların ve PKK terör örgütü dahil Abdullah Öcalan’a hangi stratejileri getirdiklerini yazmışım, 22 Temmuz 2005 Türkiye ve ABD’nin PKK operasyon yeteneği ve muhtemel sonuçları, AKP hükümeti küresel terör ve PKK, 10 Aralık 2006 terör örgütünün yasal gazetesini kim susturur Azadiye bırak Diyarbakır’da çıkıyor Cemil Bayık yazıyor sayın başkanım orda hala yazıyor örgütün üst düzey yöneticisi bu ülke sınırları içerisinde yayınlanan bir gazete Kürtçe anlamadığınız için ne olduğunu fark etmezsiniz ama anlayanlar şimdi bunları yazdığım için bir kere daha buradayım eski asker olduğum için buradayım şimdi bir kerede daha buradayım. korucu olduğunu iddia eden bir şahıs 1994-95 yıllarından görümlü köyü ile çalışkan köyü arasındaki bir çatışmada iki askerin şehit olduktan sonra 6 köylüyü alıp öldürtüp şuan hala var olan tabur arazisi içerisine gömdürdüğümü söylüyor ne yapılacak yarın gidip bu tabur kazılacak mı? Kazılmadı mı sayın başkanım kazıldı toprak kazılan birlik komutanı ne hissediyordur acaba, o asker ne hissediyordur acaba bunu kazdırtanlar düşünüyorlar mı? Ben bir çatışmadan sonra Leyla Zana’yı taşla kovalayan oğlu ve kocası ölmüş Kürt kadını tanıyorum sayın başkanım bu açılımın sonuçları şunlar olacaktır muhtemelen bu koşullarda kavramsal Kürt, etnik Kürt, Siyasi Kürt, terörist Kürt, edebi Kürt, Sanatsal Kürt, kültürel Kürt, demokratik Kürt, fakir ve zengin Kürt ve devam edecek böyle ama bunların hepsinin simsarı var, hepsinin tüccarı var buradan para kazanan, kariyer yapan, mevki kazananları var bir dolu mazlumder’in eski başkanı, AKP Diyarbakır milletvekili bu ajitasyonları yapan adamlar bunlar şimdi bunun olabilmesi için bu projeler ulaşabilmeleri için benim gibi eski askerleri bölgede görev yapanları bu şekilde infaz eden göstermeleri lazım o tabura gidip, o başarılı tabura gidip oranın arazisini kazmaları lazım sayın başkan iki önemli köy gördüm ben üsteğmenken gittim Mardin’deki Pınarcık köyü, 36 ferdi katledilmişti, 8 kişi kalmıştı o 15-16 yaşındaki kızın anlayabilmem için tanımaya çalıştım köylüyü empati yapacağız ya kendimizi onun yerine koyacağız ya korktuklarını fark ettim silahtan korkuyorlardı ruh hali, psikolojisi tamamen çökmüştü biz el uzattık sayın başkanım 2 yıl onların tüm ihtiyaçlarını ( anlaşılamadı ) amirlerimin emriyle dahil olmak üzere ihtiyaçlarını biz giderdik batıda umut operasyonu hayata dönüş operasyonu denilene benzer faaliyetler gösterdik, çatışmaya girdiğimiz köyde Kürt’e dedik ki geriye çekil arkamıza geç neden mermi ona değmesin diye, el bombası ona gelmesin diye kim katil bu projeyi yaratanlar katil, katlettikleri bir anlayış siyasetin 25 yıldır bu ülkede anlamadığı, güneydoğu hastalığı bugün artarak devam ediyor. Kendisine olağanüstü lider pozisyonu vermek isteyen şahısların projesi bir diğer önemli köyde bahsedilen Görümlü köyü o köye gittiğimizde yaklaşık 40’a yakın katır PKK tarafından görevlendirilmiş 20’e yakında köylü de aynı şekilde görevlendirilmiş Cudi dağına erzak taşımaktan tutun, tepeciliğe varana kadar görev yapıyorlardı şimdi o köylü korucu Irak’ın bütün kamplarına girmiş korucular var orda, çatışmış korucular var, şehit olmuş korucu köy o, gazi korucular var o köyde ne yapmaya çalışılıyor. Korucu direncini yıkmak PKK’nın burnunun dibinde kampların o köy üzerindeki etkisini arttırmak için rant bol olan araziyi bir başka yerlere açabilmek için kimler olduğu beli bazı telefon konuşmalarında var bunların hatta bundan dolayı askerlere itaatsizliğe teşvik suçundan da sevk edildiğimi söylemişti sayın Haşıloğlu ama cezaevine gittiğimde sadece halkı isyana tahrik etmek ve terör örgütü üyeliğinden tutuklandığımı öğrendim ama huzurunuzda terör örgütü üyeliğinden yargılanıyorum sadece sebep ne sebep bunlar sayın başkanım ben potansiyelim sizin mahkemeniz bu şekilde devam ettiği sürece bende potansiyel olmaya devam edeceğim ismimin önemi yok sizin isminizin de önemi yok siz hukuk gereği hem nesnel, hem de öznel düşünmek zorundasınız burada bu bizim içinde böyle burda kimsenin önemi yok ama dışarıda hayat böyle değil insanlar bizim üzerimizden ya korkuyorlar, ya lanet okuyorlar, yada küfür ediyorlar toplumun geldiği noktayı anlamaya çalışıyorlar. Burda kalmaya devam ettiğim sürece ben ve benim gibiler her gelen iddianamede böyle uydurma ifadeler olduğu sürece nesi uydurma buda çürüyecek inanın hukuksal olarak, kanuni olarak problemim yok 93-94-95 yıllarında ben orda değildim dönmüştüm görev yaptığım yer birinci iddianamenin içinde yazılı savcı Zekeriya Öz'ün üzerini atladığı Silopi’de görev yaptığım tarihin ne olduğu belli Hizbullahçılar la imalı şekilde iddianamede ilişkilendirmeye çalıştığı tarih belli savcı Zekeriya Öz'ün bu yetmiyor bir tanede de M 16 tüfeğim dahil kayanın üzerine oturtup kafasına vurduğum şahıs anlatılıyor yalan 94-95 onlarca operasyona katıldım, onlarca çatışmaya girdim hiç pişman değilim yaşadıklarımdan dolayı gururla, şerefle görev yaptım öldürdüğümüz teröristlere leş derdik askerimde leş derdi, korucu da leş derdi devletine kurşun sıkan adam leş deniyor zaten başka ne diyebilirdik ki ama şimdi leş sahipleri şehit anneleri kadar değerli bu ülkede, değerli hale getirilmek isteniyor bu projenin hayata geçirilebilmesi için somut olay hukuki ve kanunu değil sayın başkanım halk nezdinde, halk gözünde bizim bu şekilde suçlu gösterilmemiz lazım sayın başkanım madem yargıladığınız ve yargılamasına devam dene bu dava aynı zamanda PKK terör örgütünü içinde barındırıyorsa taleplerim var benim ve eğer ülke bugün Kürt açılımı konusunda açlığını, parasızlığını unutup bunu dinliyorsa bu taleplerimin ivedilikle yerine getirilmesi gerektiğine inanıyorum bugüne kadar yakalanan veya teslim olan PKK terör örgütü militanları ile ilişkisi tespit edilen veya güvenlik güçleri ve istihbarat birimleri tarafından ilişkisi tespit edilenlerin olup olmadığının adalet bakanlığı, içişleri bakanlığı, Genelkurmay başkanlığı, jandarma genel komutanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı ve emniyet genel müdürlüğünden sorularak öğrenilmesini arz ve talep ediyorum. Yine aynı kapsamda PKK terör örgütü ile ilişkilendirilen sanıkların PKK terör örgütünün mali kaynaklarıyla ilişkisi tespit edilip edilmediği ve PKK terör örgütünün mali kaynaklarının neler olduğu, başta hala hükümlü terörist Abdullah Öcalan olmak üzere yakalanan ve teslim olan teröristler ile resmi kurumlar tarafından belirlenenlerin neler olduğu Adalet bakanlığı, İçişleri bakanlığı, Genelkurmay başkanlığı, Jandarma genel komutanlığı, MİT, Emniyet genel müdürlüğü ve MASAK’a sorularak öğrenilmesini arz ve talep ediyorum. Yine yargılanmasına devam edilen dava sanıklarının PKK terör örgütü ile de ilişkisi iddia edildiğinden bu davanın sanıklarının PKK terör örgütü adına ilişki kurduğu ve destek aldığı, yabancı ülke devleti olup olmadığı, varsa hangi ülke devletinin olduğu, bu güne kadar yakalanan ve teslim olan teröristlerden başka Abdullah Öcalan olmak üzere resmi kurumlardan da ilişkide olunan ve destek alınan yabancı ülke devletlerinin olup olmadığının tespiti varsa hangi ülke devletinin olduğunu, Adalet bakanlığı, İçişleri bakanlığı, Dışişleri bakanlığı, Genelkurmay başkanlığı, MİT, Jandarma genel komutanlığı, Emniyet genel müdürlüğünden sorularak öğrenilmesini arz ve talep ediyorum. Yine aynı kapsamda bu dava dosyasıyla ilişkilendirilen PKK terör örgütü militanlarının kamplarının, silahlarının bulunduğu ve bu konularda destek aldığı tespit edilen ülkelerin devletlerine bu hususta nota verip verilmediğinin ilgili kurum ve kuruluşlar olan Başbakanlık ve Dışişleri bakanlığından sorularak öğrenilmesini arz ve talep ediyorum. Son olarak Yargılanmasına devam edilen dosyayla ilişkili olduğu iddia edilen PKK terör örgütünün adli kollukça yakalanmayan ve PKK terör örgütü ile ilişkili olan militan kadro dışında kalan ve üye olmayan şahıs veya şahısların bugüne kadar tespit edilip edilmediği, edildiyse haklarında yasal işlem başlatılıp başlatılmadığını, ele geçen teröristlerden başta Abdullah Öcalan olmak üzere bu şahıs veya şahısların kimler olup olmadığının öğrenilip öğrenilmediğini Adalet bakanlığı, İçişleri bakanlığı, Genelkurmay başkanlığı, MİT, Jandarma genel komutanlığı, Emniyet Genel müdürlüğünden sorularak öğrenilmesini arz ve talep ediyorum sayın başkanım taleplerim de bu kadar dinlediğiniz için teşekkür ediyorum saygılarımla “

Sanık Muhammet Yüce söz istedi verildi; sayın başkanım 19 aydır tutukluyum bir tek iddianamede telefon görüşmeleri vardır. Zaten bu konuda da Yargıtay 8. Ceza Dairesi telefon görüşmelerinin suç olmadığına, delil sayılamayacağı yönünde bir karar vermiştir. Ve yine siz bir ara kararınızda henüz Ergenekon terör örgütünün olmadığına dair bir karar verdiniz bu durumda ben hala daha neden buradayım bilmiyorum sayın savcılarımız iki kişinin burada tahliyesini istedi Ali Kutla, Vatan Bölükbaşoğlu bunlar kimdi? Niye tahliyelerini istediler? Bunların ne gibi bir irtibatı var burayla Ali Kutlu Edirne’de Bedirhan Şinal’la yatan bir insandı Bedirhan Şinal Cumhuriyet gazetesine Molotof atan bir çocuk Ali Kutlu ile aynı koğuşta yatıyor Ergenekon ile bir bağlantısı yok Ali Kutlu ile niye aynı koğuşta yattı bu Ali Kutlu bana bir top attı dedi ki Muhammet Tufan Yüce diye birini tanıyor musun? Ben başka koğuştayım hayırdır dedim niye soruyon dedim öylesine sordum dedi bende tanımıyon dedim buna cevap attım iki gün sonra Bedirhan Şinal benim evime Tufan Yüce diye birinin ismine mektup gönderiyor. Mektup ta cumhuriyet gazetesine Molotof atma işini Veli Küçük’ten, benden, Sedat Peker’den, Emir Gürses’den aldığını yazıp mektup gönderiyor Bedirhan Şinal’a bu mektubu kim yazdırdı Ali Kutlu. Ali Kutlu’nun tahliyesini isteyen kim sayın iddia makamı Vatan Bölükbaşoğlu’nu kim istedi sayın iddia makamı onun ne tür irtibatı var dilekçemde belirttim bugün künde orda görülecektir. Niye bunların tahliyesini istiyor benim için iddianamede yazışsınız her ne kadar telefon görüşmesi olsa da suç istinadında bulunulamaz diye benim tahliyemi niye istemiyorsunuz? Onları istiyorsunuz beni niye istemiyorsunuz tetikçi olarak yargıladığınız iki insan tahliye oldu bende silah yok, silah olan insanları bırakıyorsunuz beni burada bırakmıyorsunuz 20 aydır mağdurum durumumu izah ettim geldim heyetinizden iki üyemizle görüştüm durumum bu dedim eşimin durumunu izah ettim beni bırakın dedim niye tahliye olmuyorum sayın başkanım benden bir beklentileri mi var? Şimdi şöyle bir durum yani bu iş neye benziyor ben gerçekleri söyledim, doğruları söyledim sayın başkanım yalanda söylemedim gerçek neyse onu söyledim eskiden sağ sol davasında Artvinliler ile Erzurumlular arasında bir çatışma olurmuş, sağcı solcu diye Erzurumlular Artvin’e gidince Artvinliler dövermiş, Artvinliler Erzurum’a gelince Erzurumlular dövermiş orda bugün Artvin’in otobüsü Erzurum’dan geçerken otobüstekiler Erzurumluları indirmiş sıraya dizmişler dövecekler bunları sormuşlar hepsine sırayla dövmüşler dövmüşler en sonunda birine gelmişler ona demişler ki islamın şartı kaç Artvinli demiş beş Erzurumlu demiş ki ya Mehmet abi buna islamın şartını sordum beş dedi ne edeyim la demiş dokuz diyene kadar yapıştır yani dövecek ya bahane yani sizin işiniz buna döndü sayın iddia makamı biz doğruları söylüyoruz islamın şartı beş ya illa dokuz mu diyek buraya iftira mı atalımda tahliye olalım yani yeter artık lütfen tahliyemi talep ediyorum sayın başkanım dilekçemde her şeyi de belirttim ben “

Yüklə 0,76 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin