13. AĞIr ceza mahkemesi ( cmk 250 maddesi İle yetkiLİ ) duruşma tutanağI



Yüklə 0,68 Mb.
səhifə1/5
tarix02.08.2018
ölçüsü0,68 Mb.
#66120
  1   2   3   4   5



T.C.

İSTANBUL

13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ

( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI
ESAS NO :2009/191

CELSE NO :195

CELSE TARİHİ :26.06.2012
BAŞKAN :HÜSNÜ ÇALMUK 32346

ÜYE :FATİH MEHMET USLU 40244

ÜYE :NİHAT TOPAL 41981

C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954

KATİP :ZAFER HAN 139152

Mahkeme Başkanı Hüsnü Çalmuk ile Üye Hakimler Fatih Mehmet Uslu ve Nihat Topal’dan oluşan mahkeme heyeti tarafından 26.06.2012 tarihli oturum açıldı.

Tutuklu sanıklar Hayrettin Ertekin, Ergün Poyraz, Mustafa Levent Göktaş, Sedat Peker, Durmuş Ali Özoğlu, Serdar Öztürk, Yalçın Küçük, Levent Ersöz, Mehmet Haberal, Hasan Iğsız, Fuat Selvi, Dursun Çiçek, Sedat Özüer, Mehmet İlker Başbuğ, Osman Yıldırım, Özkan Kurt, Mehmet Otuzbiroğlu ve Mehmet Eröz dışında kalan tutuklu sanıklar hazır.

Cezaevinden getirilip bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı.

Tutuksuz sanıklardan Yusuf Ethem Akbulut, Murat Aplak ile sanık müdafilerinden Sanıklar Ahmet Tuncay Özkan, Mustafa Levent Göktaş, Bedrettin Dalan ve bir kısım sanıklar müdafii Av. Hüseyin Ersöz, Sanık Okan İşgör müdafii Av. Salim Purtaş, Sanık Hüseyin Yanç müdafii Av. Tuncay Ateş, Sanık Veli Küçük müdafii Av. Zeynep Küçük geldikleri görüldü.

Huzurdaki yerlerine alındı.

Tutuksuz Sanık Yusuf Ethem Akbulut huzura alındı.

Mahkeme Başkanı: “Savcı Bey sorunuz var mıydı?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sayın Başkan izninizle birkaç soru daha yöneltmek istiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yusuf Ethem Akbulut dün Gazi Erdil’in öldürülmesi, suikast yapılmasıyla ilgili Ulaş Özel’in ifadelerini size okumuştum, bunlarla ilgili sorular yöneltmiştim. Yine dava sanıklarından Hüseyin Yanç 12. Ağır Ceza Mahkemesine vermiş olduğu dilekçede ek ifade vereceğini belirtmesi üzerine, Savcılığın yönlendirmesiyle emniyet tarafından alınan bir ifadesi var. Sayın Başkan tarafından duruşmada okundu, siz de bunu dinlediniz. 27 Aralık 2011 tarihli ifadesinde Hüseyin Yanç şöyle diyor. Polis ekipleri genel olarak Okan İşgör’ün işyerinde bulunan garaj kapısına yakın bir noktada uygulama yapıyordu. Ulaş Özel’in burada çalıştığı süreçte polis memuru olan Yusuf Ethem Akbulut ile tanıştığını biliyorum. Yusuf Ethem Akbulut ile beni tanıştıran Ulaş Özel’dir. Ulaş Özel, Yusuf Ethem Akbulut ile samimi olmalarından dolayı iş saatlerinde beraber dolaşıyorlardı. Şeklinde beyanı var, bu beyanlar doğru mudur?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Doğrudur efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine ifadesinin son sayfasında da Gazi Erdil isimli şahsın öldürülmesi olayıyla ilgili olarak şöyle diyor. Gazi Erdil isimli şahsı tanımıyorum, ancak bu şahsın yeğeni olan soy ismini bilmediğim Ali Uzman Çavuşu limanda gümrük binasında görevli olmasından dolayı tanıyorum. Telefon rehberimde numarası da kayıtlıdır. Ulaş Özel ve Yusuf Ethem Akbulut ile limanda bir araya geldiğimiz bir gün, bana bir adam öldüreceklerini, bu eylem için 50 bin dolara anlaştıklarını ve bana da bu işten para vereceklerini söylediler. Ancak öldürülecek şahıs ve anlaştıkları şahıs hakkında herhangi bir bilgi vermediler, bende zaten kabul etmedim. Bahse konu öldürme planı da gerçekleşmedi, daha sonra bu olay ile ilgili Ulaş Özel, Yusuf Ethem Akbulut ve Okan İşgör’ün konuşmalarına tanık oldum. Ulaş Özel ile Yusuf Ethem Akbulut siyah zırhlı Mercedes binen ve Florya Fly alışveriş merkezi yanında oturan, İranlı olan ve eroin kaçakçısı olduğunu söyledikleri işadamı ile Gazi Edil isimli şahsın öldürülmesi için 50 bin dolar paraya anlaştıkları ve bu olayı gerçekleştirmek için ilk etapta para, Toyota marka araç ve Glock marka silah aldıklarını söylediler. Olay gerçekleşmeyince silahı sattılar, İranlıdan aldıkları parayı paylaştılar, söz konusu araba da Yusuf Ethem Akbulut’ta yakalanmıştır. Yani sizde ele geçirilen 227 ile biten plakalı Toyota marka araçtan bahsediyor. Bu meselenin Gazi Erdil ve İranlı işadamı arasındaki eroin işi ile ilgili olduğunu öğrendim. Ulaş Özel’in ifadelerinde sadece Gazi Erdil ile ilgili konular yer almakta iken Hüseyin Yanç ayrıca başka bir şahıstan da bahsediyor. Fly iş merkezinin yanında ve bu kişiyle ilgili İranlı şahıstan para alındığından söz ediyor, bu konuları açıklar mısınız?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Şimdi her iki iddiaya da asla katılmıyorum, özellikle şu an Hüseyin Yanç’ın söylemiş olduğu iddiaya da katılmıyorum. Hüseyin Yanç bu söylemiyle benim vermiş olduğum ifadeleri yalanladığı gibi Ulaş Özel’in de biz bu eylemi komutanlarımızdan, yani ben bir defa bu ifadeyi bu Mahkemede duydum Hüseyin Yanç tarafından. Bu iddiaları da yalanlıyor, yani sözüm ona bu Gazi Erdil olayını biz devlet adına komutanlarından aldığı emirle yapacağımızı söylüyor ve benim de buna gönüllü olduğumu, işte belli manevi nedenlerden dolayı benim bu eylemi yapacağımı söylüyor. Şimdi Ulaş Öz… şu an ifade, söylemini okuduğunuz arkadaşın vermiş olduğu ifade beni değil sadece Ulaş Özel’i de yalanlıyor. Eğer böyle bir eylem varsa şu an ben Ergenekon Terör Örgütüne üye olmaktan aynı zamanda yargılanıyorum. Eğer bu iddia doğruysa ben bunu örgüt adına yapmamış olmam gerekiyor. Yani Ulaş’ın komutanlarından emir alıp da bu eylemi yapmamı, yapmamam, neye girer bu yani bir maddiyat elde edip, bir adam öldürmeye teşebbüs olayına girer. Yani bir maddi çıkarımın olması olayına girer, yani bu da beni bu dava kapsamında örgüt üyeliği sıfatından bu ifadeler eğer doğru olarak kabul edersek kurtarması gerekiyor. Çünkü hiçbir komutandan Ulaş Özel’in iddia ettiği gibi hiçbir devlet adamından bu eylemi yapma adına bir emir almadığım ortaya çıkıyor. Ki ben bu ifadeye de katılmıyorum, Ulaş Özel aynı şeyi kendi savunmasında da söyledi, dedi ki hadi ben yalan söylüyorum Hüseyin’de mi yalan söylüyor, böyle bir işi yapacaktık dedi. Oysa kendisi çok farklı bir şey söylüyor, biz komutanlarından emir alıp bu eylemi devlet adına yapacağımızı söylüyor. Ama bir başka şahıs aynı davadan yargılanıyorum o da diyor ki işte İranlı bir şahıs vardı, ondan 50 bin dolar aldık, bana da para vereceklerdi, kesin konuşuyor, bakın kesin. Yani yapacaklardı, duyduk falan demiyor, edeceklerdi, yapacaklardı diye kesin ifadeler kullanıyor. Bu dava kapsamında sadece beni değil Ulaş Özel’in de üzerime attığı iftirayı yalanlar nitelikte bir beyanda bulunmuş. Ki ben bu beyana asla katılmıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Burada yine aracın sizde kaldığını, silahın satıldığını, paranın paylaşıldığını söylüyor. Aranızda böyle bir para paylaşma olayı oldu mu, Glock marka tabancayı gördünüz mü?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Hayır efendim görmedim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Daha sonra Ulaş Özel yakalandıktan sonra Glock marka tabancaya ait şarjör ve mermiler ele geçirildi biliyorsunuz. Bu konuda sizin Glock marka tabancadan haberiniz var mı?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Doğrudur, iddianamede biliyorum fakat Glock’u ne gördüm ne de Ulaş’ta öyle bir, daha doğrusu Ulaş’ta bir tabanca olup olmadığını da bilmiyorum yani, Glock’la alakalı söyleyeceğim bu. Aynı zamanda Ulaş bu silahla alakalı ben Ali Barış Sevindik’e bu eylemi vazge… bu eylemden vazgeçtikten sonra tekrar iade ettim şeklinde defalarca ifadesi var. Ben ne Glock silah gördüm, ne de Ulaş’ın üzerinde Glock’un haricinde herhangi bir çakı bile görmedim yani, hiçbir silah görmedim onda.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Toyota marka araç 21 Nisan 2010 tarihinde asayiş şubesinin yaptığı operasyonda sizde yakalanıyor. Bu konuya ne diyorsunuz?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Bakın efendim ben dün de izah ettim, asayiş şube bir operasyon yapmadı, bir uygulama yapmadı. Polis uygulama yaparken bir kontrol noktası oluşur, havuz şeklinde oraya gelen bütün vatandaşları asayiş yönünden, trafik yönünden sorgular. Asayiş şubenin tutanaklarını, o arkadaşların tutanaklarını incelediğinizde şunu göreceksiniz. Seyir halinde yani yapmış olduğumuz uygulamada, yani sorulduğunda o arkadaşlara araç seyir halindeyken durduruldu. Yani bir uygulama yapılıyordu ben o uygulamaya takılmadım. Araç seyir halindeyken durduruldu ve ben asayiş şube oto masası tarafından durduruldum. Yani bu işin erbabı olan, bu işi yapmak için kurs alan şahıslar tarafından durduruldum. Her polisin, her çalıntı arabayı bilmesi olayı mümkün değildir, çünkü biz eğitim alırken belli branşlara ayrılırken o branşlar hakkında eğitim alırız. Yani her polis her konuyu bilmez.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım sorularım bu kadar.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Rica ederim, bir de Sayın Savcım dün bana bir soru sormuştunuz onunla alakalı bir açıklama yapacağım. 2 tane benim bilmediğim bir telefon numarası söylediniz.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Bunlardan şu an diğer rakamları hatırlamıyorum 3820 Hüseyin Yanç bunun kime ait olduğunu söyleyecektir, Şirinevler’de emekli bir polis memuru, ismi Yusuf, sadece polis Yusuf olara kaydedilmiş sanırım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “1257 ile biten numara.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Efendim?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “533 7221257.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “3820 olduğunu söyledi şimdi bana Hüseyin, 3820 ile ilgili.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ben size Yusuf Polis olarak kaydettiği numaranın 533 7221257 olduğunu sormuştum.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Benim iddianamede geçen 2 telefon dışında hiçbir numaram yok, GSM operatörlerine yazılan yazılarda görülecektir. Hiçbir telefonum yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Sayın Başkanım çok ince bir ayrıntı çok özür dilerim, ismim zikredildiği için açıklama gereğinde duyuyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Ulaş Özel 2 tane şahısla birlikte benim adımı zikretti, ben Okan İşgör’ün yanında Ziya Bandırmalıoğlu, Ayhan Çarkın ve Yusuf Ethem Akbulut gibi isimlerin olduğunu biliyorum şeklinde beyanları var. Bu konuyla alakalı çok iddialı cümle kuracağım. Söz konusu Ayhan Çarkın’ı İstanbul’da Yenikapı’da otoparkı olduğu dönemleri duyarım. Ayhan Çarkın’ın bir polis memuru olduğunu, özel harekatçı olduğunu duyarım. Ama İstanbul’da görev yaptığı müddetçe ne bir telefon görüşmem, ne evimde aramalarda Ayhan Çarkın’la alakalı veya Ziya Bandırmalıoğlu’yla alakalı herhangi bir suç unsuru veya bu 2 şahısta şu an bu soruşturma kapsamında, onların da benle irtibatlı olduğuna dair herhangi bir bulgu bulunmamaktadır. Adım bu 2 şahısla zikredildi, yani özellikle bir şeyin içerisine çekilmem söz konusu burada, ben bu 2 şahsı asla tanımam, şunu tekrar tekrar vurgulayayım. Bu salondaki bu davayla alakalı şu an hazır bulunan hiçbir insanla tanışıklığım yoktur, cep telefonlarım bu insanlarla irtibatlı olduğumu gösteren hiçbir delil yoktur. Evimde yapılan aramada bu insanlarla ilgili alakalı, hiçbir doküman bulunmamıştır. Dolayısıyla hiçbirini tanımam.”

Mahkeme Başkanı: “Peki, daha önce duruşmada ara kararımız vardı. Savunmalarda veyahut da beyanlarda geçen direkt şahıslarla ilgili konuşulduğunda onların soru sorma hakkı olduğunu, diğerlerinin de aynı konuda yazılı olarak soru sorulması durumunda Mahkemece değerlendirilip karar verileceğini belirtmiştik bu hususun dikkate alınmasını istiyoruz. Evet, Ulaş Özel.”

Sanık Ulaş Özel söz istedi verildi: “Hüseyin Yanç’la bir husumetiniz var mı?”

Mahkeme Başkanı: “Hüseyin Yanç’la husumetiniz var mı diye soruyor.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Hüseyin Yanç’la yani büyük bir husumetim yok, hiç tartışma falan.”

Mahkeme Başkanı: “Büyük küçük nedir o küçük husumet?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Yok yok tartışmam veya herhangi bir alışverişim, hiçbir husumetim yok, çokta fazla tanışıklığım yok.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Ulaş Özel: “Şimdi ikinci sorumu soruyorum, efendim bir açıklamayla ilk kez duruşmada soru soracağımdan dolayı size danışarak sorayım. Açıklama yaparak soru sorma hakkım.”

Mahkeme Başkanı: “Sor bakalım.”

Sanık Ulaş Özel: “Şimdi bir polis memuru olarak aldığı maaş az bir maaş veya aldığı maaşla ilgili yani bir de zor şartlarda para kazanan birisi olarak parasını, parasını, bir de bir polis memuru olarak günde özellikle hitaplarında polisler, ben polisim çok iyi bilirim, bir adamı şey yapmam ama nasıl yakalanılması gerektiğini çok iyi bilirim ifadelerine istinaden. Araç satın alıyorsunuz, aracın kim olursa olsun bunu bir polis memuru da değil satın aldığı aracın şase numarasını, ruhsatla karşılaştırmadan nasıl bakmadan bir polis memuru olarak ve yakala… uzman olduğunuzu söylediniz. Yakalanacak nasıl, bunu incelemeden nasıl bir aracı alabiliyorsunuz?”

Mahkeme Başkanı: “Evet şöyle düzeltiyorum soruyu, aracın şase numarasına, motor numarasına baktınız mı, incelediniz mi?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Şimdi şöyle söyleyeyim efendim ben söz konusu aracı aldığım, yani onun vasıtasıyla aldığım şahısla sadece bir değil birden fazla 2002 yılı olması gerekiyor, bir Alfa Romeo satın almıştım, SS 208 plakalı, ona da bir müddet bindim, onunla başlayan üzerime aldığım ve almadığım birçok araç satın aldım.”

Mahkeme Başkanı: “Yani biz sorduğumuz üzerindeki bir şase numarası, motor numarasına baktınız mı kısaca?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Ben galerici arkadaşım vasıtasıyla aldığım hiçbir arabaya bakma şeyi duymam. Çünkü onlar sadece şunun sorgulamasını yapar, vergi borcu, trafik ceza borcu var mı, durumu iyiyse alırız, sonraki dönemde işte daha uygun fiyata satılacağını, müşteri bulduğumuzda satarız. Bu işleri ben yapmam.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Benim adıma alınan arabaydı o yani, ben yapmam.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Ulaş Özel: “Yine başka bir soru soruyorum, uygulamalarda gerek yani polis ve jan… polis uygulamalarında İstanbul’da bir polis memuru olarak aracınızla durdurulup veya başka yerlerde durdurulup aranıyor musunuz, yoksa kimliğinizi gösterip geçiyor musunuz?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Şimdi.”

Mahkeme Başkanı: “Yani bu konuda ihbar mı vardı sizi durdurdular.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Hayır zaten.”

Sanık Ulaş Özel: “Hayır efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Polis memurlarına sorarsanız öyle olmadığını söyleyeceklerdir.”

Mahkeme Başkanı: “Nasıl anlamışlar yani yolda giden arabanın şas… change olduğunu veyahut da şasesinin numarasının değiştiğini nasıl anlıyorlar?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Şimdi ilk ifademde zaten bu konuyla alakalı söylediğimde zaten detay olarak algılamışsınız herhalde orada şunu söyledim. Polis memuru arkadaşlar oto masasında çalışıyor bir, ikincisi şu ibareyi kullandım, plakada damga çok silinik çıkmış. Yani plakada bir damga var, çok.”

Mahkeme Başkanı: “Yani yolda giden bir aracın plakasını uzaktan anlayarak görmek mümkün değil.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Plakada bana yaklaştılar, arkamdan selektör yapıp durdurdular.”

Mahkeme Başkanı: “Çünkü siz diyorsunuz ki biz buna baktık, iğfal kabiliyeti var diye rapor var, diye beyan ettiniz.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “İzah edeceğim efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Bu kadar netse yani anlaşılamıyorsa bunun da uzaktan bakılarak yola geçen bir arabayla polis bile olsa gözlerinde mercek bile olsa anlaması mümkün değil gibi gözüküyor.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “İzah edeyim efendim, izah edeyim, bana söylenen şuydu arkadaşlar tarafından çok araştırdılar yani bir yarım saatlerini falan aldı o aracın change olduğunu öğrenmeleri.”

Mahkeme Başkanı: “Siz polis olduğunuzu söylemediniz mi bu arada?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Arabamı aramaya kal… yani araç change olduğunu öğrenince aracı aramaya kalktılar, dedim ki bende polis memuruyum, yani.”

Mahkeme Başkanı: “O zamana kadar söylemediniz.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “O zamana kadar polis memuru olduğumu söylemedim.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Hani beni ilk gördüklerinde şunu yapsaydım yüzde 100 kesinlikle bu olaydan kurtulabilirdim. Yani bana ne iş yapıyorsunuz diye de sordular, ben öğretmenim dedim kendilerine, ama bana yani ben bu olayın bu aşamaya geleceğini bilseydim, yani o aracın çalıntı olduğunu, başıma bu kadar o araçtan dolayı sıkıntı geleceğini bilseydim daha kafadan derdim yani ben polis memuruyum diye. Araç change çıktığı zaman aracı aramaya kalktılar, araçta başka bir şey var mı diye.”

Mahkeme Başkanı: “Araçtan nasıl şüphelenmişler bunu anlatmadınız?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Efendim şöyle izah edeyim seyir halinde Ambarlı dolum tesislerinden E5’e çıkarken Zorlu Tekstil’in önünde arkadan siren çalmak ve selektör yapma eylemiyle aracı durdurdular. Bana söyledikleri şu, plakaların, plakanın, arkadaki plakanın damgası çok silinik, ruhsata bir bakabilir miyiz? Ruhsata baktılar, ruhsatı sorguladılar, bir şey yok, tam gideceklerdi genç olan arkadaş abi bir kaputu açsın dedi, kaputu açtılar. Motor şase numarasının zımparalandığını, silindiğini, Toyota’larda öndeymiş onu görünce ikinci defa araştırma eyleminde bulundular. Sonra şubeyi aradılar, şubeden bilgisayar kayıtlarına baktılar, aracın, çünkü araç hakkında çalıntı kaydı yok. Çalıntı ihbarı da yok araçla alakalı, o yüzden gidiyorlardı. Sonrasında işte aracın change olduğunu görünce aracı aramaya kalktılar ben o sırada polis memuruyum dedim ki ondan sonraki söylediğimi tekrarlıyorum. Yine o arkadaşlarla beraber sorulduğunda ifadelerinde söyleyeceklerdir, Avcılar merkezde bulunan Karakış oto (bir kelime anlaşılamadı) beraber gittik. Oradaki onların telefonla irtibata geçtiler işte aracı durdurdular, ikinci bir arabamın da öyle olup olmadığını kontrol ettiler. Soru, soruya tam cevap verebildim mi yoksa.”

Mahkeme Başkanı: “Evet böyle cevap veriyor.”

Sanık Ulaş Özel: “Efendim şunu sormak istiyorum, tayine çıkma… Tuzluca’ya gitmeden önce nerede görev yaptınız?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Hepsini detaylı olarak söyleyeyim mi efendim?”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Avcılar İlçe Emniyet Müdürlüğünde başlayarak Atatürk Havalimanı şube müdürlüğünde ve tekrar Avcılar İlçe Emniyet Müdürlüğünde çalıştım.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Ulaş Özel: “Zincirleme sorulduğu için, gidip geldikten sonra, şarka gidip geldikten sonra İstanbul’da nerede görevde başladınız?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Ulaş Özel ifadelerinde Beylikdüzü’nde göreve başladı, bunun da sebebi Okan İşgör’dür diyor fakat çalıştığım yere yazı yazarsanız İstanbul asayiş şube müdürlüğüne bağlı Avcılar’da, Avcılar’da çalışmaya başladım. O dönemde Avcılar 3 semte birden bakıyordu, Esenyurt’a da biz bakıyorduk, Beylikdüzü’ne de bakıyorduk, Avcılar’a da bakıyorduk. Avcılar’da başladım, Avcılar ekiplerde başladım, ama bölgemiz çok genişti her tarafa çok fazla gitmememize rağmen ihtiyaç duyulduğunda gönderiliyorduk.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Ulaş Özel: “Aracınızın yakalandığı yer neresi?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Ambarlı dolum tesisleri yolu, Zorlu Teks önü.”

Sanık Ulaş Özel: “Şimdi benim biraz önceki soru, ilk sorduğum soru şununla alakalıydı yani bu olay olmadan önceki süreçten önce de İstanbul, yani kendi Tuzluca’da gerekse görev yaptığı süreçte veya normal hayatı polislik mesleği boyunca uygulamalardaki benim sormak istediğim oydu. Uygulamalarda, bir polis uygulamasında ne yaptığını merak etmiştim, nasıl kimliğini gösterip polis olduğunu belirtiyor mu?”

Mahkeme Başkanı: “Evet cevap verdi o konuda.”

Sanık Ulaş Özel: “Bu şeyle ilgili.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Ben söylemek istediğini anlıyorum, isterseniz şöyle bir cevap vereyim ben. Biz uygulamalarda şahsın üzerini ararız, bütün polisler aynı şeyi yapar, şahsın kimliğini alır, TC numarasından.”

Mahkeme Başkanı: “Siz kimliğinizi gösterirseniz polis olduğunuzu anlar ve aramaz.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Şöyle söyleyeyim.”

Mahkeme Başkanı: “Değil mi öyle?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Şahsın TC’si, TC’sini alır, herhangi bir kaydı olup olmadığını, özür diliyorum, aranması olup olmadığına bakarız, kaydı bizi ilgilendirmez. Aynı zamanda durdurduğumuz.”

Mahkeme Başkanı: “Yani polislere de mi aynı şeyi yapıyor bu polisler?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Bakın durdurduğumuz zaman polis olan bir sürü şahsı durdurduk, polis olan, alkollüyse.”

Mahkeme Başkanı: “Polis olduğunu bile bile bunları yapıyorsunuz.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Bakın hayır hayır şunu söyleyeyim, şahıs alkollüyse veya şahıs tek başına ise bizde de bir şüphe arz ediyorsa, biz Ulaş Özel sanırım şunu bilmiyor bizle alakalı, bize her gün defalarca istihbarat şubeden yazılar gelir. Polis, sahte polis kimlikleriyle, efendim kendini polis olarak, amir olarak, üst düzey müdür olarak tanıtan kişilere yapılan uygula… bunun için özel bir uygulama tarihimiz olur, özel bir uygulama saatimiz olur. Vatandaşlara değil, sadece asker ve polislere yönelik uygulama yaparız, onu da geçtim özellikle ambulans, Doktor, Savcı, Hakimlere yönelik uygulamalar yaparız, çünkü sahte kimlik basıldığına istihbarat şube yazı yazar işte şu adet sahte kimlik basılmış, şu şu şahıslara dağıtılmış, bu şahıslar işte bunu İstanbul’un farklı yerlerinde kullanmakta. Biz polis memurlarına karşı özel bir uygulama yaparız. Her durduğumuz şahsı tamam doğrudur, her durduğumuz şahıs eğer polis kimliğini gösteriyorsa, yanında ailesi varsa veya görüntü itibariyle onun polis olabileceğine, işte araçtan çıktı kalktı. Mesela bizim kendi aramızda polis olduğunu anlayabileceğimiz bazı metotlarımız var. İşte örneğin belinde silahını fark ederiz, işte devrem deriz, nerede çalışıyorsun diye sorduklarında bunu, yani bunlar detaydır bunu kimse bilmez, tabi tuzak bir soru şeklinde sorduğunu zannediyor ama biz her polisim diyeni bırakmayız ki. Nerede çalışıyorsun terör şubede, ha işte oranın müdürü de bizden gitmişti falan şeklinde sorularla o şahsın polis olup olmadığını teyit ederiz. Polisim, camı çıkardı ben polisim hadi bana eyvallah, uygulamada böyle bir inisiyatif olamaz, yok yani.”

Mahkeme Başkanı: “Evet cevap verdi.”

Sanık Ulaş Özel: “Açıklama yaparak soruyorum, Avcılar’da dolum tesislerinin orada aracı uygulamaya takılıyor, kendi çalıştığı ve kendi bölgesindeki polis memurlarının kendini tanımaması normal mi?”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Tekrar tekrar söyleyeyim, ben Avcılar’da çalışıyorum, Avcılar’daki bütün polisler beni tanır. Tutanakta adı geçen üç polis Gayrettepe Asayiş Şube Oto Masasının polisleri.”

Mahkeme Başkanı: “Yani bölge dışından.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Bölge dışı polisleri Sayın Başkanım.”

Sanık Ulaş Özel: “Başkanım açık, şey olarak, ek olarak.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”

Sanık Ulaş Özel: “Bölge dışı polis, o polislerin yanında uygulama yaparken sizin ekiplerinizde bunlara destek vermiyorlar mı?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Sayın Başkanım tekrar tekrar söyleyeyim orası bir uygulama alanı değildi. O şahıslar şubelerine giderken tesadüfen, sorulduğunda onlara cevap vereceklerdir, ifadelerine başvurduğunuz zaman. Bana bir uygulama, ben bir uygulamaya takılmadım, arkamdan siren lambası, siren yaparak selektör yaparak durduruldum. Yani yanlarında Avcılar İlçe Emniyet Müdürlüğü veya herhangi bir polis ekibi yoktu. Tutanakta da zaten geçiyor, asayiş, yani arkada eğer varsa sizde yoksa ben kendim getireyim. Tutanakta geçiyor, o şahısların yapmış olduğu bireysel kontrollerdir. Yani bir uygulamaya takılıp da orada beni tanıyan arkadaşlar vardı şeklinde bir soru soruyor da öyle bir şey yok yani, tutanakta mevcuttur.”

Sanık Ulaş Özel: “Şimdi Okan İşgör’le birlikte Elazığ’da bir fabrika kurduklarını ve ortaklarının isimlerini söyledi. Öncelikle şunu söylüyorum bu ortaklarının en iş yaptığı, bu fabrika kurmadan önceki mesleklerini ve bununla da birlikte bu fabrikanın müşteri, özellikle müşteri portföyü ve girdiği iş, kiminle iş yapıyorlardı onu açıklayabilir mi?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Kısaca mı detaylı olarak mı ister Beyefendi ben?”

Mahkeme Başkanı: “Evet söyleyin.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Tamam, birincisi bu işi getiren şahıs Cengiz Solak, kendisi Amasyalı bir vatandaş Cengiz Solak. Cengiz Solak’ın işi ihalelere katılmak, yani devletle işbirliği yapan, özür diliyorum devlet adına faaliyet gösteren kurumların ihalelerine katılmak. Başta Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığının ihalelerine katılmak. Cengiz Solak bu projeyi getirmişti, Güneydoğu’da yani esas kurulacağı yer Güneydoğu değildi esasında İstanbul diye düşünmüştük, sonra Güneydoğu’da teşvikler olduğu için biz Güneydoğu’ya gittik. Bizim müşteri portföyümüz birincisi Türk Silahlı Kuvvetleri, yani buradan yola çıkarak işte bakın Ergenekon’la bağlantılı bir soru sordum cevabını da böyle alıyorum şeklinde bir soru soruyor da, birincisi Türk Silahlı Kuvvetleri, ikincisi Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı polis okulları ve kantinler. Yani yazı yazıldığında fabrikaya fatura kestiğimiz şahısları da göreceksiniz. Özel okullar, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı özel okullar, üniversiteler, YİBO tabir ettiğimiz yatılı bölge okulları, bir de belli bir stok tutuyorduk. Müşteri portföyümüzü sorduğu için söylüyorum, belli bir stok tutuyorduk, olağanüstü hallerde.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Olağanüstü hallerde yani afetlerde, doğal afetlerde veya savaş halinde bütün halka dağıtılmak amacıyla belli bir stokumuz vardı depolarımızda. Bu da Valiliğin sanırım envanterine de girmiştir, işte fabrikamız Valiliğe bakın herhangi bir olumsuz durumda bu kadar stok var, bu da vatandaşa dağıtılır şeklinde faaliyet gösteriyorduk.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Ulaş Özel: “Ortaklarının kim olduğunu, özellikle.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Tamam ben söyleyeyim, birincisi iddianamede adı geçen Rıdvan Altınok var, yani özellikle onu duymak için, sorduğun için söyleyeyim, bu şahısla tanışıklığımı ben beyan etmiştim, 2010 yılında iddianamede Ulaş Özel, Ulaş Özel’e yapılan bu operasyon sonrası Rıdvan Altınok’la telefon görüşmelerim var iddianamede. Bunların bir kısmı ya Okan’ı almışlar neden almışlar falan diye bana soruyor, bende bilmiyorum abi bakacağım, beni de aramışlar diye cevap veriyorum. Sonra ilk 1 hafta, yani biz gözaltına alındığımız tarihte ilk bir hafta gündemimiz buydu. Sonraki haftalarda yapmış olduğumuz telefon görüşmelerinin ki Savcılık uzatılmasını istemiş herhalde benim kayıtlarımda, göreceksiniz tamamıyla ticari amaçlı olduğunu, zaten bu şahsın Rıdvan Altınok’un bu olaydan sonra kendisi Ulaş Özel’in söylemiş olduğu iddialara da inanmış olsa gerek ki Okan’la arasında bir soğukluk oldu yani aslında çokta fabrikaya gelmek istemedi. Zaten fabrikanın kurulma aşamasında yardım etti ve bizde hiç olmadı. Yani doğal olarak ortağımız hiç olmadı.”

Mahkeme Başkanı: “Yani 2 ortaksınız öyle mi?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Hayır 2 ortak değil ortaklarımı sayacağım efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Hı.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “2 ortağımız hiç olmadı, yani Cengiz Solak asıl proje mimarı ve Rıdvan Altınok ortaklıktan çekildiler. Yani söylemi şu, anlatmaya çalıştığı şu, bu şahıslar sayesinde Türk Silahlı Kuvvetlerine mal mı satacaksınız şeklinde bir zannediyorum sorusu var. Araştırıldığında, yani.”

Sanık Ulaş Özel: “Efendim benim sorularıma cevap vermesi.”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika, bir dakika.”

Sanık Ulaş Özel: “Ben yorum yapmasını istemi…”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Elazığ Ticaret Odasına veya oradaki fabrikamızın araştırıldığında bu iki şahsın sadece sanıyorum Ocak ayı gibi birkaç günlüğüne fabrikaya gelip gittiğini görecekler, onun haricinde.”

Mahkeme Başkanı: “Ya ortağınız kaç kişi?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Ortağımız bir saniye efendim onlar ayrıldıktan sonra Erhan Şuözer ve 2 tane arkadaşını ortak olarak getirdi. Memleket olarak Karslı olduklarını biliyorum, Erhan Şuözer gümrük binası… gümrük hizmetleri yapan bir şahıstır. Okan İşgör vasıtasıyla tanımıştım, onun limana, yanına şarka geldikten sonra 2010 yılında bu olaylardan birkaç ay önce gittiğimde tanışmıştım. Soyadını hatırlamadığım Mehmet Ali diye Sivaslı bir arkadaşımız var, o da aynı zamanda gümrük işi yapıyor. Toplamda kaç kişiyiz efendim, 3, 4, 5 kişiyiz toplamda.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Ulaş Özel: “Efendim usul açısından bir şeye değinmek istiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam sen normal sorunu sor.”

Sanık Ulaş Özel: “Ben beynimin içindekilerini biliyor mu ki ona yorum yaparak sorması.”

Mahkeme Başkanı: “Sen sorunu sor, sen sorunu, sorunu sor, tamam sen sorunu sor.”

Sanık Ulaş Özel: “Okan’la siz kendiniz mi tanıştınız ben mi sizi tanıştırdım?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Bir sonraki Mahkemede şey istemiştim gelecek mi bilmiyorum da.”

Mahkeme Başkanı: “Önceki Mahkemede.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Yok yok özür diliyorum bu Mahkemede, HTS kayıtlarını, cep telefonu kayıtlarını, şimdi kendisinin kullanmış olduğu cep telefonuyla benim cep telefonlarımın birbirimizi ne zaman aradığımız, daha sonrasında Okan’la ne zaman telefonlaştığımız görülecektir. İlk önce kendisiyle tanıştım, tanışma sebebim de bu arkadaşımız Okan İşgör’e ait olan garajda garaj bekçiliği yapıyordu, yanında.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “İşte bir arkadaşı daha vardı tamirci, hatta orada köpeklere falan bakıyordu işte bizle gidip geldiğimizde ilgileniyordu. Kendisiyle Okan İş… beni ile Okan İşgör’ü tanıştıran kendisi ve beni de tanıştırırken, işte çok garip geliyor bu iddia, yani iddiaları okuyorum askerdi, komandoydu, işte Satçıydı falan değil de iş adamı ve işte bir bar sahibi falan olarak, yani zamanında bar falan işletmiş şeklinde tanıştırmıştı. Ben daha sonradan duydum Okan’ın işte askerliğini asteğmen olarak Güneydoğu’da yaptığını falan daha sonra duydum yani.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Ulaş Özel: “Bir şey olarak soruyorum, ben bunların aksini söylediğimi, yani benim tanıştırmadığımı bunu nereden, neden böyle bir şey söylediniz?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Şimdi cevap verebilir miyim Başkanım?”

Mahkeme Başkanı: “Evet buyurun soru, cevap verin.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Şunu unutuyor sanırım emniyet müdürlüğünce terörle mücadelede Ulaş Özel’in verdiği ifadelere istinaden bana bir sürü soru soruldu. Dedi ki Okan, yani oradaki memur arkadaşlar iddianameye de girmiş zannediyorum, bir önceki Mahkemede de bu konu tam açıklanmadı, ama açıklayayım ben. Okan seni Ulaş’la tanıştırdı, ne amaçla tanıştırdı diye bana bir soru yöneltilmişti, bir de Okan’ın Porsche’una, Porsche arabasına, Porsche cipine bindin mi diye bir soru yöneltilmişti bana. Ben her ikisine de şöyle cevap vermiştim, ben Okan’da hiç Porsche cip görmedim, bir sanırım hatırladığım kadarıyla Megan bir araba gördüm, hiçte duymadım. Okan’la da beni Ulaş Özel tanıştırdı yani şimdi mantık şunu almaz. Benim görev yaptığım yerde Ulaş Özel’in çalıştığı garaj var ve Ulaş Özel o garajın sorumlusu, Okan İşgör’de jandarma bölgesinde ofisi olan bir şahıs var, doğal olarak Ulaş Özel’i tanımam daha önceliklidir. Böyle bir cevap vermiştim, bana ısrarla sormuşlardı, kim kimi tanıştırdı diye. Ben onlara işte Ulaş bizi tanıştırdı dediğimde, öyle değil ama Okan sizi tanıştırmış, ne amaçla tanıştırmış şeklinde soru vardı o yüzden söyledim efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Ulaş Özel: “Efendim bir şunu sormak istiyorum, kendisi beni tanıdığı zaman, tanıdığı zaman ben, benimle ilgili ekonomik bir sorunum var mıydı? O zaman hangi araç kulla… kendime ait aracım var mıydı? Ve onun da ötesinde şunu sormak istiyorum, böyle özellikle şunu yaptığı için böyle yok köpek bakıcısı, yok ona açıklık getirmesi açısından söylüyorum. Bu tarz ittiba… yani terimler kullandığı için benim o zamanki hayat şartlarım ve ekonomik durumum nasıldı, onları bil…”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Şöyle cevap vereyim, bu mümkünse bilmiyorum ama bu kadar insanın içerisinde rencide olmayı bende istemem, her ikimizin de ahlak boyutu araştırılırsa her.”

Mahkeme Başkanı: “Ahlak boyutuna girmeyin, doğrudan konuya.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Soruya cevap verin, yorum yapıyor…”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Anladım, biz çok özür dilerim her ikimiz de sınıfta kalırız şeklinde söyleyecektim.”

Mahkeme Başkanı: “Yok yok biz sizden istediğimiz kimsenin ahlakı durumu ile ilgili bir sorumuz yok.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Şimdi kendisini tanıdığımda bakın ısrarla söyleyeyim, kendisini tanıdığımda daha önce otelde çalıştığını, otelin de eşi, halasına ait ol… teyzesine ait olduğunu, annesinin kardeşine ait olduğunu, burada da bir yanlış anlaşılma diye söylemişti bana, işte bir yanlış anlaşılmadan dolayı teyzesinin onu uzaklaştırdığını, çünkü teyzesinin de kocasıyla ayrılma noktasına geldiğini, işte ayrılacaklarını falan söylemişti. Yani buraya işte Okan İşgör’ün yanına Hüseyin tanıştırdığını, önce burada başladığını, ama bu garaj mesela kendisi şunun hakkında devamlı konuşuyordu. Bu garajdan sonra şeye geçeceğim, limana geçeceğim çünkü Hüseyin yapıyorsa bende yaparım şeklinde Hüseyin orada ne iş yapıyormuş bilmiyorum ama.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Soru şu, ekonomik durumum nasıldı, arabam var mıydı diye soruyor?”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Tamam ekonomik durumunun nasıl olduğunu çok iyi bilmiyorum ama kırmızı bir Peugeot’a bindiğini biliyorum, kendisi söyler yani ben o kırmızı Peugeot’un ruhsatına bakmadım, kendi adına kayıtlıysa kendisi söyler. Ekonomik durumunun ne olduğunu bilmiyorum, yani orada aldığı bir maaşın kaç para olduğunu bilmiyorum.”

Sanık Ulaş Özel: “Efendim şey açısından soruyorum, çok, gerek mesleği polis memuru olduğu için, gerek yani bahsediyor, uyanık birisi olduğu için yani şunu özellikle merak ediyorum ve özellikle soruyorum, izlenimi muhtaç böyle paraya ihtiyacı olan ya da böyle giyimi kuşamı, yani bunu bilebilecek birisi olarak soruyorum, yani hiçbir şeye gerek yok yani, bilemiyorum, ben, bende biliyorum benim cebimde ne kadar para olduğunu bilmek imkansız. Ben izlenim olarak onu merak ediyorum ve yani Başkanım özellikle şimdi tahrik edici şeyler söylüyor, ben kendimi burada özellikle.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam aynı konu üzerine saplandınız kaldınız, amacınız ne bu sorulardan?”

Sanık Ulaş Özel: “Yok ben onları kendime, özellikle diyor şunun açığa çıkması açısından beni hep konuşmalarıyla, böyle aşağılamak, itibarsızlaştırmak için.”

Mahkeme Başkanı: “Yok bekçi olmak bir suç değil, ayıpta değil.”

Sanık Ulaş Özel: “Hayır hayır yani ben şimdi şunu söyleyeceğim, Hüseyin Yanç’ın Okan İşgör belirtmesine rağmen, yani ekonomi şeyi eğitim seviyesini şey olmasına rağmen ben limanda garajda bekçilik yapacağım, yani öyle şeyler söylüyor ki.”

Mahkeme Başkanı: “Yok bekçi olduktan sonra daha üst görevlere geçen insanlar var.”

Sanık Ulaş Özel: “Hayır hayır efendim ondan da çekinmiyorum yani benim anlatmak istediğim şey şu, beni işe ihtiyacım varmış gibi, sürekli teyzemin yanında çalışmışım, teyzemin yanında.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam o konu anlaşıldı.”

Sanık Ulaş Özel: “Teyzemin yanından amcamın yanına gitmişim, ben kovulmuşum.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam siz esas sorularınızı sorun.”

Sanık Ulaş Özel: “Yani ben şunu öğren… şunun açıklanması açısından yani ihtiyacım varmışta ben iş arıyormuşum ima… o imajını veya buradan da şuna gitmeye çalışıyor. Ya bu, buraya Okan gilin yanına jandarma komutanları göndermedi, bunun iş ihtiyacı vardı, onun için geldi şeyini uyandırmak için.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam açıkladınız evet, konu anlaşıldı.”

Sanık Ulaş Özel: “Onun için ben aydınlanmasını istiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Konu anlaşıldı, tamam devam ediniz, başka konuya geçin, yani ekonomik durumunuz iyi olsa ne olur, kötü olsa ne olur.”

Sanık Ulaş Özel: “Yo.”

Mahkeme Başkanı: “Hakkınızda iddianamede belirtilen olaylar bahsedilmiş, biz o konularda soru sormanızı istiyoruz, evet.”

Sanık Ulaş Özel: “Tamam efendim şimdilik sorularım bu kadar.”

Mahkeme Başkanı: “Otur.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Sayın Başkanım çok özür dilerim.”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika buyurun, mikrofonu ver, evet ses geliyor.”

Sanık Okan İşgör söz istedi verildi: “Başkanım benim Yusuf Ethem Akbulut’la ilişkim bu (bir iki kelime anlaşılamadı).”

Mahkeme Başkanı: “Adınızı söyleyin.”

Sanık Okan İşgör: “Okan İşgör.”

Mahkeme Başkanı: “Evet buyurun.”

Sanık Okan İşgör: “Bu Elazığ’da kurduğumuz fabrikayla ilgili soracaklarım var, çünkü bazı şeyler açıklığa kavuşmadı, dünde kendisi bu yönde bazı beyanlarda bulundu. Benim bu fabrikaya ortak olmam konusunda ısrarcı olan kişi, şey ortak diyorum genel müdür olmam konusunda ısrarcı olan kişi kimdi?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Erhan Şuözer diye bir şahıs, Erhan Şuözer gümrükçü olarak biliyorum, kendisi şöyle bir şey söylemişti. Biz de karşı çıkmıştık vaktiyle, demişti ki, işte Okan 2 tane üniversite bitirmiş, ne konuştuğunu bilen, oturmasını kalkmasını bilen bir adam, gittiğimiz yerlerde bizlere mutlaka çok faydalı olacaktır. Kendisini önce ortak yapmak istedi, fakat Okan işte ısrarla ben para veremem, çünkü maddi durumum yok demesine rağmen, bu defa genel müdür yapalım, işte maaş verelim ileriki zamanlarda değerlendiririz şekliyle Erhan Şuözer 2010 yılının yanlış hatırlıyor olabilirim ama Kasım ayı falan Okan İşgör’ü yani istem dışı Elazığ’a götürdü. Okan İşgör o tarihte yine yanlış hatırlamıyorsam bir depoda yani durumu iyi değildi, bir depoda iş buldu. İyi bir maaşla iş buldu, fakat Erhan Şuözer’in baskılarıyla biz o aldığın parayı fazlasıyla vereceğiz şeklindeki söylemleriyle Okan İşgör’ü kendisi götürdü.”

Sanık Okan İşgör: “Diğer bir sorum Başkanım, Sanür Endüstriyel gıdayı, Elazığ’a gidip kim kurdu? Şirketi kim kurdu?”

Mahkeme Başkanı: “Bu sorudaki amacınız nedir?”

Sanık Okan İşgör: “Efendim şimdi Rıdvan Altınok’la ilgili burada bazı konular var, Rıdvan Altınok bu fabrikanın ortağı olacaktı, kendisi benimle birlikte Elazığ’a gidip şirketi ikimiz kurduk Rıdvan Altınok’la, yalnız şirketi kurduktan sonra size gazeteyi sunmuştum, gazetede şirketin kuruluş tarihi vardır.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Okan İşgör: “Şirketi kurduktan kısa bir süre sonra bu operasyon oldu ve kendisi bu operasyon olduktan sonra bariz bir şekilde benle telefon görüşmelerini kesti, benle görüşmeyi kesti, irtibatını kopardı ve bir daha fabrikayla hiçbir şekilde ilgilenmedi. Dolayısıyla bir Ulaş Özel’in sorduğu sorularda da izlenim edindim, bu fabrikaya kurmak için insanları bir araya getiren kişi Rıdvan Altınok’tur. Benim arkadaşımdır, işyerime gelip giderken tesadüfen nakliyecilik yaptım, kafeteryama gelip giderken nakliyecilik yaptığım dönemde benim müşterim olan ismini hatırlayamadım, soy ismini Mehmet Ali Denir, Mehmet Ali Demir ve Erhan Şuözer eski müşterilerimle tanıştı. Ben olayın içinde olmadığım şekilde böyle bir ortaklığa gittiler, beni daha sonradan müdür olarak işin içine sokmaya kalktılar. Müdür de oldum, yalnız bu operasyon olduktan sonra Rıdvan Altınok ve Cengiz Solak oper… Ergenekon’un isminden çekindikleri için ortaklıktan ayrıldılar.”

Mahkeme Başkanı: “Bunları anlatmıştınız savunmanızda, sorunuz ne bu.”

Sanık Okan İşgör: “Evet konu budur.”

Mahkeme Başkanı: “Sorunuz ne, tekrar alalım?”

Sanık Okan İşgör: “Ben Rıdvan Altınok’un, Rıdvan Altınok’un ve benim fabrikayla ilgili tüm ilişkilerimin ortaya çıkartılmasını istedim. Yani şaibe oluşmaması açısından.”

Mahkeme Başkanı: “Evet sorunuz nedir?”

Sanık Okan İşgör: “Söyledi beni kim müdür yaptı, müdürlükten niçin ayırdılar beni?”

Mahkeme Başkanı: “Müdürlükten ayrılma sebebi nedir?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Müdürlükten ayrılma sebebi Erhan Şuözer ve Mehmet Ali isimli arkadaşlarımız işte birtakım fabrikayla alakalı içten dolaplar çevirmeye başladılar. Okan İşgör kendisi tam yetkiliydi, yani sadece kendisi bilebiliyordu. İşte bankanın, bankadan kimler para çekebilir, nasıl çekebilir? Erhan Şuözer’in ispat edemediği işte bir 49 bin lira, bir 7 bin lira, bir 9 bin lira, bir 3 bin lira böyle rakamlarla işte ben almadım şeklinde söylemleri falan vardı. Okan İşgör Erhan Şuözer’le bu konudan dolayı baya bir tartıştı. Erhan Şuözer son zamanlarda işte ben, bu fabrikaya en fazla parayı ben koydum ve en fazla hisse benim olmalı şeklinde işte bizle kavgaları olduktan sonra biz ayrılma yoluna gittik. Fakat.”

Mahkeme Başkanı: “Yani ayrılış sebebi bu dava süreci mi yoksa başka konular mı?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “O, o, o tarihte şöyle bir şey vardı, biz Okan İşgör’e hiç para veremedik, yani bize hizmet ettiği, fabrika hizmet ettiği sürece biz Okan İşgör’e hiç para veremedik, yasal olarak hiç para veremedik.”

Mahkeme Başkanı: “Yani müdür, müdürlük maaşı olarak.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Evet biz veremedik, ikinci ke… ikinci defa şöyle bir şey oldu, bu soruşturma kapsamında bize zarar vereceğini söylüyordu devamlı Erhan Şuözer, bak biz işte Okan İşgör böyle böyle şeyler yapmış, yani bir sürü şey yazıyor gazetede, bu bize zarar verir şeklinde de söylemleri olmuştu. Fakat aynı Erhan Şuözer ve Mehmet Ali Okan burada söyleyebilir, yıllardır Okan’ı tanıdıklarını söylüyorlardı yani, 8 yıl, 10 yıldır ben beraberiz dediklerini biliyorum. Fakat işte işin içine bilmiyorum ya menfaat ya da işte bu dava kapsamında zarar göreceğimiz şeklindeki düşünceleri olsa gerek.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Okan İşgör’ü uzaklaştırma kararı aldık.”

Sanık Okan İşgör: “Tamam farklı, başka bir sorum yok Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Oturun.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Ben yalnız Rıdvan Altınok’la alakalı bir şey daha belirteyim.”

Mahkeme Başkanı: “Söyleyin.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Çok özür diliyorum, Rıdvan Altınok ve Cengiz Solak 2011 yılının Ocak ayında fabrikadan tamamen ilişkilerini kestiği sırada Cengiz Solak’ın tanıdığı olan, yani akrabası, akrabam diye bahsettiği, tanıdığı olan bir tane yarbay vardı satın almada, Elazığ’da. Normalde onlar da bizle ortak olsaydı, biz o yarbayla alakalı işte gidip söyleyecektik işte bize yardımcı olun diye. Fakat Cengiz Solak bunu dahi yaptırmadı, yani fabrikadan ilişkilerini keser kesmez Cengiz Solak’ta Rıdvan Altınok’ta fabrikanın ilerlememesi için ellerinden geleni yaptılar. Biz 4. komandodan, Tunceli’deki 4. komandodan ihale bile alamadık, orayı da Rıdvan Altınok işte benim arkadaşım var, falan şeklinde söylemleri vardı, biz oralardan ihale bile alamadık. Bu şahıslar 2011 yılının Ocak ayında fabrikayı terk etmelerinden dolayı.”

Mahkeme Başkanı: “Evet, sanık müdafilerinden sorusu olan, buyurun.”

Sanık Hüseyin Yanç müdafii Av. Tuncay Ateş söz istedi verildi: “Kaç yıl polislik yaptınız, en son İstanbul’da hangi görevde çalışıyordunuz?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “11 yıl ve Gayrettepe Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı Avcılar, özür diliyorum Beylikdüzü asayiş ekiplerinde çalıştım, en son alındığım yer Beylikdüzü asayiş ekipleri.”

Sanık Hüseyin Yanç müdafii Av. Tuncay Ateş: “Okan İşgör’ü kaç yılında tanıdınız?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “2007 sanırım, 2007 olsa gerek.”

Sanık Hüseyin Yanç müdafii Av. Tuncay Ateş: “Hüseyin Yanç’ı kaç yılında tanıdınız?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Yine aynı o tarihlerde tanıdım, belki işte birkaç hafta veya ara ay olabilir.”

Mahkeme Başkanı: “İlk tanıdığınız hangisi sanıklardan, ilk tanıdığınız?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Ulaş Özel’i tanıdım.”

Mahkeme Başkanı: “İkinci?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “İkinci sanırım Okan İşgör’ü tanıdım.”

Mahkeme Başkanı: “Evet buyurun.”

Sanık Hüseyin Yanç müdafii Av. Tuncay Ateş: “Kaç kardeşsiniz, siz dahil?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Benim haricimde bir kız ve bir erkek kardeşim var, yani 3 kardeşiz.”

Sanık Hüseyin Yanç müdafii Av. Tuncay Ateş: “Peki, ağabeyiniz ya da kardeşiniz, ailenizden şehit olan birisi var mı?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Benim ağabeyim yok ya da ailemden şehit olan hiç kimse yok.”

Sanık Hüseyin Yanç müdafii Av. Tuncay Ateş: “En son Hüseyin Yanç’la kaç yılında nerede görüştünüz?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Bir defa şunu hatırlıyorum Çapa’da bir hastam vardı Hüseyin Yanç’la tesadüfen Çapa’da görüştüm. O tarih sanırım 2009 olabilir, 2009 olabilir, sonrasında 2010’da görüşmüş olabilirim yani hatırladığım kadarıyla bir defa 2010’da, 2010’un ilk aylarında sanırım görüştüm.”

Sanık Hüseyin Yanç müdafii Av. Tuncay Ateş: “Nerede görüştüğünüzü hatırlıyor musunuz en son?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “He şu şekilde algıladım ben, yani herhangi bir şekilde telefonlaşılıp hadi şurada buluşalım şeklinde değil.”

Sanık Hüseyin Yanç müdafii Av. Tuncay Ateş: “Hayır hayır yüz yüze, yüz yüze en son.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Hatırlamıyorum, hatırlamıyorum ama görüştüğümü hatırlıyorum yani, tesadüfen karşılaştığımızı hatırlıyorum daha doğrusu.”

Sanık Hüseyin Yanç müdafii Av. Tuncay Ateş: “Hiç Ulaş Özel’in elinde susturuculu silah gördünüz mü?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Ben Ulaş Özel’in elinde tabanca görmedim yani susturuculu hiçbir silah yani bırakın susturucusunu tabanca görmedim yani.”

Sanık Hüseyin Yanç müdafii Av. Tuncay Ateş: “Hüseyin Yanç’ın hiç yasadışı bir olayına tanık oldunuz mu?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Ulaş Özel için söylediğimin aynısını Hüseyin Yanç için de söyleyeyim, ben Hüseyin Yanç’ı Okan İşgör’ün yanında tanıdım ve hiçbir yani yaptıklarının sadece ticaret olduğunu biliyorum, yani Hüseyin Yanç’ın herhangi bir illegal, olumsuz veya işte suç kapsamına giren hiçbir şeyini görmedim ben, tanık olmadım, duymadım da ayrıca.”

Sanık Hüseyin Yanç müdafii Av. Tuncay Ateş: “Peki teşekkür ederim başka sorum yok.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun, isminizi söyleyin.”

Sanık Okan İşgör müdafii Av. Salim Purtaş söz istedi verildi: “Okan İşgör müdafii Av. Salim Purtaş.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”

Sanık Okan İşgör müdafii Av. Salim Purtaş: “Okan İşgör’ü tanıdığınız zaman yanına asker şahıslar veya istihbarat elemanlarının gelip gördüğünü şahit oldunuz mu?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Bakın efendim ben buna şöyle cevap vereyim, Ulaş Özel poliste vermiş olduğu ve 3 defa da Cumhuriyet Savcısında belirtmiş olduğu bir sürü ismi Ulaş Özel Okan İşgör’ün yanında çalışırken dahi burada reddetti. Yani söylediği her şeyi ben onları görmedim, işte polis doldurdu ya da Savcı yazmış, ben bilmiyorum, ben öyle söylemedim dedi. Oysaki Mahkemede tıpkı sizin bu iddianameyi okuduğunuz gibi Mahkemede de bize okundu, o zaman hiç tepki göstermemişti, hepsine evet tanıyorum demişti. Tutanaklarda mevcuttur zaten gerçeğin anlaşılmasına sanırım az bir vakit kaldı. Ulaş Özel dahi görmemişken bu isimleri benim görmem mümkün değildir. Ulaş Özel yanımdayken burada Mahkemede görmediğini, bu Mahkeme boyunca defalarca zikretti. Bu isimleri ben ilk defa burada görüyorum, ben öyle bir şey söylemedim, yazmışlar dedi veya Savcı öyle söylemiş dedi, defalarca kendisi yalanladı. Benim görmemiş, görmüş olmam mümkün değil, hiç iddianamede adı geçen hiçbir şahsı bırakın Okan İşgör’ün yanında görmeyi, yani uygulamada dahi görmedim, tanımadım.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Okan İşgör müdafii Av. Salim Purtaş: “Okan İşgör’ün yazıhanesine kaç defa gittiniz veya sık sık gider miydiniz?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “2 defa gitmiş ola… yani bir defa kesinlikle gittim, çünkü yazıhanesini biliyorum, yazıhanesinin nerede olduğunu biliyorum.”

Mahkeme Başkanı: “(bir kelime anlaşılamadı) bize bakarak.”

Sanık Okan İşgör müdafii Av. Salim Purtaş: “Peki.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Ama 2 defa git… belki 3 defa gitmişimdir ama bu 4 ve 5 asla olmamıştır.”

Sanık Okan İşgör müdafii Av. Salim Purtaş: “Peki Ulaş Özel Okan İşgör’ü işadamı haricinde bu kendi ifadelerinde söylüyor, JİTEM’cidir, asker emeklisidir veya askerden ayrılmıştır diye size hiç bahsetti mi, bu şekilde tanıştırdı mı sizi?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Sadece şunu söyledi bana, dedi ki Şile’de bir arazi var, işte orada dedi, Satçı arkadaşlarıyla beraber bana söylediği paintball, hani boya atar silahlarla savaş oyunu vardır.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Bu böyle bir projemiz var diye Okan, özür diliyorum Ulaş Özel söylemişti. Yani Okan İşgör’ün geçmişiyle alakalı, işte rütbeli, rütbesiz askerdir bilmiyorum veya Satçıdır, komandodur, ben Ulaş Özel’den böyle bir beyan hiç duymadım. Hüseyin’den de duymadım, çünkü ortak arkadaşlarımızdı ama sadece Okan İşgör’le alakalı şunu biliyorum. Şile’de bir arazi var, orman müdürüyle de görüşmüşler, orada paintball yapılacak, bunun için bir takım girişimlerinin olduğunu söylediler yani, askeriyeyle alakalı sadece oradaki birtakım Satçı arkadaşları varmış, onların böyle bir projesi olduğunu söylediler.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Okan İşgör müdafii Av. Salim Purtaş: “Siz görev yaptığınız dönemde asayişte çalıştığınızı söylediniz, peki Ergenekon soruşturması yürütülürken kendisini etrafta JİTEM’ci olarak tanıttığını söylediği Ulaş Özel’in böyle bir kişiyle tanışmaktan herhangi bir çekince duymadınız mı? Veya bir şüphe hissetmediniz mi kendinizde?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Şimdi bana kendisi JİTEM’ciyim diye tanıtmadı ki.”

Sanık Okan İşgör müdafii Av. Salim Purtaş: “Hayır Ulaş Özel.”

Mahkeme Başkanı: “Bize bakarak konuşun.”

Sanık Okan İşgör müdafii Av. Salim Purtaş: “Okan İşgör’ü JİTEM’ci diye tanıtıyor.”

Mahkeme Başkanı: “Kulaklarınız duyuyor zaten.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Evet.”

Sanık Okan İşgör müdafii Av. Salim Purtaş: “Böyle bir duyumunuz olduysa, neden Okan İşgör tanışmaktan çekinmediniz veya onunla tanışma ihtiyacı duydunuz?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Söyleyeyim Okan İşgör’ü bana tanıtırken askerdi, JİTEM’ciydi, derin devletti, sana şöyle yardımı olur veya şöyle tanıdıkları var şeklinde tanıtmadı. Bana işte ondan fazla tırı olduğunu o dönemde 2007 tarihiydi, işte sanırım 10’dan fazla tırı olduğunu, bir de işte hatırlayamıyorum tam ama belki Kuruçeşme’de olabilir Okan’a sorulduğunda söyleyebilir. Barının olduğunu, işte eğlence kulübünün olduğunu, yani detaya girmemi istiyorsanız birçok manken tanıdığını ve ünlü tanıdığını söyledi. Bir klip çekmişler onu söyledi, ama bunun haricinde bana yani askerdir, JİTEM’dir veya işte şudur budur hiçbir şey söylemedi.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Okan İşgör müdafii Av. Salim Purtaş: “Teşekkür ediyorum Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Evet oturunuz, bir dakika Hakim Bey’in sorusu var, Hakim Bey’in sorusu var.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Bu söz konusu aracı kaç yıl kullandınız?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “İki buçuk yıl olsa gerek.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “İki buçuk yıl kullandınız, peki bu aracın hiç muayenesini falan yaptırdınız mı?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Ben Iğdır Tuzluca’da görev yaptım efendim, Iğdır Tuzluca’da, tam seçimlerin olduğu döneme denk geldi yani.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Normalde araçların 2 yılda bir muayenesi yapılır, yani.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Onu söyleyeceğim efendim, bir seçim bitti ikinci bir seçimin aralığında şark görevim oldu. Bizler ilçeden ile zırhlı araçlarla gider geliriz, yani eşlerimizle dahi gitmemiz yasaktır. Bunun yasal parası zannediyorum iki yüz.”

Mahkeme Başkanı: “Yani muayene yaptırdınız mı sonuç.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Yok yok yapmadım.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Yaptırmadınız.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “İki yüz küsur lira falan gecikme cezası olacak, yani İstanbul’a döndüğümde 200 küsur lirayı öderim, yaptırırım şeklindeydi. Muayene tarihleri vardı, yani şu şu tarihlerde muayene olacak diye tarihler vardı. O araçlar o zamanlarda da biz ek görevdeydik, orada polis olmamıza rağmen Iğdır Tuzluca ilçesi Ermenistan PKK geçiş noktasıdır. Şu şekilde görev yaptık ya gece çalıştık ya gündüz çalıştık, yani 12, 12 çalıştık aylarca, bırakın araç muayeneyi yaptırma fırsatımızı çok zor şartlarda görev yaptık yani o geçiş noktası olması sebebiyle.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “İstanbul’a geldikten sonra ne kadar, yani araç yakalanıncaya kadar ne kadar çalıştınız İstanbul’da?”

Mahkeme Başkanı: “İstanbul’a gelişinizle, yakalandığı tarih arasında aracın.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Yani muayene yapma fırsatınız.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Zannediyorum bir beş altı ay civarında, evet, Haziran ayını bekliyordum efendim.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Vergisini ödediniz mi? Taşıtlar vergisi.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Yok ödemedim, muayene ve vergi zaten aynı anda.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Yok bu bandrol dedikleri 6 ayda bir ödenen.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Yok yok ödemedim.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Onu da ödemediniz, niye ödemediniz?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Zaten ikisi de aynı anda muayeneyi yaptırdıktan sonra vergiyi ödersiniz.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Muayene değil, 6 ayda bir zorunlu taşıtlar vergisi vardır, yani yılda 2 kere alınan onu ödediniz mi?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Muayene yapılmayan araçların vergisi alınmaz efendim, vergiye gittiğinizde de sizin.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Yani onu da ödemediniz.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Ruhsatını veriyorsunuz ya git muayeneni yaptır derler yani.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Yani onu da yaptırmadınız.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Yok yaptırmadım.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Evet, peki dediniz ki polisler plakanın arkasındaki damganın silik olduğunu görmüşler.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Neyin efendim anlamadım?”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Damganın.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Evet.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Silik olduğunu, yani net olmadığını görmüşler o yüzden durdurdular, biraz önce öyle dediniz ifadenizde.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Evet.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Siz bunu hiç fark etmediniz mi iki buçuk yıl boyunca.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Şöyle bir şey söyleyeyim.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Ya da polis arkadaşlarınızdan fark eden olmadı mı?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Şöyle bir şey söyleyeyim ben, benim bu aracım aynı zamanda Tokat Zile’de aylarca kaldı. Daha doğal olarak ailem de bindi, akrabalarım da bindi. Birkaç defa Zile Tokat arası uygulamaya takıldılar ve orada şey geldi. Hız aşımından, hız limitinden ceza makbuzu aldılar. Benim bu araç.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Fark etmediniz yani.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Yok yok.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Fark etmediniz tamam.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Zaten krımınal, krımınalın şöyle bir raporu olacak, sunacağım ben aldığım zaman, araç kandırılmaya haizdir raporu var. Ruhsatlar orijinal, yani plakalar orijinal, yani bu aracı baktığında normal bir polis değil, sadece o işin kursunu almış uzman polislerin, onlar dahi yarım saatten fazla uğraştılar, neredeyse bırakıp gidiyorlardı yani.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Yolda dediniz ya arkadan görmüşler, anlamışlar durdurdular dediniz.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Doğrudur, sonrasında ben hatırlarsanız şey söyledim, tam sorguladılar, hiçbir şey çıkmayınca bırakıp gidiyorlardı, içlerinden genç bir arkadaş kaputu aç bir de ona bakalım şeklinde, araç oradan zaten çıktı.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Bu aracı bir galerici arkadaşınızdan aldığınızı söylediniz, daha sonra araç uygulamada change olduğu ortaya çıktı araştırmada.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Evet.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Peki bu arkadaşınız hakkında herhangi bir suç duyurusu, herhangi bir işlem yaptınız mı?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Ben aracı arkadaşımın eli… yani galerici arkadaşımdan aldım demedim.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Yani aracılığıyla aldınız.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Galerici arkadaşım buna, galerici arkadaşım buna vesile oldu dedim.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Tamam.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Evet yani bu araçla alakalı.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Yani bu aracı o kişiye satan ya da asıl galerici arkadaşınızın aracılık yaptığı kişi, onun hakkında suç duyurusu, herhangi bir işlem yaptınız mı? Neticede kandırılmışsınız, change bir aracı size satmışlar.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Doğrudur ben ifadelerimde.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Herhangi bir işlem yaptınız mı?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Doğrudur araç hiç yakal… ilk yakalandığı zaman yani beni kandıran ve mağdur eden şahıstan davacıyım ve şikayetçiyim diye ifadem vardır efendim.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Burada değil, resmi yerlere müracaat yaptınız.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Hayır davacıyım ve şikayetçiyim diye ifadem alınırken söyledim, yani ayriyeten gidip de.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Burada demiyorum yani normalde bir Savcılığa gidip suç duyurusu ya da tazminat davası.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Yok, yok açmadım yani.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Açmadınız tamam.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Doğal olarak kendimi bu davanın ortasında buldum, hiçbir şeye vakit bile bulamadım yani.”

Üye Hakim Fatih Mehmet Uslu: “Tamam başka sorum yok.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sayın Başkanım İddia Makamı.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Davacı ve şikayetçiyim dediğiniz kişi kimdir yani Murat Haznedar mıdır? Sizin davacı ve şikayetçi olduğunuz kişi kim?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Doğrudur.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ama başka kişiden aldığınızı burada söylediniz, duruşmada.”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Bakın ben.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Murat Haznedar’dan şikayetçi olmak doğru mu sizce yani?”

Sanık Yusuf Ethem Akbulut: “Ben, ben bu aracı bana Murat Haznedar adıyla satan şahıstan davacı ve şikayetçi olduğumu söylüyorum. Yani Cemal Karakış’tan değil veya başka bir insandan değil. Beni kandıran, yani büyük ihtimal sahte kimlikti, beni sahte kimliğiyle kandıran, ifademde de vardır asayiş şubede vermiş olduğum ifadede. Beni bu şekilde mağdur eden şahıstan davacı ve şikayetçi olduğumu söyledim efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Evet oturunuz, sorunuz mu var?”

Sanıklar Ahmet Tuncay Özkan, Mustafa Levent Göktaş, Bedrettin Dalan ve bir kısım sanıklar müdafii Av. Hüseyin Ersöz söz istedi verildi: “(bir iki kelime anlaşılamadı) birkaç tane soru yöneltmek istiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam onları çağıracağız şimdi.”

Sanıklar Ahmet Tuncay Özkan, Mustafa Levent Göktaş, Bedrettin Dalan ve bir kısım sanıklar müdafii Av. Hüseyin Ersöz: “Tamam efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Ulaş gelir misin? Ulaş Özel.”

Sanık Ulaş Özel: “Efendim henüz avukatım gelmedi.”

Mahkeme Başkanı: “Gelecekti bugün.”

Sanık Ulaş Özel: “Gelecek efendim bugün söylemişti geleceğini.”

Saatin 10:45 olduğu görüldü.


Yüklə 0,68 Mb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin